Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2024, Külliyat :
…
17 pages
1 file
XVI. yüzyıl Divan şairi olarak bilinen Gelibolulu Âlî'nin ayrıca bürokrat ve tarihçi yönleri vardır. Çeşitli devlet görevlerinde bulunan şair, yaptığı görevlerde karşılaştığı olumsuz durumları ve toplumun yaşadığı bazı sorunları eserlerinde dile getirmiştir. Bu nedenle onun şiirlerinde günlük hayat sahneleri ve sosyal eleştiri önemli bir yer tutar. Farklı içerik ve türde eserleri bulunan Gelibolulu Âlî'nin diğer divan şairlerinde fazla rastlanmayan kimi özellikleri şiirlerinde ve eserlerinde yansıtması dikkat çekici yönlerindendir. En çok gazel yazan divan şairlerinden biri olmasının yanı sıra şair, gazel nazım şeklinden övgü amacıyla yararlanır. Gazellerinde farklı aruz kalıpları kullanır. Günlük hayata dair hemen her konuyu ele alan Âlî şiirlerinde yaşadığı coğrafyanın yer adlarına ve yerel söyleyişlerine de yer verir. Gelibolulu Âlî Divanı'nda kuyu ve kuyu çeşitleri sıklıkla kullanılan benzetme ögelerindendir. Divan şiiri geleneğinde kuyu denildiği zaman sevgilinin çene çukuru ve Yusuf kıssasında anlatılan Hz. Yusuf'un kuyuya atılması ilk akla gelen örneklerdir. Ancak Gelibolulu Âlî'de bu tür kullanımlardan başka tamlamalarla kuyu ile ilgili değişik unsurların çokça yer aldığı görülür. Bu çalışmada hem bir klasik dönem şairi hem de şiirlerinde diğer şairlerden ayrı özellikler bulunması, Divan şiirinde kuyu ve kuyuyla ilgili unsurların nasıl işlendiğini göstermesi bakımından Gelibolulu Âlî Divanı incelenmiştir. Divandaki örnek beyitlerden yararlanılıp kuyunun kullanım sıklığı ve kullanım özellikleri belirlenmeye çalışılmıştır.
Kurdiname, 2022
Kurte Şêx Şemsedînê Qutbê Exlatî yek ji şêxên Xelwetî yên sedsala XVII-an e ku di dîroka kurdan a tesewifî de jî şair û mutesewifekî giring e. Wî li bajarê Xelatê di tekya û hengahan de xizmetên îrşadê bi rê ve biriye ku ev bajar di wê serdemê de yek ji navendên giring ên tesewifî yên Mîrektiya Bedlîsê bû. Malbata Şêx Şemsedîn, bi eslê xwe ji Hemedanê ye ku ew der dikeve herêma berfireh a Cîbal/Kohistanê. Wê malbatê di dîrokê de maweyeke dirêj ji bo terîqeta Suhrewerdiyê xizmet kiriye û piştre derbasî hêla Xelatê bûye. Li Xelatê, piştî ku întisaba terîqeta Xelwetiyeyê kiriye vê carê jî li vê deverê bûye nûnerê vê terîqetê û ji bo belavbûna wê gelek hewl daye. Îcar ji vê malbatê Şêx Şemsedînê Qutbê Exlatî herçiqas di silsileya Xelwetî de xwedî cihekî giring bigire û di warê tesewifê de hin berhem nivîsîbin jî îro tenê dîwançeyeke wî maye. Naveroka helbestên wî yên tesewifî bêtir esas û usûlên wehdetê wucûd, seyrê sulûk, evîna îlahî, zuhd, tezkiyeya nefsê û mijarên bi vî rengî dihewîne. Di nav wan helbestên wî de qesîdeya wî ya bi paşserwaya "Çelebî" ji hevdeh beytan pêk hatine ku ji aliyê ahenga mûzîkê û serwaya hundirî ve dewlemend e. Şair di vê qesîdeya xwe de ji ilmê belaxetê sûd wergirtiye û serî li hunerên wek luzumî mala yulzem yan jî îltizamê daye û bi awayekî hostayane teknîkên onomatopoeia û alîterasyonê bi kar anîne. Wî esasên bingehîn ên tesewifî yên wekî teqwa, zikrên şevê, nimêja teheccudê, înziwa û xelwetê di vê helbesta xwe de xebitandine. Me di vê xebatê de ev qesîde ji aliyê dîrokî, dînî, mûsîqî û edebî ve rave kir û li gorî rêbaza şiroveya modern analîza wê ya tesewifî kir. Armanca me bi vê nivîsarê ew e ku em bi rêya tehlîla qesîdeya Şêx Şemsedînê Qutbê Exlatî tevkariyê li lîteratura şirove û analîza helbestên kurdî bikin.
2019
Bu calismada ses, bicim ve sozcuk olcutlerinden elde edilen verilerle XVI. yuzyil sonu; XVII. yuzyil basi araligina ait oldugu izlenimini veren Ahdaku’l-Ahbar adli Kirk Hadis tercumesindeki KI tumleyicisi ele alindi. Calismanin birinci bolumunde Kirk Hadis gelenegi ve Ahdaku’l-Ahbar hakkinda bilgiler verildi. Ikinci bolumde ise metindeki Ki cumleleri incelendi. Bu inceleme Evrensel Dil Bilgisinin ilkelerine gore yapildi. Ahdak’ul- Ahbar’in ceviri yazili ozgun metnine calismanin ekler bolumunde yer verildi. Turkcenin soz dizimi calismalarinda KI cumleleri genellikle baglac cumlesi olarak ele alinmaktadir. Bu calismanin ileri surdugu gozlem, KI’nin bir cumleyi diger cumle icine yerlestiren islevsel bir kategori oldugudur. Bu kategoriye de Evrensel Dil Bilgisinde ‘’tumleyici’’ denir. Calismanin amaci KI tumleyicisi ile fiilimsi cumlesi arasindaki bagintiyi incelemek ve ‘’birlesik’’ cumle tanimin her seyden once bir ‘’dil’’ tanimi oldugunu gostermektir.
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Uluslararası filoloji ve çeviribilim dergisi, 2022
Öz Fars ş r , İran'da İslam fet hler nden sonra VII. yüzyılda yen b r sürece adım atmıştır. Bu dönemde b rçok nazım türü Arap edeb yatından Fars edeb yatına geçse de daha çok kas de nazım türü revaç bulmuştur. İranlı hükümdarlar ve vez rler, kend ler n halk nezd nde ve s yasal zem nde tanıtmaları ç n saraylarında şa rler bulundurmuşlardır. Kas de, Rûdekî, Dakîkî g b şa rlerle Sâmânîler devr nde olgunluğunun z rves ne er şm şt r. Sâmânîler sonrası dönemde kas de, Gaznel ler Devlet 'n n en meşhur hükümdarı Gaznel Mahmûd'un şa rlere sunduğu büyük desteklerle gel ş m n sürdürmüştür. Bu dönemde kas deler n konuları da çeş tl l k arz etmeye başlamış ve dönem n lmî meseleler de kas deler n mazmunları arasına g rmeye başlamıştır. Bu devr n öneml kas de şa rler nden b r olan Nâsır-ı Hüsrev de kas deler nde d nî, felsefî ve lmî konuları öne çıkaran b r şa r olmuştur. Dahası o, kas deler nde kend ş r anlayışına yer verm ş; şa rl ğe ve şa rlere da r düşünceler ortaya koymuştur. Nâsır-ı Hüsrev, saray şa rler ne yönel k olumsuz b r tutum da serg lem ş, onlara dönük suçlamalarda bulunmuştur. Ayrıca o, gazel tarzında ş rler söyleyen şa rler de tenk t etm şt r. Bu çalışmada Nâsır'ın ş r anlayışı ncelenerek gerek çağdaşı gerek öncek dönemlerde yaşayan şa rlere bakışı ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2017
Bu calismada, XVI. yuzyil sairlerinden Bâki’nin siirlerinde gecen “sâki” mefhumu cesitli yonleriyle incelenecektir. Şiirlerde gecen sâki ile ilgili beyitler tespit edilmis ve bu kavramdan hareketle, genelde meclis, ozelde ise sâki kavrami ele alinmistir. Klasik Turk siirinde sâki, kimi zaman meclisin duzenleyicisi, kimi zaman ilgi ceken sevgilisidir, bazen de otoritedir. Tasavvufi anlamda ise sâki, mursit gorevini icra eder. Divan siirinde bezm, ilkbaharin gelisiyle renklenen, sosyal etkinlik alanidir. Mekansal olarak bezm etkinlikleri gul bahcesinde icra edilir. Muzigiyle, sarabiyla, sâkisiyle, sarhosuyla… gercek ya da mecazi anlamda canli oldugu kadar, kendine ozgu kurallari olan bir ortamdir. Şarabin kadehten kadehe dolastigi icki meclisinin oznesi sâkidir. Yani, sâki bu meclisin hizmetini yerine getiren bir genctir.
Dîvânu Lugâti’t-Türk’te İle, Kutadgu Bilig’de Ayla Sözcükleri Üzerine, 2021
'de "On The Words ile in Dîvânu Lugâti't-Türk and ayla in Kutadgu Bilig" adıyla yayımlanmış olan makalenin çevirisidir.
Hİkmet - akademik edebiyat dergisi., 2022
Cihan padişahı olarak nitelendirilen Osmanlı sultanları yalnız devlet yönetimi ve siyasetle meşgul olmakla kalmamış; sanat, edebiyat, mûsikî gibi sahalarla da ilgilenmişlerdir. Hatta bazı padişahların bu alanlarda birer üstat oldukları söylenebilir. 18. yüzyılın yenilikçi padişahlarından III. Selim de mûsikî, hat ve şiirde kendini göstermiştir. Şehzadeliği döneminde yaşadığı kafes hayatında ilgilenmeye başladığı mûsikî ile bağını padişahlığı döneminde de koparmamıştır. Ta'lik hatta usta olan Sultan, aynı zamanda şairdir. İlhâmî mahlasıyla yazdığı şiirler Divan'da toplanmıştır. Klâsik Türk Musikîsi'nde bir deha olarak kabul edilen İlhâmî, ney ve tambur icra etmiş, makam icat etmiş ve besteler yapmıştır. Onun mûsikî bilgisinin etkisini şiirlerinde de görmek mümkündür. Şair, Klâsik Türk mûsikîsinde kullanılan enstrümanların tınılarını, makamların uyandırdığı hisleri, mûsikî eşliğinde yapılan eğlenceleri ve mekânlarını kendine özgü anlatımlarla birlikte zikretmiştir. Bu çalışma, Divan'da yapılan taramalar ışığında mûsikî ile ilgili hususları ele almayı amaçlamaktadır.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2016
Saltanat didükleri ancak cihân gavgâsıdur Olmaya baht u sa'âdet dünyede vahdet gibi Kânûnî Sultan Süleyman Adı bilinen ilk şairimiz olan Aprın Çor Tigin'den günümüze sayısız Türkçe şiir yazılmış, Türklerin yaşadığı hemen hemen her yerde Türkçenin başka şairleri de olmuştur. Değişik zamanlarda ve farklı coğrafyalarda saltanat sürmüş Türk hükümdarlarının önemli bir kısmı şiire ilgi duymuş ya da şiir yazmıştır.
Journal of Yaşar University, 2009
Within the mother tongues or common languages of nations; there are special languages which come out according to social individual classes, professions, ages and social life conditions. In the context of the same language community; these special languages, which enable the communication of particular people with their own special words, have a value with the existence of people speaking that language. In our country, apart from slang and occupational jargons such as doctors', sailors', tailors', shoemakers', drivers'; there are "secret languages" which are formed by means of very different requirements, and known and used by very few people. Today in our country, except these special languages, there is another one called "secret language" which is known by a limited community and used by the Çepni people from Oghuz tribe settled in various areas of Anatolia and who believe in Alevism. The researcher, who drew our attention as a linguist to this special language called "secret language" by Çepni people and used by them as a "code" when there is a foreigner or someone considered as a foreigner, is Prof. Dr. Ahmet Caferoğlu. A "special" research or analyze on Çepni language including all of the Çepni people in our country hasn't been done so far. My research in 2007, which aims at re-questioning and evaluating my compilation study which I conducted in 1978 in Çepnidere village near Turgutlu, shows that after thirty years, this secret language completely lost its function. We notice that Çepni language lost its quality of being a special language including the secrecy of a religious belief which is actually banned and prosecuted and consisting of the words about economic requirements. Today, we realized that the Çepni people believing in Alevism, who gained economic strength and do
Hakîkat Kitâbevi, 2000
Kitabın içindekiler bahsinin altındaki not: "Bu kitâbın bir çok yerin de ye hûdîlerin ve hıristiyanların ellerinde bulunan din kitâblarının bozuk olduğu yazıldır. Bunlara ve bunların yolunda olanlara inanmamalı, dîni ve îmânı Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarından öğrenmelidir. Hıristiyanların birbirlerine ve yehûdîlere ve müslimânlara yapdıkları zulm ve tüyler ürperten işkenceleri anlamak için, 94.cü ve sonraki sahîfeleri ve 238.ci sahîfeyi okuyunuz!"
ANİMAL NAMES İN THE CODEX CUMANICUS
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Türklük Bilimi Araştırmaları, 2018
The Journal of Academic Social Science Studies, 2018
Hasan Kaplan (2023). "Yahyâ Bey’in Divan’ında Harf Oyunları ve Sese-Söze-Simgeye Dönüşen Bir Harf Olarak Dâl”. Türk Dili ve Edebiyatı İncelemeleri Dergisi, S. 2, s. 75-90.
Journal of Turkish Studies, 2009
DergiPark (Istanbul University), 2022
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, 2020
DergiPark (Istanbul University), 2021
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi, 2018
Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ÇÜİFD), 2019
Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 2015
Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2018
Nüsha Şarkiyat Araştırmaları Dergisi, 2019
Dokuz Eylül Ünivesitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2021
KORKUT ATA TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2021
VII th INTERNATIONAL COMPARATIVE LITERATURE CONGRESS PROCEEDINGS BOOK SİVAS -TURKEY, 2018