Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2019, I. ULUSLARARASI DİN VE İNSAN SEMPOZYUMU “DİN, DİL VE İLETİŞİM”
…
1208 pages
1 file
Kutsal metinlerin nasıl anlaşılacağı, Tanrı hakkında konuşmanın mahiyetinin nasıl olacağı konusu ilk dönemlerden beri tartışılmıştır. Konunun önemi din diline ilişkin fikrin dini algılama, inanma ve yorumlamayı biçimlendirmesinden kaynaklanmaktadır. Din dili düşüncesinin etrafında şekillendiği temel konu olan Tanrı hakkında konuşma ya olumlama ya da olumsuzlama üslubu ile olmaktadır. Müfessir Zemahşerî’nin paradigmasını belirleyen Mutezile mezhebi bu iki yoldan İslam geleneğinde tenzîh ismi verilen olumsuzlama yöntemiyle Tanrı’yı tanımlama düşüncesini savunmaktadırlar. Buna göre Tanrı cisim değildir, mekandan, zamandan ve bütün insanî özelliklerden münezzehtir. Aklî eğilimleri ile bilinen Mutezile mezhebinin bir mensubu olan müfessir, insan aklının doğrudan kavrayamayacağı anlatımlar içeren ayetleri sembolik dil anlayışına uygun açıklamayı tercih etmiştir. Zemahşerî’nin tefsirinde tenzihî bakış açısının sonucu olan dinî sembolizm anlayışı yalnız Tanrı hakkında konuşma ile sınırlı kalmamış diğer metafizik konulara, mahiyeti doğrudan kavranamayan ayetlerin tefsirine de yansımıştır. Ahiret ahvali, cansız varlıklara yüklenen insanî özellikler yine aynı sembolik dil anlayışına uygun tevil edilmiştir. Bu çalışma kendisinden sonra gelen sünnî müfessirleri dahi etkileyen Zemahşerî’nin din diline ilişkin özgün görüşlerini ve bu görüşlerin tefsir geleneğine yansımalarını analiz edebilmeyi amaçlamaktadır.
2016
Hirka, kemer ve post, dini/mistik fonksiyonlarinin yaninda genelde tasavvufi cereyanlarda ve ozelde de Bektâsi geleneginde, menâkibnâmelerinde ve merasimlerinde adindan sikca soz edilen sembolik birer unsur olarak onemli islevler ustlenmistir. Biz bu calismamizda Bektâsi geleneginin zengin kultur ve sembollerinin yer aldigi orijinal yazma halinde bulunan bir Bektâsi âdâb kitabinin muhtevâsinda yer alan risalelerin ozet bir tahlilini yaparak sembolik yorumlari uzerinde durduk. Bu sayede Bektâsi dusuncesi ve geleneginin dini yaklasimlari hakkinda bir ornek ortaya koymaya calistik. Hirka giyinme, post ve kemer baglama sembolik davranislari, Alevi-Bektasi topluluklarinda sosyal dayanisma ve butunlesmeyi, birlikteligi ve her turlu dagilmayi engelleyen cemaat ruhunu, biz suurunu ve grup bilincini guclendirmeyi ve pekistirmeyi hedefleyen rituellerdir. Bektâsi tekkelerinde pire hizmet gorevlerinin her biri bir post ile simgelestirilir ve temsil edilir. Bu anlayisi Balim Sultan’in “On iki po...
Amasya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Mehmet KAYA Öz Keşş}f tefsiri Mutezilî yorumlar sebebiyle eleştirilse de içerdiği eşsiz dilbilimsel ve kelami yorumları sebebiyle bu alanlardaki hemen her çalışmada kendisinden istifade edilen bir eser olmuştur. Bu özelliğinin yanı sıra doğrudan ya da dolaylı olarak birçok müstakil çalışmanın da ana konusunu oluşturan eser hakkında onlarca şerh, haşiye ve talik türü çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca çeşitli akademik araştırmalara da konu olan eser hakkında son dönemde Türkiye'de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde kitap, tez, makale, bildiri ve ansiklopedi maddesi ile çevirilerden oluşan onlarca çalışma yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Bu çalışmaların tefsir ilmi başta olmak üzere dilbilim ve kelam alanlarında yoğunlaştığı, bunlar arasında tahkik ve mukayese çalışmalarının da önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. Biz bu çalışmada etkisi günümüzde de devam eden Keşş}f tefsirini Türkiye başta olmak üzere Arap dünyası, Batı dünyası ile çeşitli Asya ve Afrika ülkelerinde doğrudan konu edinen akademik araştırmalar hakkında literatür çalışması yaparak alana katkı sunmayı hedeflemekteyiz.
Öz: Kur'ân-ı Kerîm'in muhafazasına, tefsir ve teviline yönelik oluşturulan Ulûmü'l-Kur'ân'ın en önemlilerinden biri nesihtir. Birçok akademik çalışmaya konu olan ve hemen her bir müfessirin dikkate aldığı nesh, aynı zamanda İslamî ilimlerin de ortak kadim meselelerindendir. Bu makalede, Mâtürîdî'nin (ö. 333/944) Te'vîlâtü'l-Kur'ân'ı ile Zemahşerî'nin (ö. 538/1144) Keşşâf'ında, nesh meselesini ele alış biçimleri mukayese edilmeye çalışılmıştır. Yapılan çalışma sonucu iki eserde de nesh konusuna yeterince yer verildiği, meselenin genel yönleriyle ele alınıp irdelendiği görülmüştür. İki müfessir de bir taraftan konuyla ilgili geleneksel ilmî mirası dikkate alırken diğer taraftan konu hakkındaki dirayetlerini ortaya koymuşlardır. Neshe dair genel anlamda yakın bir duruş sergilemekle beraber iki müfessirin rivayetleri değerlendirme ve özellikle neshe dayanak teşkil eden kaynaklar hususunda birbirinden farklı ve iç bütünlüklü bir bakış açısı ortaya koydukları görülmüştür.
İited, 2023
Semâ, daha çok Mevlânâ ve Mevlevîlik ile tanınmış olsa da Mevlânâ'dan asırlar önce hatta tasavvuf tarihinin en eski zamanlarından itibaren uygulanagelen bir sûfî geleneğidir. Mevlevîliğin kurumsallaşmasıyla birlikte semâ, bir âyin formuna ulaşmış ve zaman içinde yoğun bir metaforik anlam muhtevası kazanmıştır. Allah'a iyi kul olarak yakınlaşmayı hedefleyen manevî yolların her biri insanın çeşitli aşamalardan geçerek kendini eğitmesini tavsiye etmektedir. Semâ âyini ise bu eğitimin hem ana hedefini hem de sürecini, fiilî ve maddî birtakım sembollerle dile getirmektedir. Makale, Mevlevî semâ âyinindeki fiilî ve maddî unsurların sembolik anlamlarını konu edinmektedir. Çalışmanın amacı, bahsi geçen sembollere ait anlamların Türk tasavvuf geleneğindeki arka planını, kökenini tespit etmek ve bu suretle semâdaki sembollerin arkeolojisini tasavvuf kültürü ışığında ortaya koymaktır. Semânın taşıdığı sembolik anlamların, Mevlevîlik usûllerinin yanı sıra geleneksel tasavvuf kültürünün ve bilhassa Anadolu manevî geleneklerinin etkisiyle şekillendiği görülmüştür. Bu çerçevede makaleye esas alınan kaynaklar, tasavvuf tarihinin klasik eserleri ile semâyı tarih boyunca şekillendiren Mevlevî büyüklerinin yazdıkları âdap kitapları ve modern çalışmalardır.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / This article has been reviewed by least two referees and scanned via a plagiarism software.
Hitit İlahiyat Dergisi
İlk insandan bu yana kişinin gerek yaşadığı çağdaki gerek kendisinden sonraki nesillerle bilgi ve tecrübelerini paylaşma, onları iyi ve güzel olana yönlendirme isteği var olmuştur. Bu istekle ortaya çıkan nasihatler bazen doğrudan sözlü tavsiye şeklinde sunulmuş, bazen de sanatlı söyleyiş ile yazıya dökülerek edebî bir hâl almıştır. Türk edebiyatında, üzerinde en yaygın edebî türlerden biri hâline gelen bu eserler; manzum, mensur veya manzum-mensur karışımı formlarda karşımıza çıkmaktadır. Bilhassa şiirin ezberi ve öğrenmeyi kolaylaştırması sebebiyle bu eserlerin yazımında çoğu zaman nazım tercih edilmiştir. Manzum nasihat-nâme adı verilen bu tür eserler; toplumu dinî, ahlakî ve sosyal açıdan eğitmeyi amaçlamıştır. Müellifler; öğütlerini etkili kılmak için ayet, hadis, kelâm-ı kibâr, atasözü ve deyimlerle süsledikleri eserlerinde hikâye ve menkıbelerin de eğitici gücünden istifade etmiştir. Çocuk eğitiminden karakter ve din eğitimine kadar pek çok konuda öğütler içeren manzum nasiha...
Mütefekkir, 2017
Dilbilimsel tefsir Kur’an yorumunda müfessirin ilk başvurduğu ve de tarihsel açıdan en kadim yöntemdir. Mutezilî düşünce biçimini ayetler üzerinde uygulamayı hedefleyen bir tefsir olarak Zemahşerî’nin el-Keşşâf adlı eseri, bu özelliğiyle eleştirilse de barındırdığı eşsiz dilbilimsel yorumlar sebebiyle hemen her anlayıştaki müfessirin başvurduğu bir kaynak olma hüviyetine sahiptir. Bu özelliği sebebiyle üzerinde birçok muhtasar, şerh ve haşiye çalışması yapılmıştır. Keşşâf haşiyelerinden biri de Manisa İl Halk Kütüphanesi Manisa Akhisar Zeynelzade Koleksiyonu 45 Ak Ze 422 numaralı arşivde kayıtlı Cemaleddin Aksarâyî (ö. 791/1388)’ye nispet edilen Hâşiye ale’l-Keşşâf’tır. Yaptığımız araştırmada bu eserin, Beyzâvî (ö. 638/1286)’nin Envâru’t-tenzîl’i üzerine yazılmış bir haşiye olduğunu ve de yazarının Cemâleddin İshâk el-Karamânî (ö. 933/1527) olduğunu tespit etmiş bulunmaktayız. Eserde ayetler dilbilimsel açıdan kelime anlamı, iştikak sarf, nahiv ve belagat ilmi açısından yorumlanmış, sıkça kelimenin irab farklılığına ve bu durumda ortaya çıkan anlam farklılıklarına değinilmiştir. Biz bu çalışmada Cemâleddîn Aksarâyi’ye nispet edilen Hâşiye ale’l-Keşşâf adlı eserdeki ayetlerin dilbilimsel yorumlarını inceleyeceğiz.
Özet-Ashāb-ı Kehf kutsal kitaplarda, bazı dinì metinlerde ve mitoslarda anlatıla gelmiştir. Konuyla ilgili yaptığımız araştırmalar neticesinde kanaatimizce, geçmişi yüzlerce yıl geriye giden "Ashāb-ı Kehf" kıssası, Divān Şiirinde, çoğu kez beyitlerde telmih yoluyla, kimi kez de müstakil bir eserde karşımıza çıkmaktadır. Nitekim XV. yy. şairlerinden İslāmì'nin yazdığı bir mesnevide kıssa bütünüyle anlatılmıştır. Söz konusu metin, kıssanın Türk kültürü ve edebiyatında aldığı biçimi yansıtmaktadır.
2018
Öz Keşş}f tefsiri Mutezilî yorumlar sebebiyle eleştirilse de içerdiği eşsiz dilbilimsel ve kelami yorumları sebebiyle bu alanlardaki hemen her çalışmada kendisinden istifade edilen bir eser olmuştur. Bu özelliğinin yanı sıra doğrudan ya da dolaylı olarak birçok müstakil çalışmanın da ana konusunu oluşturan eser hakkında onlarca şerh, haşiye ve talik türü çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca çeşitli akademik araştırmalara da konu olan eser hakkında son dönemde Türkiye'de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde kitap, tez, makale, bildiri ve ansiklopedi maddesi ile çevirilerden oluşan onlarca çalışma yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Bu çalışmaların tefsir ilmi başta olmak üzere dilbilim ve kelam alanlarında yoğunlaştığı, bunlar arasında tahkik ve mukayese çalışmalarının da önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. Biz bu çalışmada etkisi günümüzde de devam eden Keşş}f tefsirini Türkiye başta olmak üzere Arap dünyası, Batı dünyası ile çeşitli Asya ve Afrika ülkelerinde doğrudan konu edinen akademik araştırmalar hakkında literatür çalışması yaparak alana katkı sunmayı hedeflemekteyiz. The Academic Searches on Kashshāf Commentary: A Survey on the Literature Abstract Even if Kessaf commentary is criticised due to Muʿtazila's comments, it has become a work which has been used nearly in all the studies in this field because of its unique linguistic and theological comments. Moreover, tens of annotation, commentary, şarh, hashiya and talika have been made about the work which comprises the main subject in many self-contained studies directly or indirectly. Furthermore, tens of studies which consist of the translations with the book, thesis, article declaration and encyclopedia items have been made about the
Many different methods can be used to understand literary works. In this paper, story of Mihr ü Vefâ are analysed with archetypal symbolism to bring out meaning of text.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten, 2024
International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2016
Türkiyat Mecmuası, 2020
Trabzon ilahiyat dergisi, 2020
Journal of Turkish Studies, 2016
Necmettin Erbakan Universitesi Ilahiyat Fakultesi Dergisi, Necmettin Erbakan University, 2020
DİVAN EDEBİYATI ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2024