Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
3 pages
1 file
Bekleme mahalline açılan kapıdan İstasyon Şefi girer. Bir, elinde resmi istasyon feneri, öbür elinde de far, tomar gazete vardır. O zamanın istasyon şefi kılığındadır. Başında bir kabalak vardır. Paltoludur. Sakalı, saçı uzamıştır. Kunduraları, pantolonunun paçaları karlıdır. Sahneye girince fenerini söndürür. Bir gözü kördür. Ayaklarını yere vurarak karlarını silker. Paltosunu çıkarır, bir sandalye üzerine atar. Gazete tomarları hâlâ elindedir. Telgraf makinesinin başına geçer, trenin geçtiğini diğer istasyona bildirir. Sonra döner, mangaldaki tencerenin kapağını kaldırır, duman savuran tencereyi kapatır. Gazeteleri hâlâ -unutmuş gibielinde tutmaktadır. Hususi dairesine çıkan kapıyı açıp seslenir.) İstasyon Şefi : Nerdesin? Buraya bak! (Üst kattan karısının ayak sesleri duyulur. Merdivenlerden inen terlik sesleri gelir. İstasyon Şefi, koltuğunda unuttuğu gazeteleri bırakmadan üzerine paltosunu attığı sandalyeye yığılır. Ve o sırada, hususi dairesine açılan kapıdan karısı girer. 27 -28 yaşlarında, etine dolgun, muhteris yüzlü, yeşil baş örtülü ve uzun beyaz entarilidir. Kırmızı, kadife, kısa bir hırka giymiştir. Ağır hareketlerle bütün vücudunu sallayarak yürümekte ve aynı eda ile konuşmaktadır. Kocasının altından, üzerine oturduğu paltoyu çekip alır, duvardaki çiviye asar. Sonra mangaldaki tencerenin kapağını kaldırıp bakar ve etrafına göz gezdirir. Bir şeyler arıyor gibidir.)
AYIK Kitap, 2022
Joseph Nicolosi, Benjamin Kaufman ve Charles Socarides tarafından kurulan Ulusal Eşcinsellik Terapi ve Araştırma Derneği’nin geleneğini ürdüren Terapötik Seçim ve Bilimsel Bütünlük İttifakı’nın resmi yayını olan İnsan Cinselliği Dergisi, özelde cinsel yönelim ve cinsel kimlik odağında genelde insan cinselliği alanında bilim dünyasına ve topluma yönelik bilgi paylaşımına adanmış bilimsel bir dergidir. Derginin birincil hedefi bu alanda düşünsel çığır açan araştırmaları paylaşmaktır. İnsan Cinselliği Dergisi, istenmeyen eşcinsel çekim yaşayan ve/veya kendi biyolojik cinsiyeti, cinsel kimliği ve değerleri arasında çatışma yaşayan bireylere yönelik çalışmalara özellikle önem göstermektedir. Eşcinsellik konusunda söylenmeyenlerin, dile getirilmeyenlerin, baskılananların, tecrit edilenlerin ve alternatiflerin sesi olmayı amaçlayan dergi, politik ve ideolojik baskılara karşın eşcinsel çekiminden memnun olmayanlara ve konunun ilgilisine esasında başka bir ihtimalin mümkün olduğunu gösteren araştırmalara ve terapötik rehberliğe bilimin ışığında öncülük ediyor. İnsan Cinselliği Dergisi hak sahibi David Pruden onayıyla yayınlanan bu seride, derginin önde gelen kuramsal ve uygulamalı çalışmalarını siz kıymetli okuyucunun istifadesine sunmaktan memnuniyet duyuyoruz.
Jineps Gazetesi
TDK Sözlüğü: '1. isim Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu, ulus 2. Bir yerde bulunan kimselerin bütünü, herkes.' Şeklinde tanımlıyor, Millet kavramını. Şüphesizdir ki millet sözcüğünün onlarca tanımı vardır. Bu da tek bir tanımda neredeyse birleşmenin mümkün olmadığının bir göstergesidir. Ancak biz, millet kelimesini irdelerken kimin, nasıl tanımladığına girmekten çok Adıge dilindeki Lhepkh (лъэпкъ) kelimesi ekseninde ele almaya çalışacağız. Etimolojik ve morfolojik açıdan kelimeleri irdelerken zaman zaman kullandığım bir ifadem vardı: Dil insanla konuşabilmelidir. Lhepkh (лъэпкъ) kelimesi de tamda buna güzel bir örnek. Kelime adeta insanla konuşuyor, yani insana kendisini anlatıyor. Öncelikle Lhepkh (лъэпкъ) kelimesini etimoloji, morfoloji ve semantik yönleriyle ele almamız gerekmektedir. Lhı (лъы) kelimesinin kan anlamına geldiğini; Lhe (лъэ) kelimesinin de erkeğin çiftleşmesi anlamında kullanıldığı gibi ayağın, kalçadan parmaklara kadar ki ayak uzvunu da ifade etmektedir. Yani lhe (лъэ) kelimesi bize vücut bulmanın, varlığın kandan geldiğini ifade etmektedir. Yüce kitap: ِﻣ ﻦ ْ ا ﻹ ْ ِ ﻧ ﺴ َ ﺎ ن َ ﺧ ﻠَ َ ﻖ َ ﻋ َ ﻠ َ ﻖ ٍ : O insanı 'alak'dan yarattı. 1 Alak kelimesinin etimolojisi ise 'a lhıkh' kelimesidir ki bu kelime Adıge dilinde kan pıhtısı anlamına gelmektedir. Lh (лъ) sesi, ses değişimine uğrayarak telaffuzunda birbirlerine çok yakın olan L sesine evirilmiştir. Ayrıca Adıge dilinde, sülale anlamında kullandığımız lhekho (лъэкъо) (ayak) sözcüğünün anlamı irdelendiğinde kho (къо) kelimesinin oğul anlamına geldiğini de düşünerek bir evlilikten doğan oğul(lar) şeklinde anlamak yanlış olmayacaktır. Böylece hem sülale hem boy ve hem millet kelimelerinin kökeni kan anlamındaki Lhı (лъы) kelimesinden neşet etmiş olması son derece manidardır. Hatta Millet kelimesindeki-le sesinin etimolojisi 1 ﻋ ﻠَ َ ﻖ ٍ (Alak): Kan pıhtısı
Endülüs isminin kökeni kesin olarak tespit edilmiş değildir. Kelimenin yaygın olarak İberik yarımadasının güneyine ve Kuzey Afrika’ya yerleşen Vandallardan türediği düşünülmektedir. Bu bakış açısına göre Endülüs’ün Vandal ülkesi anlamına gelen Müslümanlar tarafından İberik yarımadası için kullanılan bir isim olduğuna inanılmaktadır. Fakat bu konuda bilim adamları arasında görüş birliğinden söz etmek mümkün değildir. Endülüs adı, “Hispania” karşılığı olarak ilk defa fetihten sonra basılmış bir sikke üzerinde görülmüştür. Hristiyanların XI. yüzyılda yarımadayı geri almaya başlayınca bu isim sadece Müslümanların kontrolü altındaki topraklara verilir olmuştur. Bu zamana kadar Vandalucia, Endeliş, Atlantis ve Landahlauts’dan türediğine dair dört muhtemel köken ileri sürülmüştür. Anahtar Kelimeler: Endülüs, Vandalucia, Atlantis, Endeliş, Landahlauts. On the Etymology of Word “Andalusia” The etymology of the word “Andalusia” is uncertain. The word is opularly thought to be derived from the Vandals, the Germanic tribe who settled in the Southern Iberia and Northern Africa. According to this point of wiev, it is believed that the name Andalusia, Arabic for “Country of the Vandals,” was originally applied to the entire Iberian Peninsula by the Muslims. However, scholars are by no means in agreement. After the lslamic conquest of Spain, the name of Andalusia firstly appears in coin inscriptions as the Arabic equivalent of Hispania. As the Christians began to reconquer the peninsula in the eleventh century, the name was used only to describe the area still under the Muslim control. Up to the present, four possible etimologies have been put forward suggesting that it has been derived from Vandalucia, Andalish, Atlantis and Landahlauts. Key Words: Andalusia, Vandalucia, Atlantis, Andalish, Landahlauts.
Milletlerin ad verme geleneğinde, sosyal, kültürel ve siyasî tabakalar arasında zamana göre değişebilen farklı anlayışlarla karşılaşılmaktadır. Türk kişi adlarını, adın veriliş sebebi, anlamı, görevi, dil bilgisi özellikleri gibi hususları göz önünde bulundurarak değişik biçimlerde sınıflandırmak ve değerlendirmek mümkündür. Türkiye Türklerinde ise adların dinî, kültürel ve siyasî eğilimlere göre tercih edildiğine tanık olunmaktadır. Bu makalemizde Dede Korkut Kitabı'nda altıncı destan olarak yer alan Ḳañlu Ḳoca Oġlı Ḳan Turalı Boyundaki merkezî kadın kahraman Selcen adının anlamı, kökeni ve destan metnindeki bağlamı gibi hususlar üzerinde durulacaktır. Dede Korkut Kitabı üzerinde çalışan ve Arap harfli metni yayımlayan Korkutşinasların "Salcan", Selcen, Selcan gibi farklı biçimlerde okudukları bu adın kökeninin değerlendirileceği bu makalede, Selcen sözünün tarihî ve çağdaş Türk Lehçelerindeki kullanımları da örneklerle açıklanacaktır. Anahtar Kelimeler: Selcen kelimesinin kökeni, Türk kişi adları, destan, Dede Korkut ABOUT THE NAME OF "SELCEN" Abstract: In the tradition of naming nations, different understandings are encountered between social, cultural and political strata that can vary according to time. It is possible to classify and evaluate Turkish person names in different forms by taking into account the reasons for the name, meaning, function and grammatical characteristics. In Turkish Turks, it is observed that names are preferred according to religious, cultural and political tendencies. This article will focus on the meaning, origin and context of the name of Selcen, the central female heroine in Ḳañlu Ḳoca Oġlı Ḳanṭuralı which takes place as the sixth epic in the book of Dede Korkut. In this article in which the origin of this name will be evaluated by Korkutşinas working on the book of Dede Korkut, publishing the Arabic letter text and reading this name in different forms such as "Salcan", Selcen, Selcan, the usage of the word Selcen in historical and contemporary Turkish dialects will be explained with examples.
TÜRK EDEBİYATI ESERLER SÖZLÜĞÜ (TEES), 2021
Osmanlı Araştırmaları, XXIV, Prof. Dr. Nejat Göyünç Armağanı, 3, ed. H. İnalcık–İ. E. Erünsal–H. W. Lowry–F. Emecen–K. Kreiser, İstanbul, s. 321-332., 2004
To try to define a science is the most demanding issue. Keeping in minde this, this paper is more than a clear-cut enterprise to define Kalam, rather it tries to give an outline within which a nex definition is a must to be developed. Accordinly, some definitions of Kalam have been given to form a base on which new definitions are to be developed and evaluated. Our study is a preliminary to this definition and in much need of its readers contribution. Sunuş İslâm dininin inanç esaslarının temellendirilmesi ve savunulması gibi çok ö-nemli bir görevi üstlenmiş bulunan kelâm ilminin, bu fonksiyonunu günümüzde ne ölçüde yerine getirdiği meselesi, üzerinde tartışılması gereken bir konudur. Kelâm ilminin içinde bulunduğu durumun belirlenmesi, bu ilmin gerçekte icra etmesi gere-ken fonksiyonun neresinde olduğunun tespiti açısından büyük bir önem arz eder. Kelâm ilminin yüklenmesi gereken misyonun belirlenmesi için de şu anki durumu-nun irdelenmesi gerekir. Bu ilmin bugünkü konumuna yöneltilen eleştiriler bir hayli yekün tutmaktadır. Bunları başlıca şu şekilde özetlemek mümkündür. 1. Kelâm ilmi, ortaya çıkan gelişmelere paralel olarak kendini yenileyemediği için farklı kesimlerin anlayışına İslâmiyeti sunamamakta, çeşitli düşünce ve ideolojiler karşısında inanç konularını yeterince savunamamaktadır. 2. Kelâm ilmi muhaliflerin temel kabullerinden hareket ettiği için daha çok reddiye üslûbunda bir söylem benimsemektedir. İnkârcı gruplar arasında yaygınlık kazanan fikir ve anlayışları deşifre etmesi inananların zihinlerin-de şüpheler oluşmasına sebebiyet vermekte ve böylece dini-ahlakî hayatı zayıflatmaktadır. 3. Tartışma ve cedel usûlünü kullanan kelâm ilmi pratik hayattan uzak teorik esaslar üzerinde durur. 4. İnsanın psikolojik ve duygusal yönünü ihmal ettiğinden iman hayatını bes-leyememiş, sadece soyut ve zihinsel argümanlara dayalı faaliyet yürütmüş ve dolayısıyla halkın ihtiyaçlarına cevap verememiştir. Kelam Arastirmalari Dergisi Digitally signed by Kelam Arastirmalari Dergisi DN: CN = Kelam Arastirmalari Dergisi, C = US, O = Kelam Arastirmalari, OU = Kelam Arastirmalari Date: 2004.02.07 22:31:49 +02'00'
THE JOURNAL OF WORLD WOMEN STUDIES, 2024
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
ADI DESTAN OLAN ŞAİR MAHTUMKULU, 2024
AYRANCIM GAZETESİ SAYI 18, 2021
Uluslararası Türk Kültür ve Sanatı Sempozyumu, 2020
(TEES) Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, 2022
Dik Gazete, 2023