Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Azimova U. Chet tilini o'qitishning amaliy maqsadlari Abduvaliyeva Z. O'zbek tilshunosligida till va tafakkur tushunchalari Salimova D. O'zbek adabiyotshunosligida taxlil va talqin Tuxtayev O. О'qish va ona tili savodxonligi darslarida milliy qadriyatlarni singdirish Махмудова Н. Хорижий тилларни ўқитиш методикаси таснифи Бобожонов Ф., Қодиров Қ. Олий таълимда ғоявий тарбия орқали талабалар имижини шакллантириш тамойиллари Алибеков Д., Абдурақибова Д. Таълимнинг инновацион ёндашув ва модернизацияга асосланган стратегияси Азамов Ж. Олий таълим муассасалари бошқарувига академик ва молиявий автономия тамойилларини жорий этишга доир тажриба-синов ишларининг самарадорлиги Чориева З. Олий таълим муассасасидаги бўлажак ўқитувчиларда касбий сифатларини ривожлантириш Хўжаев А., Рахматов А. Иқтидорли ўқувчилар билан ишлашнинг концептуал асослари Хамраева А. Рефлексив мониторинг асосида талабаларининг касбий компетенсияларининг шакллантиришнинг педагогик аҳамияти Мамарахимов А. Олий таълим муассасаларида иқтидорли талабалар билан ишлаш фаолиятини такомиллаштириш Adizova N.,Temirova K. O'quvchilar kasbiy nutq kompetensiyasini takomillashtirishning pedagogik aspektlari Temirov N. Kooperativ ta'lim asosida talabalarda kreativ qobiliyatni rivojlantirish Suvankulova Sh. Harakat-tayanch a'zolari jarohatlangan maktabgacha yoshdagi bolalar nutq va harakatdagi kamchiligini korreksiyalashda samaradorlikka erishish Meliev X. Xalq pedagogikasida yoshlarni tarbiyalashning metod, usul va vositalar Boltayeva B.Tojiboyeva X. Tabiatshunoslik fanidan dars ishlanmasi tayyorlashning ilmiy metodologik asoslari("Sezgi organlari yordamida mevalarni o'rganamiz" mavzusi misolida) Mamatqulova U. Technologies of formation of students' communicative competence based on interdisciplinary integration Abilov M.N. Pedagogical prerequisites for the formation of musical thinking in students Giyosova S. Mаnаgеmеnt оf grоup wоrk аs а сlаssrооm асtivity Yuldashev E. Pedagogical system of improvement of suggestive skills in future teachers Каримов Д. Соғлом инсон-жамиятнинг бебаҳо бойлиги Муродова Д. Бўлажак мусиқа таълими ўқитувчиларини тайёрлаш тизимини такомиллаштиришнинг назарий асослари Нишанбеков Т. Тасвирий санъатни ўқитиш жараёнида узлуксиз ва узвийлигини таъминлашда педагогик муаммолар Narzullaeva B. Mahallarda millatlararo do'stlik aloqalarini rivojlantirishning dolzarbligi
2013
On dokuzuncu asrın sonuna kadar Enderûn, Mevlevihane, Mehter ve Mızıkay-ı Humayûn’a bağlı dersliklerde görülen sistemli mûsikî dersleri XIX. Y.y’ın sonlarına doğru Maârife bağlı mekteplerde de okutulmaya başlamıştır. Bunun mûsikî eğitimine pedagojik anlamda müspet katkıları olmuştur. Bu döneme kadar resmi eğitimden faydalanabilmek için Enderûn mensubu, tekke dervişi ya da asker olmak gerekmekteydi. Artık mûsikî istidadı olan her talebe müstakil bir okulda öğrenim görebilecek ve mûsikîyi bir meslek olarak icra edebilecektir. Bu tür okulların açılması daha çok II. Meşrûtiyet sonrasına rastlamaktadır. Osmanlı Maârif sisteminin daha sağlam olarak şekillendiği bu dönemde mûsikînin yanı sıra pek çok sanat mektebi de açılmıştır. Mûsikî okullarından bahsedeceğimiz bu çalışma aynı zamanda mûsikî eğitiminin profesyonelleşme sürecini göstermektedir.
Türk felsefe tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu gördüğümüz Konya Enerjetizm Felsefe Okulu, 1925-1929 yılları arasında Konya'da yayınlanan Yeni Fikir Dergisi'nde yazılarla varlığını ortaya koymuştur. Orijinal senteze ulaşma iddiası ve Anadolu'da ortaya çıkmış olması dikkate alındığında tarihsel süreçte iddiasını yitirmiş olsa da Enerjetizm Felsefe Okulu'nun bugün yeterince tanınmıyor oluşu bir kayıptır. Konya Enerjetizm Felsefe Okulu'nu ve hedeflerini anlamak istiyorsak, Enerjetizm sentezine ulaşmak yolunda kısır imkanlara rağmen idealist bir bakışla gece gündüz çalışan okulun kurucusu Naci Fikret Baştak ve Konya tarihinin nevi şahsına münhasır simalarından Namdar Rahmi Karatay'ın yaşam öyküleri hakkında bilgi sahibi olmak gereklidir. Fikirlerin doğumu ve gelişimini daha iyi anlayabilmek için bunları üreten insanların yaşamlarına dair bilgi sahibi olmak iyi bir temel oluşturacaktır düşüncesindeyiz. Naci Fikret BAŞTAK 1891 yılında Konya da doğan Naci Fikret Baştak'ın babası Mustafa Fikri Bey elde edilen bilgilere göre üç dili iyi bilmektedir ve Veled Çelebi'nin ve Ermenekli Kel Şair Hasan Rüştü'nün medrese arkadaşıdır. Genç yaşlarda edebiyatla uğraşan Mustafa Fikri Efendi, Konya Sanayi Mektebi'nde Türkçe öğretmenliği yapmıştır. İlgisizlik ve sefalet içinde 1921 yılında vefat etmiştir. İlk derslerini babasından alan Naci Fikret, Konya Mülkiye İdadisi'nden 1327'de mezun olur. Mezuniyetinden önce son sınıfta üç arkadaşı ile Ufk-ı Ati isminde ilim ve edebiyat içerikli bir dergi yayınlarlar. Abdullah Cevdet'inde etkisiyle edebi ve felsefi konularda hızlı bir fikri gelişme gösterir. İstanbul'dan arkadaşlarının gönderdiği kitapları çevresine göstermeden okuyan Naci Fikret'in 1912'de "Sahap" isimli dergide yayımlanan "Mudtuke-i Nisaiyet" başlıklı yazısı Namdar Rahmi'nin ilgisini çeker ve Mazhar Hamid vasıtasıyla tanışırlar. Naci Fikret, okulun kâtibi iken vekaleten Türkçe ve Fransızca derslerine giren Mehmet Muhlis Koner'den çok etkilenir. Ufk-ı Ati Dergisi'nde birlikte yazmakta ve her gün görüşmektedirler. Naci Fikret 1. Dünya Savaşı'nda Irak cephesinde yedek subay olarak bulunur ve Kurtuluş Savaşı'na katılır.1923 yılında terhis olarak Afyon Lisesi'ne öğretmen atanır. Afyon'a gitmek istemez ve Konya'da çeşitli okullarda öğretmenlik yaptıktan sonra 1924 yılında müze müdürlüğüne geçer.1925-1929 yılları arasında "Yeni Fikir" dergisini çıkarır. Bir ara Yusuf Ağa Kütüphanesi'nde de çalışan Naci Fikret, Namdar Rahmi ile beraber bir sayı yayınlanan "Asie Mineure" adlı bir dergi de çıkarır. Çok sevdiği ninesinin ölümü üzerine Konya'dan ayrılarak İstanbul'a yerleşir. Yeni Fikir, Asie Mineure, Milli Mecmua, Konya gibi çok sayıda dergide yazıları yayınlanır. Naci Fikret'in Felsefe dışında dinler tarihi, arkeoloji alanlarında da araştırma yazıları ve makaleleri mevcuttur. Konya tarihi, din ve cinsiyet gibi konularda çok sayıda makalesi vardır. Fransızca, Latince, Arapça ve Farsça bilmektedir. 1911'de başladığı şiir yazma hasleti bir ara müspet ilimler akımıyla kesintiye uğrasa da 1925 yılında tekrar şiir yazmaya başlamıştır. Konya'da yakın arkadaşları arasında Naci Kum, Ali Galip, Yalvaçlı Ali Ragıp, Harputlu Mehmet Nuri vardır. Alaaddin Dede Bahçesi'nde çok tartışmalar yapılmış, şiirler yazılmıştır. İstanbul yaşantısının büyük bölümü gerek ninesinin ölümü ve gerekse yayınlarının beklediği tepkiyi vermemesi nedeniyle avare geçmiştir. Ruhsal sıkıntıları nedeniyle "İlim,
Sinop Üniversitesi sosyal bilimler dergisi, 2023
During the administrative organization process of the Ottoman Empire, it established a unique education system by evaluating the organizational structure of the Muslim Turkish states established before it, regarding the ilmiye class. In the center and foundation of the Ottoman ilmiye organization, there are madrasas. The deterioration that started in the 16th century in the Ottoman Empire and became evident in the 17th century also spread to the education system. This situation has also shown its effect in the mulazemet system, which is the method of appointment to the mudarris by order and examination. Especially with II. Mehmet's Organization Law, some privileges were given to the sons of the people in the ilmiye class to be employed in government positions. With these privileges, the concept of cradle ulema emerged because of giving titles such as mullah, kadi and mudarris even to very young children. Cradle ulema (scholar) is an example of nepotism, which is also defined as a nepotism practice towards family members and close relatives. In this study, the existence of nepotism in the Ottoman education system was revealed by examining the practices of other scholars such as Ebussuud Efendi and Mevlâna Muslihüddin Kastalani who were members of the ilmiye class within the scope of the cradle ulema through document analysis method.
Dr. Öğr. Üyesi Canan DEMİR YILDIZ1 ÖZET Öğrenme ortamlarının çeşitli yönlerine ilişkin çalışmalar yapmak, mevcut duruma ilişkin bilgi edinerek iyileştirmeler yapmak amacıyla önemlidir. Bu nedenle bu çalışmanın amacı, öğrencilerin okuldaki fiziksel konfor şartlarına ilişkin algılarını belirlemektir. Öğrencilere göre hangi durumların değişmesi ile konforlu bir ortamın elde edileceğine ilişkin algılarını, ortaöğretim düzeyinde belirlemek hedeflenmiştir. Bu doğrultuda araştırmanın deseni, nitel betimsel araştırma deseni olarak belirlenmiştir. Çalışmanın katılımcıları ise Muş il merkezinde yer alan 3 devlet lisesinde öğrenim gören toplam 246 öğrenci oluşturmuştur. Verilerin elde edilmesinde yarı-yapılandırılmış görüşme formu kullanılmış ve betimsel analiz ile veriler analiz edilmiştir. Buna göre araştırmanın birinci alt sorusunda lise öğrencilerinin cinsiyete göre mevcut okullarını konforlu bulma konusunda görüş farklılıkları ortaya çıkmıştır. Araştırmanın ikinci alt sorusu olan okul konfor şartlarına ilişkin soruda öğrenciler genel olarak en fazla fiziksel konfor şartlarından bahsetmişlerdir. Fiziksel konfor şartlarından ise öğrencilere göre en önemlisinin temizlik ve hijyen ile ilgili olduğu dikkat çekmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, okul yöneticilerinin ve ilgili personelin toplum sağlığı için okullarda temizlik ve hijyen düzeylerini arttırmaları önerilmektedir.
MÜZİK EĞİTİMİNDE “CONVERSATIONAL SOLFEGE” İLE MÜZİK OKURYAZARLIĞI KAZANIMI , 2024
Bu araştırma, Türkiye'de müzik eğitimi alanında "Conversational Solfege" yöntemi ile ilgili bilgilerin belirlenmesi ve literatürdeki bu boşluğun doldurulması amacını taşıyan bir derleme çalışmasıdır. Dr. John M. Feierabend tarafından 2001 yılında geliştirilen "Conversational Solfege", müzik eğitiminde özellikle müzik okuryazarlığını geliştirmek amacıyla kullanılan eğitici bir yöntemdir. "Conversational Solfege" öğrencilere müziksel dilde iletişim kurma yeteneği kazandırmayı hedefleyerek, notalar arasındaki ilişkileri doğal bir konuşma gibi algılamalarına olanak tanır. Müziği konuşur gibi anlama ve ifade etme becerisi kazandırarak, müzik eğitimini daha etkileşimli ve keyifli hale getirmeyi amaçlar. Bu çalışma, "Conversational Solfege" yöntemini tanıtmayı ve Türkiye'de uygulanabilirliğine vurgu yapmayı amaçlamaktadır. Veriler literatür taraması ve derleme çalışması yoluyla elde edilmiştir. İngilizce ve Türkçe olarak yayımlanmış açık erişimli makalelere odaklanmak üzere Google Akademik (Scholar) arama sayfasında yapılan taramalarla gerçekleştirilmiştir. WOS, SCOPUS, ERIC gibi veri tabanları da dâhil olmak üzere çeşitli kaynaklardan tam metinlere erişim sağlanmıştır. Tarama sonucunda Türkçe kaynaklarda Conversational Solfege ile ilgili herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu yüzden veriler doğrudan yöntemin yaratıcısı Dr. John M. Feierabend'in resmi internet sitesinden ve İngilizce makalelerden alınmıştır. Makalede “Conversational Solfege” yöntemine göre müzik okuryazarlığının nasıl olması gerektiği ve bu müzik okuryazarlığı kazanmanın önemi üzerinde durulmuştur. Ayrıca Dr. John M. Feierabend'in 4 ana başlık altında 12 aşamada gerçekleştirdiği yönteminin eğitimcilere yönelik her aşamaya uygun uygulama önerilerine de yer verilmiştir. Bu makalenin, Türkiye'deki solfej eğitimine dolayısıyla müzik eğitimine yeni bir bakış açısı getirmesi, müzik okuryazarlığını artırabilecek bir yöntem olarak tanıtması ve gelecekte yapılacak çalışmalara kaynak oluşturması amacıyla önemli olduğu düşünülmektedir.
İnönü Üniversitesi Kültür ve Sanat Dergisi, 2017
İnsanoğlu, duygularını ifade ederken, sanat olarak adlandırdığımız çok çeşitli anlatım biçimlerini kullana gelmiştir. Müzik sanatı da, bu ifade biçimlerinin en çok tercih edilenlerinden biri olmuştur. Bu sebepledir ki, müzik yapabilme yeteneği bu alana ilgi duyan bireylerin vazgeçilmez bir arzusu durumundadır. Bu durum, mesleki müzik eğitimi veren kurumlarının yanı sıra konuya ilgi duyan bireylerin özengen müzik eğitimi fırsatı bulabileceği çeşitli kurumların mevcudiyetine de zemin hazırlamıştır. Araştırmanın amacı, Türk müziğine yönelik ilginin özengen müzik eğitimi kurumlarındaki düzeyini çeşitli yönleriyle Malatya örnekleminde sorgulamaktır. Araştırma betimsel bir özellik sergilemektedir. Bu sebeple verilerin toplanması aşamasında betimsel araştırma tekniklerinden faydalanılmıştır. Konu ile ilgili olarak Malatya Büyükşehir, Battalgazi ve Yeşilyurt Belediyeleri bünyesinde faaliyet yürüten sanat merkezleri ile merkez ilçelerde bulunan çeşitli cemiyet, dernek ve özel kurs merkezleri incelenmiştir. Araştırma sonuçlarında bazıları sıralanacak olursa; özengen müzik eğitimi kurumlarında Türk müziğine yönelik olumlu yönde belirgin bir talep olduğu, hemen her sanat merkezinde mutlaka Türk müziği alanında çalgı ve ses eğitimi derslerine rastlandığı, özellikle bağlama çalgısının bu manada diğer çalgılara göre daha yoğun talep gördüğü, Türk müziğine yaş ve cinsiyet ayrımı yapılmaksızın toplumun her tabakasından ilgi gösterildiği ilk aklımıza gelenlerden birkaçı olacaktır.
Bu çalışmanın amacı, Tokat ilinde çalışmakta olan ilköğretim müzik öğretmenlerinin tükenmişliklerinin çeşitli değişkenlere göre ilişkisel olarak incelenmesidir. Verilerin toplanması amacıyla Maslach Tükenmişlik Ölçeği kullanılmıştır. Veriler, 20 Mart- 2 Nisan 2015 tarihleri arasında elde edilmiştir. Ölçekte yaş, cinsiyet, medeni durum, öğrenim durumu, meslekte çalışma süresi gibi demografik bilgiler ve tükenmişlik ile ilgili değerlendirmeyi amaçlayan ifadeler yer almaktadır. Çalışmada, ilköğretim okullarında çalışan gönüllü 60 müzik öğretmenine ölçek dağıtılmış tamamından dönüş alınmıştır. Elde edilen verilerle, öğretmenlerin tükenmişlik düzeyleri çeşitli değişkenlerle ilişkisel olarak incelenmiştir. Araştırmada evli öğretmenlerin duygusal tükenme yaşadıkları, lisans mezunu müzik öğretmenlerinin yüksek lisans mezunu müzik öğretmenlerine göre daha fazla duyarsızlaştığı sonuçlarına ulaşılmıştır. Ayrıca müzik öğretmenlerinin duygusal, duyarsızlaşma ve kişisel başarı boyutlarındaki tükenmelerini ekonomik açıdan verilen ücretlerin az olmasına bağladıklarını ifade etmişlerdir.
Bu araştırmanın amacı, öğretmenlerin örgütsel sessizlik, okul yönetiminde kayırmacılık ve öz yeterlik algılarını ve bu değişkenler arasındaki ilişkileri ortaya koymaktır. Araştırmanın örneklemini Ankara ili merkez ilçelerindeki 24 ilkokulda görev yapan 473 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırma ilişkisel tarama modelinde betimsel bir çalışmadır. Araştırma verilerinin toplanmasında Öğretmenler İçin Örgütsel Sessizlik Ölçeği, Okul Yönetiminde Kayırmacılık Ölçeği ve Öğretmen Öz Yeterlik Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde betimleyici analizler, korelasyon analizi ve çoklu doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda öğretmenlerin örgütsel sessizlik algılarının orta düzeyde; okul yönetiminde kayırmacılık algılarının düşük düzeyde; öz yeterlik algılarının ise yüksek düzeyde olduğu ortaya çıkmıştır. Örgütsel sessizlik okul yönetiminde kayırmacılık ile orta düzeyde, olumlu yönde ve anlamlı düzeyde ilişkilidir. Buna karşılık öğretmenlerin öz yeterlik, örgütsel sessizlik ve okul yönetiminde kayırmacılık algıları arasında anlamlı düzeyde ilişki yoktur. Çoklu doğrusal regresyon analizi sonucuna göre, kayırmacılığın koordinasyon ve değerlendirme alt boyutları, örgütsel sessizliğin korku ve algılanan risk alt boyutunu anlamlı düzeyde yordamaktadır. Kayırmacılığın değerlendirme alt boyutu ise örgütsel sessizliğin bağlamsal faktörler alt boyutunu anlamlı düzeyde yordamaktadır. Araştırma sonuçlarına dayalı olarak, okul yönetimleri tarafından okulda kayırmacılık sorununun daha kapsamlı bir şekilde ele alınmasının ve öğretmenlerin okulda gözlemledikleri sorunları dile getirmeleri konusunda teşvik etmelerinin gerektiği söylenebilir.
Öz İlişkisel tarama modelinin kullanıldığı bu çalışmada, müzik öğretmeni adaylarının toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin tutumları belirlenmiş, tutumlarının çeşitli değişkenler açısından farklılık gösterip göstermediği incelenmiştir. Araştırmada, veri toplama aracı olarak Zeyneloğlu ve Terzioğlu (2011) tarafından geliştirilen " Toplumsal Cinsiyet Rolleri Tutum Ölçeği " kullanılmıştır. Araştırma; 2014-2015 eğitim-öğretim yılında Türkiye'nin farklı coğrafi bölgelerinde bulunan ve tesadüfi örnekleme yoluyla seçilen Balıkesir, Gazi, Gaziosmanpaşa ve Erzincan üniversitelerinin müzik eğitimi anabilim dallarında öğrenim görmekte olan 323 lisans öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonucunda; öğrencilerin en yüksek düzeyde olumlu tutum sergiledikleri alt boyutların " evlilikte cinsiyet rolü " ve " eşitlikçi cinsiyet rolü " olduğu, tüm alt boyutlarda ve ölçek genelinde " eşitlikçi tutuma " sahip oldukları; cinsiyet, yaş grubu, yaşamın çoğunun geçirildiği yer, yaşanılan coğrafi bölge, anne-baba öğrenim durumu, anne-baba birliktelik durumu değişkenlerinin katılımcıların toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin tutumlarında etkili olduğu bulgusu elde edilmiştir. Abstract In this study where relational screening model has been used, the attitudes of music teacher candidates to social gender roles have been determined, and also it has been discussed if their attitudes differ in terms of different variables. Data collection tool in the research is "Attitude Scale of Social Gender Roles" which was developed by Zeyneloğlu and Terzioğlu (2011). The research includes 323 undergraduate students having education in the department of music education during 2014-2015 Education Period, those students have been selected by random sampling from universities from different geographical regions of Turkey such as Balıkesir, Gazi, Gaziosmanpaşa and Erzincan. At the end of the research, it is concluded that students have positive attitudes; sub-dimensions are "gender role in marriage" and "egalitarian gender role"; they have an "egalitarian attitude" in all sub-dimensions and scale; the variables such as gender, age group, living spaces, geographical region, educational status of mothers and fathers, marital status of mothers and fathers have a great influence on attitudes of students to social gender roles.
International Muda Congress, 2017
Music education in the preschool period has favorable effects on the development of the child's mental, social, emotional, psychomotor and language skills. In this period, children's musical skills are also developing. In order to maintain the healthy development of musical skills and to achieve the goals that are aimed at the training of music in school, it is necessary to deny the importance of the teacher and the school, as well as the importance of the parents and the tasks they should undertake. The theme of this research is parental views on preschool music education. The sample of the study was selected by chance sampling in the province center of Diyarbakır and the child is composed of 249 parents who received preschool education in 2016-2017 education year. "Parental Opinion Scale for PreSchool Music Education" was used as data collection tool. According to the results of the research, the parents' opinions about music education and teaching and the opinions about family participation and support are moderate. Parents' participation in the subscale of musical perception of the child is low. Significant differences were found between parents' opinions on music education and teaching according to educational status and income status variables.
ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN MÜZİK KÜLTÜRÜ BİLGİ DÜZEYLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ, 2023
Bu araştırmada ortaokul öğrencilerinin müzik derslerindeki müzik kültürü öğrenme alanına yönelik bilgilerini sınamak ve bu durumu değerlendirmek amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Şanlıurfa’daki bir ortaokulun 6. ve 7. Sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Betimsel tarama modeliyle tasarlanan araştırmada veri toplama araçları olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen müzik kültürü bilgi testi ve kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Veri toplama araçlarından elde edilen veriler, Kruskall-Wallis H ve Mann-Whitney U testleri kullanılarak çözümlenmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre ortaokul öğrencilerinin müzik kültürü bilgi düzeylerinin düşük olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca müzik kültürü bilgi düzeyleri ile anne eğitim durumları, baba eğitim durumları ve müzik ile ilgili yazılar (internet, kitap, dergi vb.) okuma durumları ile manidar bir farklılaşma gösterirken sınıf düzeyleri, aile bireylerinde müzik ile ilgili bireyin (amatör/profesyonel müzisyen, müzik sektörü çalışanı) olma durumları, müzik aleti (okul çalgıları hariç) çalma durumları ve müzik dersini sevme durumlarına farklılaşma göstermemiştir. Bu araştırmanın ortaokul düzeyinde müzik kültürü öğrenme alanını ölçen bir bilgi testi üretmesi ve bu öğrenme alanına yönelik yapılmış olan sınırlı çalışmalara katkı sağlayacağı açısından önemli olduğu düşünülmektedir.
Özne Felsefe Bilim ve Sanat Yazıları, 2019
Bu çalışmada Friedrich Nietzsche'nin eğitim anlayışına ilişkin bir yorum ortaya konulmaya çalışılacaktır. Nietzsche felsefesi derinliği olan ve çok boyutlu algılanması gereken bir dünyadır. O, eğitimi salt okul eğitimi olarak ele almaz. Onun eğitim anlayışında eğiticiler, okullar, eğitim politikaları ve hatta kültür kadar kişinin kendisi de esas aktörler arasındadır. Onun yargıları içerisinde birden çok sonuca ulaşmak mümkündür. Devlet ve üniversite ilişkisindeki hiyerarşik durumu eleştirirken üniversite hocalarının niteliğini tartışabilir. Okulların çağa ayak uydurmaları zorunluluğu aynı zamanda onun için okulları gerçek hayata hazırlayan kurumlar olarak görmesi demektir. Bununla beraber matematik eğitimi hayattaki acılara hazırlanmak kadar önemli görülmemektedir. Her şeyden önemlisi gerçek hayatta pratiğe dökülmeyen her bilgi, insanların boyunlarında gereksiz yükten fazlası değildir.
OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE MÜZİK EĞİTİMİ, 2019
Müzik-insan ilişkisi, insanlık tarihinin her döneminde ve insan yaşamının her evresinde var olagelmiştir. Bu ilişki, doğumdan bebekliğe, bebeklikten çocukluğa, çocukluktan gençliğe, gençlikten yetişkinliğe ve yaşlılığa kadar insan hayatında farklı türlerde ve niteliklerde bazen dolaylı, bazen dolaysız kurulmuştur. Anneden dinlenen ilk ninniden, sokakta oynanan oyundaki tekerlemeye, sayışmaya; eğlen-cedeki müzikten, kederdeki ağıta kadar müzik, insanın duygusu, düşüncesi ve dili olmuştur. Müzik, çocukların günlük yaşantısının ayrılmaz bir parçasıdır. Evde, okulda, sokakta, parkta dolayısıyla her yerde ve günün her saatinde müzik, çocukların gün-lük yaşantılarını çeşitlendiren ve zenginleştiren bir etkinlik alanıdır. Duygu ve dü-şüncelerini yansıtmada, bedenlerini uyumlu ve dengeli kullanmada, öğrenme kapa-sitelerini geliştirmede, dil yeterliklerini artırmada ve sosyalleşmelerinde müzik et-kinlikleri çocuklara önemli deneyimler yaşayacakları ortamlar hazırlar. Müzik etkinlikleri, okul öncesi eğitimin amaçları ve temel ilkeleri çerçevesinde öğretmenlere sunacağı etkili yol ve yöntemlerle zengin bir eğitim içeriği ve süreci ya-ratmada işlevsel etkinliklerden biridir. Normal veya özel eğitim gereksinimi olan tüm çocukların eğitiminde yer alması gereken müzik etkinlikleri, iyi bir planlama ve uygula-mayla çocukların tüm gelişim alanlarını destekleyeceği gibi, okul öncesi eğitimin başarısı bakımından da önem taşır. Bu kitabın, okul öncesi öğretmeni adaylarına, müzik öğretmeni adaylarına, okul öncesi öğretmenlerine, müzik öğretmenlerine, çocuk gelişimi ve eğitimi ile okul öncesi dönem müzik eğitimi alanlarıyla ilgilenen kişilere yardımcı olması umulmaktadır.
Eşdizimli sözcüklerin sözlükteki sunumuna ilişkin bir inceleme çalışması.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (OMÜİFD), yılda iki kez yayımlanan hakemli bilimsel süreli bir yayın organıdır. Dergide yayınlanan yazıların her türlü içerik sorumluluğu yazarlara aittir. Yazılar, yayıncı kuruluşun izni olmadan kısmen veya tamamen bir başka yerde yayınlanamaz.
Pegem Eğitim ve Öğretim Dergisi, 2011
Bu çalışmanın amacı, ilköğretim okulu öğretmenlerinin mizah tarzlarını belirlemek ve çeşitli değişkenler açısından incelemektir. Tarama modelindeki araştırmanın örneklemi, Kütahya il merkezindeki ilköğretim okullarında görev yapan 279 öğretmenden oluşmaktadır. Katılımcılar seçkisiz olarak belirlenmiştir. Veri toplama aracı olarak "Mizah Tarzları Ölçeği" kullanılmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistikler, t-testi ve ANOVA analizleri kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, ilköğretim okulu öğretmenlerinin mizah tarzı "katılımcı mizah" tarzına daha yakındır. Öğretmenlerin en yüksek katılım gösterdiği alt ölçekler sırası ile katılımcı mizah, kendini geliştirici mizah, saldırgan mizah ve kendini yerici mizah alt boyutlarıdır. Katılımcıların mizah tarzları cinsiyet ve branş değişkenine göre saldırgan mizah ve kendini yerici mizah alt ölçeklerinde farklılaşmakta; kıdem ve yaş değişkenine göre ise farklılaşmamaktadır.
Tüm hakları mahfuzdur. Bu kitabın tamamı ya da bir kısmı 5846 Sayılı Yasa'nın hükümlerine göre, kitabı yayınlayan yayınevinin izni olmaksızın elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılamaz, özetlenemez, yayınlanamaz, depolanamaz. Sertifika No: 48743
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.