Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2017, Naşa Ağzı Sözlüğü
…
432 pages
1 file
Simav tam bir Yörük yurdudur. Simav'a Türk dışında yerleşme neredeyse yok gibidir. Büyük oranda da Kayı yerleşimi söz konusudur. Hatta Türkiye'de kayı boyunun en yoğun bulunduğu yerlerdendir. Bu konuda, Simavlı yazar ve Türkolog Dr. Recep Albayrak, kaleme aldığı
Yaşamın başlangıcından günümüze insanın etrafında gelişen durum ve olayları anlamlandırma çabası, içinde bulunduğu duygu durumları, tehlikelerden korunma ihtiyacı çeşitli inançların oluşmasında etkilidir. Bu inançlardan biri de kökleri kadim zamanlara dayanan nazardır. Nazar, yaşadığı dünyayı keşfetmeye başlayan insanın içinde bulunduğu merak, korku, kaygı ve belirsizlik gibi hislerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Çevresini gözlemleyen insan, bazı kişileri ve nesneleri diğerlerinden ayrı bir konumda değerlendirmiş ve onların farklı bir gücü olduğuna inanmıştır. Bunları kimi zaman çeşitli duyguları bastırmak kimi zaman da içinde bulundukları durumu iyileştirmek için kullanmıştır. Bu tip etkenlerle şekillenen inançlar, toplumun bir araya geldiği ortamlarda kişiler arası etkileşimden güç alarak kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. En eski zamanlardan itibaren yaşamın akışı içinde yer alan nazar, atasözü ve deyim gibi sözlü kültür ürünlerinde de varlık göstermiştir. Geçmiş ile günümüz arasındaki bağı kurma, kültürün sürekliliğini ve kalıcığını sağlama gibi işlevlere sahip olan sözlü kültür ürünleri arasında yer alan atasözleri ve deyimler, geçmiş kuşakların bilgi birikiminin, etkileşimin ve deneyimlerinin aktarılmasına yardımcı olur. Bu çalışmada Ömer Asım Aksoy’un Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü I-II adlı eserinden seçilen örneklerden hareketle nazar, kültür tarihi ve gündelik yaşam içindeki uygulamalar dikkate alınarak açıklanacaktır.
2003
Orta Karadeniz Bolgesi, agiz arastirmalari acisindan yeteri kadar uzerinde durulmamis onemli bir bolgedir.Pek cok ornekle tarihi Turkcenin mirasini muhafaza etmekte olan bolge, bazi orneklerle de Turkcenin tarihi gelismesindeki karanliklara isik tutmaktadir.
Divanlarda yer alan nazım şekillerinin tasnifinde ve adlandırılmasında geleneksel edebiyat bilgisi kaynakları ile onlara eleştirel ve sorgulayıcı bir bakış açısıyla yaklaşan yeni yaklaşımlar arasında bir karşıtlık bulunmaktadır. Geleneksel kaynaklar yüzyıllar içinde oluşmuş, üzerinde büyük ölçüde mutabık kalınmış bir tasnifi benimserken yeni yaklaşımlar bu tasnifin tutarsızlıklarını ortaya koymaktadır. Cemal Kurnaz ve Halil Çeltik’in Divan Şiiri Şekil Bilgisi adlı eserinde örneklerle ortaya koyduğu bu yeni yaklaşımda, şiirlerin nazım şeklini belirlerken “vezin, kısalık-uzunluk, mahlas içerip içermeme, bestelenmek için yazılıp yazılmama ve muhteva” gibi hususların bir ölçüt olarak kullanılmaması gerektiği vurgulanmaktadır. Yüzyıllar içinde oluşan bir geleneğin bir kenara bırakılarak nazım şekillerinin sadece “kafiye düzeni” ve “nazım birimi” ölçütlerine bakılarak adlandırılması, gazel, kaside ve musammatların -gelenekte kesin bir şekilde ayrı şekiller olarak görülmesine ve divanlarda ayrı başlıklar altında yer almasına rağmen-tek bir nazım şekli gibi gösterilmesi kendi içinde tutarlı olsa da sorunu çözen bir yaklaşım değildir. Nazım şekilleriyle ilgili değerlendirmeler yapılırken yenilik arayışındaki şairlerin nazım biçimlerinin kimi kurallarını bilinçli olarak ihlal edebileceği hususunu da göz önüne almak gerekir. Öte yandan kafiye düzeni ve nazım birimini görmezden gelip biçimle doğrudan ilgili olmayan hususları ön plana alarak yapılan adlandırmaların yanlışlığı ve tutarsızlığı ortadadır.
Öz: Türk öykücülüğünde fantezi yazarlığının önemli isimlerinden biri olan Nazlı Eray (d. 1945), yazın yaşamına girdiği 1960'lı yıllardan bugüne kadar çizgisinden şaşmadan edebî üretimini fanteziler üzerine kurmuştur. Eray'ın, ilk yapıtları ile edebiyat çevrelerince Sait Faik çizgisine yakın bulunur. Bunun sebebi, öykülerinde yer alan dışlanmış, itilmiş, sıradan insanları duyarlılıkla işlemesidir. Öykülerinde bu insanlara ve yaşantılarına sevgiyle yaklaşan yazar, hem kendi hem de dışlanmış insanların özlemlerini ve yaşamdan beklentilerini kurduğu fantezilerle gerçekleştirir. Eray'ın fantezist yazım tarzını besleyen önemli damarlardan biri de rüyalardır. Kurgusal anlamda da olsa yazarın öykü yaratımında önemli işlevlerle yüklü olan rüya, metnin psikanalitik edebiyat kuramı çerçevesinde değerlendirilmesine olanak tanır. Gerçek ile düşü bir arada kullanarak farklı bir gerçeklik katmanının hâkim kılındığı öykülerde yer verilen sıradan insanların ve anlatıcı-yazar kimliğiyle kendini kurguya dâhil eden Eray'ın düş atmosferi içinde imkânsızı ve olağanüstüyü mümkün kıldığı görülür. Yazar, gerçek dışılığı, fantastiği, fizik ötesi durumları ve olağanüstülüğü sağlamak için düşün kendisine sunduğu olanaklarla öykülerini kurgular. Bu bildiride Nazlı Eray'ın öykülerinde geniş yer tutan rüya motifleri, psikanalitik edebiyat kuramı çerçevesinde değerlendirilecek ve yazarın rüyayı bir kurgulama tekniği olarak kullanımına analitik bir yaklaşım sergilenecektir. Anahtar Kelimeler: Nazlı Eray, öykü, rüya, gerçek, psikanalitik edebiyat kuramı 1 Bu makale, 13-16 Ekim 2016 tarihlerinde Antalya'da düzenlenen Uluslararası Avrasya Spor, Eğitim ve Toplum Kongresi'nde bildiri olarak sunulmuştur.
Günümüzden yaklaşık 500 yıl önce, insanoğlunun uçmayı bilmediği zamanlarda Nazka yerlileri tarafından çöle çizilen bu biçimler, içerisinde gizli bir mesajı mı barındırıyordu?
Siirt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi, 2017
Ağız çalışmalarında genellikle sözlük ve dizinler hazırlanır. Ancak bu sözlük ve dizinlerde deyim ve özellikle atasözlerine pek yer verilmez. Bir dilin ifade gücü, işlenmişlik düzeyi ve söz varlığının zenginliğini gösteren deyim ve atasözlerinin ağız çalışmalarında göz ardı edilmesi, bu araştırmalarının önemli bir eksikliğidir. Bu eksiklik, ağız çalışmalarında elde edilen verilerin yeterince değerlendirilmediğini gösterir. Yapılan ağız çalışmalarında deyim ve atasözleri tespit edilerek bunların nerede, ne için ve ne anlamda kullanıldıkları kayıt altına alınmalıdır. Böylece bir yandan pratik zekâ ürünü olan konuşma dilinin kayıt altına alınmasına önemli katkılar sağlanırken bir yandan da kültür mirası kayıt altına alınmış olur. Mülakat, gözlem ve sınıflandırma metotları kullanılarak sondajlama usulüyle yapılan bu çalışmada Van il merkezi ve merkeze bağlı köyler ile Özalp, Saray, Edremit ilçe merkezleri ve bu ilçelere bağlı köylerde konuşulan Van Küresin Ağzı'nda kullanılan atasözlerinden oluşan söz varlığı derlemeleri yapılmıştır. Daha sonra bu ağızda kullanılan sesler tespit edilerek bir alfabe oluşturulmuş, yapılan derlemeler bu alfabeye göre belirlenen transkripsiyon işaretleriyle deşifre edilmiştir. Böylece yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan Van Küresin Ağzı'nın ifade gücü, işlenmişlik düzeyi ve söz varlığı zenginliğini gösteren atasözlerinin dokümantasyonu çıkarılmıştır. Bu atasözlerinin kaynak kişileri özellikleriyle beraber verilmiş ve derlenen atasözlerinin ne durumda, niçin ve ne anlamda kullanıldıkları tespit edilerek kayıt altına alınmıştır.
The Journal of Turkic Language and Literature Surveys (TULLIS), 2021
Eski Anadolu Türkçesi, birçok tercüme ve telif eserin yazıldığı bir dönemdir. Hamzavî tarafından yazılan Hamza-nâmeler tarih, coğrafya, savaş sanatları, geleneksel halk edebiyatı gibi birçok disiplini barındırması açısından dönemin önemli eserleri arasındadır. Eser, hem yazıldığı hem istinsah edildiği dönemin dil özelliklerini yansıtmakta ve geniş bir söz varlığı barındırmaktadır. Söz varlığı bir dilin kendi ögelerini içeren, bunun yanında yabancı unsurların da dile girdiği sözler bütünüdür. Türkçe, söz varlığı açısından zengin bir dil olmasına rağmen yapılan çalışmalar yeterli seviyede değildir. Dolayısıyla birçok eserde söz varlığını saptama çalışmaları yapmak, her geçen gün daha da önemli hale gelmektedir. “Hamza-nâme’nin 71. Cildinde Söz Varlığı” adlı bu çalışma, Hamza-nâmelerin söz varlığı unsurlarını ortaya dökmek ve bu bağlamda yapılan diğer çalışmalara katkı sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Bu doğrultuda öncelikle eserin içeriği ve genel söz varlığı hakkında bilgiler verilm...
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Bir Hüzün Anlatısı Olarak Küçük Ağa, (İç.) Tarık Buğra 100 Yaşında, Ankara Yazarlar Birliği, Haz. Münire Kevser Baş, Enes Dağ ve Nurseli G. Korkmaz, ss. 68-87., 2019
e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, 2016
ICHACS International conference on humanities and cultural studies Uluslararası Sosyal Bilimler ve Kültürel Çalısmalar Sempozyumu 6–10. 11. 2016. Prague, 2016
Bartın Ağızlarının Tematik Sözlüğü (Açık kaynak), 2019
Anadolu Ağızlarında Kullanılan Naha Sözcükleri Üzerine , 2019
Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
Karadeniz İncelemeleri Dergisi
Ardahan Ağızlarında Kullanılan Bazı Sözler Üzerine, 2022
TDK Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, 1998
International Journal Of Turkish Literature Culture Education, 2019
DergiPark (Istanbul University), 2018
HÜSNÜ ŞAH İLE SELVİ NAZ HİKÂYESİ ÜZERİNE, 2022