Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2019, Göğüs kalp damar anestezi ve yoğun bakım derneği dergisi
…
6 pages
1 file
Son yıllarda, biyolojik yaş kronolojik yaş yerine, kalp cerrahisi sonrası yaşlı hastalarda görülen sonuçlardaki heterojenliği açıklayabilecek ve yeni müdahale yöntemlerinden yararlanacak yaşlı hastaları tanımlamaya yardımcı olabilecek bir kavram olarak ortaya çıkmaktadır. Bu derlemede, yaşlı hastalarda kardiyak cerrahide, frailite 'kırılganlık' kavramı ile postoperatif morbidite ve mortalite arasındaki ilişki ve bu konudaki skorlama sistemleri ve bunların klinik uygulamada postoperatif sonuçların tahmin edilmesindeki yararı tartışılmaktadır.
2010
The average age of the population in western countries is steadily increasing, with many people aged 70 and older are referred to surgery for coronary artery disease and degenerative cardiovascular diseases which are particularly prevalent in this population. Advanced age is associated with decreased physiologic reserve and signifi cant comorbidity. Thorough preoperative assessment, identifi cation of the risk factors for perioperative morbidity and mortality, and optimal preparation are critical in these patients. . Coronary artery bypass, valvular and re-do operations are performed routinely on older patients with excellent results. Medical versus surgical intervention trials are warranted in the elderly. For CAD, randomized prospective trials specifi c to the area of angioplasty or stent versus CABG, or angioplasty versus beating-heart surgery for single or double vessel CAD are examples of needed trials. In the surgically treated elderly patients, further trials to defi ne long-...
Turkish Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery, 2011
Bu çalışmada ileri yaşta kalp ameliyatı geçiren hastalarda ameliyat sırası bakım, anestezi yönetimi, kısa dönem mortalite-morbidite verileri araştırıldı. Ça lış mapla nı:Şubat 2007 -Şubat 2009 tarihleri arasında kardiyovasküler cerrahi kliniğimizde ameliyat geçirmiş olan 120 hastanın (70 hasta 65-79 yaş arası; 50 hasta ≥80 yaş) klinik dosyaları retrospektif olarak incelendi. Hastalar, grup 1 (65-79 yaş arası) ve grup 2 (80 yaş ve üstü) olarak iki gruba ayrıldı. Bul gu lar: Cinsiyet, ASA (American Society of Anesthesiologists) skoru ve ameliyat öncesi eşlik eden hastalıklar açısından iki grup arasında fark bulunmadı. Grup 1'de bir, grup 2'de ise sekiz hasta acil şartlarda ameliyata alındı. Grup 2'de Euroskor değerleri anlamlı derecede daha yüksek idi (p<0.001). Ameliyat sonrası komplikasyonlar, hastanede kalış ve taburculuk şekli açısından iki grup arasında herhangi bir fark görülmedi. Grup 2'de yedi hastada mortalite gelişirken, grup 1'de yalnızce üç hastada mortalite gelişti. So nuç: İleri yaştaki kalp hastalarında ameliyat sonrası komplikasyon riski, yoğun bakım ünitesinde kalış süresi, hastane kalış süresi ve mortalite oranı yüksek bulunmakla birlikte, bu grupta elde edilen sonuçlar oldukça kabul edilebilir aralıkta idi. Hastaların beklenen yaşam süreleri göz önüne alındığında bu hasta grubunda ameliyat kararının göze alınabilecek bir risk oranı taşıdığı düşünüldü. Anah tar söz cük ler: Kardiyak anestezi; geriyatrik hastalar; mitral kapak replasmanı. Background: This study investigated perioperative care, anesthesia management, and short-term mortalitymorbidity data in elderly patients who had heart surgery. Methods: The clinical files of 120 patients (70 patients 65 to 79 years-old; 50 patients ≥80-years-old) who underwent surgery in our cardiovascular surgery clinic between February 2007 and February 2009 were retrospectively investigated. Patients were divided into two groups as group 1 (age between 65 and 79 years) and group 2 (age 80 years and over). Results: No difference was found between the groups in terms of gender, the (American Society of Anesthesiologists) ASA score, and preoperative comorbidities. One patient in group 1 and eight patients in group 2 had emergency operations. Euroscore values in the group 2 were significantly higher (p<0.001). There was no difference between the two groups in terms of postoperative complications, duration of hospital stay, or and the condition at the time of discharge. In group 2, mortality occurred in seven patients, but it occurred in only three patients in group 1. Although the risk of postoperative complications, duration of intensive care unit stay, duration of hospital stay, and mortality rate in very elderly patients with heart disease were high, the results obtained in this group were within a relatively acceptable range. Considering the life expectancy of the patients, we think that opting for surgery in this patient group involves an acceptable risk level.
Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Dergisi, 2010
K›r›lgan yafll› sendromu, geriatrik sendromlardan biri olup, oluflan strese artm›fl hassasiyet olarak tan›mlanmakta ve birbiri ile iliflkili pek çok sistemde bozulma ile seyretmektedir. Yayg›n semptom ve bulgular›; istemsiz kilo kayb›, kas güçsüzlü¤ü, yorgunluk, yürüme h›z›nda azalma ve fonksiyonlarda ilerleyici kay›pt›r. K›r›lgan yafll›n›n tedavi yönetimi en zorlu tablolardan birisidir. Tedavi edici yaklafl›mlar; nutrisyonel destek, uygun egzersiz program›, çok yönlü geriatrik de¤erlendirme yan›nda konsültasyonla tedavi planlanmas› ve hormonal veya anti-inflamatuvar yaklafl›mlard›r. K›r›lgan yafll›da bu tedavilerin etkinli¤ini ve potansiyel zararlar›n› ortaya koyacak ileri çal›flmalara gereksinim vard›r. Türk Fiz T›p Rehab Derg 2010;56:135-40. A An na ah ht ta ar r K Ke el li im me el le er r: : K›r›lgan yafll›, tedavi S Su um mm ma ar ry y Frail elderly syndrome is a geriatric syndrome of increased vulnerability to stressors due to impairments in multiple interrelated systems. Common signs and symptoms are unintentional weight loss, muscle weakness, fatigue, slow walking speed, and progressive functional decline. Frail older adults are among the most challenging for medical management. Therapeutic interventions include nutritional supplementation, exercise training, comprehensive geriatric assessment and management by consultation services, and hormonal or antiinflammatory interventions. Further intervention studies are needed to determine the effectiveness and the potential harm of these treatment modalities in the frail elderly.
Archives of the Turkish Society of Cardiology, 2007
of atrial septal defect (ASD) closure in adults on cardiopulmonary exercise capacity. Study design: Fifty-one adult patients (12 men, 39 women; mean age 39 years) underwent surgical repair for isolated ASD. The patients were divided into two groups according to their ages at the time of surgery, i.e. group 1 <40 years, and group 2 ≥40 years of age. Cardiopulmonary exercise capacity was evaluated postoperatively. The results were compared with those of 37 healthy controls (12 men, 25 women; age range 17 to 60 years). The mean follow-up was 2.5±1.3 years (range 1.5 to 5 years). Results: Postoperatively, an improvement of at least one NYHA functional class was found in 32 patients (62.8%). The incidence of atrial fibrillation remained unchanged (16.1% in group 1, 25% in group 2). Pulmonary hypertension decreased from 22.6% to 16.1% in group 1, and from 45% to 30% in group 2. Compared to controls, peak oxygen uptake (VO2) and all other parameters of cardiopulmonary exercise capacity ...
Ankara Medical Journal, 2020
Kırılganlık sendromu, yaşlanan nüfusun en önemli sorunlarından biridir. İnflamatuar süreçlerin düzensizliği, oksidatif stres, mitokondriyal işlev bozukluğu ve hücresel yaşlanma dahil olmak üzere çeşitli patofizyolojik etkenler, sendromun patofizyolojisini oluşturur. Sosyodemografik özellikler, psikolojik durumlar, beslenme durumu, fiziksel aktivite eksikliği ve mevcut komorbiditeler kırılganlığı etkileyen faktörlerdir. Omega-3 çoklu doymamış yağ asidinin (ÇDYA) akut veya kronik hastalığı olan yaşlılarda anti-inflamatuar etkisi sayesinde yararlı etkilerinin olduğu bilinmektedir. Bu derlemenin amacı, diyet kaynaklı veya destek olarak verilen omega-3 ÇDYA'nın yaşlı bireylerde kas kütlesi ve kas gücü, inflamatuar biyobelirteçler ve fonksiyonel kapasitedeki rolüne ilişkin kanıtları incelemek ve değerlendirmektir. Yapılan araştırmalar, omega-3 ÇDYA'nın pre-kırılganlık dönemde olan yaşlı bireylerde sendromun seyrini iyileştirici etki gösterebileceğini desteklemektedir. Kırılganlık evresinde olan yaşlılarda diyet kaynaklı veya destek olarak verilen omega-3 ÇDYA'nın etkileri tartışmalıdır. Tüm araştırmalar, sarkopeni ve kırılganlık gelişimini önlemek için rutin olarak beslenme durumunun kontrol edilmesi ve gerekli diyet müdahalelerinin yapılmasının önemini vurgulamaktadır.
Journal of Cardiovascular Nursing, 2020
Bu araştırma kalp yetersizliği olan yaşlı bireylerin kırılganlık durumlarının belirlenmesi amacıyla gerçekleştirildi. Yöntemler: Araştırmaya İstanbul ilinde yer alan bir eğitim araştırma hastanesinin kardiyoloji servislerinde yatan, kalp yetersizliği tanısı konulmuş, 65 yaş ve üzerinde 151 hasta dahil edildi. Araştırma tanımlayıcı-ilişki arayıcı bir çalışmadır. Çalışmada veri toplama araçları olarak sosyodemografik özellikler hasta tanılama formu, Edmonton Kırılganlık Ölçeği, Mini Nutrisyonel Değerlendirme (MNA) Anketi-Uzun Versiyonu ve Sağlık Algısı Ölçeği kullanıldı. Çalışmanın istatistikleri Windows IBM SPSS 21.0 paket programı ile yapıldı. İstatistiksel analizler için sayı, yüzdelik, aritmetik ortalama, t-testi, Mann-Whitney U testi, Pearson ve Spearman's korelasyon analizleri kullanıldı. Sonuçlar % 95'lik güven aralığında, anlamlılık p<0.05 düzeyinde değerlendirildi. Bulgular: Araştırmaya katılan bireylerin %58.3'ünün erkek, %69.5'inin evli, %86.8'inin ilköğretim mezunu, yaş ortalamalarının 71.6±6.38, beden kitle indeksi ortalamalarının 28.07±4.78 olduğu bulundu. Edmonton Kırılganlık Ölçeği puan ortalamalarına göre (9.63±2.99) bireylerin orta kırılgan seviyesinde olduğu saptandı. Kadınların, bekar olanların, sosyal güvencesi olmayanların, sigara içmeyenlerin ve iki haftadır üzgün hissedenlerin kırılganlık puan ortalamalarının anlamlı olarak daha yüksek olduğu tespit edildi. MNA puan ortalamalarına göre (19.25±4.38) bireylerin malnutrisyon açısından risk altında oldukları saptandı. Hastaların malnutrisyon riski ile kırılganlık durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı. Malnütrisyon riski arttıkça kırılganlık şiddetinin de arttığı belirlendi. Sağlık algısı ölçeği toplam puan ortalamasının (33.56±7.16) orta düzeyde olduğu tespit edildi. Bireylerin sağlık algısı ile malnutrisyon durumu arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı. Sonuç: Kalp yetersizliği olan yaşlı bireylerin kırılganlık seviyesinin orta düzeyde olduğu, malnutrisyon açısından risk altında olduğu, sağlık algısının orta düzeyde olduğu belirlendi. Kadın cinsiyet, bekar, sosyal güvencesi olmayan, sigara içmeyen, iki haftadır üzgün hisseden bireylerin ve beslenme durumu açısından riskli grupta olanların kırılganlık şiddetinin arttığı bulundu.
2004
Günümüzde giderek artan sayıda yaşlı hasta açık kalp ameliyatı ile karşı karşıya kalmak durumundadır. Bununla birlikte, kalp cerrahisi sonrası artan morbidite ve mortalite riski nedeniyle yaşlı hastalar ameliyatı ihmal etmekte veya cerrahiye refere edilmemektedir. Kalp ameliyatlarında başarıyı primer olarak belirleyen ameliyathanede başarıyla yapılan bir açık kalp ameliyattır. Ancak, ameliyat çıkışında durumları oldukça kötü olan bazı yaşlı hastalarda, postoperatîf bakım uygun ve yoğun olduğunda, yaşamda kalım ve iyi uzun dönem sonuçlar elde edilebilir. Açık kalp cerrahisi ameliyatlarından sonra erken dönem bakım, vücudun kardiyopulmoner bypasa karşı verdiği inflamatuvar yanıt ile daha da komplike bir hale gelir. İnsan vücudunda tüm sistemlerde yaşlanma sürecinde bir takım değişiklikler görülür. Protokollerin kullanılması; yaşlı hastaların, bir dizi birbirinden ayrı ama birbiriyle ilişkili alt sistemlerden (kardiyovasküler sistem, pulmoner sistem, renal sistem, nöral sistem ve besle...
Samsun sağlık bilimleri dergisi, 2023
Günümüzde yaşlı nüfusun artmasına paralel olarak yaşlı popülasyonda cerrahi prosedürlerin oranı giderek artmaktadır. Yaşlı sayısındaki artışa paralel olarak kırılganlık oranlarının da artış göstereceği ve ameliyat için başvuran kırılgan hasta sayısının da artacağı beklenmektedir. Kırılganlık, birden fazla organ sisteminde fizyolojik rezerv ve işlevdeki azalmadan kaynaklanan artan bir savunmasızlık durumudur. Kırılgan bireyin stres faktörlerine dayanma yeteneği bozulur. Olumsuz sağlık olayları ve ameliyat sonrası kötü sonuçlarla ilişkisi nedeniyle kırılganlık cerrahide önemli bir konudur. Cerrahi süreç yaşlı hastaların çoğunda ameliyat sonrası komplikasyonlara ve iyileşme durumlarında bozulmaya neden olurken, kırılgan yaşlı hastalarda bu durum daha da önemlidir. Bu nedenle, ameliyat öncesi dönemde hasta merkezli ve multidisipliner bir yaklaşımla kapsamlı bir geriatrik değerlendirme yapılması önerilir. Ayrıca diğer bir önemli konuda, kırılganlığın erken evrede tespit edildiğinde tersine çevrilebilen bir durum olmasıdır. Bu nedenle, hemşirelerin ve diğer sağlık çalışanlarının kırılgan veya kırılganlık öncesi yaşlıyı tespit etmeleri ve bu konuya yönelik önlemler almaları oldukça önemlidir. Kırılganlığın tespitinde güvenilirliği kanıtlanmış birçok tarama testi, değerlendirme ve ölçümler kullanılır. Bu derlemede, kırılganlık, risk faktörleri, özellikleri, değerlendirme yöntemleri, cerrahi süreçte kırılganlığın etkileri ve kırılgan bireylerin yönetimine ilişkin önerilere yer verilmiştir.
Giriş Varikosel pampiniform pleksus venlerinin dilatasyonudur. Erişkin yaşta prevalansı %15-22 iken infertilite ile başvuran hastalarda bu oran %25-40, sekonder infertilite ile başvuran hastalarda ise %69-81 oranlarındadır. Ancak bu bulguların tersine varikoselli hastaların %80'inde infertilite görülmez. Varikosel %75-95 oranında sol tarafta görülür. Bilateral görülme olasılığı ise %10'dur. Ancak güncel literatürde Doppler Ultrasonografinin (USG) daha yaygın kullanılması ile birlikte subklinik varikoseller dahil bu oranın %30-80 düzeylerinde olduğu bildirilmektedir [1,2]. Etiyolojik olarak birçok faktör suçlanmakla birlikte günümüzde en bilinen ve kabul gören anatomik faktörlerdir. Sol sprematik venin sağa göre yaklaşık 8-10 cmdaha uzun olması, sol spermatik venin sol renal vene dik bir açı ile açılması, sol spermatik vendeki valvlerin disfonksiyonu ve " nutcracker " (fındıkkıran) fenomenidir. Bu fenomende proksimal tipte; sol renal ven aort ile süperior mezenterik arter arasında sıkışarak internal spermatik vende basınç artışı ve dilatasyon gelişmesi, distal tipte ise ilak arterin iliak vene bası yapması ile eksternal spermatik vende basınç artışı ve dilatasyon gelişmesi şelinde tanımlanmaktadır [2]. Amerika üroloji kılavuzlarında; Palpable varikosel varlığı, anormal semen parametre varlığı, dökümente edilmiş infertilite varlığı, kadın partnerin normal olması veya düzeltilebilir infertilitesinin olması durumlarının tümünün varlığında varikoselektomi önerilmektedir [3]. Avrupa üroloji kılavuzlarında ise; progresif testiküler gelişim bozukluğu varlığı olan adelosanlar, klinik varikoseli olan ve 2 yıldır süren açıklanamayan infertilite varlığında varikoselektomi önerilir iken, normal semen analizi olan ve subklinik varikoselli infertil hastalarda varikoselektomi önerilmemektedir [4]. Erkek infertilitesi ve varikosel ilişkisi net olarak bilinmemektedir, fakat son zamanlarda yapılan bir meta-analizde cerrahi tedavi sonrası semen paramatrelerinde iyileşme gözlenmiştir [5]. Varikoselektomi operasyonu sonrası sperm DNA hasarının da düzelebileceği gösterilmiştir [6]. Bu çalışmada varikoselektomi operasyonu sonrası sperm sayı ve hareketindeki değişikliğin yaş ile ilişkisini değerlendirmeyi amaçladık.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Turkish Journal of Geriatrics-Turk Geriatri Dergisi, 2010
Turkish Journal of Geriatrics-Turk Geriatri Dergisi, 2011
İstanbul Tıp Fakültesi Dergisi, 2019
Anadolu kardiyoloji dergisi : AKD = the Anatolian journal of cardiology, 2003
Ordu Üniversitesi hemşirelik çalışmaları dergisi, 2021
Türk kardiyoloji derneği arşivi, 2012
Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dergisi
Journal of Cardio-Vascular-Thoracic Anaesthesia and Intensive Care Society, 2012
Turkish Journal of Clinical Cardiovascular Perfusion
Anadolu kardiyoloji dergisi : AKD = the Anatolian journal of cardiology, 2004
Journal of Experimental and Clinical Medicine, 2012
Turkish Journal of Geriatrics-Turk Geriatri Dergisi, 2012
Göğüs kalp damar anestezi ve yoğun bakım derneği dergisi, 2020
Türk Yoğun Bakım Derneği Dergisi, 2013
Bozok tıp dergisi, 2017
Physiological Changes Due to Aging and Reflections on the Clinic, 2019
The Medical Journal of Okmeydani Training and Research Hospital, 2014
Does Cardiac Physiology also Take Age in Geriatric Population?, 2021