Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2023, DOSYA 52 TMMOB MO ANKARA ŞUBESİ
…
112 pages
1 file
Kullanım değeri; barınma; ev; yuva; aile; özel yaşamın gizliliği; kadının ve çocuğun korunması; komşu/ luk; mahalle/habitat; sosyal ağlar; toplumsalın inşası; yeniden üretim; sosyal, komünal, kooperatif, kolek- tif, enformal; dayanışma; yerinde kalma hakkı, güven/emniyet/korunma; insan hakkı; sağlık, eğitim, su, gıda, istihdam, sağlıklı çevre, yaşam hakkı; kent hakkı; iklim adaleti; sosyal adalet... Veya değişim değeri; mülkiyet; yatırım/spekülasyon; meta; finans varlığı/yatırım fonu; soylulaşma; kentsel yenileme/dönüşüm, yuvakırım; kentkırım; kapalı site, anklav; sosyal statü; ürün; inşaat, emlak, finans sektörleri, yan sektörleri; kara para; gözetim/denetim/disiplin; şiddet; makbul vatandaş; zorla tahliyeler; sosyo-mekansal ayrışma; adaletsizlik... Sayamadığımız daha nice çelişkili tanımları ama aynı zamanda geniş kapsamı, çoklu ilişkileri ve domino etkileriyle tahmin edeceğiniz üzere konuttan bahsediyoruz. Nereden baktığınıza, nerede durdu- ğunuza bağlı olarak her yanıt ve karşı-yanıtıyla aslında “Konut nedir?” sorusu çetrefil bir soru. Hem temel bir hak ama aynı zamanda bir ürün ve meta oluşunun yanı sıra hem kullanım değerini hem de değişim değerini barındırması çelişkilerinin kaynağı. Dosya’nın konutla ilgili bu sayısında yazarlarımız konutu farklı bağlamları, işlevleri ve etkileriyle irdeliyor.
KENT VE KRİZ, 2023
İnsanların barınma ihtiyacı, yeme içme ihtiyaçları gibi temel ihtiyaçlardandır. Barınma hususu, vücut sıcaklığını muhafaza edecek bir kapalı alana duyulan gereksinimin oldukça ötesindedir. Gereksinim duyulan barınak; sağlıklı koşullara sahip olan, emniyeti tesis eden, kişilerin mekân üzerinden kendilerini ifade ederek toplumsal ilişki kurmalarına olanak tanıyan konuttur. Konuta duyulan gereksinim bir haktır ve bu hakkın karşılanması uluslararası sözleşmelerde üzerinde sıklıkla durulan bir gereklilik olarak vurgulanmaktadır. Konut gereksiniminin karşılanamaması konut sorununa işaret etmektedir. Konut sorununun uzun süre çözümlenememesi ise konut krizine yol açmaktadır. Bu çalışmada konut krizi olgusunun açıklanması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda literatür taraması gerçekleştirilerek konut krizinin dünya genelinde nasıl şekillendiği ve bu krizin nelere sebebiyet verdiği irdelenmiştir. Konut kavramı başlı başına birçok alan ve disiplinle ilişki halinde olan bir kavramdır. Yine çok boyutlu bir olgu olan konut krizi ise bu çalışmada finansal ve toplumsal boyutları ele alınarak değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme, konut hakkının içerdiği çok yönlü gereksinim tanımlaması ile uyum göstermektedir. Böylelikle çalışmanın son kısmında incelenen, konut krizinin çözümüne yönelik geliştirilen çeşitli yöntem ve araçların üzerinde durulması ayrıca anlam kazanmaktadır. Çalışmanın araştırmacıların yanı sıra, konut politikası belirleyicileri ve uygulayıcılarına da katkı sunacağı umulmaktadır.
CEDESU2021/ 2nd International CITY and ECOLOGY Congress within the framework of sustainable urban development, 2021
Kent, bir yerleşim yerini tarif eden, kökeni Orta Asya'ya dayanan, öz Türkçe bir kelimedir. Antik dönemlerde cite, polis, medine ve kent kelimeleri birbirine yakın anlamlarda kullanılmıştır. Kent, bir yerleşim birimini, bir devleti veya belli bir uygarlık düzeyini ifade ederken aslında o toplum yapısını ve yönetim biçimini de göstermektedir. Bu bağlamda bir kültür yaratma alanı olarak kent, "mekan" kavramıyla ilişkilendirilir. Kent mekanı, sokaklar, meydanlar, yapılar, surlar vb. elemanların bir araya getirildiği bir tasarım ürünüdür aslında. Kent planlarının bir sanat formu olarak değerlendirilmesi, düşünce dünyasında yer bulmuş ve tartışılmış bir konudur. Hegel, kent ögelerinden söz ederek kent ve sanat arasındaki bağlantıyı en çok kuran kişi olmuştur. Eski Yunan kent dünyasını politik bir sanat ürünü olarak adlandırmış ve kentin kendisini "politik sanat" formu olarak tanımlamıştır. Kentin ve sanatın mekan olgusu çerçevesinde bir araya getirilmesi, mekanı temel bir öge olarak ele almayı gerekli kılar. Bu yaklaşımla bu metinde Aristoteles'in mekana dair düşünceleri ve bağlamları üzerinden yola çıkılarak mekan, kent ve sanat kavramlarının birbirleriyle olan ilişkilerine bir bakış açısı sunmaktadır. Kent Mekanının Tasarımı Üzerine Aristoteles, mekanı Platon'un soyut ve matematiksel yaklaşımından farklı olarak doğaya ait fiziki bir şey olarak ele almaktadır. Bunun için mekanı tanımlarken iki kavramdan söz eder; Topos ve Khora. Topos, bir cismin bir yerde bulunuşunu ifade etmektedir. Cisim ve mekan aynı anda bir arada vardır. Dolayısıyle, toposda boşluk söz konusu değildir. Boşluk, daha çok khora ile ilgilidir. Khora; Latince chora, kırsal alan, şehirdışı, sınırdışı ve boş alan gibi anlamlar taşır. Bu noktada topos sınırlandırılmış alan olarak "yer" kavramını, chora ise bu sınırların dışında kalan "boş" alanı ifade eder. Örneğin; Kariye kilisesinin adı Chora'dan gelmektedir; 536 Justinyen zamanına ait bir Roma-Bizans yapısı olan Kariye kilisesi, sur dibinde, kentin sınırları dışında inşa edildiği için bu adı almıştır.
nun 1'inci maddesine göre Türkiye'de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetler ile müzayede mahallerinde yapılan satışlar katma değer vergisine tabi bulunmaktadır. Dolayısıyla, bu çerçevede değerlendirilen konut teslimleri de anılan madde kapsamında KDV'ye tabi tutulmaktadır.
VAKIFLAR DERGİSİ
Özet Tokat sivil mimari alanında Anadolu'nun zengin kentlerinden birisidir. Geleneksel konut mimarisi açısından önemli bir yere sahip Sulusokak Semti içerisinde Osmanlı dönemine ait birçokyapı barındırmaktadır. İnceleme konusu olan konut bu yapılardan biridir. Günümüze kadar yeterince tanınmayan yapı plan ve süsleme özellikleriyle "Türk Ev" mimarisi içerisinde belirli bir konuma sahiptir. Konak, Cami-i Kebir Mahallesi Sulusokak Caddesi 18. sokak No:4 'te yer almaktadır. İki katlı bir plana sahip konağın cepheleri ve içi oldukça harap durumda olmasına karşın iç mekanındaki ahşap süslemeler dikkat çekmektedir. Yapının özel bir şahsa ait olan mülkiyeti son günlerde İl Özel İdaresi tarafından satın alınmıştır. Makalede söz konusu yapının mimari ve süsleme özellikleri incelenecek, Türk ev mimarisi içerisindeki konumu belirlenmeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Tokat, Osmanlı, Sivil Mimari, Geleneksel Konut, Ahşap Süsleme. Tokat is one of the richest cities in Anatolia in the realm of civilian architecture. There are a lot of buildings dating back to Ottoman period in Sulusokak Quarter which has an important place in terms of the traditional house architecture. The mansion which is the subject matter of this study is one of these buildings. It has a specific place in "Turkish House" architecture with its structure plan and decorations which have not been recognized until this present time. The mansion is located in Cami-i Kebir Quarter in Sulusokak Street, 18th Street at Number 4. Although the exterior and interior sides and the inside of the mansion, which has twostorey, are ruined, the wood decorations inside are remarkable. The privately-owned building was bought by Special Provincial Administration in the recent past. In the present study, the above mentioned building will be studied in terms of its architecture and decorations, and its place in Turkish house architecture will be tried to be determined. Key Words: Tokat, Ottoman, Civil Architecture, Traditional housing, Wooden decorations
Öz Bu çalışma, Nusayrîliğin Alevî-Bektaşî edebiyatındaki yerini belirlemek ve XVI. yüzyıl şairlerinden Derviş Muhammed Yemînî'nin Fazîletnâmesi'nde yer alan Nusayr-i Tûsî anlatısını incelemek üzere yapılmıştır. Aslında Alevî-Bektaşî toplumuyla Nusayrîlerin inanç faktörleri ve yaşam tarzları arasında büyük farklar vardır, hatta tespit edildiği kadarıyla bu tür edebiyatında Nusayrîliğin temas ettiği şairler de yok denecek kadar azdır. Çalışmada öncelikle bu tespit üzerine değerlendirmeler yapılmış, devamında Nusayr-i Tûsî anlatısı ele alınmıştır. İncelenen bu anlatının sonucunda ise Nusayrîliğin Hz. Ali tarafından bile hoş görülmediği, söz konusu görüşü savunan kişileri bizzat cezalandırdığı görülmektedir. Buradan hareketle, Nusayrîlik gibi uç noktada bulunan bir anlayışın, Alevî-Bektaşî gibi ılımlı bir çevrede kabul edilmeme gerçeği de ortaya çıkmış olmaktadır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Türklerde Çevre ve Şehircilik Medeniyetimizi Yaşatan İller, 2023
NUTUK 1927 iLK BASKI TBMM ARŞİVİNDEN KAYNAK OLARAK ALINMIŞTIR., 2023
KÜRESEL VE BÖLGESEL POLİTİKALAR ÇERÇEVESİNDE GÜNEY KAFKASYA DEVLETLERİ VE RUSYA İLİŞKİLERİ (2000-2015), 2022