Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
3 pages
1 file
Amiloidoz eozinofilik fibriler yapıdaki bir proteinin değişik doku ve organlarda ekstraselüler depolanması ile karakterize bir hastalıktır. Primer olabileceği gibi romatoid artrit, kronik inflamatuar hastalıklar ve maligniteye sekonder gelişebilir. Amiloidozun sistemik hastalık olup olmamasına göre başlıca 3 formu vardır ve bunlar primer sistemik amiloidoz, sekonder sistemik amiloidoz ve lokalize amiloidoz ismini taşır. Lokalize lingual amiloidoz nadir olup genellikle sistemik hastalıklarla beraber bulunur. Bu çalışmada çok sık rastlanmayan, dilde yerleşmiş, amiloid tanısı alan ve cerrahi eksizyon ile tedavi edilen bir vaka takdim edilmiştir.
Black Sea Journal of Health Science, 2019
Özet Sialolitler tükürük bezlerinin duktal sistemi içerisinde gelişen kalsifiye yapılar olarak bilinmektedir. Oluşma nedenlerine dikkat etmemiz gerekirse genellikle tekrarlayan kronik ve akut süpürativ sialodenitis sonucu oluştuğu varsayılmaktadır. Sialolitler içerik olarak inorganik kalsiyum ve sodyum fosfat tuzlarından oluşmaktadır. Bu sialolitlerin kanal lümenindeki bir debris etrafında farklı çeşit tuzların birikmesinden kaynaklandığına inanılmaktadır. Dev sialolit dediğimizde uzunluk olarak 15 mm ve ağırlık olarak 1gramdan ağır sialolitler düşünülmektedir. Bu olgu sunumunda submandibuler duktusda lokalize olan 2*1*1 boyutlarında bir sialolit intraoral yaklaşımla eksize edilmiş ve duktusun fonksiyonu normal tükürük akışı ile berpa edilmiştir. Abstract: Sialoliths are known as calcified structures developed within the ductal system of salivary glands. It is assumed that if we need to pay attention to the causes of the event, it is usually the result of recurrent chronic and acute sialodenitis. It is believed that these sialolites are caused by the accumulation of different kinds of salts around a debris in the channel lumen. When we say huge sialolite, we mean that sialolites which are bigger than 15 mm in length and more than 1 g in weight. In this case report of a sialolith of 2 *1* 1 cm size localized in the submandibular duct was excised with an intraoral approach and the function of the duct was reestablished again with normal salivary flow. (M. SADIKHOV) Musa SADIKHOV https://orcid.org/0000-0002-4667-6888 Şule KAHRAMAN https://orcid.org/0000-0001-9454-7733 Ziver Ergun YÜCEL https://orcid.org/0000-0001-7161-6433 Cite as: Sadıkhov M, Kahraman Ş, Yücel ZE. 2019. Giant submandibular gland duct sialolith: A case report. BSJ Health Sci, 2(3): 74-77.
Haseki Tıp Bülteni, 2013
Bezoar, yutulan yabancı cisim veya gıdaların sindirilemeyip beslenme yolunda oluşturduğu kitlelerdir. Belirti ve bulgular asemptomatik veya müphem olabilir. Bu yazıda halsizlik ve karın ağrısı şikayeti ile polikliniğe başvurup trikobezoar tanısı konulan 18 yaşında kadın hasta sunuldu.
Balıkesir sağlık bilimleri dergisi, 2015
Subungual ekzositoz iyi huylu bir kemik tümörüdür. Parmakta distal falanksta tırnak yatağına bitişik ya da onun altında bulunur. Bu makalede sağ ayak başparmağında subungual ekzositoz saptanan 16 yaşında erkek hastanın klinik, radyolojik ve patolojik bulguları sunulmuştur.
Nobel medicus
ZET Kabakulak, en sýk okul çaðý ve adolesan yaþ grubunda görülmekle birlikte yetiþkin çaðda da görülebilen akut jeneralize bir infeksiyondur. Nadir bir komplikasyon olan geçici yüksek frekans iþitme kaybý %4 oranýnda görülebilmektedir. Tek taraflý kalýcý iþitme kaybýnýn 20.000 vakada bir olduðu bildirilmiþtir. Bu bildiride kabakulak nedeniyle servisimize yatýrýlan ve bu nadir komplikasyon sonucu bilateral tama yakýn iþitme kaybý olan olgu sunulmuþtur. Yirmisekiz yaþýndaki erkek hasta, yüzünün her iki yanýnda þiþlik olmasý üzerine kliniðimize baþvurmuþtur. Bu baþvurusundan 15 gün önce çocuðunun kabakulak geçirdiðini ifade etmiþtir. Þikayetlerinin baþlangýcýndan iki gün sonra iþitme problemi olmasý üzerine yapýlan odyogramýnda sol kulakta hava iletisi ile 68 dB, kemik iletisi ile 48 dB; sað kulakta hava iletisi ile 103 dB, kemik iletisi ile 70 dB saptanmýþtýr. Hastaya beþ gün prednisolon 60 mg/gün, heparin 2500 IU/gün, pentoksifilin 100 mg/gün ve semptomatik tedavi uygulanmýþtýr. Pred...
Özet Giriş: Noonan sendromu (NS) multipl konjenital anomali sendromudur. NS, Ras/mitojenle-etkileşen protein kinaz genlerinden birindeki yanlış anlam mutasyonu sonucu oluşan bir tek gen hastalığıdır. PTPN11 geni, SOS1 geni, RAF1 geni, BRAF geni mutasyonları NS fenotipine yol açabilir. Bu çalışmanın amacı çok az rastlanan bir sendrom olan ve Türkçe konuşan NS'li bir vakada daha önce dil özellikleri araştırılmamış olan RAF1 mutasyonunda ortaya çıkan dil özelliklerini belirlemektir. Yöntem: Çalışmada 38 aylık vakanın dil örneği, dil değerlendirme ve genel gelişim test sonuçları incelenmiştir. Sonuç ve tartışma: Sonuçlar RAF1 geni mutasyonu sonrası oluşan NS'de dil bozukluğunun eşlik ettiğini göstermektedir. Çalışmanın sonuçları diğer dillerde yapılan NS vakalarının dil özellikleriyle benzerlik göstermektedir.
ÖZET Gastrik divertikül nadir görülen gastroinesitinal sisteme ait patolojik bir durumdur. Yaklaşık olarak 10.000 endos-kopik incelemenin 1'inde görülür. Büyük çoğunluğu asemptomatiktir ve bu nedenle genellikle üst gastrointesti-nal sistem endoskopisi sırasında rastlantısal olarak saptanırlar. Gastrik divertiküller hemen her zaman fundusun posteromediyal duvarında yerleşir. Nadiren epigastrik rahatsızık ve epigastrik ağrı yapabilirler. Bu yazımızda, mide büyük kurvaturda yerleşimli gastrik divertikül saptanan, 57 yaşında kadın hasta olgusu sunulmuştur. Anahtar sözcükler: Gastrik divertikül, karın ağrısı, gastrik diverikülektomi. GASTRIC DIvERTICULUM ON THE GREATER CURvATURE: A CASE REPORT ABSTRACT Gastric diverticulum is a rare pathological condition of the gastrointestinal system. It is seen in approximately 0.01% of all endoscopic examinations. Gastric diverticulum is commonly asymptomatic and usually detected incidentally during upper endoscopic examination. Gastric diverticu...
Öz Sezaryen skar gebeliği (SSG), önceki sezaryen kesi bölgesinde, miyometrium içine implante olan ekto-pik gebeliktir. Biz bu çalışmada tedaviye dirençli SSG olgusu yönetimi ile ilgili kendi deneyimimizi sunduk. Vajinal kanama ve kramp tarzı karın ağrısı ile başvu-ran 30 yaşındaki bayan hastada muayene sonucunda SSG tespit edildi. Başlangıç tedavisi olarak sistemik Metotreksat (MTX) tedavisi uygulandı. Ancak 7. Gün beta insan koryonik gonadotropin (β-hCG) değerinin %15 den daha az düşmesi üzerine, servikal kanaldan ultrasonografi eşliğinde intraamniyotik MTX tedavisi uygulandı. Hem sistemik hem de lokal MTX tedavisi-nin başarısız olması üzerine, son olarak hastaya va-kum aspirasyon ile gestasyonel içeriğin boşaltılması işlemi uygulandı. Artan sezaryen oranları ile birlikte SSG yayınları artmaya başlamış olsa da, SSG olduk-ça nadir ve özel bir ektopik gebelik formudur. Litera-türdeki çalışmalar temel alındığında, bazı medikal ve cerrahi tedavi yöntemleri önerilmekte ancak henüz standart bir tedavi yaklaşımı yok. Bu çalışmada teda-vi seçenekleri değerlendirildi ve literatür eşliğinde bu konu tartışıldı. Abstract Cesarean scar pregnancy (CSP) is an ectopic pregnancy implanted in the myometrium at the site of a previous cesarean section scar. Here we report our experience in managing a case of treatment-resistant CSP. A 30-year-old female was admitted to our clinic with vaginal bleeding and abdominal cramping pain and examination findings revealed CSP. Initially treatment was pursued by systemic methotrexate (MTX) treatment. But owing to the failure of human cho-rionic gonadotropin (β-hCG) levels to fall by 15% by day 7, ultrasound-guided intraamniotic MTX injection through the cervical canal has been proposed. After failure of both systemic and local MTX treatment, patient underwent removal of gestational masses via vacuum aspiration, finally. Although CSP is being increasingly reported along with the rising cesarean rates , it is an extremely rare and special form of an ectopic pregnancy. Based on literature review, some
Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2015
DergiPark (Istanbul University), 2009
Olfaktor nöroblastom, olfaktor nöroepitelyumdan kaynaklanan nadir görülen özel bir malign nöroektodermal tümör formudur. ‹lk kez 1924 y›l›nda Berger ve Luc taraf›ndan tan›mlan-m›flt›r. Nazal kavite tümörlerinin yaklafl›k %3'lük bir k›sm›n› oluflturur. 48 yafl›nda erkek hastaya ait olfaktor nöroblastom olgusu nadir görülmesi nedeniyle sunulmufl, literatür bul-gular› ›fl›¤›nda tart›fl›lm›flt›r. Anahtar kelimeler: Olfaktor nöroblastom, nöroektodermal tümör, nazal kavite ✔ ✔ Olfactory Neuroblastoma (Esthesioneuroblastoma): Case Report Olfactory neuroblastoma is a rare specialized form of malignant neuroectodermal tumor arising from the olfactory neuroepithelium. It was firstly described in 1924 by Berger and Luc. It accounts for about 3% of all tumors of the nasal cavity. A case of olfactory neuroblastoma of a 48 years old male patient is reported because of its rarity and is discussed in the light of literature.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2015
DergiPark (Istanbul University), 2007
Tıp Fakültesi Dergisi DanıĔma Kurulu
Journal of Experimental & Clinical Medicine, 2004
acibadem.dergisi.org
Journal of Experimental & Clinical Medicine, 2006
Turk Pediatri Arsivi-turkish Archives of Pediatrics, 2006
Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 2015
The Journal of Breast Health, 2013