Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
4 pages
1 file
Hepimiz Japon Mucizesi diye adlandırılan durumu bilir ve takdir ederiz. Japon Mucizesi, bir toplumun zor zamanlarının ardından bilgiyi, üretimi ve çalışkanlığı merkezine alarak nereden nereye gelebileceğinin 20. Yüzyıl'daki en çarpıcı örneklerindendir. Bu olay hala gündemimizdeki yerini korumaktadır. Bu defa Japonlar belirli bir gelişimden sonra konsantrasyonunu kaybetmeye yüz tutan bir toplumun ikinci kez, bu defa 21. Yüzyıl koşullarında, kültür, turizm ve spor alanlarında toplumunu ve ülkesini dünya gündemine taşıyorlar.
Adnan Oktar İnsanoğlu içinde yaşadığı dünyada "ne", "nasıl" ve "ne şekilde" gibi pek çok sorunun cevabını aramakta, ancak bu soruların ardından oldukça kısa bir yol katedebilmektedir. İnsanın iç içe yaşadığı olağanüstü düzen ve denge hakkında kendisine 'neden?' sorusunu sormadığı sürece gerçeğe ulaşacak bir mesafe katetmesi mümkün değildir. Bu kitapta, canlı-cansız her şeyin temeli olan "atom" konusunu ele alacağız. Atom hakkında nelerin, nasıl ve ne şekilde gerçekleştiğini inceledikten sonra, "neden" sorusunun cevaplarını arayacağız. Bizi, peşinde olduğumuz mutlak gerçeğe ulaştıracak olan işte bu son sorunun cevabı olacaktır. 19. yüzyılın ilk yarısından bu yana çok sayıda bilimadamı atomun sırlarını ortaya çıkarabilmek için gece gündüz çalıştılar. Atomun şekli, hareketi, yapısı ve diğer özelliklerini gün ışığına çıkaran bu çalışmalar, maddeyi ezeli ve ebedi bir varlık olarak kabul eden klasik fiziği temellerinden yıktı ve modern fiziğin temellerini attı. Bu çalışmalar aynı zamanda beraberinde birçok soruyu da gündeme getirdi. Bu sorulara yanıt arayan pek çok fizikçi, çalışmalarının sonucunda tüm evrende olduğu gibi atomda da kusursuz bir düzen, şaşmaz bir denge ve mükemmel bir tasarım olduğu gerçeğinde birleştiler. Bu gerçek, 14 asır önce Allah Katından indirilmiş olan Kuran'da da açıklanmıştır. Kuran ayetlerinden açıkça anlaşıldığı gibi tüm evren, mükemmel bir düzen içinde işlemektedir. Çünkü yer, gök ve ikisi arasında bulunanlar, sonsuz bir güç ve akıl sahibi olan Allah tarafından yaratılmıştır. Allah’ın yarattığı her şey olağanüstü mükemmelliktedir ve kusursuz bir düzen içinde işlemektedir. Asıl şaşılması gereken konu, bazı insanların kendi vücutları da dahil olmak üzere gördükleri, duydukları ve bildikleri her yerde karşılarına çıkan sonsuz sayıdaki mucizeden etkilenmemeleri ve bu olağanüstü detayların "neden" kendilerine gösterildiği sorusunun cevabını düşünmemekte ısrar etmeleridir. Okumakta olduğunuz "Atom Mucizesi" adlı bu kitap, bilimsel bir konuyu incelemesine karşın, alışageldiğiniz bilimsel kitaplardan farklı bir amaçla karşınıza çıkmaktadır. Bu çalışma, hem canlıların hem de cansızların yapı taşı olmak gibi son derece eşsiz bir özelliğe sahip olan "atom"u, "ne", "nasıl" ve "ne şekilde" sorularının cevaplarıyla ele alarak, "neden" sorusunun yanıtına kapı açmaktadır. Bu kapıdan geçildiğinde ise, Allah'ın aklının, bilgisinin üstünlüğü ve yaratışının tüm varlıkları sarıp kuşattığı açıkça gözler önüne serilmektedir. Allah... O'ndan başka İlah yoktur. Diridir, kaimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun Katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür. (Bakara Suresi, 255)
Adnan Oktar (Harun Yahya) Bu kitapta insan vücudundaki bazı sistemlerin nasıl çalıştığı anlatılmakta, bu sistemlerin parçalarından örnekler verilmektedir. Ancak insan bedeni ile ilgili yazılmış birçok kitaptan farklı olarak bu kitapta sıklıkla vurgulanan bazı önemli noktalar bulunmaktadır. Burada bilgiler detaya inilerek incelenmekte, insan bedeninin her milimetrekaresindeki ince tasarıma dikkat çekilmekte, bedenin derinliklerinde mucizevi işlemler gerçekleştiren hücreler, dokular, moleküller ve salgılar ön plana çıkarılmaktadır. Ayrıca kitapta zaman zaman konularla ilgili teknik bilgiler de verilmektedir. Bundaki amaç insanın kendi bedenindeki kompleks yapıyı daha iyi anlamasını sağlamaktır. Ve insanın kendi bedeninde gerçekleşen olaylara ülfetsiz bakmasını sağlamak, okuyucuyu derin düşünmeye teşvik etmektir. Bunu sağlamak için kitabı okurken öncelikle kendi bedeninizin içinde bir yolculuğa çıktığınızı düşünün. Bu yolculukta sizi akılalmaz sürprizler beklemektedir. Kalbinizin içinde bir jeneratör bulunduğunu, bu jeneratör devreden çıktığı anda yedek bir jeneratörün devreye girdiğini göreceksiniz. İnce bağırsağınızda bulunan hücrelerin, önlerinden geçen yüzlerce farklı madde arasından demir atomunu tanıyabildiklerine ve yakaladıklarına şahit olacaksınız. Baş bölgenizde bulunan hormonal bir bezde üretilen hormon molekülünün, uzun bir yolculuk sonucunda çok uzakta bulunan hedefine -örneğin böbreğinize- ulaştığını ve burada bulunan hücrelere ne yapmaları gerektiğini emrettiğini göreceksiniz. Bu yolculuk sırasında doğduğunuz günden beri "benim bedenim", "bana ait" diye sahip çıktığınız kendi vücudunuzun içinde, derinizin hemen birkaç milim altından başlayarak derinliklere kadar her noktada gerçekleşen mucizevi olaylara şahit olacaksınız. İnsan bedeni, bu açıdan bakıldığında, kendi içinde apayrı bir "alem", apayrı bir "şehir" gibidir. Bu şehrin içinde ulaşım yolları, binalar, fabrikalar, alt yapı sistemi, en üstün teknolojilerden daha üstün teknolojiye sahip cihazlar, kendisinden hiç beklenmeyecek şekilde şuur gösteren, konusunda uzmanlaşmış elemanlar (hücreler, hormonlar, salgı bezleri), tam teçhizatlı askerler ve daha birçoğu mevcuttur. Üstelik bu "alem" yalnızca sizin bedeninizin içinde değildir. Çevrenizde gördüğünüz her insan, anneniz, babanız, kardeşiniz, dostlarınız, çalışma arkadaşlarınız, sokakta yanından geçtiğiniz insanlar, televizyonda izlediğiniz oyuncular kısacası yeryüzünde şu an yaşamakta olan milyarlarca insan, bu mucizevi "alem"e sahiptir. Aynı şekilde bundan yüzlerce, binlerce yıl önce yaşamış olan; milattan önceki dönemlerde yeryüzünde bulunan, hatta ilk insan var olduğundan beri yaşamış olan tüm insanlar da bu kusursuz "alem"e sahiptiler. Tıpkı günümüzde yaşayan insanlar gibi geçmişte yaşayan insanların da vücutlarında kusursuz sistemleri, şuur gösterileri sergileyen trilyonlarca hücreleri, karar alma mekanizmasına sahip salgı bezleri, üstün teknolojiye sahip organları vardı. Bu küçük "alem" içinde gerçekleşen olayları düşünmek ve bu şekilde değerlendirmek son derece önemlidir. Çünkü bunu düşünmeye başlayan insan, büyük bir büyüden kurtulmada ilk adımı atmış olacaktır. Kendi bedeninde -örneğin kendi kalbinde- var olan sistemlerin mükemmelliğini bilen ve bu sistemin tasarımındaki aklı kavrayan bir insana"kalp tesadüfen bu özellikleri kazanmıştır" diyerek evrimci masallar anlatmak mümkün değildir artık. Bu insan, şuursuz atomların biraraya gelmesiyle oluşan hücrelerinin, tüm bunları kendi kendilerine yapamayacağını bilecek ve hücrelerinin sergiledikleri aklın kime ait olduğu sorusunun cevabını bulmaya çalışacaktır.
Adnan Oktar (Harun Yahya) Giriş Yeryüzünde insanı hayrete düşürecek kadar farklı çeşitte canlı türü yaşar. Görmeye alışık olduğumuz karıncalar, balarıları, köpekler, kediler, sinekler, örümcekler, atlar, tavuklar, martılar, serçeler ve diğerlerinin yanısıra bir de pek sık rastlamadığımız canlılar vardır. Dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan, kimi zaman ismini bile duymadığımız, duysak da neye benzediğini bilmediğimiz milyonlarca canlı türü vardır. İşte bu kitapta konu edilen canlı da çevremizde görmeye alışık olmadığımız bir böcek türüdür. Yaşantısı ve görünüşü ile kısmen karıncalara benzeyen bu türün ismi "termit"tir. Termitler karıncalara benzer canlılar olsa da aslında onlardan çok farklı özelliklere ve yeteneklere sahiplerdir. Termit hakkında bir kitap ise kimileri için şaşırtıcı olabilir. Küçük bir böcek hakkında anlatılacak çok fazla konu olmadığını düşünenler çıkabilir. Ancak bu düşüncenin termitlerin özelliklerini okuduğunuzda yanlış olduğunu göreceksiniz. Çünkü termit diyerek geçip gidilen, hakkında fazla bir şey bilinmeyen bu canlı, aslında insana çok farklı bir düşünce ufku açabilecek özelliklerle donatılmıştır. İşte bu yüzden bu kitapta, termitlerin gizli dünyası incelenmiş, fiziksel özellikleri, yaşadıkları mükemmel sosyal sistem detaylarıyla anlatılmıştır. Tüm bunlar okunduğunda insanın ulaşacağı sonuç şudur: Yeryüzündeki tüm canlılar gibi termitler de Allah'ın 'örneksiz ve kusursuz yaratan' isimlerinin apaçık bir delilidir. O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, 24) Akıllı Tasarım Yani Yaratılış Kitapta zaman zaman karşınıza Allah'ın yaratmasındaki mükemmelliği vurgulamak için kullandığımız "tasarım" kelimesi çıkacak. Bu kelimenin hangi maksatla kullanıldığının doğru anlaşılması çok önemli. Allah'ın tüm evrende kusursuz bir tasarım yaratmış olması, Rabbimiz'in önce plan yaptığı daha sonra yarattığı anlamına gelmez. Bilinmelidir ki, yerlerin ve göklerin Rabbi olan Allah'ın yaratmak için herhangi bir 'tasarım' yapmaya ihtiyacı yoktur. Allah'ın tasarlaması ve yaratması aynı anda olur. Allah bu tür eksikliklerden münezzehtir. Allah'ın, bir şeyin ya da bir işin olmasını dilediğinde, onun olması için yalnızca "Ol!" demesi yeterlidir. Ayetlerde şöyle buyurulmaktadır: Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir. (Yasin Suresi, 82) Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "Ol" der, o da hemen oluverir.(Bakara Suresi, 117)
Japonya Milliyetçiliği üzerine konuşmadan önce ilk olarak Japonya’ya genel olarak değinmenin yararlı olabileceğini düşünüyorum. Japonya, bir çok küçük adanın yanı sıra dört adet temel büyük adadan oluşmaktadır. Bunlar; Hokkaido, Honshu, Shikoku ve Kyushu’dur. Ayrıca “adalı” olmanın da etkisiyle Japon insanlarında kendine özgülük mevcuttur ve ...
TÜRK-JAPON İLİŞKİLERİNİN DÖNÜM NOKTASINDA ABDÜRREŞİT İBRAHİM, 2012
Geleneksel Japon Oni Oyunları, 2019
Çocuk oyunları içerisinde kültürlerin izlerini taşıyan, onları kuşaktan kuşağa aktarabilenbilen bir hazinedir. Bu hazinenin kapağı açıldığında hiç beklenmeyen kültürel zenginliklerin içerisinde yattığı fark edilir. Çocukların dünyasında koruma altına alınan ve onların yaratıcılıkları sayesinde farklı oynanış biçimleriyle hayat bulan kültürel zenginlikler geçmişte de günümüzde de birçok araştırmacının araştırma konusu olmuştur. Bu çalışmada Japon çocuk oyunlarının içerisinde yatan Oni kültürünün zenginliği Japonya'nın geleneksel kovalamaca oyunu olan Onigokko üzerinden incelenmiş, Oni motifinin bu oyunlar içerisine nasıl yerleştiği ve bu oyunlarda ne tür bir role sahip olduğu ele alınmaya çalışılmıştır.
Adnan Oktar (Harun Yahya) Hayatınız boyunca kokladığınız güzel kokuları hafızanızda canlandırmaya çalışın. Aklınıza pek çok koku gelecektir: Güller, karanfiller, leylaklar, yaseminler, lavantalar, çimenler ve değişik bitkilerin bahar aylarında çevreye yaydıkları çarpıcı kokular; çiçek açmış portakal, mandalina ve limon ağaçlarının etrafı çepeçevre saran kokuları; çeşitli parfümlerin etkileyici kokuları; muhtelif baharatların nefis kokuları; sabah kalktığınızda, henüz bir şey yiyip içmemişken mutfaktan gelen taze veya kızarmış ekmek, domates, yumurta, zeytin, çay, kahve veya sütün cazip kokuları, mangalda pişen bir etin kokusu ya da bir sabunun tertemiz kokusu... birds and flowers Bunlara ek olarak, şimdiye kadar tattığınız enfes tatları aklınızdan geçirin. Çeşit çeşit yemeklerin, tatlıların, etlerin, balıkların, sebzelerin, çorbaların, salataların, pastaların, böreklerin, meyvelerin, içeceklerin, reçellerin, dondurmaların, şekerlemelerin ve diğer besinlerin şahane tatlarını... Her insanın belleğinde kalıcı bir yer edinen, unutulmayan birçok hoş koku ve tat vardır. Hatta bunlardan bazılarını bir anlığına düşünmek bile insanı heyecanlandırmaya yeter. Şüphesiz sözü edilen güzelliklerin her biri, üzerinde derin derin düşünülmesi gereken eşsiz nimetlerdendir. Allah'ın yarattığı nimetlerle ilgili olarak Kuran'da şu açıklama yer alır: Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (Nahl Suresi, 18) Allah, bu sayılan nimetlerin yanında, bunların her birinin farkına varmamızı ve onlardan zevk alabilmemizi sağlayan sistemleri de vücudumuzda yaratmış, sonsuz merhametinin bir tecellisi olarak bu nimetleri insanların hizmetine sunmuştur. Bu sistemlerden ikisi, bizim için son derece önemli olan "koku ve tat alma"dır. Koku ve tat dünyalarının zenginliklerini ancak onların aracılığıyla keşfedebilirsiniz. Düşünün ki, onlar olmasaydı, tat, koku, lezzet gibi kavramlar sizin için bir anlam ifade etmeyecekti. Yediklerinizin ve içtiklerinizin güzel kokularını ve tatlarını alamadığınızı varsayın; ne kadar önemli olduklarını hemen kavrarsınız. Örneğin, çileği çilek yapan onun kokusu ve tadıdır; bunları hissedemezseniz, çileğin ne demek olduğunu da bilemezsiniz. Dünyaya geldiğinizden bu yana koku ve tat alma duyularınızı kullanıyor, on binlerce kokuyu ve tadı hiçbir güçlük çekmeden algılayabiliyorsunuz. Çünkü bunu mümkün kılan harikulade sistemlere sahipsiniz. Koku ve tat alma duyularınız bir ömür boyu durup dinlenmeksizin, tek bir hata yapmaksızın sizin adınıza faaliyet gösterirler. Üstelik bunlar için herhangi bir bedel ödemediniz; böyle bir beceriyi elde etmek için hiçbir eğitim almadınız, özel bir çaba harcamadınız. Elbette bahsedilenler, üzerinde derin düşünülmesi gereken gerçeklerdir. Bu gerçekler karşısında, akıl ve vicdan sahibi her insanın kendi kendine şu soruyu sorması gerekir: Sahip olduğu mükemmel koku ve tat alma mekanizmaları nasıl var olmuştur? smell cells, glomerulus, mitral cells Konuyla ilgili tıp ve biyoloji kitaplarında, koku ve tat almamızı burnumuz, dilimiz ve beynimizin varlığına borçlu olduğumuz yazar. Bu organlar aracılığıyla koku ve tat aldığımız elbette doğrudur. Ancak burada bilinçli veya bilinçsiz olarak ihmal edilen çok önemli bir nokta daha vardır. Genellikle gündeme getirilmeyen, oysa asıl yanıtlanması gereken soru şudur: Dilimizin, burnumuzun ve beynimizin varlığını kime borçluyuz? Çoğu insan burnu ile koku, dili ile tat aldığını bilmesinin yeterli olduğunu; bundan ötesinin kendisini ilgilendirmediğini düşünür. Oysa bu büyük bir hatadır. Koklamak ve tatmak her insanın hayatının vazgeçilmez, ayrılmaz parçalarıdır; bu gerçeğin farkında olan bir insanın yukarıdaki soruları göz ardı etmesiyse tarifsiz bir gaflettir. Şüphesiz, sahip olduğumuz herşey gibi, bu harika nimetleri de alemlerin Rabbi olan Allah'a borçluyuz. Koku ve tat alma sistemleri incelenirse, bu kusursuz sistemlerin hayranlık uyandıran yaratılış delilleriyle dopdolu olduğu açıkça görülür. Elinizdeki kitabın amacı, bu sistemlerdeki yaratılış gerçeklerini ortaya koymak, Allah'ın sınırsız ilmini ve kudretini tefekkür etmeye, O'nun sayısız lütuflarını gereği gibi kavramaya yardımcı olmaktır. Kitap boyunca, Rabbimizin verdiği nimetler anılacak ve hatırlatılacaktır. Aynı zamanda, sözü geçen harika sistemlerin tesadüflerin ürünü olduğunu iddia eden evrim teorisinin ne kadar akıl ve mantık dışı olduğu bir kere daha gözler önüne serilecektir. Allah'ın yaratışındaki kusursuzluk Kuran'da şöyle tasvir edilir: O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, 24)
Japonya'da Türk İzleri, Japonya'da Türkler, uzakdoğu, japonya, türkler, tarih, tokyo cami
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Söylem Filoloji Dergisi, 2017
Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, 2018
JAPON SEYYAHı ABDÜRREŞİT İBRAHİM'İN İZİNDE, 2020
Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, 2011
Karadeniz İncelemeleri Dergisi
ULUSLARARASI ERTUĞRUL'UN İZİNDE DENİZ KUVVETLERİ VE DİPLOMASI SEMPOZYUMI, 2016
SULTAN II.ABDÜRHAMİD VE MONDERNLEŞMESİ, Cilt 3, 2022
Toplumsal Tarih, 2018
SELÇUK TARIM VE GIDA …, 2012
Yalova Sosyal Bilimler Dergisi, 2010
Türkiye Dinler Tarihi Kongresi Bildiri Kitabı (Fenomenolojik Çalışmalar, Hint ve Uzak Doğu Dinleri) 2. Cilt, 2023
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2019
Lao She’nın Eserlerinde Japon İmgesi, 2022