Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2023, ORTAÇAĞ’DAN CUMHURİYET’E SANAT TARİHİ ÇALIŞMALARI
…
43 pages
1 file
Kazısı" isimli kurtarma kazısının bilimsel sorumluluğu görevini yürütmektedir. Editör evli ve bir çocuk sahibidir.
Ahmet BODAKÇİ Anısına ORTAÇAĞ’DAN CUMHURİYET’E SANAT TARİHİ ÇALIŞMALARI, 2023
Şanlıurfa Kalesi, Şanlıurfa kent merkezinde, Balıklıgöl’ün hemen güneyinde bulunan yüksek kireçtaşı masif kayalığın güvenlik açısından uygun şartlar sunduğu stratejik bir noktaya tahkim edilmiştir (Res.1). Coğrafi perspektif açısından Şanlıurfa Kalesi’nin sahip olduğu iklim, zengin tarımsal topraklar, su kaynaklarının yanı sıra mekânsal anlamdaki stratejik rolü nedeniyle yoğun kültürel gelişmelere tanıklık etmiş, çok kültürlü bir yapıyı içinde barındırmaktadır. Jeopolitik konumu nedeniyle erken çağlarda da yoğun yerleşim gören Şanlıurfa Kalesi ve çevresinin tarihsel süreci Neolitik Dönem’e kadar uzanmaktadır. Nitekim içkalenin hemen kuzeyindeki yamaçta tespit edilen ve günümüzde Şanlıurfa Müzesi’nde sergilenen Urfa Adamı veya Balıklıgöl Heykeli ile erken dönemlere tarihlenen çok sayıda obsidyen ve çakmaktaşı alet parçasının saptanması nedeniyle Şanlıurfa Kalesi’nin üzerine tahkim edildiği alanın da birçok araştırmacı tarafından tarihsel süreçteki iskânının Neolitik Dönem’e kadar geriye gittiği ifade edilmektedir. Ayrıca Şanlıurfa Kalesi’nde 2020-2022 yıllarında gerçekleştirilen kazı çalışmaları kapsamında ele geçen çakmaktaşı ve obsidyen alet parçaları da kalenin ve çevresinin prehistorik çağlarda insanoğluna ev sahipliği yaptığına işaret etmektedir.
Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2020
Bu çalışmada 2007 yılından bugüne devam eden Divriği Kalesi kazılarında ele geçen sırlı seramik buluntular tanıtılmıştır. Alanda stratigrafik bir çalışma yapmak mümkün olmadığından, Kalenin tarihçesi seramik buluntular açısından önem taşımaktadır. Divriği ile ilgili tarihi bilgiler, bölgedeki Sasani-Bizans mücadelesi ile başlar. III. Mikhael'in, 9. yüzyıl ortalarında gerçekleştirdiği Anadolu seferi sonucunda Divriği, Bizans İmparatorluğu'nun eline geçmiştir. Bizans hâkimiyetindeki Divriği Pavlikanlar'ın merkezidir. Divriği'de Türk hâkimiyetinin ne zaman başladığı ise kesin bilinmemektedir. 1142'de, Mengücek Devletinin parçalanmasından sonra, Mengücek Süleyman Şah'ın payına düşen Divriği, Mengücekoğulları'nın Divriği kolunun başkenti olmuştur. 13. yüzyılın ikinci çeyreğinde Anadolu Selçuklu Devletinin hâkimiyet alanında yer alır. 14. yüzyıl başlarından sonlarına kadar Divriği'nin tarihine dair fazla bilgi bulunmamaktadır. Bu yüzyılda Sivas, İlhanlılar'a sonra da Eretnaoğulları'na tabi olmasına rağmen, Divriği Memlûklular'ın elindedir, Mercidabık zaferi (1516) sonrası kesin olarak Osmanlı hâkimiyetine geçer. Kazı çalışmalarında bulunan sırlı seramikler, genelinde kazıma tekniği ile bezenmiş, tek veya çok renkli sırlı örneklerdir. Çoğunlukla 12.-14. yüzyıllar arasına ait olan seramiklerde, ithal örneklerin yanı sıra, yerel olduğunu düşündüğümüz, ortak bir bezeme, renk ve teknik dünyasına ait gruplar önemli bir yer tutar. Bu çalışmada, yayınlardan bilinen Bizans ve Türk dönemi seramiklerinden farklı motif ve üsluptaki örneklerin Divriği'ye hâkim gruplardan hangisinin yerel üretimi olduğunun sorgulanması amaçlanmıştır.
CUMHURIYETIN BIRINCI YÜZYILINDA ANADOLU’DA TÜRK DÖNEMI ARKEOLOJI ÇALISMALARI, 2023
Bu eserin tüm yayın hakları, Türkiye Bilimler Akademisi'ne aittir. Yayıncının yazılı izni olmadan kısmen veya tamamen basılamaz ve çoğaltılamaz. Eserden kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. Kitabın dil, bilim, etik ve hukuk açısından bilimsel sorumluluğu yazara aittir. Türkiye Bilimler Akademisi'nin sorumluluğu bulunmamaktadır.
EKEV AKADEMİ DERGİSİ, 2021
Bitlis İlinin merkezinde kayalık bir alan üzerinde yer alan Bitlis Kalesi'nde 2020 yılı kazı çalışmalarında ele geçirilen çini ve seramik buluntuları çalışmamızda ele alınıp incelenmiştir. Kazı çalışmaları sırasında ele geçirilen en yoğun buluntu gruplarının başında seramikler gelmektedir. Alandaki az sayıda çini ise bölge açısından oldukça dikkat çekicidir. 2020 yılında yapılan çalışmalarda saray olarak düşünülen alanı bölen bir duvar ile sur duvarıyla bitişik boyuna dikdörtgen bir mekâna ait duvar kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Alanı bölen duvarın kuzeydoğu köşesinde yer alan depolama kapları bu mekânın ambar olarak kullanıldığını göstermektedir. Seramiklerin yanı sıra ambar mekânında yemek pişirmek için kullanılan büyük bir tandır da bulunmuştur. Depolama kaplarında görülen formlar sırsız seramiklerin farklı işlevlerle kullanılmış olabileceğini de düşündürmektedir. 2020 yılı çini ve seramik buluntuları bazı örnekler dışında mimari kalıntılar, sikkeler ve diğer kazı buluntularından elde edilen veriler sonucunda 17.yüzyıl ile 19.yüzyıl Geç Osmanlı dönemine tarihlendirilmiştir.
2019
Keykubadiye Sarayi’nda 2015 yilinda gerceklestirilen kazi calismalarinda cesitli tur ve ozelliklerde cok sayida buluntu ele gecmistir. Buluntular arasinda ciniler ilk sirada yer alirken, seramikler de azimsanamayacak kadar cok sayida ornek teskil etmektedir. Seramiklerin buyuk cogunlugu sirsizdir. Kiremit kirmizisi veya krem renkte hamurdan imal edilen sirsiz seramiklerin geneli kirik olup, iki ornek saglam, bir tanesi de kismen saglamdir. Saglam olan orneklerden ikisi testidir. Bunlar yumurta biciminde govde ve tek kulplu gorunumleriyle form olarak benzerlik gosterirken, boyun ve agiz yapilariyla farklilik arz etmektedir. Kismen butuncul olarak ele gecirilen seramik ise kandildir. Arka kisminda kucuk kirik bulunan kandil, acik formludur. Bu ornekler disinda cogunlugu teskil eden kirik parcalar ise form vermemektedir. Sirsiz seramiklerde susleme yok denecek kadar azdir. Suslemeli olan az sayidaki ornekte kazima ve baski teknigi ile yapilmis cesitli motifler gorulmektedir. Sirli sera...
Selçuklu Medeniyeti Araştırmaları Dergisi
Konya'nın batısında yer alan Gevale Kalesi tarih boyunca önemli bir savunma yapısı olarak kullanılmıştır. Zamanla büyük bir bölümü tahrip olmuş ve metruk hale gelmiş olan kalenin, yalnız temel kalıntıları günümüze ulaşabilmiştir. 2013 yılından günümüze kadar devam eden kazılarda kaleye ait surlar ile müştemilatına ait çeşitli mekânlar gün yüzüne çıkartılmıştır. Bu kapsamda dönemin tarihine, kültürüne ve sanatına ışık tutacak taşınabilir nitelikte malzemeler de bulunmuştur. Malzemelerin önemli bir yekûnunu da genel olarak sırlı ve sırsız olarak iki gruptan meydana gelen seramikler oluşturmaktadır. Kalede yapılan kazı çalışmalarında antik dönemlere ait sırsız seramiklerin yanı sıra çok sayıda sırlı seramik de ele geçmiş olup, sırlı seramikler genel olarak 13. ve 15. yüzyıllar arasına tarihlendirilir. Bu çalışmada 2013 ve 2017 yılları arasında Gevale Kalesi kazılarında ortaya çıkartılan seramik kapların formları konu edilmiştir. Seramik kaplar; kâse, tabak, testi ve çömlek örneklerinden oluşmaktadır. Günlük kullanım ihtiyacını karşılamaya yönelik üretilen bu kaplarda farklı teknik ve malzeme kullanıldığı görülmektedir. Kaplar formlarına göre farklı bezeme özellikleri göstermektedir. Fakat çalışma kapsamında teknik ve bezeme özellikleri üzerinde durulmamış, çeşitli kap formları hakkında bilgiler verilip değerlendirmelerde bulunulmuştur.
ele geçen seramik, cam ve metal buluntular yüksek lisans tez çalışmamın konusunu oluşturmaktadır. Bu tez kapsamında çözümlenmesi planlanan ana sorular seramik, cam ve metal eserlerin üslup, form ve işlevsel özellikleri; kent, bazilika ve malzeme ile bağlantılı olarak tarihlendirme sorunları; Pamphylia Bölgesi ve çevresinde benzer seramik, cam ve metal eserlerin üretimi ve kullanımı içindeki yeri olmuştur. Seramik eserler 159 parça; cam eserler; 39 parça ve metal eserler 49 parçadan oluşmaktadır. Etütlük eserler Antalya Müzesi deposunda ve geri kalan tüm malzemeler Perge Kazı deposunda bulunmaktadır. Söz konusu malzemelerin önce el ile, daha sonra dijital ortamda çizimleri yapılmış ve işlevlerine göre gruplanmıştır. İşlevleri belirlenen malzemeler kendi içlerinde tipolojilere ayrılarak kataloglanmıştır. Çeşitli form ve işlevlere sahip bu malzemeler diğer merkezlerdeki paralel örneklerle analojik olarak karşılaştırılarak değerlendirilmiştir. Perge Antik Kenti, M.S. 250 civarında Pamphylia'nın metropolisi olmuştur. M.S. 431 Efes Konsili'nde Perge ve Side ayrı birer metropolit kenti sayılmış, M.S. 6. yüzyılda Perge metropolis ünvanını yitirmiş, Attaleia vilayetin metropolisi olarak yerini almıştır. Kent, M.S. 7. yüzyılda artan Arap ve Sasani baskı ve tehditlerinden dolayı Akropolis'e taşınmıştır. Side, Sillyon ve Perge sikkelerinde M.S. 622/3 yılı ve sonrasında ciddi bir kesinti olması, Pamphylia kentlerine yönelik yapılan saldıları kuvvetli kılmaktadır. Nitekim Perge'de ele geçen sikkelerde Anastasius döneminden (M.S. 491-518), II. Constans dönemine (M.S. 641-668) kadar 200 yıllık bir periyod kesintisiz olarak izlenmektedir. Kazı çalışmalarından sonra bazilika mimarisinin açığa çıkması ve ele geçen mimari plastik eserlerin incelenmesi ile kilisenin 5.-7. yüzyıllarda kullanıldığı son verilerle tespit edilmiştir. Perge Güney Bazilika, daha erken tarihli yayınlarda 4. yüzyıla tarihlenirken, yapılan son çalışmalar ile 5.-7. yüzyıllara tarihlendirilmektedir. Tez kapsamında ele alınan seramik, cam ve metal buluntular da bu kronolojiyi destekler veriler içermekte, buluntuların çoğunluğu 5.-7. yüzyıllar arasına tarihlenmektedir.
Öz Olba kazılarında farklı bölgelerinden ele geçen seramik buluntular arkeometrik yöntemler kullanılarak incelenmiştir. Öncelikle kodlanıp fotoğraflanarak belgelenen örneklerin renk değerleri L*a*b* renk sistemi kullanılarak belirlenmiştir. Örneklerin petrografik özellikleri ince kesit optik mikroskop analiziyle, kimyasal yapısı da XRF ve SEM-EDX analizleri ile belirlenmiştir. İnce kesit optik mikroskop analizi ile seramikler; matriks/agrega içeriği, agrega türü/ dağılımı/boyutu, gözenekliliği ve matriks kil yapısının özelliklerine göre gruplandırılmıştır. Seramiklerin pişirim sıcaklıkları 750-950°C arasında olmalıdır. Bazı örneklerin agrega içeriğinde tuğla kırığı parçaları da belirlenmiştir. Seramik örneklerin hammadde içeriğini kumtaşlarından ayrışmış yerel kayaç kırıkları oluşturmaktadır. Seramiklerin Sr ve Zr içeriklerine göre, üretimlerinde çoğunlukla karasal olmak üzere karasal/denizel hammadde karışımı kullanılmış olmalıdır. XRF analizi sonuçlarına göre seramik örnekler 2 grup halinde sınıflandırılmıştır. SEM-EDX analizi, seramiklerin gövde ve astarlı yüzeylerinin homojen bir yapıya sahip olmadığını göstermiştir. Anahtar Sözcükler: Olba, Arkeometri, Antik Seramik, Seramik Analizleri, XRF, SEM-EDX.
Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2020
ÖZET: Bu çalışmada 2007 yılından bugüne devam eden Divriği Kalesi kazılarında ele geçen sırlı seramik buluntular tanıtılmıştır. Alanda stratigrafik bir çalışma yapmak mümkün olmadığından, Kalenin tarihçesi seramik buluntular açısından önem taşımaktadır. Divriği ile ilgili tarihi bilgiler, bölgedeki Sasani-Bizans mücadelesi ile başlar. III. Mikhael’in, 9. yüzyıl ortalarında gerçekleştirdiği Anadolu seferi sonucunda Divriği, Bizans İmparatorluğu’nun eline geçmiştir. Bizans hâkimiyetindeki Divriği Pavlikanlar’ın merkezidir. Divriği’de Türk hâkimiyetinin ne zaman başladığı ise kesin bilinmemektedir. 1142’de, Mengücek Devletinin parçalanmasından sonra, Mengücek Süleyman Şah’ın payına düşen Divriği, Mengücekoğulları’nın Divriği kolunun başkenti olmuştur. 13. yüzyılın ikinci çeyreğinde Anadolu Selçuklu Devletinin hâkimiyet alanında yer alır. 14. yüzyıl başlarından sonlarına kadar Divriği’nin tarihine dair fazla bilgi bulunmamaktadır. Bu yüzyılda Sivas, İlhanlılar’a sonra da Eretnaoğulları’na tabi olmasına rağmen, Divriği Memlûklular’ın elindedir, Mercidabık zaferi (1516) sonrası kesin olarak Osmanlı hâkimiyetine geçer. Kazı çalışmalarında bulunan sırlı seramikler, genelinde kazıma tekniği ile bezenmiş, tek veya çok renkli sırlı örneklerdir. Çoğunlukla 12. – 14. yüzyıllar arasına ait olan seramiklerde, ithal örneklerin yanı sıra, yerel olduğunu düşündüğümüz, ortak bir bezeme, renk ve teknik dünyasına ait gruplar önemli bir yer tutar. Bu çalışmada, yayınlardan bilinen Bizans ve Türk dönemi seramiklerinden farklı motif ve üsluptaki örneklerin Divriği’ye hâkim gruplardan hangisinin yerel üretimi olduğunun sorgulanması amaçlanmıştır. Anahtar sözcükler: Divriği Kalesi, beylikler, seramik, sırlı, yarı mamül, yerel üretim. ABSTRACT: The subject of this study is the glazed potteries found in the Divriği Castle excavations from 2007 until today. The history of the castle is important in terms of the potteries. Historical information about Divriği begins with the Sassanian-Byzantium conflict in the area. Divriği has become the capital of the Divriği Branch of Mengujeks after 1142. In the second quarter of the 13th century, it was under the dominance of the Anatolian Seljuks. In the 14th century, Divriği belonged to the Mamluks. Ottoman Empire has gained dominance over Divriği only after the Mercidabık Victory (1516) for certain. The glazed pottery finds found during the excavations are, in general, ornamented with the incised and are monochrome or polychrome glazed examples. In addition to the exported examples, the groups belonging to a common world of decoration patterns, colour and technique that is thought to be local are of importance among the pottery finds, which mostly belong to the 12th – 14th centuries. This study aims to *Bu makale, 24-26 Ekim 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilen 22. Uluslararası Orta Çağ ve Türk Dönemi Kazı ve Sanat TarihiAraştırmaları Sempozyumu’nda sunulan “Divriği Kalesi Kazısı Sırlı Seramik Buluntuları” başlıklı bildiriden geliştirilerekhazırlanmıştır. ** Dr. Öğr. Üyesi, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü. e-posta: [email protected],ORCID:0000-0002-8542-021X 136 Divriği Kale Kazısı Sırlı Seramik Buluntuları: İlk Sonuçlar ve Yerel Üretim İzleri identify the groups dominant in Divriği that produced the local examples with different motifs and styles compared to the better-known pottery examples during Byzantium and Turkish periods. Keywords: Divriği Castle, beyliks, pottery, glazed, half-production, local production.
Art-Sanat, 2022
'nde yer almaktadır. Şavşat Kalesi'nin ilk olarak hangi uygarlık döneminde inşa edildiği tartışma konusudur. Ancak 19. yüzyılın ortalarına kadar kale içinde yaşam kesintisiz devam etmiştir. Tarihi gizemli olan bu kalede arkeolojik kazı ve restorasyon çalışmaları 2009 yılında başlamıştır. Şavşat Kalesi'nde yapılan kazılarda mimari kalıntılar ile çeşitli küçük buluntuların yanı sıra çok sayıda sırlı ve sırsız seramik parçalar da gün yüzüne çıkartılmıştır. Seramik buluntuların çoğunluğunu sırsız grup oluşturmaktadır. Bu grupta kâse, çömlek, pişirme kabı, ekmek tepsisi, maşrapa, küp, testi, kapak ve lazımlık gibi değişik türden kaplara ait parçalar yer almaktadır. Seramiklerin hamur gruplarında çeşitlilik görülmekle beraber yoğunluğu kırmızı renkli hamur oluşturmaktadır. Bu çalışmada 2016-2017 yıllarına ait Şavşat Kalesi kazısında bulunmuş olan kâse, çömlek, maşrapa, tepsi, kapak, lazımlık, küp ve testiden oluşan sırsız seramikler ele alınmıştır. Bu seramikler 13.-15. yüzyıllara tarihlendirilmekle birlikte örneklerin büyük bölümü Şavşat Kalesi'nin yönetiminde söz sahibi olan Hristiyan Bagratlı sülalesi döneminde üretilmiştir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
KÜTAHYA ARKEOLOJİ, SANAT TARİHİ ve TARİH ARAŞTIRMALARI KÜTAHYA ARCHAEOLOGY, ART HISTORY and HISTORICAL RESEARCHS, 2019
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi 41 (2017) 91-112, 2017
SDÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Aralık, S. 48, ss. 41-60, 2019
Selçuk Üniversitesi edebiyat fakültesi dergisi, 2023
KÜTAHYA ARKEOLOJİ, SANAT TARİHİ ve TARİH ARAŞTIRMALARI KÜTAHYA ARCHAEOLOGY, ART HISTORY and HISTORICAL RESEARCHS, 2020
Akdeniz Sanat Dergisi, 2019
DergiPark (Istanbul University), 2023
Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi Cilt: 1 Sayı: 1, 2012
Sinop - Balatlar Kazısı ve Buluntular I, 2023
Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 2023
ODÜ Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 2021
EDEBİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ
Harran ve Çevresi, Arkeoloji, 2019
Ege Dünyası Liman Kentleri Sikke, Mühür ve Ağırlıkları / Port Cities of the Aegean World Coins, Seals and Weights, Edited by ÜNAL, Ceren et al., 2018
Karen-karadeniz araştırmaları enstitüsü dergisi, 2022
Türkiye bilimler akademisi kültür envanteri dergisi, 2015