Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2013, The Journal of Academic Social Science Studies
…
12 pages
1 file
Globalization and global economy is an obvious fact in our contemporary world. Although there are some doubts about what globalization is or not, there is no doubt about its social economic phenomenon. What are mostly discussed are the positive and negative effects of this process. One of the most important characteristics of globalization is consumerist society. Consumerist society is a try to produce new habits by changing the traditional ones. Global economy focuses one way of this proliferations on consumption patterns. Development of consumerist society depends on replacing the nonwestern society structures with the western norms. One of the most significant parts of this process is shopping malls which encourage western style consumption. Shopping mall is a commercial term coined in 1990s in the U.S.A. Indeed, it can be argued that one can find the traces of this kind of commercial approach in European countries and by covered bazaars even in Middle East countries. But the dominant shopping mall approach in contemporary world is a production of the U.S.A. and it is this country that has
2020
Bu makalenin konusunu, iletisim fakultesi mezunlari ile Erzurum yerel basininin birbirleriyle olan iliskisi olusturmaktir. Iletisim fakultelerinin son zamanlarda gereginden fazla mezun vermeye baslamasi ile ortaya cikan istihdam sorunu yerel basinin da kalifiye eleman sikintisi hala cozulemeyen iki sorundur. Boyle bir calisma yapilmasinin temel amaci, Erzurum’da bulunan iletisim fakultesinin Erzurum yerel basinina etkilerini ortaya koymak ve iletisim fakultesi mezunlarinin yerel basindaki konumlarini sorgulamaktir. Calismada, ilk once yerel basina ve yerel basinin kalifiye eleman sorununa dikkat cekilmis, daha sonra kisaca iletisim fakultelerinin istihdam sikintisi uzerinde durulmustur. Calismanin arastirma bolumunde Erzurum’da gunluk yayin yapan gazetelerin (Pusula, Milletin Sesi, Gunebakis, Yenigun) yetkilileri ve bu gazetelerde calisan iletisim fakultesi mezunlari ve ayrica iletisim akademisyenleri ile derinlemesine mulakat yapilmistir. Yapilan gorusmeler isiginda, Erzurum yerel ...
Türkiye Coğrafyacılar Derneği Uluslararası Kongresi Bildiriler Kitabı, 2014
Bu çalıĢmada yasadıĢı yollarla ülkemize giriĢ yapan sığınmacıların Erzurum özelindeki durumları incelenmiĢtir. ÇalıĢma Erzurum Emniyet Müdürlüğü Yabancılar ġubesi kayıtları ile görüĢülen ailelerden elde edilen bilgiler üzerine temellendirilmiĢtir. Erzurum eski çağlardan beri doğu-batı ve kuzey-güney doğrultulu büyük yolların kavĢağı durumundadır. Bu özelliği Erzurum'a yasadıĢı göçler açısından da önemli bir rol yüklemektedir. Erzurum'da yakalanan yabancılar ile sığınmacıların genellikle Ġran, Pakistan, Afganistan uyruklu oldukları; ülkelerini iç huzursuzluklar, can güvenliği sorunları ve ekonomik yetersizlikler yüzünden terk ettikleri, insan kaçakçıları aracılığıyla yasak yollardan ülkemize girdikleri tespit edilmiĢtir. Son yıllarda ele geçenlerin sayısal olarak sürekli artıĢ gösterdiği ve niteliksel olarak da çeĢitli gruplardan oluĢtuğu anlaĢılmaktadır. BaĢlangıçta bireysel kaçıĢ ve sığınmaların gözlemlendiği Erzurum'da son zamanda ailelerin kaçıĢları ve sığınmaları söz konusudur.
Bölgesel düalizm(ikilik), ülkeler ister az gelişmiş, ister gelişmekte olan, isterse gelişmiş ülke olsun hepsinde var olmakta, fakat az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde daha önemli bir boyut kazanmaktadır. Türkiye de buna tipik bir örnektir. Sosyoekonomik verilere bakıldığında, Türkiye bir yanıyla Avrupa, diğer yanıyla ise Afrika ülkesi görünümündedir. Doğal, ekonomik, teknik, demografik, siyasal ve sosyal faktörlere dayanan ve küreselleşme süreciyle birlikte hızla artan bölgesel düalizm olgusu, kendisini; demografik yapı, şehirleşme, gelir dağılımı, tarımsal ve sınai yapı, sağlık ve eğitim hizmetlerinde açığa çıkarmakta ve önlenmesi güç bir hâl almakta, bu durum ise ülkemizin kalkınmasında önemli bir engel teşkil etmektedir.
Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2020
Bölgesel kalkınma farklılıklarını gidermek için kullanılan başlıca araçlardan biri yatırım teşvikleridir. Ancak yatırım teşviklerinin kalkınma farklılıklarını giderebilmesi için etkin bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Bu çalışmada yatırım teşviklerinin bölgesel kalkınma üzerindeki etkisi ele alınmaktadır. Çalışmanın amacı Erzurum'da farklı sektörlerde faaliyet gösteren firmaların Yatırım Teşvik Sistemi-2012'den yararlanma durumunu analiz etmektir. Ayrıca yatırım teşvik belgesi (YTB) alan firmalara teşvikin etkilerini belirlemek hedeflenmektedir. Bu doğrultuda Erzurum'da 70 firma ile bir anket çalışması yürütülmüştür. Araştırma sonucuna göre firmaların büyük bir çoğunluğu, yatırım teşviklerinin hem firmaya hem de il ekonomisine önemli katkı sağlayacağını düşünürken 5. Bölge avantajlarını yeterli bulmamaktadır.
2013
Bolgesel rekabet gucunun arttirilmasi maksadiyla kumelenmelerden yararlanma, uygulamada cok eski olmamakla birlikte, teorik altyapisi Marshal’in calismalarina dayanmaktadir. Kumelenme, literaturde farkli sekillerde tanimlanmasina ragmen ortak yaklasimin, benzer ekonomik alanlarda faaliyet gosteren firmalarin, rekabet avantaji elde edebilmek maksadiyla bir araya gelmeleri oldugu soylenebilir. Kumelenmeleri diger bolgesel kalkinma politikalarindan farkli kilan en onemli ozellik, kumelenmelerde yalnizca ticari isletmeler degil ayni zamanda yan sanayi, altyapi hizmeti sunanlar, egitim hizmeti sunanlar, universiteler, arastirma enstituleri, bilim parklari, teknik destek saglayan kurumlar, mesleki egitim veren kurumlar, kalkinma ajanslari, bagimsiz danismanlar, medya, finansal aktorler ve ticaret odalari gibi kurumlarinda bulunmasidir. Turkiye’de bolgesel kalkinma yaklasimi dogrultusunda kumelenmelerin desteklenmesi yonunde girisilen faaliyetler genel itibariyle KOBI’lerin desteklenmesi y...
Özet: Göreli olarak gelişmiş bir bölgenin zamanla durgunlaşması en önemli bölgesel kalkınma, sorunlarından biridir. DurgunlaşmışhiJlgelerde gelişmeye yeni bir ivme ka zandırılması, işsizlitin çözülmesi ve göç sorunlanmn aZaltılması teknoloji ve yeniliklere dayalı bir kısım yatinmlann gerçekleştiri.lmesine bağlıdır. Zonguldakörneğinde bölgesel kalkınma süreci 1829'da kömürOn buıuhmasıyla başla;..' mış, kömür üretiminde ortaya çıkalıartışlarla 1980 'li yıllara dek sürmr1lıar. Kömür ü retimine dayalı yatınmlat, bölgenin sadece ekiJnomik olarak tleğil aynı zamanda kent sel, toplumsal ve kültürel gelişmesine de katkı sağlamıştır.
Bölgesel Kalkınma Dergisi, 2023
Limanlar erişimi güçlendirmeleri, üretimi ve ticareti desteklemeleri, ekonomik ve sosyal canlılığı artırmaları gibi faydaları ile bölgesel kalkınma açısından özel öneme sahiptir. Kadim bir liman şehri olan İzmir bugün 16 liman ve 92 milyon ton yük elleçleme miktarı ile büyük bir liman bölgesidir. Ancak uzun dönemli gözlemlere ve yaşanan gelişmelere rağmen, İzmir limanlarında elleçlenen yükün Türkiye içindeki payının azalma eğilimini işaret etmektedir. İzmir'in liman altyapısı ve liman hizmetlerine dair deneyiminin değişen koşullar içinde daha ileri nasıl taşınabileceğine odaklanan bir strateji çalışması İzmir Kalkınma Ajansı tarafından yapılmıştır. Analiz ve katılımcılık zemini üzerinde geliştirilen ve alanında ilk bölgesel çalışma olarak değerlendirilen İzmir Limanları Mevcut Durum Analizi ve Gelişim Perspektifi; TCDD İzmir Limanı'nın canlandırılması, Aliağa limanlarının güçlendirilmesi, Çandarlı Limanı'nın rüzgar enerjisi ekipmanları taşımacılığı üzerine ihtisaslaşması ve tüm liman bölgesinin liman otoritesi modeliyle etkin biçimde yönetilmesi önerilerini içermektedir. Bu makalede, bölgesel kalkınmada limanlara öncelik veren bir anlayış ile İzmir Bölgesi özelinde yapılan çalışmaların liman ve kalkınma literatürü ile bağlantılı biçimde aktarılması amaçlanmıştır. Elde edilen sonuçlar Türkiye' de liman bulunan bölgelerde limanların güçlendirilmesine ilişkin çalışmaların bölgesel ekonominin gelişimi açısından rol oynadığını, nitelikli analizler ve katılımcılık süreçleri ile hayata geçirilecek doğru politikaların uzun vadede liman kaynaklı gelir, iş ve katma değer artışlarına katkı sağlayabileceğini ortaya koymuştur.
Toplum ve Hekim, 2009
idari ve yönetsel yapılanmalar, tıpkı politik ve ekonomik yapılar gibi dinamik yapılanmalardır. Öyle ki, zamanla ve mekanla değişebilecek ve tarih içerisinde de değişime uğrayabilecek nitelikte beşeri yapılanmalardır. Tarih içerisinde var olan devletler niteliklerini değiştirmiş, güçleri belirli dönemlerde kendi merkezlerinde biriktirip kullanmış ve bazı dönemlerle ise belirli yapılanmalar oluşturup merkezde tuttukları güçleri bu yapılara devretmişlerdir. Dünyanın bir küre gibi ekonomik, siyasal, kültürel, toplumsal açıdan sıkışması ve bir tek yer olarak algılanması olarak tanımlanan "Küreselleşme" olgusuyla da var olan güç odağı ulusdevlet niteliğini değiştirmiş, kendisine değişen koşullara göre değişik konumlar ve güç merkezleri yaratmıştır (Aslanoğlu, 1998). idari, siyasi ve ekonomik güç değişimini belirleyen küreselleşmenin *Arş. Gör., inönü Üniv. Sosyal Bilimler Enstitüsü ŞenayERAY* devlet üzerinde etkisi ulus-üstü kuruluşlar ve ulus-altı kuruluşlar olarak ikili bir yapılanma ile gerçekleşmiştir. Yani, siyasi ve idari merkez gücün bir kısmı üst kurumlara; bir kısmı veya tamamını da alt yerel bölümlere devretmiştir. Nihayetinde günümüz dünya ölçeğinde ulus-üstü Avrupa Birliği, devletlerarası Kuzey Atlantik Paktı (NATO), Uluslararası Para Fonu (IMF) ve sınırlar ötesi Yeşil Barış (Green Peace), Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) gibi yapılar oluşurken; aynı zamanda yerelleşme hız kazanmış ve daha yerel idari, siyasi ve ekonomik güç odakları oluşmuştur. Bu bağlamda yerelleşmenin önemli bir boyutu olan bölgeselleşme olgusu önemli bir yapılanma olarak kendi yerini edinmiştir.
İktisat Dergisi, 1999
Birgül Ayınan Güler* Y "erel yönetimler demokrasinin beşiğidir"; demokrasi, uzun yıllar bu beşikte uyutulmuştur. Son yirmi yıldan bu yana, yerel yönetimlerin demokrasiyi uyutma işlevi ikinci plana düşmüştür. Yeni sağın Icüreselleşme sürecini ilerietme araçlanndan biri olarak yerelleştirme politikası, yerel yönetimleri hızlı bir şekilde, toplumsal gelişmenin başlıca direnç noktalanndan birine dönüştürmektedir. Günümüzde yerel yönetimler, anti-demokratik yapı ve süreçlerin kurucu unsurlan olma kimliği ile öne çıkmak tadır. Yerel yönetimlerin anti-demokratik bir yapılan manın kurucu unsurlanna dönüşme süreci, ı 980'den bu yana Dünya Bankası yönetiminde tüm azgelişmiş ülkelerde uygulamaya giren "yapısal uyarlama reformlan" ile başlamıştır. Demokratikleşme adına uygulamaya konulan özelleştirme, serbestleştirme, ticarileştirme ve yerelleştirme politikalan, hep birlikte ulus-devleti ve merkezileşmiş kamu yönetimini geriletmek üzere kullanılmışlardır. Kamu kesimince boşaltılan alanlar, "sivil toplum örgütleri" ya da "katı lımcı yönetim birimleri" aracılığıyla çeşitli sermaye gruplan ve toprak sahiplerince doldurulmaya başlan mıştır. Üstelik bu yer değiştirme, yeni yönetici unsurlara yan ya da tam kamu gücü verilerek yapılmakta dır. Karsal Alanlar Katılırncılık ile yerel yönetimciliği eşsiz bir şekil de bir arada sunan bir örnek, tanmsaJ sulama sektöründe yaşanmaktadır. Dünya Bankası öncülüğünde 1 yalruzca Türkiye'de değil, Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Meksika gibi ülkelerde de uygulanan bu örneğin adı "Katılımcı Sulama Yönetimi"dir. Model, yönetimin şimdiye kadar yetkili olan kamu kurum ve kuruluşlarından alınarak bunun dışındaki kuruluşlara, genel olarak su kullanıcılarının oluşturduklan birliklere aktanlması ilkesi üzerine oturtulmuştur. Türkiye'de 1993 yılında uygulamaya giren model, belli bir sula
2019
Bu calismada Erzurum il merkezinde yasayan yetiskin bireylerden kolayda ornekleme yontemi ile secilen 575 kisiye tatillerini helâl turizm icerigine uygun bir konaklama merkezinde gecirmek isteyip istemedikleri sorulmus ve katilimcilarin %87’sinin tatillerini helâl turizm icerigine uygun konaklama merkezlerinde gecirmek istedikleri tespit edilmistir. Daha sonra bu tercihte etkili olabilecek demografik ve sosyo-ekonomik faktorler irdelendigi gibi; seyahat ve konaklama imkânlarina ait faktorler de sorgulanmistir. Yapilan ki-kare bagimsizlik testleri neticesinde helâl turizm tercihi uzerinde etkili olabilecek degiskenlerle ikili lojistik regresyon modeli kurulmus ve kurulan modelin istatistiki bakimdan anlamli oldugu tespit edilmistir. Kurulan ikili lojistik regresyon modeli sonuclarina gore %5 onem seviyesinde kalinacak otelde helâl yiyecek ve icecek sunumu yapilmasi (1), otel konaklama sayisi (2), otelde bay bayan ozel plajlarin bulunmasi (3), otellerde temizlik urunlerinin yiyecek ve...
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Cumhuriyet Universitesi Edebiyat Fakultesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2013
Gaziantep University Journal of Social Sciences, 2021
Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi, 2023
İDEALKENT, 2021
… Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (16). …, 2006
iys.inonu.edu.tr
ATLAS JOURNAL, 2015
Mahallelerin Bütünleşme ve Ayrışmasında Etkili Olan Faktörler Üzerine Bir İnceleme; Erzurum İli Örneği, 2021
Milli Folklor, 2022
QUO VADIS: KAMU YÖNETİMİ, Nika Yayınları, 2018
İzmir İktisat Dergisi, 2020
Social Sciences Studies Journal
Eğitimde Coğrafya Okuryazarlığı-II, 2022
Gastroia: Journal of Gastronomy And Travel Research
Beykoz Akademi Dergisi
DergiPark (Istanbul University), 2017