Academia.eduAcademia.edu

HALİT ZİYA ÖYKÜLERİNDE ÇATIŞMA UNSURU OLARAK NESNELER

2018, Hece Yayınları

Abstract

Daha çok romancı kimliğiyle ön plana çıkmış olan Halit Ziya’nın roman kadar önemsediği bir diğer tür öyküdür. İzmir’de gazetecilik yaparken başladığı öykü yazarlığını hayatı boyunca sürdürmüş, yaklaşık yüz doksan öykü kaleme almıştır. Bazı öyküleri roman ile öykü arasında olan hacimli anlatılar olarak karşımıza çıkarken, bazı öyküleri ise modern öykü çizgisinde daha küçük hacimli öykülerdir. Halit Ziya’nın öyküleri genel manada küçük hayat tablolarını aktaran realist bir üslupla ele alınmış canlı ve etkili tasvirlerle oluşturulmuş öykülerden oluşmaktadır. Aile hikâyeleri, fakir ve mahrumiyet çeken insanların dramı, aşk, aldatma, kadının aile ve toplum içindeki konumu, çocuklar ve yaşadıkları sıkıntılar-hastalıklar, merhamet, acıma duygusu öykülerde sıkça işlenen konu ve izleklerin başında gelmektedir. Yazarın öykülerinin bir kısmı olay merkezli bir anlayışla oluşturulurken, bir kısmı ise daha çok bireylerin olaylar karşısındaki durumuna ve ruh haline odaklanmıştır. Özellikle kadın ve çocukları merkeze aldığı öykülerde daha çok durum öykücülüğüne yöneldiğini görürüz. Yazarın nesnenin ön plana çıktığı ve çeşitli işlevler yüklendiği öykülerin başında “Yırtık Mendil”, “Çalınmış Bir Eser”, “Solgun Demetler”, “İçecek Su” ve “Çay Fincanı” adlı öyküler gelmektedir. “Yırtık Mendil” adlı öyküde mendil, arzulanan kadına ulaşmak için erkeğin kullandığı bir iletişim aracıdır. Kadına hediye edilen mendil, yıllar sonra bu çiftin birbirini tanımasında sembol değeri kazanır. Ayrıca, öykünün başındaki yeni mendilin yerini öykünün sonunda yıpranmış, eskimiş bir mendil alır. Bu açıdan öykünün kadın karakteri Feride’nin hayatındaki çöküş, yıpranan mendille özdeşleştirilir. “Çalınmış Bir Eser” adlı öykü ise, kırık bir aşk öyküsünden geriye kalan eşyalar üzerinden oluşturulmuştur. Sevdiği kadının evleneceğine duyan erkeğin sevgilisine ait biriktirdiği eşyalardan yola çıkarak duyduğu pişmanlık aktarıldığı nesneler, mevcut işlevlerinin dışında müphem kalan sorunları çözüme kavuşturan unsurlar olarak karşımıza çıkarlar. “Solgun Demetler”, aldatma şüphesinin olayların merkezine oturtulduğu öykülerden biridir. Öyküde, kocasının ceketindeki cüzdanını yanlışlıkla düşüren kadının solmuş bir demet menekşeyi gördükten sonra duyduğu şüphe, sonrasında iç dünyasında yaşadıkları anlatılır. “Solgun Demetler”, öyküdeki temel çatışmanın başlatılması için seçilmiş bir nesnedir. Bu nesne yoluyla ailedeki sorunlar gün yüzüne çıkmaya başlar. “Çay Fincanı” adlı veremli bir kızın son günlerinin anlatıldığı öyküde, çay fincanı bir teselli ve iyilik nesnesi olarak karşımıza çıkar. Hastanın son günlerini yaşadığını bilen doktorun onu mutlu etmek için düzenlediği evlilik oyunun hediyesidir ve kız da onu ölmeden önce bir şükran borcu olarak doktora iade eder.

Loading...

Loading Preview

Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.