Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2017, Bilgi ekonomisi ve yönetimi dergisi
Hayatın tüm alanlarında bir dönüşüm söz konusu. Bu dönüşümün itici gücü, teknolojik yenilikler. Sanayi devrimi dönemindeki değişimin hızı ve miktarından daha fazla bir değişim ve dönüşüm günümüzde yaşanıyor. Teknolojik yeniliklerin yarattığı bu değişim, her bireyi kaçınılmaz bir şekilde etkiliyor. Özellikle zaman ve mekân, çalışma ve iş hayatı anlayışları topyekûn değişime uğruyor. Geçmişin belirli bir mekâna ve zamana bağlı iş algısı, yerini zamanın ve mekânın yitimi ile paralel bir algılayışa bırakmaktadır. Bireyler artık bir yerde olmak zorunda değildir. Sanal mekân, yani zamansallığın ve mekânsallığın olmadığı yer de bir nevi çalışma ve iş ortamı haline dönüşmüştür. Sosyal medya, bu mekânın belirleyicisi konumundadır. Sosyal medya, farklı türden taleplerin dile getirilmesi için bir araç olmasına rağmen bugün bir çalışma ve işyeri niteliğine de bürünmüştür. Bu doğrultuda bu makale, sanal mekânın belirleyicisi konumunda olan sosyal medyanın nasıl bir iş yaşantısı yeri/mekânı haline dönüştüğünü, burada faaliyet halinde olan bireylerin, başka bir ifadeyle sosyal medya uzmanlarının çalışma koşullarının ve anlayışlarının ne olduğunu açıklamaya çalışmaktadır.
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi
ĠletiĢim teknolojilerinde hızla yaĢanan geliĢmeler, internet kullanımında ciddi artıĢlar sağlayarak kiĢilere fikir ve düĢüncelerini ifade edebilecekleri, her konuda paylaĢım yapabilecekleri bir alan sunmuĢtur. Sosyal medya adı verilen bu alan, kiĢi, grup ve kurumları bir araya getirerek bir etkileĢim yaratması açısından büyük bir öneme sahiptir. Yapılan alanyazın taramasında sosyal medya üzerine üniversite öğrencilerine yönelik birçok çalıĢmanın mevcut olduğu ancak çalıĢan personel açısından bu tür bir çalıĢmanın yapılmadığı gözlemlenmiĢtir. Bu bağlamda; bu araĢtırmanın temel amacı, üniversite çalıĢanlarının sosyal medya kullanım alıĢkanlıklarını ve nedenlerini ortaya koymaktır. Yazına dayalı geliĢtirilen anketle Çanakkale 18 Mart üniversitesinde çalıĢan akademik ve idari personele 350 anket uygulanmıĢ, bunlardan 295 geçerli veri elde edilmiĢtir. Veri analizleri sonucunda sosyal medyanın üniversite çalıĢanları için önemli bir sosyalleĢme ve bilgi edinme aracı olduğu görülmüĢtür. Ayrıca sosyal medyada bir marka hakkında yapılan olumlu ve/veya olumsuz yorumların satın alma niyeti açısından etkili olduğu saptanmıĢtır.
Toplum ve Sosyal Hizmet, 2020
Bu araştırma sosyal hizmet uzmanlarının işsizlik sürecine ilişkin algılarını ve deneyimlerini keşfetmek amacıyla nitel araştırma yöntem ve teknikleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Katılımcılara kartopu örnekleme tekniği ile ulaşılmış ve 15 sosyal hizmet uzmanıyla derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Yapılan görüşmeler sonucu elde edilen veriler MAXQDA programı ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda sosyal hizmet uzmanlarının işsizlik algıları, işsizliğin sosyal hizmet uzmanlarının yaşamlarındaki yansımaları, sosyal hizmet uzmanlarının işsizlikle baş etme biçimleri ve sosyal hizmet uzmanlarının kariyer planları olmak üzere dört temaya ulaşılmıştır. Sosyal hizmet uzmanları profesyonel yardım sunan bir mesleğin temsilcileri olarak dezavantajlı konumda olmayı bir hayal kırıklığı olarak görmekte ve işsizliğin yaşamlarındaki olumsuz yansımalarına vurgu yapmaktadır. Sosyal hizmet uzmanları işsizlikle baş etme noktasında sosyal hizmet bilgi ve becerilerinden faydalanmakta ve...
Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi (MSG), 2004
Yirminci yüzyýlýn ikinci yarýsýndan sonra, endüstrileþmiþ kapitalist toplumlar baþta olmak üzere tüm dünyada, iþletmelerde üretkenliðin önemi vurgulanmaktadýr. Çalýþma hýzýnýn artýþý, vardiyalý ve gece çalýþmasý, tipik olmayan, düzensiz çalýþma artan oranda çalýþma yaþamýna girmektedir. Çalýþma yaþamýndaki bu deðiþimlerin saðlýk ile iliþkisinin incelenmesinde iþ stresi ya da daha kapsamlý adýyla psikososyal etmenler giderek önem kazanmaktadýr. Bu yazýda psikososyal etmenlerin açýklanmasýnda kullanýlan kuramsal modeller, tarihsel süreç de göz önüne alýnarak sunulmuþtur.
Hak İş Uluslararası Emek ve Toplum Dergisi, 2021
Son yıllarda maneviyat ile ilgili konular sosyal bilimlerin de ilgisini çekmektedir. Sosyal bilimler, maneviyatı, din veya inanç sistemlerinden farklı olarak genel anlamda metafizik tecrübeye dayanan bir idrak, kişisel benliği aşan, sosyal ilişkilere de katkısı olan bir gerçeklik olarak değerlendirmektedir. Hal böyle olunca maneviyat, inanç sistemleri, dinler ve(ya) yeni dini hareketler bağlamında ağırlıklı olarak toplumsal boyutu ve fonksiyonları açısından da sosyolojinin ilgisini çekmektedir. Toplumsal bir olgu ve sosyolojik bir fenomen olarak maneviyat, genel anlamda çalışma hayatında, özelde ise işyerinde özellikle çalışanların moral ve motivasyonu bağlamında bir değer olarak kabul edilmektedir. Makalemizde de maneviyat kavramı, çalışma sosyolojisi perspektifinden ele alınmakta ve bu doğrultuda maneviyat ile din/dindarlık, dini/seküler bağlılık, moral/etik ve ruh sağlığı arasındaki ilişkiler incelenmektedir. Daha sonra ise çalışma sosyolojisi ve psikolojisi bağlamında işyerinde maneviyat kavramı hem tanım hem de sosyal kuram açılımlarıyla incelenmekte ve değerlendirilmektedir. Bu çerçevede "Manevi Liderlik Teorisi", "Sosyal Mübadele Teorisi" ve "Sosyal Kimlik Teorisi" tahlil edilmektedir. Bunun akabinde maneviyat dostu işletmelerin özellikleri tanıtıldıktan sonra Türk literatüründe "İşyerinde Maneviyat" ile ilgili bilimsel çalışmalar değerlendirilmektedir.
Journal of Yaşar University, 2011
Çalışmada, üniversitede görev yapan akademik ve idari personel ele alınmıştır. Üniversitede çalışan kadınların yaşadığı tükenmişlik düzeylerini saptamak ve bazı değişkenler ile tükenmişlik düzeyleri arasındaki ilişkiyi tespit etmek çalışmanın amaçlarındandır. Bu bağlamda çalışmada, "Kişisel Bilgi Formu","Maslach Tükenmişlik Ölçeği (MBI)" ve Tükenmişlik-Aile-İş-Sosyal yaşama ilişkin soruların yer aldığı bir form kullanılmıştır. Toplanan veriler yardımıyla, tükenmişliğin sosyo-ekonomik değişkenlerle ilişkisine ve aile-iş-sosyal yaşam-tükenmişlik ilişkisine yönelik geliştirilen hipotezlerin testleri yapılmıştır. Araştırmanın sonuçlarında, sosyo-ekonomik özelliklerden yaş, çocuk sahibi olma, çocuk sayısı, idari görev alma ve bağımlı bakımı alma gibi özelliklerin tükenmişliğin herhangi bir boyutunda farklılık yaratmadığı saptanırken; medeni durum, meslekte geçirilen süre ve görev türü gibi özelliklerin tükenmişliğin herhangi bir boyutunda etkisi olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlara ek olarak, aile-iş ve sosyal yaşama (AİYS) yönelik faktörlerin tükenmişliği etkileme gücünün, üstlenilen görev türüne göre değiştiği tespit edilmiştir. Bu faktörler açısından medeni durum çalışmada belirleyici rol üstlenmiş ve akademisyenler için "bekâr olmak", idari personel için "evli olmak" tükenmişlik yaşanmasında belirleyici bir etki oluşturmuştur.
DergiPark (Istanbul University), 2015
DergiPark (Istanbul University), 2010
Đş etiği son yıllarda, tüm dünyada gittikçe yaygınlaşan bir kavramdır. Đş yaşamındaki, karlılık, imaj, rekabet avantajı vb. ile olan yakın ilişkisi dolayısıyla, işletmeler ve çalışanlar için önemi de gittikçe artmaktadır. Bu nedenle iş etiği, araştırılması gereken bir konu olarak ortaya çıkmaktadır. Araştırmamız iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde iş ahlakı, iş etiği, iş etiğinin işletmeler için önemi ve iş yaşamında iş etiğinin öneminin artmasına yol açan faktörler anlatılmaktadır. Đkinci bölümde ise, çalışanların iş etiğini etkileyen faktörlere ilişkin algılamaları ve işletmelerin iş etiği konusundaki çalışmaları üzerine yaptığımız araştırma sunulmaktadır. Araştırma kapsamında 534 çalışan ile görüşme yapılmıştır. Görüşmelerden elde edilen bulgular sunulmuş ve değerlendirilmiştir.
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 2010
Bu yazi, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) bünyesinde çalisan meslek sahibi “vasifli” isçiler ile temizlik-bakim personellerinin taseron sirketler araciligi ile istihdamlarindan kaynakli yasadiklari hak kayiplarini görünür kilmak üzere kaleme alinmistir. Bir devlet kurumu olan SHÇEK’in çalisanlarinin tümünü devlet memuru kadrosu altinda birlestiren eski kültürünün yerini; kisa süreli sözlesmeler ve düsük ücretli istihdam politikasini esas alan taseronlasma kültürüne biraktigi görülmektedir. Burada yazilanlar, sözü edilen yeni kültür nedeni ile yasanan hak kayiplarina (çalisma hakki, güvenceli is, çalisma yasaminda ve emeklilik döneminde yeterli ücret vb.) dur deme konusunda verilen mücadelede, meslek sahipleri ve temizlik-bakim personellerinin ortak bir dil yakalayacagi umudunu tasimaktadir.
Anasay
Bu çalışmanın amacı, yaşlılığın ve çalışma hayatında dezavantajlı bir grup olan yaşlıların karşılaştıkları sorunların incelenmesidir. Dünya’da ve Türkiye’de artan yaşlı nüfus, dikkat çekici oranlara ulaşmaktadır. Aktif nüfusun giderek azalması ve yaşlı nüfusun artması ile çalışma hayatında sorunlar ortaya çıkmaktadır. Yaş almanın getirmiş olduğu fiziksel, zihinsel ve psikolojik değişimler mevcuttur. Bu değişimlerle çalışma hayatındaki konumları değişen yaşlılar, birtakım sıkıntılarla karşılaşmaktadır. Çalışma hayatı sonrasında emekliliğe ayrılmaları sorunları bitirmemektedir. Yaşlı çalışan ve emeklilik ile ilgili politikalar geliştirilmektedir. Sosyal hizmet uygulamaları ile yaşlıların yaşadıkları sorunlar azaltılmaya çalışılmaktadır. Bu çalışmada da yaşlılık, yaşlıların çalışma hayatındaki sorunları, emeklilik ve sosyal hizmet ile ilgili literatür taraması yapılarak bir derleme çalışması yapılmıştır.
The Journal of Academic Social Science Studies, 2016
Sosyal çalışmada, maneviyata duyarlı müdahaleler, mesleki disipline uygun bir şekilde maneviyatla bağlantı kurularak, danışanın karşı karşıya olduğu sorunlarla başa çıkmada etkili olacağı düşünülen manevi destek kaynaklarını, danışan yararına sunmayı amaçlayan bir yaklaşımın ürünüdür. Maneviyat, uygulama alanında danışanla daha iyi bir iletişim kurabilme ve danışanın kendi kapasitesinin farkına varabilmesi için önemli bir araçtır. Sosyal çalışma disiplini ve mesleğinde, maneviyata duyarlı müdahaleler son 20 yıldır artan şekilde ilgi çekmektedir. Bu ilgi son yıllarda ülkemize de yansımıştır. Ancak ülkemizde konuyla ilgili sınırlı çalışmaların, çoğunluğu sosyal çalışma eğitimi almamış akademisyenler tarafından gerçekleştirilmiş olması dikkat çekmektedir. Bu çalışmalar incelendiğinde, maneviyata duyarlı müdahalelerin isimlendirilmesi ve tanımlanmasından başlayarak, uygulanmasına kadar pek çok sorun olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, bu çalışmaların sosyal çalışma disiplininin teorik temellerine sınırlı olarak dayandırıldığı ve mesleki yöntem ve tekniklerin uygulanmasını içermediği görülmektedir. Maneviyata duyarlı müdahalelerin, hizmet alıcıların güçlendirilmesi, değişme ve gelişmesinin sağlanmasındaki olumlu etkileri çeşitli araştırmalarla kanıtlanmıştır. Bu nedenle, bu müdahalelerin, hizmet alıcıların yararına olarak ülkemizde de verimli ve etkin bir şekilde uygulanabilmesi için, doğru tanımlanması, teorik temellerinin ve uygulanmasında dikkat edilecek noktaların bilinmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, bu makalenin temel amacı, maneviyata duyarlı sosyal çalışma müdahalesini ve kuramsal çerçevesini (benötesi teorisi, genişletilmiş biyo-psiko-sosyal model, güçlendirme yaklaşımı) tanıtarak; uygulanması sırasında dikkat edilecek noktaları açıklığa kavuşturmak ve ülkemiz uygulamaları için öneriler geliştirmektir.
Journal of International Social Research, 2017
SOSYAL HİZMET UZMANININ MESLEĞİ İLE BÜTÜNLEŞMESİ INTEGRATING SOCIAL WORKER WITH THE PROFESSION Bekir GÜZEL • Ozan SELCİK** Öz Sosyal hizmet kavramı günümüzdeki anlamıyla 19. Yüzyılın sonları ile 20. Yüzyılın başlarında ortaya çıkan, zamanla bilimsel boyut kazanan akademik bir disiplin ve meslektir. Sosyal hizmetin meslek olarak kabul edilmesinde I. Dünya Savaşı'nın etkisi büyüktür. Savaştan sonraki süreçte başta Amerika ve İngiltere olmak üzere pek çok ülkede sosyal hizmet eğitimi veren okullar açılmıştır. Böylece sosyal hizmet uzmanı (social worker) meslek elemanı kavramı da ortaya çıkmıştır. Sosyal hizmet mesleği kadar meslek elemanını zorlayan çok az meslek vardır; yine sosyal hizmet mesleği kadar meslek elemanını hayatın her anında gururlandıran ve mutlu eden de çok az meslek vardır. Bazı meslek uzmanları tarafından sosyal hizmet mesleği bir "sanat"; meslek elemanı da bir "sanatçı" olarak tanımlanmaktadır. Nasıl ki bir sanatçı ilgilendiği alan ile sürekli uğraşır, onu farklı şekillerde ve farklı açılardan ele alır; işte sosyal hizmet uzmanı da ilgi alanı olan insanla ve toplumla sürekli olarak uğraşır, onları farklı açılardan farklı şekillerde ele alır. Bu çalışmada temel olarak sosyal hizmet uzmanının mesleği ile bütünleşmesi ele alınacaktır.
Öz: Bu çalışmada, teknolojinin gelişmesinde önemli bir rol oynayan mühendislerin sosyal medya ve internet gazeteciliğine yönelik tutumlarını ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Bu amaçla, Türkiye'deki üniversitelerden mezun olmuş mühendislerin sosyal medya, geleneksel gazetecilik ve internet gazeteciliği kullanım alışkanlıkları ve bu kullanım alışkanlıkları arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu 195'i kadın ve 429'u erkek olmak üzere toplam 624 mühendis oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri, kapalı uçlu ve 5'li Likert tipi sorulardan oluşan ve internet üzerinden cevaplandırılan bir anket ile elde edilmiştir. Toplanan veriler üzerinde tanımlayıcı ve neden-sonuç ilişkisine dayanan istatistik analizler uygulanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre mühendislerin %93,6'sı sosyal medya kullanmakta, %91,8'i internet üzerinden gazete okumaktadır. En çok tercih edilen sosyal medya ağı Facebook olurken, internet üzerinden en çok okunan gazeteler Hürriyet ve Milliyet olmuştur. Abstract: The objective of this study is to reveal attitudes of engineers who have a very important role in the development of technology-for social media and online journalism. For this purpose in this study, social media, traditional journalism and online journalism usage habits of engineers who have graduated from the university in Turkey and relations between these usage habits were examined. Working group of the study consists of total 624 engineers including 195 women and 429 men. Research data is obtained from closed-end and 5 point Likert scale and a questionnaire answered over the internet. The descriptive statistical analysis which based on cause-effect relationship has been applied on the collected data. According to the results obtained 93,6 % of engineers use social media, 91,8% of them read a newspaper on the internet. Most preferred social media network is Facebook as Hürriyet and Milliyet have become the most widely read newspapers through the internet.
Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 2021
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de çalışma hayatı kalitesini ölçen çalışan odaklı, geçerli ve güvenilir bir ölçek geliştirmektir. Bu çalışmada tematik açıdan çalışma hayatının kalitesinin bileşenleri ILO sözleşmeleri/tavsiye kararları, ILO tarafından desteklenen ölçekler ve Asya, Ortadoğu ve Afrika ülkelerindeki uygulamalarla ve uygulama açısından Sakarya İlinde metal sektöründe çalışan sendikalı işçilerle sınırlı tutulmuştur. Türkiye’de geçerli ve güvenilir bir ölçekle çalışma hayatı kalitesinin Uluslararası Çalışma Örgütü standartlarında ve çalışan odaklı bir biçimde ölçülmesi konusunda teorik ve pratik önemli bir boşluğun olduğu tespit edilmiştir. Önerilen ölçekle çalışma hayatı kalitesinde tespit edilen eksikliklerin giderilmesi halinde Türkiye’de çalışma hayatı kalitesinin tematik veya genel olarak iyileşme göstereceği öngörülmektedir. Bu çalışmada, kantitatif (nicel) araştırma metodolojisi benimsenmiştir. Çalışmada ölçek geliştirme sürecinde; ölçülmek istenen yapının tanımlanması...
Business & Management Studies: An International Journal
İçinde bulunduğumuz Bilgi Çağında, Bilgi Teknolojileri (BT) çalışanları, yeni ekonominin büyümesinde en kritik faktördür. Bu nedenle iş ortamında BT çalışanlarının iş ortamlarının doğasının anlaşılması önemli bir araştırma alanı olarak görülmektedir. Böylelikle çalışmanın amacı, iş ortamını oluşturan; iş özerkliği, rol çatışması ve örgütsel adalet değişkenlerinin BT çalışanlarının işe yabancılaşma algıları üzerindeki doğrudan ve dolaylı etkilerini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda İstanbul’da yer alan yedi teknoloji şirketinin çalışanlarından online olarak tasarlanan bir anket aracılığı ile gerekli veriler toplanmıştır. 172 sektör çalışanın katılımı ile elde edilen veriler, yapısal denklem modeli ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda değişkenler arasında doğrudan ve dolaylı ilişkiler tespit edilmiştir.
2011
Bu arastirmanin amaci; ergenlerin okul turu, sinif duzeyi, cinsiyet, yas, mesleki olgunluk, ana-baba tutumlari ve mesleki kisilik tipinin calisma anlayisini yordayip yordamadigini belirlemektir. Arastirmanin calisma grubu, 1402 ogrenciden (804 kiz, 598 erkek) olusmustur. Arastirmada elde edilen veriler standart regresyon analizi ile degerlendirilmistir. Arastirmanin sonucunda calisma anlayisinin ve calisma anlayisi oz belirlemenin en onemli yordayicisi mesleki olgunluk olarak; calisma anlayisi yasami devam ettirme-gucun en onemli yordayici ise koruyucu-istekci ana baba tutumu olarak saptanmistir. Sinif duzeyi, otoriter ana baba tutumu, gercekci ve geleneksel mesleki kisilik tipinin, calisma anlayisi, calisma anlayisi yasami devam ettirme-guc ve calisma anlayisi oz belirlemenin yordanmasinda katkisi bulunmamistir
hemargedergi.org
Bu araştırma, sağlık çalışanlarının çalışma ortamında yaşadıkları stres yaşantılarını ve başetme durumlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç-Yöntem: Tanımlayıcı bir araştırmadır. Veriler araştırmacılar tarafından oluşturulan soru formu, işe bağlı gerginlik ölçeği ve stresle başa çıkma tarzları ölçeği ile araştırmaya katılmayı kabul eden Cumhuriyet Üniversite Hastanesi'nde çalışmakta olan hekim, hemşire, dişhekimi, sağlık memuru, laboratuar teknisyenlerinden 1-15 Temmuz 2001 tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırmanın örneklemini 254 sağlık çalışanı oluşturmuştur. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik, t testi, Pearson korelasyon analizi, Kruskall Wallis ve Mann-Whitney U testleri kullanılmıştır. Bulgular ve Sonuçlar: Sağlık çalışanlarının orta düzeyde iş stresi yaşadıkları, iş stresi nedeni olarak iş yükünün fazla olmasını, hasta ve yakınları ile iletişim sorunlarını, personel ve malzeme yetersizliğini belirttikleri, iş stresi ile başetmede soruna yönelik başetme yollarını duyguya yönelik başetme yollarından daha fazla kullandıkları, başetme yolları açısından meslek grupları arasında fark olmadığı belirlenmiştir.
İstanbul Aydın Üniversitesi Dergisi - İAÜD - ISSN: 1309-1352, Ocak 2020 Cilt 12 Sayı 1 (9-20), 2020
ÖZ İletişim teknolojileri hızla gelişmektedir. Bu ilerleme bireylerin çevrimiçi araçları daha sık kullanımını sağlamaktadır. Günümüzde bu araçlardan en öne çıkanı ise sosyal medyadır. Sosyal medya günümüz insanının günlük rutinleri arasında kendine sağlam bir yer edinmiş ve her geçen gün daha fazla bireyin kullandığı bir araçlar bütünü haline gelmiştir. Sosyal medya pazarlaması ise; tüketiciye büyük ölçüde söz hakkı tanıyan ve karşılıklı diyalog, dinleme ve harekete geçme anlayışlarına dayanan güncel bir pazarlama anlayışıdır. Tüketiciler sosyal medyada kullanıcı veya firma tarafından yayınlanan içeriklerden etkilenmektedirler. Bu nedenle, sosyal medyada bir ürün ya da hizmetin ne kadar ve nasıl konuşulduğu işletmeler için mühim hale gelmektedir. Bu çalışma teori ve uygulama bölümlerinden oluşmaktadır. Teori kısmında yeni medya ve dijital pazarlama ile ilgili literatüre başvurulmuş, araştırma kısmında ise küresel ve yerel ölçekli iki araştırma şirketinin sosyal medya kullanımı analiz edilmiştir.
Süleyman Demirel Üniversitesi Vizyoner Dergisi, 2016
Günümüz bilgi toplumunda gündelik yaşam ve yeni nesil internet uygulamalarından olan sosyal medya çok farklı yönlerden kesişen, birbirleriyle iç içelik arz eden bir ilişkisel doğaya sahiptir. Gündelik yaşam ve sosyal medya bağıntısının sahip olduğu bu doğa, onu çeşitli yönleri itibariyle araştırmaya, sorgulamaya değer kılmaktadır. Bu ön kabulden hareketle kaleme alınan çalışma, gündelik yaşamla sosyal medya arasındaki ilişki ve etkileşim durumunu alan araştırmasından elde edilen nicel veriler doğrultusunda ortaya koyma amacı taşımaktadır. Genel tarama modeli esas alınarak yapılandırılan araştırmada ulaşılan sonuçlara göre, gündelik yaşam ve sosyal medya konu itibariyle birbirini etkilemekte, birbirlerinin gündeminin oluşmasına etkide bulunmaktadır. Sosyal medyanın gündelik yaşamdaki ilişkiye/etkileşime genel anlamda olumlu bir etkisi olmakta, gündelik yaşamdaki ilişkiyi/etkileşimi genel itibariyle tamamlamakta ya da güçlendirmektedir. Aynı şekilde gündelik yaşamın da sosyal medyadaki ilişkiye/etkileşime etkisi olumlu yönde olmakta, bu etki ise çoğunlukla sosyal medya ortamındaki ilişkiyi/etkileşimi tamamlayıcı, kısmen de söz konusu ilişkiyi/etkileşimi güçlendirici bir karakter taşımaktadır.
Tıbbi Sosyal Hizmet Dergisi, 2019
Bu araştırma, tıbbi sosyal hizmet uzmanlarının (TSHU) işyerinde sosyal destek düzeyleri ile mesleki benlik saygısının yaşam doyumları üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Yöntem: Araştırma ilişkisel tarama modelinde tasarlanmıştır. Türkiye'de tıbbi sosyal hizmet alanında çalışanların tümü örnekleme dâhil edilmiş, 203 katılımcıya ulaşılmıştır. Araştırmanın bağımlı değişkeni yaşam doyumu iken bağımsız değişkenleri sosyodemografik özellikler, mesleki benlik saygısı ve iş yerinde sosyal destek puanlarıdır. Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen bilgi formu ile Mesleki Benlik Saygısı Ölçeği, Yaşam Doyumu Ölçeği ve İsveç İş Yükü, Kontrolü Sosyal Destek Ölçeği'nin Sosyal Destek Alt Boyutu maddelerinden oluşan anket formu aracılığıyla toplanmıştır. Katılımcılara elektronik form aracılığıyla e-posta adresleri üzerinden ulaşılmış ve toplanan veriler sayı ve yüzde dağılımları ile korelasyon analizi, student's t testi, ANOVA ve doğrusal regresyon analizi ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Çok değişkenli analizde mesleki benlik saygısı (β=0,446, p<0,001) ve iş yerinde sosyal desteğin (β=0,207, p<0,001) tıbbi sosyal hizmet uzmanlarının yaşam doyumunu anlamlı düzeyde arttırdığı görülmüştür. Evli sosyal hizmet uzmanlarının yaşam doyumu ve mesleki benlik saygısının, bekâr olanlardan daha yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca kurumda çalıştığı birimi isteyerek tercih eden ve hizmet içi eğitim alan TSHU'lar ile mesleği diğer sağlık çalışanları ve yöneticiler tarafından bilinenlerin mesleki benlik saygısı puanının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Sonuç: Mesleki benlik saygısı ve iş yerinde sosyal destek, tıbbi sosyal hizmet uzmanlarının yaşam doyumunu olumlu yönde ve anlamlı düzeyde etkilemektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.