Yer Üzerine: Felsefi Hermenötik Bir Yaklaşım

Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi: Geçmişten Günümüze Metodoloji Çalışmaları Bildiriler Kitabı, 2021

The aim of this study is to question in what sense the hermeneutic thought that emerged in the context of critics of positivism can be related to Islamic thought or in which channel the paths of these two ways of thinking can intersect. First of all, in order to make this investigation more understandable, a historical and methodological analysis and comparison of two different intellectual media such as positivist and hermeneutic, which are active in today's truth debates, will be made. The purpose of this analysis and comparison is to emphasize that philosophical hermeneutics, which takes various discourses of truth seriously in the global world and makes it the main goal to reduce subjectivity as much as possible by establishing a dialogue between the different interpretations revealed by this diversity, cannot be ignored in the context of Islamic thought. As a matter of fact, hermeneutic thought, which has the basic problem of correctly reaching, understanding and interpreting the meanings underlying the texts, and Islamic thought seem to have a common problem. While making sense of this common problem, hermeneutic thought's investigation of the truth from the concrete existential world of life rather than objective and ideal questioning draws our attention to the medium where Islamic thought's paths intersect with hermeneutic thought. The positivist method tries to place the investigation of truth in an ideal and objective context by examining the practical life world of man within the framework of fixed, unchanging and quantitative criteria. Contrary to this context, hermeneutic thought, on the other hand, prioritizes different interpretations and interpretations that do not ignore the qualitative context of the truth inquiry, emphasizing the temporal character of the truth inquiry, based on the inevitability of change in practical life. We claim that how Islamic thought can be positioned in these two different methodological attitudes in truth debates can be reconsidered in the context of the hadith on his return from a battle, the Prophet said: “We are finished with the lesser jihad; now we are starting the greater jihad.” In the context of this claim, the main argument of this study is to emphasize that the investigation of truth, which is based on the moral responsibility of the individual in the concrete human life, is more important and essential than the search for ideal and objective truth in Islamic thought. In the global World, the idea of dialogue between different truth discourses and the moral confrontation that takes place on the axis of this dialogue are priority and important. It is argued that moral confrontation contributes to the updating of the current methodologies of Islamic thought and can provide the opportunity to be productively involved in the solution of global common problems.

CERN European Organization for Nuclear Research - Zenodo, 2021

Tarih nedir? Tarihyazıcılığı'nda izlenecek metod nasıl olmalıdır? Tarih-felsefe ilişkisi nedir ve ne zaman başlamıştır? gibi sorular bütün tarihçilerin günümüzdeki sorunsallarındandır. Bilindiği üzere antikiteden 18. yüzyıla kadar tarih pek de bilim dalı olarak görülmüyor ve menkıbeye dayalı bir anlayış ile yazılıyordu. Bu sebeple Aristo gibi filozoflar tarih alanını küçümsüyor ve edebiyatın en alt dalı olarak değerlendiriyordu. Felsefenin tarih ile ilgilenmesi ile birlikte tarih bilim hâline gelmiştir diyebiliriz. 18. yüzyıl ile birlikte modern tarihyazıcılığı başlamıştır. Felsefenin eleştirel düşünüş metodunu alan tarihçiler yeni bir kavram ile karşılaşıyordu. "Hermenötik (Yorumbilim)". Bu kavram aynı zamanda tarihçileri interdisipliner çalışmaya yönlendiren yeni bir ide idi. Tarih biliminin doğa bilimleri gibi nesnel olmadığını bütün toplum bilimciler kabul etmektedir. Çünkü tarihçilerin muhafaza ettiği belgeleri kendi sosyo-kültürel yapının anlayışına göre yorumlama ihtimali yüksektir. Yani tarihçiler içinde yetiştikleri toplumun tinine (geist) göre olay ve olguları yorumlayabilmektedir. Çalışmamda tarihçilerin tarihi olayları nasıl yorumladıkları dile getirilmiş ve nesnelliğe tam olarak ulaşamasalar da bunu minimize edebilmek için neler yapmaları gerektiği ifade edilmiştir.

Siyasal Kitabevi, 2023

Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dergisi, 2022

Etik Beyanı / Ethics Declaration: Bu makalede bilimsel araştırma ve yayın etiği ilkelerine riayet edilmiştir. Makale etik izin gerektirmeyen bir çalışma olup en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir./ In this article, the principles of scientific research and publication ethics are respected. The article is a study that does not require ethical permission. It has been reviewed by at least two referees and was confirmed that it did not contain plagiarism.

Felsefi Bir Eylem Olarak Yazmak, 2018

Bu çalışmanın temel amacı, yazma eyleminin felsefi değerlendirmesini yapmaktır. Çalışma yedi bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm konuya giriş niteliğindedir. Bu bölümde çalışmanın sayıltıları, sınırlılıkları, konuyla ilgili yapılmış diğer çalışmalar ve problem durumu hakkında bilgi verilmektedir. İkinci bölümde çalışma için yapılan araştırmanın yöntem anlatılmıştır. Üçüncü bölümde yazarın ve eylem varlığı olarak insanın dünyadaki varlığı T. Mengüşoğlu'nun ontolojik görüşleri esas alınarak açıklanmıştır. Ardından eylemin felsefi olma koşulları incelenmiştir. Felsefi açıdan yazma eyleminin durumu ve insanın neden yazma eyleminde bulunduğuna ilişkin yargılarda bulunulmuştur. Dördüncü bölümde yazmanın düşünme, okuma ve konuşmayla olan ilişkisi tartışılmıştır. Beşinci bölümde yazma eylemi ve yazar üslup, özgürlük, sorumluluk ve gerçeklik kavramları açısından değerlendirilmiştir. Altıncı bölümde yazmanın felsefe eğitimindeki önemi ve düşünme eğitimindeki yeri hakkında bilgilendirme yapıl...

Müzik Araştırmalarında Bilimsel Yöntem ve Yaklaşımlar, 2022

Yayınevinin yazılı izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve dağıtımı yapılamaz. Nobel Akademik Yayıncılık, 2011 yılından beri "tanınmış uluslararası yayınevi" statüsündedir.

İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi- Uluslararası Çevre ve Din Sempozyumu, 2008

ÖZET · Bu bildiri çevre olayına, hemen hemen bütün kadim din ve kültürlerde şu ya da bu adla anılan hilı.7net (bilgelik) nazanyla bakmayı önennektedir. Bunun için önce hikmet kavramı tanımlanacak ve daha sonra da çevre ile ilişkili olarak hikmet anlayışına paralel bir şekilde din, felsefe ve bilim gibi bilgi çeşitleri arası bir çalışma yapılması gerek-tiği vurgulanmaktadır. Bildiri aynı zamanda, insanların hikmet anlayışına paralel bütüncü bir bakış açısı kazanmadan sadece parçacı ve lokal yaklaşımlarla çevre problemlerine köklü çözümler getirilemeyeceğini savunmaktadır. Bu yüzden bildiride, çevre koruma kavramı yerine ekoloji. kavramının kullanılmasının daha doğru olacağını dile getinnektedir. Sonuç olarak da çevre problemlerine kalıcı ve sürdürülebilir çözümler bulmanın öncelikle din eğitimi ile birlikte çevre bilinci ve sorumluluğu kazandınlmış nesiller yetiştionekle mümkün olacağı yargısına ulaşılınıştır.

Çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü dergisi, 2021

Many poets in our classical literature wrote eulogy to Suleiman the Magnificent. But Fuzuli's eulogies had a special place. In Fuzûlî's divan, there are eulogies written to Suleiman the Magnificent, especially the "Gül Kasidesi". The subject of this article is the analysis of the morphological features of the poet's eulogy titled "This is a tarik and kesr-i nafsdür and Mukaddime-i medh-i Padişâh-ı 'asrdur", which praises Sultan Süleyman the Magnificent in the masnavi of Leylâ vü Mecnûn.The art of simile could not be detected in the four couplets of the 23 couplet ode. When the similes are classified according to their subjects, the majority of those that include the subjects of right and law, the laws and the laws have attracted attention. In addition, shah, sultan, sultan; palace, building; similes related to sky, sea and earth have also been determined.

Mimari fenomenoloji, Modern mimarlığın kartezyen ve soyut mekân algısına karşı, tasarımı ‘yer’e özgü, olarak yeniden yorumlamanın yollarını arar. Bu çalışma, ODTÜ yerleşkesi ve Mimarlık Fakültesi yapısı üzerinden, ‘yer’ kavramını araştırır. ‘Yer’in bileşenlerini sorgulayarak fenomenolojik bir değerlendirme yapar. Çalışmanın amacı, bu bağlamda bileşenleriyle ‘yer’ kavramını analiz etmek, ve ‘yer’in potansiyel anlamını ortaya çıkaran olguları tanımlamaktır. Bir ‘yer’in anlamı, insanın ‘yer’i algılaması ve deneyimlemesiyle açığa çıkarılabilir ve görünür kılınabilir. Bu bağlamda çalışmanın yöntemi, hermenötik fenomenolojidir. Bu çerçevede yapılı çevreyi deneyimler, analiz eder ve elde ettiği bir dizi olguyu kategorize ederek ‘yer’in anlamını ve bileşenlerini ortaya koyar. Çalışmada ODTÜ yerleşkesi ve Mimarlık Fakültesi kesitinde algılanan ve deneyimlenen olgular, ‘yer’in konsepti başlığı altında ‘grid’ ve ‘doku - yapı’, ‘yer’-leşme başlığı altında ‘topografya’, ‘sınır’ ve ‘yeşil doku’, ‘yer’in tektoniği başlığı altında ‘tekniğin örgütlenmesi’, ‘mimari elemanlar’, ‘malzeme’, ‘detay’ ve ‘yer’in karakteri başlığı altında ‘zaman’ ve ‘gelenek - etnografya’ kavramları üzerinden incelenmektedir.