Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2023, Sosyal ve Mekânsal Ayrışmanın Dışa Kapalı Konut Yerleşimleri Kapsamında Ölçekler Arası Analizi: Bir Yöntem Önerisi
https://doi.org/10.14744/planlama.2023.0488…
18 pages
1 file
Gated communities are a forerunner in the new form of urbanization emerging in Istanbul. Among the main factors affecting this urbanization process are the new elites, new lifestyles and the demand for physically-secured housing settlements. Triggered by these factors, gated communities have become the impulsive force of social and spatial segregation. This segregation and its dimensions, which compose the research question of this paper, are analyzed and discussed herein with the help of spatial mapping and interviews. First, the locations of the existing private housing projects in Istanbul are mapped and the location criteria for these projects are determined. Second, some factors affecting the segregation, i.e. the residents’ reasons for preferring to live in a gated community, their usage habits of the facilities within the community and their daily commute to the city, are evaluated via interviews. Finally, the main findings are discussed.
İdeal Kent, Kent Araştırmaları Dergisi, 2010
Sanayileşme ile birlikte kent merkezlerinde başlayan dönüşümün çok geniş bir çerçevede tartışılan sonuçları içinde, geleneksel kentlerdeki konut yaşam çevrelerinin ve buna paralel olarak mahalle kavramının da değiştiği görülmektedir. Bu durum modernleşmeyle zayıflayan sosyal ilişkiler çerçevesinde yalnızlaşan birey üzerinde temellenmektedir. Günümüzde çeşitli üretim biçimleriyle karşımıza çıkan ve yeni bir konut yaşam çevresi olarak değerlendirilebilecek kapalı konut toplulukları, sosyal ilişkilere ayrı bir önem atfederek geleneksel mahalleyi ve onun sahip olduğu komşuluk ilişkilerini yeniden canlandırma hedefiyle sunulmaktadırlar. Kapalı siteler dünya genelindeki literatürde, neo-liberal politikalar, post modernite ve tüketim kültürünü kapsayan bir kuramsal çerçeve üzerinden, derin bir sosyolojik arka planla birlikte tartışılmaktadırlar. Bu çalışma ise kapalı konut sitelerini sosyal ilişkiler ve mahalle kavramı çerçevesinde irdelemeyi hedeflemektedir.
Mimarlık, Planlama ve Tasarım Araştırmaları, 2018
Öz İnsanlığın ortak hafızası konumunda olan mitler, masallar ve benzeri bir çok anlatıda, dönüşüm sürecindeki bireyin içsel değişimi, sembolik anlamda bir mekân değişikliğini zorunlu kılar. Bu durum, zulemat (karanlıklar) ülkesine yolculuk, çile ve/ya uzlet gibi oldukça farklı şekillerde karşımıza çıkabilmektedir. Bu bağlamda, insanın farkındalığını idrak ederek bunu aşkın (transandantal) bir boyuta taşıması ve nihayet mistik bütünleşmeyi elde etmesinde ‘kapalı ve dar mekânlar’ yaptığı çağrışımlarla birlikte büyük bir rol oynar. Birey, kendisinde saklı olan gizil güçleri tanıma noktasında girdiği kapalı ve dar mekânlardan bir fark edişle çıkarak sonsuzluğa açılmış yayılmış olur. Anahtar Kelimeler Bireyleşim, erginleşme, yolculuk, dip nokta, kapalı ve dar mekânlar
Türkiye jeolojik, morfolojik ve iklim özelliklerinden dolayı çeşitli afetlerin sıkça yaşandığı bir coğrafyada yer almaktadır. Bu afetler içerisinde kuşkusuz ki deprem ilk sırada yer almaktadır. Nitekim meydana gelen yıkıcı depremler önemli can kayıplarına yol açmıştır. Yaşanan afet olayı sonrasında ilk yardım, arama kurtarma ve hasar tespit çalışmalarının ardından afetzedelerin güvenli alanlarda barınma ihtiyacı karşılanmaya çalışılmaktadır. Afet sonrasında çok sayıda konutun yıkılması ya da ağır hasarlı durumda olması bu konutlarda yaşayan ailelere acilen barınma ihtiyacının sağlanmasını zorunlu kılmaktadır. İnsanların temel yaşama gereksinimlerinden biri olan barınma ihtiyacının karşılanması afetzedelerin günlük yaşamlarına en kısa sürede dönmelerini de mümkün kılmaktadır. Bu noktada hem geçici iskân alanlarının hem de daimi iskânın sağlanması amacıyla kalıcı konutların oluşum sürecinde farklı yasal ve yönetsel sınırlılıkların yanı sıra sosyal, mekânsal ve ekonomik sorunlar da karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple çalışmada afetzede konutlarına ilişkin sorunların ortaya çıkarılması, afet sonrası geçici ve kalıcı barınmanın etkileşim içerisinde olduğu tüm bileşenlerin ele alınarak konut üretiminde ülke kaynaklarının verimli ve etkin kullanımına olanak verecek kriterlerin ortaya konulması amaçlanmaktadır.
İnsanların mevcut farklılıklarının ve ayrışmalarının mekâna yansıması olan mekânsal ayrışmanın ardında gelir, ırk, din, etnik kimlik, sosyal statü, eğitim vb. çeşitli etkenler bulunmaktadır. Zira mekânsal ayrışma toplumdaki sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik dinamiklerin iç içe geçtiği karmaşık bir kavramdır. Günümüzde mekânsal ayrışmanın kentlerdeki en görünür hali kapalı konut siteleridir. Kapalı konut siteleri, üst gelir grubuna hitap eden, yalnızca bir konut olmaktan ziyade yaşam tarzı ve olanakları sunan, dışarıdan serbestçe girişin mümkün olmadığı sıkı güvenlik tedbirlerine sahip yaşam alanlarıdır. Bu çalışmada Şanlıurfa kent merkezinde yer alan VEMA kapalı konut sitesi ele alınmıştır. Çalışmanın amacı, VEMA sitesi örneğinden hareketle kapalı konut sitelerinde nasıl bir ayrışma sürecinin yaşandığını ve bu ayrışmayı etkileyen sosyal, kentsel, ekonomik ve kültürel dinamikleri ortaya koymaktır. Bu doğrultuda çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden birisi olan derinlemesine görüşme tekniği kullanılmıştır. Literatürde Şanlıurfa kenti özelinde konuya ilişkin önceden yapılmış bir çalışmanın bulunmaması, söz konusu çalışmayı gerek kent gerekse de literatür için önemli kılmaktadır. Çalışma sonucunda, site sakinlerinin ortalama gelir düzeyinin Şanlıurfa kent ortalamasının oldukça üzerinde olduğu, site sakinlerinin siteyi tercih ederken 'güvenlik' kaygısıyla hareket ettiği, sitedeki sosyal donatıların sıklıkla kullanıldığı, VEMA Green Park Sitesi sakini olmanın toplumsal bir ayrıcalık kazandırdığı, site içerisinde yakın komşuluk ilişkilerinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Bu çalışmada, sosyal dışlanma kavramının ortaya çıkışı ve günümüze kadar geçen sürede bu kavramın yatay ve dikey genişlemesine değinilmiştir. Sosyal konut uygulamaları, özellikle Avrupa’da yaygın bir kullanım alanına sahiptir ve bu çerçevede konut ihtiyacı olan ve sosyal dışlanma tehdidi altında yaşayan kişiler, mülkiyete dayalı ya da kiracı olarak kamu kurumlarınca yaptırılan konutlardan yararlanırlar. Ülkemizde de 2009 yılından itibaren yoksullara sosyal konut inşaatı yapımına başlanmış olup, çalışma kapsamında sosyal konutlarda yaşayanların sosyal dışlanmaya maruz kalma süreçleri incelenmiştir. Bu nedenle, kavramın ontolojik boyutunu görebilmek için Sosyal Konut alanlarında yaşayan insanlarla görüşmeler yapılmıştır. Bu kişilerin başta yaşadıkları konutlar olmak üzere tüm hayatları üzerinden dışlanma kavramı değerlendirilmiştir.
Artium, 2022
Günümüz toplumunun giderek tüketici hale gelmesi, bireyin yaşam kalitesini ve yaşam tarzını değiştirmektedir. Bu durum dışa kapalı konut yerleşimlerini bir cazibe merkezi haline getirmiştir. Dışa kapalı konut siteleri; orta ve üst gelir grubundan hane halklarının dışarıya kapalı, özel güvenlik önlemleri ile korunan ve çeşitli sosyal olanakları barındıran konut alanları olarak ifade edilebilir. Günümüzde çeşitli üretim biçimleriyle karşımıza çıkan dışa kapalı konut yerleşimleri bireyin mekân algısını zayıflatan kentler oluşturmaktadırlar. Bu bağlamda çalışma dışa kapalı konut yerleşimlerinin kişisel deneyimlerle oluşan algısal mekân okumalarını sorgulamaktadır. Çalışma kapsamında; Konya'da farklı gelir guruplarına göre ayrıştıran Naturapark, Mete Konakları ve Temaşehir dışa kapalı konut yerleşimleri karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Mevcut durumları yerinde inceleme ve gözlem yapılarak tespit edilmiştir. Lynch'in geliştirdiği zihinsel haritalama metodu ve Gestalt temel tasarım ve kompozisyon ilkeleriyle bireyin mekân algısını etkileyen faktörlerin analizleri yapılmıştır. Sonuç olarak, dışa kapalı konut yerleşimlerinde sosyal alanlar, peyzaj alanları ve farklı mekânsal fonksiyonların bir araya gelmesi düşünülmüştür. Ancak, orta ve üst gelir durumuna göre mekân kullanımı ayrışmış ve bütünleşme kurgusu zayıf kalmıştır.
İdealKent (Kent Araştırmaları Dergisi), 6. Sayı: Güvenlikli Siteler Sosyo-Mekansal Ayrışmanın Biçimleri
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 1974
Arrademento Mimarlık, 2012
İdealkent, 2020
Liberal Düşünce Dergisi, 2020
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, 2020
Journal of International Social Research, 2015
Mimarist, 2017
DergiPark (Istanbul University), 2015
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi