Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2018
…
29 pages
1 file
Küreselleşmenin kaçınılmaz sonucu olan rekabette avantaj yakalamak isteyen firmalar bir takım enstrümanlara ihtiyaç duymaktadır. Bu enstrümanların hiç kuşkusuz en etkilisi inovasyondur. İşletmeler süreklilik esasına göre hareket eden yapılardır. Süreklilik sağlamak her geçen gün işletmeler için daha da zor hale gelmektedir. Bu durumunda işletmeler ayakta kalarak, kendilerine mavi okyanus stratejileri kazandıracak ilave güçlerin peşinden koşmaktadırlar. Alan yazın tarandığında inovasyonun dünyada artan şöhreti görülmektedir. Sektörün adı her ne olursa olsun inovasyonla ilgili ciddi arayışların olduğu aşikardır. Yenilikçilik olarak bilinen inovasyon sürdürülebilir rekabette anahtar rol oynamaktadır. Yeni dünya düzeni sahip olunan kaynakların en etkin şekilde varlığa dönüştürülmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Kaynakların korunarak varlığa dönüşebilmesi de klasik anlayışlarla değil, inovatif düşünce sistemini kültür haline dönüştürmekle mümkündür.
International Journal of Management and Administration, 2017
İnovasyon ya da anlam olarak tam karşılamasa da dilimizdeki karşılığı olan yenilik kavramı son yıllarda birçok alanda araştırma yapan bilim adamlarının en fazla ilgisini çeken kavramlardan biri olmuştur. İnovasyon kısaca farklı, değişik, yeni fikirler geliştirerek değer katan, özgün ürün ve hizmetler ortaya koymaktır. Yoğun rekabet şartlarında işletmelerin ayakta kalabilmeleri ürün ve ya hizmetlerinde inovasyon yapmalarıyla mümkün olmaktadır. Öyle ki günümüzde şirketler ancak yenilik yaparak tüketicilerin hızlı bir şekilde gelişen ihtiyaçlarına cevap verebilir ve rakiplerinden her zaman için bir adım öteye geçebilir. Bu doğrultuda çalışmanın amacı, inovasyonla ilgili literatür özeti yaparak konuyla ilgili kavramsal bir çerçeve oluşturmak ve inovasyon hakkında ilgili çevrelere yönelik farkındalık oluşturmaktır.
2020
21. yuzyil dunyasinda, surekli degisen ve yeni yuzuyle ortaya cikan teknoloji karsisinda aktif bir rol alabilmek; inovasyonu anlamak ve onu icsellestirmekten gecmektedir. Bunu saglamanin yollarindan biri de, kendi inovasyon olcumunu gelistirmektir. Bugun dunyada pek cok ulke inovasyonu anlamak ve onun somut kazanimlarindan maksimum duzeyde faydalanmak icin, uluslararasi duzeyde inovasyon olcum projeleri gelistirmektedirler. Ulkemizde inovasyon olcumune yonelik ilk adimlar 2000’li yillarda atilmistir. Bu calismada Turkiye literaturunde yer alan inovasyon olcum yaklasimlari ele alinmaktadir. Calismanin amaci; ulkemizdeki ulusal inovasyon olcum girisimlerini detayli bir sekilde incelemek ve icerigini ortaya koymaktir. Bu baglamda; Istanbul Sanayi Odasi (ISO), Turkiye Ihracatcilar Meclisi (TIM), Turkiye Istatistik Kurumu (TUIK) ve Turkiye Bilimsel ve Teknolojik Arastirma Kurumu (TUBITAK) olmak uzere dort onemli kurumun icraatindan bahsedilmektedir. Ulkemizde baslatilan bu calismalarin v...
2018
The foundation of the capitalist economic system is based on innovation. Thus, from the first industrial revolution to the industry 4.0, innovation is the basis of the expansion of capitalism. Innovation has become the key to competition and productivity in the global economic system. Countries or firms that hold this key can survive in the market economy. Countries such as Japan, South Korea, Germany, and Italy, which are leading in innovation activities, have increased their productivity and competitiveness as of the 1970s and have become the leading actors in today's economies. On the other hand, it can be said that similar factor efficient to unbalanced distribution of global innovation activities with unbalanced distribution in domestic of innovation activities. We see that these countries have aglomeration in certain regions of domestic innovation activities and even regional specializations have occurred. For
Üniversite Araştırmaları Dergisi, 2019
Yüzyıllardır işsizlik küresel boyutta mücadele edilen bir problemdir. 21. yüzyılda küreselleşme ve teknolojinin hızlı gelişimiyle birlikte birçok sektörde insan emeğinin değeri azalmaktadır. İşsizlikle başa çıkabilmek ve istihdam gücünü küresel düzeyde arttırabilmek için yenilik odaklı girişimler ve girişimciler önem teşkil etmektedir. Bu yüzden de, sadece eğitim ve öğretim veya araştırma faaliyeti gerçekleştirmeye yönelik üniversite kurgulamasına yönelik değişim ihtiyacı doğmuştur. Triple Helix modelinde yer alan Üniversite-Sanayi ve Devlet ilişkisinin yeniden tanımlanmasını sağlayan "Girişimci Üniversite Modeli" de bu ihtiyaç doğrultusunda geliştirilmiştir. Bir derleme ve politika araştırması olan bu çalışmanın amacı, girişimci üniversiteye yönelik kavramsal tanımlama bilgilerini ve girişimci üniversite olabilmek için sahip olunması gereken yeterlilikleri dört farklı kıtadaki gelişmeleri dikkate alarak sunmaktır. Bu araştırma kapsamında bazı teorik bulgular ve politik yönelimler paylaşılmaktadır. Bunlardan ilki, girişimci üniversitelerin yükseköğretim evrimsel süreci içerisinde en son aşamada yer almasıdır. Ayrıca, girişimci üniversite modelinin temelini oluşturan üniversite-sanayi-devlet ilişkisindeki yapının da değişme evriminde olduğu bulgusu araştırma sonucunda keşfedilmiştir. Çalışma, "Girişimci Üniversite Model'ine" yönelik kavramsal ve gelişim sürecini irdeleyen az sayıda çalışma arasında yerini almaktadır.
International Journal of Management Economics and Business, 2017
İnsanlık tarihinin başlarına kadar uzanan sosyal inovasyon Max Weber, Talcott Parsons ve Schumpeter'in araştırmalarıyla kavramlaşarak literatürdeki yerini almıştır. Son yıllarda ekonomiden işletmeye, bölgesel kalkınmadan politikaya bütün alanlarda ilgi çekmeye başlamıştır. Bundan dolayı çalışmanın amacı olarak sosyal inovasyon kavramı ve kapsamının belirlenmesi, sosyal inovasyon ve sosyal değişim ilişkisinin ortaya çıkarılması, literatür taraması sonucu bir sosyal inovasyon kavramsal modelinin önerilmesi olarak belirlenmiştir. Araştırma, sonucunda sosyal inovasyon koşul ve etkenlerini, sosyal, çevresel ve ekonomik sorunların belirlediği, çok çeşitli aktör ve paydaş tarafından uygulamaya konulan ve amacın sadece sosyal sorunları mevcutlara göre daha etkili ve verimli çözmek olduğu, bunun sonucunda da arzulanan sistemli sosyal değişimin yaşandığı bir süreç olarak tanımlanmıştır.
Kuramsal çerçeve iki temel soruyu ele alarak başlar: Kavramlar nasıl kusurlu olabilirler? Ne türden iyileştirme izlemleri (strategies) vardır? Bu sorulara verilen yanıtlar bazılarını aşağıda özetlediğimiz birçok zorluğu tetikler.
Türkiye mücevher endüstrisi 2000’li yıllarla birlikte dünyada altın işleyip mücevher olarak satan ülkeler arasında birinci konumdaki İtalya’nın ardından gelerek önemli bir liderlik yakalamış, düşük işçilik, düşük fiyat avantajıyla rekabet eder konuma gelmiştir. Ancak, küresel pazarlarda tedarikçi olarak konum alabilmiştir. Lüks tüketim dinamiklerini karşılar nitelikli, farklılaşma avantajı sağlayabilen, rekabetçi bir tasarım kimliği ortaya koyamamıştır. Türkiye kuyumculuk sektörünün yakaladığı başarının sürekliliği için tasarıma dayalı inovasyon yapma becerisinin artırılması önemlidir. Zanaat kökenli bir endüstri örneği olan mücevher endüstrisi tasarımın zanaatle olan zor ilişkisini analiz etmek üzere önemli bir vaka olarak karşımıza çıkar. Türkiye’de mücevher üretiminin tamamına yakını İstanbul’da, Kapalıçarşı ve Nuruosmaniye çevresindeki iş hanlarında yapılmaktadır. Kapalıçarşı, imparatorluk döneminden bu yana saray dışındaki ustalığın, değişmeyen merkezi olmuştur. Tarihsel geçmişi en az Kapalıçarşı kadar eski olan kuyumculuk sektörü üretim organizasyonu ve üretim ilişkilerinde kökleri tarihe dayalı özgün bir organizasyon yapısı sunmaktadır. Endüstri ölçeğine erişen, sektörleşme sürecini tamamlamış, zanaat kökenli ama seri üretim yapabilen melez yapıdaki bu yaratıcı üretim ortamının ürün odaklı rekabet stratejilerini besleyebilmesi için geleneksel yöntemler kullanılarak el işçiliğiyle elde edilen katma değerin inovasyon yapabilme potansiyelinin ölçülmesi birinci derecede önem taşımaktadır. Bu çerçevede, zanaat kökenli kuyumculuk geleneğinin yenilik yapma becerisine ne oranda sahip olduğunun saptanması için kalitatif bir saha araştırması tasarlanmıştır . Endüstriyel tasarım ve kültürel miras ara kesitinde kurgulanan araştırma projesinin amacı; Kapalıçarşı’nın geleneksel yapısı içinde yer alan iş hanlarındaki üretim modellerinin, üretim tekniklerinin inovasyon potansiyelinin ortaya çıkartılmasıdır. Bildiri, bahsedilen araştırma projesinin kapsamını, sürecini ve ön bulgularını paylaşmayı hedeflemektedir. Anahtar kelimeler: mücevher tasarımı, zanaat, inovasyon, Kapalıçarşı, lüks tüketimi
2012
Bulut, C. ve Arbak, H. (2012). “Inovasyon, Direnc ve Iletisim: Kavramsal Bir Tartisma”, s.5-19; icinde Ed. Selcuk Karaata, Yenilik, Yenilesim, Inovasyon Dunyasina Bir Yolculuk. EGIAD Yayınları: İzmir Özet Sürdürülebilir kar amaçlayan fakat muhafazakar yapıları nedeniyle inovasyon süreçlerinde başarı sağlayamayan kurumların önündeki en önemli bariyerlerden ikisi değişime olan direnç ve iletişim kaynaklarındaki eksikliklerdir. Bu çalışmamızda, öncelikle inovasyon tanımlanmış ve organizasyonlarda inovasyonun önündeki engeller tartışılmıştır. Süreçte yaşanılan sorunları bölgesel olarak analiz edip geçici çözümler sunmaya çalışmaktansa, konunun bütünsel bir bakış açısı altında tüm süreç bileşenleri ile göz önünde bulundurulmasında fayda olacaktır. Bunun için varolan işleyişi koruyan bir yönetici değil; gelişmeyi, yaratıcılığı ön plana çıkaran bir liderin varlığının birimler arası kurumsal iletişim kanallarını etkin kılarak direnci minimize edeceği değerlendirilmektedir. Bu tanımlama ve analizler ışığı altında, kurumlara başarılı ürün/servis çıktıları sağlayabilecek bir inovasyon süreç yapısı yaratmak için önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: İnovasyon, İnovasyon direnci, Kurumsal İletişim, Etkin Liderlik
İnovasyon Ekosistemi 2, 2024
Bu bölümde, inovasyon kavramı felsefi ve diyalektik bir bakış açısıyla ele alınmaktadır. İnovasyonun, yalnızca teknolojik ya da ekonomik bir süreç değil, toplumsal ve felsefi boyutları olan karmaşık bir yapı olduğu açıklanmaktadır. Bu bağlamda, inovasyonun hem ilerlemeyi hem de çatışmaları barındırdığı, yeni fikirlerin ortaya çıkmasının mevcut sistemdeki çelişkilerden kaynaklandığı belirtilmektedir. Özellikle diyalektik inovasyon, sürekli bir yenilik döngüsü yaratarak eski ile yeni arasında bir sentez oluşturma süreci olarak betimlenmektedir. Bölümde, inovasyonun evrimsel gelişiminin incelenmesi ve diyalektik yöntemle ele alınmasının daha eksiksiz ve başarılı sonuçlara ulaştırabileceği savunulmaktadır. Aynı zamanda inovasyonun felsefi boyutları tartışılarak, kapitalist sistemin bu süreç üzerindeki etkisi eleştirilmektedir. İnovasyonun, kapitalizmin itici gücü olarak sermaye tarafından şekillendirildiği ve bu durumun felsefi olarak sorgulanması gerektiği ileri sürülmektedir. İnovasyonun diyalektik yöntemle yeniden düşünülmesi ve ele alınması gerektiğinin vurgusu yapılmaktadır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Journal of Life Economics, 2020
8. ULUSLARARASI TÜRK KÜLTÜRÜ, SANATI ve KÜLTÜREL MİRASI KORUMA SEMPOZYUMU/SANAT ETKİNLİKLERİ XVIII. INTERNATIONAL TURKIC CULTURE, ART and PROTECTION of CULTURAL HERITAGE SYMPOSIUM/ART ACTIVITY
İşletme Ekonomi ve Yönetim Araştırmaları Dergisi, 2022
Özgür Yayınları eBooks, 2023
Parasosyal İli̇ şki̇ : Kavramsal Bi̇ r Çerçeve, 2019
Journal of Yasar University
Türkiye'de Kadın: Tarihi ve Talihi, 2021
Yeni ekonomik trendler ve iş fırsatları, 2019
Safran Kültür ve Turizm Araştırmaları Dergisi, 2022
Eskişehir Osmangazi üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi, 2022