Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2019, TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ PORTRELER
…
17 pages
1 file
2012
Bu makalede Ziya Gökalp'in iktisadi görüşleri ele alınmıştır. Ziya Gökalp'ın, Türkiye'nin kalkınması ile ilgili görüşlerinin bir kısmını anlattık. O, zamanının iktisadî meselelerini ele alarak, onları iyi bir şekilde ifade etmiştir. Bu konuların bir kısmı günümüzde de tartışılmaya devam etmektedir. Gümrük Birliği, KİT'lerin durumu gibi… Ziya Gökalp'in, Cumhuriyet kurulurken ifade ettiği iktisadî fikirlerinin bir kısmı hâlâ güncelliğini korumaktadır. Bu nedenle Gökalp'in iktisadî düşünceleri de günümüzde önemini ve değerini korumaktadır.
Journal of Turkish Studies, 2017
Kaynağı Avrupa olan, sanatta halka yönelme eğilimi, Osmanlı'da 19. yüzyılda başlamıştır. Ziya Gökalp ise hayatın tümünü içine alan bir bakışla "Yeni Hayat" felsefesini ortaya çıkarmıştır. Öncelikle dilde sadeleşme olarak görülen bu anlayış için Ömer Seyfettin, "Yeni Lisan" makalesini yazmıştır. Bu makalede "Yeni Hayat" felsefesi içinde yer alacak dil anlayışı ortaya konulmuştur. Ziya Gökalp, Selanik'teki arkadaşları, ülke çapında pek çok sanatçı ve aydın bu anlayışla eserler vermeye başlar. Bu felsefe Osmanlı'nın fikir zenginliğine katkı sağlarken yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran kadroları da yetiştirmiş olur. Aynı zamanda yeni devletin temel prensipleri de bu anlayıştan doğar. Bu çalışmada edebiyatta halka yönelme anlayışının Osmanlı'daki kısa özeti üzerinde durulacak. Ziya Gökalp'in Selanik'te basın yayın yoluyla başlattığı "Yeni Hayat" felsefesi söz konusu edilecek ve bu anlamda "Yeni Felsefe" ve "Genç Kalemler" dergileri üzerinde durulacaktır. "Yeni Hayat"ın başka bir uygarlığı taklit etmek gibi bir anlayışı yoktur. Bu anlayış bütün birikimleriyle, tarihi ve kültürüyle halka odaklanmayı amaç edinmiştir. Öncelikle dil birliği sağlayacak aydınlar, sanatın gelişmekte olan iç yapısına çalışmak yerine insan ve sanat, halk ve sanat düzleminde eserler verecektir. Bu sayede sanatçı için de yaşanılan hayat önemli bir malzeme haline gelmiş olacaktır. Böylece zamanın bir gerekliliği olarak halka yönelik sanat ortaya çıkacaktır. Bu durum, sanatçının halktan yararlanmasını gerekli kılacak sanatçıyla halkın iletişimi de böylece kurulmuş olacaktır.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi
Doğanın yapısını araştırma ve bilgi edinmenin yolları bilim felsefesinin önemli problemleridir. Bu problemlerin bir kısmını ontolojik, epistemolojik ve metodolojik monizm ve plüralizm konuları oluşturur. Monistler varlık ve bilgi alanlarını teke indirme amacı güderken plüralistler bunun tam tersi olarak çokcu bir varlık ve buna mukabil epistemik alan ortaya koymaya çabalarlar. Biz de çalışmamızda öncelikle monist ve plüralist bilim anlayışlarının genel özelliklerini kısaca ortaya koymaya çalıştık. Bunun için evvela XX. yüzyılda tartışmanın seyrini belirleyen filozofların görüşlerini ve bu görüşlerin birbirleri ile olan irtibatı ele aldık. Problemin tarihsel boyutlarını ele aldıktan sonra güncel durumu özetledik. Daha sonra Türk düşünce hayatının önemli isimlerinden birisi olan Ziya Gökalp’in bilim anlayışını 1918 yılında Yeni Mecmua adlı dergide yayınladığı “Muhtelif İlim Telakkileri” adındaki makalesini göz önünde bulundurarak inceledik. Ziya Gökalp altı sayfalık bu kısa metninde p...
Ensar Neşriyat - Editör: Ali Karakaş, Abdusselam Ertekin, Uğur Yiğiz, Tahsin Kula, 2024
1876 yılında Diyarbakır’da dünyaya gelen Ziya Gökalp, 1895 yılında Baytar Mektebine kaydını yaptırarak İstanbul’a gitmiş, burada kurduğu siyasi bağlantılar onun düşünce dünyasının şekillenmesinde etkili olmuştur. 1900 yılında Diyarbakır’a sürgün edilmiş, II. Meşrutiyet döneminde İttihat ve Terakki’nin Diyarbekir şubesini kurmuş, 1912’de ise Ergani-Maden mebusu seçilerek Mebusan Meclisine girmiştir. 1919 yılında Malta’ya sürgün edilen Ziya Gökalp, 1923 yılında Diyarbakır milletvekili seçilmesinden kısa bir süre sonra 1924’te İstanbul’da vefat etmiştir. Türk kültür, siyaset ve düşünce dünyasının önde gelen isimlerinden biri olan Ziya Gökalp genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında ve kültür politikalarının geliştirilmesinde de dönemin siyasal aktörlerine fikir babalığı yapmış, Osmanlının son dönemlerinde ortaya çıkan Türklük, İslamcılık ve Batıcılık gibi fikir akımlarını sentezlemiştir. Fikirlerini dönemin Türk Yurdu, Halka Doğru, Türk Sözü, İslâm Mecmuası, İçtimâiyyat Mecmuası, Millî Tetebbûlar Mecmuası, Yeni Mecmua gibi gazete ve dergilerde dile getirmiştir. Ziya Gökalp’in basın tarihimiz açısından ise esas önemi künyesinde “Sahib-i imtiyaz ve müdür-i mesulü Ziya Gökalp” ifadesinin yer aldığı Küçük Mecmua isimli bir süreli yayını doğrudan kendisinin çıkarmasıdır. Künyesinde baskı yeri “İdarehanesi Diyarbakır Hükümet Dairesinde Vilayet Matbaası” olarak belirtilen Küçük Mecmua, otuz üç sayı olarak yayınlanmıştır. Büyük maddi imkânsızlıklar içinde çıkan dergi, her ne kadar “Küçük Mecmua” ismiyle basın tarihimizde yer alsa da dönemin fikir hayatının şekillenmesinde büyük öneme haiz olmuştur. Nitekim Atatürk, İzmir’de yaptığı bir basın toplantısında “Ziya Gökalp’ın Küçük Mecmuası inkılâbımıza büyük hizmetlerde bulunmuştur” ifadeleriyle bu duruma dikkat çekmiştir. Çalışmada, Ziya Gökalp’in gazetecilik yönü Küçük Mecmua dergisi merkeze alınarak ortaya konulacaktır.
Dünyada Avrupa merkezli büyük bir değişim süreci yaşandı. Uzun ortaçağdan sonra başlayan yeniçağ bir anafor gibi her şeyi alt üst etti. Modernleşme adı verilen bu süreçte dinin kurumsal yapısından ekonomi ve siyasetin geleneksel yapısına kadar pek çok alanda köklü değişimler görüldü. Ortaçağın egemen zihniyet yapısı skolâstik düşünce, yerini akılcı, araştırmacı ve yaratıcı bir dünya görüşüne bıraktı. Kilise, engizisyon, Tanrısal krallıklar, dogmalar, feodal yapılar gibi ortaçağ tortularından Avrupa'nın kurtulması kolay olmadı. Büyük bir mücadele gerekti. Sonunda başarıldı. Modernleşme adı verilen bir gelişme süreci yaşandı. Descartes ile felsefede başlayan modernleşme her alana yayıldı ve Avrupa'nın ilerlemesine yol açtı. Bu ilerleme Sanayi Devrimi ile zirveye ulaştı. Kapitalizm olarak adlandırılan bir tarihsel ve toplumsal safhaya geçildiği kabul edildi. Birçok bilim alanı doğdu. Bunlardan birisi de "sosyoloji" oldu.
Milli Folklor
A type is that with personality who is agent of person or personal groups in some of many narrations. The type is an instrument which presents to us about the social life tarditions, customs and ideals in narrations used by narrator. In this study, the types of in prose and verse tales will be reconnoitred with Ziya Gökalp’s way of thinking.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Yeni Okumalar Işığında Ziya Gökalp Editörler: Mustafa YİĞİT, İkbal VURUCU içinde kitap bölümü, 2017
Cumhuriyet Dönemi Türk Düşüncesi: İsimler, Yönelimler, Bakışlar, (Ed.Ö. Buçukcu) Bibliyotek Yayınları, İstanbul , 2017
Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2024
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 2021
Tarih okulu, 2022
Istanbul Journal of Sociological Studies, 1986
Türk Sosyologları ve Eserleri II, (Ed. Ertan Eğribel-Ufuk Özcan) Kitabevi Yayınları, İstanbul, 2010
Ziya Gökalp, 2011
Kürt Tarihi ve Siyasetinden Portreler Yalçın Çakmak (Der.), Tuncay Şur (Der.), 2018
Adnan menderes ünİversİtesİ sosyal bilimler enstİtüsü dergisi 1, 2017
Bingöl üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü dergisi, 2017
Ziya Gökalp'in Şairliği ve Şiirle İlgili Görüşleri, 2024
DEDE KORKUT Uluslararasi Turk Dili ve Edebiyati Arastirmalari Dergisi, 2019