Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2021, Akıllı Kentler (Uygulamalar, Sorunlar Ve Çözümler)
Modernleşme ve kentleşmenin gündelik hayatımızda yeri büyüktür. Bu- gün, dünya nüfusunun yarıdan fazlası kentlerde yaşamaktadır ve 2050lere gelindiğinde kentleşme oranının %68’leri bulacağı düşünülmektedir (BM, 2019). Kentsel nüfusun hızla artışıyla, kentsel alanlardaki sağlıksız yapıdan kaynaklı sorunlar artmaktadır. Yetersiz teknik ve sosyal altyapı, hızlı değişen kentsel çevredeki bozulmalar, insani ölçekte olmayan yapılanmalar gibi nedenlerden ötürü bugün kentler yaşanılabilir yerler olmaktan uzaktır. Bununla beraber kentler; nüfus artışı, göç, beslenme, sağlık, güvenlik ve çevre sorunları gibi giderek küreselleşen sorunların hem sebebini hem de çözümünü içinde barın- dırmaktadır.
TıpHD TIP HUKUKU DERGİSİ JOURNAL OF MEDICAL LAW İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ TIP HUKUKU ARAŞTIRMALARI BİRİMİ YAYINI, 2018
Koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında uygulanan çocukluk çağı aşılarının tıbben ve hukuken zorunluluğu halen tartışılmaktadır. Diğer bir taraftan da ailelerin aşıların uygulanmasını red etmesi sebebi ile uygulayıcı hekim açısından ceza hukukundan kaynaklanan sorumlulukların değerlendirilmesi gündeme gelmektedir.
Bu çalışmanın çıkış noktası, belirli ortalamalar üzerinden üretilen kentsel politikaların istenilen sonuçları vermediği, bu nedenle kentin farklı taraflarını dikkate alan politikaların önemli görüldüğü kabulüne dayanmaktadır. Bu bağlamda çalışmanın odağını, kentin önemli bir tarafı olan çocuklar oluşturmaktadır. Yer verilen argümanı destekleyen, hak temelli çeşitli çabaların gösterildiği bilinmektedir. Diğer taraftan yaşanan teknolojik gelişmelerin kentsel alana yansıması, çocuklar için yeni fırsatları gündeme taşımaktadır. İfade edilenler çerçevesinde çalışmanın amacı, teknolojik gelişmelerin etkisiyle bir yaklaşım olarak karşılık bulan akıllı kenti çocuk odaklı incelemektir. Bu araştırmayla, akıllı kent çalışmalarında göz ardı edilen çocuklara dikkat çekilmekte, öne çıkarılan çocuk dostu akıllı kent kavramıyla ilgili literatürdeki boşluğa katkı sağlaması ve yeni tartışmalara başlangıç yapması beklenmektedir. Bu çalışma, teknolojinin engelleri ve riskleri saklı kalmakla birlikte, kentin farklı konularında gerek fiziksel mekânın bir uzantısı gerekse de sadece dijital ortamda karşılık bulan akıllı uygulamalarla, kentlerin çocuklar için daha anlaşılabilir, yaşanabilir ve yararlanılabilir olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle akıllı kent çalışmaları içinde çocuğa ayrıca önem verilmesi gerekli görülmektedir.
ArAn 15/2, 2021
Öz Çoğunlukla ticari içerikli olan Kültepe metinlerinde çocukların bakımı ve yetiştirilmesiyle ilgili kısmi bilgiler de bulunmaktadır. Bu metinlerdeki geçişler, söz konusu dönemde çocuk bakıcısı ve sütannelik gibi kadın mesleklerinin var olduğunu göstermektedir. Burada yayınladığımız iki metin ēmiqtum "bakıcı, ev hizmetçisi" ile ilgilidir ve kelime ile ilgili yeni değerlendirmeler yapmayı sağlayan bilgiler içermektedir. Bu çalışmada çocuk bakımıyla ve yetiştirilmesiyle alakalı kelimeler incelenerek genel bir değerlendirme yapılmıştır.
2019
Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan değişim ve dönüşüm beraberinde insanoğlunun hayatını kolaylaştıracak birçok yenilik getirmiştir. Bununla birlikte devlet-vatandaş ilişkileri bağlamında kamusal hizmetlerin 7/24 bir anlayışla hızlı, etkin, kaliteli ve verimli sunulması gündeme gelmiştir. Zaman içerisinde nüfus yoğunluğunun da artmasıyla kentsel yaşamın karmaşıklaşması bunun yanında vatandaşların çeşitlenen ihtiyaçlarının karşılanması hususunda zorlukların yaşanması söz konusu olmuştur. İşte tam da bu noktada günümüzde teknolojinin kent yaşamını kolaylaştırabilecek ve daha kaliteli hale getirebilecek etkili bir çözüm yolu olup olamayacağı gündeme gelmiştir. Böylece hayatımıza giren teknolojinin kentlerdeki yansıması, kentin problemlerini teknolojiden faydalanarak çözmeyi amaç edinen “akıllı kent” modeli ile olmuştur. Bu doğrultuda çalışmanın amacı, kentler üzerinde bilgi iletişim teknolojileri vasıtası ile önemli bir değişime sebep olan ve vatandaşların hizmet alma kalitesini yükselteceğine inanılan akıllı kentlerin temel özellik ve bileşenlerini açıklayarak, dünya ve Türkiye’de iyi uygulama örnekleri üzerinden akıllı kent uygulamalarını ele alıp incelemektir. Bu amaçla çalışmada, ilk bölümde, akıllı kent tanımı, bileşenleri ve akıllı kent göstergelerine yer verilmektedir. İkinci bölümde ise uluslararası ölçekte uygulanan akıllı kent uygulamaları kısaca değinildikten sonra, Türkiye’deki akıllı kentlere geçiş sürecine değinilecektir.
Ülkemizin toplam nüfusu içinde gençlerin önemli bir oranda olduğu ve kırdan kente yönelen göçlerin de büyük oranda gençler tarafından gerçekleştirildiği düşünüldüğünde, aslında kentlerdeki kültürel sorunların bir yönüyle gençlerle yakın ilişkisi olduğu ortaya çıkar. Bu nedenledir ki ülkemizdeki kent kültürü sorunlarını gerçekçi biçimde tespit edebilmek, bu sorunlarla gençlik arasındaki ilişkiyi görmeye bağlıdır. Ülkemizde kent kültürünü geliştirmek adına öngörülen politika ve stratejilerin, gerek sorunu tespit aşamasında gerekse çözüm alternatifleri itibariyle merkezine gençleri alması, onların durumunu ekonomik, sosyal ve hatta psikolojik çerçevelerde irdelemesi gerekiyor. Türkiye’de gençlik politikaları, baskın olarak “gelecek yönelimli bir yatırım” düşüncesine (“geleceğin işgücü”, “geleceğin teminatı”, “geleceğin sahipleri” vs.) göre belirlenmekte; onların bugünlerini ve bugün olan ihtiyaçlarını görmezden gelmektedir. Bu çalışmada, ülkemizdeki kent kültürü sorunlarının gençlikle olan ilişkisi bu bağlamda kurulacak; bu sorunun, mevcut politikalar yerine, gençlerin yaşadıkları dönem ve mekâna göre değişen ihtiyaçları olan, ekonomik ve sosyal olaylardan farklı şekillerde etkilenen, kendi ihtiyaçlarını belirleyebilen, gerek kendileri ile ilgili gerek çevrelerindeki gelişmelerle ilgili fikirlerini dillendirmek ve hayata geçirmek için örgütlenme yeteneği olan bir yaklaşımı esas alan politikalarla aşılabileceği savunulacaktır
Sosyoloji Araştırmaları Dergisi, 2023
Bu araştırma makalesi 120K993 nolu "Yoksulluğun Yeni Yüzü Kent Yoksulluğunun Eğitime Yansımalarına İlişkin Bir Eylem Araştırması" adlı TÜBİTAK 1001 projesinin ayaklarından birini oluşturmaktadır. Yoksulluğun eğitime etkilerini ölçmek için yapılan çocuklar, öğretmenler ve yöneticiler gözünden nasıl göründüğüne dair çalışmaların sonuncusu olarak ebeveynlerle yapılan araştırma sonuçlarına dayanmaktadır. Yoksulluk araştırmaları sosyal bilimciler tarafından 19. yüzyıldan bu yana tüm dünyada, özellikle de gelişmekte olan ülkelerde yoğunlukla yürütülmektedir. Ancak kent yoksulluğu yeni bir kavramdır ve bu konudaki araştırmalar daha yakın tarihlere dayanmaktadır. Kent yoksulluğu düzensiz ve yetersiz gelir, yetersiz ve riskli temel varlıklar, güvensiz-tehlikeli ve kalabalık haneler, yetersiz kamusal alt yapı, yetersiz temel hizmetler, sınırlı sosyalleşme, sınırlı destek, yoksulların yasalar yoluyla korunmasındaki yetersizlik ve politik ve bürokratik sistemde yoksulların daha az korunması gibi özünde iyi oluş halindeki eksikliği ifade etmektedir. Bu araştırmada Muğla il merkezi (Menteşe) özelinde kent yoksulluğu profilinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Araştırmada kesitsel tarama tekniği kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırma kapsamında geliştirilen anket kullanılmıştır. 207 haneden veri toplanmıştır. Araştırmaya katılan hanelerdeki sağlık ve beslenme durumları, mülkiyet ve çevre, çocuklarla ilişkiler ve çocukların katılımı ile çocukların eğitimlerine ilişkin bulgulara yer verilmiştir.
Amaç Madde 1-(1) Bu Kanunun amacı, korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir. Kapsam Madde 2-(1) Bu Kanun, korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında alınacak tedbirler ile suça sürüklenen çocuklar hakkında uygulanacak güvenlik tedbirlerinin usûl ve esaslarına, çocuk mahkemelerinin kuruluş, görev ve yetkilerine ilişkin hükümleri kapsar. Tanımlar Madde 3-(1) Bu Kanunun uygulanmasında; a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile, onsekiz yaşını doldurmamış kişiyi; bu kapsamda, 1. Korunma ihtiyacı olan çocuk: Bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen ya da suç mağduru çocuğu, 2. Suça sürüklenen çocuk: Kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuğu, b) Mahkeme: Çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerini, c) Çocuk hâkimi: Hakkında kovuşturma başlatılmış olanlar hariç, suça sürüklenen çocuklarla korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında uygulanacak tedbir kararlarını veren çocuk mahkemesi hâkimini, d) Kurum: Bu Kanun kapsamındaki çocuğun bakılıp gözetildiği, hakkında verilen tedbir kararlarının yerine getirildiği resmî veya özel kurumları, e) (Değişik: 13/6/2012-6327/38 md.) Sosyal çalışma görevlisi: Psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikoloji, sosyoloji, çocuk gelişimi, öğretmenlik, aile ve tüketici bilimleri ve sosyal hizmet alanlarında eğitim veren kurumlardan mezun meslek mensuplarını, İfade eder.
Arkeoloji ve Sanat Dergisi, 2021
Özet Aile, temelde türün devamlılığını sağlamak için kurulmuş en küçük toplumsal birim olarak kabul edilse de içerisinde üretim, dağıtım ve mülkiyet ilişkilerinin gerçekleşmesi nedeniyle bir dayanışma ve ekonomi birliğidir. Bunun yanı sıra aile, çocuğun içine doğduğu toplumsal çevreye uyumunu sağ layan kural, norm, değer, dil ve semboller sisteminin öğrenildiği ilk yerdir. Bu çalışmanın konusunu oluşturan Hitit ailesi ile ilgili olarak doğrudan Hitit arşivlerinde bilgi veren yazılı metinler yoktur fakat eğitimden, hukuk sistemine, masallardan tarihi belgelere, büyü ritüellerinden fal metinlerine göz atıldığında fikir sahibi olmamızı sağlayacak nitelikte veri mevcuttur. Çalışmada bu veriler üç farklı aile kategorisini analiz etmek amacıyla kullanılmıştır: Arinna’nın güneş tanrıçası ve fırtına tanrısı çiftinin yönettiği bir panteon (tanrılar ailesi); kral ve kraliçe tarafından yönetilen kraliyet ailesi ve halktan evli bir çiftin yönettiği çekirdek aile. Her üç aile yapısı da “anne-baba-çocuklar” üçlüsünden oluşmakta dır. Hititlerde soy ve veraset sisteminin erkek merkezli olması; tanrının kral, kralın ülkesi, ülkedeki babaların çocukları ve ailesi üzerindeki tahakkümü ataerkil bir aile sisteminin varlığına işaret etse de panteonun başındaki tanrıyla benzer güç ilişkisinde olan tanrıça; kralla birbirini tamamlayan bir ilişki içinde olan kraliçe; kocası ile birlikte aileyi yöneten ve hak sahibi olan kadınların varlığı Hitit ailesinin çağına göre dengeli ve eşitlikçi yapısıyla ilgilidir. Bu dengeli ilişki kendisini aile ve çocuk arasındaki ilişkide de göstermektedir. Hitit ailesi metinlerde çocuklarının eğitimine bütçe ayıran; şefkatli anne ve babalar olarak belirmekte, Hitit kanunları anne, çocuk ve gençlerin haklarını koruyucu hükümler içermektedir. Büyü ritüelleri aile içi bütünlüğün ve birliğin önemsendiğini göstermektedir. Tarihi metinlerde, kurucu kral I.Hattušili, tahtı devredeceği veliahttan ülkeler fetheden korkusuz bir savaşçı olmasını değil iyi ve merhametli bir insan olmasını beklemekte, II.Muršili, intikam duygusundan, kendisine ihanet eden kralın annesi ayaklarına kapandığı için vazgeçmektedir. Abstract Although the family is considered as the smallest social unit that is established to ensure the continuity of the humankind , it is a solidarity and economic union owing to the realization of production, distribution and property relations within it. Besides, the family is the first place where the system of rules, norms, values, language and symbols that ensures the child's adaptation to the social environment in which he is born is learned. There is no cuneiform document in the Hittite archives about the Hittite family, that is the subject of this study, but there are a number of evidences that enable us to have an idea when looking at education, legal system, fairy tales, historical documents, magic rituals and oracular texts. In this study, these evidences were used to analyse three different kinds of family categories: a pantheon (family of gods) ruled by pair of deities called the Sun Goddess of Arinna and the Storm God the royal family ruled by the king and queen, and the elementary family led by an ordinary married couple. All three family structures consist of the "mother-father-children" trio. Although the genealogical and succession system in the Hittite society has a malestream structure, and the domination of the god over the king, the king's country, the father's children and family in the country indicates the existence of a patriarchal family system The goddess, who is in a similar power relationship with the god at the head of the pantheon; the queen, who is in a complementary relationship with the king; and the ordinary women who manage the family together with their husbands and have rights, all these suggest the balanced and equitable structure of the Hittite family in this period. However, this balanced relationship also manifests itself in the relationship between family and child. The cuneiform texts indicate that the Hittite family including caring parents allocates a budget for the education of their children; Hittite laws contain provisions protecting the rights of mothers, children and young people. The magic rituals indicate that family integrity and unity are important for Hittites. In historical texts, I.Hattušili, the constitutive ruler of Hittite Kingdom, does not expect him to be a fearless warrior who conquers countries from the heir to the throne, but a good and merciful person. II.Muršili gives up his sense of vengeance because the mother of the king who betrayed him fell at his feet.
DOĞU DİLLERİ VE EDEBİYATLARINDA İMGELER VE MOTİFLER, 2022
Sinemanın tarihî seyri 1826'da fotoğrafın icadıyla sinemayı olanaklı kılan keşiflere dayanır. Bu keşifle birlikte ilk teknik adımlar atılmış ve 1895'te Lumière Kardeşler olarak bilinen Auguste Marie Louis Nicolas ve Louis Jean, Paris'te halka açık perdeye yansıtılmış hareketli görüntü gösterilerini 1 yaparak tarihteki ilk film yapımcıları arasına girmişlerdir. İran'ın sinema ile tanışması ise Kaçar Şah'ı Muzafferüddin Şah'ın 1900 yılında Tahran'dan Avrupa'ya yaptığı seyahat 2 ile olmuştur. Şah bu gezisinde hareketli fotoğraflar ile tanışıp çok etkilenmiş ve bunun İran'da da olmasını istemiştir.
Kentler, küreselleşme ve ona paralel gelişen yerelleşmenin sonucu olarak yeni boyutlar kazanmaktadır. Yerelleşmeyle birlikte kentlerin yerel değerlere odaklı konuları ön plana çıkmış, buralardaki sorunlara çözüm arayışları bu bağlamlar üzerinde yoğunlaşmıştır. Söz konusu çözüm arayışlarında kent kültürü önemli bir araç niteliği taşımaktadır. Küreselleşme sürecinde kent kültürü dönüşüme uğramaktadır. Kent kültürünün modern içeriğine yerel değerler de eklemlenmektedir. Kentlerdeki kültürel krizlerin çözümü bakımından kentlilerin ve kent yöneticilerinin bu dönüşümü algılaması önemlidir. Bu çalışmada, kent kültüründe söz konusu dönüşümün boyutları irdelenmektedir. Çalışmanın amacı, kent kültürü politikalarında bu dönüşümlerin varlığına dikkati çekmektir. Çalışmada kent kültürünün modern ve yerel değerleri içererek dönüştüğü tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Küreselleşme, kent kültürü, modernizm, postmodernizm, Türkiye’de kentleşme ve kent kültürü SUMMARY THE TRANSFORMATION IN THE UNDERSTANDING OF URBAN CULTURE IN PROCESS OF GLOBALIZATION Cities have gained new contents as a result of parallel improvement with globalization and localization. With localization, solution suggestions have revived on living problems in cities. At this point, the urban culture is an important tool. The urban culture is being transformed in the process of globalization. Local values have articulated to the modern content of urban culture. Citizens and city managers should decect it for solution of urban culturel crises. This study examined the dimension of this transformation and aimed to attract attention to the existence of this transformation in the politics of urban culture. The study were found to the urban culture contained both modern and local values. Key words: Globalization, urban culture, modernism, postmodernism, urbanization and urban culture in Turkey.
Özet Toplumsal kurumların ve değerlerin oluşması ve bireysel hayata yansıması konusunda kentsel mekânların büyük önemi vardır. Zamanla bu değerler, kente bir kimlik kazandırmakta ve tarih boyunca adeta o kentin temel özelliğini gösteren bir boyuta taşınmaktadır. Hemen her dönemde, kentleşme, kentsel dönüşüm, turizm gibi temel konuların dile getirilmesi durumunda; kent kimliği, ön plana çıkmakta ve yapılacak faaliyetlerde etkili olmaktadır. Bugün kentlerin kendilerine özgü kimlikleri her zamankinden çok daha fazla önem arz etmektedir. Hatta kentlerin kendi kimliklerini ortaya koyabilmeleri için projeler geliştirilmeye çalışılmaktadır. Diğer bir deyişle, sosyal bilimciler tarafından çeşitli kentler üzerinde çalışmalar yapılarak; kentlerin yapısı, kültürü, kentsel alan kullanımı ve kentsel dönüşüm politikaları özenle vurgulanmaktadır. Bu çalışmada, Hatay'ın Antakya özelinde, kentsel değişmelerin kent kimliğini nasıl etkilediği ve bunun sosyal, mekansal ve kültürel yansımaları irdelenecektir. Abstract Urban spaces are important In the formation of social institutions and values, and its reflectin on the individual life. In time these values give an identity to the city and throughout the history they are carr,ed to another dimension showing the main features of that city. In almost every era, if urbanization, urban transformation and tourism are the subject matter, the urban identity and the activities to be carried out are in the foreground. Today, the identities peculiar to the cities are of more importance than ever before. Even people try to develop projects in order for the cities to reveal themselves. In other words, social scientists work on different cities, carefully emphasizing urban structure, culture, urban land use, and especially urban transformation. In this study, the case of Antakya, Hatay, urban changes in how it affects the identity of the city and its social, spatial and cultural implications will be examined.
ÇUKUROVA 3. ULUSLARARASI BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR KONGRESİ 3-6 Ekim 2019, 2019
ÖZET Dünyada artan kentleşme ile kentler ekonomik büyümenin merkezi haline gelmiştir. Ekonominin merkezi olan kentler içerisinde önemli lojistik faaliyetler gerçekleştirilmektedir. Yerleşim yerlerinde var olan lojistik faaliyetlerinin değerlendirilmesi, belirli bir plan içinde uygulanması, sürdürülebilir kılınması ve daha iyi hale getirilmesi gibi konuları kapsayan lojistik türü ise kentsel lojistiktir. Kentsel lojistik, kentlerdeki yaşamın önemli bir parçasıdır. Kentsel lojistik, e-ticaret ve kentleşmenin gelişmesiyle birlikte kentsel hareketlilik sistemi içinde önemli bir rol oynamaktadır. Farklı kaynaklardan gelen ürünler tedarik zincirinin son aşaması olan kentsel lojistikle yerlerine ulaştırılmaktadır. Bununla birlikte, nüfusun artması kentsel altyapı, enerji verimliliği, kentsel trafik gibi belli başlı sorunlar karşısında kamu ve özel sektörden kentsel lojistik için önemli çözümler getirmesi beklenmektedir. Teknolojide yaşanan gelişmeler uzun yıllardır kentlerde yaşanan farklı sorunların çözümlerinde kullanılmaktadır. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin (BİT) kentlerde kullanım hızının giderek artması ve kolayca benimsenmesinin temel sebebi ise, bu teknolojilerin kentlerde yaşanan sorunlara uygun çözümler getirmesidir. Teknolojinin uygun çözümler oluşturmasının temelinde yatan sebeplerden biri diğeri ise veri temelli kararlar vermesidir. "Büyük Veri (Big Data)", farklı kaynaklardan bir araya getirilen yüksek miktardaki veriler için kullanılmaktadır. Daha iyi karar ortaya çıkarmak için toplanan yüksek miktardaki veriler işlenip analiz edilmekte böylece sürece katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda, gelişen bilgi ve iletişim teknolojileriyle birlikte uygulamaya konulan teknolojik girişimler "Akıllı Kent (Smart City)" kavramının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu girişimlerin kentsel lojistik üzerinde de etkileri görülmektedir. Birçok çalışma kentsel lojistikte bilgi teknolojisi yenilikçiliğinin benimsenmesini analiz etmiştir, ancak akıllı kentler üzerindeki çalışma sayısı sınırlı kalmıştır. Bu çalışmada, akıllı kentler, büyük veri ve kentsel lojistik kavramları incelenerek akıllı kent uygulamalarının ve büyük verinin ]kentsel lojistik yönetimi üzerindeki etkisi analiz edilecek; akıllı kentler, büyük veri ve kentsel lojistik arasındaki bağlantıları ortaya koyulacaktır. ABSTRACT With the increasing urbanization in the world, cities have become the center of economic growth. Significant logistic activities are carried out in cities, which are the center of the economy. The type of logistics that covers the evaluation of the existing logistics activities in the settlements, implementation of them in a specific plan, making them sustainable, and improving them is urban logistics. Urban logistics is an essential part of urban life. With the development of urban logistics, e-commerce, and urbanization, it plays a vital role in the urban mobility system. Products from different sources are transported to the final stage of the supply chain through urban logistics. However, increasing population is expected to provide essential solutions for urban logistics from public and private sectors in the face of significant problems such as urban infrastructure, energy efficiency, and urban traffic. Developments in technology have been used for many years to solve different problems in cities. The main reason for the rapid increase in the use of information and communication Technologies (ICT) in cities and the adoption of these technologies is that these technologies bring appropriate solutions to the problems experienced in the cities. One of the underlying reasons for technology to create appropriate solutions is to make data-based decisions. “Big data” is used for high amounts of data gathered from different sources. In order to make a better decision, the high amount of data collected is processed and analyzed, thus contributing to the process. In this context, information and communication technologies developed together with the technological initiatives implemented in the “smart city” concept has emerged. These initiatives also have an impact on urban logistics. Many studies have analyzed the adoption of information technology innovation in urban logistics, but the number of studies on smart cities has been limited. In this study, smart cities, big data and urban logistics will be examined, and the impact of smart city applications and big data on urban logistics management will be analyzed; The connections between smart cities, big data and urban logistics will be revealed. Keywords: Smart Cities, Urban Logistics, ICT, Big Data
Edebiyat ve Millî Mücadele: Öyle Bir Harp Ki, 2023
...çalışmamda bir yandan çocuk ve çocukluk kavramları özelinde Cumhuriyet sonrası seçtiğim metinlerde çocukluğun kurulumunu ve çocuk özne özelinde Kurtuluş Savaşı’nın alımlanma pratiklerinin izini anlatısal düzlemde sürmeye çalışırken diğer yandan çocuk kahramanlarının “çocuksu” öznelliklerini de değerlendirmeye çalışacağım. Sonrasında anlatıcı kimliklerin çocuk özne tahayyüllerinde maskelemeye çalıştıkları, fedakârlık kültürünün örselediği çocuksuluğun ödev söylemi ve kahramanların eylemlerindeki temsilinin izini süreceğim.
Bu çalışma, çevrenin dilinin kent ekolojisine yansıma şeklini incelemeyi amaçlamaktadır. Dil, duygu ve düşünceleri aktarmada kullanılan bir iletişim aracıdır. Çevrenin dili, doğanın kendisini ifade şeklidir. Aslında sözsüz, sessiz bir dildir. Bazen bu sessiz dil sesliye döner. O zaman iş işten geçmiş olur. İnsan doğanın bir parçası olmasına rağmen, doğayı var olduğu bir yer, yani amaç olarak değil de, kullandığı, yararlandığı bir araç olarak görmüştür. Yıllar boyu yaşadığı çevrenin içindeki her şeyin sahibinin kendisi olduğunu ve her şeyin üstesinden gelebileceğini düşünmüştür. Hızlı teknolojik gelişmeler, nüfus artışı, kentleşme ve sanayileşmenin doğa üzerindeki baskısı çevreyi bozucu etkiler yapmaktadır. Bu nedenle, ekolojik olarak sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamanın önemine vurgu yapılmaktadır. Önemli olan bu sözsüz dili okumaktır. Gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakabilme bağlamında çevrenin dilini okumanın önemi giderek artmaktadır. ABSTRACT This study aims to examine the reflection of the language of environment to urban ecology. Language is a communication tool used to convey feelings and thoughts. The language of environment is the expression of nature itself. In fact, it is a silent and tacit language. Sometimes this silent language becomes audible. At that time, it becomes too late. Although man is a part of nature, he regards nature as a tool that he uses and benefits, not a place where he exists, not as a purpose. He thought that everything in the surrounding nature was his own, and he can overcome everything. Rapid technological developments, population growth, urbanization and the pressures of industrialization on nature increase the environmental problems. The important thing is to read this non-verbal language. For this reason, it is emphasized the importance of living in an environment that is ecologically healthy and balanced. In the context of leaving a livable environment for future generations, the importance of reading the language of environment is increasing. 1. GİRİŞ İnsan yeryüzünde ortaya çıktığı andan itibaren doğa ile mücadele etmiştir. Yarattığı kültür gücüyle doğa koşullarının tutsağı olmamış; bu koşulları kendi yararı doğrultusunda değiştirmiştir. Çeşitli aletler, araç ve gereçler yapmış, yeni üretme, kullanma, yerleşme yöntemleri geliştirmiş ve doğa karşısında mekân ve zamana göre farklı biçim ve düzeylerde uygarlıklar yaratmıştır. Doğa, insanın yaşamını sürdürürken beslenme, barınma, üretme gibi biyolojik ve kültürel nitelikli her türlü ihtiyacını karşılayacak alıcı bir kaynak ve atıkları verici bir ortam olarak işlev görmüştür. Doğa, insanın hizmetinde sadece bir madde ve " nesne " olarak algılanmıştır. Günümüzde, insan nüfusunun büyük bir kısmı kentlerde yaşamaktadır. Kentler canlı-cansız birliktelikleriyle ekolojik yaşam ortamları oluşturmaktadır. Ancak, büyük bir hızla yeşilin en az olduğu beton diyarlarına dönmektedirler. Hava, toprak ve su kirlenmesi sonucu ekolojik sistemin bozulması yüzyılımızda önemini artırmaktadır. Bütün dünyada olduğu gibi, ülkemizde de çevre olaylarına karşı artan bir duyarlılık gözlenmektedir. Aslında, bu duyarlılık artışı çaresiz kalmanın zorunlu bir sonucudur. Çünkü insanoğlu ilk defa çevresinde gücünü aşan sorunlar ile karşılaşmaktadır. Doğal olarak her canlı varlığın temel amacı, yaşamak ve varlığını sürdürmektir. İnsanların iyi bir çevrede, temiz hava, temiz su ve yeşil bir ortamda yaşama isteği doğal bir gereksinimin sonucudur. Yaşanılan çevre, sadece yerel, bölgesel, ulusal boyutta değil, dünyayı kapsayan küresel bir boyuttadır. Dünyanın herhangi bir yerinde olan çevreye ilişkin *Bu çalışma 11-14 Mayıs 2017 tarihleri arasında Gaziantep'te düzenlenen AL-FARABİ Kongresinde sunulan çalışmanın genişletilerek hazırlanmıştır.
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, 2023
Günümüzde Tataristan toprakları içerisinde yer alan İtil-Çulman (Kama) Bölgesi, en eski çağlardan itibaren farklı kültürlere ev sahipliği yapmış ve çeşitli yerleşim tiplerine sahne olmuştur. Zira geniş su rezervlerine ve bitki örtüsüne sahip olan bölge, farklı insan topluluklarının tercih ettiği göç güzergahlarından birini oluşturmuş, batı ile doğu arasındaki kültürel temasların yaşandığı en önemli sahalardan birini teşkil etmiştir. İtil-Çulman'ın orta zamanlarında aktif rol üstlenen ve X-XIII. yüzyıllar arası güçlü bir devlet kurmayı başaran İtil Bulgarları da bölgenin bu çok yönlü yapısından nasiplenmiştir. Bilhassa X. yüzyılı takiben dönemin yazılı kaynaklarında yer edinmeye başlayan Bulgar yerleşimleri tek bir gelenek yerine çok kültürlü bir kökene sahip olmuştur. Eski İtil-Çulman, konargöçer ve Hazar (Saltovo-Mayat) yerleşim üslupları üzerine şekillenen Bulgar yerleşimlerinde, bu çeşitliliğin izleri arkeolojik araştırmalarla saptanabilmektedir.
Kafkas Üniversitesi Artvin Orman Fakültesi Dergisi, 2005
Kentsel yeşil alanlar, kenti ferah ve çekici kılan, kent dokusuna olumlu katkısı olan, rekreasyonel kullanım olanakları ile kentte yaşayanların yaşam kalitesini artıran kentsel alanlardan biridir. Yeşil alanların işlevsel olabilmeleri için, erişilebilirlikleri, kişi başına düşen alan miktarı, donatı elemanları, görsel nitelikleri önemlidir. Artvin kentinde, 1993 yılında yüksek öğrenim kurumlarının açılması, 1998 yılında bölgedeki barajların yapımına başlanmasıyla birlikte özellikle sosyal, ekolojik ve kültürel yapıda önemli değişiklikler gözlenmektedir. Bu değişiklikler, kentteki aktif yeşil alan ve rekreasyonel etkinlik ihtiyacını arttırmaktadır. Kent, yeşil alan açısında oldukça zengin bir potansiyele sahip olmakla beraber, aktif yeşil alanlar (kent ve mahalle parkları, çocuk bahçeleri, oyun alanları gibi) nitelik ve nicelik olarak yetersiz gözükmektedir. Bu çalışmada Artvin kenti yeşil alanlarının kentteki dağılım ve miktarları incelenerek, aktif yeşil alanların mahalle ölçeğindeki dağılımları, büyüklükleri ve kişi başına düşen oranları değerlendirilmiştir. Modern ve yaşanılır bir kent oluşturabilmek, yeşil alanların bilimsel, ekolojik ve teknik kriterler dikkate alınarak bir bütünlük içinde planlanması, tasarlanması ve yönetilmesi ile mümkün olacaktır. Anahtar Kelimeler: Kentsel yeşil alanlar, aktif yeşil alan, Artvin INVESTIGATION OF GREEN AREAS IN ARTVN CITY PATTERN Abstract: Urban green areas are part of a city that make city looks spacious and attractive, make positive contributions to city pattern, and increase the quality of people's life living in city. In order for green areas to be functional, accessibility, amount of green area per person, equipment components and visual quality are important. Important changes have being observed regarding the social, ecological and cultural structure of Artvin especially with the establishment of higher education institutes in 1993, and starting of the construction of several dams in 1998. These changes cause an increase on the needs in active (presently used) green areas and recreational activities in the city. Even though, the city has a very rich potential in respect to green area coverage, it seems that the active green areas found in the city (e.g. city and/or district parks, play areas, and playgrounds) lack of quality and quantity. In this research, distribution and amount of the green areas in Artvin was investigated through evaluations made for distribution in district scale, size, and ratio per person of the active green areas. It is possible to create a modern and livable city, only if green areas are planned and managed as a whole by considering scientific, ecological, and technical criteria.
İNSANCIL HUKUK ÇERÇEVESİNDE ÇOCUK ASKERLER SORUNU, 2019
I. BÖLÜM İNSANCIL HUKUKTA SİLAHLI ÇATIŞMANIN TÜRLERİ VE BİREYLERİN STATÜLERİ 1.1. SİLAHLI ÇATIŞMANIN TÜRLERİ 1.1.1. Uluslararası Silahlı Çatışmalar 1.1.2. Uluslararası Nitelikte Olmayan/ İç Silahlı Çatışmalar 1.2. SAVAŞÇI-SİVİL AYRIMI(COMBATANTS-CIVILIANS) 1.2.1. Savaşçılar(Combatants) 1.2.1.1. Düzenli silahlı kuvvetler, milis ve gönüllü birlikler, levée en masse 1.2.1.1.1. Savaşmayanlar(non-combatants)ve çatışma dışı kalanlar(hors de combat) 1.2.1.2. Savaş esirleri(prisoners of war) 1.2.1.3. İmtiyazsız savaşçılar (unprivileged combatants) ve hukuk dışı savaşçılar(unlawful combatants) 1.2.1.3.1. Casuslar(spies) 1.2.1.3.2. Paralı askerler(mercenaries) 1.2.1.3.3. Gerillalar(guerillas) 1.2.2. Siviller(Civilians) 1.3. DEĞERLENDİRME II. BÖLÜM ÇOCUK HAKLARI VE ÇOCUK ASKERLER 2.1. ÇOCUK VE ÇOCUK HAKLARI 2.2. ULUSLARARASI HUKUK METİNLERİNDE ÇOCUK ASKERLER 2.2.1. Cenevre Sözleşmeleri Ek Protokolleri 2.2.2. Çocuk Haklarına Dair BM Sözleşmesi 2.2.3.Çocuk Haklarına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne Ek Çocukların Silahlı Çatışmalara Dahil Olmamaları İle İlgili İhtiyari Protokol 2.2.4. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Roma Statüsü 2.2.5. Afrika Çocuk Hakları ve Refahı Sözleşmesi 2.2.6. Cape Town Prensipleri 2.2.7.Silahlı Kuvvetler ve Silahlı Gruplarla İlişkili Çocuklar Hakkında Paris Prensipleri 2.2.8.Bı̇rleşmı̇ş Mı̇lletler Çocuk Adalet Sı̇stemı̇nı̇n Uygulanması Hakkında Asgari Standart Kurallar (Pekı̇n Kuralları) 2.2.9. ILO 182 No’lu En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi 2.3. ÇOCUK ASKER KULLANIMININ SEBEPLERİ 2.4. ÇOCUK ASKER KULLANANLARIN YARGILANMASI 2.4.1. Tanrı’nın Direniş Ordusu (Lord’s Resistance Army-LRA) Liderleri Davası 2.4.2. Sierra Leone Özel Mahkemesi (Special Court for Sierra Leone-SCSL) 2.4.3. Thomas Lubanga Dyilo Davası 2.5. ÇOCUK ASKERLERİN YARGILANMASI 2.5.1. Omar Khadr Davası 2.5.2. Jawad Davası 2.5.3. Diğer Örnekler 2.6. DEĞERLENDİRME SONUÇ KAYNAKÇA
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.