Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2024, Sabit Fikir
Endülüs entelektüel zenginliği, bilimsel ilerlemeleri, kültürlerarası hoşgörüsü ve dünya medeniyetine yaptığı katkılarla, yalnızca İslam medeniyeti ve İslam tarihi için değil, dünya tarihi için de eşsiz bir değere sahiptir. Endülüs kültürü üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınan Maria Rosa Menocal, Endülüs’ü "kültürlerarası bir mozaik" olarak tanımlamıştır. Menocal’a göre İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik arasında bir arada yaşamanın (convivencia) en başarılı örneğini tarihte Endülüs temsil etmiştir ve Avrupa'nın Rönesans dönemine bilim, sanat, mimari ve felsefe alanında giden yolları da Endülüs açmıştır. Otoriteler tarafından modern tarih yazımı ve sosyoloji alanlarının öncüsü ve kurucusu olduğu söylenen İbn Haldun’a göre de Endülüs, "medeniyetlerin yükseliş ve düşüş döngüsü" içinde bilim ve kültürde zirveyi temsil etmektedir. Hatta İbn Haldun, Endülüs’te üretilen bilimin ve sanatın Arapça aracılığıyla Batı’ya taşındığını ve Avrupa’nın entelektüel uyanışında hayati bir rol oynadığını savunur. Peki, Endülüs’e bugün 20.yy.da baktığımızda neler görebiliriz? Endülüs’ten bugün içinde bulunduğumuz modern dünyaya taşıyabileceğimiz değerler nelerdir?
SAYGI KİTABI, Kitap Bölümü, Çizgi Kitabevi, 2022
İslâm Araştırmaları Dergisi, 2019
Şehrin bu erken dönemi hakkında genel bir panorama için bk. García Granados, "La primera cerca medieval de Granada", s. 91-148; ayrıca yakın zamanda Granada'da, Albaicín'in kuzeyinde yer alan Beiro'da bir hafriyat çalışması esnasında ortaya çıkarılan ve milattan sonra I. yüzyıla tarihlenen Los Mondragones kalıntıları gibi halen devam eden arkeolojik çalışmalar şehrin bu dönemine ışık tutmaktadır (bk. Rodríguez Aguilera v. dğr., "La Villa Romana de Los Mondragones [Granada]", s. 475-501). 2 Elvira (İlbîre), İber yarımadasının güneyinde, Roma döneminde Ilíberis veya Illíberi, Vizigot dönemindeyse Iliberis veya Eliberri adıyla bilinen bir şehirdir. Şehrin bulunduğu yer konusunda farklı görüşler ileri sürülmüş olmakla birlikte Cubillas ırmağı üzerinde, Atarfe ile Pinos Puente'nin bulunduğu bölgede yer aldığı kabul edilmektedir (bk.
İslâm’ın altın çağı olarak adlandırılan 8.-10. yüzyıllarda medenî dünyanın çoğu bölgelerinde bir ‘pax-Islamica’ (dünya İslam barışı) kurulmuştur. Bilimsel, felsefî, edebî ve sanatsal çalışmalar insanlık tarihinde benzeri pek az görülen bir yükseliş göstermiştir. Her alanda çağdaşlarına karşı üstünlüğe sahip bulunan Endülüs İslam kültürü, İber Yarımadası’nda yaşayan Avrupa’nın yerlisi toplulukları ve onların tarihî uzantısı olan Franklar ile diğer Avrupa halklarını kendisine hayran bırakmıştır. Endülüs İslam medeniyeti dünyasında üretilen her değerin Avrupa çevrelerinde etkilerini açıkça yansıtan kelime ve kavramların sayısı binlerle ifade edilmektedir.
2023
Bu çalışma Tosya ilçesinin merkez ve köylerinde bulunan yapıların Beylikler döneminden Cumhuriyet dönemine kadarki günümüze ulaşabilmiş dini, su ve sivil mimari kapsamaktadır. Çalışma kapsamında bulunan on dört cami, dört hamam, yedi çeşme, bir köprü, bir su kemeri ve iki ev; plan, mimari, malzeme ve süsleme açısından incelenmiş, onarımlarından bahsedilmiştir. Yapıların tarihlendirmesi yapılarak genel bir değerlendirmeyle Türk sanatındaki yeri ortaya konulmaya çalışılmıştır.
History Studies International Journal of History, 2019
Endülüs'te İslâm hakimiyeti boyunca müslümanlar tarafından çok sayıda şehir kurulmuştur. Bu şehirlerden biri olan Mecrît, zaman içinde ismi Madrid haline dönüşerek 1561 yılında İspanya Krallığı'nın başkenti yapılmış olup bu yönüyle Avrupa başkentleri arasında müslümanlar tarafından kurulan tek şehir olma özelliğine sahiptir. Endülüs'ün kuzeyinde, Kastilya-León Krallığı'na karşı Endülüs topraklarının güvenliğini sağlamak üzere Endülüs Emevî Devleti hükümdarı Emîr I. Muhammed döneminde IX. yüzyılın ikinci yarısında bir garnizon olarak kurulan Mecrît, kısa süre içinde etrafında yerleşimin olduğu bir şehir halini almıştır. Endülüs idarî yapısına göre Sağrülevsat (Orta Sınır) bölgesinde yer alan Mecrît, siyasî ve kültürel açıdan Endülüs'ün en önemli şehirlerinden olan Tuleytula'ya (Toledo) coğrafî yakınlığın da sağladığı avantajla kısa zaman içinde ilmî faaliyetlerin gerçekleştiği bir şehre dönüşmüş ve "el-Mecrîtî" nisbesiyle tanınan âlimler yetişmiştir. Kastilya Krallığı'nın Endülüs toprakları üzerindeki baskısının arttığı ve nihayet Tuleytula'nın adı geçen krallık topraklarına katıldığı dönemde müslümanların kaybettiği yerler arasında Mecrît de bulunmaktaydı. Bu makalede Mecrît'in İslâm hakimiyeti döneminde kuruluşuyla başlayan ve bir İslâm şehri haline geliş süreci siyasî ve ilmî hayat merkezinde incelenmesi amaçlanmaktadır.
Fitne, bölgecilik, kabilecilik, ırkçılık ve iç savaş kavramları Endülüs'ün bilindik medeniyet tarihine ne kadar zıt ve uzak görünüyor. Oysa Endülüs'ün siyasi tarihi bunlara hiç de yabancı olmamıştır. Medeniyet eserleriyle göz kamaştıran bu coğrafyanın fetih sonrası yaşadığı asabiye savaşları ve iki büyük fitne döneminin sebep olduğu yıkımlar, önce Endülüs Emevi hilafetinin ardından devletin sonunu getirmişti.
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2009
VIII. asrin baslarinda Islam ordusunun Iber yarimadasini fethettigi esnada bolgede yasayan halklardan birisi de Yahudilerdi. Hiristiyan hâkimiyeti altinda iken oldukca zor sartlarda yasayan Yahudiler, Endulus Muslumanlarinin hosgorulerinden oldukca memnun olmuslar ve kimliklerini rahatlikla ifade edebilmislerdir. Kisa surede Endulus kulturune adapte olan Yahudiler Endulus medeniyetinin bir parcasi olarak, yaptiklari bilimsel calismalarla Avrupa’nin Islam ve bilimle tanismasina yardimci olmuslardir. Suryani mutercimlerin Yunan mirasini Islam medeniyetine aktarmada oynadiklari rolun bir benzerini Enduluslu Yahudi mutercimler oynamis ve yaptiklari cevirilerle Islam bilgi birikimini Avrupa’ya tasimislardir. Ortacag Bati dunyasi, bir yandan tercume edilen felsefe ve bilim eserleri ile ozgur dusunce ve bilimsel calismayi ogrenmis, diger taraftan da serhler vasitasiyla Musluman dusunurlerin teoloji ile metafizigi birlestirme metodunu ogrenmistir
Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi, 2021
intihal incelemesinden geçirilmiştir.
Endülüs, 2024
Endülüs dünyaya nizam veren İslam çağlarının medeni bakımdan zirvesini teşkil etmektedir. Daha da önemlisi bu zirve, İslâmiyet’ten ya da Müslüman çağlarından sonra dünyaya egemen kılınan Batı uygarlığının merkezinde yani Avrupa’da konumlanmış durumdadır. Tarihi bir gerçektir ki, toplumsal ve kültürel etkileşimler komşu milletler arasında daha yoğun yaşanmıştır. Kültürel bakımdan dünyanın merkezi addedilen Akdeniz Dünyasının hâkimi yaklaşık 10-12 asır boyunca İslâmî evrensel düzen idi. Oluşturduğu ve yaşattığı yaşama alanı vasıtasıyla bu İslâmî evrensel medeniyetin, en fazla etkilediği yer Avrupa kültürel coğrafyası olmuştur. Bunun yüzlerce bilimsel delilleri arasında Avrupa dillerine geçen kavramlardır. Gerçekte bu kavramlar insanın değerini ve günlük hayatın kalitesini artıran bilimsel, teknik ve kültürel değerler ve aletlerdi.
Turkish Studies, 2017
The birth and development of philosophical thought in Andalusia has been very problematic. Andalusia imitates the Orient in the field of philosophical thought as it is in every area. But it has not so easy to enter the philosophy in Andalusia. The historical journey of philosophical thought from east to west was both tough and adventurous, and at the same time followed a long process. On this historic journey some of the Andalusian philosophers have paid so much for their interest in philosophy. The brought philosophies of India, Egypt, Iran and early Greek into the Islamic world through translations and that this is supported by the existing authority, is the result of the interest in philosophy. This would be the reason that great philosophers such as Kindi, Fârâbî and İbn Sînâ were present in the east and they established their own philosophical systems.
Tesisat Dergisi, 2024
Yeşil bina kavramının sürdürülebilirlik ve çevre dostu mimari açısından önemi ele alınmaktadır. Geleneksel binaların çevreye olan etkileri ve yeşil binaların bu etkileri nasıl azalttığı incelenmiştir. Makalede, enerji tüketimi, su kullanımı, atık yönetimi ve diğer çevresel faktörlerde yeşil binaların avantajları detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Yeşil binaların çevresel etkileri azaltma stratejileri, malzeme seçimi, enerji verimliliği, su tasarrufu ve atık yönetimi gibi konulara odaklanılmıştır. Ayrıca, yeşil binaların iklim değişikliği ile mücadeledeki rolü, toplumsal ve ekonomik faydaları ve geleceğe yönelik mirası gibi konular da tartışılmıştır. Bu makale, yeşil bina hareketinin çevresel bilinçle inşa edilen bir miras olarak önemini vurgulayarak, okuyucuların bu konudaki farkındalığını artırmayı hedeflemektedir.
Bu yazıda, normal bir makale üslubundan ziyade, 2500 yıldır insanlığı, Hıristiyanlığı ve İslamı etkileyen Yunan felsefesinin ve onu geniş bir şekilde izah eden İslam felsefesinin epistemolojik ilkelerinden bir nebze alıp anlamaya çalışacağız. Ve o ilkelerin günümüz bilgisi ile ne derece uygun olduğunu açıklayacağız. Bilindiği gibi, Pisagor’un, Sokrat ve Eflatun’un son ve aşılmaz varisi Aristo’dur. Aristo’nun asıl varisleri başta İbn Sina olmak üzere İslam filozofları ve Hıristiyan Aquinolu Thomastır. Aristo’nun bu dev mirasını açıklamak ciltlerce kitap gerektirir. Bu ise bizim sınırlarımızı aşar. Fakat bu zengin ve antik düşünce dünyasının bir kısım epistemolojik anahtar kavramlarını kısa olarak izah etsek; hem tarihe hem felsefeye hem günümüz biliminin anlaşılmasına ışık tutacak 10-15 arkeolojik kazı yapmış olacağız. ** Bu makale Marifet ve Velayet - Allah'ı Bilmek ve Allah'a Yakınlık kitabında yer almaktadır.
Prof. Dr. Metin Ekici Armağanı, 2022
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1994
Gayr-ı miislimlcrin dinı hayatı açısından müslüman fatihlerin En-dülü~'deki uygulamaları, görebildiğimjz kadarıyla, hugüne kadar ınüstakil bir çalılima konusu olarak ele alınmış değildir: Bununla beraber,
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2006
Goldziher, Schacht ve di2erleri arasSnda daha yakSn zamanlarda Juynboll gibi BatS'lS ilim adamlarS, hadis literatürünün, klasik slâmî gelenek tarafSndan kabul edilen devreden daha geç bir devrede vücut buldu2unu iddiâ etmektedirler. Bu varsaySmS do2rulamak için Juynboll tarafSndan ileri sürülen delillerden birisi, evâil rivâyetlerinden temin edilmiYtir ki, "hem belirli bir türe has olan hadisi hem de genel olarak hadisi, ilk defa slâm dünyasSnSn belirli bölgelerine taYSdSklarS sanSlan insanlarla ilgili" olan evâil rivâyeti de bunlar arasSndadSr. 1 Kendi namSna Schacht, slâm Hukuku'nun kökenlerinin hadise dayanmadS2SnS farzederek, hadisin hukuk sahasSndaki tesirini inceledi. Klasik haline gelen f k h usûlü teorisini formüle eden ilk kimse eY-&âfiî oldu ve hadisi f k h sahasS ile birleYtirme teYebbüsleri "eski hukuk ekolleri"nin direncini kSrmada baYarSlS olmuYtur. Bu karYSlaYma sürecinde kaynaklar tarafSndan ehlü'r-rey ve ehlü'l-hadîs diye isimlendirilen guruplar arasSnda bir karYSlaYma hasSl oldu. 2 *
History Studies International Journal of History, 2020
Abbâsî ihtilaliyle birlikte Emevî Devleti yıkıldı ve hilâfet 132/750'de Abbâsîlere geçti. Emevî hanedan mensuplarından Abdurrahman b. Muâviye'nin Şam bölgesinden Endülüs'e gelerek burada idareyi ele geçirmesiyle 138/756 yılında Endülüs Emevî Devleti kuruldu. Abbâsî hilâfetini tanımayan Endülüs Emevî hükümdarları kendilerini halife olarak da görmediler. Ne var ki IV/X. yüzyıl başlarında Endülüs Emevî hükümdarı olan III. Abdurrahman, 316/929 senesinde Endülüs'te halifeliği ilan etti ve bundan birkaç yıl sonra hilâfet merkezi olmak üzere Kurtuba (Córdoba) yakınlarında Medînetüzzehrâ adını verdiği yeni bir şehir kurdu. Şehir tipolojisi açısından Endülüs'te müslümanlar tarafından inşa edilen şehirlerden farklı bir karaktere sahip olduğu anlaşılan Medînetüzzehrâ, halife ve üst düzey bürokratların yaşadıkları ve kısmen de Kurtuba halkının yerleştiği bir merkezdi. İnşası kırk yıla yakın bir sürede tamamlanan Medînetüzzehrâ kısa süre içinde Endülüs'ün en görkemli şehri haline geldi; ilmî ve kültürel faaliyetler için de seçkin bir merkez oldu. V/XI. yüzyıl başlarında Endülüs'te yaşanan sosyal sorunlar ve ardından yaşanan siyasî parçalanma döneminde büyük tahribata uğrayarak terk edildi. Bu makalede Medînetüzzehrâ'nın kuruluş sürecinden tahribata uğrayıp metruk hale gelişine kadar olan dönemdeki siyasî ve kültürel durumu ele alınacaktır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.