Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2024, Telve Yayınları
…
12 pages
1 file
Aktarma Sözlüğü - 1. Cilt, 2019
Aktarma Sözlüğü Abide-mezar: Anıtkurgan Afiyet olsun!: Aşolsun! Artezyen: Yuşuk Atıf: Atav Balina: Alabuğa Beste: Sarın Bisiklet: Tuguy Cin: Yelpin Demokratik: Aratçıl Destan: Üliger Deterjan: Açalga Diyet: Açır Efsane: Anız Ehliyet: Yeterge Ejderha: Evreğen Elektrik: Çakılgağan Elektron: Yalçırak Enfeksiyon: Alız Fal: Bakav Fil: Yağna Gazi: Alpavut Güfte: Koşun Harf: Üsük Hayalet: Yör Helalleşme: Adaldaşma Heykel: Yontav Hipopotam: Araman Hurç: Aşmag İftar: Ağzaçar İthaf: Adav İyon: Yüküt Jokey: Atçapar Kainat: Açan Kanguru: Yepelek Kanunname: Yasarga Kommemerasyon: Anıştay Kongre: Hural Konsey: Keneş Koordinat: Yönter Kutup: Yiğdiz Kurye: Yalavaş Lades: Yeteş Lanet: Yeksek Lif (temizlik): Yunça Mahkeme: Yarganak Manyetizma: Yiğdeme Mersiye: Yuğut Meteorit: Ağmazak Motor: Yörter Muska: Yomdar Mühür: Yuzak Nadas: Ahtar Nüfus: Arat Olimpiyat: Yarıştay Oruç: Baçağ Örümcek adam: Ağalcan Özür dileme: Ağzınma Parlamento: Yasatay Patates: Yumurgan Pelerin: Arkaç Penguen: Ağkarın Petrol: Yakız Planör: Yarkanat Polemik: Ağzalak Polen: Ürleç Polis: Yasavul Radyan: Yayçan Radyo: Sesbeğen Rota: Yöney Reçete: Yorlav Seyis: Atbakar Sörf: Yelder Steril: Arılçak Süvari: Atavul Şarj: Yüklenç Tabir (rüya): Yorav Teselsül: Ardışma Teşekkürler!: Bayartay! Televizyon: Gözbeğen Vaha: Yeşerge Vahiy: Açış Vampir: Vupar Veda: Yolgar Virüs: Yukuz “Y” (bilinmeyen değer): Yiğrek Yakamoz: Yaldırak Yarasa adam: Bavbagay Yılbaşı günü: Yılgayak Zürafa: Anağaş
Bir toplumu oluşturan kültürel ve kolektif bağların bir başka topluma aktarılmasında en temel vasıtalardan biri olan tercümeler, her şeyden önce bir medeniyet birikimine kaynaklık eder. XIX. yüzyıl itibarıyla Batılılaşma faaliyetlerinin etkisinde kalarak yenileşme sürecine giren Türk edebiyatında, bu kültürel bağların oluşturulması sürecine özellikle Batı edebiyatından yapılan edebî tercümelerle katkı sağlanmıştır. Başlangıçta şahsî gayretlerle yapılan bu çeviri faaliyeti zamanla tercüme kavramı etrafında yeni söylemlerin ortaya çıkmasıyla beraber daha sistemli bir hâle getirilmiştir. Bu dönemde söz konusu muhtelif söylemlerin ortaya çıkması, çeviri kavramına ilişkin birtakım tartışma ve polemiklerin yaşanmasına da zemin hazırlamıştır. Bu çalışmada, Cumhuriyet öncesi Türk edebiyatında tercüme tenkidi konusunda mühim bir örnek teşkil eden Şemseddin Sami’nin Fransız yazar Victor Hugo’dan yaptığı Sefiller çevirisi etrafında gelişen tenkit ve tartışmalara odaklanılmıştır. Victor Hugo’nun özgün adı Les Misérables olan romanını 1879 yılında Türkçeye tercüme ederek cüzler hâlinde yayımlamaya başlayan Şemseddin Sami, bu çevirisinden dolayı başta Ahmet Mithat Efendi, Namık Kemal, Halit Ziya, Ali Ekrem, Süleyman Nazif, Beşir Fuat vb. olmak üzere birçok yazar tarafından olumlu veya olumsuz anlamda eleştiriye tabi tutulmuştur. Burada sözü edilen yazarlar ve çeviriye dair söylemleri kronolojik bir şekilde ele alınarak incelenmiştir. Bu sayede hem edebî çeviri meselesinde devrin mühim yazarlarının muhtelif görüşlerine yer verilmiş hem de ayrıntılı olarak üzerinde durulmamış olan Sefiller tercümesi etrafında yapılan tartışmalar değerlendirilmiştir.
Yabancı memleketlere gönderilmiş olan sefirlerin (elçilerin) İstanbul'dan hareketlerinden başlayarak gittikleri yerlerde gördükleri şeylerle görüştükleri devlet adamları, siyasi hadiseler ve yaptıkları işler hakkında tanzim ve takdim ettikleri raporlara verilen addır" tanımlamasıyla Pakalın tarih deyimleri ile ilgili eserinde Sefaretnâme'nin klasik bir tarifini vermiştir 1 . Osmanlı tanımlaması sefir yerine elçi kelimesini kullanmakla beraber, bunların raporlarını Sefaretnâme olarak anar. Sefaretnâme tanzimi yalnızca Osmanılara mahsus bir husus olmayıp, devletlerin başka hükümetler katına kalıcı veya geçici olmak üzere gönderdikleri elçilerinin dönüşleri akabinde birer rapor sunmaları örneklenebilen bir olgudur. Mesela Emevîler döneminde Bizans'a gönderilen elçiler dönüşlerinde halife tarafından kabul edildiklerinde temasları hakkında sözlü olarak bilgi verirler, bu arada halifenin sorularına da muhatap olurlardı. Sefaretle ilgili bilgilendirmeler, daha sonra bizzat elçinin kendisi veya resmî/gayrı resmî olarak bir başkası 1) M. Z. Pakalın, Osnıanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, Ankara 1983, III, 318. 2) Andreas Kaploııy, Konstaninopel ımd Damaskııs: Gesandlschaften and Verträge zwischen Kaiser and Kalifen 639-750. Untersuchungen zum Gewohnheits-Völkerrecht ımd zur interkulturellen Diplomatie, Berlin 1996, s. 385, 389.
Aktarma Sözlüğü - Yeni Versiyon 2. Cilt, 2020
Aktarma Sözlüğü Abide-mezar: Anıtkurgan Afiyet olsun!: Aşolsun! Artezyen: Yuşuk Atıf: Atav Balina: Alabuğa Beste: Sarın Bisiklet: Tuguy Cin: Yelpin Demokratik: Aratçıl Destan: Üliger Deterjan: Açalga Diyet: Açır Efsane: Anız Ehliyet: Yeterge Ejderha: Evreğen Elektrik: Çakılgağan Elektron: Yalçırak Enfeksiyon: Alız Fal: Bakav Fil: Yağna Gazi: Alpavut Güfte: Koşun Harf: Üsük Hayalet: Yör Helalleşme: Adaldaşma Heykel: Yontav Hipopotam: Araman Hurç: Aşmag İftar: Ağzaçar İthaf: Adav İyon: Yüküt Jokey: Atçapar Kainat: Açan Kanguru: Yepelek Kanunname: Yasarga Kommemerasyon: Anıştay Kongre: Hural Konsey: Keneş Koordinat: Yönter Kutup: Yiğdiz Kurye: Yalavaş Lades: Yeteş Lanet: Yeksek Lif (temizlik): Yunça Mahkeme: Yarganak Manyetizma: Yiğdeme Mersiye: Yuğut Meteorit: Ağmazak Motor: Yörter Muska: Yomdar Mühür: Yuzak Nadas: Ahtar Nüfus: Arat Olimpiyat: Yarıştay Oruç: Baçağ Örümcek adam: Ağalcan Özür dileme: Ağzınma Parlamento: Yasatay Patates: Yumurgan Pelerin: Arkaç Penguen: Ağkarın Petrol: Yakız Planör: Yarkanat Polemik: Ağzalak Polen: Ürleç Polis: Yasavul Radyan: Yayçan Radyo: Sesbeğen Rota: Yöney Reçete: Yorlav Seyis: Atbakar Sörf: Yelder Steril: Arılçak Süvari: Atavul Şarj: Yüklenç Tabir (rüya): Yorav Teselsül: Ardışma Teşekkürler!: Bayartay! Televizyon: Gözbeğen Vaha: Yeşerge Vahiy: Açış Vampir: Vupar Veda: Yolgar Virüs: Yukuz “Y” (bilinmeyen değer): Yiğrek Yakamoz: Yaldırak Yarasa adam: Bavbagay Yılbaşı günü: Yılgayak Zürafa: Anağaş
Journal of Turkish Research Institute, 2017
Öz Gülistan Tercümesi, İran edebiyatının önemli şairlerinden Sadi tarafından yazılmıştır. Bu eser sadece Fars edebiyatının değil, aynı zamanda dünya edebiyatının da önemli eserlerinden biri olmuş ve dünya klasikleri arasına girmiştir. Sadi'nin daha pek çok eseri olmasına rağmen, başta İran edebiyatı olmak üzere tüm dünyada Sadi denilince akla gelen eserleri Gülistan ve Bostan'dır. Sadi önce Bostan'ı ondan bir yıl sonra da Gülistan'ı kaleme almıştır. Bu eserler bugüne kadar pek çok dile çevrilmiştir. Gülistan, Sefy-i Sarâyî tarafından Kıpçak lehçesine çevrilmiştir. İlgili eser, Ali Fehmi Karamanlıoğlu tarafından giriş, metin ve dizin olarak neşredilmiştir. Çalışmamız Karamanlıoğlu tarafından yapılan neşre dayanmaktadır. Karamanlıoğlu neşrindeki isimden yapılan fiiller fişlenmiş, fişlenen fiillerin etimolojileri, anlamları ve örnekleri verilmeye çalışılmıştır. İlgili fiiller ile ilgili bazı açıklamalar da verilmeye çalışılmıştır. Çalışmamızda değerlendirmeler yapılırken, Clauson'un EDPT, Erdal'ın OTWF ve Nadalyev vd. tarafından hazırlanan DTS temel olarak alınmış, bunlara ek olarak Demirci tarafından hazırlanan Eski Türkçede Fiiller adlı çalışma ile Funda Toprak tarafından hazırlanan Harezm Türkçesinde Fiiller adlı çalışmadan da faydalanılmıştır.
İKSAD Publishing House, 2020
Şer’iyye sicilleri, kadıların tuttuğu çeşitli kayıtları içermektedir. Bunların başında ilam ve hüccetler gelmektedir. Şer’iyye sicilleri, zapt-ı vekâyi sicilleri, mahkeme defterleri, kadı defterleri isimleri ile de anılmaktadır. Osmanlı Devletinden miras kalan arşiv belgelerinden olan Şer’iyye sicillerinde yerel kayıtlar tutulmuştur. Bu nedenle bu kayıtlar hem yerel alanda hem de merkez konusunda, siyasi, idari, askeri, kültürel, sosyal, ekonomik, hukuki ve benzeri farklı alanlarda bilgileri ihtiva etmektedir. Siciller, sicilin ait olduğu mahallin sosyal ve ekonomik hayatını yansıtan mahkeme kararları, kadıların, merkezi idare ile yaptığı yazışmaları, mahalli idarelere yönelik yapılan hukuki düzenlemeleri içeren ferman ve hükümleri ve halkın şikâyetleri ile dilekçelerini içermektedir. Bu nedenle, Osmanlı Devleti’nin siyasi, sosyal, idari tarihini tam olarak ortaya koymak için Şer’iyye sicillerinin incelenmesi gerekmektedir. Sicillerin genel olarak tarihe katkısına bakıldığında, önemli tarihi olaylar, önemli tarihi şahsiyetler, mahalle adları, önemli tarihi müesseseler gibi farklı konularda ayrıntılı bilgiyi ihtiva etmektedir. Bununla birlikte siciller, sadrazamlar, kazaskerler ve şeyhülislamlar gibi büyük devlet adamlarının hayatı hakkında da bilgiler içermektedir. Zira sicillerde memurların tayin edildiği yer, tarih, memurun aldığı görev gibi bilgiler kaydedildiği gibi sicillerden, Osmanlı Devleti’nin yer isimleri de elde edilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin genç kuşakları ulusal kalkınma, ekonomik ve siyasal yönden güçlenme hedefine ulaşmada vârisi bulunduğu Osmanlı Devleti’ni gerçek boyutlarıyla ve çok iyi tanımak zorundadırlar. Onlar ancak bu suretle genç Cumhuriyet’in karşı karşıya bulunduğu çeşitli sorunları analitik olarak çözebilmenin yollarını bulabileceklerdir. Tarih araştırmalarında günümüze kadar gelebilen belgeler geçmişin aydınlatılması ve geleceği daha doğru görebilmek için büyük öneme sahiptir. Bu düşüncelerden yola çıkarak Osmanlı Devleti döneminden Hicri 1310-1314 (M.1892-1896) yıllarına ait 156 Numaralı Ayntab Şer‘îyye Sicili’nin ikinci yarısını oluşturan kısmının transkripsiyonu ve değerlendirmesi yapılmışt
Tarihi ve Kültürel Yönleriyle Bitlis, 2019
Bu çalışmada çevirinin farklı açıklamaları üzerinde durularak bu açıklamalar farklı açılardan değerlendirilmiştir. Çeviri olgusunun dilbilimsel bir etkinlik olarak görüldüğü zamanlarda çeviri dilsel bir aktarım olarak açıklanmaktayken, günümüzde bu olgu kültürel yaklaşımların etkisiyle kültürel aktarım şeklinde de değerlendirilmektedir. O halde çeviri artık salt dilsel aktarım olarak değil hem diller arası hem de kültürler arası bir aktarım şeklinde betimlenmektedir. Çeviri sürecinde çevirmen çevireceği kaynak metne – esasen çeviri amacını da göz önüne alarak – başka çevirmenlerden farklı bir bakış açısıyla yaklaşabilmektedir. Bu açıdan çevirmenler aynı kaynak metni farklı yorumlayabilir ve çeviri yaparken bakış açıları bile aynı olmayabilir. Neticede ortaya aynı kaynak metnin benzersiz çevirileri çıkabilir. Bu, çevirmenlerin değer yargılarının farklı olmasıyla ilintilidir. O halde çevirmenler ideolojileri gereği çeviride söylemi değiştirebilecekleri gibi, sansür uygulayabilir ya da farklı çeviri yaklaşımlarını kullanmayı tercih edebilir. Bir diğer ifade ile her çevirmen aslında farklı düzeyde çeviri yapmaktadır ve adeta farklı birer yazardır. Çevirmenler, çevrilen metinde mutlaka tarzlarını yansıtır. Erek kitlenin beklentileri de yorumu şekillendirirken faydalı olur. Buradan hareketle bu çalışmada çevirinin bir aktarım meselesi mi yoksa aktarımdan öte bir yorumlama meselesi mi olduğu konusu tartışmaya açılmış ve örnekler verilmiştir. Aktarım kavramının çeviri olgusunu kısıtlayan bir kavram olduğu düşünülmektedir. Oysa sınırları belli olan bir kavram olmaktan çok çeviri olgusu mevcut sınırlarını aşan ve çeşitli çeviri tarz ve yaklaşımları ile farklı bir yorumlama süreci gerektiren bir olgudur.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Diyalektolog - Ulusal Hakemlin Sosyal Arastirmalar Dergisi
Dergâh Yayınları, 2020
KARE Uluslararası Karşılaştırmalı Edebiyat, Tarih ve Düşünce Dergisi / International Journal of Comparative Literature, History and Philosophy
Turkish Studies (Elektronik), 2016
Derlemeler - Çeviriler, 2024
Uluslararası Türk Lehçe Araştırmaları Dergisi (TÜRKLAD), 2021
FELSEFE EDEBiYAT SEMPOZYUMU (29-30 Nisan 2015, Van) Bildiri Kitabı , 2015
Journal of Turkish Studies, 2017