Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2025, BİTKİ KORUMA ÜRÜNLERİ BAYİLİK SINAVI ÇALIŞMA KİTABI
https://doi.org/10.37609/akya.3348…
8 pages
1 file
Tarımsal üretimde kullanılan bazı Bitki Koruma Ürünleri (BKÜ) çevreye (Toprak, su, hava) ve canlılara (insan, bal arısı, hayvan, balık ve kültür bitkileri) olumsuz etki yapabilmektedir. Bu nedenle BKÜ kullanımında 5 D formülüne maksimum düzeyde uyulmalıdır. Aksi durumda bir çok olumsuzluklar olabilir. BKÜ içerisinde yer alan pestisitler çevre ve canlı sağlığı açısından büyük önem arzeder. Pestisitler içerisinde de herbisit ve insektisitler ön plana çıkmaktadır. Pestisitlerin doğrudan kullanım amaçları dışında, kültür bitkilerine veya diğer canlılara etkisine “yan etki” denir. Pestisitlerden özellikle herbisitlerin uzun süre su içi bitkilerine karşı kullanılması durumunda balıklara toksik etki yapabilir. Su içi herbisitlerin etkisiyle yabancı otların tamamı ölebilir ve buna bağlı suyun O2 oranı minimum seviyede olur ki buda balık ölümlerine neden olacaktır. Bunu önlemek için su içi bitkileri ile mücadelenin düşük sıcaklıkta yapılması ve su yüzeyinin münavebeli ilaçlanması gerekir. Pestisitlerin canlılara etkisi açısından özellikle insan, kara ve su hayvanları önem arz etmektedir. Pestisitler insan ve hayvanlara nasıl etki eder? Öncelikle pestisitlerin bu canlılara nasıl giriş yapıp etkili oluyor bu soruya cevap bulmamız gerekir.
Antik Yunan mitolojisinden İbrahimi dinlere, ilkellerin evren anlayışından modern kültür ve medeniyetlere dek, hemen her fikriyatta insan, “ötekiler” arasında özel bir yere, diğer canlılarınkinden yüksek bir payeye layık görülmüştür. Her çağ ve toplumda görülebilen bu antroposantrizme karşın, insana yakıştırılan bu “onurlu,” üstün, merkezi konumun dayanağına, doğasına ve tanımına dair herkesçe mutabık olunan net ve sabit bir açıklama –özellikle de seküler düşünüşte– söz konusu değildir. Dahası kök hücre araştırmaları, reprodüktif insan klonlama tasarıları, kimerizm ve transgenez ürünü canlıların yaratımı vb. hususların tartışıldığı ve böylece kimin (ya da neyin) bir “insan” olduğunun biyolojik bakımından dahi sorgulandığı günümüzde, “insanlık onuru” içeriği her zamankinden de tartışmalı ve muğlak, geçmişteki sağlam yeri artık oynak bir nosyon haline gelmiştir. Dr. Baranzke, esaslara dair bu eserinde, bir süredir yerli yersiz bir biçimde kullanılmakta oluşundan ötürü halihazırda anlamı bulanıklaşmış olan bu esasi kavrama açıklık getirmeye girişmekte, bunu yaparken de kavramın antikiteden moderniteye dek tarihi süreçte beslenmiş olduğu eklektik kaynaklara ve dolayısıyla geçirdiği girift gelişime etraflıca değinmektedir. Geliştirdiği argümantasyonla ise nosyonun etik önemini savunmaktadır. Böylece eser, adeta tıp tarihi ve tıp etiği alanlarının ülkemizdeki entegrasyonunu tekrar haklı çıkarır biçimde, hem bir tıp tarihi hem bir tıp etiği çalışması niteliğindedir. Eserin bir diğer önemli özelliği ise, Alman biyoetiği ile Amerikan biyoetiği arasındaki yaklaşım farkına işaret etmesidir: “insanlık onuru” gibi birtakım ön kabuller, aksiyomlar benimsemeye açık olan, daha deontolojik bir paradigma ile, her kabul ve her şeyin tartışmaya açık olduğu, daha analitik ve fonksiyonalist bir paradigma. Ayrıca bir diğer husus, –hangi perspektiften bakıldığına göre konseptüalizasyonda kritik nüanslar gerçekleşebileceği gerçeği,– yazarın karşılaştırdığı perspektifler üzerinden bu kitapta bir kez daha görülmektedir: özne-odaklılık, muhatap-odaklılık, eylem-odaklılık. Dr. Baranzke’nin bu çok yönlü çalışması, “insanlık onuru”nun gerek tarihini, gerekse bugünkü etik rol, anlam ve yerini inceleyenler için Türkçe literatürde yararlı bir kaynak olacaktır.
KİŞİSEL SAĞLIK VERİLERİ II. ULUSAL KONGRESİ KİTABI, 2017
İktidar, modern çağ ile birlikte evrilerek, farklı anlamlarla kendini yeniden yapılandırmıştır. Michel Foucault’un biyo-iktidar çözümlemesi bu yeniden yapılan-ma sürecinde modern iktidarı ele alırken önemli bir başvuru kaynağıdır. İktidarı sadece devlet ve aygıtları çerçevesinde ele almak yerine, tüm toplumsal alanlara nüfuz eden iktidar ilişkileri temelinde analiz eden Foucault, iktidara olumlu anlamlar yüklemiştir. Foucault’ya göre biyo-iktidar kendisini, öldürerek, kapatarak değil, hayatta tutarak, var eder. Biyo-iktidarın temel konularından birisi olan nüfus politi-kalarının en önemli uygulama alanı ise, sağlık ve kadın sağlığıdır. Refah devletinin düzenleme aracı olarak nüfus politikaları, kadın sağlığı hizmetleriyle paralel olarak uygulanmakta ve nüfus konusu kadının üreme kapasitesi üzerinden somutlaştırıl-maktadır. Bu çalışmada Michel Foucault tarafından ortaya konulan biyo-iktidar kavramı, Türkiye’de nüfus politikası ve uygulamalarının bir aracı olarak kadınlara sunulan sağlık hizmetleri özelinde çözümlenmiştir.
2017
People’s first medicines have been the foliage, seeds, flowers, leaves, bushes or roots of the plants in their immediate surroundings. Through trial and error, people who determine which part of the plant is good for which disease, they have created “traditional treatment cultures” by transferring this information to generations. Each plant produces chemical substances of different composition according to its genetic properties in order to sustain its own life. As a complementary and supportive therapy, the medical herbal products accepted by the World Health Organization and used in phytotherapy should be produced in the right part of the correct plant according to the scientific criteria in the “pharmacy quality” by appropriate methods
KURAKLIK VE SICAKLIK STRESİNİN OLUMSUZ ETKİLERİNİ AZALTMADA BİTKİ ISLAHININ ÖNEMİ, 2020
Gelenek olgusu her zaman varlığını sürdürmektedir. Gelenek kültürle beraber düşünüldüğünde, kültür insanoğlunun yapıp ettiği ürettiği maddi ve manevi her şeyi karşılarken, gelenek kültürün nasıl ve ne şekilde yaşatılacağı noktasında insanlara yol gösteren bir yapıya sahiptir. Kültür doğası gereği değişkendir. İnsanın yapıp ettiği, ürettiği her şeyi kültür olarak kabul eden ve bu doğrultuda görüşler ileri süren kültür bilimciler, kültürü genel olarak maddi -manevi, soyutsomut, soyut -soyut olmayan gibi ayrımlar yapılarak başlıklandırılır. Kültürel değişmeler zaman içerisinde geleneği de değiştirmekte, bu değişim her dönemde formel yapının yanında hissedilir derecede kendini göstermektedir. Halk kültürü ürünleri de belli bir kültür içinde oluşurken ve canlılığını sürdürürken bu değişimden etkilenir. Bu etkilenme onun gelenekselliğine gölge düşürmez. Ticarette halk kültürü ürünlerinin daha çok eskilik yönü dikkate alınarak pazarlama yapılır. Ticarette eskiye yönelme, geleneksel olana yönelme anlamına gelir ki günümüzde bu açıkça görülmektedir. Ticarette eskiye, geleneksele yönelmenin araçları olan Şark köşesi, Türk köşesi, Otantik ürünler, El sanatları-zanaatları, Halı-kilim, canlı bir şekilde kullanılmakta ve ön plana çıkmaktadır. Reklam ve pazarlamada yerli ve yabancı firmalar geleneğin etkisini bilmekte ve bu etkiyi hissedilir derecede kullandıkları görülmektedir. Ticari işletmeler, ürünlerinin pazarlanması noktasında toplumların kültürel değer yargılarını kullanarak, her dönem bunları tekrar harekete geçirirler. Böylelikle gelenek ticari ürünlerin pazarlanmasında önemli bir yol olur.
KÜTAHYA ARKEOLOJİ, SANAT TARİHİ ve TARİH ARAŞTIRMALARI, 2019
Doğu ve Geç Doğu Roma (Bizans)-İslami Dönem Çokköy insanlarının diş aşınma dereceleri genel anlamda tarımsal bir beslenme şeklinin ipuçlarını vermektedir. Diş taşlarının derecelerinin yanında periyodontal rahatsızlıklara ait oranların ise apse olgusu üzerinde oldukça etkili olduğu görülmüştür. Çokköy insanlarında periyodontitis’in oluşumundan yanlış ve yetersiz beslenme birinci derecede sorumlu tutulsa da diş çürümesi (%7.05) ikincil olarak bu hastalığın oluşumunda etkilidir. Çokköy popülasyonlarına ait hypoplastik çizgilerin frekansı ve şiddeti yüksektir. Muhtemelen bebeklerinin sütten kesilme döneminin bebekler için daha riskli bir durumda bulunduğuna işaret etmektedir. Düşük sosyo-ekonomik durumun getirdiği olumsuz yaşam koşullarının yanında enfeksiyonel hastalıkların yaygınlığı ve yoğun tarımsal faaliyetlerin bir sonucu olan ağırlıklı karbonhidrat tüketimi bu köy toplumunun özelliğini yansıtan önemli bulgulardır.
Tıbbı ve Aromatik Bitkiler Sempozyumu 13-15 Eylül 2012 Tokat
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
MÜSBİD, 2018
BAHÇE BİTKİLERİ FAALİYETLERİNDE YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLAR-3
ULUSLARARASI HAKEMLİ İŞ GÜVENLİĞİ VE ÇALIŞAN SAĞLIĞI DERGİSİ, 2018
Tıbbı ve Aromatik Bitkiler Sempozyumu 13-15 Eylül 2012 Tokat, 2012
Harran Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi, 2018
SDÜ Sağlık Bilimleri Dergisi
DENEYSEL BİYOLOJİ DERG İ …, 2001
Manisa İl Merkezinde Bireylerin Ekmek Çeşitlerini Tüketim Alışkanlıklarının Belirlenmesi, 2014
2021
KÜRTÜN VE ÇEPNİ BEYLERİ-AĞALARI-HİZMETLİLERİ, 2024
MARMARA PHARMACEUTCAL JOURNAL, 2012