Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2024, Vatandaşlık ve Yabancılar Hukuku - Milletlerarası Özel Hukuk
…
32 pages
1 file
Milletlerarası Özel Hukuku ilk döneminde işlenen Türk Vatandaşlık Hukuku- ve Yabancılar Hukuku konularına dair vize ve finallerde yardımcı olacak tüm bilgiler
Uluslararası Sözleşmelerden Çekilmenin Anayasal Esasları ve Başlıca Tartışmalar, 2022
Türkiye’de uluslararası sözleşmelerden çekilmenin hukuki usulü, bu konudaki anayasal sessizliğin de katkısıyla oldukça belirsizdir. Bu belirsizlik, özellikle 2021 yılı Mart ayında Cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nin “Türkiye açısından feshedilmesiyle” daha da görünür olmuştur. Bu kararın ardından, söz konusu Cumhurbaşkanı kararının hukuka aykırılığına dair çok sayıda sav ortaya atılmıştır. Bu savlarda en çok dikkat çeken noktalardan biri, kararın neden hukuka aykırı olduğunu açıklarken sunulan gerekçelerin birbirlerinden ne denli farklı olduğudur. Bu çalışmada, Türkiye’de uluslararası sözleşmelerden çekilmenin doğru usulünün ne olduğu sorusu ele alınmaktadır. Çalışma ilk bölümde uluslararası sözleşmelerden çekilme usulü konusunda uluslararası hukuk ve karşılaştırmalı hukuktaki başlıca düzenlemeleri incelemektedir. Bu bölümde ayrıca ulusal hukuka ve uluslararası hukuka uygun, ikisine de aykırı, ilkine uygun ama ikincisine aykırı, ve ikincisine uygun ama ilkine aykırı çekilmelerin hukuki sonuçları örnekler çerçevesinde incelenmektedir. İkinci bölümde önce İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararıyla başlayan tartışmada öne sürülen başlıca savlar incelenmekte, ele alınan savların hiçbirinin tam anlamıyla isabetli olmadığı öne sürülmektedir. Sonra Türkiye’de uluslararası sözleşmelerden çekilmenin hukuki usulüne dair yazarların görüşü açıklanmaktadır. Yazarlar uluslararası sözleşmelere katılma ve çekilmelerin, sözleşmelerin ilgilendirdiği alanda bir düzenleme yapmak olduğuna vurgu yapmaktadır. Dolayısıyla bir sözleşmeden çekilme usulünün yasama ve yürütme erklerinden hangilerince düzenlenebileceği sorusuna verilecek yanıt, çekilmeyle düzenlenen alana göre değişmektedir. Çünkü Anayasa, yasama ve yürütme erklerinin düzenleme yapabileceği alanları ayırmıştır. Yazarlara göre usulü Cumhurbaşkanı kararnamesiyle (“CBK”) belirlenmiş bir çekilme, yalnızca Anayasa’nın yürütme tarafından düzenlenmesine olanak verdiği alanları düzenleyen sözleşmeler açısından hukuka uygundur. Temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması niteliğindeki çekilmelerin usulü Anayasa’nın 13’üncü, düzenlenmesi niteliğindeki çekilmelerin usulü ise (sadece sosyal hak ve özgürlükleri düzenleyenler hariç) Anayasa’nın 104’üncü maddesi gereği CBK ile düzenlenemez.
ULUSLARARASI AVRASYA SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, 2024
Bu çalışmanın amacı dünyada yaklaşık son kırk yıla damgasını vuran küreselleşme sürecinin, gerçekten ulus devletleri ortadan kaldırma, güçsüz hale getirme amacı taşıyıp taşımadığını ve bunun ötesinde başka sonuçlara yol açıp açmadığını irdelemektir. Bu irdeleme yapılırken betimsel ve eklektik (multidisipliner) bir yaklaşımla bütüncül bir sonuca ulaşılması hedeflenmiştir. Ortaya konulacak görüş ve sonuçların bu alandaki tartışmalara son vermeyeceği bilinciyle hareket edilmiştir. Bu tartışmaların son bulmayacak olmasının nedeni küreselleşme olgusunun/sürecinin yakın dönemin (1980 ve sonrası) en çok tartışılan, savunulan ve karşı çıkılan konularının başında geliyor olmasıdır. Konunun tartışmalı hale gelmesinin temel nedeni, ABD’de Ronald Reagan, İngiltere’de Margaret Thatcher, Türkiye’de Turgut Özal tarafından neo-liberal politikaların hayata geçirilmiş olmasıdır. Neo-liberalizmin küreselleşme adı altında dolaşıma sokulması, akademik dünyada post-modernizm tartışmalarının gündeme gelmesi elbetteki tarihsel rastlantılar zincirinin bir halkası değildi. Tam aksine kapitalist sistemin geçirdiği evrimsel gelişme ile ilgiliydi. Bu gelişmeler ışığında değerlendirildiğinde, sürecin şiddetlenerek devam edeceğini öngörmek zor değildir. Bu bağlamda küreselleşme ile ilgili dünyada ve ülkemizde ciddi bir külliyatın oluştuğunu söylememiz mümkün. Dünyada ve ülkemizdeki tartışmaların önemli bir kısmı bilimsel, akademik ve entelektüel kaygılarla değil, yandaşlık ve karşıtlık dikotomisi üzerinden, derinliği olmayan sığ bir çerçevede yürütülmektedir. Bunun nedeni; konunun teorik olmaktan öte, yaşanılan bir süreç olması, ekonomik, siyasal, toplumsal ve kültürel alanda öne sürdüğü temel argümanların, pratikte ortaya çıkardığı sonuçlar ile tamamen paradoksal bir nitelik taşımasıdır. Toplumsal yaşam pratiğinde karşılaşılan sorun ve sonuçların kime yarar sağladığı sorusu yandaş savunucuları, kimin aleyhine olduğu sorusunun cevabı karşıtları ortaya koymaktadır. Üçüncü kesim ise küreselleşmeye bir fırsatlar manzumesi, mutlaka yararlanılması gereken rasyonel bir gerçeklik olarak bakan, tutum olarak nötr kalmaya çalışanlardan oluşmaktadır. This study examines whether globalization has sought to weaken nation-states and explores its broader implications. Using a descriptive and eclectic approach, it acknowledges the ongoing debate surrounding globalization. This research proceeds with the understanding that the findings presented here will not definitively resolve the longstanding controversies surrounding globalization. The persistence of these debates is attributable to the fact that globalization has been one of the most contentious and polarizing issues of the contemporary era, particularly since the 1980s. The root cause of the controversy surrounding this issue lies in the adoption of neoliberal policies by Ronald Reagan in the US, Margaret Thatcher in the UK, and Turgut Özal in Turkey. The promotion of neoliberalism under the banner of globalization, coupled with the rise of postmodernism in academia, was undoubtedly a significant historical development, not a mere coincidence. Rather, it pertained to the evolutionary progress of the capitalist system. In light of these advancements, it is evident that the process will escalate. Consequently, a substantial body of research on globalization has been produced worldwide and within our own country. Much of the worldwide and domestic discourse is superficial, driven by allegiance and opposition rather than by scientific, academic, or intellectual concerns. This is because the subject matter is not theoretical but a lived reality, and the core arguments it advances in economic, political, social, and cultural realms are fundamentally paradoxical in relation to their practical consequences. The question of who gains from the issues and outcomes arising from social practices identifies the proponents, while the question of who loses identifies the opponents. A third group perceives globalization as a collection of opportunities, a rational reality that must be embraced, and maintains a neutral stance.
Mersin, 2020
Uluslararası organizasyon ya da uluslararası kuruluş veya uluslararası örgüt, uluslararası üyelere veya üyelik sistemine, kapsama ya da varlığa sahip kuruluşlar için kullanılan bir isim olup, hükümetler arası örgüt ve hükümetler dışı örgüt(uluslararası sivil toplum kuruluşu) şeklinde iki ana türü bulunmaktadır.
Uluslararası özel hukuk 4 ayrı disiplini içerir. 1)Vatandaşlık hukuku(citizenship law): Vatandaşlık, gerçek kişilerin bir devlet ile arasındaki hukuki ve siyasi bağdır. Vatandaşlık hukuku ise bir devletin vatandaşlığının hangi şartlarda kazanılacağını, kaybedileceğini ve vatandaşlığın ispatıyla ilgilenir. Daha çok çok kamu hukukuna dayalı olan meselelerle ilgilenir. Devletle ilgili olan sadece insanlar değildir, tüzel kişiler ve nesneler vardır. Bu sebeple vatandaşlık ile tabiiyet arasındaki farklılığı irdelemekte fayda vardır. Gerçek kişiler için vatandaşlık ve tabiiyet aynı anlama gelirken, tüzel kişiler ve şeylerin vatandaşlığından söz edilemez, onların tabiiyeti söz konusudur. Dolayısıyla vatandaşlık hukuku sadece gerçek kişiler ile devlet arası ilişki, tabiiyet hukuku denilince tüzel kişiler ve şeyler ile devlet arasındaki bağ nasıl kurulur, nasıl sona erer, birden çok olabilir mi, ispatı nasıl olur? Bunlarla ilgilenir. Yani, Türk vatandaşlığı hukuku Türk Vatandaşlığı Kanunu (TVK)'da düzenlenmiştir. Bu kanun 3 konuyu düzenler: -Türk vatandaşlığının kazanımı -Türk vatandaşlığının kaybı -Türk vatandaşlığının ispatı 2)Yabancılar hukuku: Bu alanın konusunu doğal olarak yabancılar oluşturur. Bu alan daha çok kamu hukukuna dayalı olan meselelerle ilgilenir. Her birey kendi ülkesi dışında yabancıdır. Türkiye bakımından yabancı statüsünde aş. kimseler bulunur: -T.C Vatandaşlığını taşımayanlar -Diğer devlet vatandaşları -Vatansızlar -Göçmenler -Mülteciler -Şartlı mülteciler(sığınmacılar) -Mülteci vs. Vatansızlar:
Bu kitab›n bas›m, yay›m ve sat›fl haklar› Anadolu Üniversitesine aittir. "Uzaktan Ö¤retim" tekni¤ine uygun olarak haz›rlanan bu kitab›n bütün haklar› sakl›d›r. ‹lgili kurulufltan izin almadan kitab›n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay›t veya baflka flekillerde ço¤alt›lamaz, bas›lamaz ve da¤›t›lamaz.
Uluslararası Andlaşmaların Sona Erdirilmesi Ve Yürürlüğünün Askıya Alınması Veya Çekilme
Uluslararası Andlaşmaların Sona Erdirilmesi Ve Yürürlüğünün Askıya Alınması Veya Çekilme
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2016
Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları Dergisi, 2020
Uluslararası İlişkiler
Şemsu’l-Eimme Serahsi’nin “Kitabü’l-Mebsüt” Eseri ve Eserin Orta Asya’daki Vakıf Kütüphanelerinde Bulunan Nüshaları, 2013
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2022
Batı Trakya- Gümülcine Ağızlarında Tekrar Grupları, 2022
Stratejik Yönetim Araştırmaları Dergisi, 2022
… Hukuk ve Milletlerarası Özel Hukuk Bülteni, 2010
DergiPark (Istanbul University), 2009
Birleşmiş Milletler, 2017