Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2019
Elli sekiz yaşındaki kadın hasta, sol ayak bileğinde 20 yıldır var olan yanık skarı üzerinde 2 yıldır gelişen papülomatöz lezyon ile başvurdu. Hastadan skuamöz hücreli karsinom ve keratoakantom ön tanıları ile önce insizyonel daha sonra eksizyonel biyopsi yapıldı. Hastaya histopatolojik bulgular eşliğinde verruka vulgaris tanısı konuldu. Yanık skarı üzerinde skuamöz hücreli karsinom, bazal hücreli karsinom ve melanom, geliştiği bilinmekle birlikte verruka vulgaris gelişimi nadir görülmektedir.
Türk Jinekolojik Onkoloji Dergisi, 2009
2010
Surp Vardan Kilisesi, Eski Van Şehri'nin kuzeydoğusunda yer almaktadır. Günümüzde yapının beden duvarlarının bir kısmı ile dış örtü sisteminin tamamı yıkıktır. Yapım tarihi ve mimarı hakkında herhangi bir yazılı helge bulunmayan yapının muhtemelen 15. ya da 16 yy. inşa edildiği tahmin edilmektedir. Kare formlu ana mekandan merkezi kuhheyc geçişler köşelerde pandantiflerle sağlanmıştır. Dışa taşıntı yapmayan apsis 3.80 m derinliğinde 4. ı 5m genişliğinde olup beşgen forınludur. I\psisin iki yanında postoforion hücreleri yer almaktadır. Kilisenin aydınlattıması yedi mazgal pencere ile sağlanmıştır. Yapı da yapı malzemesi olarak kesme taş, kaba yonu ve moloz taş bir arada kullanılmıştır.
2005
A case of clear cell chondrosarcoma located in the acetabulum was reported. The patient was a 39 years old woman who had right pelvic pain. Microscopic examination revealed that the tumor cells have a centrally placed vesicular nucleus with a clear cytoplasm. Because of its rarity and its frequent confusion with benign tumors as well as other more agressive osseous malign tumors, clear cell chondrosarcoma was discussed with the review of the literature.
Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi, 2017
Yerli ırk, 16 yaşlı bir kısrak, genital bölgede sebebi bilinmeyen ve iyileşmeyen yara şikayeti ile kliniğimize getirildi. Kısrağın genel durumu iyiydi ancak genital bölgenin muayenesinde vulvada anüsün alt yarımını kapsayan, fibrotik üremeyle karakterize, yaygın açık bir yara belirlendi. Biyopsi alınarak numuneler patoloji laboratuarına gönderildi. Histopatolojik inceleme sonucu alınan numunelerden yassı hücreli karsinom tanısı konuldu. Tedavi için önerilen kemoterapi seçenekleri, kısrağın yaşı ve sağaltımın maliyeti dolayısıyla hasta sahibi tarafından kabul edilmedi. Sunulan bu olgu ile bir kısrakta vulvar yassı hücreli karsinomun klinik ve histopatolojik bulgularının rapor edilmesi ve kliniğimizde çok sık karşılaşılmayan bu neoplazi için olası sağaltım seçeneklerinin tartışılması amaçlanmıştır.
The article examines Old Turkic bound morpheme {-GAlIr / - KAlIr}, which serves as a proximative and supine marker. From grammaticalization point of view, we suppose that Old Turkic {-GalIr/- KAlIr} originally emerges from a postverbial construction including a vowel converb and auxiliary verb i.e A + kal-ir.
I. Dünya Savaşı’na Ait Macarca Bir Eser: “Törökök” (Türkler)
Acıbadem üniversitesi sağlık bilimleri dergisi, 2015
Sinus pericranii is an unusual vascular anomaly of the scalp. Sinus pericranii is characterized by a circumscribed fluctuating vascular swelling of the scalp. It directly communicates with the intracranial venous system. This pathology is mostly seen in the pediatric age group. This condition was first reported by Percivall Pott in 1760, in a patient treated for a skull fracture (1). Hecker used the term of "varix spurius circumscriptus venae diploicae frontalis " to describe this entity in 184 (2). In this paper, we report a 25-year-old male patient with sinus pericranii and its treatment.
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi, 2013
M M o od de er rn n T Tü ür rk kl lü ük k A Ar ra aş şt tı ır rm ma al la ar rı ı D De er rg gi is si i E Es sk ki i U Uy yg gu ur rc ca a S Sö öz zv va ar rl lı ığ ğı ın na a K Ka at tk kı ıl la ar r I I: : K Ka al lı ıp pl la aş şm mı ış ş k ku ut tu ur ru u Z Za ar rf fı ı Ü Üz ze er ri in ne e * E Er rd de em m U Uç ça ar r Yrd.Doç.Dr., Gediz Üniversitesi (Menemen/İzmir)
ÖZET ALCAPA nadir görülen bir doğumsal kalp defektidir. Asemptomatik olup rutin inceleme esnasında üfürüm saptanması nedeniyle kliniğimize başvuran hastaya yapılan ekokardiyografik (EKO) incelemede sol koroner arter görüntülenemezken, sağ koroner arter çapının genişlediği, mitral kapakta birinci dereceden mitral yetersizlik ve interventriküler septum (İVS) üzerinde çok sayıda sol sağ şant ile uyumlu olabilecek akım saptandı. Yapılan anjiyokardiyografik inceleme ile sol koroner arterin pulmoner arterden köken aldığı, İVS üzerinde defekt olmadığı saptanan hastaya ALCAPA tanısı kondu. ALCAPA'lı hastalarda ekokardiyografide İVS üzerinde renkli Doppler USG inceleme ile akım saptanması uyarıcı olmalıdır. Pulmoner hipertansiyonun bulunmadığı, sol kalp boşluklarında genişleme olmadan mitral yetersizliğin görülmesi, İVS üzerinde saptanan bu akımın VSD'ye ait olmadığı yönünde önemli ipucudur. Sağ koroner arter çapının genişlemiş olması ve romatizmal kalp hastalığına bağlı olmayan mitral yetersizliğinin olması da diğer tanı kriterleri olarak akılda tutulması gerekir.
Hacettepe Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı / Türk Dili Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 2015
Fiil birleşmeleri, Türkoloji çalışmalarında yakın zamanda önem kazanmış bir dilbilimi konusudur. Eski Uygurca Fiil Birleşmeleri üzerine ise detaylı bir çalışma henüz yapılmamıştır. Bu çalışmada, yeni bir dilbilimi konusu olan Fiil Birleşmeleri, Eski Uygurcaya ait hacimli ve fiil birleşmeleri açısından zengin bir eser olan Altun Yaruk üzerinden ele alınmıştır. Bu çalışmada, Altun Yaruk'taki fiil birleşmeleri ele alınırken kılınış, görünüş, kiplik kategorisi ve modal yardımcı fiiller konuları üzerinde durulmuş, fiil birleşmelerinin tasnifi bu başlıklar üzerinden gerçekleştirilmiştir. Yardımcı fiil yapılarının tek tek ele alındığı bu çalışmada, bu yapıların anlam alanları detaylı bir şekilde açıklanmış ve söz konusu yapılarla ilgili olarak Altun Yaruk'tan örnekler verilmiştir. Bu örneklerin günümüz Türk lehçelerine kaynaklık etmesi sebebiyle, dilbilimi konusu olan kılınış, görünüş, kiplik ve yardımcı fiillerin Türk dilleri üzerinden daha iyi araştırılabilmesi bakımından Türkoloji ve Dilbilimi alanlarına kaynaklık edeceği düşünülmektedir.
Bu çalışmanın amacı, 11. yüzyıla ait Eski Uygurca Daśakarmapathaavadānamālā (DKPAM) adlı bir eserde geçen yalgukk(ı)ya kelimesinin etimolojik bir incelemesini yapmaktır. Bu kelime, hapax legomenon (Hap. leg) olarak tanımlanan bir kelimedir. Hapax legomenon, bir dokümanda ya da bir edebi eserde yalnızca bir kez geçen sözcük anlamına gelen Yunanca kökenli bir terimdir. İncelememizin konusu olan yalgukk(ı)ya kelimesi, Berlin-Brandenburg Bilimler Akademisi Mainz koleksiyonuna ait Mz. 766 numaralı belgenin Ön yüzü 13. ve 15. satırlarında yer almaktadır. Anahtar Kelimeler: yalgukk(ı)ya, etimoloji, Eski Uygurca, Daśakarmapathaavadānamālā.
Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Dergisi, 2018
Close meanings yıŋak, sıŋar and buluŋ, which indicate the meaning of place in Old Turkic, were examined; by scanning certain Old Turkic texts, the usage differences of these words were tried to be revealed. Divan-ı Lugati't-Turk and Kutadgu Bilig were also evaluated in Karakhanid texts in addition to Kokturk and Old Uighur. Research, which is the period in which the Old Turkic word that's often more preferred and noted that beside these words which drew elements. When the study was carried out, a research area was determined from texts belonging to Old Turkic; these texts are not scanned except. This determines the limit of our examination. In addition, in the
Bu yazıda, Buddhist Türkçe metinlerde genellikle bir ismi niteleyen ve-gAsUg ya da-gAysUg şekillerine sahip olan-gA(y)sUg ekinin, tarihî Türk dili alanının diğer çevrelerinde yazılmış metinlerindeki tanıkları da göz önünde bulundurulmak suretiyle birleşik bir ek olduğu ve bu bağlamda hangi eklerden meydana geldiği ile günümüz Türk dili alanında, bilhassa Oğuz ve Kıpçak Türkçelerinde yaygınlaşmış olan-AsI gelecek zaman sıfat-fiil ekiyle ilgili olup olmadığı konuları ele alınmıştır.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2018
Yabancı cisim aspirasyonları çocukluk çağının önemli morbidite ve mortalite nedenidir. Kliniklere başvuruda en sık neden aspirasyon öyküsü ve öksürüktür. Hastaların fizik muayenesinde her iki akciğer arasındaki havalanma farkı, yabancı cisim aspirasyonu tanısında önemli bir bulgudur. Tanı yaklaşımında kullanılan konvansiyonel akciğer grafisi normal olmasına rağmen klinik şüphe ve öykü bizi tanıdan uzaklaştırmamalıdır. Konvansiyonel akciğer grafisi genellikle % 30 oranda bulgu vermektedir. Varolan klinik şüphe ve öykü bizi bronkoskopiye yönlendirmelidir. Bizim olgumuzda 8 aydır devam eden ateş, ses kısıklığı ve hırıltılı solunum şikayetleri olan; akciğer grafisinde bulgu saptanmayan fakat bronkoskopide yabancı cisim saptanan 18 aylık kız hasta sunulmuştur.
Karadeniz Araştırmaları, 2012
Suffix +lI that was considered as derivative suffix till now, is actually a case marker having a syntactic function. In this paper, the functions of +lI are analyzed in details with examples in Old Turkic Texts.
Çin’in kuzeyinde yaşayan ve tarihî kaynaklarda Dokuz Oğuzlar olarak da bilinen Uygurlar, Karluklar ve Basmillerle birleşip II. Kutluk devletini yıktıktan sonra Türk tarihinde “Uygurlar” dönemini başlatmışlardır. Uygurların, yerleşik hayata geçen ilk Türk kavmi olması siyasi, içtimai ve kültürel değerlerini Göktürklerden farklı hâle getirmiştir. Uygurların, IV. asırda yüksek bir kültüre ulaşmış olduklarını, diğer Türklerden önce büyük kültürlerle temas kurduklarını ve bilgi, kültür, ticaret gibi birçok yeni şeyler öğrendiklerini Çin kaynakları bildirmektedir (Ögel 1971:86).
HUMANITAS - Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, 2024
Eski Uygurca metinlerin birçoğu dinî metinlerdir fakat onlarda edebî özellikler de yaygın görülür. Altun Yaruk Sudur Budist çevreye ait Eski Uygur eserlerinin en büyüklerinden biridir. Bu eserde söz sanatlarına ve onlardan biri olan tekrarlara sıkça rastlanır. Tekrarlar Altun Yaruk'a edebî değer katar ve metinde bağdaşıklığı sağlar. Altun Yaruk'ta tekrarların farklı türleri yer alır: anafor (cümle başında sözcüklerin tekrarı), epifor (cümle sonunda sözcüklerin tekrarı), tekrardan oluşan ikilemelerin tekrarı, aynı sözcüğün farklı şekillerinin kullanımı, aynı kökten oluşan farklı sözcüklerin kullanımı, cümlenin veya onun belirli bir kısmının tekrarı, yardımcı sözcüklerin (sontakılar, bağlaçlar) tekrarı vs. Eserde gönderim ögesi olarak zamirler kullanılmak yerine, önceki sözcüğün doğrudan kullanımına baş vurulur. Altun Yaruk'ta neredeyse tamamı tekrardan oluşan metin parçaları da vardır. Araştırmanın amacı Altun Yaruk'taki tekrarları belirlemek, tekrarların farklı türlerini ve kullanım özelliklerini ortaya çıkarmaktır. Bunun için tekrarlar, onların türleri ve metinde bağdaşıklığın sağlanmasında tekrarların rolü gibi kavramlarla ilgili araştırmalara başvurulacak, Altun Yaruk'taki tekrar örnekleri incelenecek ve onların anlamları açıklanarak metnin oluşmasındaki görevleri ortaya çıkarılacaktır. Yazı Altun Yaruk'ta tekrarların çok yaygın olduğunu, bu tekrarların metinde bağdaşıklık sağladığını, metne şiirsellik ve ifade gücü kattığını, onu daha anlaşılır ve akılda kalıcı kıldığını savunmaktadır. Ayrıca Altun Yaruk'ta geçen tekrarların tesadüf eseri oluşmadığı, her birinin çevirmenin isteği ve kararı ile metne eklendiğini gösterecektir.
Journal of Old Turkic Studies, 2017
In Old Uighur, how should be transcribed rounded vowels of the first syllables with helping writing systems of Uighurs? Turk Runic, Sogdian, Manichaean, Arabic alphabets can’t solve any solution for this problem. The only writing system that will help us in this problem is the Brāhmī writing system of Indian origin. In this paper, I would like to focus on this problem and offer a solution suggestion.
Karaman, A., “Eski Türkçenin Söz Varlığında Tanıklanan ıçgın- ve örgin Sözcüklerinde Geçen {-gI-} Eki”, RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, 2021 Ö9 (Ağustos), s. 35-42.
Within the vocabulary of Old Turkic, there are uncertainty about the etymological analysis of the words ıçgın- and örgin in both inscriptions and manuscripts, as well as in Old Uyghur and Karakhanid Turkic texts. The suffix {-n-} at the end of the word ıçgın- and {-n} at the end of the word örgin are detectable. Apart from this determination, there is a gap in Turcology regarding the root forms of these two words with verbs connecting root forms to {-n-} / {-n} suffixes also the second suffix that both words are understood to have. This second suffix seen in the structure of both words seems to be {-gI-} suffix. The suffix {-gI-} has an important place in the etymological explanation of the words ıçgın- and örgin. The existence of this suffix, which is not included in the etymology dictionaries prepared on vocabulary and word deriving of Old Turkic, seems inevitable when the words ıçgın- and örgin are examined in depth. Because the verb örgi- in the south tenth line of the Şine Usu inscription, which is witnessed in the explanation of the word örgin, has a key role in understanding this situation. In this study, firstly, the meanings of the words ıçgın- and örgin will be emphasized with sample testimonies from the vocabulary of Old Turkic. Then, the etymology suggestions for the relevant words will be addressed from a critical point of view. After that the root forms that are thought to be the source of these two words and the suffixs that the words take will be try to explained. In the last part of the article, structural and semantic appearance of the suffix {-gI-}, which was not found in the determinations of researchers such as Clauson, Gabain, Erdal, Orkun and Tekin, will be emphasized in the light of the results obtained.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.