Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Junianus Justinus Tarih kitabında konuyu şu şekilde anlatmaktadır: (I, 6); "Doğrudur, çok eski zamanlarda Mısır kralı Vezosis (Sesostris) ve Skythia kralı Tanay (Tanaus) varmiş: onlardan birincisi sefer düzenleyerek, Pontus'a kadar gelmiş, diğeri ise Mısıra kadar gitmiştir." [2.1] İskitlerin çok büyük ve görkemli olan eylemlerini anlatırken kökenlerinden başlamalıyız; 2 çünkü imparatorluklarından daha az ünlü olmayan bir yükselişleri vardı; ne de kadınlarının cesur eylemlerinden çok erkeklerinin yönetimiyle ünlüydüler. 3 Erkekler Partlar ve Baktriyalıların kurucuları olduklarından , kadınlar Amazon krallığına yerleştiler ; 4 Öyle ki, erkek ve dişilerinin işlerini kıyaslayanlar için, hangi cinsin daha seçkin olduğuna karar vermek zordur. 5 İskitlerin ulusu her zaman çok eski olarak kabul edildi;...
Asimetrik bilgiden kaynaklanan finansal piyasa aksaklıkları, firmaların yatırımlarını finanse etmekte kullandıkları dışsal fonların maliyetini artırmakta, içsel fonların maliyeti ile dışsal fonların maliyeti arasında bir fark ortaya çıkmaktadır. Bu şartlar altında, firmalar ya hiç dışsal fon temin edememekte ya da dışsal fonlara yüksek maliyetlerle erişebildiklerinden yatırımlarının maliyetleri artmaktadır. Finansal kısıtlı- lık olarak adlandırılan bu durum, firmaların yatırımlarını ve nihai olarak ekonomideki toplam yatırımları ve refah düzeyini olumsuz etkilemektedir. Bu çalışmada, Türkiye’de finansal kısıtların firma yatırımları üzerindeki etkilerinin analiz edilmesi amaçlanmaktadır. Bu çerçevede, Türkiye imalat sanayiinde faaliyet gösteren ve hisseleri Borsa İstanbul’da (BİST) işlem gören 125 imalat sanayii firması üzerine odaklanılmakta, 1998-2010 dönemini kapsayan ve finansal kısıtlı olduğu öngörülen 76 firmaya ait dengeli bir panel veri seti kullanılmaktadır. Bulgular, Türkiye imalat sanayiinde faaliyet gösteren firmaların finansal kısıtlarla karşı karşıya bulunduğunu ve yatırımlarının finansal kısıtlardan olumsuz etkilendiğini ortaya koymaktadır. Buna göre, söz konusu firmalar yatırımlarını finanse ederken önemli ölçüde içsel fonlara (nakit akışları) bağımlı olmaktadır. Financial market failure, originated from asymmetric information, increase the cost of external funds that firms use to invest, and there will be a gap between the costs of internal and external finance. In this case,investment cost for firm increases because of either firms’can not obtain external funds or they can obtainexternal funds with high cost. This situation defined as financial constraint affects firms’ investment, aggregate investment and welfare in economy ultimately.In this study, it is aimed to analyze the effect of financial constraints on firm investment and to evaluate policy recommendations developed for eliminate these possible unfavorable effects. In this framework, this study concentrates on firms that operate in Turkish manufacturing industry and that are quoted in Borsa İstanbul (BİST). A balanced panel data set that contains 125 firms and ranges from 1998 to 2010 is used. Findings reveal that, firms operating in Turkish manufacturing industry are faced with financial constraint and their investments are adversely affected by financial constraints. Accordingly, these firms are severely dependent on internal funds (cash flows) when financing their investment.
ŞİİRDE MEKAN MEKANDA ŞİİR, 2024
Tevfik Fikret'in şiirlerinde mekân hususu araştırılmıştır.
ÖZ Küresel ölçekte kitlesel göçlerin ve sığınma hareketlerinin yaşandığı günümüzde Türkiye çok sayıda mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Eskişehir de Suriye'ye sınır olan illere ve büyük şehirlere göre daha az Suriyeliye ev sahipliği yapmakla birlikte uydu kentlerden biri olduğu için ev sahipliği yaptığı şartlı mülteci sayısı her geçen gün artmaktadır. Mültecilerin ve Suriyelilerin şehrin toplumsal yaşamında daha çok yer almaya başlaması, ev sahibi toplum ile mülteciler ve Suriyeliler arasındaki etkileşimi gündeme taşımıştır. Ev sahibi toplumun mülteciler ve Suriyelilerle ilgili algılarının biçimlenmesinde medyanın önemli bir yeri vardır. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı Suriyelilerin ve şartlı mültecilerin Eskişehir yerel basınında nasıl temsil edildiklerini irdelemektir. Çalışmada 2000-2016 dönemdeki haberlerin analizi yapılmıştır. Bulgulara göre Eskişehir'deki yerel gazetelerin konuyu ele alış biçimleri ve yoğunlukları farklılık göstermektedir. Eskişehir'de artan Suriyeli sayısına paralel olarak haber sayısında da artış söz konusudur. Gazetelerin Suriyelilere ilişkin haberlerde daha olumsuz bir bakışa sahip oldukları, şartlı mülteciler ve özellikle Suriyelilerle ilgili haberlerin makro düzeydeki siyasi tartışmaları güçlü bir biçimde yansıttığı görülmüştür.
2011
ÖZET Selçuklular Farsçayı edebiyat dili haline getirince Farsça altın çağını yaşamağa başladı. Fars dili ve edebiyatının bu dönemde büyük gelişme ve yayılma göstermesi ile İran dışında, özellikle Irak ve Azerbaycan'da güçlü yazarlar ve şâirler yetişti. Selçuklu sultanları Fars şiirine büyük ilgi gösterip, bu dil ile eser veren şâir ve yazarları himâye ederek, teşvik ettiler. Selçuklu devlet adamları ve komutanlarının da aynı çabayı göstermeleri Fars şiirini ulaşabileceği en yüksek noktaya çıkardı.
XIII. International Turkish Art, History and Folklore Congress / Art Activities, 2019
Sait Faik is known as an important master of history in Turkish Literature in the Republican period. The subject of society and the value it gives to a person with its own style of the story is the subject. With the rich people in their stories, they brought the common lives of people we don’t feel in daily life, pushed into a corner, street tramps, fishermen and brought the concept of small person to Turkish story-writing. His love of the people who give spirit stories of soul is mostly directed at simple people, especially children. The author, who nourished the soul with this idea, tried to attract the attention of the readers rather than the event. He has shown himself like one of these people and has reflected them in his stories by observing them. In our literature and in our storytelling, like a person from the public, we are a simple, heartfelt and unpretentious author with human love. This is another indication that he is a master writer. Sait Faik brought to our storytelling the events, people and assets from everyday life rather than surprising events. This is a novelty in our storytelling. Besides, the originality of the narrative supports this innovation. He reflected the social realities as they are and emphasized that people's dreams were real, happy, unfair and lacked a free world. He defends a freedom in which man can do whatever he wants and doesn’t feel social pressure. The place where he lives also the ‘humanist’ point of view. According to him, a part of people carries the story in it. They have two different human frameworks as those who carry the story and have no story. In my stories there is often no particular character, a feeling, a human being. His types are those who think in general and are staring for a whole new life. Here is the most important factor that gives the essence and value of Sait Faik's stories is the love of society and people. Key Words: Sait Faik, human, society, love, reality.
dinbilimleri.com
Zenginler ve fakirler, tarihin neredeyse her döneminde biri en altta, diğeri ise en üstte olmak üzere toplumların temel ve dikkat çekici iki ana sosyal tabakasını / sınıfını oluşturmuşlardır. İslâm, servetin aşırı ve toplumsal dengeye zarar verecek derecede belirli ellerde toplanmasına izin vermese de bu iki sınıf, İslâm toplumlarının da her zaman temel gerçeği olmayı sürdürmüşlerdir. İşte biz bu çalışmamızda, Emevîler dönemi ağırlıklı ve merkezî olmak üzere erken İslâm toplumundaki zenginlerin ve fakirlerin durumlarıyla, zenginlik ve fakirlik ölçüleriyle ilgili hususları inceleme konusu yapacağız. Özellikle de Emevîlerin teb'ası arasında sosyal adaleti yaygılaştırıp yaygınlaştıramadığını tespit etmeye çalışacağız.
ÜLKEMİZDEKİ MADENCİ HEYKEL ve ANITLARI
arastirmax.com
Özet: Osmanlıda devlet adamlarının alim ve edipleri himaye etmeleri, onları konaklarında toplayıp ilmî, edebî sohbetler düzenlemeleri ilk dönemlerden itibaren bir gelenek halini almıştır. 19. yüzyılda ise bu gelenek daha da yaygınlaşmış, birçok devlet adamı, alim ve varlıklı kimsenin konağında düzenlenen toplantıların dönemin fikir hayatı üzerinde büyük tesiri olmuştur. Özellikle Sultan Abdülaziz devrinde Doğunun ve Batının meşhur alimlerinin aylarca misafir kalarak büyük itibar gördüğü konaklar, adeta birer akademi haline gelmiştir. Çoğu zaman bizzat konak sahiplerinin yönettiği toplantılarda ilmî, fikrî, edebî ve siyasî meseleler serbestçe tartışılmıştır. Konaklardaki bu ortam Doğu ve Batı düşüncesinin karşılaşmasını sağlamış, devrin siyasi şartlarının da yardımıyla bu karşılaşmadan Batı düşüncesi galip çıkmıştır. Bu sebeple konaklar, Osmanlı aydınları arasında Batı düşüncesinin yayılmasında önemli bir paya sahip olmuştur.
DEDE KORKUT Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 2015
Abdülaziz devri mirasyedisi olarak tabir edilen müsrif ve keyif ehli Hayrullah Efendi (1818-1866), bir hekimbaşı ve aynı zamanda tarihçidir. Babası, 1854'te vefat etmiş Hekimbaşı Abdülhak Molla'dır. "Hekimbaşılar" olarak tanınan köklü bir aileden gelir. Tanzimat döneminin ilk seyahat kılavuzu olarak bilinen Yolculuk Kitabı'nı (Avrupa Seyahatnamesi) yazmıştır. Ancak, kendisi daha çok Abdülhak Hamit Tarhan'ın babası olarak tanınır. Lükse düşkün olan Hayrullah Efendi'nin yaşam tarzı, 1870'li yıllarda yayımlanan ilk dönem mizah gazetelerindeki şık beyleri (centilmenler\sivilizeler) hatırlatır. Mirasyedi olmaları ile öne çıkan bu beyler, lüks tüketim alışkanlıkları, borçlanmaları ve parasızlıkları ile mizah gazetelerinin hedefi haline gelmişlerdir. Bu yazıda, Hayrullah Efendi'nin yaşam tarzı ile mizah gazetelerine yansıyan şık beylerin durumları karşılaştırılarak, benzer ve farklı yönleri ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Hayrullah Efendi, Şık beyler, sivilize, centilmen, mizah. Abstract Hayrullah Efendi(1818-1866) ,who was a self-indulgent spendthrift during the reign of Abdülaziz,was also a historian and the head physcian.Hekimbaşı Abdülhak Molla,who died in 1854 ,was his father.Hayrullah Efendi was a descendant of rooted "Hekimbaşılar" family.He wrote "Yolculuk Kitabı(Avrupa Seyahatnamesi)" which is the first trip guide in Tanzimat reform era.However,he is more well-known as Abdülhak Hamit Tarhan's father.His luxury addict life style reminds of the gentlemans(civilised men or "şık beyler") who were mentioned in the first humour newspapers that were published in Tanzimat reform era in 1870s.These spendthrift gentlemans were targeted by the humour newspapers due to their luxury addiction,indebtedness and poverty.In this article,Hayrullah Efendi's life style and the situation of the gentlemans which were mentioned in the humour newspapers are going to be compared with each other properly.Therefore, similar and dissimilar aspects are going to be addressed.
Özet Dünyadaki 1.6 milyar Müslümanın yaklaşık yarısı fakirdir. CGAP (2008,2009) tarafından yapılan anket çalışmaları göstermektedir ki Müslümanların yaklaşık yüzde 40'ı faize dayalı mikrokredi fonlarını dini sebeplerden dolayı reddetmektedir (Komi & Croson, 2013). Faizle borçlanmayı kabul edenler ise teminatları olmadıkları için bankalardan kredi çekememekte ve bu yüzden yerel para babalarına gitmektedirler ancak %40'dan başlayan yüksek faizlerle karşılaşmaktırlar. Bu çalışmanın amacı fakirlikle mücadelede finansal erişimin ötesine geçerek İslami mikrofinansı kullanarak çözümler bulmaktır. Bu çalışmada öncelikle geleneksel mikrofinansın ne olduğu, nasıl işlediği ve sorunları anlatılmıştır. Sonra İslami mikrofinansın mantığı, ürünleri ve ayrıca geleneksel mikrofinans ile İslami mikrofinansın farkları anlatılmıştır. Son olarak da İslami mikrofinansın dünyada gelişimi anlatılmış ve her iki mikrofinans türünün kurumlarının bulunduğu Endonezya'daki kurumların finansal olarak performans karşılaştırması yapılmıştır. Çalışmanın verileri CGAP ve Mix Market Database'den alınmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre dünyada İslami mikrofinansa olan talep ülkeden ülkeye değişmekle birlikte birçok ülkede %40 ve üzeri olduğu bulunmuştur. Endonezya'daki kurumlar karşılaştırıldığında İslami mikrofinans kurumlarının sayıca henüz çok daha az olduğu, maliyetlerinin daha yüksek olduğu ve getiri oranlarının da daha düşük olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Türkiye'de ise henüz İslami mikrofinans kurumu yoktur. Abstract Almost half of 1.6 billion Muslim in the world are poor. Surveys conducted by CGAP shows that 40% of Muslims refuse interest based microcredit loans because of religious reasons. And the ones who accept interest based loans are not able take credit from banks since they do not have collateral, therefore, they go to local money lenders but face high interests which are mostly from 40% to 200%. Traditional microfinance provided financial inclusion, but the purpose of this article is to go beyond financial inclusion by providing solutions from Islamic microfinance. In this paper, we firstly explained what traditional microfinance is, how it works and what problems it has. Then, we told the logic of Islamic microfinance, its products, and also the differences betweeen Islamic microfinance and traditional microfinance. Lastly, we explained the level of development of Islamic microfinance in the world and made a financial performance analysis of the both types of institutions in Indonesia. The data of the study is taken from CGAP and Mix Market Database. According to results of study, the demand for Islamic microfinance is found to be more than 40 percent in many countries. When the institutions in Indonesia are compared, it is found that number of Islamic microfinance institutions are much less, their cost are higher and their rate of returns are lower. And in Turkey, there is no Islamic microfinance institution yet.
Bu kitab›n bas›m, yay›m ve sat›fl haklar› Anadolu Üniversitesine aittir. "Uzaktan Ö¤retim" tekni¤ine uygun olarak haz›rlanan bu kitab›n bütün haklar› sakl›d›r. ‹lgili kurulufltan izin almadan kitab›n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay›t veya baflka flekillerde ço¤alt›lamaz, bas›lamaz ve da¤›t›lamaz.
İSLAM HUKUKU ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2016
Özet: Fıkıh literatüründe el-Mes'eletu's-Süreyciyye olarak bilenen ve çalışmamıza konu olan bu mesele bir talâk meseledir. Bu çalışma el-Mes'eletu's-Süreyciyye'nin suretini, kökenini, bu mesele etrafında cereyan eden tartışmaları konu edinmektedir. Çalışmamız bir giriş, üç bölüm ve bir sonuçtan oluşmaktadır. Birinci bölümde meselenin sureti işlenmektedir. İkinci bölümde meselenin kökeni ele alınmaktadır. Üçüncü bölümde ise bu mesele etrafında yapılan tartışmalar işlenmektedir.
Bir kültür unsuru olan falcılık, ve büyücülük, geçmişten bugüne isim veya biçim değiştirerek varlığını sürdürür. Eski Türk kültüründen bugüne meydana gelen bu değişimlerin neler olduğunun bilinmesi, falcılık, ve büyücülük, konusunun Türk kültüründeki yerinin ortaya konulması açısından önemlidir. Çalışmada eski Türk inançlarının ana hatları ile falın ve büyünün yeri, açıklanmıştır. Bu çerçevede de eski Türklerde fal ve büyü, çeşitlerine yer verilmiştir. Fal ve büyü, çeşitlerine yer verilen bu çalışmada Çanakkale Merkez ilçe ve merkeze bağlı Tahtacı-Türkmen köylerinde fal ve kara büyü, örnekleri araştırılmıştır ve eski Türk kültüründe bulunan fal ve büyü, çeşitleri ile karşılaştırılmıştır.
selçuklularda muvakkithaneler, 2021
İslam tarihi boyunca vaktin tayini ve namaz sürelerinin daha iyi bilinmesi adına kurulan muvakkithaneler, çeşitli devletlerde farklı isimler alarak varlığını uzun süre sürdürmüştür. Özellikle Selçuklularda bu yapıda hizmet eden muvakkitler müneccimbaşı olarak görev almaktaydı. Vaktin tayinini yanı sıra bu yapıda bilimsel çalışmaların da yapıldığı görülmektedir. Zaman kavramını daha iyi belirleme adına yapılan bu yapılarda farklı aletler de kullanılmıştır. Bu da bilimsel çalışmaların yapılmasını daha da hızlandırmıştır. Selçuklularda Nizamülmülk, Ömer Hayyam gibi isimler bu yapının gelişmesinde önemli rol almışlardır. Günümüzde az da olsa halen varlığını devam ettiren bu yapılar özellikle camilerin yanına kurulmuşlardır. Daha çok Osmanlı Devleti zamanında var olan bu yapılar tarihi yapılar için önem teşkil etmektedir.
Rahim Tarım Armağanı, 2022
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.