Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Öz: Anadolu Selçuklu sanatı, 12. ve 13. yüzyıllarda Selçuklu Devleti'nin sanat anlayışını temsil eden önemli bir Türk sanatıdır. Farklı kültürlerin etkileşimiyle zenginleşen bu sanat; mimari, taşınabilir sanatlar ve cam işçiliği alanlarında kendini göstermiştir. Cam işçiliği ise Anadolu Selçuklu sanatında önemli bir yer tutmaktadır. Kaplar, kandiller, süs eşyaları ve pencere camları gibi çeşitli buluntular, dönemin cam işçiliğini yansıtmaktadır. Bu buluntular, Selçuklu dönemi cam sanatı ve üretim teknikleri hakkında önemli bilgiler sunarken, aynı zamanda tarih ve kültür araştırmaları için de değerli bir kaynak oluşturmaktadır. Ancak Anadolu Selçuklu dönemlerine ait cam yapımıyla ilgili bilgiler oldukça sınırlıdır. Dolayısıyla makalenin temel hedefi, Anadolu Selçuklu döneminde cam üretimi konusunda eksik veya sınırlı olan bilgileri derleyerek bir bütünlük sağlamaktır. Bu bağlamda çalışma kapsamında, Anadolu Selçuklu döneminde cam üretiminde kullanılan teknikler ve cam ürünler incelenecektir. İnceleme, Anadolu Selçuklu dönemi cam üretimi ile ilgili mevcut tüm yazılı kaynaklar ışığında gerçekleştirilecektir.
Uluslararası Disiplinlerarası ve Kültürlerarası Sanat, 2016
Farklı tezler olsa da camın ilk kullanımı kesin olarak bilinmemektedir. Doğada kaya kristal ve obsidyen olarak bulunan ve antik çağlarda ilkel aletlerin yapımında kullanıldığına dair bulguların yanı sıra insanlık tarihinin bilinen en eski el sanatlarından biri olarak günümüze kadar ulaşabilen örnekleri vardır. Kırılganlığı ve dayanıklı bir malzeme olmayışı, bozulmadan varlığını koruyamaması ve yok olması, onun hakkında geçmişten günümüze ulaşan bulguların azlığına neden olmaktadır.
Bu çalışma Muğla Üniversitesi'nde Dr. Öğr. Üyesi Özlem Vapur danışmanlığında, yüksek lisans dersi Roma Dönemi Seramik Endüstrisi final seminer ödevi olarak hazırlanmıştır.
Journal of Turkish Studies, 2015
Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
2016
Cam, geçmişten günümüze kadar ulaşan en sağlıklı malzeme olarak kullanıldığı bilinmektedir. Camın keşfediliş tarihi net olarak bilinememekle birlikte M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzanan maziye sahiptir. Asur ve özellikle Mezopotamya kavimleri arasında kullanılan cam, III. Tuthmosis döneminde Mısır’a kadar oradan, Roma’ya ve Avrupa’ya ulaşır.
International Journal of Interdisciplinary and Intercultural Art, 2016
Farklı tezler olsa da camın ilk kullanımı kesin olarak bilinmemektedir. Doğada kaya kristal ve obsidyen olarak bulunan ve antik çağlarda ilkel aletlerin yapımında kullanıldığına dair bulguların yanı sıra insanlık tarihinin bilinen en eski el sanatlarından biri olarak günümüze kadar ulaşabilen örnekleri vardır. Kırılganlığı ve dayanıklı bir malzeme olmayışı, bozulmadan varlığını koruyamaması ve yok olması, onun hakkında geçmişten günümüze ulaşan bulguların azlığına neden olmaktadır.
2020
M.O. 8. Yuzyildan baslayarak gunumuze kadar gelen, Mancurya vadisinden Tuna nehrine kadar olan alani kaplayan Turkistan cografyasinda bircok alanda kullanilan Turkuaz, 3. yuzyilda Hunlar ’da, 9-13. yuzyillarda Karahanlilar’ da, 11. yuzyil Iran topraklarinda,12-13. yuzyillarda Anadolu’da Selcuklu doneminde ve sonrasi Osmanli doneminde her alanda kullanilmistir. Mimari yapilardan takilara, dokumalardan sus esyalarina kadar her alana imzasini atmistir. Ozellikle Anadolu Selcuklu donemi mimari yapilarinda cini bezemelerde kullanilarak mimari yapilara dokunmus, taslara can katarak konusan dili olmustur. Bu makalede Anadolu Selcuklu donemi mimari yapilarinda kullanilmis olan Turkuaz rengi ele alinacaktir. Tek renk olarak kullanilmasindan, figurler ve motifler arasinda yer aldigi alanlara ve ara ara gosterdigi renk degiskenligine kadar orneklerle anlatim saglanacaktir.
Seleucia (ad Calycadnum), 2019
Th e glass bowls which are among typical glass productions of the Hellenistic Period had a large distribution. Th e current typology on these bowls is based on the finds from Tel Anafa in Palestine where thousands of fragments were discovered. Although evidence is lacking for production these bowls in Tel Anafa, it is generally accepted that they were mainly produced in the Syro-Palestnian region. Th e production of the bowls started in the Hellenistic Period, perhaps as early as the third century BC, and fl ourished from the second century BC onwards, ending in the first century AD Early Roman Imperial Period. Th e objective of our study is to demonstrate and evaluate the finds of Hellenistic glass bowls from the acropolis trenches at Olba, both on the basis of archaeological context and current classifications. Th ree basic types of Hellenistic glass bowls-"grooved", "ribbed" and "linear-cut"-were recorded in Olba as well as an example with an outsplaying rim which does not occur in the basic groups. According to their findspots, it can be suggested that the glass bowls in Olba were not only regular drinking-vessels in daily life, but also used as in funerary rituals such as banquets or libations. Th e achaeological data reveals that the glass bowls were in use at Olba as early as the second century BC and continued to be current until the first century AD. Th ese glass finds are important for the settlement history of Olba revealing that the occupants embraced the widespread Hellenistic culture, demanding and using its typical and uniform products.
ÖZET 4000 yıl önceki icadından bu yana, şeffaflığı nedeniyle, ilgi gören camın, belli üretim aşamalarından geçerek kullanılması nedeniyle mimari strüktürde yer alması diğer yapı malzemelerine göre daha geçtir. M.Ö. 1. yüzyılda Suriye -Filistin bölgesinde üfleme tekniğinin bulunmasıyla cam lüks bir malzeme olmaktan çıkıp, günümüzde yaşamın birçok alanına girmiştir. Cam, günlük kullanım kapları ve süs eşyası üretiminin yanı sıra mimari yapı malzemesi olarak da kullanılmaya başlanmıştır. Mimaride camın kullanımının henüz kesin bir tarihi belgesi olmamakla birlikte, arkeolojik veriler camın yapı malzemesi olarak ilk Roma Dönemi'nde, döküm tekniği kullanılarak uygulandığını göstermektedir. M.S. 4. yüzyılda geleneksel mimaride üfleme tekniğiyle yapılmış olan ve küçük boyutlu göbek camlarından üretilmiş ilk pencere örneklerine rastlanmaktadır. "Göbekli Cam", yapım tekniği dolayısıyla ortası daha kalın olan ve mimaride kullanılan dairesel formda bir camdır. Çalışmanın konusu, göbekli camın yapım tekniklerini ve mimaride pencere camı olarak kullanımını kapsamaktadır. Bu kapsamda yaklaşık olarak 19. yüzyıldan itibaren üretimi durmuş olan göbek camlarının üretim teknolojisi, kullanım alanlarını gösteren fotoğraf ve çizim gibi görsel malzemeler ile desteklenerek tanıtılmaya çalışılmaktadır.
Çalışmada, Azerbaycan Türk Cumhuriyeti'nin başkenti Bakü'de bulunan müzelerdeki 11-12 yy. dönemi seramiklerin kompozisyon ve süslemelerinde yer alan, insan ve hayvan (zoomorfik ve antropomorfik) figürlü Büyük Selçuklu dönemine ait lüster teknikli dekora sahip seçkin ve özel seramikler değerlendirilmiştir. Beyaz opak sır üzerinde çalışılan lüster boyamalı işlemelerin bazı örneklerinde figür ve çevresinde yer alan süslemelerin fon figür ilişkisi içerisinde zeminin beyazlığını kullanarak oluşturulduğu görülmektedir. Eserlerin üzerinde yer alan tasvir sahnelerinde figürlerin genellikle kompozisyonların ortasında yer almakta ve çevreleri bitkisel süslemelidir. Lüster teknikli seramikler üzerinde yer alan süslemelerde insan figürü; tekli, ikili, gurup ve binek hayvan üzerinde karşımıza çıkarken bu figürlerle beraber aynı kompozisyon içerisinde kuş, at, kaplan vb. hayvanlara ait tasvirlerin yer aldığı görülmektedir. Eserler arasında çoklu figürden oluşan ve bir tören veya toplantıyı anımsatan bir kompozisyon dışında doğrudan bir olayı anlatan kompozisyon ve tasvirlerin oldukça az olduğu görülür. Antropomorfik ve zoomorfik figürlü kompozisyonlardan oluşan lüster teknikli seramik eserler üzerinde yer alan süsleme ve figürlerin bir süsleme öğesinin yanı sıra Büyük Selçuklu döneminin ruhunu, diniahlaki anlayışını, sosyal-kültürel yapısıyla, felsefesini ve estetik anlayışını yansıtan birer belge niteliğinde seramikler olduğu görülmektedir.
Konya Journal of Engineering Sciences, 2020
Bu calismada kopuk metallerin gelistirilmis bir sekli olan Sintaktik Kopuk Metal (SKM) uretilmis ve analiz edilmistir. SKM’de yapi icindeki gozeneklilik, ici bos seramik kureler yardimiyla olusturulmaktadir. SKM kapali hucre yapisina sahiptir. SKM’lerin avantajlari; hafiflik, yuksek basma dayanimi, titresim sonumleme ve enerji absorbe etme kabiliyetidir. Kompozit bir malzeme olan SKM’in uretiminde matris malzemesi olarak 7075 aluminyum, takviye malzemesi olarak da ici gozenekli yapiya sahip genlestirilmis cam kure kullanilmistir. Calismamizda SKM sivi infiltrasyon yontemi ile uretilmistir. Bu uretim yonteminde kalip ve kureler, 800 ˚C sicakliktaki firinda bekletildikten sonra firindan cikarilmis ve kalip bosluguna cam kure ve ergimis aluminyumun yerlestirilmesinden sonra 6,3 kPa’lik dokum basinci uygulanmistir. Uretilmis olan SKM’lerin icyapisi analiz edilmis, cam kurelerin yapi icinde homojen bir sekilde dagildigi ve kurelerin kirilmadigi tespit edilmistir. 25 mm capinda ve 30-33 m...
SELEVCIA IX, 2019, 273-302, 2019
Seleuc a, uluslararası hakeml derg d r ve her yıl N san -Mayıs ayında b r sayı olarak basılır. Seleuc a Derg s , Sayı VI -2016' dan t baren ULAKBİM' de taranmaktadır. Yollanan çalışmalar, g r ş sayfalarında bel rt len yazım kurallarına uygunsa yayınlanır, çalışması yayınlanan her yazar, çalışmanın baskı olarak yayınlanmasını kabul etm ş ve tel f haklarını Seleuc a yayınına devretm ş sayılır. Seleuc a kopya ed lemez ancak d pnot referans göster lerek yayınlarda kullanılab l r.
Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi, 2019
Anatolia is an important geographic region that has been accepted by all humanity with its unique cultural assets which have been gained by the societies that have lived on it for centuries. Innovations and developments especially in the field of architecture and art provide important contributions to today's cultural environment.
Assur'da kaya kristallerinin taklitleri olarak MÖ 8. ve 7. yüzyıllar arasında renksiz cam kaseler yapılmaya başlanmıştır. Bu renksiz cam kap endüstrisi Akhaemenid İmparatorluğu'nun bölgeyi egemenliğine almasıyla birlikte MÖ. 4. yüzyılda imparatorluğun birçok merkezinde yaygınlaşmıştır. Ancak bu iki dönem arasında kalan zaman dilimi renksiz camlar için bir duraksama dönemidir. Klaros'da ortaya çıkarılan cam kase parçası bu zaman dilimini anlamada bize yardımcı olacak nadir eserlerdendir.
DergiPark (Istanbul University), 2023
Bu yazı, Alanya Selçuklu Sarayı'nda 1985-1991 yılları arasında Prof. Dr. Oluş Arık başkanlığında ve ekibinin katkıları ile yapılan I. dönem kazılarından çıkan, 2001-2004 yıları arasında incelediğim cam buluntular üzerinedir. İç Kale'nin kuzey kenarında, esas girişin içerisinde yer alan, Selçuklu Sarayı olarak tanımlanan yapı kalıntısı, Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubad'ın Alanya'yı aldıktan sonra İç Kale'de yaptırdığı yenileme ve eklemeler kapsamında kendisi için yaptırdığı saraydır. Keykubad bu sarayı 1221-1236 yılları arasında kışlık ikametgâh olarak kullanmıştır. Ani ölümünden sonra da oğlu II. Giyaseddin Keyhüsrev 1236'dan 1243'deki Moğol istilasına kadar bu sarayda yaşamış, daha sonra Kubadabad Sarayına taşınarak 1246'da ölümüne kadar orada kalmıştır. I. dönem kazı çalışmalarında sarayın farklı açık ve kapalı mekânlarında, özellikle de iki sultanın özel odaları olarak tanımlanan odalarda çıkan cam buluntuların içinden seçilen bir grup, dönem unvanları ile Dr. Kenan Bilici, Dr. Rüstem Bozer, Dr. Bozkurt Ersoy tarafından belgelenmiş, fişleri hazırlanmış, büyük bölümünün eskiz çizimleri yapılmış, Dr Leyla Yılmaz tarafından da fotoğrafları çekilmiştir. 2001-2004 yılları arasında incelediğim cam buluntular, bu yazıda genel olarak ele alınmaktadır. Günlük kullanım camları, lüks tüketim camları ve pencere camları üç grup olarak incelenmiş, cins, boyut, renk gibi fiziki özellikleri kısaca tanımlanmış ve başka merkezlerde bulunmuş, yayınlanmış benzer cam buluntularla karşılaştırmalar yapılmıştır.
Although the main building materials in the capital, Konya, were stones during Anatolian Seljuk period, it was determined that brick was more heavily used compared to other environment. This practice regarded as a continuation of the tradition of the Great Seljuk reduced during the Karamanoğulları period following the Seljuk period, brick decorations especially used for coatings were taken from areas from the late 13th century. During the Seljuk period, cut stone was preferred in large structures, and the brick was preferred in small-scale structures, it was used in certain parts of mosques, madrasahs, and caravanserais and in the cover system. It was used in marble, door and window jambs and lintels in portals, wooden was used less with support and the cover system in beams. The collected materials belong to Roman and Byzantine periods were used appropriate to the function in lintels and jambs of door and windows, or in fronts and walls or in order to knit, emphasis and decoration. During the Karamanoğulları period, a similar material was also used. During the periods that we analyzed, horizontal stacking and regular technique were more preferred in the structures built of cut stone. In Seljuk period three species stacks were used in the brickwork as horizontal, horizontal-vertical and inclined stacks. Lime was used in plain weave, a grout material, while in the decorative geometric mesh plaster mortar was preferred. According to the result of the analysis in the mortar, it was found that in the mortar there were straw, clay, brick fracture, coal and ash as well as the lime and aggregate. Öz Anadolu Selçukluları döneminde, başkent Konya'da esas yapı malzemesi taş olmakla birlikte tuğlanın diğer çevrelere oranla daha yoğun olarak kullanıldığı tespit edilmektedir. Büyük Selçuklu geleneğinin devamı olarak değerlendirilebilecek bu uygulama Selçuklu dönemini takip eden Karamanoğulları Bey-liği döneminde azalmış özellikle süsleme amacıyla kullanılan tuğla kaplamalar 13. yüzyıl sonlarından itibaren kullanım alanından çekilmiştir. Selçuklular döneminde kesme taş büyük, tuğla ise küçük ölçekli yapılarda tercih edilmiş, cami, medrese, kervansarayların belirli bölümlerinde ve örtü sisteminde değerlendirilmiştir. Mermer, kapı ve pencere lento ve söveleri ile taçkapılarda yer bulmuş, ahşap ise daha az olmakla birlikte destek ve örtü sistemi ile hatıllar da kullanılmıştır. Roma ve Bizans dönemine ait devşirme malzeme de işlevine uygun olarak kapı ve pencere lento ve sövelerinde veya örgü, vurgu ve süsleme amacıyla cephelerde ve duvarlarda yaygın olarak karşımıza çıkar. Karamanoğulları döneminde de benzer bir malzeme kullanımı söz konusudur. İncelediğimiz dönemlerde kesme taştan inşa edilen yapılarda yatay istif ve düzenli teknik daha çok tercih edilmiştir. Selçuklu döneminde Tuğla örgülerde yatay, yatay-dikey ve eğik olmak üzere üç tür istif kullanılmıştır. Derz malzemesi düz örgülerde kireç, süslü geometrik örgülerde ise alçı harçtır. Yapılan harç analizlerinde harcın içinde kireç ve agrega dışında saman, kil, tuğla kırığı, kömür ve kül olduğu tespit edilmiştir.
Ticari anlamda örtüaltı yetiştiricilik faaliyetleri, dünyada olduğu gibi ülkemizde de cam seralarda yapılmaya başlamıştır. Bu açıdan özellikle örtüaltı yetiştiriciliğin yaygın anlamda Türk tarımında adından söz ettirmeye başladığı dönemlerde tek yapı sistemi olarak cam seralardan bahsedilmekteydi. Plastiğin örtüaltı yetiştiricilikte kullanılmaya başlaması ve buna bağlı olarak alçak ve yüksek tünel gibi alternatif yapıların geliştirilmesiyle Türkiye’deki cam sera alanlarında ciddi anlamda bir gerileme yaşandığı gözlenmektedir. Bununla birlikte cam seraların yapısal özellikleri ve camdan kaynaklı birtakım avantajlar bu yapı tipinin daha bir süre tarımsal üretimde varlığını koruyacağını göstermektedir. Bu çalışmada cam seraların Türkiye’deki tarihsel süreci ve coğrafi dağılımı ile beraber örtüaltı yetiştiricilikteki yeri konusunda bir değerlendirme yapılmıştır.
Stratonikeia Çalışmaları 4, 2019
Roman glass objects of Stratonikeia and its necropoleis have provided glass objects of high quality in highquantity that can significantly contribute to the typological studies for the Karian region and the whole ofAnatolia. A rich collection of glass objects includes bowls, jugs and bottle finds as well as different types ofunguentaria, which had been used as part of burial customs. Moreover, our present knowledge allows us tointerpret the city as a production centre starting from the early stages of the Roman Empire.
2018
Çalışma kapsamında Sinop Müzesi envanterinde yer alan 28 adet cam kandil değerlendirmeye alınmıştır.1 Yüzey buluntusu olarak envantere alınmış olan eserler, Karadeniz’de balıkçılar tarafından bir amphora içinde bulunmuştur. Çalışma için bu eser gurubunun seçilmiş olmasının temel nedeni, birçok müzenin envanterinde bulunan bu eserlerin, müze kayıtlarında bardak, kadeh veya silindirik kap gibi çok farklı şekillerde ve çoğunlukla yanlış bir şekilde tanımlanmış olmasıdır. Bunun en büyük sebeplerinden biri, Bizans Dönemine ait camlarla ilgili çalışmalarda ele geçen buluntuların çoğunlukla sağlam olarak ele geçmemiş olması ve işlevleriyle ilgili yorumların yetersizliğidir. Bunun sonucunda birçok yayında aynı form ve işlevdeki eserler farklı isimlerle karşımıza çıkmaktadır. Bunlar beraberinde tarihlendirme sorununu da ortaya çıkarmaktadır. Bu çalışmayla bu tip cam eserlerin doğru bir şekilde tanımlanmasına katkı sağlanması hedeflenmiştir. Eserlerin arkeometrik çalışması yapılmamış olup, yöntem olarak tipolojik karşılaştırma yoluna gidilmiş ve benzer örneklerden yola çıkılarak dönemleri saptanmaya çalışılmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.