Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2023, Orta Çağ'dan Cumhuriyet'e Sanat Tarihi Çalışmaları
…
41 pages
1 file
Doğu Anadolu Bölgesinin Yukarı Fırat Havzası içerisinde yer alan Elâzığ iline bağlı Palu ilçesi, tarihsel süreç içerisinde önemli olaylara şahit olmuş bir kent niteliğindeydi. Eski çağlardan günümüze kadar birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış kentte, mezar taşlarının süreç içerisinde gerek içerik gerekse biçim yönünden geçirdiği değişimler, ait oldukları dönemle ilgili önemli bilgiler vermektedir. Önemli olaylara tanık olduğu ve tanınmış bir coğrafya olduğu bilinen Palu ilçesindeki mezarlıklar, çağdaş mimari dokunun dışında bulunmasından ve insanların ilgisizliğinden dolayı büyük oranda yok olmaya yüz tutmuştur. Palu mezar taşları üzerinde yer alan yazıların muhteviyatı ve mezarda yatanların unvanları üzerinden bilimsel yöntemler kullanılarak sanat tarihi metodolojisi ışığında bir değerlendirme yapmayı amaçlayan bu çalışmayla, özellikle Osmanlı Döneminde görülen değişimler ve bu süreçte elde edilen yeni kültürel kazanımların, Palu mezar taşları üzerindeki etkisi ve yerel unsurların taş işçiliğine yansımalarını irdelenmektedir. Çalışmanın ana aksını ise kitabelerin yazı özellikleri, içeriği ve mezarda yatan kişilerin unvanları üzerinden bir değerlendirmenin yapılması oluşturmaktadır.
Yüksek Lisans Tezi, 2018
Doğu Anadolu Bölgesinde Elâzığ iline bağlı bir ilçe statüsünde bulunan Palu, Urartu döneminden başlayarak Osmanlı Devleti’nin son zamanlarına kadar önemli bir olarak varlığını devam ettirmiştir. Günümüzde küçük bir yerleşim birimi olarak var olan Palu’nun, birer vesika niteliğinde olan mezar taşları bilimsel bir boşluğun doldurulması amacıyla sanat tarihi açısından ele alınmıştır. Palu ilçe merkezinde yer alan üç mezarlık alanı ile Cemşid Bey Türbesinde yer alan toplamda 76 adet mezar incelenerek bunların ayrıntılı tanımları yapılmıştır. Her bir mezarın fotoğrafları ve çizimleri ile ayrıntılı ölçüleri katalog bölümüne eklenerek, Anadolu coğrafyasında Selçuklu ve Osmanlı döneminde ortaya çıkan mezar taşlarıyla bilimsel mukayese yöntemiyle değerlendirmeleri yapılmıştır. Şahideli, sandukalı, pehle ve kapak taşlı tiplere sahip olan mezarların, dil ve kitabe içerikleri ortaya çıkarılmış ve süsleme özellikleri açısından tahlil edilmiştir. Tüm bu çalışmalar neticesinde Palu’daki İslami Dönem Mezar Taşları’nın, Anadolu coğrafyasında yer alan Türk-İslam dönemine ait mezar taşlarıyla önemli oranda benzer oldukları görülmüştür. Palu’nun kendine özgü olarak kitabe içeriklerinde birtakım farklılıkların bulunduğu ve süsleme açısından oldukça kısır bir düzenlemeye sahip olduğu tespit edilmiştir.
Erdem
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Kütüphanesine ait kolleksiyonları tanıtmak am acıyla yaptığımız son çalışmamız sırasında,1 bu rada bulunan basılmış eski kitapların bolluğu dikkatimizi çekti. * * Homojen bir kolleksiyonu oluşturan bu eserlerin çoğu Türkiye ve Doğu dünyasıyla ilgilidir. Oysa, bu kolleksiyonun uzmanlarca bilinmediği anlaşılm aktadır: ne incelediğimiz kataloglarda, ne de Gölner'de referans olarak verilm işlerdir.2 Kütüphanede X V. yy.la X V I I. yy. arasındaki döneme ait 570 A vrupa baskısı eser bulunuyor. Bunların 52 adedi basımcılığın ilk yıllarına ait beşik devri (inkuııabel) eserleridir. Bu kitaplar kütüp hanenin her bölümüne dağılmışlardır. Üçte ikisinden fazlası ise " V a k ıf" denilen bağışlanmış kitap kolleksiyonlannı oluşturur.3 Sözü edilen 570 eserin nelerden oluştuğuna dair bir ön bilgi vermek am a cıyla, kitapları yüzyıllara, dillere ve konulara göre ayırarak aşağı daki tablo hazırlanm ağa çalışılmıştır: * M. B alivet, T ü rko lo g ve C N R S (C entre N ational de la R echerche Scien tifiq u e) araştırıcısı. N. V a tin , T ü rk o lo g ve C N R S araştırıcısı. H a v v a K ıv ırc ık , İstanbul A rkeoloji M üzesi K ütü phanecisi.
Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştırmaları XXIII, 2021
Birer tarihsel vesika niteliği taşıyan mezar taşlarının tipolojik olarak değerlendirmesini amaçlayan bu bildiride, Palu şehir merkezindeki üç mezarlık alanı ve bir türbede yer alan mezar taşları ele alınmıştır. Palu’daki mezarların kuruluş biçimleriyle birlikte şahidelerin gövde, form ve alınlık tiplerinin sınıflandırılması ve Osmanlı dönemi mezar taşları ile karşılaştırılarak dönemin mezarlık kültürüyle ilgili önemli bir eksiklik giderilmiş olacaktır. Çalışma konumuza dâhil edilen mezarları, şahideli, sandukalı, pehle taşlı ve kapak taşlı mezar olarak gruplandırmak mümkündür. Bildiri dâhilinde ele aldığımız şahidelerin, tipolojik olarak değerlendirildiğinde ilk olarak, form özellikleri bakımından büyük farklılıklar göstermediği tespit edilmiş olup tamamı dikdörtgen gövde kısımlarına sahip şahidelerden, alınlık ve tepe kısımlarıyla birtakım farklılıklar gösterdiği anlaşılmaktadır. Şahidelerin tepe noktasından yukarı doğru, dikdörtgen formlu, tek veya çift dişli olarak işlenen çıkıntılardan, tek çıkıntıya sahip olan erkek mezarlarının sayısının, kadın mezarlarından fazla olduğu tespit edilmiştir. Tek çıkıntılı olanların %64’ünün erkek mezar taşlarında bulunması, çıkıntıların mezarda yatan kişilerin cinsiyetinin belirtilmesi amacıyla işlendiğini düşündürse de kesin bir kanıya varmak için yeterli veri sunmamaktadır. Çalışma neticesinde Palu mezar taşlarının Anadolu’da yer alan Türk-İslam dönemine ait mezar taşlarıyla şekil ve içerik bakımından büyük benzerlikler gösterdiği anlaşılmıştır. Tipolojik olarak; şahideli, sandukalı, pehle ve kapak taşlı diye gruplara ayrılan mezarların, Anadolu örneklerinden en önemli farklılığının, şahidelerin tepe noktalarında yer alan çıkıntılar olduğu ortaya konmuştur. Palu mezar taşlarının tipolojik ve içerik özellikleri itibariyle, Osmanlı döneminde, Anadolu ve Anadolu dışında ortaya çıkan ve Osmanlı kültürünü yansıtan eserlerle aynı özelliklere sahip olmaları nedeniyle yerel kültürün yanında Osmanlı dönemi mezar kültürünün de Palu’da önemli ölçüde etkisinin olduğu sonucuna varılmıştır.
İnsan zihnin en derin kimliksel açılımı olan mekân, zamanla insanın kaderine dönüşen ve ona yön veren değerler düzlemi haline gelir. İnsanın içinde yaşadığı coğrafyanın kimliği ve ürettiği değerleriyle bütünleşmesi, orada var olmaya çalışanların bilişsel, duygusal, kültürel, tarihsel ve ekonomik yaşama biçimlerini de derinden etkiler. Nitekim insan mikrokozmik anlamda biçimlenerek içinde yaşadığı coğrafyaya kök saldıkça oraya ait bir bilinç de oluşturur. Oluşturulan bu bilinç sayesinde içinde yaşanılan coğrafya, orada kendi varlığını kurmaya çalışan insanların duyusal ve bilişsel dünyasının her noktasına nüfuz eder. İnsanın duyusal ve bilişsel dünyasını etkileyen bu mekânlardan biri de hiç kuşkusuz kendine özgü yaşam biçimi ve bilgisi olan Palu'dur. Tarihsel süreçte bir bellek mekân olarak Palu, orada yaşayan insanların yazgılarını derinden etkileyerek, coğrafyanın insanın kaderiyle uyum içinde nasıl bütünleştiğinin en güzel örneği olur. Bu bakımdan dönüştürücü bir bellek mekânı olarak Palu, birçok şair ve edebiyatçının da kendi kültürel coğrafyasında bir bütünlük oluşturacak şekilde yetişmesine zemin hazırlar. Nitekim bu bütünlük orada yaşayan insanların psiko-sosyal ve sosyo-kültürel yaşamlarını zenginleştirdiği gibi edebî yaratımlarına da yansır. Bir bellek mekân olarak Palu şiir evreninde, tarih bilinci, kültürel bilinç, hasret, ayrılık ve özlem gibi değerlerin imgesel açılımı haline geldikçe, üzerinde yaşanılan topografik bir zemin ve mekân olmanın ötesine geçerek, orada yaşayanların mimetik belleği haline gelir. Bu bakımdan Palu ve tarihsel süreçte kendine özgü yarattığı değerler, şiir evreninde dile ve metine dönüştükçe farklı ve derin imgeler yaratır. Anahtar Kelimeler: Şiir, Şair, Palu, Tarih bilinci, Kültürel kimlik, mMkânsal algı.
Türk Dünyası İncelemeri Dergisi, 2024
(Terekeme) Türklerine ait köy ve ilçe merkezlerine gidilerek bu yerleşim merkezlerinde, Karapapak Türkleri tarafından yapılan ve Orta Asya taş heykellerine benzeyen mezar taşı örnekleri incelenmiştir. Bu illerde incelenen mezar taşları üzerinden Karapapak, Terekeme ya da Papaklı isimleriyle ifade edilen Sünni bir Türk boyunun Hun, Göktürk ve diğer Türklerde görülen mezar taşı yapma geleneklerine nasıl sahip çıktıkları ele alınmıştır. Karapapak Türkleri tarafından, XIX. yüzyılın sonu ile XX. yüzyılda yapılmış mezar taşları, bize insan heykeli formlu mezar taşı yapma geleneğinin geç tarihlere kadar devam ettirildiğini gösterecektir. Bu soyut insan heykeli formlu mezar taşları, Anadolu’da Sünni bir Türk boyu tarafından yapılmış mezar taşları olup baş, boyun, omuz, karın ve kimi örneklerde ise yüz, el, kol, etek betimlemesiyle Orta Asya taş heykelleriyle yakın benzerlikleri bulunan örneklerdir. Genellikle soylu veya durumu iyi kişiler için yapıldığı öğrenilen bu mezar taşlarının en dikkat çekici yanı, erkek mezarlarının neredeyse tamamının papak şeklindeki başlık formuyla ele alınarak Karapapak kimliğinin vurgulanmak istenmesidir. Yapılan araştırma sonucunda, Orta Asya’da başlayan insan heykeli formlu mezar taşı yapma geleneğinin Karapapak Türkleri tarafından yakın tarihlere kadar devam ettirildiği ortaya çıkarılmıştır.
Akdeniz sanat dergisi, 2018
Gravestones, with different characteristics such as the form, decoration and the content of the inscriptions inscribed on them, have an important place in the culture and art of a society. They also play a very important role in ensuring the cultural ties between generations as they have been resisting different external factors for a long time. The tombstones of the Seljuk period in Gevas have also carried out this function in the best way up to now. With their magnificent appearances and meaningful decorations and inscriptions on them, they continue to make a great impact on visitors. In the post graduate thesis study entitled "The Gravestones of Gevaş", it is seen that although the information related to the formal characteristics, ornaments and inscriptions included on them have been mentioned widely, their links to different Turkish gravestones that belong to the same era or earlier have not been discussed adequately. In this study, Gevaş Gravestones have been compared with Arabic Kyrgyz epigraphy in terms of their content. It is seen that besides different interactions, as a result of being based on the same culture and belief, both epigraphs show great similarities.
Journal of Turkish Studies, 2013
For a social scientist, the expressions on the tombstone which we will be able to handle as the social comminication means related to this world rather than hereafter, carry the meanings beyond expressing the rage or affections that the death his/herself or his/her relatives reflected to hereafter with deep grief desires. The written expressions to put forth the way of existance that the person idealized as a result of memory collection are, also, infact, the reflection of the collective memory indicating the social locations. In another word, the written tombstones which were formed by the individuals' cherishing and remembering desires that the cultural, religious and traditional ones shaped, are the carrier elements of the values wich will provide to understand the sterotype requirements and ideologies within the cultural structure. In this study, the tombstones including messages and belonging to Ankara, Kütahya, Yozgat cities and their some counties were selected by the purposeful sampling method. And these expressions were peread as the texts reflecting the cultural memory at the micro level. The verbal meanings of the written thombstones were analysed together with religious, economic and social hierarchy effects as the real imagination of the living world. With the analsis performed, It has been concluded that thomstones have functioned in the reflection of ideologic independence way as the means of social communication and converted the reality of the world into expressions and narrations. The thomstones as the verbal means service to rebuilt the material world where the man has saved so far and the culture developing in accordance with this.
Bursa, Osmanlı Devleti'nin önemli bilim ve kültür merkezlerinden biridir. Bilimsel ve kültürel gelişmenin temel kaynakları olan kitaplar, Bursa'nın bu özelliğinin oluşmasında önemli rol oynamıştır. Bu konuda XVI. yüzyıl tereke kayıtları en önemli kaynak konumundadır. Bu kayıtların incelenmesi neticesinde 400 farklı kitap olmak üzere yaklaşık 3.000 eser tespit edilmiştir. Bu makalede XVI. yüzyılda Bursa'da, daha çok okunan kitaplardan bir kısmı tanıtılmaya çalışılacaktır. SUMMARY The Books in Circulation in the 16 th Century Bursa Bursa has been one of the most important centres of culture and science in the Ottoman State. Books as essential material for cultural and scientific development have been always played an important role in this aspect of the city of Bursa. This paper looks at this 'treasure' of Bursa. Our basic source for imformation about books is the 'heritage records' in Bursa XVI. century heritage records allows us to find out nearly 3.000 books, 400 of which are in various subject. This paper reviews the books which we think were read more widely in Bursa.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Sanat Tarihi Dergisi, 2014
PROF. DR. KERİME ÜSTÜNOVA ARMAĞANI, 2022
Uluslararası Palu Sempozyumu Bildiriler Kitabı , 2018
Batman Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi, 2017
1923-2023-Yazıtlardan Dijitale Türkçe-Cumhuriyet'in 100. Yılına Armağan, 2023
XVIII. Türk Tarih Kongresi, 2022
Adalar Sempozyumu II, 2024
16. Uluslararası Türk Sanatları Kongresi/16th International Congress of Turkish Art, 2023
Isparta Müzesi Envanterinde Bulunan Cumhuriyet Dönemine Ait El İşlemeli Peşkirler, 2014
DergiPark (Istanbul University), 2001