Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2010, Karadeniz Araştırmaları
…
19 pages
1 file
Kazakh Turks were ruled by dividing into three big Horda (Jüz) until the second quarter of the 17th century. Ebulhayr, Khan of Small Horda (kíshí jüz), had to accept the patronage of the Russian Tsarist as a result of internal disagreements and external pressures. From the time of the Peter the Great (reigned 1682-1725), the expansion of Russia towards the West Turkestan lands took place gradually. The establishment of Orenburg in 1744 accelerated the penetration of the Russians into the Kazakh steppes. Towards the beginning of the 18th century, the Middle and Small Horda khans followed a semidependent policy to the Russian Tsarist. The Russian Tsarit, which wanted to increase its influence on the Kazakh khans, made a number of administrative and legal impositions. For example, with the regulations issued in 1822 and 1824, the khanate system was abolished and the titles of "deputy sultan" or "administrator sultan" were created. Similar practices had caused great reactions from the local people. At the same time, the establishment of the Orenburg Castle made the Kazakh geography a military base and overshadowed the national independence of the Kazakhs. For this reason, many rebellions broke out, the most important of which is the Kenesari Kasımov, rebellion. Kenesari, who had a great struggle against Russian expansionism, was killed due to the conflicts among the Kazakhs and the wrong policy he followed against the Kyrgyz although he achieved some military success. In this study, the military and political stages of the national struggle of the Kazakh people against Russian expansionism under the leadership of Sultan Kenesari Kasımov (Kenesari Khan) were examined based on Russian archive documents.
Kadim, 2022
Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 1768 yılından 1774 yılına kadar altı yıl devam eden uzun savaş sürecinde barış sağlamak için yapılan iki girişimden ilki, Eflak ile Boğdan sınırındaki Fokşan kasabası yakınlarında yapılan müzakerelerdir. Fokşan görüşmelerinin önemi, ilk kez Osmanlı Müslüman mülkü olan Kırım’ın bağımsızlığının Osmanlı hilafeti ile birlikte devletlerarası bir müzakerede gündeme gelmesidir. Dolayısıyla söz konusu görüşmeler, siyasî bir meselenin dinî nitelikleriyle birlikte tartışıldığı diplomatik bir süreç olarak da ilgi çekicidir. Müzakerelerde Kırım’ın bağımsızlığı, Rus tarafınca ön şart olarak öne sürüldüğü, Osmanlı tarafınca ise İslâm dinine ve hilafete aykırılığı gerekçesiyle reddedildiği için diğer maddelere geçilememiş ve görüşmeler anlaşmazlıkla sonuçlanmıştır. Bu makale, daha önce XVIII. yüzyıl Osmanlı-Rus ilişkilerine dair yapılan çalışmalarda kısaca değinilen Fokşan barış müzakerelerini, ilk kez müstakil bir başlık altında ve Osmanlı-Rus müzakerecilerin şahsî, siyasî performansları çerçevesinde ayrıntılı olarak incelemeyi ve değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Böylece, diplomatik girişimlerin Osmanlı-Rus Savaşı’nın sürecine etkisi ve savaşın sonucundaki kayıpların ve kazançların her iki devletin siyasî geleceğini nasıl şekillendireceğine dair bazı öngörülere ulaşmak mümkün olabilecektir. Araştırmada konu ile ilgili basılı eserler ve bazı resmî belgelerin yanında, olaylara şahit olan kişilerin kaleme aldığı bütün kroniklerden yararlanılmaya çalışılmıştır.
Toplumsal Tarih sayı 155, 2006
The first of the two attempts to ensure peace during the six-year-long war (1768-74) between the Ottoman Empire and Russia was the negotiations held near the town of Focsani on the border of Wallachia and Moldavia. The importance of the Focsani Negotiation is that the independence of Crimea, which was an Ottoman Muslim territory, came to the fore in an interstate negotiation with the Ottoman caliphate. Therefore, these are interesting diplomatic processes in which a political issue was in question with its divine qualities. Since the Russian representatives recognized Crimea's independence as the precondition, and the Ottomans disagreed, claiming it against the religion of Islam and the Caliphate, the meeting ended with disagreement without negotiating on subsequent articles despite long discussions. This article analyses the Focsani Peace Negotiations briefly mentioned in the literature of eighteenth century Ottoman-Russian relations first time separately with the personal and political performances of Ottoman and Russian negotiators. Thus, it predicts the effect of diplomatic initiatives on the war process and how the losses and gains of each side shaped their political future. The study benefits from chronicles written by eyewitnesses, secondary sources, and official documents related to the subject.
Türk Savaş Çalışmaları Dergisi, 2021
Özet Türkiye'nin yakınçağ tarihinin yazımı genellikle modernleşme paradigmasından etkilenmiş, reformlara odaklı inkılap tarihçiliğinin etkisi altında kalmıştır. Siyasal aktör ve onların faaliyetlerini önceleyen bu tarih yazımı özellikle kültür tarihi çerçevesinde ele alınabilecek birçok olguyu ve bu olguların ortaya çıktığı süreci dikkate almamış veya aktörleri merkeze alarak açıklamaya çalışmıştır. Dolayısıyla savaşlar ve onların siyasal, toplumsal, kültürel sonuçları da bu merkeze bağlı olarak açıklanmaya çalışılmıştır. Esasında birçok anlamda büyük bir değişim ve fark edilir derecede ilklerin görüldüğü 1860-1880 arası dönem Tanzimat ve Islahat gibi daha çok siyasal dönüşümü çağrıştıran kavramların gölgesinde kalmıştır. Bu kavramlar da kurumsal ve toplumsal değişimin önünü açan reformların yukarıdan aşağıya doğru uygulanmasına işaret etmektedir. Oysa bu çalışmada verilen örneklerden anlaşılacağı üzere resmi alanın dışında kalan ve resmi alanlarda bir ihtiyaç olarak doğan değişimlerin yanı sıra sivil alanların aşağıdan yukarıya doğru değişimi zorlayan etkisi büyüktür. Uluslararası bir ittifakla girişilen ilk harbin merakları cezbeden sürecinin sivil basın ve yayıncılığı zorunlu bir ihtiyaca dönüştüren sonucu olmuştur. Harbin yıkıcı etkilerinin yanı sıra siyasal, toplumsal ve kültürel dinamizm kazandıran ve değişimi zorlayan sonuçları da görünmektedir. Kırım ve Osmanlı-Rus Harbi arasında kalan zaman dilimi bu anlamda dikkate değer birçok örnek içermektedir. Bu dönem birçok anlamda ilklerin yaşandığı bir atmosfer olmuştur.
2000
Kırım, başlangıçta Altun Ordu devletinin bir viHlyeti iken, 1248 yılında Giraylar soyunun idaresinde bir hanlık haline gelmiştir. Daha sonra i. Hacı Giray (ö. 1466)'ın yerine tahta geçen i. Mengli Giray (1468-1514), Fatih Sultan Mehmed'e başvurarak hanlığını Osmanlı Devleti'ne bağlamıştır (1475). Uzun yıllar Osmanlı idaresinde kalan Kırım, 1783'te Rusların işgaline uğramış, 1812 yılın daki Biikreş Antlaşması sonucunda da Rusya'ya bırakılmıştır. Kıpçak Türkçesinin bir kolu olan Kırım Türkçesi, Osmanlılarla artan ilişkile re paralelolarak büyük ölçüde İstanbul Türkçesinin etkisinde gelişmiştir. Bu gelişmelerin ışığında, hanlık dönemi ve öncesindeki klasik Kırım edebiyatını AItım Ordu sahasını da içine alan Kuzey Türkçesi ve Osmanlı Türkçesiyle meydana getirilen edebiyat olmak üzere iki kolda ele almak gerekir. Bizim bu çalışmamızın ana konusu Osmanlı dönemi Kırım edebiyatıdır. Ancak, Osmanlı hakimiyeti öncesi ve sonrasında meydana getirilen İslamı edebiyat mahsullerinden de söz edilecektir. Kırım İslamı edebiyatının bilinen ilk şairlerinden birisi ölümü 630/1232 sonrasına rastlayan Ali'dir. Ali'nin hayatı hakkında bilgimiz yoktur. XIII. yy.'da yaşamıştır. Harzem dolaylarında yetişmiş bir Oğuz Türkii olduğu söylenmektedir. Elimizde bir Yusuf ile Zeliha'sı bulunmaktadır. Ali, eserini 630/1232'de Kı rım'da yazmıştır. Eser, o günkü Kırım Türkçesi'nin özelliklerini taşımaktadır. Ali, Yusuf ile Zeliha'da kendisinden şu şekilde söz etmektedir: Ah dirıga değme kişi düzmedi Fehmi eksik kimesneler yazmadı Bu zaif tek uş bu nazmı üzmedi Rübai düzen içre dursa imdi Bunı koşan zaif bende adı Ali Yigirmi dört rakam içre saldı bildi
DergiPark (Istanbul University), 2009
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Avrasya İncelemeleri Dergisi (AVİD), 2023
Askerî Tarih Bülteni, 1992
Belleten, 2018
1864 KAFKAS TEHCİRİ Kafkasya’da Rus Kolonizasyonu, Savaş ve Sürgün, Edit. Mehmet Hacısalihoğlu, İstanbul 2014, 2014
Osmanlı Araştırmaları, 2009
Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2022
2012
TARİHİN PEŞİNDE ‐ULUSLARARASI TARİH ve SOSYAL ARAŞTIRMALAR DERGİSİ‐, 2018
Bilig-Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi, 2019