Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2017, DergiPark (Istanbul University)
…
5 pages
1 file
Kelam ilmi, izlediği yöntemler itibariyle ilk dönemlerde eleştirilere hatta yok sayış ve karşı çıkışlara maruz kalmasına rağmen İslam düşüncesinin aktığı derin mecranın ana arterini oluşturmuştur. Dönemin bilginleri tarafından " ilm-i küll " olarak tanımlanmış ve felsefeyle yaptığı evlilikten sonra kavram, kapsam ve metodolojisi itibariyle daha da zenginleşmiştir. Artık o, iman esaslarını konu edinen salt dini bir ilim olmaktan çıkmış, epistemoloji ve ontolojinin mukaddimesini içeren; vahyin gözüyle bakan insanın kendini anlama ve inşa yolculuğunda alternatifsiz bir kılavuz haline gelmiştir. Lakin insanla başladığı bu serüveninde, zamanla insanı yani arızi olanı unutup tümüyle ilahi alana açılmış ya da hapsolmuştur. İnsana dair nitelikleri sadece fıkha ve fıkıhçılara bırakan kelamcılar, pratiğin felsefesini terk etmişlerdir. Yeniçağ ile birlikte İslam dünyasında felsefi düşünüş biçimlerinde sığlık ve darlıklar yaşanırken küresel düzeyde ise başka bir evrilme gerçekleşmektedir. Dünya ölçeğinde büyük ve ulvi sorunlarla ilgilenen teorik felsefe sonlanmış, bunun yerini küçük şeylerle ilgilenen versatil ve tümüyle pragmatist bir felsefe-bilim almıştır. Hızlı bir dönüşümün-aslında düşüşün-tecrübe edildiği bu çağda dünyayı daha çok keşf ve kesp etmekle ilgilenen ademoğlu, cennete dönüştürmekle görevlendirildiği yeryüzünü ve içindekileri ateşe çağırdığının farkına bugün bile varabilmiş değildir. Bidayette temel amacı kendi geçmişindeki karanlık ortaçağı aydınlatma hedefini taşıyan aydınlanma dönemi, temel paradigmasını seküler kavramlarla ikmal etmesiyle kazandığı erki/enerjiyi tüm medeniyetlere tıpkı bir virüs sinsiliğiyle yayarak zevale ermiştir. Bu sızmadan nasibini alan İslam medeniyetinin münevverleri, kendi içlerinde çözümler aramanın kaotik çok sesliliğini yaşadıkları bir vetirede, İslam'ın entellektüel kıyamının vaktiyle olduğu gibi yine İlm-i Kelam eliyle olacağını fark etmişlerdir. Buradan hareketle " yeni ilm-i kelam " arayışları hem usul hem füru üzerinde çalışmalar yapılmasını sağlamıştır. Mündericatını İslam medeniyetinin entellektüel birikiminin meydana getirdiği kelâm ilminin konularının ve yöntemlerinin aktüalize edilmesi amacına yönelik yaklaşık yüz elli yıldır eserler yazılmakta, kafalar patlatılmaktadır. Modernizmin tüketildiği, post modernizmin pre-modern tezahürleriyle arz-ı endam ettiği, insanın kutsala ve kendine yabancılaştığı, " ins " in anlam arayışının ideolojik körlükler nedeniyle yolunu bulmakta güçlük çektiği bugün bu ihtiyaç, çözünürlüğü daha yüksek bir fotoğraf şeklinde karşımızda durmaktadır. Modern dünya sahici bir kaos ile karşı karşıyadır. Nietzsche'nin alkol ile eş değer görerek narkotik olarak adlandırdığı Hristiyanlık nezdinde din olgusu ortaçağ kaçkını
2016
Toplumsal bir varlik olan insan, birlikte yasamanin kosullarini olusturmak icin tarih boyunca pek cok teori gelistirmis ve dunyanin degisik cografyalarinda farkli sosyal ve siyasal uygulamalarda bulunmustur. Devlet denilen kavram, bu birlikte yasami duzenlemenin zorunlu bir uygulamasi olarak var olmustur. Bireylerin ve toplumlarin baris icerisinde birlikte yasayabilmeleri ve tabiatta mevcut kaynaklari adil ve esit bir bicimde b.lusebilmeleri icin insanlarin uzun donemler yasamlariyla olusturduklari tecrubeler, birlikte yasamin temel kriterlerini olusturmada onemli bir etken olmustur. Bununla birlikte tarih boyunca inananlar tarafindan esas alinan dini metinler ve mesaji getiren peygamberlerin uygulamalari da bir baska temel etkendir. Bu makalede politik felsefeye girmeden yalnizca Kur’an’in toplumsal barisi saglamada sundugu oneriler ve bu konuda belirlenen temel prensipler islenecektir. Konunun anlasilir olmasini saglamak icin merkez islevini goren insana dair Kur’an’in deginilerin...
Kelam İlminde Yenilik Arayışları ve M. Şerefeddin Yaltkaya'nın İctimai Kelam Projesi, 2023
Bu tezde, ondokuzuncu ve yirminci yüzyılda başlayan kelamda yenilenme çalışmaları ve o çalışmalar içerisinde yer alan M. Şerefeddin Yaltkaya’nın ictimai kelam projesi ele alınmıştır. Osmanlı Devleti, Mısır ve Hind alt kıtasında son iki asırda kelam ilminde yapılmaya çalışılan yenilik arayışları değerlendirilmiş, Yaltkaya’nın İctimai Kelam projesinin bu yenilenme çalışmaları içerisindeki yeri izah edilmiştir. Yaltkaya’nın ictimai kelam projesinin kelamda yenilik arayışları çerçevesinde ele alınabilmesi için birinci bölümde Kelamda yenilik hareketleri incelenmiştir. İkinci bölümde ise, M. Şerefeddin Yaltkaya’nın hayatı ve eserlerine dair bilgi verildikten sonra “İctimai Kelam Projesi” bütün yönleriyle ayrıntılı olarak açıklanmaya çalışılmıştır. Yetiştiği dönemin Yaltkaya üzerindeki etkileri, projeyi en çok dile getirdiği İslam Mecmuası kadrosunun özellikleri, dile getirdiği görüşlerin hayata geçmesi hususunda hem Osmanlı hem de Cumhuriyet dönemindeki çalışmalarından bahsedilmiştir. İctimai kelam projesine yönelik eleştiriler, özellikle kutsallığın kaynağını topluma dayandırıp dayandırmadığı, sistematik bir proje mi, yoksa bir öneri mi olduğu hususu değerlendirilmiştir. Sonuçta Yaltkaya’nın ictimai kelam projesinin söz konusu dönemde ortaya atılan kelamda yenilik hareketlerinden sayılıp sayılamayacağı tartışılmıştır. In this thesis, the renewal studies in kalam that started in the nineteenth and twentieth centuries and the social kalam project of M. Şerefeddin Yaltkaya, which was included in those studies, are discussed. The search for innovations in the science of kalam in the last two centuries in the Ottoman Empire, Egypt and the Indian subcontinent has been evaluated, and the place of Yaltkaya's Social Theology project in these renewal studies has been explained. In order to deal with Yaltkaya's social theology project within the framework of the search for innovation in kalam, innovation movements in kalam were examined in the first chapter. In the second part, after giving information about the life and works of M. Şerefeddin Yaltkaya, the "Communal Kalam Project" has been tried to be explained in detail in all its aspects. The effects of the period in which he grew up on Yaltkaya, the characteristics of the staff of the Islamic Journal, where he expressed the project the most, and his works in both the Ottoman and Republican periods were mentioned about the realization of the views he expressed. Criticisms of the social kalam project, especially whether the source of sanctity is based on society, whether it is a systematic project or a suggestion, were evaluated. As a result, it has been discussed whether Yaltkaya's social theology project can be counted as one of the innovation movements in the said period.
KELAM İLMİ VE SOSYAL HAYAT, 2024
Kelâm ilmi, İslâm’a yönelik tenkit ve itirazları cevaplamaya çalışan bir disiplin olma yönü ele alındığında, inanç esaslarının geçmiş eleştiri ve tenkitleri de cevaplar mahiyette izah etmekle birlikte, bunun yanında zamanımızda küresel seviyede bir modernizm ve dünyevîleşmenin etkisiyle İslâmiyet’in temel ilkelerine yöneltilen itirazlara karşı anti-tezler ortaya koymalı; hepsinden önemlisi ise, buhran ve arayış içerisinde olan beşeriyete saadetlerine medar olacak çözümler geliştirmelidir. Bunun içinde zamanın geçerli ve insanların en çok başvurduğu bilimlerle birlikte çalışmasının lüzumu açıktır. Bireyi tanımak için psikolojiye, toplumu anlamak için sosyolojiye, birey ve toplumla iyi bir ilişki için iletişim ve enformasyon bilimlerine ihtiyaç vardır. Kelam ve sosyal hayata etkisi kapsamında; inancın çocuk eğitimi, aile ve altı dezavantajlı grup (yetiştirme yurdu gençleri, yaşlılar, engelliler, hasta ve musibetzedeler, mahkûmlar, göçmenler) üzerindeki etkilerine dair bilgiler aktardık. Kelam ilminin sosyal bilimlerle özellikle sosyoloji ile birlikte çalışmasının önemi üzerinde durduk. İslam, Allah’ın gönderdiği dinin adı, Müslümanlık’ta bizim bu dini anlama, yorumlama ve uygulama şeklimizdir. Müslümanlığı İslam’ın aynısı görmek, İslam ile İslam’ın tarihi tecrübesini aynileştirmek doğru olmadığı gibi, bu ikisi arasındaki kopmaz bağı saklamaya çalışmak, ihmal etmekte hata olur. Müslümanların İslam’ı anlama, yorumlama ve uygulamada bazı hatalarının olması işin tabiatının gereğidir. Bu kaçınılmaz durumun çözümleri de yine İslam’ın özünde mündemiçtir. Kaynağından tertemiz çıkan su bize ulaştığında kirlenmişse bu arizi bir durumdur ve problemin çözümü bize düşmektedir. Bize emanet edilen Kur’an ve Sünnet’e müracaat ettiğimiz sürece Müslümanların asla din konusunda yolunu şaşırmayacağı ve İslam ümmetinin dalalet üzerinde birleşmeyeceği konusunda ortak ve kesin bir kanaat vardır. İslam’ın temel iki kaynağının öğretisi ile on dört asırlık tarihi tecrübe arasındaki hassas ilişkinin farkında olup, sadece maziyi anlamak için değil, günümüzü anlamak ve kavramak Müslümanların problemlerini çözüm çabasında özgüvenimizi ve sağduyumuzu muhafaza etmemiz önemlidir.
Kültür araştırmaları dergisi, 2019
In every society and in every region of the society where it lives, there can be a folk hero who has grown up in the tradition. These heroes emerge as a cruel ruler or an authority to persecute his people. Eric Hobsbawm, describes these heroes fighting for his people as "social bandit" or "virtuous thug" and he takes the process of transitioning the hero from banditry to a folk hero. These heroes, who were loved by the people, were immortalized over time by narrating the folk narrations and folk songs. Turkish society has witnessed many folk protagonists who have been struggling against the authorities which have been unfair to their people
Adıyaman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Bu çalışma kent sosyolojisi perspektifinden mekânsal ayrışmanın sosyal ve siyasal temellerini Erzincan kenti örneğinde ele almaktadır. Nitel araştırma yöntemlerinden yararlanan araştırma, Erzincan’da ortaya çıkan mekânsal farklılaşmayı tarihsel ve güncel politikalar ekseninde tartışmaktadır. Kentlerin mekânsal ayrışma sürecinde etnisite temelli olarak dışlanan gruplar kent yoksulluğunun temel bileşenini oluşturmaktadır. Araştırma; neoliberal kent politikalarının bir sonucu olan kentsel dönüşümlerin derinleştirdiği eşitsizliklerin kentsel etnisite ve sosyal dışlama ile olan bağını ve ulusaşırı göç politikalarının kentsel yaşam alanını nasıl şekillendirdiğini ortaya koymaktadır. Günümüzde kentsel etnisite, kentsel dönüşüm politikaları, yerinden etme, soylulaştırma ve göç politikaları ile şekillenmektedir. Bu politikaların sonucu oluşan kentsel yapıdaki eşitsizlik derinleşmektedir ve etno-kültürel ayrımlara eşlik eden sınıfsal farklılıklar belirginleşmektedir. Bu çerçeveden hareket ede...
Kelâm ilmi, İslâmi disiplinler arasında önemli bir konuma sahiptir. Bu önemi, Hz. Peygamber sonrasında Müslümanların karşılaşmış oldukları temel problemlere yaklaşımlarının teşekkülünde oynadığı rolde görmek mümkündür. Bu problemler, "mürtekib-i kebire" sorunsalında olduğu gibi, Müslümanların kurmuş oldukları toplumların kaderini tayin edecek derecede ciddi bir etkiye sahiptir. Dolayısıyla günün sorunlarına kifâyetle cevap verebilecek ve konuyu sistemli bir şekilde ortaya koyabilecek bir usûl, daha ilk zamanlarından beri ümmetin geleceğine doğru bir yön vermek adına işlevsel bir yapıya sahip olmuştur. İşte kelâm ilmi, böyle yoğun, karmaşık ve durmadan değişen bir süreçte ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla bizâtihi hayatın merkezinde yer almış ve bu önemini tarihin hiçbir döneminde kaybetmemiştir. Hatta ilk büyük fetihlerin hemen akabinde karşılaşılan kadîm Roma, Mısır, İran gibi medeniyetlerin müntesipleriyle iletişim, anlama, tartışma ve etkileşim süreçlerinde, felsefeyle karşılaşma ve temessül edilmesi döneminde ve son olarak sömürge faaliyetleri neticesinde Müslümanların yaşamış oldukları buhranda kelâm, vazgeçilmezliğini daima hissettirmiştir. Kelâm ilmi, bir taraftan Müslümanların düşünsel parametrelerini, bunların sorunlara yaklaşım tarzlarına bakarak açıklarken diğer yandan da İslâm toplumunun kendi bünyesine kattığı köklü öteki düşüncelere karşı İslam'ın inanç esaslarını savunmuştur. Bu noktada da İslâm'ın dayandığı Kur'ân ve Hz. Muhammed temelinde hareket eden cedelci bir üslubu, kendisine kimlik olarak seçmiştir. 1 Genel hatlarıyla özetlenmeye çalışılan bu bağlamı, kelâmın almış olduğu isimlerden de müşâhede etmek mümkündür.
e-Makalat Mezhep Araştırmaları Dergisi, 2021
Öz Yusuf Ziya Yörükân, Osmanlı'nın son döneminden Cumhuriyetin kuruluş yıllarına geçişte Kelâm, Mezhepler Tarihi ve Din Eğitimi gibi disiplinler üzerinde yaptığı çalışmalarla tanınmış bir bilim insanıdır. Kelâm ilmi açısından bakıldığında onun eserlerinde söz konusu ilmin tanıtılması, klasik kaynaklarının modern bir bakışla tekrar değerlendirilmesi ve İslâm inançlarının aslî kaynaklara göre belirlenmesi konuları üzerinde durduğu görülmektedir. Yörükân, Kelâm ilminin tarihte izlediği seyri objektif bir yaklaşımla ortaya koymaya çalışmıştır. Böylece o, hem birtakım sosyal şartların Kelâm'ın gelişimini nasıl etkilediğini, hem de bu süreçlerin aslî kaynak olan Kur'an'la ilişkisini göstermeyi hedeflemiştir. Onun açısından bu gelişim sürecinde Ebû Hanife ve İmam Mâtüridî önde gelen aktörler arasında yer almaktadır. Bu yüzden Yörükân,
Marife Dini Araştırmalar Dergisi, 2016
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
İSLAM DÜNYASINDA ÜNİVERSİTELER VE İSLAMİ İLİMLER, 2021
Marife Dini Araştırmalar Dergisi, 2004
DergiPark (Istanbul University), 2014
Hikmet Yurdu Dusunce-Yorum Sosyal Bilimler Arastirma Dergisi, 2016
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, 2020
2013
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi, 2018
AÜİFD, XLV (2004), Sayı 1, ss.263-284., 2004
Toplum ve Ütopya, 2023
Din ve Felsefe Araştırmalar, 2022
YELKEN, Ramazan, “Yeni Sosyal Oluşumlar Ve Cemaatin Dönüşümü”, Ege Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. Sosyoloji Dergisi, 12–13, 15 – 22, 2004, 2004
Kaygı. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, 2020
KADER Kelam Araştırmaları Dergisi , 2014
Turkish studies - Language and Literature, 2019
İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Dergisi, 2018