Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2024, The Journal of Academic Social Science Studies
https://doi.org/10.29228/JASSS.74246…
16 pages
1 file
Bu makale, İntihal.net tarafından taranmıştır. Bu makale, Creative Commons lisansı altındadır. Bu makale için etik kurul onayı gerekmemektedir.
Gülümsetirken elestirme gayretinin sonucunda sekillenen ironi, birey ve toplum yasamındaki aksaklıkların vurgulanması bakımından yapıcı bir yöntemdir. Kültürel varlığımızın tasıyıcılarından Karagöz, söz ya da durumların karsıtlık ve aykırılıkları ile varlık bulan ironik anlatım üzerinde sekillenir. Karagöz’deki ironi, ‘olan’ ve ‘olması gereken’ çatısması ve ‘söylenen’ ile ‘söylenmek istenen’ ikiliği üzerine temellenir. Kendi halinde, sıradan, ‘küçük adam’ların pratik yasam sorunları ve dıs dünya gerçeklikleri içerisindeki var olus mücadeleleri toplumsal sorgulama ile yanıtlanmaya çalısılır. Bu sorunsal yaklasım, sorulan sorular, alınan yanıtlar, yanıtlara yöneltilen yeni sorular seklinde soru-yanıt diyalektiği yöntemiyle gerçeklestirilir. Dalga geçme ya da doğrudan alay etme görünümündeki elestiri biçimi, güzele, iyiye, doğruya ulasma eğilimi ile bütünlenerek toplumsal ironinin düzenleyici bir islev kazanmasını sağlar. Karagöz’ün ana matrisi, kisinin kendi, karsısındaki kisi/ kisiler ve içinde yasadığı toplum düzeni ile yüzlesmesinin Türk tiyatro geleneği içerisinde yenilenerek sunulmasıdır. Karagöz, kisinin bildiğini sandığı seylere karsı uyanık olmasını sağlaması ve bir sey bilmezken bildiğini sanmanın tehlikelerine dikkat çekmesi bakımından da eğitbilimsel değere sahiptir. Anahtar Sözcükler: Đroni, birey, toplum, olan, olması gereken
Dil ve Edebiyat Araştırmaları, 2021
Türk düşünce tarihinin önemli isimlerinden biri olan Ziya Gökalp; sosyolog, fikir adamı kimliğinin yanı sıra şair olarak da karşımıza çıkar. Manzumeleri estetik olmaktan ziyade zamanın meselelerine yönelerek fikri önceler. Dönemin öncelikli meselesi ise dağılan devleti kurtaracak fikrî bir mecraya sokmaktır. Ona göre milliyetçilik bu yollardan biridir. Ulusal bilinci inşa etmek için Orta Asya’ya uzanan Gökalp millî destanlara, efsanelere, menkıbelere, mitolojiye yönelir. Kaynağını anlatılardan alan mitik mekân, sahip olduğu değerlerin üzerine yeni anlamlar yüklenerek hatıra ve hafıza oluşturmanın temel bileşeni hâline gelir. Uzak geçmişin ritüellerini, sembollerini, zaferlerini, kültürünü ön plana çıkaran ve mitsel anlamlar ihtiva eden bu mekânlar yeniden üretilerek bugün ile bağlantısı kurulur. Ziya Gökalp özellikle 1911-1915 yılları arasında kaleme aldığı şiirlerde mitik mekânları ele alarak ulus tandanslı toplumsal hafıza oluşturmaya çalışır. Çalışmanın amacı Ziya Gökalp’in manzumelerinde milliyetçiliğin romantik söylemlerinden biri olan mitik mekân unsurlarını tespit etmek ve tespit edilen mitik mekânların hafıza ve kimlik üzerindeki işlevini incelemektir. İlgili manzumeler bütünlük arz ettiği için kronolojik okuma yapılmıştır.
Uluslararasi Kibris Universitesi Fen-Edebiyat Fakultesi, 2017
2014
Toplumsal bellek, gecmisle bugun arasinda kurulan bir kopru gibidir. Kulturel, siyasal, ekonomik vb. degismelerin, sonraki kusaklara aktarilmasinda araci islev gorur. Bu cercevede toplumsal bellek kavrami, konuyla ilgili yapilan calismalarin yukselisinin nedenleri ve medya ve toplumsal bellek arasindaki iliskinin nitelikleri ele alinmistir. Calismada yontem olarak literatur taramasi ve dizi uzerinden inceleme yapilmistir.
2018
Distopya, şimdiki zamanın hâkim sosyal norm ve politik sistemlerinin eleştirisini içerisinde barındıran, uyarı niteliğindeki bir gelecek kurgusudur. Toplumu şekillendiren siyasi, ekonomik ve sosyal unsurların toplumsal hayata zarar verecek şekilde dönüştürülmesi üzerine kurgulanan distopyalar, 2. Dünya Savaşına uzanan sanayileşme süreci ile önem kazanmıştır. Bu dönemde, sanayileşmenin getirdiği yeni üretim ilişkileri ile toplumsal hayatta köklü değişikliklerin yaşanması ve “yabancılaşma”, “şeyleşme” gibi kavramların yanında Aydınlanma projesinin yarattığı krizler , distopya edebiyatına olan ilgiyi artırmıştır. Temelini tarih bilinci ile söylemden alan toplumsal bellek ise toplumsal kimliğin çerçevesini belirlediği gibi sürekliliğini de sağlayan kuşaklararası bir köprüdür. Tarih ile söylem, birbirlerini tarihsel süreçte sürekli olarak dönüştürmüş ve böylece toplumsal belleği de şekillendirmiştir. Bu durum, tarihin bir “varsayım” olarak kabul edilmesi gerektiğini gösterir. Nitekim şimdiki zamanın, geçmişe bakış ile görülebileceği, geçmişe de hep şimdiki zamandan bakıldığı düşünüldüğünde, tarihi “keşfedilmeyi bekleyen hakikat” olarak değerlendirmenin yanlışlığı ortaya çıkar. Geçmişin, bir Rus atasözünde ifade bulduğu üzere “öngörülemez” oluşu, tarihin değişken yahut değiştirilebilir nitelikteki yapısının güzel bir ifadesidir; öyle ki geçmiş, şimdiki zaman üzerinde öngörülemez etkilere sahiptir. Böylece pek çok distopya kurgusunda kendisine yer bulan söylemin yeniden üretilmesinin yanında tarihsel verilerin imhası, saklanması yahut manipüle edilmesi toplumsal belleğin ve akabinde toplumsal kimliğin dönüşümünü sağlar. Distopyalarda toplumsal belleğin kontrolü meselesine temel oluşturan iki soru bulunmaktadır: Toplumsal belleğe müdahalenin imkânı nedir ve distopyalardaki toplumsal belleğin kontrolü bize bir edebiyat incelemesinin ötesinde neyi verir? İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğrenci Temsilciliğince düzenlenen “Toplumsal Bellek” temalı öğrenci kongresinde sunulmak üzere hazırlanmış olan bu çalışma, bu iki temel sorunun akabinde George Orwell’ın 1984 romanı başta olmak üzere çeşitli distopya kurgularına atıfta bulunarak toplumsal belleğin oluşumunda tarih bilinci ile söylemin etkisini ve iktidarın bu konudaki rolünü inceleyecek, kurgu dünyasındaki söz konusu “bellek kontrolü” uygulamalarının gerçek dünyadaki “ütopik vaatlerle gelen totaliter rejimlerde” yaşanan karşılıklarına değinecektir. Küçükler, Suat Kutay. "Distopyalarda Toplumsal Belleğin Kontrolü". İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğrenci Temsilciliği Öğrenci Kongresinde Sunulan Bildiri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, İstanbul, Nisan 24-25, 2018.
Motif Akademi Halkbilimi Dergisi, 8 (15), 2015, 91-118., 2015
Öz: Toplumsal bellek, bir toplumun ortak deneyimleri sonucu edindiği bilgilerden oluşur. Bu ortamda depolanan bilgiler, birtakım tarihsel ve güncel konuların izlenebildiği birer kaynak niteliğindedir. Bu bilgiler ayrıca, yazılı ve sözlü edebiyat ürünlerine de kaynaklık edebilir. Böyle bir durum, söz konusu bilgilerin güncellenerek yeni kuşaklara aktarılmasında ve işlevsellik kazanmasında kolaylık sağlar. Bu çerçevede Kıbrıs'ın özellikle son yüz yıllık sürecinde yaşanan birtakım ideolojik ve politik gelişmeler, bir toplumsal bellek verisi olarak, Kıbrıs Türklerinin yazılı ve sözlü edebiyatlarında da yansımasını bulmuştur. Sözlü edebiyat ürünlerinden özellikle anonim nitelikte olanlar, ortak duyarlılığı yansıtmaları bakımından toplumsal bellek için ayrı bir öneme sahiptir. Bu açıdan Kıbrıs manilerinde de, Kıbrıs Türklerinin toplumsal belleğinde yer etmiş birçok ideolojik ve politik gelişmeyi görmek mümkündür. Bu çalışmada, Kıbrıs Türk manilerine yansıyan ideolojik-politik gelişmeler, toplumsal bellek bağlamında incelenmiştir. Söz konusu niteliklere sahip maniler, ortak özelliklerine göre dört gruba ayrılmış ve bu gruplar tespit edilen örneklerle desteklenmiştir. Anahtar kelimeler: Kıbrıs Türkleri, mani, toplumsal bellek, ideoloji, politika.
Çankırı Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2016
Bu calismada, bireyin toplumsal ozne olma konumunu pekistiren yeni medya araclarinin bu surecte nasil bir toplumsal iktidar alani actigina odaklanilmistir. Bu anlamda gunumuzde son derece karmasik bicimde gelisen iktidar biciminin anlasilmasi, bireyin yeni medya araclari ile kurdugu iliskinin okunmasiyla mumkundur. Gunumuzde yeni medya teknolojilerinin bireyi ag metaforuyla birlestirirken, bireysellestirmektedir. Kuresel surece eklemlerken atomize eden ve ozgurlestirirken iktidar bicimlerine daha acik hale getirmektedir. Ayrica kullanicilari kuresel olcekte yeni iktidar formlarina karsi daha asikâr hale getiren yeni durumun elestirel bir perspektifle anlasilmasi gerekmektedir. Yeni medya ve iktidar olma alani acma bicimlerini elestirel bir okumaya tabi tutacak calismamiz dort temel iktidar alani olan; teknolojik, siyasal, kulturel/ psiko-sosyal ve toplumsal iktidar tipleri, literatur taramasina dayali betimleyici cozumleme yontemi ile kuramsal duzeyde tartisilmaktadir.
Especially in recent years with increasing technology, developed in the context of social relations has become a subject of research by many disciplines in memory. In the historical process, to change memory and to be in a close relationship with space, memory has become an important research topic in the planning discipline. The memory is the most important bond between the individual and society. The memory which is occurred by the individual production and social relations, is affected by many external elements such as socio-economic conditions, life styles, traditions and at the same time effects the external elements. But this is not one-sided interaction. On the one hand, the elements in space change the memory, on the other hand changes in memory may change the use of space and the physical appearance of space. The most important areas are public spaces which is collective memory formation and effective in sustaining the relationship between indiviual and memory. On the public spaces which communities come together in order to express themselves and protect of the rights, interaction with the memory is very strong. In the study, the memory replacement is examined terms of the historical development of Taksim Square and Taksim Square Pedestirian Project, and discussed a critical perspective.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
EGE 12th INTERNATIONAL CONFERENCE ON SOCIAL SCIENCES, 2024
Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi, 2018
Türk Sosyologları ve Eserleri II, (Ed. Ertan Eğribel-Ufuk Özcan) Kitabevi Yayınları, İstanbul, 2010
Etnomüzikoloji Dergisi, 2023
Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Dergisi, 2016
Sosyoloji Notları, 2020
7. Uluslararası Lisansüstü Çalışmalar Kongresi, 2018
Turkish Studies, 2020
Uluslararası Türk Kültür Coğrafyasında Sosyal Bilimler Dergisi, 2022
Beykoz Akademi, 2022
Art-e Sanat Dergisi, 2020
Hilmi Ziya Ülken ve Sosyoloji Düşüncesi , 2021
Journal of International Social Research, 2016
Türkiye'de Modern Kimliğin İnşasına Bir Eleştiri: Hilmi Ziya Ülken Örneği, 2019
Social mentality and researcher thinkers journal, 2022