Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2023, Efe Akademik Yayıncılık
Bir ülkenin gelişmesi ve sosyal barışın sağlanmasında güçlü ve işleyen bir sosyal güvenlik sisteminin kurulması büyük önem arz etmektedir. Bu sisteminin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için de hem güçlü bir siyasi irade hem de güçlü bir ekonomik yapıya ihtiyaç bulunmaktadır. Bu nedenle SSCB sonrası bağımsızlıklarını kazanan yeni cumhuriyetlerde sosyal güvenlik sorunu ayrı bir önem arz etmektedir. SSCB’nin dağılmasıyla 1991 yılında bağımsızlığını kazanan Azerbaycan örneğinde, sosyal güvenlik sistemi değişen sosyo-politik ve ekonomik durumla birlikte önemli dönüşümler geçirmiştir. Bu bölüm, temel politika değişikliklerine, karşılaşılan zorluklara ve nüfus üzerindeki etkisine odaklanarak, bağımsızlık sonrası Azerbaycan’da sosyal güvenlik sisteminin gelişimini incelemektedir. Bu kapsamda Azerbaycan’da emeklilik, sağlık, işsizlik yardımları ve sosyal yardım programları dâhil olmak üzere sosyal güvenlik sistemin bileşenleri ele alınmıştır. Ayrıca sosyal güvenlik ortamını şekillendirmede devlet kurumlarının, mevzuatın ve uluslararası işbirliğinin rolü üzerinde durulmuştur.
OSMANLI ARDIL DEVLETLERİNİN SİYASAL SİSTEMLERİ , 2019
Bu çalışma Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra kurulan Azerbaycan devletinin geçmişten günümüze geçirdiği aşamaları ve günümüzdeki siyasi sistemini ele almaktadır.
Sosyal güvenlik, kapitalist devletin sosyal fonksiyonlarının en gelişkin formudur. Gerek sosyal yardımlar gerekse de sosyal sigortalar, ülkelerin milli gelirlerine oran olarak oldukça büyük boyutlara yükselmiş, sosyal güvenlik sistemleri zaman içerisinde gelişerek, artan sayıda sosyal riskleri kapsam içerisine almışlardır. Sosyal güvenlik hem sosyal politika ve iktisat alanlarında farklı şekillerde ele alınmaktadır. Benzer şekilde uygulamada da ülkeler arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Sosyal güvenlik sistemleri, özellikle finansman yapıları ve geliri yeniden dağıtma güçleri anlamında birbirlerinden farklılaşmışlardır. Diğer yandan, sosyal güvenlik sistemleri son dönemde önemli bir dönüşüm içerisindedir. Nüfusun yaşlanması ve politik yozlaşma gibi pek çok nedenle açıklanmaya çalışılan bu dönüşüm ülke örneklerine bakıldığında genellikle benzer bir şekilde kamu kesiminin rolünün özel kesimle ikame edilmesini içermektedir. Bu anlamda "sosyal koruma" yerini "bireysel tasarruflara" bırakmaktadır. Sosyal güvenliği bireysel güvenliğe, bunu da salt bir birikim mekanizmasına indirgeyen bu anlayışın teorik altyapısını ve uygulamaya ilişkin yol haritasını başta Dünya Bankası ve IMF olmak üzere uluslararası kuruluşlar çizmektedir. Bu çalışmada, burjuvazinin Dünya Bankası vb. önerileri ile somutlanan irade beyanı çerçevesinde sosyal güvenlik sistemlerinin dönüşümü, sınıfsal etkiler dikkate alınarak incelenmektedir.
Güvenlik Bilimleri Dergisi, 2024
Devletlerin güvenlik tehditleri ve risk alanlarına karşı aldıkları önlemler zamanla değişmekte ve bu değişimi anlamak için güvenlikleştirme teorisi önemli bir çerçeve sunmaktadır. Bu teori, devletlerin belirli tehditleri tanımlayıp olağanüstü önlemler almasını açıklamaktadır. Karabağ meselesi de güvenlikleştirme sürecinin bölgesel bir örneği olarak incelenebilir. Karabağ’ın Ermenistan tarafından işgali, Azerbaycan için ciddi bir millî (ulusal) güvenlik etkeni olarak görülmüş ve çeşitli diplomatik ve askeri çabaların yapılmasına neden olmuştur. İkinci Karabağ Savaşı sonrası Azerbaycan’ın ulusal güvenlik stratejileri dinamik bir dönüşüm geçirmiştir. Güney Kafkasya’daki jeopolitik güç dengelerinin yeniden değerlendirilmesi gereken bu dönemde, güvenlikleştirme teorisi ışığında yapılan analizler, Azerbaycan’ın güvenlik politikalarını anlamada önemli bir araçtır. Özellikle Eylül 2023’te gerçekleştirilen antiterör operasyonu, Azerbaycan’ın ulusal güvenliğini sağlama çabalarını ve terörizmle mücadelede uluslararası işbirliğinin önemini vurgulamaktadır. Medya ve politik liderlerin desteğiyle kamuoyu desteği sağlanmış, operasyonun uluslararası hukuka uygunluğu ve bölgesel istikrara katkısı belirtilmiştir. Karabağ’da anayasal düzeni tesis etmeye yönelik operasyonlar, savaş suçlularının yargılanması ve adaletin sağlanması açısından önemli sonuçlar doğurmuştur. Bu süreç, Azerbaycan’ın ulusal güvenliğini koruma amacıyla meşru bir güvenlik önlemi olarak görülmektedir. Çalışma, Azerbaycan’ın İkinci Karabağ Savaşı sonrasında değişen ulusal güvenlik stratejilerini ve küresel güç rekabeti çerçevesinde sürdürülebilir barış inşası çabalarını açıklamaktadır. Sonuçlar, Azerbaycan’ın jeopolitik gerçeklere uyum sağlamak için kapsamlı bir ulusal güvenlik vizyonuna sahip olması gerektiğini vurgulamaktadır.
Türk Dünyası Araştırmaları - Azerbaycan, 2025
Bu makale, Azerbaycan’ın kimlik şuurunun gelişimini ve çokkültürcülük politikalarının evrimini tarihsel bir perspektiften ele almakla birlikte kimlik şuuru gelişim sürecinin günümüzdeki politik yansımalarını analiz etmektedir. Azerbaycan’ın tarihsel ve siyasi dönüşümleri ile doğru orantılı olarak şekillenen kimlik ve çokkültürcülük anlayışını ortaya koyan bu çalışmada, Azerbaycan’da kimlik bilincinin tarihsel kökenleri incelenmiştir. Çarlık Rusyası döneminde artan milli uyanış ve modernleşme hareketlerinin bir sonucu olarak ilan edilen Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin kimlik bilinci üzerindeki etkilerinden bahsedilmiştir. Kısa süren bağımsızlık tecrübesinin ardından Sovyetler Birliği işgali nedeniyle kimlik bilinci sürecinde yeni bir dönem başlamıştır. Bu dönemde, Azerbaycan ve Sovyet kimliği arasında gerilimler yaşanmış; dil, kültür ve tarih gibi unsurlar dönemin kimlik mücadelesinin merkezine yerleşmiştir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Azerbaycan, yeniden bağımsızlığını (günümüzdeki Azerbaycan Cumhuriyeti’ni) ilan etmiş ve ulusal kimliğini yeniden tanımlamıştır. Bağımsızlık sonrası Azerbaycan, çokkültürcülük ilkesi doğrultusunda farklı etnik ve dini azınlıkların beraber barış içinde yaşamalarını hedeflemiştir. Zamanla devlet siyaseti haline gelen çokkültürlülük anlayışı ile, Azerbaycanlılık kimliği altında toplumsal bir birliktelik inşa edilmesini amaçlanırken, aynı zamanda mevcut etnik çeşitliliğin korunması teşvik edilmiştir.
Prof. Dr. Nusret Ekin'e Armağan , 2000
Her kişi ve toplum için karşılanması gereken bir ihtiyaç olan sosyal güvenlik, bir ülke halkının bugününü ve yarınını güven altına almayı amaçlayan ve arasında birlik ve uyum olan kurumlar bütünüdür. Diğer bir tanımla, sosyal güvenlik bir mesleki, fizyolojik veya sosyoekonomik riskten dolayı sürekli ya da geçici olarak geliri kesilmiş kimselerin geçinme ve yaşama ihtiyaçlarını karşılayan bir sistemdir. Uluslararası Çalışma Teşkilatı (ILO) ise sosyal güvenliği, fertlere ve ailelere iktisadi ve sosyal riskler dolayısıyla hayat seviyeleri veya hayat standartlarında belirli bir çizginin altına düşülmeyeceği garantisini vermek olarak tanımlamıştır. Türkiye’de ise sosyal güvenlik ihtiyacı günümüzde sosyal sigorta, sosyal yardım ve sosyal hizmet kuruluşlarınca karşılanmaktadır. Cumhuriyet dönemine bakıldığında sosyal güvenlik sistemimizin önemli gelişmeler kaydettiği görülmektedir. Kurulan üç sosyal güvenlik kuruluşu (SSK, Bağ-Kur ve T.C. Emekli Sandığı) kapsam bakımından önemli nüfus kitlelerine ulaşmıştır. Ayrıca risk kapsamı genişletilmiş ve son değişikliklerle de aile ödenekleri dışındaki bütün sosyal riskler kapsama alınmıştır. Ülkemizde özellikle 1980’lerden sonra yaşanan süreçte Türk sosyal güvenlik sistemi önemli sorunlarla karşılaşmış ve giderek bir kriz içine girmiştir. Bu kriz son yıllarda ağırlığını daha fazla hissettirmeye başlamıştır. İşte bu çalışmada da sosyal güvenlik sisteminde krize neden olan faktörler incelenmeye çalışılacaktır.
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014
HÜSEYNOV, Ceyhun. Azerbaycan’da Sosyal Yardım Alanında Faaliyet Gösteren Sivil Toplum Örgütlerinin Profili ve Verdiği Yardımların Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2014. The purpose of this research, is to examine structures, physical status and contributions of civil society organizations which are in the field of social assistance in Azerbaijan and investigate them on the basic social work perspective. This research was carried out through in-depth interviews with heads and deputy heads of 100 non-governmental organizations operating in Baku, the capital city of Azerbaijan. In the study conducted using qualitative research methods, was attempted to gain detailed information about profiles and services of civil society organizations. The analysis of the data obtained in the study shows the important findings about the NGOs profile and their services. These findings are resource shortages and insufficient involvement which NGOs encountered while conducting services. Other factor relating to study shows that almost all of the organizations find the government's policy supportive and positive, while some small associations don’t agree.
Sosyal güvenliğin ilk nüvelerini, yoksulluk, çalışma ve yerleşim için çıkartılan yasalarda bulmak mümkündür. Sosyal yardımdan sosyal sigortaya tarihsel dönüşüm ilk olarak İngiltere'de gerçekleşmiştir. Fakat Almanya'daki dönüşüm çok daha sonradır. Her iki örnekte sosyal güvenlik ilk olarak yoksullara yardımla başlamıştır. Yoksulluk yardımlarına eş zamanlı olarak çalışma ve yerleşim yasaları çıkartılmıştır. Bu yasalar ile kapitalizmin temel ihtiyacı olan özgür işçiler açığa çıkmıştır. Sosyal yardımdan sosyal sigortaya tarihsel dönüşümde temel amaç özgür işçinin vuku bulmasıydı. Çalışmada bu dönüşüm karşılaştırmalı olarak analiz edilecektir.
2008
1980'lerin ilk yarısına kadar IMF ülkelere kısa vadeli istikrar programları uyguluyor, bu ülkelere sözde yardım için borç veriyor ve karşılığında daha az tüketmelerini ve geriye kalan malları da ihraç edib borçlarını ödemelerini istiyordu. 1980'lerin ikinci yarısından sonra bu politikaların Dünya Bankası ile İMF tarafından uzun vadeli yapısal uyum programlarına dönüştürüldüğünü, tiçarette ve genel olarak ekonomide serbestleşmenin oluşturulmaya çalışıldığını görülüyor. Azerbaycan IMF'ye 1992 yılında üye olmuştur. IMF ıle Azerbaycan ilişkileri 1993 yılında IMF' nin Bakü'de ofıs açması ile kurulmuştur. Merkezi Planlama Ekonomisinden yenişce çıkmış Azerbaycanın büyük ekonomik sorunları ve ödemeler bilançosunda önemli açıkları vardı. Ülke şıddetle IMF kredilerine ihtiyaç duymaktaydı. Azerbaycanla IMF'nin ilişkileri iyi düzeyde olmasına rağmen, zaman zaman aralarında küçük sorunlarda yaşanmaktadır.
Sosyal güvenlik, kişilerin yaşam standartlarını koruma ve arttırmaya yönelik uygulamaları içerir (Ateş, 2011). Sosyal güvenlik sistemleri 19. yüzyılda ortaya çıkmaya başlamıştır (Yıldırım, 2015). Bu çalışmada, Fransa ve Türkiye'deki sosyal güvenlik sisteminin alt bileşenleri yapısal ve sayısal değerler göz önünde bulundurularak karşılaştırılmıştır. Sosyal güvenliğin alt bileşenleri olarak; “Hastalık, Analık, Babalık, Maluliyet, Ölüm Sigortası”, “İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları”, “Emeklilik”, “Aile Yardımları”, “İşsizlik Sigortası” ve “Sosyal Güvenlik Sisteminin Finansmanı” belirlenmiş olup, her iki ülkenin sosyal güvenlik sistemleri bu alt bileşenler doğrultusunda ayrıntılı olarak incelenmiş tablolar ve şekiller aracılığı ile gösterilmiştir. Fransa'nın sosyal güvenlik sistemine ilişkin en son verileri ve detaylı bilgileri sunulmuştur. Sonuç olarak bakıldığında; Fransa ile Türkiye'nin sosyal güvenlik sistemleri arasında yapısal ve sayısal değerler açısından bazı benzerlikler ve farklılıklar bulunmaktadır.
Birinci Cumhuriyetin (1918-1920) yıkılmasının ardından Azerbaycan yetmiş sene devam edecek Sovyet sosyalist sisteminin bir parçası haline gelmiştir. Sosyalist devlet sistemi Marksist- Leninst ilkeler üzerine kurulu, siyasi ve sosyal yaşamın tamamında Komünist Parti’nin denetim ve kontörlünde olduğu, mülkiyetin mutlak anlamda devlete ait olduğu bir sistemdi. Bu doğrultuda, Sovyet hukuku da Bolşevik Devrimi sonrasında şekillenen ve yetmiş sene boyunca totaliter sistemin farklı evrelerine uygun bir şekilde gelişen bir sistemdi. Her ne kadar dünya hukuk sistemleri arasında ayrı bir hukuk kolu olarak tasnif edilse de yapısı ve işleyişi bakımından Sovyet hukuk sisteminin Kıta Avrupa sistemiyle benzer olduğu olduğunu söyleyebiliriz. Sovyet hukuk sistemi kodifikasyona dayalı bir sistem olarak zaten Kıta Avrupa hukuk sisteminin bir parçasını teşkil eden imparatorluk hukuku üzerine inşa edilmiştir. Bunun yanı sıra şekli bakımdan Kıta Avrupa sistemiyle paralellik arz eden Sovyet hukuku içerik itibariyle tamamen farklı bir hukuk sistemi teşkil etmiştir. Bu sistemin çözülmesi 1985’te Gorbaçov’un uygulamaya koyduğu “perestroyka ve glasnost” politikalarının etkisiyle çözülmeye başlamıştır. Ülkede liberal hak ve özgürlüklerin gelişeceğini, piyasa ekonomisinin kurulacağını, serbest rekabet ortamının teşkil edileceğini, siyasal sistemde Komünist Parti tekelinin kaldırılacağını vs. öngören yeni politikaların uygulanması için hukuk sisteminde esaslı dönüşümün yaşanması gerekirdi. Dolayısıyla bu süreç, temel yapısı ve genel ilkelerinden ayrılmayan hukuk düzeninin değiştirilmesi zaruretini doğurmuştur. Normlar hiyerarşisinde en tepede yer anayasanın ve buna uygun olarak kanunların tadili ve kabulü değişim sürecini belirleyen önemli gelişmelerdi. İlgili hukuk alanlarında uygulanan normların yer aldığı kanunlar Rusçada “kodeks” (code -anlamında) ve Azerbaycan Türkçesinde “mecelle” olarak spesifik bir yapıya sahiptir. Siyasal sistemin dönüşümüne uygun bir şekilde yeni mecellelerin hazırlanması ve kabulü uzun soluklu bir süreç olduğu için belli başlı hükümlerin yürürlükten kaldırılması, tadili ve kabulü yoluna gidilmiştir. Görüldüğü üzere Azerbaycan siyasi sisteminin liberalleşmesi Sovyetler Birliği’nin son yıllarından başlamış olup bağımsızlık sürecinde devam ettirilmiştir. Bu süreç dört istikamette ilerlemiştir: 1) Yürürlükteki anayasanın tadili 2) Yeniden bağımsızlığın edilmesine dair “anayasal akt”ın kabulü 3) Yürürlükteki mevzuata ilave ve değişikliklerin yapılması 4) Yeni kanunların kabulü. Anahtar Kelimeler: Sosyalist Sistem, Liberal Sistem, Hukuk Sistemi, Egemenlik Bağımsızlık
Özet Sosyal güvenlik, bütün toplumların ve bireylerin temel ihtiyaçları içerisinde yer almıştır. Sanayi devrimi, ortaya çıkardığı yeni koşullar ve ihtiyaçlar doğrultusunda sosyal güvenliği de yeniden şekillendirmiştir. Osmanlı Devleti, sanayileşmeyi yaşamamakla birlikte, özellikle Tanzimat sonrası dönemde 'Batılılaşma' süreci içerisinde, pek çok başlıkta Batı tipi kurumsallaşma çabası içerisine girmiştir. Bu kapsamda modern sosyal güvenlik sisteminin ilk denemeleri de aynı dönemde başlamıştır. Çalışmamızda, söz konusu dönemde sosyal güvenliğe ilişkin yapılan düzenlemeler ele alınmıştır. Memurlar (asker ve sivil), işçiler ve bağımsız çalışanlar için yapılan düzenlemeler ayrı başlıklar altında değerlendirilmiştir. Çalışmamızda sosyal güvenlik kavramı, sosyal yardımlar ve hizmetler hariç olmak üzere, sosyal sigorta uygulamaları ile sınırlı anlamıyla kullanılmıştır. Abstract Social security has been included in the basic needs of all communities and individuals. Social security, accordingly the new conditions and needs, has shaped again by industrial revolution. The Ottoman Empire, although non-industrialized structure, especially in the period after in the Tanzimat 'westernization' process, has entered into a Western-style institutionalization effort. In the same period, the first trials of the modern social security system began in this context. In our study, the social social security arrangements made during this period were discussed. Officers (military and civilian), workers and self-employed workers were evaluated under separate headings. The concept of social security in our study, with the exception of social assistance and services are used by a limited sense of social insurance applications.
After the Bolsheviks seized power in Azerbaijan, a Plenipotentiary Representation of Azerbaijan in Ankara and a Consulate in Kars were opened towards the end of 1921. İbrahim Ebilov was appointed as the Plenipotentiary Representative of Azerbaijan in Turkey, and İslam Hacıbeyli as the Kars Consul. These representations, which were allowed to be established as part of the Soviet policy towards Turkey, had limited authority. Especially in the hope of a great revolution against British and French in the Muslim World, the Bolsheviks expected that good relations with Turkey would create interest in the Muslim world to the communist ideology. The Representations were mainly administered by the directives of the Russian Soviet Federative Socialist Republic (RSFSC) Commissariat of Foreign Affairs. Despite this, the opening of the Representations was of great importance for both countries. Ibrahim Ebilov and Islam Hacibeyli played an important role in establishing relations with the Ankara government. The main duties of the representations were to constantly inform the Commissariat of Foreign Affairs about Turkey's political, economic and social situation. At the same time, the identification of the political emigrants who came to Turkey from the Caucasus and the elimination of the emigrant organizations were the main issues facing the Representations. Especially the emigrants operating in Kars, Trabzon and Samsun which were close to the the Soviet border had to be kept under strict surveillance. Soviet Russia considered the emigrant organizations operating here as a threat to itself. The Commissariat of Foreign Affairs requested the Representatives to take this matter particularly seriously. Because the Soviet Government considered these immigrant organizations as a threat. The representatives applied to the Government of Turkey demanding the liquidation of the immigrant organizations and received a positive response. During the short period of their activities, the Representations of Azerbaijan in Turkey succeeded in doing important work in establishing relations between the two countries. However, despite having limited rights, the existence and activity of these Representations were incompatible with Moscow's future foreign policy. For this reason, the activities of the Representations have started to be prevented by the center and action has been taken to close them. In a short time, the Commissariat of Foreign Affairs of the Azerbaijan SSR was terminated and its powers were given to the Foreign Affairs department established within the Transcaucasian SFSR Council. Shortly after this, the aforementioned Azerbaijan's Representations in Turkey were closed as a result of the centralization policy of the Soviets. The duties of the representations were transferred to the Plenipotentiary representatives of the USSR established within the RSFSR.
2016
Pazarlama anlayışı, günümüzdeki anlamına ulaşıncaya kadar belirli periyotlardan geçmiştir. Talebin arzı aştığı dönemlerde üretim anlayışı hakim olmuş, firmalar her ürettiklerini kolayca sata bilmiştir. Tüketicilerin her üretilen ürünü almak istememeleri daha kaliteli ürünlerin üretilmesini zorunlu hale getirerek ürün anlayışını ortaya çıkarmıştır. 1930`larda üretilen ürünün satılmasında yaşanan zorluklar, reklam ve satış teşvik faaliyetlerinin önem kazanmasına, dolayısıyla satış anlayışının gelişmesine neden olmuştur. 1950`lerde müşteri ihtiyaçlarına uygun üretilmeyen ürünlerin satışının mümkün olmaması müşteri ihtiyaçlarını temele alan pazarlama anlayışının gelişmesi ile sonuçlanmıştır. 1991`de bağımsızlık kazanması ile serbest pazar ekonomisine geçiş yapan Azerbaycan`daki işletmelerin bu evreleri hızlı bir şekilde geçerek pazarlama anlayışına uyma yolunda olduğu görülmektedir. Bu çalışmanın amacı pazarlama anlayışının gelişim evrelerine ilişkin literatür taraması yapmak ve Azerbaycan`ın bu sürecin neresinde olduğunu ortaya koymaktır.
PEARSON JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES & HUMANITIES, 2020
Azerbaycan, tarih boyunca bölgede birçok devletin hâkimiyeti altında, uzun veya kısa süreli kalıcı veya geçici olmak üzere farklı aşamalardan geçmiş bir ülkedir. Orta Çağ ve Yeni Çağ döneminde Azerbaycan toprakları üzerinde varlığını sürdürmüş değişik devletlerin bu bölgede etkin oldukları söylenebilir. Azerbaycan Türklerinin siyasi gelişim tarihinin en önemli kırılma noktası 19. yüzyılın başlarına tekabül eder. Uzun süre devam eden Osmanlı-İran çekişmelerine, o tarihte yükselişe geçen ve güneye doğru yayılan Rusya İmparatorluğu da müdahil olmuştur. Üç büyük devletin yer aldığı rekabet ortamında Rusya İmparatorluğu önemli kazanımlar elde etmiştir. 1813 Gülistan ve 1828 Türkmençay antlaşmalarıyla Azerbaycan’ın Aras Nehri’nden kuzeyde kalan topraklarının Rusya’ya ilhakı gerçekleşmiştir. Rusya, yaptığı işgalin ardından bölgesel yönetim konusunda farklı formüller geliştirmiştir. Fakat idarî reform adıyla bilinen bu formüller kalıcı ve sorun çözücü nitelikten yoksun olduğu için sıkça değiştirilmiştir. Serflik sisteminin ortadan kalkmasını öngören 1861reformu, geleneksel sosyo-ekonomik yapının dönüşümünde önemli rol oynamıştır. Kafkaslara yaklaşık on sene sonra gelen bu reformun sonuçları, Bakü’de petrol üretiminin artmasına bağlı olarak kendini çok belirgin şekilde göstermiştir. Bir petrol kenti olan Bakü’de kapitalist sanayinin yükselişi eş zamanlı olarak eğitim, basın ve kültür alanlarında da gelişmeye yol açmıştır. Bu gelişmeler bir taraftan Bakü’nün iktisadi ve siyasi çehresinin değiştirmiş, diğer taraftan ciddi demografik dönüşümlere neden olmuştur. Tüm bu yaşananlar Azerbaycan Türklerinde aydınlanma ve ilerleyen tarihlerde uluslaşma şuurunun gelişmesine yol açmış, 20.yüzyılın başlarına gelindiğinde ümmet ve millet kavramları daha belirgin şekilde karşılık bulmuştur. Diğer toplumların tarihinde olduğu gibi Azerbaycan tarihinde de ekonomik ve sosyal dönüşüm birbirini tetikleyen ve eş zamanlı olarak gelişen süreçler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda sömürge sistemi ve uluslaşma sisteminin ekonomik politiğinin irdelenmesi Azerbaycan Türklerinin geçtiği uluslaşma sürecinin sosyo-ekonomik resminin çekilmesi açısından önem taşımaktadır. Anahtar Kelimeler: Azerbaycan, kapitalist gelişim, sosyo-ekonomik dönüşüm
Azerbaycan-Ermenistan arasındaki çatışmanın Ermenistan açısından itici gücü bir kenara, bölgenin konumu ve mevcut uluslararası ortam nedeniyle çatışmanın arkasında görünenden daha fazlası olduğuna dair pek çok yorum bulunuyor.
MDU, Markazi Asiya va Qafqaz ölkalari kafedrasmın müdiri, Rusiya BDU, Elm va İnnovasiyalar üzra prorektor BDU, Tadrisin taşkili va talim texnologiyalan üzra prorektor BDU, Sosial masalalar, talabalarla iş va ictimaiyyatla alaqalar üzra prorektor BDU, Hamkarlar İttifaqı Komitasinin sadri Qafqaz Müsalmanlan İdarasi sadrinin birinci müavini Qafqaz Müsalmanlan İdarasi sadrinin müavini BDU, Tarix fakültesinin dekanı BDU, Tarix fakültasinin elmi işlar üzra dekan müavini BDU, Tarix fakültasinin bakalavr tahsili üzra dekan müavini BDU, Manbaşünaslıq, tarixşünaslıq va metodika kafedrasmm müdiri BDU, Qadim dünya va orta asrlar tarixi kafedrasmm müdiri, AMEA-nm Tarix İnstitutunun direktörü, Milli Maclisin deputatı BDU, Azarbaycan tarixi (tabiat fakültalari üzra) kafedrasmm müdiri BDU, Avropa va Amerika ölkalarinin yeni va müasir tarixi kafedrasmm müdiri BDU, Arxeologiya va etnoqrafiya kafedrasmm müdiri BDU, Türk xalqlan tarixi kafedrasmm müdiri BDU, Qafqaz xalqlan tarixi kafedrasmm müdiri BDU, Slavyan ölkalari tarixi kafedrasmm müdiri BDU, Asiya va Afrika ölkalari kafedrasmm müdiri, dosent BDU, Azarbaycan tarixi (tabiat fakültalari üzra) kafedrası BDU, Qadim dünya va orta asrlar tarixi kafedrası BDU, Azarbaycan tarixi (tabiat fakültalari üzra) kafedrası BDU, Manbaşünaslıq, tarixşünaslıq va metodika kafedrası BDU, Manbaşünaslıq, tarixşünaslıq va metodika kafedrası BDU, Azarbaycan tarixi (tabiat fakültalari üzra) kafedrası Dünya azarbaycanlılan: tarixi-demoqrafiya ETL, böyük elmi işçi Azarbaycanm maddi-madaniyyat tarixi ETL, böyük elmi işçi "Bakı Universiteti" qazeti, baş redaktör
Ayrıca çalışmanın gün yüzüne çıkmasını sağlayan TÜSİAB Yönetim Kurulu Üyelerine teşekkür ederim.
Azərbaycan Milli Elmlər Akademiyası Tarix İnstitutu Еlmi əsərlər 59 – cu cild, s.151-178, 2016
Bu makalede Azerbaycan-Türkiye askeri işbirliğinin önemli bir sac ayağı olan savunma sanayi faaliyetleri, kronolojik olarak ele alınmış, işbirliğinin geleceğine dair değerlendirmelere yer verilmiştir.
Lisans Tezi, 2020
iş için veya işleri kötü giden birisi için söylenir. Allah aqibətini xeyir eləsin: Allah sonucu hayır etsin. Bir işin sonucu için kaygı duyulduğu zaman söylenin iyi dilek sözü. Allah alıb qucağına: Şansı yaver gidiyor, hep başarıyor, Tanrı yardım ediyor. Allah Allah: Şaşkınlık veya hayret bildiren ifadedir. Allah Allah`la elə elə: Bin bir güçlükle. 1) Zorlukla. 2) Büyük bir gürültüye rağmen istenen netice alınmadığı zaman kullanılır. Allah Allahlıq`la day öyrədirik: Zor bir işin yoluna konması esnasında birinin çıkıp işi berbat etmesi anında söylenen ve memnuniyetsizliği bildiren bir ifade. Allah amanatı: Tanrı emaneti. Birine birini veya bir şeyi emanet ederken, emaneti iyi koruması için söylenen ifade. Allah amandır: Aman Allah'ım. Bir yalvarış, rica ifadesi. Allah amanında olasın: Allah yardımcın olsun. Allah arttırsın: Allah arttırsın. Allah daha fazla versin. Allah bağışlasın: 1) Allah bağışlasın. Tanrı kazadan beladan korusun. 2) Özür dileyen veya kötü bir şey yapan insanın özrüne karşılık olarak kullanılan ifade. Allah balam deyib: Allah yürü kulum demiş. Allah başacan eləsin (yarıtsın): Allah tamamına erdirsin, birlikte ömür sürdüresiniz, birlikte saçlarınız ağarsın. Allah başın dura dura (duran yerdə) ayağına daş salmasın: Allah belanı versin, Allah başına taşlar yağdırsın. Allah başına daş salsın: Allah başına taş yağdırsın. Bir beddua, ilenme ifadesi. Allah bir tük əskik eləməsin: Tanrı yardımcın olsun anlamında bir alkış ifadesi. Allah başından tökmək: Birdenbire zenginleşmek. Allah başını uca eləsin: Allah alnını, başını dik etsin. Allah mahcubiyet vermesin. Allah betərindən saxlasın: Allah beterinden saklasın. Allah daha kötü duruma düşürmesin. Allah bəxtini güldürsün: Allah bahtını açık etsin. İyi dilek temennisi bildirir. Allah bəla (bəlasını) versin: Allah belasını versin. Memnuniyetsizlik bildirir ve azarlama, paylama ifadesi olarak kullanılır. Allah bəlalardan hifz eləsin: Allah korusun. Allah bəndəsi: 1) Zavallı, fukara, kimseye zararı dokunmayan, yumuşak başlı, mümin insan. 2) Herhangi bir kimse. Çok güzel kadın, kız hakkında. Allah hər kəsin üreyinə görə versin: Allah herkesin kalbine göre versin. Allah herkesin istediğini, arzusunu yerine getirsin. Allah həyanın olsun: Allah yardımcın, desteğin olsun. Allah hörmətini artıq eləsin: Bir memnuniyet ifadesi. Özellikle kendisine saygı gösteren gençlere, yaşlıların söylediği ifadedir. Allah xatirinə: Allah aşkına. Bir yalvarış, rica ifadesi. Allah xeyir versin: İyi dilek ifadesi. Allah xeyrə calasın: Güzel arzular bildiren ifade. Allah xoşbəxt eləsin: Saadet, mutluluk dileme arzusu. Allah imanını kâmil eləsin: Bir kimseye hayır duası ederken kullanılır. Allah insaf versin: Adil hareket etmeye, insaflı davranmaya davet sözü. Allah işini avand eləsin: Allah işini rast getirsin. Allah işinizi rast gətirsin: Allah işlerinizin yolunda gitmesi için yardım etsin anlamında kullanılan ifade. Allah kərimdi (Kərimdir): Allah kerimdir. Bir mahrumiyet ve ihtiyaç durumunda, bir şey yitirildiğinde veya kötü bir sonuçla karşılaşıldığında "Allah büyüktür" anlamında söylenen bir ifadedir. Allah kəssin: Bir işi yaparken çok zora düşüldüğü zaman duyulan memnuniyetsizliği ifade eder. Allah kölgəsi: Tanrı gölgesi. Merhametli, ümit verici manevi güç anlamında kullanılan bir deyim. Allah kömək eləsin: Allah yardımcın olsun. Çalışan veya zor durumda olan birine söylenen başarı dileği ifadesidir. Allah qadadan bəladan hifz eləsin (qorusun, saxlasın): Allah beladan korusun. Tanrı insanı her türlü kötülüklerden koruması dileği ile söylenen iyi dilek ifadesi. Allah gəbul eləsin: Allah kabul etsin. Sevap sayılan bir iş yapıldığında söylenir. Allah qarğa deyil ki, vurub gözünü çıxartsın: Allah'ın tokadı geç dokunur ancak kötü dokunur. Allah qənim olsun: Allah belanı versin. Bir rahatsızlık veya kızgınlık sebebiyle söylenen seslenme şekli. Allah qızı: Kavga ve dövüşlerde kadınlara veya kızlara söylenen seslenme şekli. Allah qismət eləsə: Allah kısmet ederse, Tanrı izin verirse, inşallah.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.