Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
23 pages
1 file
Öğretim Teknolojileri dersi Öğretim Teknolojilerinin Tarihsel Gelişimi sunumu
Social Sciences Studies Journal, 2022
Sanat eserlerinin toplanmasının ortaya çıkışı oldukça eskiye gitmektedir. Ancak gerçek müze fikrinin gelişimi Batı'da oluşmuştur. Helenistik dönemde Delphi, Apollon, Olimpia ve Zeus kutsal alanlarına verilen kutsal adak eşyalarının buralarda birikmesi sonucu bu tür mabetler birer ünlü sanat galerisi hâline gelmişlerdir. Öyle ki, zenginler bu eserleri görebilmek adına buralara akın etmişlerdir. Bu eserler arasında iyi işlenen heykelcikler büyük bir grubu oluşturmaktadır. Mısır'ı işgal eden Yunanlılar da koleksiyonlar yapmışlardır (Su, 1948: 71'den akt. Südor, 2006: 25). Antik Yunan dönemi tapınaklarında sanat eserlerinin ve değerli nesnelerin sergilenerek halkın da ziyaret edebildiği mekânlar haline getirilmesiyle bu tapınaklar, modern müzecilik için ilk adımları oluşturmuştur. Antik Yunan tapınakları birer modern müze prototipleridir. Terminolojik olarak da Yunanca "mouseion" kelimesinden gelen müze, bilimler tapınağı anlamına gelmektedir. Dünyada ilk müze fikrinin ortaya atılmasıyla birlikte İskenderiye Kütüphanesi ile başlayan tarih, günümüze kadar uzanan merdivenin ilk basamağını oluşturmuştur. Tarih boyunca bir statü göstergesi olarak uygarlıkların değerli nesneleri toplaması ile gelen koleksiyonerlik, eserlerin sergilenmeye başlamasıyla birlikte günümüzdeki müzecilik anlayışının temellerini oluşturmuştur. Sergileme kültürünün yayılması, beraberinde müzelerin açılması ve halka açık sergilerin gerçekleştirilmesi ile müzeler; kültürün taşıyıcısı ve koruyucusu kurumlar haline gelmiştir.
Özet: Bu çalışmanın amacı, öğretim teknolojilerinin tanımı ve tarihsel gelişimi ile ilgili bir alanyazın yansıması gerçekleştirmek ve yapılan alanyazın taraması ışığında, alandaki yavaş ilerlemenin arkasındaki nedenlerle ilgili bir tartışma yürütmektir.
2009 yılı itibarıyla Avrupa’da 500 milyon nüfus ve bu nüfusa karsılık 230 milyon araç bulunmaktadır [1]. Bu rakamlar Avrupa’da her 1000 kisiden 460’ının araç sahibi oldugunu göstermektedir. Lüksemburg, zlanda ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde bu oran 600 aracın üzerindedir [2]. 2010 yılı itibariyle 6,8 milyarlık dünya nüfusuna karsılık toplam tasıt miktarı ise yaklasık 900 milyondur. 2020 yılında 1,1 milyar tasıta karsılık 7,5 milyar nüfus olacagı tahmin edilmektedir. 2030 yılında 1,3 milyarlık ve 2050 yılında ise 2,0 milyarlık bir tasıt pazarından bahsedilmektedir [3]. Ülkemizde ise bugün yaklasık 15 milyonluk tasıt parkına sahiptir. Yani her 1000 kiside 202 kisinin tasıtı ve 101 kisinin otomobil bulunmaktadır [TUIK, 2011]. Bu rakamlar Türkiye’de araç sahipliginin artmaya devam edecegini göstermektedir.
2019
Teknolojinin ortaya çıkışından itibaren teknolojinin ne olduğu ve tarihi ile ilgili birçok eser yazılmakta ve fikirler ortaya atılmaktadır. Teknoloji tarihi yazıcılığı kapsamında düşündüğümüzde bir teknolojik aletin gelişim evresini ele almak istiyorsak zaman ve mekân gibi kriterleri göz önünde bulundurmamız gerekmektedir. Bu çalışmamızda teknolojinin ne olduğuna dair görüşler ile teknoloji tarihi yazıcılığında nelere dikkat edilmesi gerektiği ele alınacaktır.
Özet Türkiye'de öğretim teknolojilerinin bugünkü durumu incelendiğinde, son yıllarda bu alana olan ilgide ve bu konudaki kurumsal ve akademik çalışmalarda artış olduğu gözlenmektedir. Öğretim teknolojileriyle ilgili yapılan çalışmalarda Türkiye'de eğitim ve öğretimin bugünkü koşullarını daha iyi anlayabilmek ve geleceğe yönelik araştırmalara yön verebilmek için tarihin yol gösterici özelliğinden faydalanılması gerekmektedir.
Isguc The Journal of Industrial Relations and Human Resources, 2007
Özet: Bu çalışmada Sanayi Devriminin bir karakteristiği olan makina kırma eylemlerinin Osmanlı İmparatorluğu'ndaki örnekleri, arşiv belgelerini izleyerek tespit edilecektir. En çarpıcı örneğini İngiltere'deki Luddite hareketinin oluşturduğu bu kitlesel eylemler bölgesel ya da ülke boyutunda gerçekleşmiş, uzun süreli olmuş ve devletin sermaye lehine bir tavır almasıyla neticelenmiştir. Sanayileşmeyi hedefleyen her toplumda ortaya çıkan bu tür eylemlerin İmparatorluğu'ndaki benzerleri çoğunlukla işsizlik ya da ücret düşüklüğü gerekçesinden kaynaklanmıştır. Sermaye ve beşeri sermaye kaybı gerekçeleriyle gerçekleştirilen eylemlerin örneklerinin azlığı, yerli sermaye birikimi yetersiz bir toplum olmasından kaynaklanmıştır. Bu eylemlerin ortak özelliklerini olayların yayılma eğilimi göstermemesi; kısa süreli olması ve hakkaniyet çerçevesinde çözüme kavuşturulmuş olması şeklinde tespit edebiliriz. Bu olayların sonucunda ise Osmanlı Devleti'nin sermaye lehine ve emek aleyhine herhangi bir politika gütmediği görülmektedir. Sanayileşme çabasının özellikle yabancı yatırıma büyük ölçüde ihtiyaç duymasına rağmen, yabancı sermayenin devletin destek ve güvence sağlaması yönündeki alışkanlık ve beklentilerine karşın, devlet bu konuda toplumsal çıkar ve itirazları dikkate almış, sermaye sınıfının isteklerini adalet süzgecinden geçirmiştir. Anahtar Kelimeler: Makina kırma eylemleri, Teknolojiye direnç, Teknolojik işsizlik, Osmanlı'da teknolojiye direnç, Osmanlı'da yabancı sermaye
mimoza.marmara.edu.tr
Tarihten Geleceğe İletişim Teknolojileri, 2020
Tarihten Geleceğe İletişim Teknolojileri başlıklı bu çalışmam, iletişim teknolojileri konusunda yayımladığım ilk kitabımdan yaklaşık yirmi yıl sonra kaleme alındı. Bu süre içinde şüphesiz hem iletişim teknolojilerinde hem de bende önemli değişiklikler oldu. Yirmi yıl önce “yeni” sıfatıyla kutsanan iletişim teknolojilerinin bir bölümü artık tarih oldu. Ben de bu süre içerisinde teknoloji çalışmalarında tarihsel yaklaşımın önemini daha çok kavradım. Bu nedenle, başlıkta da görüleceği gibi, bu çalışmam günümüz iletişim teknolojilerine tarihsel bir perspektifle bakmayı amaçlıyor. Son yirmi yıl göstermiştir ki Türkiye’de iletişim fakülteleri, iletişim teknolojileri konusunu giderek daha çok önemsemişler ve bu konuya ders programlarında mutlaka yer vermişlerdir. Bu çalışmamın tüm iletişim akademisyenlerinin ve öğrencilerinin ilgisini çekeceğini umuyorum.
Üniversite araştırmaları dergisi, 2021
Bu çalışmada bilim ve teknoloji arasındaki ilişki tarihsel örnekler üzerinden değerlendirilmiştir. Bilim son zamanlarda genel olarak teknolojiyi de kapsayacak şekilde kullanılmasına karşın bu çalışmada bilimi teorik, teknolojiyi ise pratik insan faaliyeti olarak tanımladık. Bu iki alan arasındaki ilişki tanımlama çabası Antik Dönem'deki tekhne-episteme ayrımına kadar götürülebilir. Bilim ve teknoloji arasındaki ilişkiye dair pek çok araştırmacı kafa yormuştur. Özellikle sosyologlar, filozoflar meslekten doğa bilimlerinden gelen bilimciler ve mühendisler bu konu hakkında yorumlarda bulunmuşlardır. Bu araştırma programları sonucunda ikisi arasındaki ilişkinin hiyerarşik ve hiyerarşik olmayan modelleri ortaya atılmıştır. Ben de bu yazıda bu modellere kısaca değindim. Bundan sonra bilim ve teknoloji tarihinden üç örnek vererek bu modellerden hangisinin tarihsel örneklerle daha uyumlu olduğu tartıştım. Bu örnekler: 1) balistik bilimi-topçuluk, 2) Termodinamik-buharlı makine ve 3) Yapay seçilim-doğal seçilim. Her üçü de esasen modern bilimin ürünleridir ve birincisi mekanik bilimiyle, ikincisi ısı bilimiyle ve sonuncusu biyoloji bilimiyle alakalıdır. Sonuç olarak bu makalede bilim ve teknoloji ilişkisinin hiyerarşik olmadığı, birbirleri ile yakından irtibatlı olduğu ve birbirlerini karşılıklı olarak etkiledikleri savlanmıştır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
A Festschrift in Honour of Ekmeleddin Ihsanoglu, 2021
Tarih Bilimi ve Metodolojisi, M. Yaşar Ertaş ed., İstanbul, İdeal Yayıncılık., 2019
Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2023
KURAMDAN UYGULAMAYA KELİME ÖĞRETİMİ İÇİNDE TEKNOLOJİ DESTEKLİ KELİME ÖĞRETİMİ UYGULAMALARI, 2022
Kültür ve İletişim, 2006
Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, 2004