Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2013, Journal Of History School
…
9 pages
1 file
Psikotarihe yöneldim; çünkü çaresizlik içindeydim. Bir psikiyatrist olarak yatılı bir hasta hakkında yaptığım klinik çalışmam sayesinde, hastalarımızın çoğunda "bazı şeyleri kaçırdığımızı" farketmeye başlamıştım. Uzun süre ihmal edilmiş olan hayatın güncel travmatik olayları, özellikle çocukluk travması ile ilgili olanlar, açıkça ruhsal bozukluğun gelişiminde eğitimim sırasında inanmaya yönlendirildiğimden daha önemli bir rol icrâ ediyordu. 1980'lerden itibaren, genel psikiyatri çevrelerinde çalışan bazılarımız, depresyon, benlik yıkımı, bağımlılıklar, yeme bozuklukları, panik anksiyete, kişilik çözülmesi ve karakter bozuklukları gibi rahatsızlıklardan muzdarip hastalardan veri toplarken travma hakkında düzenli bir biçimde sorular sormaya başlamıştı. Şaşkınlıkla, hastaların yüzde seksenden fazlasının uzun süreden beri devam eden, sert ve mükerrer travma deneyimlerini barındıran geçmişlere sahip olduklarını keşfetmeye başladık. Genellikle çocukluklarında ortaya çıkan bu deneyimler, hayatlarının sonraki dönemlerinde de devam ediyordu. Hastalar, görünüşe bakılırsa her zaman gözler önüne sermeye hazır oldukları geçmişlerini değiştirmediler. Fakat biz farklı sorular sormaya başladık. Pek çok psikiyatrik görüşmede mündemiç bulunan soruyu, yani "Sorunun nedir?" sorusunu sormak yerine, "Sana ne oldu?" sorusunu sormaya başladık. Kurbanları itham etmekten onlara gönüllü tanıklık etmeye geçiş, bütünüyle farklı cevapların ortaya çıktığı bir sonucu doğurdu. Cevaplar işimize bakışımızı ve bunu yaparken de hayatımızı değiştirmeye başladı.
Ö ÖZ ZE ET T Ruh sağlığı alanındaki çalışmalarda, Lezbiyen, Gey, Biseksüel ve Transseksüel (LGBT) bi-reylerin yaşamları boyunca eğitim, sağlık veya iş ortamında ayrımcılığa maruz kaldığı belirtilmek-tedir. Yaşanan bu ötekileştirme tutumları LGBT bireyleri ve ailelerini hem fiziksel hem de ruhsal olarak olumsuz etkileyebilmektedir. Sağlık alanında çalışan uzmanların da kimi zaman farkında olarak ya da olmayarak LGBT bireylere karşı ayrımcı tutumlarda bulunabilmektedir. LGBT ala-nında akademik çalışmalar yapılırken kullanılan yöntemler ve oluşturulan hipotezler de etik ola-rak ihlaller barındırabilmektedir. Klinik uygulamalarda da LGBT alanına özgü kavramlar, sağlık veya sosyal sorunlar hakkında sağlık çalışanlarının farkındalığının düşük olduğu ve cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konularında bilgi eksikliklerinin olduğu belirtilmektedir. Özellikle psikoterapi uygulamalarında terapistin kendi inançları ile çeliştiği noktada etik olarak nasıl davranması gerek-tiği tartışılan bir noktadır. Dolayısıyla, LGBT bireylerin fizyolojik veya psikolojik olarak zarar gör-memeleri için yapılan uygulamalarda klinik araştırmacıların ve uygulamacıların etik ilkelere göre davranması gerekmektedir. Bu bağlamda, mevcut çalışmada özel grup olarak adlandırılan LGBT popülasyonu ile çalışılırken dikkat edilmesi gereken etik standartlar ele alınmıştır. İlk olarak sağ-lık alanında yapılan klinik uygulamalar ve akademik araştırmalardan örneklere yer verilerek bu çalışmalardaki etik ihlaller tartışılmıştır. Özellikle son dönemde cinsel yönelimin değiştirilmesi için uygulanan Dönüşüm Terapileri etik standartlar çerçevesinde incelenmiştir. Sonrasında araştırma-lar ve psikoterapi süreçlerinde bu popülasyona özgü kişinin yüksek yararının gözetilmesi için dik-kat edilmesi veya esnetilmesi gereken etik standartlar ele alınmıştır. Türk alanyazınında LGBT bireylerle çalışmada etik meselelerin ele alındığı yazarlarca bilinen bir çalışmanın olmaması nede-niyle mevcut çalışmanın alana katkı sağlayacağı düşünülmektedir. A An na ah ht ta ar r K Ke el li im me el le er r: : Cinsel yönelim; cinsiyet kimliği; etik standartlar, LGBT, dönüşüm terapileri A AB BS ST TR RA AC CT T In the literature, it is indicated that throughout their lives Gay, Lesbian, Bisexual and Transgender (LGBT) people are exposed to discrimination in their educational life, at their work and within the health system. These marginalization attitudes can negatively affect LGBT individuals and their families both physically and spiritually. Health professionals may also show discriminatory attitudes towards LGBT individuals with or without awareness. Also, in the field while some aca-demical studies are conducted, ethical violations in the research patterns and hypotheses could also occur. Whats more, in clinical practices it is indicated that healthcare workers have low awareness about LGBT specific concepts, health or social issues and they lack information on sexual orientation and gender identity issues. Especially in psychotherapy practice, it is a point to discuss how therapist should act ethically when it conflicts with their own beliefs. Therefore, health workers are required to behave in accordance with ethical principles for not harming LGBT people physically or psychologically. In this context, in the current study the ethical principles to be considered while working with the so called special group of LGBT population are discussed. Firstly, the ethical violations in these studies have been discussed by giving examples from clinical applications and academic researches made in the field. In particular, Transformation Therapies, which have been applied recently to change sexual orientation are examined within the framework of ethical principles. After that, ethical principles that should be considered or stretched to take account of the high benefit of LGBT population in research and psychotherapy processes are addressed. It is believed that the present study will contribute to the field since there is no known work in Turkish literature by writers who are dealing with ethical issues in working with LGBT individuals. K Ke ey yw wo or rd ds s:
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2017
Borçlar Kanunu'nun 417.maddesi kapsamında mevzuata giren psikolojik taciz düzenlemesi çalışma mevzuatında var olan önemli bir eksikliği ortadan kaldırmıştır. İşyerinde psikolojik taciz, bir topluluk içinde iki insandan birinin diğerine uyguladığı psikolojik şiddet olarak tanımlanabilir. Psikolojik taciz eylemi, zaman içinde psikolojik terör, psikolojik şiddet, duygusal taciz, zorbalık, yıldırma ve bezdiri gibi kavramlarla da ifade edilmiştir. Çalışma ilişkilerinde sık sık gündeme gelen psikolojik taciz; ast, üst veya eşitleri tarafından bir kişiye yönelen saldırıdır. Kişilik haklarına yönelik birçok fiilin psikolojik saldırı olduğunun iddia edilmesi mümkündür. Ancak saldırının psikolojik taciz olarak değerlendirilebilmesi için, saldırganın fiilinin psikolojik tacizin ayırt edici özelliklerini taşıması gerekmektedir. Psikolojik taciz olarak kabul edilmeyen hallerde mağdur, saldırıyı gerçekleştirenin bu tutum ve davranışlarına karşı da yasal yollara başvurabilecektir. Psikolojik tacizin işverenin kendisi ya da çalışanları tarafından yapılması halinde, işveren açısından yükümlülükler doğmaktadır. Bu fiiller aynı zamanda haksız fiil olarak değerlendirilebilir. Her halükarda işçilerin veya işverenin işçiye yönelik tutum ve davranışları haksız fiil teşkil etsin veya etmesin, yükümlülüğünü yerine getirmeyen işveren sorumluluk taşımaktadır. Uygulamada, çalışma hayatında yaşanan olaylar karşısında psikolojik taciz sorunlarının çözümüne yönelik önemli içtihatlar oluşturulmuştur. Özellikle Yargıtay'ın son yıllardaki emsal kararları sorunun çözümüne önemli katkı sağlamaktadır. Çalışmamızda, bu içtihatlar doğrultusunda uygulamada psikolojik tacizin hukuki sonuçları incelenmiştir.
2003
The use of psychotropic medication in pre-schoolers Objective: The aim of this study was to determine the prevalence, indications, dosage, duration, efficacy and safety of psychotropic medications used in pre-schoolers across a five year span and to assess the compliance of family to pharmacotherapy. Methods: This study was retrospective and descriptive in design. Data has been collected through the review
ctf.edu.tr
Antimikrobiyal tedavi düflüncesi 19. yüzy›l›n sonlar›na do¤ru do¤maya bafllam›flt›r. Baz› kimyasal maddelerin enfeksiyon hastal›klar›nda kullan›labi-lece¤ini ilk olarak Paul Ehrlich (1854-1915) sifiliz tedavisinde salvarsan'› kullanarak göstermifltir. Modern kemoterapi ise sülfonamidlerin kullan›ma girdi¤i 1935 y›l›nda bafllam›flt›r. 1928 y›l›nda Fleming penisilini bularak antibiyotik ça¤›n› açm›fl ve penisilinin insanlarda kullan›m› 1941 y›l›nda baflla-m›flt›r. Takiben 1940'l› y›llarda streptomisin, tetrasiklin ve kloramfenikol kul-lan›ma girmifltir. Bundan sonraki geliflmeler bafldöndürücü bir h›zla ilerleyerek bugüne gelinmifltir. Antibiyotiklerin yayg›n olarak kullan›mlar›, hatal› ve ak›lc› olmayan kul-lan›mlar›n› da beraberinde getirmifltir. Bugün kullan›mda olan ilaçlar içinde en fazla suistimal edilen ilaçlar antibiyotiklerdir. Geliflmifl ülkelerde en fazla sat›lan ilaçlar içinde antibiyotikler kardiyovasküler ilaçlardan sonra ikinci s›rada iken, yurdumuzda ve geliflmekte olan ülkelerde birinci s›radad›r. Antibiyotiklerin bu flekilde yayg›n ve endikasyonsuz kullan›mlar› beraberinde kaç›-n›lmaz bir flekilde direnç sorununu gündeme getirmifltir. Direnç sorununu aflmak için yeni gelifltirilen ve kullan›ma giren antibiyotikler büyük bir ekonomik yükü de beraberlerinde getirmifltir. Bunlar› gözönüne ald›¤›m›zda bir enfeksiyon hastal›¤› karfl›s›nda ak›lc› antibiyotik seçimi kaç›n›lmaz olmaktad›r. Bu bölümde antibiyotik kullanmadan önce yan›tlar›n› arayaca¤›m›z baz› sorularla "Antibiyotik kullan›m prensipleri" anlat›lacakt›r. AKILCI ANT‹B‹YOT‹K SEÇ‹M‹ Antibiyotik kullanmadan önce afla¤›daki sorulara yan›tlar aranmal› ve bu yan›tlar›n ›fl›¤›nda kullan›m karar› ve seçim yap›lmal›d›r. I. Klinik bulgular›n temelinde antibiyotik endikasyonu var m›? • Yerel bakteri enfeksiyonlar› ve acilen tedavi edilmesi gereken enfeksiyonlarda antibiyotik tedavisi gereklidir.
KLİNİK PSİKOLOJİDE SANAT VE SANAT UYGULAMALARI/ ART AND ARTWORKS IN CLINICAL PSYCHOLOGY, 2017
ÖZET Bu çalışmada sanatın, psikolojinin uygulamalı bir alanı olan klinik psikolojideki ve klinik psikolojinin uygulamalarındaki yeri ele alınmıştır. Klinik Psikologlar psikolojik sorunların değerlendirilmesi, tanı koyulması ve tedavi edilmesi gibi alanlarda uygulamalar gerçekleştirir. Bu uygulamalarda birçok farklı disiplinden destek alınarak, gözlemlenemeyen duygu, zihin ve davranış süreçlerinin ortaya çıkmasına olanak sağlanır. Bu sebeple sanatın da dışavurumcu özelliği kullanılır ve bu alanlara dahil edilir. Sanat çalışmalarının psikolojik sorunların ölçme ve değerlendirme, tanı koyma ve tedavi/sağaltım aşamalarına nasıl bütünleştirildiği makalede örnekler ve önerilerle birlikte dile getirilmiştir. Makalede klinik psikoloji ile ilgili bilgi verildikten sonra, ölçme ve değerlendirme ve tanı koyma aşamalarında sanat tekniklerini içeren projektif testlerden, tedavi aşamasında ise sanat terapi uygulamalarından ve çeşitlerinden bahsedilmiştir. Son olarak, sanat terapi uygulamalarının kimler tarafından ve hangi şartlar altında yapılması gerektiği vurgulanmıştır.
Bilge Kağan 1. Uluslararası Bilim Kongresi Bildiri Tam Metinleri Kitabı, 2018
Bu araştırmanın amacı Gülten Akın'ın "Kestim Kara Saçlarımı" başlıklı şiirinin psikolojik danışmada kullanılabilirliğini incelemektir. "Kestim Kara Saçlarımı" başlıklı şiirin psikolojik danışmada kullanılabilirliğinin incelendiği bu çalışmada toplam 236 katılımcı yer almıştır. Bu çalışmada ilk olarak "Kestim Kara Saçlarımı" başlıklı şiire içerik analizi uygulanmıştır. Öncelikle kodlamalar yapılmış, ardından da bu kodlar temalar altında toplanmıştır. Böylece şiirin içerdiği duygular ve düşünceler açığa çıkarılmıştır. İkinci olarak kişisel bilgi formu, şiir, Goleman'ın Duygusal Zeka başlıklı kitabında yer alan duygu kategorileri ve katılımcıların şiiri okuduktan sonra yaşadıkları duyguları 1 ila 10 arasında derecelendirecekleri bir cetvelin yer aldığı ölçme aracı, doğrudan ya da dolaylı olarak yani dijital ortamda katılımcılara ulaştırılmıştır. Elde edilen veriler frekans, yüzde, Mann-Whitney testi ve Kruskal-Wallis testi kullanılarak çözümlenmiştir. "Kestim Kara Saçlarımı" başlıklı şiir toplam beş dizge ve on sekiz dizeden oluşmaktadır. "Kestim Kara Saçlarımı" başlıklı şiiri okuyan katılımcıların en çok üzüntü kategorisindeki duyguları yaşadıkları saptanmıştır. Katılımcıların en çok yaşadıkları üzüntü duygusunun, cinsiyete göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılaşmadığı görülmektedir. Katılımcıların yaşadığı üzüntü duygusunun eğitim düzeyine göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılaşmadığı gözlenmiştir. "Kestim Kara Saçlarımı" başlıklı şiir psikolojik danışma sürecinde hem bütün olarak hem de kıta ya da dize alıntılanarak kullanılabilir.
Amerikan Psikoloji Derneği, APA, 1892 yılında 31 üyeyle kurulmuştur. Üye sayısı bugün 134 bini geçmiştir. 100 yılı aşkın süredir psikoloji alanında çalışmalar yapan en bü yük bilimsel ve profesyonel kuruluş olduğu gibi, binlerce araştırmacıyı, eğitimciyi, klinisyeni, danışmanı ve öğren ciyi, üye olarak bünyesinde bulunduran, dünyanın en bü yük psikoloji topluluğudur. AP A, toplumsal yarar ve bireylerin daha kaliteli yaşam lar sürebilmeleri için psikolojik bilginin oluşturulmasını, uygulanmasını ve yaygınlaşmasını hedefler. Bu alanda araştırma imkanları sağlarken, yöntem ve koşulların ge liştirilmesine katkıda bulunur. Bununla birlikte bulguların da uygulanmasını sağlar. Etik, idari, eğitim ve kazanım larda yüksek standartlar oluşturarak, psikologların nite liklerini ve çalışma alanlarını geliştirir. Toplantılar, profes yonel bağlantılar, akademik raporlar, bilimsel çalışmalar, makaleler, tartışmalar ve yayınlar aracılığıyla da psikolojik bilginin çoğalıp yayılmasını sağlamaya çalışır. AP A, özellikle sosyal bilimler alanında yapılan çeşitli akademik çalışmalara kendi standartlarıyla referans ol maktadır. APA formatı adı verilen yazım biçimi, psikoloji başta olmak üzere birçok dalda oluşturulan makale ve bi limsel yayınlara referans olmaktadır. Tüm dünyada yapı lan çalışmalarda ortak bir yayın ve rapor biçimi oluşmasını sağlayan bu format, bilimsel yayınların hazırlanmasında bir standart oluşturmak amacıyla geliştirilmiştir. *** Psikoterapi Kuramları Dizisi'nin, kitap içerikleri ile paralel hazırlanmış DVD'lerini APA'nın web sitesinden salın almak mümkündür (http://www. apa.org/pubs/videos). DVD'ler orijinal dilinde, İngilizcedir. DVD kullanımı ile il gili ayrınhlar kitabın sonunda yer alan "Kitabın APA Psi koterapi Videolarıyla Beraber Kullanımı" adlı bölümde açıklanmıştır.
KLİNİK PSİKOLOJİ ARAŞTIRMALARINDA DENEYİM ÖRNEKLEME YÖNTEMİ, 2023
Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, izin almadan hiçbir yolla çoğaltılamaz.
ÖZET Psikolojik şiddet günümüz işyerlerinde sıklıkla yaşanan çalışanı ve örgütü pek çok açından olumsuz etkileyen önemli bir sorundur. Özellikle kadınların erkeklere göre psikolojik şiddete daha fazla maruz kaldıkları bilinmektedir. Psikolojik şiddetin temelinde eşitsiz güç ilişkisi yer alır. Çalışan ilişkilerinde eşitsiz güç algısı, statü farkı kadar toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklanır. Toplumsal cinsiyet rollerinin örgüte ve işyeri ilişkilerine yansıması çalışan kadını işyerinde psikolojik şiddetin hedefi haline getirmektedir. Bu çalışmada psikolojik şiddet toplumsal cinsiyet açısından ele alınmakta, psikolojik şiddet algısı ve deneyiminde cinsiyetin önemi ortaya konmaktadır. ABSTRACT Mobbing at work have been a current problem negatively affecting many employees and organisations and a often occurring phenomenon. It is especially a well-known fact that women are more adversely and often affected than men from the effects of mobbing at work, which is the result of the fact that the power imbalances stands at the heart of mobbing. The perception of the power imbalances is the result of different status and gender at play in workplaces. As perceived to be a reflection of gendered relations to workplace and working relations through the work of female employees women become the target of mobbing. The current study examines the gendered aspects of mobbing by focusing on gendered aspects of mobbing and the significance gender for those experiencing mobbing at work.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA “PSİKOLOJİK” BAŞLIKLI KONULAR, 2023
POLİLAKTİK ASİT VE KOMPOZİTLERİNİN KEMİK DOKU MÜHENDİSLİĞİ UYGULAMALARINDA KULLANIMI / BİTİRME PROJESİ, 2021
Journal of …, 2005
ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA MODERN PSİKOLOJİK YAKLAŞIMLAR (Ölçekler, Öncüller ve Ardıllar), 2024
Nwsa Social Sciences, 2010
Business & Management Studies: An International Journal, 2020
Ulusal Heşirelik Öğrencileri Kongresi Bildiri Kitabı-2018, 2018
ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ 8.Uluslararası İletişim Günleri Dijital Çağda Kriz İletişimi Sempozyumu, 2021
NWSA Academic Journals, 2016
Veteriner Farmakoloji ve Toksikoloji Derneği Bülteni, 2021