Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2023, Sabah Ülkesi
…
8 pages
1 file
Sol Yaka yönetmenleri arasında anılan Alain Resnais’ın filmlerinde izleyici hikâyeyi kavradığını zannettiği anda hep ayağının altındaki zemin çekilir, boşluğa düşer, bu oyun seyir boyunca kendini tekrar eder. Zaman ve mekânı başkalaşıma uğratan, puzzle gibi sürekli izleyicinin dayanaklarını elinden alan bitimsiz bir oyuna dönüşür seyir deneyimi.
Anadolu'da büyük izler bırakmış olan Hitit toplumu hem Anadolu'yu hem de çağının büyük devletlerini siyasi ve kültürel açıdan etkilemiştir. Hitit toplumu Anadolu'da bıraktığı siyasi etkinin yanı sıra kültürünü de yaymıştır. Hitit kültürü ve geleneklerinin çoğu günümüzde hâlâ süregelmektedir. Hitit aile yapısı, örf ve adetleri, kanun ve nizamının günümüz toplumuyla oldukça benzer olması, bu topluluğun Anadolu'da yüzyıllarca devam edecek bir kültürel yapıyı miras bıraktığının göstergesidir. Bu etkiyi göstermek amacıyla ''Hitit Aile Yapısı''nı çalışmamıza konu edindik. Hititler'in Anadolu üzerindeki etkisini ve Hititler'de aile olgusunu bana araştırma ve inceleme fırsatı veren sayın hocam Prof. Dr. Hasan Bahar'a, Hitit toplumuna ve Hitit kültürüne olan merakımın kaynağı olan Prof. Dr. Esma Reyhan hocama, çalışmamın kaynaklarını topladığım Milli Kütüphane ve Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi çalışanlarına teşekkürü bir borç bilirim.
Özet: Yunanistan, 1830'da Osmanlı İmparatorluğu'ndan koparak bağımsız bir devlet haline geldiğinden beri kendisine tanınan sınırlarla yetinmeyip, Osmanlı hâkimiyeti altında yaşayan Rumlarla Eski Yunan ve Bizans'a ait yerleri ilhak etmeye çalışıyordu. Bunun doğal sonucu, Büyük Yunanistan'ın kurulması hayali yani Megali İdea olmuştu. Megali İdea, bir yandan Yunan Krallığı'nın dış politikasının daimi hedefi olurken diğer yandan da Yunan ulusunu bir arada tutmak için kullanılan bir olguydu. Ancak kökenleri 18. yüzyıla dayanan ve Megali İdea'ya karşı olan başka bir fikir akımı da vardı: Helenottomanizm (Yunan-Osmanlılığı). Bu fikriyatın taraftarları az sayıda olsa da Yunan Devleti'nin iç ve dış siyasi hayatını etkilemişti. İsmi geçen ideolojinin takipçileri ve taraftarlarının bir kısmı, Yunan-Osmanlı işbirliğine inanıp, iki halkın barış ve karşılıklı dayanışma içinde yaşayabileceklerini düşünüyordu. Fakat bunların ekseriyeti, Rumlar ve Ortodoks Kilisesi'nin imtiyazlı maddi ve sosyo-kültürel konumundan yola çıkarak uzun vadede Osmanlı yönetimini bürokratik yollarla elle geçirmeyi ve bu şekilde Bizans'ı yeniden kurmayı hedefliyordu. Abstract: The dominant theme in Greek foreign policies after the War of Independence in 1830 and the disengaging from the Ottoman rule, was her irredentism and her efforts to annex the Greek
Atina Kent Devleti Sikkeleri ile Hadrianus Döneminde Bastırılan Sikkeler üzerine bir derleme
ANTİK KAYNAKLARDA HELLEN RESİM SANATI, 2021
Plinius Doğa Tarihi (Naturalis Historia) adlı eserinin 35. Kitabında resim sanatını detaylı bir şekilde ele almıştır. Burada, resim sanatının Mısırlılar tarafından icat edildiğini, sonra Helenlere geçtiğini bildirmektedir. Pausanias, MÖ 5. yüzyılda, Thasoslu Polygnotos’un Delphi’deki Knidos toplantı yapısı (Leskhe) için yaptığı iki resmi tanımlamıştır. Aristoteles de Polygnotos ile Zeuksis’i karşılaştırarak Polygnotos’un hüznü yansıtmadaki başarısını vurgulamıştır. Vitruvius, Atinalı Agatharkhos tarafından yapılan sahne dekorunun başarısının Anaksagoras ile Demokritos’un sanatını etkilediğini yazmaktadır. Herakleialı Zeuksis ile Ephesoslu Parrhasios sanatsal düzeyi yükseltmişlerdir. Dönemin en ünlü ressamlarından biri olan Apelles aynı zamanda Büyük İskender’in de saray ressamıdır. MÖ 5. yüzyıl sonu ve 4. yüzyıl başlarında etkin olan sanatçılar Eupompos, Makedonyalı Pamphilos ile enkaustik resmi geliştiren öğrencisi Sikyonlu Pausias, Thebaili Aristeides ile Atinalı Nikias’tır. Antik Hellen resimlerinin bazılarını Roma dönemi kopyalarından tanımaktayız. Pompei buluntusu Andromeda ve Perseus resmi olasılıkla Nikias’tan kopya edilmiştir. Yine Pompeii buluntusu olan İskender Mozaiği de Eretreialı Philoksenos’un bir resim örnek alınarak yapılmıştır. Doğa manzaralarının içeren resimler Hellenistik çağda yapılmaya başlanmıştır. Vatikan Müzesi’nde korunan Odysseus resimleri bu tür resimlerin Roma devri kopyasıdır. Augustus Dönemi’nde dekorasyon amaçlı son derece süslü manzara resimlerinin öne çıktığı anlaşılmaktadır.
HEMATİT VE LİMONİT’İN SERAMİK DÖKÜM ÇAMURU VE SERAMİK SIRLARINA (1160C) ETKİLERİ , 2019
Seramik üretimi sanatsal ve endüstriyel açıdan incelendiğinde pek çok inorganik renklendiricinin olduğu görülmektedir. Bu renklendiriciler grubunda demir bileşikleri de yer almaktadır. Sanatsal ve endüstriyel seramik üretiminde astar ve sırların renklendirilmelerinde yoğun bir şekilde geçmişten günümüze kullanılmaktadır. Seramik fırınının pişirim atmosferi, ilave edilen renklendirici oranı ve fırın içi sıcaklık derecesine göre demir bileşiklerinin bünyeye verdiği etkiler değişkenlik göstermektedir. Araştırmada demir bileşiklerinden hematit ve limonit, seramik döküm çamuruna ayrıca denemeler sonucunda elde edilmiş şeffaf ve mat seramik sır reçetelerine artan ve belirli oranlarda ilave edilerek kullanılmıştır. Döküm çamuru akışkan yapıya sahip olduğundan alçı kalıp ile şekillendirmeye uygundur. Bu nedenle deneyler ve sanatsal çalışmalar için alçı model ve kalıplar yapılmıştır. Buna ek olarak seramik döküm çamurunun içerisindeki su miktarı ayarlandığında bazı serbest şekillendirmelere de olanak sağlamaktadır. Demir bileşiklerinin verdiği renk farklılıklarından yararlanılarak çeşitli sanatsal çalışmalar yapılabilir. Renkli çamur ile yapılan millefiori, nerikomi, mermer tekniği gibi dekoratif tekniklere olanak sağlamaktadır. Birden fazla demir bileşiği katkılı çamur bünye bir arada kullanılacağı zaman herhangi bir kırılma, çatlama kavlama ve toplanma gibi hatalar oluşmaması için dikkat edilmesi gereken noktalardan birisi her bir renkli çamurun pişme küçülmelerinin benzer olmasıdır. Demir bileşiği katkılı seramik döküm çamurlarına su emme ve küçülme testleri yapılarak fiziksel özellikleri incelenmiştir. Hazırlanan şeffaf ve mat sır reçetelerine belirli ve artan oranlarda ilave edilen hematit ve limonit bozulmalara uğramayarak olumlu sonuçlar vermiştir. Tüm pişirimlerin aynı derecede yapılması renk geçişleri açısından önemlidir. Elektrikli kamara fırınında 1160C’de pişirilen deneme plakalarının renkleri genel olarak incelendiğinde krem, hardal sarısı, kızıl kahve ve kahverengi renklerinin; çeşitli dekoratif etkiler ve dokuların oluştuğu gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Seramik döküm çamuru, Sır, Hematit, Limonit.
EVLİYA ÇELEBİ SEYAHATNAMESİ’NDEKİ SİMAV KAPLICALARI VE HAMAMLARI, 2013
ÖZET: Evliya Çelebi, 1611–1682 yılları arasında yaşamış en önemli Türk seyyahlarındandır. Gördüğü bir rüya üzenine gezmeye karar veren Evliya Çelebi, neredeyse tüm yaşamı boyunca Osmanlı coğrafyasını gezmiştir. Gezdiği yerler hakkında vücuda getirdiği on ciltlik seyahatname, birçok bilim dalına bilgi ve belge sağlayabilecek niteliktedir. Evliya Çelebi, 1671 yılında Kütahya’nın Simav ilçesini de gezmiştir. Simav hakkında birçok izlenim edinmiş ve bu izlenimlerini seyahatnamesine kaydetmiştir. Simav ile ilgili kısım seyahatnamenin 9. cildinin 23. ve 24. sayfalarındadır. Simav’ın hamam ve kaplıcalarını gezerek bunları tek tek kaydetmiştir. Bu yazıda, Evliya Çelebi’nin seyahatnamesindeki Simav hamamlarının ve kaplıcalarının yerleri tespit edilerek bunlar hakkında bilgi verilmiştir. Çalışma esnasında, bölgedeki yer adlarından, canlı kaynaklardan ve Osmanlı arşivlerinden yararlanılmıştır. Anahtar Kelimeler: Simav, Evliya Çelebi, kaplıca, hamam, Naşa, Eynal, Çitgöl ABSTRACT: Evliya Çelebi was one of the most important Turkish travelers who lived between 1611 and 1682. He decided to travel after a dream and during his life time he travelled almost entire Ottoman lands. 10 volume travel book which he wrote during these journeys can be used as a useful document and information for many fields. He also travelled Simav which is one of the towns of Kütahya in 1671. He got many impressions about Simav and recorded them into his travel book during this journey. This section which is about Simav is on page 23 and 24 of 9th volume of the travel book. Visiting the Turkish baths and thermal springs of Simav, he recorded them one by one. In this article, the locations of Simav’s Turkish baths and thermal spring were determined and information was given about them. During the study, some place locations, alive sources and Ottoman archives were utilized. Keywords: Simav, Evliya Çelebi, thermal spring, Turkish bath, Naşa, Eynal, Çitgöl
https://tyap.net/avh , 2020
Son birkaç aydır, tüm dünya olarak hepimiz için olağanüstü sayılabilecek bir süreçten geçiyoruz. Bundan iki ay öncesine kadar içinde nefes aldığımız konforlu hayatlarımız, birdenbire hiç beklemediğimiz bir meydan okumayla karşı karşıya kaldı. Pek çoğumuzun aklına zaman zaman, "acaba hepimizi etkileyecek bir dünya savaşı çıkar mı", "iklim değişikliği tüm dünyayı susuz bırakır mı" ya da "tüketim alışkanlıklarımız dünyadaki kaynakların tükenmesine sebep olur mu" gibi sorular gelse de hiçbirimiz, 3 mikron büyüklüğündeki bir virüsün, hepimizi aylarca evlerimize kapatacağı ve tüm yaşam alışkanlıklarımızı değiştirmeye zorlayacağını tahmin bile edemezdik. Her ne kadar bizim neslimiz için, içinde bulunduğumuz şartlar oldukça zorlayıcı ve meydan okuyucu olsa da, dünya tarihinde salgın hastalıkların insanlık tarihini yeniden şekillendirdiği farklı örneklere rastlamak mümkündür. Milattan önce antik Yunan'da görülen veba salgını, 500lü yıllarda İstanbul'u etkilemiş olan Justinian vebası, 1300lü yıllarda Avrupa'yı etkisi altına almış Büyük veba salgını bu örnekler arasında zikredilebilir.
XIII. INTERNATIONAL CONFERENCE ON SOCIAL RESEARCH AND BEHAVIORAL SCIENCES, 24-26 Mart, 2023
Bu çalışmanın amacı; ataerkil, cinsiyetçilik ve heteroseksizm bağlamında geleneksel annelik rolünün yeniden üretimini çözümlemektir. Cinsiyetçi ikiyüzlülük kavramı temelinde yapılacak olan bu tartışma, anneliğe dair açmazları gündeme getirmeyi hedeflemektedir. Ataerkil toplumsallaşma içinde, cinsiyet biyoloji ile ilişkilendirilirken; toplumsal cinsiyet kültür ile ilişkilendirilmektedir. Bu anlayış, egemen sisteme ait norm ve değerleri içermektedir. Dolayısıyla kadın-erkek cinsiyet ayrımı; her kadının biyolojisi gereği bir gün anne olacağı kalıp yargısı ile iç içe geçmektedir. Böylelikle heteronormatif kurgu hem kadın-erkek dikotomik ayrımını doğallaştırmaktadır hem de kadınların toplumsal cinsiyet rolleri gereğince annelik kimliğini mutlaklaştırmaktadır. Bu nedenle heteroseksüellik değişmez ve kesin bir normdur ve cinsellik, bu sınırlar içinde meşrulaştırılmaktadır. Annelik rolü\görevi de bu sınırlar içinde cinsiyetçi ikiyüzlülüğe varacak biçimde kimi zaman bilinçli veyahut gönüllülükle yeniden üretilmektedir. Özetle, bu çalışmada, öncelikle "annelik" ve "cinsiyetçi ikiyüzlülük" kavramı açımlanacak; ve ardından ataerkil, cinsiyetçilik ve heteronormatif bağlamda hegemonik annelik rolünün gönüllü olarak yeniden üretimi örnekler üzerinden analiz edilecektir.
Sağlık Bilimleri Dergisi, 2019
Serotonin (5-HT), merkezi ve periferik sinir sistemindeki birçok fizyolojik rolünün yanı sıra epilepsi üzerinde de önemli rollere sahiptir. Şimdiye kadar 5-HT1-5-HT7 olmak üzere serotonine ait yedi reseptör tipi ve bunların alt tipleri tanımlanmıştır. Bu reseptörlere ilave olarak serotonerjik nörotransmisyonda görev alan ve sinir sonlanmalarından serotoninin geri alınımından sorumlu olan serotonin geri alım taşıyıcı proteinleri de bulunmaktadır. Genel olarak, serotonin öncülü 5-hidroksitriptofan ve serotonin geri alım inhibitörleri gibi hücre dışı serotonin seviyelerini yükselten ajanlar ile serotonin reseptör agonistleri hem fokal hem de jeneralize nöbetleri baskılamaktadır. Aksine beyinde 5-HT'nin uzaklaştırılması veya reseptör antagonistlerinin uygulanması ise odyojenik, kimyasal ve elektrikle uyarılan epilepsi modellerinde nöbet eşik değerini düşürdüğü bilinmektedir. Yapılan çalışmalarda, özellikle 5-HT1A, 5-HT2C, 5-HT3, 5-HT4 ve 5-HT7 reseptörleri ve serotonin geri alım inhibitörleri üzerine odaklanılmıştır. Elde edilen bulgular bu reseptörlerin hem epileptogenezde hem de epileptiform aktivitenin sürdürülmesinde önemli rollere sahip olduğunu ortaya koymuştur.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
RESSAMLAR HAYATLARI VE SİNEMA, 2018
Istanbul University - DergiPark, 2003
ACTIVITIES AND OBSERVATIONS OF SEYDİ ALİ REİS IN INDIAN OCEAN, 2020
ERCİŞLİ EMRAH İLE SELVİ HAN HİKÂYESİNİN EPİZOT YAPISI VE HİKÂYEDEKİ RÜYA MOTİFİ ÜZERİNE BİR İNCELEME, 2023
PhD. Thesis , Dokuz Eylül University ,Institute of Fine Arts, 2008
Bitlis İslamiyat Dergisi
ViraVerita, 2013
Bildiri, 2018
TÜRK ROMANINDA KARNAVAL 2017
MEHMET ALİ YAŞAR’A ARMAĞAN KİTABI, 2021