Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2013, İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi
Çalgılara farklı etik karakteristiklerin verilmesi antik Yunan felsefesi düşüncesinin ortaya çıkmasından çok önce başlamıştır. İlk olarak, antik Yunan mitolojisinde çalgıların, insan doğasına özgü niteliklerle -iyi ve kötü, günah ve sevap, aşırılık ve ölçülük -özdeşleştirmenin örneklerine şahit olmaktayız. Felsefenin klasik döneminde bu kavramlar, bilimsel olarak değerlendirilmiş, onlara farklı yaklaşımlar -diyalektik ve mantıksaluygulanmış ve bu problematik, mitolojinin münferit idealarını sistemleştirip bir öğreti düzeyine yükseltmiştir. Bu şekilde müziğin insana etkisini araştıran Ethos öğretisi ve en ilgi çekici gelişmelerden biri olan çalgıların Ethosu ortaya çıkmıştır. Bu makalede, Antik çalgıların özellikle lir ve flütün Ethosu, onların mitolojik kökenleri ve felsefi temelleri araştırılmaktadır.
X. ULUSLARARASI MÜZİK VE DANS KONGRESİ, 2022
Avrupa resim ve heykel sanatlarında, müzikal yeteneği olan mitolojik figürlerin sıklıkla görselliğe kavuştuğu görülebilir. Yunan mitolojisine ait olan bu figürler, çeşitli müzik aletlerini çalarken betimlenmişlerdir. Bu çalışmanın amacı, enstrümanların mitolojik öykülerini araştırmak ve 17. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar uzanan zaman diliminde üretilen sanat eserlerindeki varlıklarını izlemektir. Barok, Rokoko ve Neoklasik üsluplarda yapılan mitolojik resim ve heykellerde, lir, kithara, flüt, trompet ve tef gibi müzik aletleri dikkat çekmektedir. Haberci tanrı Hermes'in bir kaplumbağa kabuğundan liri, satyrlerin ve çobanların tanrısı Pan'ın ise sazlardan kavalı yarattığı anlatılır. Bilgelik tanrıçası Athena, flütü icat etmiş ancak yüzünü çirkinleştirdiğini düşündüğü için çalmaktan vazgeçmiştir. Daphnis ve Polyphemos gibi çobanlar kaval çalmaktadır. Esin perisi olarak değerlendirilen dokuz Musanın arasında müzik ile eşleşenler de vardır. Örneğin, lirik şiirin musası Erato lir, tarih musası Clio ise trompet ile betimlenir. Şarap tanrısı Dionysos'un alayında yer alan Maenadlar, coşkuyla dans edip tef çalarlar. Ün ve dedikodu tanrıçası Pheme, trompet ile gösterilir. Zeus'un oğlu Amphion'un sihirli lir çalışıyla, taşlar kendiliğinden Thebes kentinin duvarlarını oluşturmuşlardır. Orpheus, lir çaldığı ve şarkı söylediği zaman, tüm yaratılış onu mest olmuş bir şekilde dinlerdi. Müzik tanrısı Apollo'nun liri ve satyr Marsyas'ın kavalıyla katıldığı ünlü müzik yarışması da pek çok resme konu olmuştur.
DergiPark (Istanbul University), 2013
Çalgılara farklı etik karakteristiklerin verilmesi antik Yunan felsefesi düşüncesinin ortaya çıkmasından çok önce başlamıştır. İlk olarak, antik Yunan mitolojisinde çalgıların, insan doğasına özgü niteliklerle -iyi ve kötü, günah ve sevap, aşırılık ve ölçülük -özdeşleştirmenin örneklerine şahit olmaktayız. Felsefenin klasik döneminde bu kavramlar, bilimsel olarak değerlendirilmiş, onlara farklı yaklaşımlar -diyalektik ve mantıksaluygulanmış ve bu problematik, mitolojinin münferit idealarını sistemleştirip bir öğreti düzeyine yükseltmiştir. Bu şekilde müziğin insana etkisini araştıran Ethos öğretisi ve en ilgi çekici gelişmelerden biri olan çalgıların Ethosu ortaya çıkmıştır. Bu makalede, Antik çalgıların özellikle lir ve flütün Ethosu, onların mitolojik kökenleri ve felsefi temelleri araştırılmaktadır.
İstanbul Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dergisi, 2018
Aristoteles'in Etik Anlayışı Doğrultusunda Katharsis nesrin Akan 1 ÖZ Aristoteles'in etik anlayışı, "iyi olma" ve onun getireceği "mutluluk" üzerine kurulmuştur. Çünkü yaşamın asıl amacı mutluluk (eudaimonia)'tur. Aristoteles, etiğinde en yüksek iyi'ye ve mutluluğa nasıl ulaşılabileceğini sorgular. Fakat söz konusu olan, hem bireysel, hem de toplumsal bir mutluluk'tur. Bu çalışmada, Aristoteles'in etik anlayışını, bu anlayışı konumlandırdığı eyleme (praksis)alanına, yaratma (poiesis) alanını da katarak, bireysel ve toplumsal olma özelliğini bünyesinde barındıran tragedia ve sonucunda ortaya çıkan katharsis (arınma) konusundaki görüşleriyle birlikte değerlendirmeye çalışacağız. Amacımız, Aristoteles'in etiğini oluşturan iyi ve mutlu insana ulaşma yolunda, katharsis'in rolünü sorgulamak olacak.
Afyon Kocatepe Üniversitesi akademik müzik araştırmaları dergisi, 2017
Mitolojinin bugüne kadar birçok alanla bağlantılı olduğu görülmektedir. Edebiyat, din, felsefe, tarih, güzel sanatlar ve müzik gibi birçok disiplinin merkezinde mitoloji yer almaktadır. Pek çok farklı kültürün sanat hayatını etkileyen ve yönlendiren Yunan kültüründe müzik ile ilgili tanrı, tanrıça ve kahramanların yer aldığı mitolojik olaylar bu bağı kuvvetlendirmektedir. Antik Yunan kültüründe önemli çalgılar arasında yer alan flüt çalgısının da Yunan mitolojisindeki çeşitli olaylar ile tasvir edildiği görülmektedir. Bu mitolojik olayların yorumlanması esnasında Sokrates, Platon ve Aristotales gibi Antik Yunan filozoflarının müzik eğitimi ve flüt çalgısının insanlar üzerindeki moral ve etik boyutları üzerine olan düşüncelerinin aktarıldığı görülmektedir. Bu makalede müzik ve mitoloji ilişkisi, müzik ve flütün mitolojik kökenleri ve felsefi temelleri araştırılmaktadır.
In this research, we tried to analyze the concept of "concept" in Aristotle"s thought. In this direction, we have examined in detail his works called Posterior Analytics and First Philosophy. First, we tried to analyze scientific questions and definitions through Posterior Analytics, and secondly, statements about definition and concept through First Philosophy. According to the conclusion we reached in the study, the concept itself has three styles: concept as form or essence, concept as definition, definitional concept and concept as covering judgment. We can name the first one as the objective concept and the last two as the subjective concept in terms of being in the mind.
Rast Müzikoloji Dergisi, 2021
Journal of Theatre Criticism and Dramaturgy, 2022
This article explores Ancient Greek theatre through the agons, which played an essential role in the culture of Greek society. The history of Greek theatrical performances goes back much further than the emergence of tragedy and comedy as a genre. Therefore, the term Greek theatre in this study refers not only to Classical Greek drama, but also to the whole artistic activity that takes place in the theatre as a venue; in other words, to the Greek mousike. The Greek musical agons were the most crucial element that conveyed this cultural accumulation up to the Roman Imperial Period. This study introduces an overview of the musical agons from the Archaic Period to the Roman Empire. Analyzing the accounts of ancient authors and epigraphic documents together, it is observed that these musical agons were characterized by the ever-changing sociopolitical conditions of each period.
Şeylerin doğası hakkında konuşmak isteyen hiç kimse Devlet'in sahiliği hakkında konuşmak istememiştir. Bunda zamanın ruhunun ve onun trajik sayılabilecek doğasının payı büyüktür. Sokrates 'siyasayla uğraşıp canını kurtarabilen kimse yoktur' der. Savunma metninde gönüldaşlarına hitaben yargıçları tam da adlarına layık olmakla, oldukları şey olmakla itham eder. Yargı ya da karar anı-ya da buna tüm bir insanlık tarihini kat eden Kartezyen an da diyebiliriz-bu dünyanın genel işleyişinin anatomisini vermekle beraber devletleri, kurumları, ilişkileri dostluk ve sevgileri kendisinden ötürü değerli kılabilecek ilkenin sorgusunu barındırır. Kuşkusuz Devlet bu ilişki ağlarının en büyüğü ve tüm bu oluşların imkanı ya da içerimleyicisi olmakla beraber en kırılgan olanıdır da. Bu yüzden temelde aşkıncı ya da içkin bir imkan olarak devlet ya da siyasa Marx ya da Hegelde zirvesine ulaşmış haliyle esası itibariyle temel bir istencin ürünüdür. Baker şöyle ya da böyle düşünmektense, düşünmenin fonunu yaratmanın daha asli ve önemli bir görev olduğunu söyler. Devlet bu anlamda varoluşundan, imkan ya da tözselliğinden bağımsız tüm değerler alanının açığa çıktığı bu fonu sağlayabilecek yegane yapıdır. İyi ve kötü, doğru ve yanlış, hakikatli ve sahte olan onun bu düzlemsel alanı üzerinde yükselir. Bu politik bir Sokrates figürünün araştırmasının üzerinde yükseleceği temeldir. Ancak bundan ayrı olarak bir de etik bir Sokrates figürü Platonik metinlerde gözümüze çarpar. Sokrates özellikle moral konularda tartışmasını sürdürmek istemektedir. Sokrates'te iyi kuşkusuz insanın iyisi olacaktır. İnsanın bu iyisi onun erdemli varoluşudur. İnsan ancak ve ancak erdemli edimlerde bulunmak suretiyle hakiki bir doğa ve varoluşa sahip olabilir. Hakikat soruşturmasının kalbi kişinin diğeriyle yan yana geldiği, argümanın diğer bir argümanla karşılaştığı tartışmanın kendi içkin düzlemidir. Bu sayede erdemli olan varoluş erdemsiz olandan ayırt edilmeye çalışılırken, iyi ile kötü olan arasında doğru bir sınır çekme gayesi güdülür.
2015
Ahlak ve muzik, tarih boyunca, insanligin ortak bilinci tarafindan bir araya getirilen insan faaliyetinin iki farkli alanidir. Muzik aracigiyla insanin ruhsal durumunu etkilemeye yonelik sihirsel ve dinsel ritueller buna ornektir. Ancak sadece Antik Yunanistan'da bu iki kavram birlestirilmis, bir teoriye donusmus ve bu teori felsefi bir doktrin olarak degerlendirilmistir. Bu teorinin adi Ethos'tur. Bu kelime Yunanca Hqo? (gelenek, huy, karakter) kelimesinden uretilmis ve Etik kavramina hayat vermistir.Antik Yunan filozoflari Ethos teorisi cercevesinde, armoni, ritim, mod, calgi gibi muzik kategorilerini detayli bir sekilde incelemislerdir. Bu muzik araclarinin, insanin ahlakina edebilecegi etkiye yonelik degerlendirmelerinin sonucunda onlarin kullanimiyla ilgili onemli neticelere ulasmislardir. Ethos teorisinin onemli kisimlarindan birisi olan muzik egitimi; muzigi, insanin ahlaki terbiyesinin en onemli araci olarak degerlendirmektedir.Bu calismada Antik Yunan felsefesinde E...
FLSF Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi, 2023
Bu çalışma, Aristoteles'in phronēsis kavramı temelinde şekillenen eğitim görüşüne odaklanmaktadır. Phronēsis, Aristoteles'te iyi yaşama ile ilgili bir erdem olarak karşımıza çıkar. Eğitimi toplumun bir yansıması olarak gören Aristoteles, Politika isimli eserinde eğitimin doğasını detaylı olarak inceler. Burada özgür insanlara yakışan bir eğitim programının olanaklarını sorgular ve iyi yaşama ile doğrudan bağlantılı bulduğu bir erdem olan phronēsis'i ortaya koyar. Eğitimin temel amacının, iyi ve mutlu bir yaşam sağlamak olduğunu ifade eden Aristoteles'e göre, bir düşünce erdemi olan phronēsis, eğitim yoluyla oluşup gelişmektedir. Bu çerçevede Aristoteles'in Nikomakhos'a Etik ve Politika isimli eserlerinde ortaya koyduğu, eğitimin temel amacının iyi ve mutlu bir yaşam sağlamak olduğu tezi, onun phronēsis kavramı çerçevesinde tartışılacaktır.
2501040429 Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Kerem Karaboğa İstanbul 2008 iii ÖZ Bu çalışma tiyatronun mimesis kavramı temelinde bir sanat dalı olarak gerçeklikle ilişkisi ve bu bağlamda ortaya çıkan çelişkinin onun ele alınışını nasıl belirlediği konusunu açıklığa kavuşturma ve Antik Yunan'dan günümüze teatral pratiklerin genel yöneliminin bu soruyla ilişkili olarak ne yönde etkilendiğini araştırmaya yöneliktir. İlk bölümde, Antik Yunan Tiyatrosu'nda sahneleme ve oyunculuğu belirleyen temel etmenler ve bu çerçevede sahnelemenin ve oyuncunun sahne varlığının kaynaklarının ne yönde şekillendiği incelenmektedir. Çağdaş teatral pratiklerin konu alındığı ikinci bölümde, 19. ve 20. yüzyıl tiyatro ortamı gerçek, gerçeklik, yanılsama, kurgusallık ve inandırıcılık kavramları çerçevesinde değerlendirilerek Yunanlı yönetmen Theodoros Terzopoulos'un ve Türkiye'den Şahika Tekand'ın sahneleme yöntemlerinde oyunculuğa yaklaşımları incelemektedir.
İnönü Üniversitesi Kültür ve Sanat Dergisi, 2017
Stoacılık, Helenistik ve Roma felsefesinde Epikurosçuluk ve Septiklerle birlikte üçüncü önemli okulun adıdır. Kıbrıslı Zenon tarafından kurulan okul, kurumsal bir 'okul' olmamasına rağmen yaklaşık olarak 500 yıl gibi uzun bir süre varlığını sürdürmüştür. Marcus Tullius Cicero, Seneca, Epiktetos ve Marcus Aurelius bu dönem Stoa filozoflarıdır. Bu çalışmada, özelde Geç Dönem Stoa felsefesinin etik anlayışının yaşam sanatı bağlamında ele alınmış olmasının yanı sıra, Stoacılığın genel öğretileri ve ilk kurucularının düşüncelerine de yer verilmiştir. Geç Dönem Stoa felsefesinin merkezinde yer alan etik anlayışı bu dönemde yaşam sanatının vazgeçilmez bir unsuru olarak değerlendirilmiştir. Tanrı, Tanrısal akıl, doğa ve insanın panteist anlayış çerçevesinde bir bütün olarak algılanmasının yanı sıra dönemin filozoflarınca sistematik bir öğreti üretilmiştir. Sonuç olarak, erdeme odaklanan bu etik anlayışı mutluluğa erişme hedefindeki insan için yol gösterici olmuş ve yaşam sanatının icrasında bir temel olarak algılanmıştır.
Mavi Atlas, 2021
Eski Yunan şehirlerindeki tapınaklar dinî statülerinin yanında finansal işlerde de rol oynamışlardır. Bu durum, Eski Yunan’a has bir durum olmayıp Mezopotamya’dan bildiğimiz bir sistemdir. Ancak Delos ve Delphoi gibi yerlere ait tapınaklar, ekonomik yapılanma meselesini daha sistemli hâle getirmişlerdir. Bu dinî merkezler, devletle sürekli işbirliği hâlinde olmuşlardır. Finansal açıdan Tapınak-Devlet arasındaki münasebet, savaş ve kıtlık gibi olağanüstü zamanlarda üst seviyelere ulaşmıştır. Böylesine sıkıntılı durumlarda dinî ve merkezî otorite, her biri kendi çıkarlarını düşünerek birlikte hareket etmişlerdir. Kimi zaman birbirlerine borç vermişler, kimi zaman da halkı desteklemişlerdir. İlerleyen süreçte ise Atina’da Athena Tapınağı üzerine inşa edilen Parthenon Tapınağı, anladığımız kadarıyla dinî statüsünün önüne geçecek seviyede devletin yedek kasası rolüne bürünmüştür. Öyle ki şimdiye kadar ele geçen yazıtlardan Parthenon Tapınağı’nda yapılmış bir kült törenine dair kayda rast...
Ý.Ö 5.yüzyýlýn ikinci yarýsýnda Eski Yunan kültürünü biçimlendiren düþünce "idealizm" olmuþtu. Düþüncenin yanýnda sanatta da idealizm fikri benimsenmiþ olup, özellikle plastik sanatlarda ideal güzellikteki insaný betimlemeye olan eðilim aðýr basmýþtý. Bu dönemde çalýþan ve heykelleri; Helenistik ve Roma dönemindeki kopyalarý sayesinde günümüze ulaþan bir sanatçý olan Polykleitos; eserlerini, dönemin idealizm düþüncesini; oran, simetri ve uyum kavramlarýnda temellendiren ve Ý.Ö 6.yüzyýldan beri faal olan Pythagoras'çý düþünce okulunun ilkelerine göre biçimlendirmiþti. Kullandýðý sayýsal ve biçimsel düzenlemeleri; "Kanon" adlý kitabýnda açýklamýþtý. O, sadece ideal güzelliðe sahip heykeller yapmakla kalmamýþ ama benimsediði tutumla çaðýnýn felsefesini de görünür kýlmýþtý.
SOSYAL, BEŞERİ VE İDARİ BİLİMLER TEMEL ALANINDA AKADEMİK ÇALIŞMALAR - VI 2023 / 6-Artikel Akademi, 2023
Farklı yönleri ile tanınan tanrıça kültünün Anadolu üzerindeki etkilerinin büyük olduğu bilinen bir gerçektir. Anadolu Artemis’i olarak tanınan tanrıçanın Ephesia kültü en güzel Ephesos kentinde kendini bulmuştur. Bu doğrultuda antik kaynaklar modern eserler ile mukayese yapılarak elde edilen mevcut bilgiler, Artemis Ephesia’nın önemini gözler önüne sermektedir.
Mecmua Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, 2022
Öz Hamâmizâde İsmail Dede Efendi özel meşk defterine, "Musîki ahlak-ı beşeri tasfiye eden bir ilm-i şeriftir." diye yazdığında belki de yüzlerce yıl öncesinden gelen bir gelenekle bunu dile getiriyordu. Müziğin pek çok özelliğinden insan üzerindeki pek çok etkisinden bahsedilir, bunlardan biri de insan ahlakı üzerindeki saflaştırıcı gücü ve hatta doğrudan ahlakî etkisidir. Müziğin bilimsel bir yönü olduğu yadsınamaz. Müziğin, felsefî açıdan bakacak olursak, "estetik" kaygılar güden bir etkinlik olarak aynı zamanda "etik" ile ilgili, belki de ahlakî demek daha yerinde olabilir, bir amaç doğrultusunda da işlevselliğinden bahsedilebilmektedir. Yunan filozofları müziğin sadece hoş bir eğlence olmadığına, aynı zamanda belirli insan davranışlarını da ortaya çıkarabileceğine inanıyorlardı. Belirli duygusal ve ruhsal özelliklerle ilgili bir mod sistemi geliştirmişlerdi. Her mod ihtiva ettiği sesler ile belli mizaç ve duyguları karakterize ediyordu. Pythagoras"un takipçileri ve sonrasında Platon ve Aristo, müziğin bu ahlakî gücünü sadece modlara değil müzikal ritme de atfetmişlerdi. Platon, Aristo ve Aristoksenes modlar ve ritmik elementlerle beraber müzik icrasında seçilen enstrümanların da etkili olduğundan bahsetmişlerdir. Bu noktada müziğin dönüştürücü etkisinden bahsetmek gerekir. İlahi ahengin somutlaşmış, cisimleşmiş ve duygulara hitap eden tezahürü olan müziğin, ruhları dönüştürme etkisine de sahip olduğu düşünülüyordu. Bu çalışmanın konusu Eski Yunan felsefesinde müziğin ahlakı dönüştürücü ve saflaştırıcı etkisi olacaktır. Çalışmanın yöntemi, Eski Yunan filozoflarının söylemleri ve Yunan mitolojisi temel alınarak konunun tartışılması biçimindedir.
Beytulhikme An International Journal of Philosophy, 2018
This study tries to show the relation between technê and the ethical sphere in the Ancient Greek through mythology and the philosophical litera- ture. Both in mythology and in the philosophical framework the benefits of technê and the power provided by technê for humanity are emphasized. And technê is considered as competence increases the control of human beings in practical areas. However, the ambiguous character of the human experience re- lated to technê and the morally problematic character of this field is also point- ed out in the literature. Because, if not controlled, technê has a potential to turn easily against humanity and to produce things that would harm human be- ings. At this point, ethical values have a crucial role in the control of technê. Technê as a type of knowledge which gives how to do things and how to con- trol the environment but does not give why something is to be done and cannot give an ultimate goal should be subject to higher spheres in the philosophical framework. Therefore technê is subject to ethical and ultimately metaphysical sphere.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.