Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2022, Erciyes üniversitesi iletişim fakültesi akademik dergisi
…
19 pages
1 file
Öz 'Post-truth' son derece genç bir kavramsallaştırma olmasına rağmen, içinde yaşadığımız dünyayı anlamak üzere sıklıkla başvurulan bir çözümleme aracına dönüşmüştür. Özellikle 2000'li yıllardan sonra yaygın kullanım alanına kavuşan 'post-truth' ile ilgili yayınların sayısı da geometrik biçimde artmaktadır. Ancak post-truth'un bir siyasal durum mu, tarih içinde bir kesit mi, bir zihniyet durumu mu, psikolojik bir fenomen mi yoksa bir eylem biçimi mi olduğu konusu belirsizdir. Kavrama dair yapılan tanımlar keyfi görünmektedir. Böylesine muğlak bir kavramın gündelik yaşamdan siyasal alana kadar pek çok sahada gündem olabilmesi sosyolojik teorinin kayıtsız kalamayacağı bir fenomendir. Belge analizi ve literatür taraması yönteminin uygulandığı bu çalışmada, post-truth fenomeni etrafında oluşan anlatıya, sosyolojik teori bağlamında eleştiri getirmeyi amaçlamaktadır. Post-truth kavramının bu denli yaygınlaşmasının sentetik müdahaleler sonucu ortaya çıktığı ve bu müdahaleler ile gerçekle bağdaşmayan anlatılar ortaya çıktığı düşüncesi, çalışmanın temel önermesini oluşturmaktadır.
Öz 'Post-truth' son derece genç bir kavramsallaştırma olmasına rağmen, içinde yaşadığımız dünyayı anlamak üzere sıklıkla başvurulan bir çözümleme aracına dönüşmüştür. Özellikle 2000'li yıllardan sonra yaygın kullanım alanına kavuşan 'post-truth' ile ilgili yayınların sayısı da geometrik biçimde artmaktadır. Ancak post-truth'un bir siyasal durum mu, tarih içinde bir kesit mi, bir zihniyet durumu mu, psikolojik bir fenomen mi yoksa bir eylem biçimi mi olduğu konusu belirsizdir. Kavrama dair yapılan tanımlar keyfi görünmektedir. Böylesine muğlak bir kavramın gündelik yaşamdan siyasal alana kadar pek çok sahada gündem olabilmesi sosyolojik teorinin kayıtsız kalamayacağı bir fenomendir. Belge analizi ve literatür taraması yönteminin uygulandığı bu çalışmada, post-truth fenomeni etrafında oluşan anlatıya, sosyolojik teori bağlamında eleştiri getirmeyi amaçlamaktadır. Post-truth kavramının bu denli yaygınlaşmasının sentetik müdahaleler sonucu ortaya çıktığı ve bu müdahaleler ile gerçekle bağdaşmayan anlatılar ortaya çıktığı düşüncesi, çalışmanın temel önermesini oluşturmaktadır.
Yeni medya, 2023
Kökleri tarihsel olarak eskiye dayanan fakat 2016 yılında Oxford Sözlük tarafından yılın kelimesi seçilen post-truth sözcüğü çalışmada, öncelikli olarak hakikat, gerçek, doğru, gibi kavramların felsefi ve semantik dayanakları üzerinden incelemeye alınmıştır. Bu inceleme, Antik Yunan’dan başlayıp modern ve post modern dönemin normları ışığında yapılmıştır. Sözcük özellikle, post-modern dönemde, hakikatin var olmadığı, göreli olduğu yönünde görüşlerin etkisiyle ortaya çıkan derin kırılmayla ilişkilidir. Çünkü bu kırılma, post-truth kavramının bilginin doğruluğunu sarsması, muğlak hale getirmesiyle sonuçlanmıştır. Bahsi geçen kırılmada bir diğer faktör de sosyal medyadır. Sosyal medya iletilerinde paylaşılan bilgiler artık geleneksel medya tarafından bir haber kaynağı olarak kullanılmaktadır. Sosyal medyada dolaşıma sokulan anonim bilgilerin geleneksel medyada haber kaynağı olarak kullanılması, bilginin doğruluğunun teyit edilmeden haberleştirilmesinin önünü açmıştır. Ayrıca, anonim bilgilerde yer alan sahte, yalan, komplo teorisi barındıran içerikler sosyal medyanın etkileşimli olma özelliği nedeniyle daha geniş kitlelere ulaşarak doğruluğun önemsizleşmesine neden olmaktadır. Doğruluğun önemsizleşmesi ve ona ulaşma umudunu körelten tüm etmenler nedeniyle post-truth sözcüğünün hem geleneksel hem yeni medya etiğiyle doğrudan ilişkisi vardır. Bunun yanında, post-truth kavramı, içinde yaşanılan coğrafi kültüre özgü dil ve anlam yapısı dikkate alınarak incelenmelidir. Tüm bu gerekçeler ışığında, akademik araştırmalarda “post-hakikat”, “hakikat-sonrası”, “gerçek-ötesi” gibi Türkçe karşılıklara sahip post-truth kavramının “doğruluk-ötesi” olarak karşılanmasının daha uygun olacağı sonucuna varılmıştır. Bir diğer gerekçe ise kavrama yönelik Türkçe akademik çalışmalarda kavram bütünlüğünü sağlamaktır.
Hukuka Felsefi ve Sosyolojik Bakışlar IX Sempozyumu, 2021
Yeni Medya, 2021
Bu çalışma 26-27 Ekim 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilen 18. Communication in the Millenium Sempozyumu'nda sunulmuş, sempozyum kitabında özet bildiri olarak yer almıştır. Bu metin söz konusu bildirinin tam metin halidir.
Hakikat sonrası kavramı, Türkiye’de son zamanlarda oldukça fazla tartışılan kavramlardan birisi olmaya başlamıştır. Kavramın kullanımı ile geleneksel hakikat anlayışının giderek tahrip edildiği ve hakikat denilen şeye dair bakış açısında radikal değişiklikler olduğu ima edilmektedir. Bu çalışma, ilk defa 1992 yılında ABD’de ortaya atılan hakikat sonrası kavramının ortaya çıkış ve yükseliş dinamiklerini konu edinmektedir. Araştırmanın amacı, içinde yaşamış olduğumuz toplumsal koşulların bu kavram ile ne ölçüde ifade edilebildiğini ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda çalışma, temelde iki mesele üzerine odaklanmıştır. İlk olarak hakikat sonrası kavramını kullanıp dolaşıma sokan entelektüellerin, hangi gerekçelerle bu kavramı kullandıkları temel odak noktasını oluşturmuştur. Burada kavramın sosyolojik çözümleme birimlerinde nasıl etkin ve verimli bir şekilde kullanılabileceği tartışılmıştır. İkinci odak noktasını ise kavrama eleştirel bir şekilde yaklaşan aktörlerin ortaya koydukları itirazlar oluşturmuştur. Böylece kavramın toplumsal gerçekliği ifade etme düzeylerindeki eksiklikler ortaya konulmuştur. Sonuç olarak bu çalışma, hakikat sonrası kavramını eleştirel bir bakış ile değerlendirdikten sonra, kavramın zayıf ve güçlü yanlarının olduğunu iddia etmiştir.
Doğu Batı Dergisi, 97. sayı, Akıl Tutulması Çağı-II
Sözleri Hüseyin Karakuş’a ait Dost türküsünde şu sözler yer alır: “Gül yüzlüm gül destim, pirim ben sana küstüm, inan değil sana kastım, cahille sohbeti kestim dost dost.” Peki, cahille sohbeti kesmek gerçekten mümkün müdür? Cehalet ve cahillikten bahsederken bu olguları sadece tek boyutlu bilgisizliğe indirgemek ne kadar doğrudur? Hepimiz her şeyi bilebilir miyiz? Bilmediğimizi bilmediğimiz fakat hayati önem taşıyan bilgilerin bize erişmesine engel olan nedir? Cehaletin esas sorumlusu yeni medya teknolojileri mi? Yoksa hepimiz cahil miyiz? Ya da önemli olan kendi cahilliklerimizle barışıp hakikatin peşine düşmek mi? Tüm bu soruların cevaplarını arayan bu çalışma ile hedeflenen; post-truth kavramı ile cehalet bilimi olarak Türkçeleştirebileceğimiz Robert N. Proctor’ın agnotoloji kavramı arasındaki bağları kurmaktır. Bu kapsamda geleneksel medyadan yeni medyaya uzanan süreç ana akım ve eleştirel haber pratiklerinde kurulan ortaklıklar ve farklılıklar üzerinden doğruluk ve cehalet mefhumu odaklı tartışmaya açılacaktır. Daha sonra yalan ve yalan haberin yeni olmadığı Post-Truth Agnotolojisi: Doğruluk mu? Cehalet mi? 210 vurgusu üzerinden “Peki, ne değişti, nasıl değişti, ne oldu?” sorularının post-truth kavramı ile birlikte tartışılması hedeflenmektedir. Çalışmanın son kısmında agnotoloji (cehalet bilimi) çalışmalarına yer verilecektir. Böylelikle post-truth dönemi ile tütün endüstrisi arasında kasıtlı ve stratejik olarak üretilen cehalet kapsamındaki benzerlikler üzerine bir tartışma yürütülmesi hedeflenmektedir. Tüm bu tartışmalar içerisinden çalışmanın temel amacı ise yalan haberle mücadelede kasıtlı ve stratejik olarak üretilen cehaleti görünür kılmaktır. Bu bağlamda akademik çalışmalarda cehaletin doğası, kapsamı ve kaynağı ile ilgilenen bir çalışma alanı olarak pozitivist ve eleştirel yaklaşımları da kapsayan bütünleyici bir cehalet felsefesi alanının görünürlüğüne olan ihtiyaç da vurgulanacaktır.
İnsan&İnsan Dergisi, 2020
Öz: İletişim araçlarının yapısındaki büyük dönüşüm, etik tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Son yıllarda sıklıkla gündeme gelmeye başlayan post-truth kavramı bu tartışmaların odağında yer almaktadır. Oxford Dictionary'nin yaptığı tanıma göre kamuoyunun nesnel olgulardan ziyade kişisel duygu ve inançlar tarafından belirlenmesi anlamına gelen post-truth, akademik çalışmaların da üzerinde durduğu bir kavram haline gelmiştir. Daha çok yalan haber, gerçekliğin çarpıtılması ve bu yolla kamuoyunun irrasyonel tercihler yapması çerçevesinde ele alınan kavram bu haliyle problemli görünmektedir. Bu çalışmanın temel iddiası post-truth kavramının, yalan ve çarpıtma haberlerle kamuoyunun yönlendirilmesi şeklinde tanımlanamayacağıdır. Bu bağlamda yapılan kavramsal tartışma çalışmanın yöntemini de teşkil etmektedir. İletişim araçlarının (medium) çağın hakikat algısını belirlediği iddiasında olan teknolojik determinist yaklaşım tartışmanın teorik zemini oluşturmaktadır. Tartışmadan elde edilen sonuç ise postmodernizmin hakikatin varlığını reddeden tavrının elektronik medyanın yapısından kaynaklandığı ve post-truth kavramının bu bağlamda hakikatin çarpıtılması olarak değil hakikat arzusunu yitimi olarak tanımlanması gerektiğidir.
2014
Sabah gazetesini okumak, realistin sabah duasıdır. -G.W.F. Hegel Sabahleyin gazete okumak, modern insanın sabah duasıdır. -G. Vattimo Sabah uyanır uyanmaz modernliğe üç-beş laf atmak post-modern insanın sabah duasıdır. -A.B.
PSİKOLOJİK HARP, POST-TRUTH VE STRATEJİK İLETİŞİM, 2022
Bu çalışma post-truth kavramının teorik zeminini tartışmak üzere kaleme alınmıştır. Post-truth, son yıllarda özellikle sosyal bilimler alanında son derece popüler bir terimdir. Uluslararası alanda olduğu gibi Türkçe literatürde de 2016 sonrasında görünürlüğü yükselen bir kavramdır. Çalışma, iki araştırma sorusu içermektedir. İlk olarak post-truth kavramının teorik zemininin ve öncül düşünürlerinin ne olabileceği konusu masaya yatırılmaktadır. İkincisi ise ilk soru ile bağlantılı olarak Türkçe literatürde kavramın kullanımının doğruluğu ve yanlışlığı değerlendirilmektedir. Aynı zamanda terim görece kısa bir geçmişe sahip olduğu için özellikle Türkçe literatürdeki dikkat çeken çalışmalar da literatür taraması olarak okuyucuya sunulmaktadır. Çalışma sonucunda araştırma sorularına paralel olarak iki temel bulgu ortaya çıkmaktadır. İlk olarak Baudrillard’ın simülasyon kuramı ile post-truth arasındaki ilişkinin niteliği sorgulanmaktadır. Literatürde sıklıkla ilkinin ikincisine doktriner bir çerçeve sağladığı iddia edilmektedir. Ancak çalışma bu kabule eleştirel bir bakış açısı sunmaktadır. İkinci bulgu ise Türkçe literatüre yöneliktir. Post-truth teriminin popülerliğine paralel olarak yayın sayısı artsa da kavramı; yalan haber ve manipülasyon manalarına gelecek şekilde kullanan çalışmalar da görülmektedir.
Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi , 2022
Covid-19, 2019 yılının sonlarında Çin’de görülmesinin ardından 2020’nin başından itibaren küresel halk sağlığına yönelik ciddi bir tehdit olarak varlığını sürdürmektedir. Hükümetlerin aldığı önlemlerin yanında bilim insanlarının da virüse karşı aşı geliştirmesi bu tehdide karşı mücadeledeki önemli adımlardan birini oluşturmaktadır. Türkiye’de de, farklı ülkelerin geliştirdiği bu aşılar satın alınarak vatandaşlar üzerinde uygulanmaya başlanmıştır. Bu ilerlemeler kaydedilirken bir yandan da sosyal medyada aşılar hakkında söylentiler, aşı karşıtı ifadeler ve komplo teorileri yaygın olarak üretilmekte, ilgi çekmekte ve paylaşılmaktadır. Genetik kodların değiştirilmesi, insanların bedenlerine mikroçipler yerleştirilmesi, aşıların cenin dokusu içermesi gibi farklı komplo teorileri öne çıkmaktadır. Bu çalışmada sosyal medya platformlarından biri olan Twitter’da #AşıDeğilSeriKatil etiketi altında paylaşılan tweetler değerlendirmeye alınarak kullanıcıların paylaşımlarındaki aşı karşıtı görüşleri ve komplo teorisi üretimini ortaya koymak hedeflenmektedir. Bu amaçla 14.07.2021-17.07.2021 tarihleri arasında atılan tweetler değerlendirmeye alınmış ve en çok retweet edilen %5 oranındaki paylaşım içerik analizi ile incelenerek kategoriler oluşturulmuştur. Çalışma neticesinde kullanıcıların aşı karşıtı düşüncelerini desteklemek adına çeşitli teoriler ortaya koyduğu, örnekler gösterdiği ve yorumlarını paylaştıkları görülmüştür.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Noktasız Dergi, 2020
5. Uluslararası Turgut Özal Ekonomi ve Siyaset Kongresi, 2024
POST-TRUTH ÇAĞINDA GERÇEKLİĞİN SOSYAL İNŞASINA SOSYOLOJİK BİR BAKIŞ A SOCIOLOGICAL OVERVIEW OF THE SOCIAL CONSTRUCTION OF REALITY IN THE POST-TRUTH ERA, 2021
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2020
Psikolojik Harp, Post-Truth ve Stratejik İletişim, 2022
ASYA STUDIES, 2021
İnönü üniversitesi iletişim fakültesi elektronik dergisi, 2022
Muhafazakar Düşünce Dergisi, 2021
Basın Hayatı, 2019
DergiPark (Istanbul University), 2022
IMCCS 1ST INTERNATIONAL CONFERENCE ON COMMUNICATION SCIENCES MAY 5 - 7,, 2023
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi SBE Dergisi
FLSF Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 11 (2011 Bahar), Isparta, s. 53-77.
Eleştirel Psikoloji. Yaklaşımlar, Gündemler, Tartışmalar (İletişim Yayınları), 2022
İstanbul Teknik Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Yüksek Lisans Tezi, 2019