Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2024, Kültürel Coğrafya
https://doi.org/10.37609/akya.3380…
38 pages
1 file
Coğrafi ortamın kültür oluşumu üzerindeki etkisi ve kültürün coğrafi mekânın şekillenmesindeki rolü The effect of geographical environment on cultural formation and the role of culture in shaping geographical place.
Yousef, D.A. (2000). Organizational commitment and job satisfaction as predictors of attitudes toward organizational change in a non-western setting.
Kültürle ilişkili davranış biçimleri, kullanımlar veya törenler çoğu zaman bir mekânla ilişkilenmekte ve mekân, kültürel etkinliğin bir parçası olmaktadır. Bu bağlamda, "mekân" ve "kültür" tarihi çevreyi oluşturan ve fiziksel yapılanmaya anlam katan bütüncül nitelikler olarak ortaya çıkmaktadır. Tarihi çevreleri anlayabilmek için yapılan araştırmalarda, mekânın fiziksel yapılanması ile birlikte, o yere kullanıcılar tarafından yüklenen kültürle ilişkili işlevler ve kullanım biçimleri de tespit edilmelidir.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dergisi, 2011
Bu çalışmada kültürel, tarihsel bağlamın Hıristiyanlık ve İslâm vahyi için hangi düzeyde bağlayıcı olduğu Swinburne ve W.M. Watt örnekleri üzerinden ele alınacaktır. İlahi dinlerin mahiyetini belirleyen temel faktörlerin başında vahiy gelmektedir. Tanrı'nın insanla iletişiminin en belirgin formu olan vahyin de farklı biçimlerinden söz etmek mümkündür. Yeni Ahid'in yazılışı, zaman içinde biçimlenişi ve Kilisenin fonksiyonu Hıristiyan vahyinin kendine has sorunlarla yüzleştirirken; Kur'an vahyinin lafız ve mana olarak doğrudan Tanrı tarafından belirlenen bir vahiy olması onun karakteristik özelliğini oluşturmaktadır. Kur'an vahyi ile ilgili sorunların da bu özsel nitelik üzerinden ele alınması gerekir.
Kültür Bakanlığı İstanbul İl Kültür Müdürlüğü “İstanbul Kültür Çalıştayı”, 11-12 Mayıs 2018
Komisyon Başkanı: BEŞİR AYVAZOĞLU Üyeler: BÜLENT KATKAK CEMİL ARSLAN ERHAN AFYONCU FATİH TERZİ FETHİYE ERBAY HALİL İBRAHİM ERBAY HAYRULLAH CENGİZ HÜSEYİN KUTLU İMRE ÖZBEK EREN İSMAİL HAKKI ERASLAN LEVENT ÇALIKOĞLU MEHMET ERKEN MEHMET GÜNTEKİN NECDET TANRIKULU ÖNDER BAYIR ÖZDEMİR AYER SALİH KENAN ŞAHİN YALÇIN LÜLECİ YAŞAR BÜLBÜL YUNUS UĞUR Raportör: Emir Erkmen Raportör Yardımcısı: Nuray Yaşarlar Asistan: Reyhan Şener
Uzun yıllar gündemde olan Osmanlı toprak düzeninden yola çıkarak toplumsal yapı çözümlemeleri yerine günümüzde kentsel yapılar bir başka vurgu alıyor. İnsan-mekân ilişkisinin zaman sürecinde izini sürebilmek tarih yanı sıra coğrafya ve nüfusbilimi gerekli kılıyor. Öte yandan ekonomik ve toplumsal topografya çalışmaları sayısal veriler ışığında denetlenebildiği oranda kalıcı sonuçlar veriyor. Mekânın ekonomik ve toplumsal yaşamdaki yeri giderek tarihçilikte önem kazanıyor. Mekân tarihçiliği coğrafya-tarih etkileşimini gündeme getiriyor. Türkiye'de son yıllarda beliren kent tarihçiliği bu açıdan önemli.
Motif Akademi Halk Bilimi Dergisi, 2020
ÖZ: İnsanın sosyal bir varlık oluşu, kendini farklı şekillerde ifade etmeyi zorunlu kılmış; bu durum, onu hayatta tutmakla beraber, soyunun devamını da sağlamıştır. Bu ifade yahut anlatım zorunluluğu, insanın önemli ihtiyaçlarından biri haline gelerek iletişim kavramını ortaya çıkarır. İletişim, sözlü ve yazılı olmanın yanında, altında daha derin ve felsefi anlamları olan sembolik dili, göstergeleri, yazısız kanun olan âdet ve töreleri de içine alan genel bir kavramdır. Bu durum aynı zamanda, insan zekâsının bir şeyleri anlamlandırma, anlatma ve açıklama becerisinin sınırsızlığını gösterir. İnsanın anlamlandırma çabalarında mekânın da özel bir yeri vardır. Mekânın adlandırılması ve mekânın hatırlanış şekli ilk olarak anılar, olaylar ve nesneler üzerinden olduğu gibi, mekânlarla ilgili algılarla anıların da onlara bir statü kazandırdığı söylenebilir. Bunu sağlayan da çoğunlukla 'dedikodu' denilen ve dilden dile dolaşan gerek abartılan gerekse saptırılan anlatılardır. Günümüzde, olumsuz bir anlam kazanmış olan dedikodu, hayatta kalma ve statü kazandırma gibi olumlu işlevlere de sahiptir. Bununla birlikte, daha çok insan odaklı bir şekilde ele alınan ve çoğunlukla olumsuz işlevlerine odaklanılan dedikodunun, nesne ve mekânlar etrafında da oluşturulabildiği ve bunların nesne ve mekânlara, algılar doğrultusunda, anlam/anlamsızlık ve statü/statüsüzlük kazandırdığı üzerinde pek durulmamıştır. Dedikodu, günümüzde olumsuz bir anlama bürünmüş olsa da, dikkatli incelendiğinde sosyal ve kültürel yaşamı düzenleyip devamını sağlayan önemli bir iletişim mekanizmasıdır. Bu iletişim yalnız sözle olmadığı gibi, bilhassa teknolojinin gelişmesiyle farklı şekillerde ve kavramlarda da karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple çalışmada, dedikodunun mekânla olan ilişkisi üzerinde mekânın anlamlandırılması ve statülendirilmesi bağlamında durulacaktır. Özellikle de 'tekinsiz yerler' (metruk evler, değirmenler, yollar vd.) ile ilgili algıların daha çok dedikodular sayesinde meydana geldiği ve yayıldığı dikkate alındığında, mekân ve statü kavramlarını dedikodudan bağımsız düşünmek mümkün değildir. Dedikodunun, mekânın kutsallaştırılması başka bir deyişle özel bir statüye kavuşturulmasında da önemli bir rolü vardır. Kutsal sayılan mezarlar, türbeler ve yatırların bu özelliği kazanmalarında 'dedikodu' kapsamında nitelendirebileceğimiz inanç odaklı anlatılar oldukça etkili olmuştur.
İdeal Kent 3. sayı, 2011
İdealKent (Kent Araştırmaları Dergisi), 3. Sayı: Mekân ve Kimlik
2009 12 (1), 2009
KIŞ • WINTER kültürv ve eiletisim culture& &communication . 2009 12(1) • yaz/summer ki, iletiflim, kültür elefltirisi ve toplumsal düflünce alanlar›nda üretilen en iyi elefltirel yaz›lar› yay›mlamaya adanm›fl disiplinleraras› akademik bir dergidir. ki, elefltirelli¤i, akl›n s›n›r ve imkanlar›n›n araflt›r›lmas› yolunda her türlü dogma karfl›tl›¤› olarak tan›mlar. ki'nin kap›lar› iletiflim çal›flmalar›na oldu¤u kadar insan varoluflunun ve kültürünün temel bilefleni olan iletiflimin içerildi¤i tüm düflünce boyutlar›na -tüm sosyal bilim disiplinlerine, insan bilimlerine, tüm yöntemlere ve bunlar›n kesiflim noktalar›ndan do¤acak aray›fllara-aç›kt›r. ki, "hakemli" bir dergidir; dergiye yay›mlanmak üzere gönderilen yaz›lar, yazar›n kimli¤ini bilmeyen uzman hakemler taraf›ndan de¤erlendirmeye al›n›r. ki y›lda iki kez, Ocak ve Temmuz aylar›nda yay›mlan›r. ki'nin yay›n dilleri Türkçe ve ‹ngilizce'dir.
GASTRONOMİDE YENİ EĞİLİMLER VE BESLENME KÜLTÜRÜ (İnanışlar, Coğrafya ve Sürdürülebilirliğin Gastronomik Yansımaları), 2024
Bu çalışma Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International (CC BY-NC 4.0) lisansı altındadır. Bu lisansın bir kopyasını görüntülemek için şu adresi ziyaret edin: Bu lisans, yazar atfının açıkça belirtilmesi koşuluyla, ticari kullanım için değil, kişisel kullanım için çalışmanın herhangi bir bölümünün kopyalanmasına izin verir.
İnşa ettiğimiz zaman bunun sonsuza kadar süreceğini düşünelim. Bunun ne günlük mutluluk ne de günlük kullanım için olduğunu düşünelim. Bu, öyle bir iş olsun ki, bizden sonra gelenler bize müteşekkir kalsınlar. Taş üstüne taş koyarken öyle düşünelim ki, bir gün geldiğinde ellerimiz onlara dokunduğu için mukaddes sayılsınlar ve bizden sonra gelen nesiller yapılan işe ve esere bakıp şöyle desinler: İşte babalarımız bunu bizim için yaptı."
International Language, Literature and Folklore Researchers Journal, 2013
1970s have witnessed a paradigm shift in the translation field due to the fact that lingustics oriented theories lost their significances and instead
Muhayyel Aylık Edebiyat Dergisi, 2018
Mekân, eskilerin dilinde çokça anlamlara gelebilecek, üzerine çokça tanım yapılabilecek bir kavram. Mekân hakkında kaleme alınabilecek bir metnin en afili cümlesi şu olabilirdi: Mekân, kevn kökünden türer, yani “oluş” demektir ve varlığın mihenk noktasında kendi yerini almaktadır. Bir adım daha ileri gidilerek, mekân, imkan ve mesken gibi kavramlarla, kavramsal açıdan akrabalıkları olmamasına rağmen, zorlama ilişkiler kullanılarak insanın yaşam serüvenini ve bu serüvende mekânı kuşatıcı bir özne kılıp okuyucuyu düşüncenin derin(!) sularına doğru yolculuğa sokabilen bir kavram haline de gelebilirdi. Muhayyel aylık edebiyat dergisi yıl 1 sayı 6 ekim 2018
Gaston Bachelard’ın felsefi edebiyat eleştirisi üstüne bir giriş ve "Mallarmé Hülyasının Dinamik Diyalektiği" (Le droit de rêver'den) çevirisi
Sosyolojik Bağlamda Kimlik-Kültür İlişkisi, 2023
Türk Kütüphaneciliği, 2000
İnsanlık tarihi bir anlamda kültür tarihidir. Eğitim, bilim, ekonomi, sanat, teknoloji, yönetim, politika vb. alanlar kültürün alt alanlarıdır. Bir başka deyişle, kültür bu alanlarda üretilenlerden başka birşey değildir. Dolayısıyla bu alanların niteliği, o ülkedeki kültürün de niteliğini belirleyecektir. Ülke miz, kültürel zenginlik ile kültürel duyarlılık yoksunluğunun garip bir likteliğini yansıtmaktadır.
2018
Kultur bir milletin tarih boyunca urettigi sozlu, yazili, maddi ve manevi degerleridir. Butun sanatlar uretildigi toplum hayatindan beslenmektedir. Toplum hayati ise gelenek, gorenek, din, tore, anane gibi yasam tarzimizi sekillendiren normlarin etkiledigi davranis bicimlerinden olusmaktadir. Iste sanatin toplum icin uretildigi performanslar ve eserler bu davranis bicimlerini islemektedir. Bu deneme yazisinin amaci sanat ve estetigin toplum hayatina etkilerini ele almak ve tartismaktir. Toplumda kabul goren ve iyiyi, guzeli oven estetik degerler, insan davranislarini dogruya yonlendiren kultur-sanat ortamlaridir. Sanatin toplumdaki iliskilere yaklasimi ise; dogru bilinen davranislarin gercek dogru olup olmadiginin sorgulanmasidir. Bu sorgulama hayata dair mutluluktan ziyade, kaygilari dile getirmeyi ve aci, eziyet, saygisizlik, zulum, ozgurluk gibi kavramlara dikkat cekmeyi amac edinir. Elbette daima iyi-kotu, guzel-cirkin, zalim-mazlum, suphe-inanc var olacaktir. Insanligin urettig...
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2012
Bu makale, Georges Perec’in otobiyografik özellikler taşıyan, 1960’lar Fransa’sında tüketim toplumunun yükselişi bağlamında döneminin ruhunu yansıttığı öne sürülen Şeyler adlı ilk romanını incelemeye çalışırken, Perec’le yolları kişisel olarak da kesişen Henri Lefebvre’nin “Mekânın Üretimi” düşüncesinin bir arada okunabilmesinin olanaklığı üzerinde durmaktadır. Makale, Perec’in metni ile Lefebvre’in görüşlerinin ilgili dönemde tüketim toplumunun yükselişine yönelik benzer bir eleştirel bakış açısı taşıdığını savunmakta, yaşamın giderek yalnızca tüketim ve metalar üzerinden kurulmaya başlanan bir şey olmaya başlamasının ilgili eleştirilerin ortak çıkış noktası olduğunu öne sürmektedir. Perec’in Lefebvre’nin görüşleriyle birlikte okunabilecek metni bağlamında, yükselen tüketim toplumuna ilişkin eleştirel bakışını, biçimden başlamak üzere zekice tasarlanan metnin dilinde ve kurarak ilerlenen metnin mekânsallıklarında da açıkça görmek mümkündür.
Manas Journal of Social Studies, 2017
…yerin anlaşılması kuramsal çaba olmadan gerçekleşmez… …neredeyse tüm toplumsal ve kültürel kuramlar yerin bir biçimde tanımlanmasına dayanır" John Urry Öz İnsan-çevre ilişkileri diğer bir deyişle insanların mekânla uğraşı her ne kadar insanoğlunun var olduğu günden itibaren ortaya çıksa da akademik anlamda bu çalışmalar daha yakın bir tarihte karşımıza çıkmaktadır. İnsanın çevreyi algılamasıyla ilgili çalışmalar 1960'lara kadar insan, doğal çevre ve insanın doğal çevreyi öğrenmesinin ilkelerini belirleyebilmesi, yaşam çevresinin öğrenilmesi ve kodlanması doğrultusunda daha çok kültür coğrafyacıları ve mimarlar tarafından yapılmıştır. Günümüzde ise bu çalışmalar sosyolojiden edebiyata, psikolojiden kent bilimlerine kadar birçok disiplininin ilgi alanına girerek çok boyutlu bir hâl almıştır. Bu çok boyutluluk hem kavramsal hem de kuramsal açıdan bir karmaşa ortaya çıkarmaktadır. Bu çalışmada insan-çevre ilişkilerini mekân üzerinden anlamak ve okumak için farklı disiplinler içinde de yer alan ve konunun anlaşılmasını kolaylaştıracak olan algı, anlam, aidiyet, mahremiyet, egemenlik alanı, sahiplenme ve kendileme gibi kavramlar mekânla ilişkilendirilmiş; mekân-kimlik etkileşimi ile ilgili çalışmalara giriş niteliğinde bir çerçeve oluşturulmuştur. Çalışmanın ikinci kısmında ise oluşturulan kavramsal çerçevenin üzerine mekân-kimlik etkileşimiyle ilgili olan kuramlardan Fenomenolojik Yaklaşım, Sosyo-Psikolojik Yaklaşım ve Marksist Yaklaşım kentsel mekân düzleminde ele alınmıştır.
2021
Turizm sektörü, ülke ekonomisine doğrudan katkı sağladığı için her sene turist sayısında artışın sağlanması arzulanmaktadır. Özellikle farklı ülkelerden gelecek kültürlü ve ekonomik düzeyi yüksek olan turist sayısındaki artış, ülke içerisindeki birçok sektöründe canlanmasını sağlamaktadır. Turistlerin ziyaret edecekleri yerleri belirlemekte o yerin tarihi, kültürel ve doğal değerlerinin etkisinin önemli olduğu bilinmektedir. Bu nedenle bir bölgede turist ziyaretlerinde artışın sağlanabilmesi için o bölgenin söz konusu değerleri ile birlikte tüm insanlığa tanıtımlarının çok iyi yapılması gerekir. İnsanların ilgisini mekanlara çekebilecek dolayısıyla da turist sayısındaki artışı sağlayabilecek, günümüzün en güçlü tanıtım araçlarından birisi de sinema ve dizi filmlerdir. Çünkü sinema ve dizi filmlerde oluşturulan mekân algısının insanlardaki etkisinin kuvvetli ve uzun süreli olduğu, filmlerde gördüğü mekanlardan etkilenen insanların genelde bu mekanları ziyaret ettikleri bilinmektedir. İnsanların izledikleri sinema ve dizi filmlerdeki mekanlardan nasıl etkilendikleri, en çok hangi özellikteki mekanların ilgilerini çektiği ve ülkemizin tarihi, kültürel ve doğal değerlerinden hangilerinin filmlere mekân edilerek turist sayısında artışın sağlanabileceği sorularının cevaplarının araştırılması bu çalışmanın ana konusu olmuştur. Bu nedenle öncelikle sinema filmlerinin çekildiği mekanlardaki yayın öncesi ve sonrası turist sayılarındaki değişim incelenmiş ve sayısal değerlere dönüştürülmüştür. Aynı çalışma dizi filmler içinde yapılmak istenmiş ancak dizi filmlerin turist sayısına etkisi ile ilgili bir veriye ulaşılamamıştır. Yine de makale kapsamından dizi filmler çıkarılmamıştır. Çünkü dizi filmlerin izlenme oranlarının da sinema filmleri kadar yüksek olduğu İMDb değerlerinden anlaşılmaktadır ve popüler dizilerin insanları daha uzun süre ekrana bağlaması nedeni ile kültür, mekân ve turist sayısının artışına olan etkisinin yadsınamaz olduğu düşünülmektedir. Türk ve yabancı katılımcılarla anket yapılarak izledikleri filmlerde hangi mekanlardan etkilendikleri, Türkiye'deki hangi mekanları bildikleri ve beğendikleri, bu mekanlardan hangilerinin filmlere konu olabileceği, toplumun genelde hangi tür filmleri izlemekten zevk aldığı gibi kriterlerin belirlenmesine çalışılmıştır. Çalışmada elde edilen bulguların film, turizm, kültür ve mekân konuları bileşenindeki çalışmalara katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.