Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2024
…
9 pages
1 file
Toplumlar, çeşitli gerekçelerle ortaya çıkan buhran dönemlerinde hemen her zaman “öze dönüş” yaşarlar. Bu öze dönüş, bir çeşit “aydınlanma” olgusu etrafında şekillenir. Çünkü belirli idealler çerçevesinde yoğunlaşan düşünceler, temelde kişiye, üst ölçekte ise topluma kim olduğunu hatırlatan bir bilince evrilir. Bu tip durumların tarihte pek çok örneği vardır ancak burada asıl olan toplumların içinde yer alan “aydın kişilerin” yaşadığı öze dönüş veya bir diğer ifadeyle “ben bilinci” kazanımıdır. Ben bilinci, teorik bir düşünce sistematiğidir. Ben bilinci, “Ben”i yani “özne”yi merkeze alan ve özne üzerine düşünen refleksif bir tavırdır (Gültekin, 2018: 599). Refleksif tavır/olma, zihnin kendi kendine dönmesi, elde edilen bilginin üzerine yeniden düşünülmesi, eleştirilmesi ve değerlendirmeye tabi tutulması anlamına gelir. “Ben felsefesi” olarak da adlandırılan bu yaklaşım kişinin kendi içe bakışını ele alan bir düşünce sistemdir. Özne üzerine düşünme, Antik Yunan’dan modern çağa kadar önemli bir felsefi yönelim olmuştur. Descartes’in “cogito”su da aslında öznenin keşfinden doğan bir “ifade” biçimidir (Gültekin, 2018: 605).
Palet Yayınları, 2022
Yunus Emre, Anadolu‟nun karıĢık döneminde insanları kardeĢliğe, sevgiye, merhamete davet etmiĢ Türk edebiyatının olduğu kadar düĢünce dünyasının da en önemli Ģair ve mütefekkiridir. Yunus Emre‟nin fikirlerini veciz bir Ģekilde anlatımı, teĢbih, istiare, tezat gibi edebî sanatlarla örülü ifadeleri ve son derece yalın Türkçe kullanımı Ģiirlerini eĢsiz kılan baĢlıca üç temel özelliktir diyebiliriz. Nitekim Yunus Emre Ģiirlerinde tasavvufî açıdan duygularına yer vermesinin yanı sıra kendini bilmenin, insan-ı kâmil olmanın, Yüce Allah‟a ulaĢmanın yollarını anlatan mürĢid aynı zamanda toplumun sıkıntılarını ve onların nelerden kaynaklandığını da dile getiren bir aydındır. Yunus Emre‟nin çağları aĢan Ģiirleri her dönemde insanlara rehber olacak niteliktedir. Bu sebeplerle büyük Ģairin eserleri günümüze dek pek çok araĢtırmacı tarafından incelenmiĢtir. Ancak son derece arı bir Türkçe kullanan Yunus Emre‟nin manzumelerinde farklı açılardan anlam derinliğinin incelenmesi; baĢta edebiyat bilimine ve diğer alan incelemelerine her dönem fayda sağlayacaktır. Dolayısıyla bu bildiride Yunus Divanı‟nında zikredilen toplumun sıkıntıları ve o sıkıntılara çözüm önerileri incelenmiĢtir. ÇalıĢma Yunus Emre Divanı‟nın titizlikle tedkîk edilmesi neticesinde belirlenen yirmi sekiz beyitten oluĢmaktadır. Belirlenen bu Ģiirlerde Yunus Emre‟nin gözünde toplumun temel sorununun kökeninde üst kesiminden baĢlayarak halkın Ġslâm‟dan uzaklaĢmasının en büyük sorun olarak belirtildiği gözlenmiĢtir. Bu bilgiden hareketle insanların fetva verecek yetkide olmasına rağmen yaĢantılarıyla sözlerinin birbirine uymadığı, ölüm gerçeğinin göz ardı edildiği, helâl unsurlarla haram unsurların birbirine karıĢtığı ve toplumda gerçek manada mümin kiĢilerin az olduğu gibi konular temel sorunun alt tipinde tespit edilen hususlardır. ÇalıĢma belirlenen Ģiirlerin tarafımızca yorumlanmasının ardından tasnif edilen konuların yüzdelik dilimlerini gösteren tablo ile tamamlanmıĢtır. ÇalıĢma ile Yunus Emre‟nin fikir dünyasına derinden vakıf olmak, bunları gelecek kuĢaklara aktarmak, alan çalıĢmalarına katkı sağlamak ümit edilmektedir.
YUNUS EMRE, 2024
Yunus Emre'nin yaşamı, şiirleri ona yazılan şiirler, hakkında yazılanlar...
Littera Turca, Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, , 2022
ÖZ Türk din musikisinin kolu olan ilahiler, tekkelerde zikir esnasında müritlerin duygu yoğunluğunu arttırmak amacıyla okunan eserlerdir. Bu bağlamda ilahilerin çeşitli dinî toplantılarda okunması yaygındır. Yunus Emre'nin ilahileri ise bestelenmeye müsait ahenk yapısı dolayısıyla günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. "Ben yürürem yane yane" matlalı ilahi, bestekârı belli olmak üzere dokuz; anonim olmak üzere ise dört kez bestelenmiştir. Söz konusu ilahinin Cumhuriyet'ten önce Dede Efendi, Kemal Efendi ve Hâlis Efendi tarafından; Cumhuriyet'ten sonra ise Selahaddin Pınar, Özata Ayan, Cüneyt Kosal (iki ayrı makamda), Murat Özkan ve Ahmet Özkök tarafından bestelendiği tespit edilmiştir. Bu makalede Yunus Emre Divanı baskılarında yer alan ilahinin nüsha farkları incelenmiş, anonim besteler hariç tutularak, bestekârları belli olan ilahinin nota nüshalarından yola çıkılmış ve hangi dörtlüklerin bestelendiği tespit edilmiştir. Ardından musikide ve şiirde ahengi yaratan ögelerin bestekârların söz konusu dörtlükleri seçmesinde ne derece etkili olduğu tayin edilmeye çalışılmıştır.
ÖZET Dilde zaman içerisinde kullanımdan düşen öğelerin yanı sıra anlamı değişen çok sayıda verilere rastlanır. Bu olgu XIV. Yüzyıla ait Yunus Emre'nin şiirlerinde de çokça görülmektedir. Yunus Emre'nin şiirlerinde ve onun çağdaşlarının eserlerinde geçen birçok sözcük günümüzde artık kullanılmamaktadır. Bazı sözcükler ise günümüzde hâlâ kullanılmakla birlikte anlam değişikliklerine uğramışlardır. Yunus'un şiirlerinin gönümüzde doğru bir biçimde anlaşılması için yaşın, göyünmek, kayı, sanamak, sağınç benzeri unutulmuş sözcüklerin anlamının doğru belirlenmesi; günümüzde kullanılmakla birlikte anlam değişimine uğramış dirilmek, dirlik, istemek, tartmak, ötmek gibi sözcüklerin eski anlamlarının belirlenmesi; tasavvuf düşüncesinin temel terminolojisinin bilinmesi gerekir. Yunus şiirlerindeki arkaik öğeler iki genel gruba ayrılabilir. Bunların bir bölümü Eski Türkçe metinlerde görülmeyen, yalnızca Oğuzcaya özgü öğelerdir. Bir bölümü ise Türkçenin en eski metinlerinde de görülen fakat günümüzde kullanımdan düşmüş sözcüklerdir.
Bu çalışmada Türk dilinin ve tasavvufunun müstesna şahsiyetlerinden biri olan Yunus Emre"nin şiirlerinde "gönül" kavramı irdelenecektir. İnsan kalkışlı bir düşünce sistemi olan tasavvuf, gönlü merkeze alan bir yaklaşımı benimser ve bu yönüyle hedefi gönül terbiyesi ve imarıdır. Tanrının tecelligâhı ve nazargâhı olarak kabul edilen gönle tasavvuf düşüncesinde hususi bir yer ve önem atfedilmiştir. Bu anlamda Türk dilinin söz üstadı Yunus Emre de, ruh dünyası ve tasavvuf anlayışı doğrultusunda "gönlü" şiirlerine ziyadesi ile konuk etmiş bir şairdir. Şiirlerinde nicelik açısından anlamlı bir yekûn oluşturan "gönül" kavramı çeşitli anlam ilişkileri çerçevesinde kullanılmıştır. Bu doğrultuda Yunus"un şiirlerinin önemli bir cephesini oluşturan gönül kavramına ve anlam çerçevesine odaklanılarak onun "gönül dünyası" okunmaya çalışılacaktır.
Türk edebiyatının hemen her safhasında gönül kavramı yer almıştır. Gerek Klâsik Türk Edebiyatı’nda gerekse Halk Edebiyatı’nda vazgeçilmez bir konudur. Türkçe’ de gönül sevgi, istek, düşünüş, anma gibi kalpte var sayılan duygu kaynağı olarak tanımlanır. Dilimizde gönül kelimesinin yer aldığı birçok deyim vardır. Sosyal hayatta farklı durumlarda yer alan gönül kavramı tasavvufta da önemli bir mevki olarak geçmektedir. Gönül tasavvufi aşkın kısacası aşkın tecelli ettiği yerdir. Yunus Emre Divanı’ nda “gönül” tasavvufi bir unsur olarak görülür. Divanda “Gönül” kelimesinin geçtiği iki yüz üç beyit tespit ettik. Ayrıca gönül redifli iki şiiri vardır. Yunus Emre’nin ifadesiyle gönül tahtının sahibi Tanrı’dır. Gönülle bizzat ilgilenen O’ dur. Dolayısıyla gönlü kıran kimse iki dünyada da mutsuz olacaktır. Yunus Emre Divanı’nda gönül bazen derviş, bazen dost, sırdaş, arkadaş olur. Gönlün temiz olması, temizlenmesi önemlidir. Gönül pisi ise, kibr ve kindir. Bunları bıraktın ise namaz kılabilirsin. Gönül kırmak veya yıkmak birini çok üzecek bir davranışta bulunmak, gücendirmek demektir. Yunus Emre’ ye göre gönül (dostun evi) yıkıldı mı her şey boşa, ibadette ilimde boşuna yapılmış olur. Israrla gönül kırmamak gerektiğini söyler. Yunus Emre bazen de sözü kendi gönlüne getirir. Derviş gönüllü olan şair gönlünün aşkla dolu olduğunu ifade etmiştir. Anlaşılıyor ki Yunus Emre de tıpkı diğer şairlerimiz gibi gönüle bir hayli yer vermiş. Burada hemen hatırlatmalıyız ki Yunus Emre sadece bir şair değildir. O aynı zamanda mutasavvıftır. Gönül ehlidir, gönül adamıdır… Bu sebepledir ki Yunus Emre ‘ nin sözlerinin inanılmaz büyüsü vardır.
Yunus Emre ve Tasavvuf, 2021
Yunus'un yaşadığı döneme bakıldığında, Selçuklular devrindeki din ve mezhep özgürlüğü, Anadolu'da en ileri ve aşırı fikirler güden, Yunan felsefesini İslamlaştırıp yayan filozoflardan çeşitli tarikat erbabına kadar birçok zümrelerin yerleşip gelişmesine neden olmuş, Moğol akını da sûfileri bu ülkeye göçmeye zorlamıştı. 1
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Ey Yunus Kitabı Ankara Yayınları, 2022
YUNUS EMRE DİVANINDA GEÇEN İKİLEMELER ÜZERİNE, 2018
Uluslararası Yunus Emre ve Anadolu'da Türk Yazı Dilinin Gelişimi Sempozyumu, 2020
YUNUS EMRE-MEHMET AKİF ARMAĞANI TÜRK DİLİ ARAŞTIRMALARI-I, 2021
Uluslararası Yunus Emre ve Anadolu’da Türk Yazı Dilinin Gelişimi Sempozyumu (Kırşehir, 4-6 Ekim 2018) Bildiriler Kitabı, 2020
ANADOLU'NUN İRFAN ÇAĞI (XIII-XIV. YÜZYILLAR) DİL, TARİH, SANAT VE EDEBİYAT ARAŞTIRMALARI, 2022
Yunus Emre Divanında Kiplik Ekleri, 2021
YUNUS EMRE (Hayatı-Düşünceleri-Eserleri), 2022
Yunus Emre Tekkesi, 2019
Beykent Üniversitesi Yayınları, 2022
CONGRESS ID CONGRESS TITLE 1. BİLSEL INTERNATIONAL SUR SCIENTIFIC RESEARCHES CONGRESS, 2024
Türk Dili, S. 839 [Kasım, 2021]. , 2021
Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2021
Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi, 2021
Yunus Emre’nin Vefatının 700. Yıl Dönümü Anısına Uluslararası Türkçenin Anadolu’da Yazı Dili Oluşu Sempozyumu Ankara: Türk Dil Kurumu, 2021