Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2010, Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (ÇÜİFD)
…
28 pages
1 file
Özet-Kelamcılar ve filozoflar, Allah'ın birliği meselesine Kur'an'dan farklı yaklaşmışlar, Allah'ın birliğini akli ve felsefi yolla ispata çalışmışlardır. Bu yolla dilediği zaman dilediğini yapmaya kâdir olan irade ve kudret sahibi ilah algısının birden fazla olmayacağı açıklanmaya çalışılmıştır. Kur'an'ın var olan alem ve içerisindeki düzenden hareketle ortaya koyduğu veriler, temânu delilinde yerini faraziye ve kurgulara bırakmış, spesifik tartışmalara kurban edilmiştir. Biz bu çalışmamızda "Burhan-ı Temânu" isimli delili farklı yönleriyle ele alıp değerlendireceğiz.
Theologians and philosophers approached the question of the unity of God in different from the Qur'an, tried to prove the unity of God's mental and philosophical methods. Almighty to do whatever He wills, the will and the Lords Almighty could not be more than one attempted to explain. Qur'an, revealed by the cases of creation, and movement within the layout, in temanu proof, left its place on assumptions and constructs and specific discussions were sacrificed. We study the "burhan-ı temanu" discussing and evaluate different aspects of the evidence. Keywords: Theologians, philosophers, the unity of God’s , burhan-ı temanu.
Bu yazı Altamira dergisinin Nisan-Mayıs 2014 tarihli 4. sayısında yayınlanmıştır.
Marife Dini Araştırmalar Dergisi, 2006
İslami Araştırmalar, 2019
ARAŞTIRMA VE İNCELEME RESEARCH azâlî, İslâm düşünce tarihinde önemli bir yere sahiptir. Düşüncelerinde, farklı felsefi, kelami ve tasavvufî ekollerin izlerini bulmak zor değildir. Dönemindeki dinî, sosyal vesiyasîkaygılar nedeniyle geleneksel sünnî/selefî din anlayışının hâkim olması için mücadele etmiştir. Gazâlî, bu bağlamda, eserlerini normal halk, orta düzey âlimler ve üst düzey entelektüeller olmak üzere üç tabakaya yönelik yazmıştır. Gazâlî, hakikat anlayışının ve özgün düşüncelerinin yüksek ulema (rasihûn) için kaleme aldığı el-Madnûn bih, Faysalü't-Tefrika, Mişkatü'l-Envar, Kıstasü'l-G Gazâlî'nin Te'vil Anlayışının Neresindeyiz? (Eleştirel Bir Yaklaşım) *
2021
İslâm dininde yaratıcının birliği (tevhîd) inanç esaslarının temelinde yer alır. Nitekim inanç esaslarının açıklamasını ve savunmasını yapmayı kendine görev edinen kelâm ilmi de bu meseleye büyük önem atfetmiştir. Kur’ân’ın Allah’ın birliğine verdiği ön
Kocatepe İslami İlimler Dergisi, 2024
İslâm dünyası, ilk beş asırdan sonra diğer medeniyetlere kıyasla ilmî ve fikrî olarak önemli ve ciddi bir gelişme gösterememiştir. Bu durum, 19. yüzyıldan itibaren Batı’nın askerî ve kültürel baskılarının da etkisi ile Müslüman aydınlar tarafından ciddi şekilde sorgulanmıştır. Tefsir ilmi özelinde başlayan sorgulamalarda Mısırlı âlimlerden Muhammed Abduh (1849-1905) ve öğrencisi Reşîd Rızâ’nın (1865-1935) kaleme aldıkları Tefsîrü’l-Menâr adlı eserde Kur’an’ın toplum üzerinde ilk asırlardaki gibi etkili olamaması hakkındaki düşüncelerini ortaya koydukları görülmektedir. Bu bağlamda çalışmamızın araştırma sorusu şudur: “Menâr yazarlarına göre Kur’an’ı tefsir etmenin temel hedefi nedir ve onun Müslümanlara bir hidayet rehberi olmasının önünde engel olarak kabul edilebilecek tefsir yöntemleri nelerdir?” Bu noktada Tefsîrü’l-Menâr yazarları, sorunun temel nedeninin Kur’an’ın hidayet ve irşat temelli ana hedefinin gözden kaçırılması olduğunu savunmuşlardır. Müfessirlerin Kur’an’ı tefsir ederken bu ana hedeften saptıran yöntemler kullanmalarının Müslümanları Kur’an’dan ve dolayısıyla onun hidayet ve irşadından uzaklaştırdığını belirtmişlerdir. Araştırmamızda Tefsîrü’l-Menâr adlı eser, literatür taraması yöntemi kullanılarak incelenmiş, ortaya koydukları eleştiriler tespit edilmiş ve her bir eleştiri için yeteri kadar örnek verilerek konu hakkında değerlendirme yapılmıştır. Araştırmada tespit edilen bu eleştirilerden bazıları tefsir çevrelerince olumlu kabul edilmiş, bazıları hakkında ise aşırı ve hatalı olduğuna dair görüşler ortaya konulmuştur. Muhammed Abduh ve Reşîd Rızâ’nın, Tefsîrü’l-Menâr’da ortaya koydukları eleştirilere öncelikle kendilerinin uymaları beklenilir ise de bazen eleştirdikleri bu hususlara riayet etmedikleri görülmüştür. Bu durumun farkında olan Reşîd Rızâ, konuya dair açıklamalarda bulunarak kendilerini bir bakıma mazur göstermeye çalışmıştır. Elde edilen bulgulara göre Tefsîrü’l-Menâr’ın tefsirin ana hedefleri ve tefsirde kullanılması gereken yöntemler hakkındaki eleştirileri günümüzde de geçerliliğini korumakta olup bu konudaki araştırmalar ve tartışmalar hâlâ sürmektedir. Bu noktada gerek yaşadıkları toplumu gerekse daha sonraki nesilleri etkileyen bu iki müfessirin klasik tefsirlere yönelik ortaya koydukları eleştirilerini sistematik bir şekilde ortaya koymak önem arz etmektedir
Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2012
Gazâlî denilince akla ilk gelen şeyin felsefe eleştirisiyle ünlü bir kelâmcı olduğu düşünülse de, biz burada onun sırf eleştirel düşüncesini aktarmayacağız. İslâm dünyasının bu ünlü dü-şünürünün salt bir metafizik eleştirisine giriştiği düşünülebilir, ancak bu bizce tam olarak doğru değildir. Gazâlî hakkında dile getirilen geleneksel yorumların pek sağlıklı olmadığı düşünce-sinden yola çıkarak daha sağlıklı bir yaklaşım içinde bulunmak için çaba göstermek istiyoruz. Bu yazıda, Gazâlî’nin İslâm dün-yasında felsefeyi yıktığı, entelektüel gelişmeye ket vurduğu ve bilimsel ve düşünsel ilerlemenin önüne set çektiği gibi yorumların tutarlı olup olmadığını tartışacağız.
Dinbilimleri akademik araştırma dergisi, 2013
İslâm eğitim tarihinde kurumsallaşmanın başladığı dönemde müderrislik yapan Gazâlî'nin hayatı ve eserleri eğitim tarihi bakımından son derece önemlidir. Onun eserlerini okurken, satır aralarında kendi dönemine ait tespit ve tenkitleri bulmak mümkündür. Onun özellikle İhyâ adlı eserindeki eleştirilerin merkezinde döneminin ulemâsı yer alır. Ona göre toplumdaki ahlâkî çöküntünün baş müsebbibi ulemâdır. Asıl amacı iyiliği yüceltmek (emr-i ma'rûf) olan ulemâ, maddî menfaat sevdasına kapılarak bu amacından uzaklaşmıştır. İşte ulemânın toplumsal rolündeki bu sapma, Fransız düşünür Benda'nın 19. yy. aydınına yönelttiği ve "ihânet"le tanımladığı eleştiriye uymaktadır. Söz konusu eleştiriler, makale boyunca bu fikrî temel üzerinde ve Gazâlî'nin Munkız adlı otobiyografisi paralelinde ele alınacaktır.
Buhârî’nin, el-Câmiu’s-Sahîh adlı eserinde yer alan “Hiç kimse Allah’ın kitaplarından birinin lafzını silip yok edemez; fakat onu tahrif edebilir yani hakiki anlamı dışında te’vil edebilir” biçimindeki ibare, hem aidiyeti hem de anlam içeriği açısından tartışılmıştır. İbareyi İbn Abbas’a nispet edenler olduğu gibi, Buhârî’nin kendisine nispet edenler de vardır. Çoğu Buhârî şârihinin de belirttiği üzere ibare Buhârî’ye aittir ve Buhârî bununla önceki semavi kitapların metin olarak değil yorum olarak tahrif edildiğini, yani bu kitapların asıl anlamları dışında farklı te’villere maruz kaldıklarını ifade etmektedir. Geç dönemde İbn Haldûn, Makrîzî gibi âlimlerce taraftar bulacak olan bu görüş, erken dönemde Buhârî tarafından gündeme getirilmiştir. Bu makale bahse konu ifadenin aidiyeti, delaleti ve tarihi arka planını araştırmak amacıyla kaleme alınmıştır.
İngiliz edebiyatı üzerinde çalışırken Türk edebiyatı tarihine kafa yoran ve edebiyatın kuram ve yöntemleri üzerine önemli çalışmalar yapan Berna Moran'ın eserleri hâlâ üniversite öğrencilerinin ana kaynakları arasında. Peki Moran'ın çocukluğu nasıldı, hayat hikâyesi neydi?
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
İdrak Dergisi, 2023
Osmanlı’da İbn Teymiyyeciliği Birgivî ÜzerinOsmanlı’da İlm-i Kelâm: Âlimler, Eserler, Meseleler, 2016
umran dergisi- Temmuz sayısı , 2003
Marife Dini Araştırmalar Dergisi, 2018
Bilimname, 2019
Tokat ilmiyat dergisi, 2022
Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi, 2020
Yer Üzerine: Felsefi Hermenötik Bir Yaklaşım, 2024
Academic Perspective Procedia, 2022
Edebî Eleştiri Dergisi, 2021
ATEBE Dergisi | Journal of ATEBE, 2022
17. Türk Dünyası Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, 2019