Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2023, RumeliDe Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi
https://doi.org/10.29000/rumelide.1369082.…
21 pages
1 file
Sözlüklerde çeşitli tanımları yapılan "duygu" kavramının bu tanımlardaki ortak noktası ruh dünyasında oluşan hareketlilik olarak görülmektedir. Duygular, bireyin kendini, çevresini ve tüm dünyayı anlamlandırma çabası içinde önemli bir rol oynaması nedeniyle bugüne kadar birçok bilim dalının en çok merak uyandıran konularından olmuştur. Bu alanda yapılan çalışmalar duyguların oluşum sürecini tespit etmekten başka onları sınıflandırmaya da yöneliktir. Duygular, insanın kendini ifade etmesinin en etkin yolu olan dilde de elbette çeşitli şekillerde kendini göstermektedir. Zihinsel süreçlerin insanda uyandırdığı farklı izlenimleri dile aktaran mental sözcükler, bu sürecin çıktı basamağında yer alan duygu sözcüklerini de içermektedir. Bugüne kadar mental sürecin ve duyguların dile yansımaları daha çok fiil ekseninde konu edinilmiştir. Çalışmamızda seçili bazı tarihî Türk lehçeleri sözlüklerinde duyguların hangi isimlerle kaydedildiği ortaya konmaya çalışılacaktır.
KaraM, 2021
Duyguların sadece biyolojik tepkiler değil, sosyo-kültürel inşalar olduğuna dair bilimsel perspektifin yükselişiyle birlikte sosyal bilimlerde "duygu çalışmaları" birçok alanda hız kazanmıştır. Duyguların tarihlerine, zaman içindeki değişimlerine ve kültürlerdeki farklılıklarına odaklanan "duygu tarihi" disiplini, bu amaçla tarihî ve edebî eserlerden yararlanmakta ve duyguların söz varlığına büyük önem vermektedir. Bu bakımdan Türkçedeki duygu sözcüklerine dair yapılan çalışmalar sadece Türk dili ve edebiyatı için değil, duyguların Türkçedeki tarihinin izini sürmek adına önemli veriler sunacaktır. Türkçenin özellikle on üçüncü yüzyıldan itibaren Batı sahasında farklı bir kültür dairesine dâhil olmasıyla birlikte yoğun etkileşime girdiği dillerden aldığı duygu sözcüklerinin tespiti bu açıdan büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada, Osmanlı Türkçesinde yer alan ve Arapça ve Farsça kaynaklı olan duygu sözcükleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla, öncelikle Ferit Devellioğlu'nun Osmanlıca Türkçe Osmanlıca Lügat'i taranmış ve bir duyguyu karşılayan üç yüz doksan beş sözcük tespit edilmiştir. Bu sözcükler aynı zamanda on dokuzuncu yüzyıldaki söz varlığının tespit edilmesi için başlıca sözlüklerden olan, Şemsettin Sami'nin Kamus-ı Türkî'sinde taranmış ve bu sözlükte var olan sözcüklerin anlamları da verilmiştir. Böylece, Osmanlı Türkçesindeki duyguya dair söz varlığının tespiti değil, aynı zamanda bu söz varlığının yeni edebî türlerin doğmaya başladığı on dokuzuncu yüzyıldaki edebî eserlerde varlıklarına dair bilgi edinilmiştir.
Opus, 2021
Duygular uzun yıllar psikolojinin alanında görülmüş ve bireye özgü olarak ele alınmıştır. Duygunun tarihine bakıldığında ise pek çok filozof, sosyolog, antropolog ve tarihçinin ana çalışma konusu olduğu görülmektedir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden tarihi araştırma yöntemi kullanılarak, duyguların tarihsel seyir içinde nerede yer aldığını keşfetmek ve toplumsal ilişkilerdeki önemini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Yapılan tarihi araştırmaya göre; Antik Yunan’da duygular daha çok erdem kavramı çerçevesinde ele alınırken, Orta Çağ ile birlikte akıl-duygu ikiliğinin sınırlarının keskin bir şekilde çizilerek, duygunun kilisenin boyunduruğu altına girdiği ve günah kapsamında sayıldığı, 17. yüzyılda kolektif duygulardan bahsedilerek toplumsal ilişkileri düzenlemedeki önemli rolünün vurgulandığı, modernleşme süreci ile birlikte belirli duyguların belirli çevrelere özgü olarak görüldüğü, 20. yüzyılda ise bireyselleşen duyguların dijital teknolojiler ile kapitalizmden bağımsız görülemeyeceği üzerinde durulmuştur. Sonuç olarak; tüm dönemlerde, sanılanın aksine duyguların bireysel alana hapsedilmesinden çok, toplumsal ilişkileri düzenlemede anahtar öneme sahip olduğunun, geçmişten günümüze disipline edilmesi, ehlileştirilmesi ve kontrol altında tutulmasının ön plana çıktığı görülmüştür.
Journal of International Social Research, 2017
TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE DUYU ORGANLARIYLA KURULAN DEYİMLER • THE IDIOMS FORMED BY SENSE ORGANS IN TURKEY TURKISH Yasemin ÇELİK** Öz Bilindiği gibi Türkçe, söz kalıpları, özellikle de deyimler bakımından oldukça zengin bir malzemeye sahiptir. Bu nedenle söz kalıpları her zaman araştırmacıların dikkatini çekmiş ve hâlâ da çekmektedir. Bu çalışmada, Türkiye Türkçesinde duyu organlarıyla (burun, deri, dil, göz ve kulak) kurulan deyimler üzerinde durulmuştur. Çalışmada deyimler, belirledikten sonra olumlu ve olumsuz özelliklerine göre sınıflandırılmıştır. Böylece hangi duyu organlarının olumlu hangisinin olumsuz anlamda kullanıldığı ya da aynı duyu organının hangi durumlarda olumsuz hangi durumlarda olumlu anlamlarda kullanıldığı tespit edilmiştir. Şimdiye kadar deyimler üzerine pek çok çalışma yapılmıştır. Ancak duyu organlarıyla kurulan deyimler ve bunların anlam özellikleri ile ilgili karşılaştırmalı çalışmalar yeterince yapılmamıştır. Dolayısıyla bu çalışmanın yapılan diğer çalışmalarla birlikte alana katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.
2019
Duygular ne yapar?' diye soracağım. Bu soruyu sorarken, tekil bir duygu teorisi ya da duyguların ne yaptığının izahını sunmayacağım. Bunun yerine, duyguların nasıl hareket ettiklerinin yanı sıra nasıl 'yapıştıklarını' da inceleyerek bedenler arası dolaşımlarının izini süreceğim." Sara Ahmed, Duyguların Kültürel Politikası, çev.
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2024
Türk-İslam tarihinin ilk edebi metinleri arasında önemli bir yere sahip olan Kutadgu Bilig, bugün hâlâ birçok açıdan incelenmeye açık bir kaynak niteliği taşımaktadır. Birçok sosyal, kültürel, dinsel, yönetsel öğenin yer aldığı ve dönemine ait oldukça belirgin içerik sunan Kutadgu Bilig, bir ahlâk felsefesi eseri olmasından dolayı yoğun ahlâki duygular içermektedir. Sadece ahlâki duyguların değil temel duyguların da yer aldığı eserin, yönetim sürecinde duygu olgusunu ele alışı ve sunuşunun incelenmesi önem arz etmektedir. Yöneticilere farklı konularda öğüt veren eser, duygulara ilişkin de öneriler sunmaktadır. Bu çalışmada, Kutadgu Bilig’de yönetim sürecinde sergilenen duygular, duygu farkındalığı ve yönetimine odaklanılmıştır. Çalışmada nitel araştırma metodolojisi benimsenmiş olup kurgusal olarak durum çalışması niteliği taşımaktadır. Tematik analizin kullanıldığı çalışmada, 6645 beyitten oluşan eser pragmatik bir şekilde okunarak duygular ve bu duyguların yönetimine ilişkin ifadelerinin geçtiği beyitler belirlenmiş ve in vivo kodlanma yapılmıştır. Buna göre çalışmada; yöneticiye ait duygular, yönetim takımında duygular ve yönetim sürecinde duygular teması altında “birincil duygular” ve “ikincil duygular” kategorize edilmiştir. Ek olarak, “öfkeden uzak durma /öfkenin zararları”, “kendi duygularının farkında olma ve kendini kontrol”, “diğerlerinin duygularının farkında olma ve kontrol” kategorileri duyguların farkındalığı ve yönetimi teması altında toplanmıştır. Sonuç olarak, on asır önce yöneticilere öğüt vermek gayesiyle yazılan eserde, yönetim sürecinde liderlerin öfkeden uzak bir şekilde empati ve anlayış göstermesi vurgulanmaktadır. Yönetim takımında alçakgönüllülük, güven, uyum ve saygının hâkim olmasının gerekliliği ifade edilmektedir. Ek olarak, kendi duygularının farkında olmayı, diğerlerinin duygularını anlamayı ve hem kendini hem diğerlerini kontrol etme noktasında beceri kazanılması gerektiği belirtilmektedir. Bu sonuçlar doğrultusunda, tarihsel olarak yönetim sürecinde duygular ve duyguların yönetiminin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
VIII. ULUSLARARASI TÜRK DILI KURULTAYI BİLDİRİLERİ 22-26 Mayıs 2017 II. CİLT Ankara,, 2021
Genellikle özel isimlerde ortaya çıkmasına rağmen duygu değeri, cins isimlerde ve bazı eklerde de bulunabilmektedir. Gerek Kazak Türkçesinde gerekse Kırgız Türkçesinde bazı farklı özellikleri nedeniyle isimden isim yapma eklerinden ayrı bir kategoride değerlendirilen ekler mevcuttur. Genel olarak Türkiye Türkçesine yapılan aktarmalarda küçültme ekleri olarak aktarılabilecek bu ekler sözlük birimi oluşturabilmektedir. Ancak bundan ziyade konuşmacının o anki iç dünyasını, düşüncesini yansıtmak amacıyla kullanılmaktadır. Bu ekler şunlardır: Kazak Türkçesi; +eke, +qa, +ke; +y; +tay; +m; +jan; +qAn, +AqAn; +qAy; +şAq; +şIq; +şA; +sımaq; ekeş; +şIgAş; +ş, Kırgız Türkçesi; +Ake, +ke; +y; +tay; +m; +can; +kAn, +kOn, +An, +On; +kAy, +kOy; +Ay, +Oy; +çAk, +çOk; +çIk, +çUk; +çA, +çO; +sımak, +sımal, +sıman; +çAr, +çOr; +ek; +bay. Görüldüğü gibi eklerin çoğunluğu ortaktır. Yalnızca yedi ekte farklılık görülmektedir. Kazak Türkçesinde olup Kırgız Türkçesinde olmayan eklerin sayısı dört; Kırgız Türkçesinde olup Kazak Türkçesinde olamayan eklerin sayısı ise üçtür. Her ne kadar ortak olsa da iki lehçe arasında bazı kullanım farklılıkları görülmektedir. Örneğin +y eki ile türetilen ağay/ apay sözcüklerinin kullanım sıklığı Kazak Türkçesinde Kırgız Türkçesine göre daha yoğundur. Bu sözcükler Kırgız Türkçesinde sınırlı bir kullanıma sahiptir. Bu ekler incelenirken bazı yapıların henüz ekleşmediği, ek ile edat arasında duran bağımlı biçimbirimler olduğu anlaşılmıştır. Bazı dilbilgisi kitaplarında bu ekler, isimden isim yapma ekleri ile aynı kategoride değerlendirilmiş olsa da Kazak Türkçesi dilbilgisi kitaplarında isimlerden nüans türeten ekler; Kırgız Türkçesi dilbilgisi kitaplarında ise isme şımartma-küçültme anlamları veren ekler başlığı altında değerlendirilmiştir. Hem özel isimlere hem de cins isimlere eklenen bu ekler eklendikleri isimlere saygı, sevgi, şımartma, beğenmeme, azımsama, hor görme gibi ince anlamlar katmaktadır. Aynı zamanda bu eklerden bazıları eklendikleri isimlerde bazı seslik değişmelere sebep olmaktadır. Bu çalışmada bu eklerin anlam ve kullanım özellikleri tespit edilmiş ve bu ekler edebî eserlerden ve gramerlerden tespit edilen örneklerle örneklendirilmiştir. Sonuçta ise Türkiye Türkçesi de dâhil olmak üzere, ek tasnifi denemeleri referans alınarak, bu eklerin hangi kategoride değerlendirilmesi gerektiği tartışılmıştır.
IJHE, 2022
The Basic Verbs of Negative Emotions in 15th Century Anatolian Turkish Abstract Mental verbs are the category of verbs that express the activities of the mind such as understanding, thinking, knowing, feeling, and sensation. Emotion, on the other hand, can be defined as a mental and psychological state that has good or bad characteristics and affects individuals’ lives. Every individual encounter situation that can reveal different emotional experiences throughout his/her life. Understanding and describing how these 1 Bu çalışma Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Prof. Dr. Mustafa Argunşah danışmanlığında Fatma Boz tarafından yapılmakta olan 15. Yüzyıl Anadolu Türkçesinde Mental Fiiller adlı yüksek lisans tezinin malzemesinden üretilmiştir. 2 Prof. Dr. Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, e-posta: [email protected] orcid: 0000-0003-4439-1341 3 Yüksek Lisans Öğrencisi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, e-posta: [email protected] orcid: 0000-0003-2219-6780. Makale Gönderilme Tarihi / Article Submission Date: 16-04-2022 Makale Kabul Tarihi / Article Acceptance Date: 26-04-2022 Araştırma Makalesi / Research Article International Journal of Humanities and Education 191 experiences are expressed is of great importance for language studies. In this research, emotion verbs used for negative basic emotions are discussed in the 15th century, period works covering the Old Anatolian and Ottoman- Turkish periods and showing a kind of transition period feature. All emotions that people experience is defined around eight fundamentals emotions, namely ‘anger, grief, fear, joy, love, surprise, disgust, shame’. Among these, unpleasant emotional experiences are named negative emotions. Negative basic emotions 'disgust, shame, fear, and anger' are evaluated in the category of emotions that occur momentarily or intermittently and are felt when a situation is encountered that will make that feeling felt. Moreover, it cannot be claimed that these emotions, which arise because of certain situations and have physiological bases, are completely negative. On the other hand, people may feel sad or depressed for a certain period in their lives. Therefore, only ‘grief’ was discussed from negative emotions is the study, and only the verbs expressing grief are scrutinized. The verbs obtained are classified and discussed under the following four headings according to the meaning that they present and the way they are expressed such as ‘Verbs Expressing Crying’, ‘Verbs Expressing Grief and Hurting Someone’, ‘Verbs Expressing Grief and Sadness’ and ‘Negative Emotive Verbs Formed through Sound’. Key Words: 15th century Anatolian Turkish, Mental Verb, Emotive Verbs, Negative Basic Emotions.
Bu makalede tarihî Türk lehçelerinde Türkçe din terminolojisinin oluşumu incelenmiştir.
Cumhuriyetin Yüzüncü Yılına Armağan, 2023
Türkiye’de sosyal bilimler disiplinlerinde duygu çalışmalarının kısa bir tarihçesini sunan bu yazı, edebiyat alanındaki duygu çalışmalarının gecikmesine dair kısa bir sorgulamanın ardından duygunun ve duygulanımın edebî incelemeler için sunduğu imkânlara kısaca değinmekte ve Türk edebiyatına dair duygu çalışmalarına dair bir kaynakça önermektedir.
Sabah Ülkesi, 2021
Turkish Studies - Language, 2024
In this study, the idioms conveying the concepts of "hope" and "hopelessness" in Old Turkic and various historical dialects are examined. The investigation delves into the periods during which these idioms were prevalent and explores the meanings of the constituent words comprising these idiomatic expressions. To identify idioms in Old Turkic, Serkan Şen's work titled "Idiom Existence of Old Turkic" serves as a primary reference. Subsequently, the presence of idioms in periods ranging from Karakhanid Turkish to Khwarezm-Kipchak Turkish, Chagatai Turkish, and Ottoman Turkish is explored, alongside an analysis of the semantic and structural shifts within the component words of these idioms. For Karakhanid Turkish, sources such as "Dîvânu Lugâti't-Türk," "Kutadgu Bilig," and "Atabetü'l-Hakâyık" were consulted. In the case of Khwarezm Turkish, references including "Nehcü'l-Ferâdis," "Mukaddimetü'l-Edeb," "Kıssasü'l-Enbiyâ," "Kutb's Husrav u Şîrîn," and the Gülistân Translation for Kipchak Turkish, as well as the Kipchak Turkish Dictionary published by the Turkish Language Association, were examined. For Chagatai Turkish, resources such as the Abushka Dictionary, the Fiqh Book of Chagatai, and the Treatises of Ali Şîr Nevâyi were consulted. Western Turkish sources were explored through Scanning and Compilation Dictionaries, along with relevant literature in the field. The study meticulously scrutinizes pertinent sources and dictionaries for each historical period, highlighting the evolution of idiomatic expressions and their semantic nuances over time. Among the idiomatic expressions conveying "hope" and "hopelessness" in Old Turkic are phrases such as "bodug tut-," "elgin yu-," "köŋüli çök-," "köŋüli bat-," "köŋüli karını çök-," "köŋüli karını bat-," "köz tut-," "közi tongıt-," "sav ber-," "telmire köz," "umug ber-," "umug ınag üz-," "umug tut-," "umugı üzül-," "umunç kes-." Furthermore, the study provides assessments regarding the formulation and structure of these idiomatic expressions, as well as evaluations pertaining to the extent and nature of their stereotypical usage. * Bu çalışma, 27-30 Haziran 2019 tarihinde Üsküp'te düzenlenen 5. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi'nde sözlü olarak sunulan ve özet metni basılan "Eski Türkçede 'umut ve umutsuzluk' Deyimleri Üzerine " isimli bildirinin gözden geçirilmiş ve genişletilmiş makale hâlidir. This study is a revised and expanded article version of the paper titled "On 'hope and despair' Idioms in Old Turkish", which was presented orally at the 5th International Social Sciences Congress held in Skopje on June 27-30, 2019.
SÖYLEM Filoloji Dergisi
Mutluluk veren bilgi anlamına gelen, 6645 beyitten oluşan Kutadgu Bilig, mesnevi türüne örnek teşkil eden önemli bir eserdir. Bu eser, insana her iki dünyada kutlu olma yolunu göstermek amacıyla yazılmıştır. Bu çalışmada, bir ahlâk ve öğüt kitabı olan Kutadgu Bilig'deki mental fiillerden duygu fiilleri incelenmeye çalışılmıştır. Mental fiiller, anlambilim temeline dayalı olarak incelenmektedir. Anlambilim, dilde kodlanmış anlamlarla ilgilenmektedir. Mental fiillerden durum ifade eden duygu fiilleri beş başlık altında değerlendirilmiştir. Toplamda yirmi sekiz fiil tespit edilmiştir. Tespit edilen bu fiillerin tarihî dönemlere ait sözlüklerde tanıklanıp tanıklanmadığı incelenmiştir. Bu fiillerin tasnifi ve sayısal verileri şöyledir: 1) Dilek ve istek ifade eden 14 fiil tespit edilmiştir. Kök hâlinde olan:1, Gövde hâlinde olan: 8, Birleşik fiiller: isim + yrd. eylemle oluş. bir: 4, kurallı birleşik fiil: 1, 2) Mutluluk ve birliktelik ifade eden 8 fiil tespit edilmiştir. Bu fiiller şöyledir: Gövde hâlinde: 7, Birleşik fiiller: isim + yrd. eylemle oluş. bir. f. 1, 3) Coşku ve neşe ifade eden 4 fiil tespit edilmiştir. Bu fiillerin tasnifi ve sayısal verileri şöyledir: Kök hâlinde olan: 1, Gövde hâlinde olan: 3. 4) Saygı ve hürmet ifade eden gövde hâlinde bir (1) fiil, 5) Öfke ve nefret ifade eden kök hâlinde bir (1) fiil tespit edilmiştir.
Öz Her kültür, kendi toplum hayatı içerisinde önem verdiği kavramları kelime boyutunda dilin söz varlığı içerisinde yaşatır. Hem yazılı hem de sözlü olarak Türkçe söz varlığında çokça kullanılan akrabalık adları, Türk kültürü içerisinde önemli bir yer tutmaktadır. Yani, Türkler akrabalık kurumuna önem verdikleri için akrabalık bildiren kelimeleri yazılı ve sözlü dilde geniş bir şekilde kullanmaktadır. Tam tersi bir bakış açısıyla dilde akrabalık bildiren kelimelerin çok ve çeşitli olması Türklerin akrabalık kurumuna verdiği önemi de göstermektedir. Bir kelimenin söyleyen, dinleyen ya da okuyan üzerinde bıraktığı duygusal etkiye duygu değeri denmektedir. Toplumun hayata bakış açısını ve yaşayışını gösteren atasözleri içerisinde akrabalık adlarının kullanımı birçok yerde duygu değeri bakımından bilgiler sunmaktadır. Bu çalışmada söz varlığının önemli bir üyesi olan ve Türkiye Türkçesi atasözleri içerisinde yer alan akrabalık adlarına semantik olarak yaklaşılacak ve onların duygu değerleri ele alınacaktır. Abstract Every culture, within its social life, lays emphasis on the concepts of language within the vocabulary of words. The kinship names which are widely used both in written and verbal terms in Turkish have an important place in Turkish culture. The Turkish people use words that express kinship broadly in written and verbally because they attach importance to the kinship institution. Kinship names are very diverse and the variety shows the importance that the Turks give to the kinship institution. It is called connotation that influence the emotion of teller, listener or reader. The use of kinship terms among the proverbs that show society's life are providing information in terms of emotion value in many proverbs. In this study, kinship terms which are an important member of the vocabulary and which are included in the Turkish proverbs will be approached semantically and their emotional values will be discussed.
2023
İnsanın iç dünyasını yansıtan duygular dil, beden ve davranışlar aracılığıyla dış dünyaya doğar. Sinir bilimsel bakış açısıyla temelde beyin hareketliliği olarak görülen duygu, Macar dil bilimci Zoltán Kövecses'in dil merkezli bakışıyla dil, kültür ve bedenin bölünmez bir parçasıdır. Kövecses'in, İngilizce duygu dili üzerine yaptığı metafor çalışmasında, bazı duygu metaforlarının kaynak etki alanı olarak gösterilen "besin", Türkçedeki pek çok duyguyu ifade etmesi yönüyle karmaşık bir yapı sergilemektedir. Bu bağlamda ilgi çekici olan durum, çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır. Bu çalışmada Türkçede pek çok duyguyu ifade eden "DUYGU BESİNDİR" metaforu, deyimler üzerinden ele alınacaktır. Kalıplaşmış söz öbeği olan deyimler aracılığıyla "duygu-besin" kavramlarının izi sürülerek Türkçede az rastlanılan duygu metaforu çalışmalarına katkıda bulunmak hedeflenmektedir. Bu hedef doğrultusunda Türkçenin tarihî dönemlerinde ve günümüz Türkiye Türkçesinde kullanılan deyimler incelenmiş ve on sekiz alt başlık altında "DUYGU BESİNDİR" metaforu örneklerle değerlendirilmiştir.
Türk kültüründe renkler en eski dönemlerden itibaren önemli kavramlar olmuştur. Gerek inanışlarda gerek sosyal hayatta gerekse şahıs ve yer adlarında oldukça sık kullanılan renkler, çeşitli inanışların ya da doğrudan kültürün etkisiyle gerçek anlam değerlerinin dışında yeni anlam alanları kazanmışlardır. Bu bağlamda renk adları da bazı duygu değerlerinin dildeki temsilcisi olmuştur. Renk adlarının kazandığı bu duygu değerleri kültürün aktarımında da önemli rol oynamıştır. Atasözleri Türk toplumunun geçmişten bugüne yaşadığı tecrübeleri ve bu tecrübeleriyle birlikte öğütlerini yansıtan dil öğeleridir. Bu çalışmada Türkiye Türkçesindeki atasözleri taranmış ve renk adlarının geçtiği sözler tespit edilmiştir. Bu sözler duygu değeri bağlamında ele alınarak Türk düşünce dünyasında renklerin yansıması tespit edilmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte renk adlarının birbirleriyle olan ilişkisi de değerlendirilmiştir. Böylece atasözleri özelinde renklerden hareketle kültürdeki renk dünyası anlaşılmaya çalışılmıştır.
Kültür Araştırmaları Dergisi, 2021
The Turkish language is among the oldest living languages in the world. The follow up of the Turkish language with written documents started with the Orkhon Inscriptions in the 8 th century. In the following centuries, with the dispersal of the Turkish nation to different geographies, the Turkish language also spread, changed and
Eski Türkçe Üzerine Filolojik Araştırmalar, 2021
Dil Araştırmaları, 2021
Dil, yalnızca dış dünyanın algılanması için değil aynı zamanda insanın iç dünyasının anlaşılması için de birtakım işlevlere sahiptir. Kendi dışındaki varlıklara kelimeler atfederek onu anlamlandıran ve zihninde somutlaştıran insan, kendi iç dünyasının ögelerini de kelimeler aracılığı ile anlamlandırma gereksinimi duyar. Bu gereksinimin temelinde dil ve düşünce arasındaki ilişki bulunmaktadır. Dil ve düşünce arasındaki bağ, karmaşık yapıdadır. Her iki unsur birbirinden çokça faydalanır. Somut ya da soyut her türlü varlığın ifadesinde dil düşüncenin aracı olarak kullanılır. Bu açıdan dil ve düşünce arasındaki bağın temel göstergelerinden biri de mental söz varlığı ve onun üyeleridir. Söz varlığının üyeleri geçmişten bugüne çeşitli sınıflandırmalarla incelenmiştir. Genellikle fiil, isim ve edat olarak ele alınan bu kelime türleri, alt türlere de ayrılarak ele alınmıştır. Mental fiiller de bu türlerden biri olarak ortaya çıkmış kelime türlerindendir. Benzer bir bağlamda düşünsel süreçlerde yer alan kimi kelimelerin ‘mental isim’ olarak değerlendirilmesi mümkündür. Mental isimler, düşünsel süreçlerde yer alan kimi kavram, olgu ve noktalarla ilgili birtakım ölçütleri barındıran kelime türü olarak mental süreçte kendisine yer bulmaktadır. Kendi iç dünyasını anlamlandırmak ve adlandırmak isteyen insan, bu türden kelimelerle bunu somutlaştırmaktadır. Bu çalışmada bir isim türü olarak mental isimler önerilmiş ve bu türün hangi ölçütlere sahip olduğu Türkiye Türkçesi çerçevesinde incelenmiştir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.