Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2022, Arış (Ankara)
ÖZ Doğu Türkistan'da bulunan Tarım Havzası, 19. yüzyılın ikinci yarısından 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Batılı ülkelerin en çok keşif seferi düzenlediği yerlerden birisi olmuştur. Daha önce dünyada adı duyulmamış olan Tarım Havzası, bilim insanlarının arkeolojik çalışmaları sayesinde bulunan harabe, kadim yazıt ve hatta mumyalar yoluyla tanınmıştır. Tunç Devri'nden kalma Kroren Harabelerinin yanı sıra Niye Harabelerinde önemli kalıntılar bulunmuş; bu keşifler tüm dünyada yankı uyandırmıştır. Bu çalışmada, kazılarda gün ışığına çıkarıldıktan sonra Batılı kaşifler tarafından Avrupa'ya götürülen ve günümüzde İsveç ve İngiltere gibi ülkelerin müzelerinde sergilenen halı, kilim ve keçe başlık gibi yün dokuma örnekleri hakkında bilgi verilecektir. Ayrıca, dokuma teknikleri ve boyama özelliklerinin yanı sıra yün dokumaların tarih boyunca üstlendiği sosyokültürel rol analiz edilecektir. Tarihi belgelerde görülen bir kısım terminolojiler vasitisiyle, Tarım Havzası'ndaki halı üretiminin durumu hakkında derlemeler yapılacaktır. Materyal, teknik ve desenler üzerindeki incelemeler bize Tarım halıları'nın farklı dinler ve inançların etkisinde olduğunu düşündürmektedir. Söz konusu arkeolojik keşiflere dayalı olarak, eski çağlardan beri Doğu Türkistan bölgesinde yaşayan Uygurların etnik kökenini incelemek mümkün olmuş; Uygurların özgün karakteristiklere sahip yerli ve köklü bir uygarlık olduğu ve başka kültürlerin uzantısı olmadığı ispat edilmiştir. Keşfedilen yün dokumalar Tarım havzası'ndaki dokuma tekniğinin yüksek düzeyde bir yere sahip olduklarını anlatmanın yanında, Orta Asya'nın etnokültürel tarihini anlamak açısından da büyük önem arz etmektedir.
ARIŞ, 2021
Tafta kumaşlar çözgüsünde ve atkısında ipek kullanılarak dokunmuş düz ipekli bir kumaş türüdür. Tarihi belgelere bakıldığında tafta ismine XIV. yüzyıldan itibaren rastlanmaktadır. 1453 Miras bölüm defteri, 1502 tarihli İstanbul İhtisab Kanunnamesi, 1516 Uzun Hasan Kanunu, 1640 narh defterleri, 1455-1764 Bursa mahkeme sicilleri gibi önemli kaynaklardan tafta kumaşının tarihsel gelişimi izlenmeye çalışılmıştır. Ancak yapılan araştırmalar sırasında tafta kumaşı üzerine ayrıntılı bir çalışmanın yapılmadığı fark edilmiştir. Çalışmanın amacı tafta kumaşının tarihi gelişimi, kelime kökeni, çeşitleri ve özellikleri üzerinde durulması ile AHBV Ülker Muncuk Müzesi'nden ulaşılabilen XX. yüzyıl örneklerinin analizlerinin yapılarak kumaş kimliklerinin literatüre kazandırılmasıdır. Ayrıca yazılı kaynaklarda vale ve canfes kumaşları ile sürekli benzerlik gösteren bu kumaşın diğer kumaşlar ile farkına dikkat çekilmiştir. Çalışma günümüzde piyasada üretilen kumaşlar ile arasındaki farkın belirlenebilmesi açısından ise önem taşımaktadır. Araştırmada betimlemelere dayalı tarama ve analiz yöntemleri kullanılmıştır. Çalışma XIV.-XX. yüzyıl arasında tarihlenmiş eldeki örnek tafta (tafetta) kumaşlar ile sınırlandırılmıştır.
Journal Of History School, 2014
Bilim tarihinin tarihinde "küresel" kavramı üzerine fikir yürüten bu çalışma, ayrıca bununla ilişkili ve fakat eşit derecede belirleyici bir başka kavramı, "Batılı bilim" kavramını incelemektedir. Bu düşüncenin 19. yüzyıldaki yükselişini izleyerek Batı-dışı dünyada da en az Batı'da olduğu kadar geliştiğini göstermektedir. Kavramın kendisi bilim tarihinin disiplinel oluşumu açısından çok önemli iken, işe bakın ki, bu öykünün ardındaki küresel tarih o kadar da belirleyici değildir. Meseleye 19. yüzyıl Mısır ve Çin'inden örneklerden hareketle yaklaşan çalışma, bilgi üretiminin uluslararası taşıyıcılarının (yani misyonerler ve teknokratlar) özgün şecereler inşâ edip kavramsal bir kümeleme işlemi vasıtasıyla yeni küresel bilim tarihlerini nasıl yarattığına bakarak başlamaktadır. Ardından ilk profesyonel bilim tarihçilerinin çalışmalarına yönelerek, günümüzde "Batılı bilim"de sonra eren tarihî ve evrensel teleolojinin bir parçası olarak görülen Arapça ve Çince bilme geleneklerinin modern bilimlerin ışığında nasıl da benzer şekilde yeniden yorumlandığını göstermektedir. Böylelikle bilim tarihi ile dünyadaki bilme gelenekleri arasındaki ilişki ile alakalı anahtar sorulara işaret edip küresel bilim tarihlerine yönelik arayışı sürdürmekle birlikte, Batılı bilim düşüncesinin küresel ölçekte ortaya çıkışının tetkikini tartışarak sona ermektedir. "Bilim" teriminin-farklı dönemler, coğrafyalar ve epistemolojik gelenekler tarafından paylaşılan-olumsallığı, bilim tarihçilerinin yapmış ve yapmakta oldukları çalışmaların her zaman açık olmadığı anlamına gelir. Bu, ortaçağ âlimlerinin ve ilk modernistlerin uzun süre tartıştıkları bir nokta olup sorgu nesnesini tarihselleştirerek ve özellikle modern bilimin ötesinde modernin
2022
A. S. PUŞKİN'İN TARİHSEL ÇALIŞMALARINA BİR BAKIŞ İsmail SERDAR ÖZ 19. yüzyıl, tarihin müstakil bir disiplin olarak ve bilimsel temellere dayanarak geliştiği bir çağdır. Rusya'da da bu dönem yeni politik fikirlerin ortaya çıktığı, 1812 Vatan Savaşı zaferinin ardından milliyetçi fikirlerin, toplumsal düşüncelerin arttığı ve Dekabrist hareketin (1825) yayıldığı bir dönemdir. Özellikle yüzyılın ilk yarısına tarih felsefesi aktif olarak egemen olmuştur. Dekabristler, toplumda ilerleyici fikirleriyle, serfliğin kaldırılması, özgürlükçü bir sistemin getirilmesi için mücadele etmiş ve çeşitli propagandalar yapmıştır. Bu yoğun felsefîtarihsel düşünüşün doğrudan yansıdığı bir alan da geniş kitlelere yönelik olan edebiyat olmuştur. Bu çalışmada, özellikle Vatan Savaşı ve Dekabristlerin başarısızlığı ile Rus toplumunun önüne çıkan tarih sorunsalı, Rus edebiyatında tarihselliğin önde gelen ve başat temsilcilerinden olan Aleksandr Sergeyeviç Puşkin özelinde ele alınmıştır. Ayrıca, Puşkin'i tarihe yönlendiren etkenler irdelenmiş ve yazarın sanatında, tarih ile edebiyatın senkretik ilişkisi, eserleri üzerinden değerlendirilmiştir. 19. yüzyıl edebiyatının evrensel gelişimini, tarihten ayrı düşünmek nasıl imkansızsa, Puşkin sanatını da tarih olmadan ele almak mümkün değildir. Özellikle alanın başat yazarı Walter Scott'un da etkisiyle tarihsel temaya yönelen Puşkin, Yemelyan Pugaçev önderliğindeki Rus köylü isyanına özel bir ilgi göstermiştir. İsyan konusunu hem bir tarihçi hem de bir sanatçı titizliğiyle incelemiş olması, yazarın tarihe gösterdiği ilginin güçlü bir göstergesi olmuştur. Puşkin, gerek kurmaca eserlerinde, gerekse doğrudan tarihsel çalışmalarıyla 'tarih'ten etkin olarak faydalanmış ve birçok yazara da bu alanda ilham vermiştir.
Diyalektolog - Ulusal Hakemlin Sosyal Arastirmalar Dergisi
Tıp tarihinin Hipokrat ve Galen gibi büyük tıp hekimlerinin klasik öğretilerini tartışarak ve tanımlayarak başladığı söylenebilir. Tıp Tarihi eski zamanlardaki tıp bilimi ve deneyiminin temelini oluşturan ölümsüz gerçekleri sunmanın yoludur. Tıbbın klasiklerini açıklama ve pekiştirmenin ötesinde XVIII. ve XIX. yüzyılın sonlarında tıp tarihi yeniden doğmuştur. Çalışmanın amacı tıp tarihi öğretiminin önemini ve Türkiye'de tıp tarihi öğretiminin tarihsel sürecini ortaya koymaktır. Çalışma nitel araştırma deseninde tasarlanmış olup çalışmada doküman incelemesi ve betimsel içerik analizi kullanılmıştır. Tıp tarihi öğretimi dünyada olduğu gibi Türk tarihinde de XIX. yüzyıldan itibaren başlamıştır.
DergiPark (Istanbul University), 2022
Dokumacılık, tarih öncesi devirlerden beri bilinen, çeşitli uygarlıklarda hayat bulan sanat olmuştur. Giyinme gereksinimin nedeni örtünmek ve dış etkilere karşı korunmak olmuştur. İlk giysileri sazlar, yapraklar, otlar ve insanların avladıkları hayvan postları meydana getirmiştir. Yaprakların sapları birbirlerine düğümlenerek eklenmiş giysiler oluşturulmuştur. Çeşitli liflerden yararlanarak kumaş oluşturmaları Antik Çağ'da tarım ve hayvancılığın gelişmesiyle gerçekleşmiştir. Dokumacılıkta kullanılan araçlar ve ilk dokuma kumaş buluntuları dokuma tarihinin Antik Çağa dayandığının kanıtı olmuştur. Dokumacılıkta kullanılan ağırşaklar, tezgahlar arkeolojik kazılarda gün yüzüne çıkarılmıştır. Günümüze kadar gelen el tezgâhları, dokuma tekniği, Neolitik Dönemden günümüze değişim göstermiştir. Penelope ve ıstar tezgâhları ile başlayan Tekstil Endüstri Devrimi ile günümüze kadar devamlı gelişme gösteren yapıya dönüşmüştür. Dokumaların tarihi gelişiminde kullanılan alet, teknik, malzeme ve bugün yurdumuzda bilhassa köylerimizde kullanılan el dokuma aletleri benzerlikleri karşılaştırılarak saptanmaktadır. Bu araştırmada, dokumacılığın tarih öncesi dönemden (Prehistorik) başlayarak, Mezopotamya coğrafyasında kurulan devletlerde, Anadolu uygarlıklarından Osmanlı Dönemi'ne kadar kapsamlı dokumacılığın başlangıç ve gelişim süreçleri, en eski el tezgâhları, dokuma aletleri ve dokuma örnekleri, görsellerle ele alınmıştır. Geleneksel dokumacılığın, tarihsel sürecinin bilinirliğinin arttırılmasına katkı sağlanması amacıyla yapılmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinden tarama modeli ve literatür verilerine göre örneklerle birlikte ele alınarak kavramsal düzeyde tartışılmıştır.
Journal of History School
Belgesellerin Tarih Öğretim Yöntemlerine Katkıları: Kuramsal Bir Bakış [2039] cevap, tartışma, tarihsel empati, gösteri ve sözlü tarih yöntemleri üzerinden ele almış, yöntem-materyal ilişkisi ortaya konulmaya çalışılmıştır.
flsfdergisi.com
Bildiğimiz gibi, Hume kuşkucu ve agnostik olarak da nitelenir. Epistemolojisini deneysel alana özgüleyen filozof, söz konusu alanın ötesine dair kuşkucu ve agnostik bir tutum içindedir. Özellikle nedensellik çözümlemesinde bu açık bir biçimde görülebilir. Fakat filozofun din ve tanrı konusundaki tavrı bu denli net değildir. Biz bu çalışmamızda Hume'un din problemine yaklaşımını agnostik ve kuşkucu tutumu bakımından irdelemeye çalışacağız.
International Journal of Languages' Education, 2015
Subject of Terms in Turkish language will be discussed by many researchers; this subject is still one of controversial topics of grammar due to various reasons. As it is known the person primarily should have comprehensive knowledge of all terms in the science in order to do science. The different meaning of a term in any books is quite far away from the understanding of "common language". It is also a matter, which will lead to trouble the person doing research on a certain subject. Of course, many researchers have been made in this field from the history to the present and will be continued to be made. Linguists, whose one of the duties undertaken is undoubtedly to inculcate future generations with linguistics, of course, will be going after new aspects and new searches. However, it should not be caused wilder disorders on behalf of linguistics when doing so. Each linguist should not create quite new terms for himself/herself, especially common terms should be adopted in grammar books to be written in the field of linguistics originating from the past. In this study, the purpose is both to mention about linguistic terms and also to make contribution to Turkish language in which learning of Kasgarlı is deemed as a holy duty, by making suggestions and reviewing studies made in this field and also to undertake duty to bridge between past and future of Turkish being a "noble language". Therefore; it is purposed in this study, in which we seek for answers to question such as what is the term?, What are the reasons of problems related to term?, Which are our glossaries of terms?, and what are the procedures to be followed in resolution of terminology issues?, that it will bring light to term studies to be carried out in the future.
Tarım kesiminin giderek artan bilgi gereksinmesini karşılayacak yeni bilgiler, tarımsal araştırmalar yoluyla üretilirler. Sorumluluk alanı içinde faaliyet gösteren üretici ihtiyaç ve talepleri» doğrultusunda uygun teknolojiler geliştirerek, ülkede sektörel kalkınmaya katkıda bulunmayı kendine hedef seçmiş olan araştırma kuruluşlarından bir tanesi de Ankara Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsüdür. Tarımsal araştırma-yayım ilişkisinin değerlendirilmesinde; araştırma konularının belirlenmesinde yayım hizmetinin etkinliği, araştırma ve yayım kuruluşları/elemanları arasındaki işbirliğinin derecesi ve bu alanda çalışan elemanların mesleki özellikleri dikkate alınmıştır. Araştırmanın ana materyalini, Ankara Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü'nde görev yapan araştırmacılar ile Konya, Karaman ve Çorum Tarım İl Müdürlükleri Çiftçi Eğitim Yayım Şubesinde görev yapan yayım elemanları oluşturmaktadır. Elde edilen verilerin değerlendirilmesinde yüzde dağılımı ve khi-kare yöntemlerinden yararlanılmıştır. Bu araştırmada, araştırma-yayım ilişkisinin zayıf bir düzeyde gerçekleştiği, zayıf olma sebebinin; araştırmacıların ve yayım elemanlarının bireysel özelliklerinden değil daha çok kurumsal nedenlere bağlı olarak ortaya çıktığı saptanmıştır.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası, 1996
Tarih insana geçirdiği evreleri açıklayarak geleceğe ışık tutan, yönlendiren çok önemli bir bilim dalıdır. Bu nedenle; günümüzde üroloji konusunda bugün erişilmiş olan noktayı anlayabilmek ve geleceğe doğru bilimsel ilerleme ümitlerini koruyabilmek için üroloji tarihçesini iyi bilmek gereklidir. Bu yazıda, özetle cerrahi üroloji, anesteziyoloji, radyoloji ve bakteriyolojideki gelişmeler dikkate alınarak ürolojinin geleceğine ilişkin, okuyan için bir düşünme fırsatı verilmiştir.
Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2016
Bir topluma farklı kimlik kazandıran ve onu diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerin başında "gelenekleri" gelmektedir. Türkler de tarih boyunca kendilerine has geleneklerini oluşturmuşlardır. Bu oluşumda göçebe yaşamdan yerleşik yaşama geçiş etkili olmuştur. Başlangıçta örtünerek doğa koşullarından korunmak için kullanılan giyim eşyaları zaman içerisinde sosyal, ekonomik, kültürel ve dini değerlerden etkilenerek bölgesel ve milli özellikleri yansıtmıştır. Türk kültürü içerisinde var olan geleneksel el sanatları, toplumda farklılaşan yaşamsal ihtiyaçlarla beraber sürekli gelişim ve değişim içerisindedir. Gelenekteki değişim olgusuna paralel olarak Keçecilik sanatı da başta ihtiyaçlardan doğmuş, toplumun ihtiyaçlarına göre şekillenmiş, yaşamın birçok alanında kullanılmıştır. Türklerde tarih boyunca giyim kuşam kültürünün içinde yer alan keçe, yaşamsal ihtiyaçları karşılamanın yanı sıra toplumda statü göstergesi ürünlerin yapımında da kullanılmıştır. Özellikle önceki dönemlerde yaygın olarak kullanılan keçe başlıklar kişilerin toplumdaki yerini yansıtan önemli objelerdi. Tarihsel süreçte Keçecilik sanatı da toplumla birlikte değişim ve dönüşüme uğrayarak günümüze kadar ulaşmıştır. Keçe modanın etkisi ile farklı biçimlere bürünerek giyim kuşam kültürü içinde her geçen gün kendisine yeni alanlar bulmaya devam etmektedir. Bu çalışma, keçenin Türk giyim kuşam kültürü içindeki yeri ve tarihsel süreçteki değişimleri üzerine olacaktır.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi (. Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi), 2005
Hassas uygulamalı tarım teknolojisi (Precision Agriculture, PA) tarımsal üretimde kullanılan girdilerin çevreye duyarlı bir şekilde düzenlenmesine olanak tanıyan bir yaklaşımdır. Özellikle küresel konum belirleme sisteminin (GPS) gelişmesine paralel olarak çiftçiler, tarımsal üretimde konumsal farklılıkları göz önüne alarak uygulama yapmanın avantajlarını fark etmeye başlamışlardır. Lokal bazdaki bilgilerin kullanılması ile üretime etki eden faktörlerin mevcut durumuna bağlı olarak değişken düzeylerde gübreleme, ilaçlama, sulama, ekim normu vb. uygulama olanağı ortaya çıkmaktadır. PA yaklaşımının uygulanması ile tarımsal faaliyetler dijital ve bilgi çağına uygun hale gelmektedir. Bu çalışmada özelikle son yıllarda yapılan çalışmalar göz önünde bulundurularak, PA'nın dünyadaki mevcut durumu ve gelişme sürecine genel bir bakış getirilmeye çalışılmıştır.
DergiPark (Istanbul University), 2022
Çeyiz hazırlama geleneği Anadolu kültüründe kız çocuğun doğumuyla başlamakta ve evlendiği güne kadar devam etmektedir. Halk arasında yaygın olarak kullanılan "Kız beşikte, çeyiz sandıkta" sözü de bu geleneği en iyi şekilde anlatmaktadır. Genel anlamda bir genç kızın çeyizinde, evlendiğinde günlük yaşamı içerisinde ihtiyaç duyacağı, mutfak eşyası, yatak, yorgan, çeşitli örtüler, halı ve düz dokuma teknikli yaygı, yastık, minder, çuval ve heybe gibi çeşitli dokumalar yer almaktadır. Bu çeyizlik olarak hazırlanan eşya ailenin ekonomik durumu ile bağlantılı olarak farklılık gösterdiği gibi aynı zamanda yöresel anlamda da gelenek ve göreneklere bağlı olarak bazı değişiklikler barındırmaktadır. Her aile kendi maddi imkânları doğrultusunda ve yaşadığı çevrenin sözlü geleneği çerçevesinde çeyiz hazırlığını tamamlamaktadır. Her ne kadar farklılıklar olsa da Anadolu'nun hemen her yöresinde çeyizlik eşyanın başında dokumalar yer almaktadır. Ancak günümüzde gelişen teknoloji, değişen yaşam koşulları ve moda gibi faktörler, çeyiz hazırlama geleneğinde ve çeyizde yer alan eşyada değişiklik olmasına neden olsa da çeyiz hazırlama, kültürel bir değer olarak birçok yörede sürdürülmektedir. Bu çalışmada, Mucur yöresinde evlilik çağına gelmiş genç kızların çeyizinde yer alan dokumaların, kullanım amaçlarına göre çeşitlerinin tespit edilmesi ve bu dokumaların boyut, renk, motif ve desen özellikleri açısından incelenerek belgelenmesi ve tanıtılması amaçlanmıştır. İnceleme sonucunda, yöre çeyiz geleneğinde 6'lı halı yastık takımının öncelikli olarak bulunduğu ve beraberinde de duvar halısı/kilimi, seccade, namazlağı ve çuval dokumaların yaygın olarak yer aldığı belirlenmiştir.
2016
Honaz basin hayati, yayinlanan ilk gazete ‘Honaz’in Sesi’ ile 1994’de baslamistir. Yine ayni yil yayinlanan ‘Honaz Haber’ gazetesi ile de devam etmistir. ‘Honaz’in Sesi’ ve ‘Honaz Haber’ gazetelerini, ‘Hisar’, ‘Zeytindali’ ve ‘Cumhuriyet Kelebekleri’ adli okul dergileri izlemistir. Honaz’da ‘Honaz Haber’ ve ‘Ataturk’un Sesi’ olmak uzere iki basili, ‘HMYO Bulteni’ adli bir elektronik bulten yayinlanmistir. Yayinlanan gazete, dergi ve bultenler uzun omurlu olmamistir. Yayinlarin sinirli sayida olup, uzun omurlu olmayisinda Honaz’in Denizli’ye yakinligi, yeni ilce olusu ve ilcede bir matbaanin bulunmayisi etkili olmustur. Bu yayinlar disinda Honaz’da televizyon, radyo yayinciligi ile elektronik gazete ve elektronik dergi yayinciligi yapilmamistir. Honaz’da yerel basin anlaminda su anda devam eden gazete, dergi, bulten ve internet yayinciligi da bulunmamaktadir. Honaz basin hayati tarihsel olarak cok yeni ve yayin suresi ile yayin sayisi acisindan cok sinirli kalmasina ragmen, Honaz’dan...
DergiPark (Istanbul University), 2006
Bu çalışmada ağırlıkla armürlü kumaşlar olmak üzere dokuma kumaşların bilgisayarda tasarımı incelenmiştir. Çalışmaya esas olan desen proğramı Visual Basic dilinde hazırlanmıştır. Oluşturulan desen programının Türkiyede dokuma eğitimi veren okullarda anlatılan "Dokuma Konstrüksiyonu" derslerinin içerikleri ile uyumlu olmasına özen gösterilmiştir.
BELLEK Uluslararası Tarih ve Kültür Araştırmaları Dergisi, 2021
İnsanoğlunun yaratılışından bu yana en büyük düşmanı salgınlar olmuştur. Özellikle teknolojinin zaman içinde ağır bir ilerleme kaydetmesi ana sebebi ile binlerce yıl boyunca hastalıklar insanoğlunun en büyük düşmanı olmuştur. Ama bazı salgınlar neredeyse insanların kurduğu medeniyetleri, yerleşik yaşamlarını ve ekonomilerini dahi yok edecek kadar etkili olmuştur. Bunlardan birisi de veba salgınlarıdır. M.Ö. dönemlere adar uzanan veba salgınları başladığında önünde hiçbir engel tanımadan ilerlemiş ve tekrar etmiştir. Veba öyle bir salgın olmuştur ki, sınır tanımadan Asya'nın en doğusundan çok kısa sürelerde Avrupa'nın en batısına kadar ulaşabilmiş, denizleri aşarak farklı iklimlerde de değişik yapılarda felaketler yaratmıştır. Tarih boyunca her toplumdaki bilim insanları vebayı anlamaya ve çözüm bulmaya çalışmıştır. Ancak bilimsel gelişmelerin yetersiz olmasının ana sebebi nedeniyle sürekli yetersiz kalmışlardır. Üstelik kitlelerin öldüğü dönemlerde salgın ile mücadele eden görevlilerin tamamı vebanın hedefi olmuş ve kurtulamamışlardır. Makale tarihi eser araştırma yöntemi içinde vebanın Avrupa'da halen etkili olduğu ama çözüm de üretilmeye başlandığı dönem olan 1896-1897 yıllarında, dönemin veba uzmanlarından olan Doktor Jean Lauminiere tarafından hazırlanmış eserin tercümesini kapsamaktadır. Bu çalışma aslında günümüzde Covid-19 ile Bu araştırma sürecinde; TR Dizin 2020 kuralları kapsamında "Yükseköğretim Kurumları Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesinde" yer alan tüm kurallara uyulmuş ve yönergenin ikinci bölümünde yer alan "Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiğine Aykırı Eylemlerden" hiçbiri gerçekleştirilmemiştir. Ayrıca bu araştırma "Etik Kurul İzni" gerektirmeyen bir çalışmadır. Fransızca'dan çevirisi yapılan bu makalenin kapağı Ek-1'de verilmiştir.
2019
Son ilahi kitap olan Kur’ân, tum insanlik icin ogut ve sifa, mu’minler icin de rehber ve rahmettir. Musluman hayatin anlam ve amacini Kur’ân’dan ogrenmekte, soz ve eylemlerini de onun rehberliginde sekillendirmektedir. Bunun icin onun dogru bir sekilde anlasilmasi gerekmektedir. Yuce Allah’in kelami olan Kur’ân’i, O’nun muradina uygun bir sekilde yorumlamaya calisan tefsir ilmi de bu ihtiyaci karsilamayi amaclamaktadir. Allah’tan aldigi vahyi insanlara eksiksiz bir sekilde teblig ve tebyin eden Hz. Peygamber, Kur’ân’in ilk mufessiridir. Hz. Peygamber’den sonra sahâbe ve taiun nesli de tefsirde onemli bir rol ustlenmistir. Sahâbe ve tâbiin doneminde tefsir tedvin edilmedigi icin sozlu olarak aktarilmaktaydi. Ilk basta hadis ilminin bir kolu olan tefsir rivâyetleri, Mukâtil b. Suleyman (o. 150/767) ve Ferrâ (o. 207/822) gibi âlimlerin bu alanda eserler yazmaya baslamalariyla mustakil bir ilim haline gelmis ve bu alanda eserler yazilmaya baslanmistir. Tefsir ilmi, genel olarak rivâyet ...
DergiPark (Istanbul University), 2018
Bu çalışmanın amacı ülkemizde tarih öğretimine ilişkin yaşanan problemleri mevcut literatür ışığında değerlendirmektir. Bu amaçla yaşanmakta olan sorunların geçmişten günümüze kadar bir değerlendirmesi yapılmış ve tarih öğretimi çerçevesinde ortaya çıkan problemler çeşitli başlıklar altında gruplandırılarak tartışılmıştır. Buna göre ülkemizde tarih öğretiminde karşılanan problemler: tarih öğretiminin amaçlarından kaynaklanan problemler, tarih dersi kitaplarından ve müfredattan kaynaklanan problemler, ders materyallerinin eksikliğinden kaynaklanan problemler, tarih öğretmenlerinin eğitimindeki eksikliklerden kaynaklanan problemler, tarihi mekânlara kullanılmamasından kaynaklanan problemler, yöntem ve teknik seçiminden kaynaklanan problemler olarak gruplandırılabilir. Sonuç olarak bu problemler çerçevesinde tarih öğretiminin yeniden gözden geçirilmesi ve ülkemizde hâlihazırda uygulanmakta olan yeni öğretim anlayışı kapsamında tarih dersinin öğretimindeki özel durumları da göz önünde bulundurmak suretiyle etkili bir tarih öğretimine ulaşılabileceği sonucuna varılmıştır.
Uludağ Arıcılık Dergisi
Dünya arıcılık sektöründe, Türkiye, önemli üretim potansiyeline sahip ülkelerden biri olarak yer almaktadır. Koloni varlığı bakımından dünya sıralamasında üçüncü sırada olan ülkemiz bal ihracatında yirmi birinci sırada yer alarak sektörün sahip olduğu potansiyelin çok altında bir gelir elde etmektedir. Bu doğrultuda Türkiye iç pazarda bal üretimi bakımından ihtiyaçlara cevap verebilir olsa da dış pazarda önemli bir aktör olmaktan uzaktır. Bunun önemli bir nedeni de Türkiye'de arıcılık üzerine yürürlükte bulunan mevcut yasal düzenlemelerin sektörün ihtiyaçlarına cevap verememesi ve verimin artmasına hizmet etmemesidir. Henüz ülkemizde bal dışındaki arı ürünlerine yönelik standardizasyon çalışmaları tamamlanmadığından hukuki mevzuat oluşturulamamıştır. Gerekli hukuki düzenlemelerin oluşturulmasında geç kalınması ülkemizdeki arı ırkları ve bitki türleri bakımından da ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalınmasına yol açmaktadır. Doğru bir teknikle hazırlanacak, bir bütünlük arz eden, ulaşılabilir ve uygulanabilir olan, şeffaf, güncel ve bütün arı ürünlerini ve arıcılık faaliyetinin her safhasını kapsayan bir mevzuat ile Türkiye arıcılık sektöründe ciddi atılımlar yapabilecektir. Zira hukuki denetimi sağlanmış ürünlerin piyasadaki marka değeri de artacaktır.
The Journal of Academic Social Sciences, 2020
veya birden fazla isim unsurunun ya da bir fiilin bir yardımcı fiille birleşmesiyle oluşmuş yapılardır. "Tarih-i İbn-i Kesîr Tercümesi'nde Birleşik Fiiller" adlı bu çalışmada, birleşik fiiller "isim + yardımcı fiil, fiil + fiil ve isim unsurunun kökenine göre birleşik fiiller" şeklinde, üç başlık altında ele alınıp örnekleriyle incelenmeye çalışılacaktır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.