Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
96 pages
1 file
Arka Kapak Yazısı - SORU VE CEVAPLARLA ERKEKLİKLER Mehmet Bozok Ataerkil erkeklikler günümüzün en can alıcı meselelerinden biri. Erkek egemenliğinin kadınlar ve queer bireyler üzerinde yarattığı yıkıcı sorunlar bunun en önemli göstergesi. Ancak ataerkillik, kadınlar ve queer bireylerin yanı sıra, erkek egemenliğinden yarar sağlayan erkeklere de zarar veriyor. Erkek egemenliği, erkeklerin tüm hayatlara zarar veren bir “üstünlük” yanılsaması yaşamalarına yol açıyor. Ataerkilliğin ortadan kalkması için erkekler de değişmelidir!.. Soru ve Cevaplarla Erkeklikler, erkekler ve erkeklikler üzerine temel tartışmaları, (pro)feminist bir yaklaşımla olabildiğince kapsayıcı bir biçimde, başlıca sorun alanlarını soru ve cevaplarla tartışan bir elkitabı. Erkekler, erkeklikler ve ataerkillik üzerine temel kavramlardan bu alandaki başlıca kuramlara, erkek sosyalizasyonundan erkeklerin gündelik yaşamlarına, ve ataerkilliğin kadınlar ve queer bireylerin yanı sıra erkekler üzerinde yarattığı sonuçlara değin uzanan geniş yelpazedeki birçok konuyu ele alıyor. Soru ve Cevaplarla Erkeklikler, ataerkil erkeklikleri sorgulamaya ve eleştirmeye başlamış okuyucunun yoluna ışık tutmayı hedefliyor.
Akdeniz Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Dergisi, 2022
Uzun yıllardır, akademisyen ve entelektüellerden oluşan, düşünce dünyası diyebileceğimiz bir dünyanın içinde yaşıyorum. Düşünce dünyasından kastım, bu dünyada düşüncenin kendi içinde bir değer ve hatta amaç olması. Bu dünyaya giren kişiden düşünce hayatı yaşaması, yani hayatının merkezine düşünme faaliyetini koyması, düşüncenin açıklayıcı ve dönüştürücü gücüne inanması beklenir. Bu, düşüncesini sürekli genişletmesi ve derinleştirmesi, düşüncenin önündeki çeşitli engelleri aşmaya çalışması ve eğer gerekirse düşüncesi uğruna – düşünceyi ciddiye aldığı için– belli riskleri göze alabilmesi anlamına geliyor. Bunlara itiraz olarak, böyle bir dünyanın gerçek Dünya'da olmadığı, kimsenin böyle saf bir düşünce hayatı yaşamadığı, düşünme faaliyetinin diğer faaliyetlerin ve kaygıların hep arkasından geldiği ve düşüncelerini geliştirmek uğruna risk alanların her yerde ve zamanda çok küçük bir azınlık olduğu söylenebilir. Ayrıca düşünme faaliyetinin kendisinin çoğu zaman görünmez olan içsel duvarların arasında gerçekleştiği, yani düşünen kişinin düşüncesinin duygusal, sınıfsal, dinsel, cinsel, etnik sınırlar tarafından farkında olmaksızın sınırlandırıldığı da düşünülebilir. Fakat bir ideal olarak düşünce dünyası bu türden itirazları da ciddiye alır, irdeler ve düşünce hayatı süren öznenin diğer dünyalarla birlikte kendi dünyasını ve hatta kendisini de nesneleştirmesini bekler. Bu ideal, en azından Sokrates'ten beri ve özellikle de düşünce dünyasının topluma ve devlete karşı belli bir özerklik kazandığı son iki yüzyıldır güçlü ve saygın bir şekilde hayatını sürdürüyor. Bahsi geçen saygınlığın ve itibarın kendine has gücünü, tam tersinden bakarak, örneğin bu ideale karşı saldıran kişilerin ve siyasal hareketlerin bayağı olarak görünmesinden ve tarihe adını öyle yazdırmasından da anlayabiliyoruz. Ben kişisel olarak bu özel dünyaya, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde (SBF) asistan olduğum 1999 yılının sonlarında girdim. O yılların SBF'si, Tuğrul Eryılmaz'ın bu seride çıkan yazısında2 bahsettiği 1960 ve 1970'lerin SBF'sinden epey farklıydı. Kadın öğrenci ve öğretim üyesi sayısı çok artmış, oran olarak yüzde ellilere ulaşmıştı. Fakat sayısal artıştaki değişimden daha önemlisi, kadın akademisyenlerin önemli bir bölümünün feminist olmasıydı. Feminizmle ilk gerçek karşılaşmam böyle bir ortamda, hatırladığım kadarıyla asistan olmamdan birkaç ay sonra gerçekleşti. Öğlen yemeğinden sonra kahve-sigara içip sohbet ederken bir şeyler söylüyordum ama kullandığım bir sözcük dışında ne konuştuğumu hatırlamıyorum. O sözcüğü hatırlıyorum, çünkü benim gibi asistan olan feminist bir arkadaşım beni sert bir biçimde, " bayan demeyeceksin, kadın diyeceksin! " diye terslemişti. O andan aklımda kalan ve unutması mümkün olmayan başka bir şey yaşadığım utanç. Kulaklarıma kadar kıpkırmızı kesilmiştim. Fakat bu sertlik, o günlerin utancı dışarıda tutulursa, kişisel olarak bana iyi geldi. Hızlandırılmış bir ders gibi düşündüğüm bu azar sayesinde, kelime seçiminin basit bir seçim olmadığını, arkasında devasa bir tarih ve güç hiyerarşisinin olduğunu, dolayısıyla o kelimenin yerine başka bir kelime kullanmayı seçerek, o tarihin bir parçası olmayı bırakma ve yeni bir dünyanın parçası olma kararı alındığını anlamaya başladım.
Feminist Tahayyül, 2023
2018
Yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızla ilerleyen ve 1990’lardan itibaren kendi başına disiplinlerarası bir alan olan erkek ve erkeklik çalışmaları, kuramsal açıdan pek çok öncü düşünürden faydalanmış olup kendine ait bilim insanlarının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Böylece bu alan günümüzde erkeklerle ilgili pek çok sosyokültürel ve siyasal meseleyi mercek altına almayı başarmaktadır. Bu yazı, erkeklik sorunsalını kapsamlı olarak tek bir metinde bulmanın zorluğundan dolayı erkeklik kavramının sorunsallaşma sürecini Freud, Jung, Adler ve de Beauvoir’ın tartışmalarıyla ele almakta ve ardından günümüz erkek ve erkeklik çalışmalarının kapsamını eril tahakküm ve hegemonyacı erkeklik kavramları ile açıklamaktadır. Bu doğrultuda, erkek-kadın ve/ya erillik-dişillik gibi ilişkilendirmelere dayalı ikici düşünce yapısının zamanının sona erdiği alanın kuramcılarının savları ile açıklanmaktadır. Günümüzde Türkçe olarak erkek ve erkeklik çalışmaları ile ilgili detaylı bir kuramsal çalışma henüz bulunmadığından, bu yazı alanla ilgilenen araştırmacılar için bilgilendirici ve yönlendirici bir platform sunar.
GÖÇEBE Fikir, Kültür, Sanat ve Edebiyat Dergisi , 2023
6 Şubat depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, yüce milletimize baş sağlığı diliyoruz...
Erkekliği Sorgularken Babalara Bakmak: Babalık İstenci, Değişen Babalık Rolleri ve Yeniden Üretim Alanında Erkek Olmak, 2021
Bu araştırma sosyal hizmetin temel müdahale alanlarından aileyi, Eleştirel Erkeklik Çalışmaları’nın bakış açısıyla incelemiş ve alana dair farklı bir yaklaşım sunmak istemiştir. Araştırmanın amacı görüşülen erkek katılımcıların “erkeklik” algılarının baba olarak sahip oldukları roller üzerindeki etkisini temel alarak babalık istencinin altında yatan nedenleri bireysel ve toplumsal boyutuyla ele alıp Türkiye’deki aile politikalarıyla ilişkisini kurmaktır. Aynı zamanda haklarında çok az araştırma yapılan tüp bebek yöntemiyle baba olmuş erkeklerle çalışılarak onların yeniden üretim alanındaki deneyimlerinin aktarılması ve erkeklerin babalık pratiklerinin “erkekliğin” dönüşümündeki olası etkilerini tartışmak da hedeflenmiştir. Araştırmanın amaçları doğrultusunda nitel araştırma yöntemlerinden fenomenoloji deseni kullanılmıştır. Katılımcılar amaçlı örnekleme yöntemlerinden benzeşik örnekleme tekniğiyle belirlenmiştir. Tüp bebek yöntemiyle baba olmuş, 8 farklı şehirden 23 erkekle derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilerek veriler toplanmış ve bu veriler Maxqda 2020 Project analiz programıyla betimsel analize tabi tutulmuştur. Çalışmanın bulguları “Kurucu bir unsur olarak erkeğin kendi babası”, “Babalık öncesi evlilik hayatı”, “Babalık istenci”, “Tüp bebek süreci”, “Gebelik süreci”, “İlk babalık dönemi”, “Babanın çocuğun hayatındaki yeri”, “Erkeğin kendine dair değerlendirmeleri” ve “Erkeklik” ve “Babalıkla ilgili sosyal politikalar” temaları altında toplanmış, her bir başlıkta katılımcıların deneyimleri aktarılmıştır. Araştırmada katılımcıların deneyim aktarımları sonucunda toplumdaki erkeklik ve babalık algılarının bir değişim sürecinde olduğu, erkeklerin –özellikle tüp bebek deneyiminin aracılığıyla- birer özne olarak yeniden üretim alanında daha çok bulunmaya başladıkları fakat kendilerini bu alana yeterince dahil hissetmedikleri anlaşılmıştır. Toplumsal dönüşümün kadın-erkek eşitliği üzerinden gerçekleşebilmesi için öneriler sunulmuş, babalık rolünün egemen erkeklik formunu olumlu yönde değiştirebilme kapasitesi sorgulanmıştır.
Internatonal Journal of Academic Value Studies, 2016
Ülkemizde Eleştirel Erkekler ve Erkeklikler İncelemeleri alanı toplumsal cinsiyet ve kültürel çalışmaları birleştiren ve gittikçe yaygınlaşan bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu makalede alanın kurucusu sosyolog ve ekonomist Jeff Hearn'ün kırk yılı aşkın süredir devam eden çalışmalarındaki "ulus ötesi" vurgu, farklı örnekle incelenmeye çalışılmıştır. Hızla değişen siyasi, kültürel, ekonomik konjonktürün de etkisiyle bizce bu tarz çok kültürlü çalışmaların önemi giderek artmaktadır. Hearn'ün feminizm içinde erkekleri eleştirel bir bakış açısıyla çalışırken başvurduğu ulusaşırılık, özellikle küresel pek çok değişimin odağında olan Suriyeli mülteciler konusunu Türkiye'de çalışırken başta sağlık ekonomisi ve mikroekonomi olmak üzere, organizasyon, toplumsal değişim ve kültürel etkileşimi anlamak açısından oldukça yararlıdır.
International Journal of Commerce, Industry and Entrepreneurship Studies (UTISGAD), 2021
Özet İnsanların temel ihtiyaçlarından olan saç bakım ve onarım faaliyeti hijyen açısından oldukça önemlidir. Bir meslek grubu olan kuaför işletmeleri insanların bu temel ihtiyacına hizmet vermektedir. Bu araştırmada, bir meslek grubu olan erkek kuaför işletmeleri özelinde yaşanan sorunlar ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri geliştirmek amaçlanmıştır. Bu maksatla; amaçlı örnekleme yöntemi kullanılarak Kahramanmaraş ilinde 50 erkek kuaförü, 2 Meslek Odası ve 2 Mesleki Eğitim Merkezi yöneticisi olmak üzere toplam (n=54) kişi ile iki aşamalı mülakat yapılmıştır. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden olgu bilim (Fenomenoloji) araştırma deseni kullanılmış, veriler ise içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Analiz sonucunda erkek kuaförlerinin sorun alanları belirlenmiş ve bu sorun alanlarına yönelik çözüm önerileri geliştirilmiştir. Elde edilen bulgular, mevcut literatür kapsamında tartışılmıştır. Abstract Hair care, which is one of the basic needs of humans, is essential in terms of hygiene. Hairdressing businesses, which are an occupational group, serve this basic need of humans. In this study, it is aimed to determine the problems experienced in men's hairdressing businesses, and to develop solutions for these problems. Two-stage interviews were conducted with 50 barbers, 2 Professional Chambers’ and 2 Vocational Training Center managers (n = 54) in Kahramanmaraş City using purposive sampling method. In the study, a qualitative research design phenomenology was used and the data were analyzed through content analysis method. As a result of the analysis, the problem areas of men's hairdressers were determined and solutions were developed for these problem areas. The findings obtained are discussed in the context of the current literature.
Mesela şiddet uygulayan ya da eşcinselleri hor gören bir erkek erkekliğin eleştirisini yapsa ne olur? Ya da o büyük soru: "Ataerkillikten en çok payı alanlar olan erkekler erkekliği neden eleştirsinler ki?"
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Kitap-lık 222, 12 Mart Romanları Dosyası, 2022
Modern Ataerkil Toplumsallaşma: “Erkeksi”, “Erkekçi” Kadınlar, 2010
Ege üniversitesi hemşirelik fakültesi dergisi, 2012
Kültür ve Siyasette Feminist Yaklaşımlar, 2020
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
MOMENT: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ KÜLTÜREL ÇALIŞMALAR DERGİSİ, 2021
ViraVerita (https://viraverita.org/yazilar/erkek-kategorisini-yeniden-dusunmek), 2021
Moment Dergi Erkeklikler 2
Akdeniz kadın çalışmaları ve toplumsal cinsiyet dergisi, 2024
Dini ve Toplumsal Boyutlarıyla Cinsiyet - I, 2012