Academia.eduAcademia.edu

YUNUS EMRE’DE BEN’İN İNŞASI

2024

Abstract

Toplumlar, çeşitli gerekçelerle ortaya çıkan buhran dönemlerinde hemen her zaman “öze dönüş” yaşarlar. Bu öze dönüş, bir çeşit “aydınlanma” olgusu etrafında şekillenir. Çünkü belirli idealler çerçevesinde yoğunlaşan düşünceler, temelde kişiye, üst ölçekte ise topluma kim olduğunu hatırlatan bir bilince evrilir. Bu tip durumların tarihte pek çok örneği vardır ancak burada asıl olan toplumların içinde yer alan “aydın kişilerin” yaşadığı öze dönüş veya bir diğer ifadeyle “ben bilinci” kazanımıdır. Ben bilinci, teorik bir düşünce sistematiğidir. Ben bilinci, “Ben”i yani “özne”yi merkeze alan ve özne üzerine düşünen refleksif bir tavırdır (Gültekin, 2018: 599). Refleksif tavır/olma, zihnin kendi kendine dönmesi, elde edilen bilginin üzerine yeniden düşünülmesi, eleştirilmesi ve değerlendirmeye tabi tutulması anlamına gelir. “Ben felsefesi” olarak da adlandırılan bu yaklaşım kişinin kendi içe bakışını ele alan bir düşünce sistemdir. Özne üzerine düşünme, Antik Yunan’dan modern çağa kadar önemli bir felsefi yönelim olmuştur. Descartes’in “cogito”su da aslında öznenin keşfinden doğan bir “ifade” biçimidir (Gültekin, 2018: 605).