Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2023, Temasın İmkanları: Değmek, Değer Üretmek, Dayanışmak
…
20 pages
1 file
Göçmen ev işçisi sektöründe duygulanımsal emeğin işleyişi
2013
This paper criticizes societal abstraction and using its terminology in migration studies. It proposes another conceptualization in order to analyze the migration phenomenon: personal abstraction in relation to the society. Being situated as an epitome of the migration policy derived from the societal abstraction, the case of “guest workers” who migrated from Turkey to Germany in the 1960s and 1970s is re-evaluated in the alternative abstraction using literary texts to debate the consequences of the temporary labor migration program. The paper focuses on the phenomenological understanding of the migrant worker and his/her homesickness by means of revisiting three main social types complying with the personal abstraction in relation to the society: Simmel's stranger (1908), Park's marginal man (1921), and Siu's sojourner (1952). Furthermore, the migrant worker's alienation from space-time which is represented by homesickness is proposed as the main consequence of the ...
Özet: Bu makale göç çalışmalarındaki toplumsal soyutlamayı ve kullandığı terminolojiyi kritik ediyor. Göç fenomenini analiz edebilmek için bir diğer kavramsallaştırmayı öneri-yor: toplumla ilişkide kişisel soyutlama. Toplumsal soyutlamadan kaynaklanan göç politi-kasının en güzide örneği, 1960 ve 1970'lerde Almanya'nın adlarına " konuk işçi " (Gastar-beiter) diyerek davet ettiği geçici işçi göç programıdır. Bu programın sonuçları, alternatif olarak önerdiğimiz soyutlamanında tartışılması amacıyla, göç bağlamında ortaya konan edebî metinlerle birlikte yeniden değerlendirilmektedir. Bu çalışma, toplum ile ilişki içeri-sinde kişisel soyutlamaya uygun olan üç temel sosyal tipi –Simmel'in yabancısı (stranger), Park'ın marjinal adamı (marginal man) ve Siu'nun misafiri (sojourner)– göç çerçevesinde ele alıyor ve özellikle göçmen işçi ile karşılaştırarak sıla hasreti konusuna odaklanıyor. Ek olarak, göçmen işçilerin sıla hasreti olarak yansıtılanın zaman-mekândan yabancılaşma olduğu, uzağa özlem ve yakından korku terimleriyle tartışmaya sunuluyor. Abstract: This paper criticizes societal abstraction and using its terminology in migration studies. It proposes another conceptualization in order to analyze the migration phenomenon: personal abstraction in relation to the society. Being situated as an epitome of the migration policy derived from the societal abstraction, the case of " guest workers " who migrated from Turkey to Germany in the 1960s and 1970s is re-evaluated in the alternative abstraction using literary texts to debate the consequences of the temporary labor migration program. The paper focuses on the phenomenological understanding of the migrant worker and his/her homesickness by means of revisiting three main social types complying with the personal abstraction in relation to the society: Simmel's stranger (1908), Park's marginal man (1921), and Siu's sojourner (1952). Furthermore, the migrant worker's alienation from space-time which is represented by homesickness is proposed as the main consequence of the migration in terms of long-for-far and fear-for-near.
Eski dönemlere baktığımızda, M.Ö. dördüncü yüzyılda Aristoteles'in, iki bin yıl kadar süren bir düşünce olan, insanın ruhsal tatminiyle parasal durumu arasında yapısal bir uyumsuzluktan söz etmesinin arkasında, finansal ihtiyacın kölelere ve hayvanlara mahsus olduğu düşüncesi yatar. Düşünce üretmeyi engelleyen kol emeğinin ve iktisadî aklın insan doğasını bozduğunu, bunun da müzikle, felsefeyle, özel bir gelirle ve boş geçen bir yaşamla düzele-Öz: Dünya, geçirdiği altı sanayileşme dalgasından sonra büyük bir göç dalgası yaşamaya başlamıştır. Tarihsel olarak yaşanılan bu süreçte insanlığın hayatta kalma mücadelesi büyük bir alana yayılmış, başka coğrafyaları keşfetmesiyle açılan yeni yaşam alanları kitlesel göçler alarak yeni buluşlarla evrilmiş ve insanlığın emek gücü çeşitli şekillerde çalışmaya başlamıştır. Zamanla insanın uğraşısı olan şeyler organize edilerek rutinleşmiş ve bu uğraşılar hem bilimsel disiplinler hem de yeni çalışma alanları haline gelmiştir. Çiftçilik ve zanaatçılık küçülmüş, işçi vasfıyla çalışma hayatı başlamış, sosyo-ekonomik ve kültürel paradigmalar altüst olmuş ve modernizm, postmodernizm süreçlerini zincirleme getirmiştir. Bütün hayatın merkezine konulmuş hem toplumsal hem ekonomik bir olgu olan "çalışma", hangi sistem olursa olsun insanın dünyada varoluşsallığını sağlayan, ona hayatın bütün imkânlarını verme vaadinde bulunan ve insanların sıkıca sarıldığı bir iş haline gelmeye başlamıştır. En başta kapitalist sistem olmak üzere sistemler değişimler geçirdikçe çalışma olgusu da kendi tarihsel sürecini oluşturmuş ve toplumu açıklama çabamıza yeni kaynak alanı teşkil etmiştir. Klasik dönemde çalışma için "metalaşma" kavramı kullanılırken modern ve postmodern dönemlerimizde ise çalışma, büyüsü bozulmuş bir olgu ve sonucunda "yaşadığımız sefalet", bir "karakter aşınması" yaratan , "sağlığa zararlı", sakıncalı, korku yaratan, insanın doğasını bozup onu yeni bir kölelikle kullanıp atan bir durum olarak nitelendirilmiştir. Diğer yandansa az gelişmiş ülkelere rağmen gelişmiş olan ülkelerde çalışma, postfordizmin getirdiği esneklikle insanı önemseyen, rutinden kurtaran ve ona bilginin gücünü ve değişim imkânını sunan, çağdaşlık, zenginleşme, refah ve mutluluk getirdiği inancındadır. Bu bağlamda makalede klasik ve postmodern dönemlerdeki çalışma imgelemiyle bu iki farklı ucun halleriyle çalışmanın insan üzerindeki etkileri ve bugün gelmiş olduğu durum üzerinde durulmuştur.
Sosyoloji Dergisi, 2013
Bu makale göç çalışmalarındaki toplumsal soyutlamayı ve kullandığı terminolojiyi kritik ediyor. Göç fenomenini analiz edebilmek için bir diğer kavramsallaştırmayı öneriyor: toplumla ilişkide kişisel soyutlama. Toplumsal soyutlamadan kaynaklanan göç politikasının en güzide örneği, 1960 ve 1970’lerde Almanya’nın adlarına “konuk işçi” (Gastarbeiter) diyerek davet ettiği geçici işçi göç programıdır. Bu programın sonuçları, alternatif olarak önerdiğimiz soyutlamanında tartışılması amacıyla, göç bağlamında ortaya konan edebî metinlerle birlikte yeniden değerlendirilmektedir. Bu çalışma, toplum ile ilişki içerisinde kişisel soyutlamaya uygun olan üç temel sosyal tipi –Simmel’in yabancısı (stranger), Park’ın marjinal adamı (marginal man) ve Siu’nun misafiri (sojourner)– göç çerçevesinde ele alıyor ve özellikle göçmen işçi ile karşılaştırarak sıla hasreti konusuna odaklanıyor. Ek olarak, göçmen işçilerin sıla hasreti olarak yansıtılanın zaman-mekândan yabancılaşma olduğu, uzağa özlem ve yakından korku terimleriyle tartışmaya sunuluyor.
2021
Günümüz dünyasının iletişim ve ulaşım imkânlarıyla gelişen seyri, yalnızca düşünce ve ürünlerin değil aynı zamanda uluslararası nüfus hareketlerinin de yoğunlaşmasını beraberinde getirmektedir. Tarihsel olarak çeşitli göç hareketlerinden etkilenen Türkiye, bugün eş zamanlı olarak hem göç veren kaynak ülke hem göç alan hedef ülke hem de göçlere geçiş güzergâhı olarak transit ülke pozisyonundadır. Bununla birlikte, Türkiye ekonomisindeki göçmen iş gücünün durumu, çeşitli risk ve fırsatların birlikte ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. Zira göçmenlerin çoğunlukla tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde kayıt dışı istihdama yönelmesi, yerel halkın istihdam olanaklarının daralmasına; söz konusu sektörlerde ücret düşüşleri ve iş kayıplarının yaşanmasına sebep olmaktadır. Diğer taraftan, ekonomik ve kültürel sermaye sahibi göçmenlerin iş yaşamına dâhil oluşu ve gerçekleştirdikleri yatırımlar, ülke ekonomisine katma değer oluşturmanın yanında hem yeni istihdam alanlarının geliştirilmesi hem d...
Anahtar Kelimeler: göç, toplumsal cinsiyet, göçmen kadın emeği, seks işçiliği, ev içi hizmet.
Ege Mimarlık, 115, 2022
XIV. Uluslararası Büyük Türk Dili Kurultayı Bildiri Kitabı- Bakü/Azerbaycan, 2019
ÖZET Sözceleme sürecinde alımlayan öznesi; /masumiyet/-/suçluluk/ ekseninde konum değiştiren bir roman olarak Asılacak Kadın (1979), çevresel koşullara bağlı olarak yön değiştiren bir hayatın öyküsüdür. Sözceleme öznesi olan Melek kişisi, masum bir kız çocuğuyken çalışmak üzere yerleştirildiği yalıdan bir haz nesnesine dönüşerek çıkar ve idama mahkum edilir. Yazarın, "görünenlerin ardındaki görünmeyen gerçekliğe" referans yaptığı bu roman, öznenin erkek egemen toplum içinde metalaşarak zamanla bir haz nesnesine dönüşmesini gözler önüne serer. Sözceleme öznesinin sözce içerisindeki figürü kadındır. Kadın figürünün topluma yansıttığı toplumsal ve psikolojik sorunlar bilinç akışı tekniği kullanılarak gösterilir. Melek kişisi üzerinden toplumun kadına olan önyargıları, bakış açısı ve metalaştırılması anlatılmaktadır. Doğada her eşyanın zıtlarıyla var olması kanunuyla dilbilimsel incelemeye açık olduğu tespit edilen romanda, sözceleme süreci metalaşma ile örtüşür. Yazıldığı dönemde yasaklanan bir roman olarak Asılacak Kadın'ın ele alınacağı bu çalışmada /masumiyet/-/suçluluk/ ekseninde psikolojinin verilerinden yararlanılarak kişilerin ruhsal altyapıları tahlil edilecek ve Melek'i masumiyet öznesi konumundan metalaşan bir nesneye dönüştüren olaylar tespit edilecektir.
2016
Ev hizmetleri giderek artan bir onem kazanmaktadir. Istihdam olanaklari cesitlenerek artmaktadir. Ev hizmetlerinde basta kadinlar olmak uzere pek cok yabanci istihdam edilmektedir. Ozellikle gocmen kadinlar ev hizmetlerinde calismayi tercih etmektedir. Ancak, konuyla ilgili mevzuat ihtiyaclarin karsilanmasinda yeterli olamamaktadir. Ev hizmetleri, gelecekte de onemi artan bir istihdam alani olacaktir. Bu nedenle hem calisanlarin, hem de calistiranlarin haklarinin ve sorumluluklarinin kapsamli olarak duzenlenmesi gerekmektedir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Uluslararası anadolu sosyal bilimler dergisi, 2023
İnsan ve İnsan, 2020
Praksis 57. Sayı: Toplumsal Yeniden Üretim, 2022
Ankara Üniversitesi SBF Dergisi
Modern İş Yaşamının Eleştirisi, Nobel Bilimsel Eserler Yayınevi, 2022
Örgütsel Davranış Kongresi Bildiri Kitapçığı , 2019
I.ULUSAL İÇ MİMARİ TASARIM SEMPOZYUMU “İÇ MİMARİ TASARIMDA ESİN SORUNU / İÇE DOKUNMAK” BİLDİRİ KİTABI, 2015
MÜLTECİLİK ve VATANDAŞLIK Göç Çağında Aidiyet, Haklar ve Gelecek Sorunu, 2021
İdeal Kent Dergisi, 2015
Journal of Turkish Studies
Turk Turizm Arastirmalari Dergisi
Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, 2020
İdealkent Dergisi, 2015
3. Uluslararası Sinema Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 2023
Uluslararası Çalışma Örgütü Yayınları, 2021
Mülkiye Dergisi , 2020
Pasajlar Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Nitelikli Göçmen İş Gücünün Çalışma Yaşamına Entegrasyonu, 2021