Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2017
…
10 pages
1 file
Bu makalenin ana amaci, son yillarda kuresellesme sureci ile giderek hiz kazanan ve gunumuzde pek cok ulke icin ciddi tehdit durumuna gelmis, Yakin ve Orta Dogu temelli yasanan asiriciligin kaynaklari uzerinden sosyolojik bir analiz yapmaktir. Amaca ulasmak icin, oncelikle Soguk Savas ve sonrasi donemdeki politik olusum ve degisimlere yer verilmistir. Daha sonra, cogunlukla, Yakin ve Or-tadogu ulkelerinde gorulen genc nufus uzerinden, asiriciligin kaynaklarina dair bir degerlendirme ya-pilmistir. Son olarak, gunumuzde yasanmakta olan asiriciligin olusmasinda Vahabi Selefizmin yeri ve etkisi degerlendirilmis ve buradan hareketle basta Amerika Birlesik Devletleri olmak uzere, ozellikle Avrupa Birliginin asiricilik karsisindaki durus, tepki ve mucadeleleri tartisilmistir. Calismada, kuresel guclerin, asiriciligin ortaya cikisi ve varligini korumasinda onemli katkilarda bulunduklari sonucuna ulasilmistir.
ANADOLU AKADEMİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, 2019
Bu makale esasen Terör ve Terörist kavramının ne olduğunu, dünden bugüne terör olayları ve terörün ortaya çıkışını ve terörün yapılma amacının ne olduğunu kısaca anlatmaya çalışılmaktadır. Makalenin bir kısmında AB, BM, UNODC uluslararası sistemde mevcut olan kuruluşların teröre bakış açıları, terörle mücadele için ne gibi anlaşmalar yaptıkları ve ABD, Türkiye, Almanya gibi birkaç devletin terörle ilgili tutumlarından bahsedilmektedir. Makalenin bir kısmında küresel teröre örnek verilmekte ve uluslararası sistemde terörle mücadelenin hangi şekilleri olduğu açıklığa kavuşturulmaktadır. Terörün faaliyet şekilleri olan etnik ve “Dini İstismar eden Terör Örgütleri”, devlet terörü, narko terörizm ve siber terörizme örnek getirilmeye çalışılmıştır. Makalede Türkiye’yi yıllardır etnik terörle yıpratmaya çalışan Asala ve PKK terör örgütü hakkında kısa bir ön bilgi yer almaktadır. Makalede küreselleşme sonucunda büyüyen teröre örnek verilmekle ve küreselleşmenin ve terörün nasıl aynı tarihe denk geldiği üzerinde durulmaktadır. Makalenin son kısmında ise vekâlet savaşları ve Arap Baharı ile ilgili kısa bir bilgi verilmeye çalışılmakta ve Orta Doğu’da süper güçlerin adeta maşası haline gelmiş olan terör örgütlerinden bahsedilmektedir.
Giriş Ulusal ekonomi, devletin teşvik edici, düzenleyici ve koruyucu vesayeti altında ulusal sınır-lar içerisinde yerleşik faktör sahiplerinin katma değer yaratma faaliyetlerinin bütünü olarak tanımlanabilir. Burada ulusal devletin iktisat politikalarının temel hedefi yurtiçi katma değeri maksimize edecek bir ulusal üretim hacmine ulaşmaktır. Uluslararası ekonomi ise, ulusal ekonomiler ve onları çevreleyen ulusal devletlerin hiyerarşik bir dizgesinden oluşan bir eko-nomik alandır. Daha açık bir ifadeyle uluslararası ekonomiyi ulusal ekonomilerin bir kesişi-mi olarak kavramsallaştırmak mümkündür (Sanin, 1994: 99-102). Ulus devletlerin dünya si-yasal ve ekonomik işbölümündeki paylarının nispi büyüklüğü, onlara ulusal ekonomilerini özerk politikalarla yönetme yeteneğini ve fırsatını sunmaktadır. Uluslararası ekonomik ilişki-lerin düzenli bir biçimde sürmesi, dünya genelinde bu ilişkilerin işleyişini düzenleyen ve gö-zetleyen hegemonik bir merkezin varlığını gerektirmektedir. Bunu I. ve II. Dünya savaşı son-rasında, sırasıyla, İngiltere ve ABD'nin hegemonyasında oluşturulan tek merkezli uluslarara-sı ekonomik düzende açıkça görmekteyiz. Bu düzenin sürmesinin İngiltere ve ABD ekono-milerinin muazzam üretim kapasitelerini sürdürmelerine ve bu kapasiteyi siyasal güce dönüş-türebilme potansiyellerine bağlı olduğu görülmektedir. Böylesi bir uluslararası ekonomik yapıdan küresel bir ekonomik yapıya geçiş, uluslarara-sı sistemin bir bütün olarak ulusal devlet ve ulusal ekonomi temelinden bağımsızlaştığını gösteren değişkenler ve kategorilerin ortaya çıkmasına bağlıdır. Uluslararası ekonomi ulusal işlevlerin toplamıdır, küresel ekonomi ulus temelli bu etkileşimleri yeni bir güç düzeyine yükseltir. Piyasalar ve üretim gerçekten küreselleşince, uluslararası ekonomik sistem ulusal bağlamından kopar ve özerkleşir. Ulusal ekonomiler arası bağımlılık arttıkça, ulusal düzey uluslararası düzey tarafından içerilir ve dönüştürülür. Böylece uluslararası ekonomi özerkle-şerek küresel ekonomiye dönüşür. Bunun sonucu olarak yurtiçi ve yurtdışı ayırımı önemini kaybederek, özel kesim ve ulusal devlet, geleneksel faaliyet ve hükümranlık alanlarında dahi uluslararası koşulları dikkate almak zorunda kalmaktadır (Hirst ve Thompson, 1998: 35-36). Uluslararası ekonomiden küresel ekonomiye geçişin muhtemel bir sonucu, çok uluslu * Bu makale, Erciyes Üniversitesi İİBF tarafından gerçekleştirilen "2000'li Yıllara Doğru Türk Ekonomisinin Sorun-ları (11-12 Kasım 1998)" sempozyumuna sunulan bildirinin gözden geçirilmiş ve güncelleştirilmiş bir versiyonu-dur. ** Doç. Dr. Mehmet Duman, Sakarya Üniversitesi İktisat Bölümü'nde öğretim üyesidir.
Ardahan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2016
Sınırların bir şekilde kalktığı günümüz dünyasında sebep ve sonuçları zincirleme bir reaksiyon oluşturan, tarihte görülmemiş bir düzeyde göç söz konusudur. Küreselleşme, kutuplaşma, aralıksız savaş, yaygın ekonomik istikrarsızlık, artmaya devam eden dünya nüfusu, kaynakların adil dağılmaması vb. nedenlerle milyonlarca insan daha iyi bir yaşama kavuşmak için göç etmektedir. Vatanlarından umuda yolculuk eden küresel mağdurlar, gittikleri batılı gelişmiş ülkelerde geçmişle az çok bağlantısı olan ama bir takım farklılıkları da içeren yeni bir ırkçı tutum olan küresel ırkçılık ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Üstün ırk anlayışından farklı ve kültürel referanslara dayalı olan küresel ırkçılık; başka uluslara tahammülsüzlüğü ve toplumlar arasındaki farklılıkları ayrıştırıcı bir unsur olarak kullanan hakim ulus devletlerin sömürü düzenini sürdürmede bir araç haline gelmektedir. "Yeni Dünya Düzeni" hedefine adım adım götürecek bir krizin yaratılmasına zemin oluşturan yeni ırkçılık anlayışı, sömürünün devamı için gelişmiş batılı devletlere bir üstünlük algısı sağlar niteliktedir. Irka dayalı bir biyolojik ırkçılığın küresel sömürü düzenini sağlayacak "Yeni Dünya Düzeni"ni oluşturmada yetersiz kalması nedeniyle, giderek politikleşen, kontrolsüzleşen ve gerilimleri körükleyen yeni küresel ırkçı anlayış yaratılmaktadır.
Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2018
Küreselleşme dünyadaki her şey ve her yerde olduğu gibi İslam dünyası üzerinde de önemli değişimler meydana getirmiştir. İslam dünyasının 19. yy'den başlayarak uluslararası sisteme gösterdiği tepki olarak İslamcılık, bu kez İslam dünyasının küreselleşme karşısındaki tavrını oluşturup oluşturamayacağı konusunda önemli bir deneyimden geçmektedir. Bu çalışmada küreselleşmenin ekonomik, siyasi ve kültürel akışları karşısında İslamcılığın yakaladığı imkânlar ve karşılaştığı dezavantajlar inceleme konusu yapılarak, konu farklı boyutlarıyla ele alınmaya çalışılmıştır.
Middle East Journal of Refugee Studies, 2019
Postmodernitenin sınırları üzerine kafa yoran Zygmunt Bauman, göç olgusunu, sosyolojik bir analizle ele almıştır. Yabancılaşma, korku ve ahlak olmak üzere üç temel kavram üzerinden değerlendirdiği göç krizinde, eser boyunca üzerinde duracağı politikacıların ve kitle iletişim araçlarının rolünü irdeleyecektir. Hakikati ve ahlakı sosyolojiye taşıyan yazar, toplumdaki tutumun göçün nedenleri ve sonuçlarına etkisine dair bir analiz sunar. Toplum, hükümet liderlerinin ve medyanın etkisiyle göç trajedisine karşı duyarsızlaşmaktadır ve bu duyarsızlaşmanın karşılıklı bağımlılık ilkesi üzerinden etkilerinin üzerinde durulacaktır.
Özet Küreselleşme 20. yüzyılın en önemli olgularından biri olmuştur. Ancak devam eden tartışmalara rağmen, küreselleşmenin kazanç ve kayıpları üzerinde bir fikir birliğine varılamamıştır. Küreselleşmeyi iki önemli faktör etkilemiştir. Bunlardan birincisi, teknolojik yeniliklerden kaynaklanan özel sektördeki ulaşım ve haberleşme maliyetlerindeki azalma, diğeri ise gelişmiş ülkeler ve uluslararası kuruluşlar tarafından uygulanan politikaların etkileriyle ticaret, doğrudan yabancı yatırımlar ve sermaye akımları üzerindeki engellerin azalmasıdır. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde küreselleşmeye karşıt birçok fikir bulunmaktadır. Küreselleşmeye olan tepkilerin temel nedenlerinden biri, dış ticaretteki artışla birlikte bazı gruplarda işsizlik ve/veya gelir kayıplarının aynı anda ortaya çıkabilmesi, diğeri ise özellikle gelişmekte olan ülkelerde küreselleşme sürecinde iktisadi istikrarsızlıkların artabilmesidir. Bu kapsamda küreselleşme hem dünya gelirinin ülkeler arasında, hem...
International Journal of Management Economics and Business, 2020
Gelir esitsizligi 1980’lerin basindan itibaren artmaya devam etmektedir. Artan gelir esitsizligi ile artan ekonomik kuresellesmenin ayni doneme denk gelmesi kuresellesme-gelir esitsizligi iliskisine dair tartismalari siddetlendirmistir. Bu calismanin amaci yukselen piyasa ekonomilerinde ekonomik kuresellesme ile gelir esitsizligi arasindaki iliskiyi ortaya koymaktir. Calismada 13 yukselen piyasa ekonomisinin 1994-2014 yillari arasindaki verileri kullanilarak panel veri modeli olusturulmus ve gelir esitsizligi ile kuresellesme arasindaki iliski Pooled Mean Group (PMG) yontemiyle tahmin edilmistir. Model sonuclarina gore, yukselen piyasa ekonomilerinde ekonomik kuresellesmenin gelir esitsizligini artirdigi gorulmustur.
CÜ İktisadi ve İdari Bilimler …, 2008
Küreselleşme söylemlerinin artarak yoğunluk kazandığı günümüz dünyasında, global ölçekte ekonomik, kültürel ve siyasal düzeylerde dönüşüm ve yeniden yapılanmaların yaşandığı tartışılmaktadır.
Göç Sosyolojisi, 2020
Tarihte her dönemin farklı özellikleri öne çıkar. Bu öne çıkan özelliklere göre dönemler adlandırılır. Tarihi süreçte eski zamanlar olarak bilinen dönemlerde değişme hızı son derece sınırlıdır. İlkçağ ve Ortaçağ olarak sınıflandırılan tarih dönemleri içinde insanlar büyük oranda aynı hayat tarzları içinde yaşamışlardır. İlk büyük değişim Yeniçağ ile başlamıştır. Avrupa merkezli olarak başlayan büyük değişimin dinamikleri dünyayı etkilemiştir. Yeni keşifler ve yeni ticaret yolları ile başlayan büyük değişim Avrupa milletlerinin "modernleşme" adı verilen bir akıl çağına girdikleri şeklinde yorumlanabilir. Descartes ve Bacon ile başlayan modernleşme, yeni bilgilere ulaşmada ve bu bilgiler ile yeni bir dünya yaratmaya giden yolda son derece etkili olmuştur. Aydınlanma, hümanizm, insan hakları, demokrasi gibi son derece insani değerlerle başlayan bu gelişme, kapitalizm, ırkçılık ve sömürgecilik ile ne kadar vahşileşebildiğini de göstermiştir. 19. Yüzyıl bu bakımdan Avrupa'nın sanayileşmeyle birlikte hem medeniyetin, hem de vahşileşmenin merkezi olmasına sahne olmuştur. Sanayi devrimi Avrupa'da "kapitalizm" olarak adlandırılan bir çağın doğmasına sebep olmuştur.
Busi.in btittin duvarlan yrkrp ge-, gen, yik*asa da gedikler aqan kiire-' ielleime giiniimiiztin 9t -g9k tart$llan konusu haline geldi. 20'nci yii-zvrlda drs politika drg ticareti belirlivordu. 2l'nci yiizyrlda ise tam tersi oltnaktu. Difei bir ifadeyle drg ticaret drE politikayr belirler duruma gel-' mektedir. ,o ikinci Diinya Savaqr sonunda do-:,: Ean uluslararasr sistem, kendinden ,,, Snceki gok kdtii ekonomik deneyim-:,: ler ve savaqlarrn tekranndan sakrnr-::' labilecek veni bir uluslararasr diize-,,., nin kurulmasryla ilgilenen htikiimet-,:.: lerin ycineticileri arasrndaki bir anlasmanrn sonucuYdu' Bir taraftan barrEr saflamlagttracak ve garantl ,i,,, (teminatfaltrna alabilecek, difer ta-,,i1.;:. raftan diinyanrn ekonomik entegrasvoltuhu tesvik etmeye ydnelik ticaret ve finans politikalanntn bazt kurallarma savei gtistermek zorunlululunu verlestirir6k, ttim tilkelerin ekonoinit biiytimesini gerEeklegtirecek bir " diinya di.izeni yaratmak sijz konu-.,,,',., suYdu'(l) ,,.:.,, Bretton Woods Anlaqmalartnr 1944 yrhnda onaylayan 44 i'ilkenin temsilcileri, zararlarl ortaya dijktilen bir secmisin gelecekte tekranndan
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 2004
Bingöl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2022
International Journal of Public Finance
Gaziantep Üniversitesi Spor Bilimleri Dergisi, 2018
Toplumsal Politika Dergisi, 2020
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2013
Eğitimde Coğrafya Okuryazarlığı-II, 2022
Uluslararası Sosyal Bilimler ve Eğitim Konferansı, 2020
Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, 2008