Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
6 pages
1 file
Ana hatlarıyla Farabi'nin Siyaset anlayışı
Edebali İslamiyat Dergisi, 2018
Felsefî bir terim olarak temel erdem, belirli bir ahlâk felsefesi içerisinde yer alan erdemler ara-sında değişik nedenlerden ötürü ve farklı açılardan diğerlerine nispetle daha önemli, dolayısıyla da ayrıcalıklı görülen erdemi ifade etmektedir. Buna göre, ayrıcalıklı erdem fikrinin, diğer bir deyişle, temel erdem kavramının felsefe tarihi içerisinde ilk defa Sokrates'in erdeme yönelik soruşturmaları ile kendisini belli ettiğini söyleyebiliriz. Platon tarafından da ele alınan ve anlam alanı önemli oranda geliştirilen bu kavram, klasik felsefenin iki önemli okulu olan Stoacılık ve Yeni Eflatunculuk gibi felsefe okullarının ahlak felsefelerinde oldukça merkezi bir konuma yerleştirilmiş olarak karşımıza çıkmaktadır. Akabinde antik dünyanın felsefe-bilim birikiminin İslam dünyasına geçişi sürecinde söz konusu temel erdem kavramının da İslam felsefesine intikal ettiği gözlemlenmektedir. Bu makalemizde, öncelikle temel erdem kavramının İslam felsefesinin kurucu filozofu sayılan Fârâbî'nin inşa ettiği felsefî sistem içerisinde kendisine bir yer bulup bulamadığına bakacak, şayet bu inceleme olumlu bir neticeye varırsa akabinde de hangi erdemlerin Fârâbî felsefesinin temel erdemleri olduğunu tespit etmeye çalışacağız. The cardinal virtue, as a philosophical term, refers to the virtue seen from different perspectives and for different purposes more valuable and privileged than others in the certain moral philosophy. The idea of privileged virtue, in other words, the concept of cardinal virtue manifested itself for the first time in the history of philosophy through the investigations of Socrates about the virtue. The concept of cardinal virtue, which is also considered by Plato and developed considerably in respect of its semantic field, emerges as a highly centralized position in the moral philosophies of philosophical schools such as Stoicism and Neoplatonism, two of the most preeminent schools of classical philosophy. Then, in the process of the transition of the philosophical scientific accumulation of the ancient world to the Islamic world, this concept was also passed on to the Islamic philosophy. This article aims firstly to find an answer to the question of whether the concept of cardinal virtue is taken up in particular in the philosophical system constructed by Fârâbî, which is the founder of Islamic philosophy, and if the answer to this question is positive, then to determine which virtues are offered as cardinal by him.
Özet Bu makalede Fârâbî'nin, insanî var oluşta mündemiç bulunan gayenin gerçekleştirilmesi ile doğrudan ilişkili olarak tartıştığı toplum ya da devlet düzlemi, insanın doğal ve iradî yönüne vurgu yapan ikili doğa kavramından hareketle temellendirilmeye çalışılmıştır. Bu kabul doğrultusunda, insanın var olmasıyla birlikte kendisine eklenen ve değişmesi mümkün olmayan doğal nitelikleri toplum ya da devletin başlangıcı meselesi etrafında izah edilirken, irade ve ihtiyarı aracılığıyla elde edeceği kazanımlarını içeren mükteseb doğası, toplum ya da devletin düzenlenişi noktasında incelenmiştir. Bu bağlamda varlık gerekçesi itibariyle doğal bir oluşum olarak kabul edebileceğimiz toplum ya da devlet, insan irade ve ihtiyarının tasarruflarına konu olması itibariyle beşerî bir inşa olarak tanımlanacaktır. Anahtar Kelimeler: İnsan Doğası, Mutluluk, Toplum, Devlet, Siyaset.
Öz Farabi, İslam felsefesinin Meşşai (peripatetic) akımının kurucu âlimidir. İslamiyet'in o dönemdeki önemli kültür ve medeniyetlerle yüzleşmesi ve kendine özgü bir bilgi-bilim tasavvuru kurgulaması, ilimler tasnifi yapması onun Muallim-i Sani olarak nitelendirilmesine neden olmuştur. Bu makalede Farabi'nin İhsâu'l-Ulûm/İlimlerin Sayımı eserini medeniyet tasavvurunun kurucu metni olarak inceleceğiz. Çünkü "Felsefeye Giriş" kitabı olarak da değerlendirebileceğimiz bu eserinde Farabi dilin yapısı ve felsefesi ile analizine başlar ve bir nevi "düşüncenin grameri"ni ortaya koyar. Farabi'nin Tanrı-Evren ve İnsan kurgusu analiz edildiğinde, birey, toplum ve devlet ilişkilerinin nasıl olması gerektiği ve erdemli bir toplumun olabilirliği hususu ortaya çıkar. Medeni İlimler bağlamında hukuk, siyaset ve ahlak ilişkisini ele alıp, bunun ilahiyat ile irtibatını kurması Farabi'nin medeniyet tasavvurunun metafiziksel temellerini ortaya koymaktadır. Farabi'nin bu bağlamda daha anlaşılır olması, günümüz toplumsal ve siyasal tartışmalarına olası çözüm önerileri üretilmesine de katkı sağlayacaktır. Örneğin günümüzde tartışılan başkanlık sistemi, Farabi'nin devlet tasavvurunda başkanlık mı yarı başkanlık sistemi mi önerdiği ve günümüz parlamenter sistem açısından Farabi'nin siyasal sistem arayışlarına göndermeler yapılacaktır. Aynı zamanda güncel bireysel ve toplumsal soru(n)lara, İslam Felsefesinin teşekkülünde önemli etkisi olan âlimimiz ve eserinden mülhem okumalarla çözüm önerilerinin arttırılmasının sağlanması hedeflenmektedir. Anahtar kelimeler:
2015
Farabi is the founder scholar of the Peripatetic movement in Islamic Philosophy. He was named as Muallim-i Sani due to the encounter of Islam with other important culture/civilisations at that time, developing a novel vision of science and knowledge, and the classification of disciplines. The current article will examine Ihsâu’l-Ulum as the founder source of Farabi’s vision of civilisation, because Farabi begins with examining the structure and philosophy of language so that the grammar of thought is sort of produced in this founder text, which can be defined as the "Introduction to Philosophy". When Farabi’s vision of God-Universe and Human was analyzed, it appears how the relationship among an individual, a society, and a state is supposed to be, and whether or not, it is possible to be a virtous society.The metaphysical foundations of Farabi’s vision of civilisation are to evaluate the relationship among the law, politics, and morality in the context of social and polit...
2009
Bu makalede Fârâbi’nin, insani var olusta mundemic bulunan gayenin gerceklestirilmesi ile dogrudan iliskili olarak tartistigi toplum ya da devlet duzlemi, insanin dogal ve iradi yonune vurgu yapan ikili doga kavramindan hareketle temellendirilmeye calisilmistir. Bu kabul dogrultusunda, insanin var olmasiyla birlikte kendisine eklenen ve degismesi mumkun olmayan dogal nitelikleri toplum ya da devletin baslangici meselesi etrafinda izah edilirken, irade ve ihtiyari araciligiyla elde edecegi kazanimlarini iceren mukteseb dogasi, toplum ya da devletin duzenlenisi noktasinda incelenmistir. Bu baglamda varlik gerekcesi itibariyle dogal bir olusum olarak kabul edebilecegimiz toplum ya da devlet, insan irade ve ihtiyarinin tasarruflarina konu olmasi itibariyle beseri bir insa olarak tanimlanacaktir
Öz Farabi, İslam felsefesinin Meşşai (peripatetic) akımının kurucu âlimidir. İslamiyet'in o dönemdeki önemli kültür ve medeniyetlerle yüzleşmesi ve kendine özgü bir bilgi-bilim ta-savvuru kurgulaması, ilimler tasnifi yapması onun Muallim-i Sani olarak nitelendirilme-sine neden olmuştur. Bu makalede Farabi'nin İhsâu'l-Ulûm/İlimlerin Sayımı eserini me-deniyet tasavvurunun kurucu metni olarak inceleceğiz. Çünkü " Felsefeye Giriş " kitabı ola-rak da değerlendirebileceğimiz bu eserinde Farabi dilin yapısı ve felsefesi ile analizine başlar ve bir nevi " düşüncenin grameri " ni ortaya koyar. Farabi'nin Tanrı-Evren ve İnsan kurgusu analiz edildiğinde, birey, toplum ve devlet ilişkilerinin nasıl olması gerektiği ve erdemli bir toplumun olabilirliği hususu ortaya çıkar. Medeni İlimler bağlamında hukuk, siyaset ve ahlak ilişkisini ele alıp, bunun ilahiyat ile irtibatını kurması Farabi'nin medeni-yet tasavvurunun metafiziksel temellerini ortaya koymaktadır. Farabi'nin bu bağlamda daha anlaşılır olması, günümüz toplumsal ve siyasal tartışmalarına olası çözüm önerileri üretilmesine de katkı sağlayacaktır. Örneğin günümüzde tartışılan başkanlık sistemi, Farabi'nin devlet tasavvurunda başkanlık mı yarı başkanlık sistemi mi önerdiği ve günü-müz parlamenter sistem açısından Farabi'nin siyasal sistem arayışlarına göndermeler yapılacaktır. Aynı zamanda güncel bireysel ve toplumsal soru(n)lara, İslam Felsefesinin teşekkülünde önemli etkisi olan âlimimiz ve eserinden mülhem okumalarla çözüm öneri-lerinin arttırılmasının sağlanması hedeflenmektedir. The Examination of Fârâbî’s Ihsâu’l-Ulum as The Founder Text Fârâbî is the founder scholar of the Peripatetic movement in Islamic Philosophy. He was named as Muallim-i Sani due to the encounter of Islam with other important culture/civilisations at that time, developing a novel vision of science and knowledge, and the classification of disciplines. The current text will examine İhsâu’l-Ulum as the founder source of Fârâbî’s vision of civilisation, because Fârâbî begins with examining the structure and philosophy of language so that the grammar of thought is sort of produced in this founder text, which can be defined as the “Introduction to Philosophy”. When Fârâbî’s vision of God-Universe and Human was analyzed, it appears how the relationship among an individual, a society, and a state is supposed to be, and whether or not, it is possible to be a virtous society. The metaphysical foundations of Fârâbî’s vision of civilisation are to evaluate the relationship among the law, politics, and morality in the context of social and political disciplines, and to associate this relationship with the Theology. In this respect, making Fârâbî’s vision of civilisation more perceptible will contribute in providing possible solutions for modern-day societal and political controversies. Additionally, the texte aims to improve solutions for modern-day individual and societal problems by understanding the philosopher, who have been a crucial character for the formation of Islamic Philosophy and reading his book properly.
Fârâbî’nin eserlerinde geçen en dikkat çeken kavramlardan biri de “el-Medine” kavramıdır. Bu kavram filozofun sadece eserlerinde değil, aynı zamanda en temel olarak değerlendirilebilecek üç eserinin adında da “el-Medine” kavramı geçmektedir: el-Fusûlü’l-Medenî, es-Siyâsetü’l-Medeniyye ve el-Medenitü’l-Fâdıla. Bunların dışında Kitâbu’l-Hurûf’un ikinci kısmında dillerin gelişimini, toplumun kuruluşunu, yapısını, yönetimini ve çeşitli yönetim biçimlerini “el-Medine” temelinde ayrıntılı olarak incelemiştir. Aynı şekilde “Kitabu’l-Mille”de konu din-toplum ilişkileri ekseninde ele alınmıştır. Fârâbî, felsefesinde, toplumun kemalini ifade eden Burhânî seviyedeki topluma “erdemli şehir” (el-Medînetü’l-Fâdıla) adını verir ve olası bütün rejim türlerini toplumun burhânî seviyeye ulaşmasını mümkün kılan şartlar bakımından değerlendirir (Fârâbî, 2008, s. 69 vd.). Fârâbî niçin “Medine” kavramını felsefi sisteminde bu kadar merkezi bir kavram olarak kullanmaktadır? Bu kavram bizim bugünkü anladığımız anlamda “şehir” midir? Devlet midir? Yoksa daha geniş bir toplumsal aşamayı mı temsil etmektedir? Ancak bu konu şimdiye kadar sadece bir felsefi problem olarak değerlendirilmiş olup, filozofun ısrarla üzerinde durduğu “el-Medine” kavramının delaletleri üzerinde yeterince durulmamıştır. Bu çalışmamızda, Medine kavramı ile Fârâbî’nin tam olarak neyi ortaya koymaya çalıştığını inceleyeceğiz.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
JOURNAL OF EMERGING ECONOMIES AND POLICY, 2024
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2010
Felsefe Arkivi, 48. Sayı, 2018/I, 21-44
Ekev Akademi Dergisi, 2016
… DERGİSİ/JOURNAL OF GRADUATE SCHOOL OF …, 2010
Dini Araştırmalar
Ataturk Universitesi Turkiyat Arastırmaları Enstitusu Dergisi, 2013
DergiPark (Istanbul University), 2013
Beytulhikme, 2024
Kilis 7 December University Journal of Theology