Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2023, Yaşar Hukuk Dergisi
Devletin sahip olduğu ve Anayasa ile kanunlar çerçevesinde kullandığı vergilendirme yetkisine dayalı vergilendirme işlemlerinde nihai amaç, verginin tam ve doğru bir şekilde zamanında tahsil edilmesidir. Aslında zincir işlem olan vergilendirme, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi ile başlayan ve halkalar halinde tarh, tebliğ, tahakkuk ile devam edip tahsille sonuçlanmaktadır. Bu yaklaşım sonucunda bireylerin vergiye karşı yargısal denetime başvurmaları ancak nihai işlemle söz konusu olabileceğinden bunun beklenmesine gerek kalmaksızın ayrılabilir işlem kuramı çerçevesinde vergi tarh işleminin (ve istisnaen hazırlık işlemlerinin) idari bir davaya konu olabilecek şekilde olanak veren bir yaklaşım izlenmektedir. Buna göre tarh, kanunlarla belirlenmiş vergi matrahına vergi oranlarını uygulanmasıyla yapılan bir tespit edici idari işlem olsa da bireyi yükümlendirici karakteri sebebiyle kesin ve yürütülebilir bir idari işlem olmaktadır. Bu çalışmada verginin tarhının idari işlem niteliği kazanmasına kaynak hususlar yanında idari işlem kimliği çerçevesinde unsurları da ele alınmıştır. Çalışmanın konusu vergi tarhı olduğundan, zorunlu olmadıkça diğer vergilendirme aşama ve süreçlerine değinilmemiştir.
VERGİ DÜNYASI, 2020
Vergi hukuku kuralları birbirine ilişki ağıyla bağlanmış kavramlarla yorumlanmalıdır. İlişki ağı, kavramın diğer kavramların önünde, arkasında, içinde ve dışında oluşu ile ilgilidir. İlişki ağı, kısmen hukuk, kısmen değerler sistemi, kısmen felsefe, kısmen de bazı ezberler ileri sürülerek açıklanabilir. İlişki ağının kuralları vardır. Yorumcu bu kurallar vasıtasıyla somut durumun ilişki ağı karşısındaki konumunu açıklar. Bu bakış açısı bizi "kavram ailesi" olarak ifade edebileceğimiz yönteme yönlendirmektedir. Bu kapsamda bir yöntem önerisi makalenin konusunu oluşturmaktadır.
Teoride ve Uygulamada Suçtan Elde Edilen Gelirlerin Vergilendirilmesi, 2025
It forms part of an integrated strategy that includes taxing the proceeds of crime, confiscating criminal assets, and combating money laundering. Today, in many countries and Turkey, taxes have become central to the fight against proceeds of crime, representing a radical change in approach in the fight against proceeds of crime. The study aims to clarify the reasons and effectiveness of the intensive use of taxes in the fight against proceeds of crime. In this context, the study examined the regulations regarding the taxation of proceeds of crime in certain developed countries and Turkey, where economic crimes have been intense since the early 20th century. The findings of this study are as follows: Confiscation mechanisms may be insufficient in the fight against proceeds of crime. The activities of criminal organizations, which are inadequate in combating law enforcement methods and confiscation decisions, may be disrupted by the taxation of criminal income. Including all financial interests and income involved in crime within the scope of tax will reduce the informal economy, increase tax justice and, ultimately, tax morale, and allow the managers of criminal organizations to receive prison sentences for tax evasion. Confiscation of proceeds of crime should not be an obstacle to taxation. For an effective tax policy for the seizure of criminal proceeds, tax laws must be designed to tax not only legal and illegal income but also all material benefits and income obtained from crime, regardless of whether the source of criminal proceeds is identified or not.
8. Uluslararası Balkanlarda Sosyal Bilimler Kongresi, Köstence, ROMANYA, 6-11 Eylül 2017 Bildiriler Kitabı, 2017
ÖZET Vergi ahlakı maliye bilim dalında daha önce sadece iktisadi açıdan ele alınarak yapılan analizlere farklı bakış açısı getiren maliye bilim dalının sosyolojik yönünü öne çıkaran bir çalışmadır. Bireylerin herhangi zorlama veya baskıya maruz kalmaksızın tamamen kendi istekleriyle gönüllü olarak ortaya çıkan içsel motivasyon unsuru vergi ahlakı olarak tanımlanmaktadır. Vergi bir taraftan devletin kamu hizmetlerini sunabilmek için ihtiyaç duyduğu gelir nedeniyle artırmak istediği, diğer taraftan bireylerin gelirlerinde azaltma yarattığı için de bireylerin tepki gösterdiği bir maliye politikası aracıdır. Bu açıdan bakıldığında devlet gelirlerinde sürekliliği sağlamak ve kamu hizmetlerinde kesintinin olmaması için gelirlerini artırmak isterken bireyler de daha az vergi ödeme yollarındaki araştırmalarını sürdürmektedirler. Bireylerin vergilerini gönüllü olarak ödemeleri konusunda en önemli motivasyon şüphesiz ki, vergi ahlakıdır. Anahtar Kelimeler: Vergi Ahlakı, Vergi Uyumu, Vergi Kaçırma ABSTRACT Tax ethics is a study that emphasizes the social aspect of public finance which brings different points of view to the analyzes made by taking economic aspects before in the field of public finance. Tax morale, can be defined as people's positive attitudes concerning tax payments. Tax morale is defined as the people's intrinsic motivation component appearing voluntarily on their own initiative without any enforcement and pressure. Tax is a fiscal policy instrument as the government needs to increase government revenues with taxation, besides tax causes consumers' reaction to taxation as it reduces their purchasing power.In this respect, governments want to increase their revenues to assure continuity of their revenues and eliminate the possibility of interruptions in public services while the taxpayers are going to seek for ways to pay less taxes. The substantial motivation of the taxpayers to pay their taxes voluntarily is, without any doubt, tax morale. Keywords: Tax Morale, Tax Compliance, Tax Evasion
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2019
Toplum içinde bulunan bireylerin toplumsal nitelikli hususlara yaklaĢımı, bireysel hususlardan farklı dinamiklere sahiptir. Bu dinamikler, biraradalık halinin getirdiği kolektif bir bağlama sahip olup, eylem öncesi oluĢan süreç de söz konusu bağlam dâhilinde gerçekleĢmektedir. Maliye literatürü kapsamında bu durum en genel haliyle mali olayların siyasal boyutuna karĢılık gelmektedir. Bununla birlikte maliye literatürü vergilendirme temelinde sınırlandırılarak ele alındığında da söz konusu biraradalık halinin gerek vergilendirme yetkisine haiz olan gerekse vergi ödemekle yükümlü olan taraf açısından eyleme öncesi süreçleri Ģekillendirdiği söylenebilir. Eyleme öncesi süreçler "düĢünme" ve "karar verme (yargı)" Ģeklinde gerçekleĢirken, Immanuel Kant tarafından bu süreçlerin de birbirinden bağımsızlığı vurgusu yapılmıĢtır. Buna göre düĢünme ve karar verme iki ayrı yetiye sahip süreçler olarak ele alınmıĢtır. Nihayetinde düĢünme yetisinin sonuçları ile yargı yetisi arasında uyumsuzlukların olabilmektedir. Bu çalıĢmada Immanuel Kant tarafından vurgulanan düĢünce ve yargı yetisi ayrılığının vergilendirmeye bakıĢ üzerindeki etkisi ortaya konulmaya çalıĢılacaktır. Bu doğrultuda 2018 yılı itibariyle iki farklı ilde (EskiĢehir ve Kütahya) ikamet eden toplam 698 gelir vergisi mükellefine 5'li Likert ölçeği kullanılarak oluĢturulan bir anket uygulaması yapılmıĢtır. Elde edilen veriler dâhilinde SPSS 16 programında gerçekleĢtirilen Tek Yönlü Bağımsız Örneklem T testi ve oluĢturulan çapraz tablolar ile mükelleflerin vergiye iliĢkin düĢünme ve yargı yetileri arasında uyumsuzluk olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır. The approach of the individuals in the society to the social issues has different dynamics from the individual issues. These dynamics have a collective context brought together by them, and the process before the action takes place within the context. Under the literature of public finance, this situation corresponds to the political dimension of the financial events. On the other hand, it can be said that when the fiscal literature is delimited on the basis of taxation, this unification process shapes the pre-action processes for both the taxpayer and the taxpayer. The pre-action processes were "thinking" and in "decision making (judgment)", while Immanuel Kant emphasized the independence of these processes. Accordingly, "thinking" and" decision making" are considered as processes with two distinct abilities. In the end, there may be discrepancies between the results of the "thinking ability" and the judicial power. In this study, the effect of thought and judiciary distinction highlighted by Immanuel Kant on taxation will be put forward. As a result, a questionnaire was applied to 698 income taxpayers residing in two different cities (EskiĢehir and Kütahya) by using 5-point Likert scale. According to the data obtained, it is concluded that there is a mismatch between taxation and judicial power of taxpayers with the One-Way Independent Sample T test and cross-tables conducted in SPSS 16 program.
Gümüşhane üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi, 2017
Büyük çoğunluğu Müslüman olan ülkemizde vergilendirme birçok konuda olduğu gibi şerî usullere göre yapılmamaktadır. Bunun nedenleri arasında ilk sırada gösterilebilecek gerekçe hızla gelişen ve yenilenen yenidünya sitemine özellikle dini taassuplar nedeniyle, yapılan yeni içtihatların uygulanmasındaki zorluklardır. Modern vergi anlayışını tasvip edenler dini kaidelere göre dizayn edilmiş vergi sistemini yetersizlik kanaatine kurban etmişlerdir. Bu düşünceden mütevellit dinî bir vergi anlayışını geri plana atmışlardır. Oysaki gerekli güncellemeler yapılarak ortaya konulan ve dini ilkeler zeminine oturtulmuş bir vergi sistemi diğer akımlar üzerine oturtulmuş vergi sistemlerinden kat kat üstündür. Çünkü dini duyarlılık ve yaptırımlar diğer akımların yetişemediği birçok artıya sahiptir.
Maliye Çalışmaları Dergisi / Journal of Public Finance Studies
Mükelleflerin vergisel yükümlülüklerini, vergi kanun ve düzenlemelerine uygun olarak tam ve zamanında yerine getirmeleri vergi uyumu olarak adlandırılmaktadır. Vergi uyumu konusunda gerçekleştirilen çalışmalarda daha çok nicel yöntemler arasında yer alan anket ve deney yöntemlerinden yararlanıldığı görülmektedir. Araştırmacılar açısından anket yöntemi oldukça yaygın ve bilinen bir yöntemdir. Deney yöntemi ise nispeten daha az bilinen bir yöntemdir. Özellikle ülkemizde gerçekleştirilen vergi uyumu araştırmalarında daha çok anket yönteminden yararlanıldığı dikkat çekmektedir. Uluslararası literatürde ise hem anket hem de deney yönteminden yararlanan birçok çalışmaya rastlamak mümkündür. Deneylerde bireylerin davranışları doğrudan gözlemlenebildiğinden son yıllarda deneysel çalışmaların sayısı artmıştır. Vergi uyumu konusunda, ülkemizde ve yurtdışında kapsamlı bir literatür bulunmasına rağmen laboratuvar deneyi anlamında ülkemizde nadir çalışmaların olduğu söylenebilir. Vergi uyumu konusunda ülkemizde gerçekleştirilen deneysel çalışmaların hem niceliğinin hem de niteliğinin arttırılabilmesi amacıyla bu çalışmada, deneysel çalışmalar hakkında bilgi vermek ve Türkçe literatüre bir katkı sunabilmek amaçlanmıştır. Deneylerde toplumun tüm kesiminden bireyler yer alabildiği gibi öğrencilere de yer verildiği görülmektedir. Bu çalışmada ise sadece öğrencilerin denek olarak yer aldığı deneysel çalışmaların literatür taraması yapılmıştır. Bulgular; vergi oranlarının artışının vergi uyumunu azalttığını, denetim oranlarının artışının vergi uyumunu artırdığını ve mükellefin vergi idaresine güven düzeyinin artışının vergi uyumunu artırdığını ortaya koymaktadır.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2006
ÖZET İdarenin yargı denetimine tabi olması, hukuk devleti olmanın bir gereğidir. Bu denetimin etkin bir biçimde gerçekleştirilebilmesi sadece davacının değil, kamunun menfaatini ilgilendirir. Bu nedenle, bir kamu hukuku dalı olan ve maddi gerçeğe ulaşmayı amaçlayan vergi yargılamasında yargıç, gerek usule gerekse maddi olaya ilişkin konularda re'sen inceleme ve araştırma yapma yetkisi ve hatta görevi ile donatılmıştır. Vergi yargılamasında geçerli olan re'sen araştırma ilkesi, bu incelemede ilgili mevzuat, öğreti ve mahkeme kararları ışığında çeşitli yönleriyle ele alınmaktadır. Bu konuda Fransız hukukundaki uygulamaya da ayrıca değinilmektedir. Bu çalışmada, re'sen araştırma ilkesinin Türk hukukunda belirlenen sınırlarının, bu ilkenin işlevsel gayesine uygun bir mekanizma olmaktan uzaklaşmasına yol açtığı ileri sürülmektedir. Buna göre, re'sen araştırma ilkesi, çalışmada incelenen bir takım sınırlamalar dolayısıyla, işlevsel gayesi olan maddi gerçeğe ulaşarak idarenin etkin biçimde denetlenmesi ve kamunun menfaatinin sağlanması gayelerini tam olarak yerine getirememektedir. Örneğin, tanık delili, her ne kadar bazı mahkeme kararlarında ve bazı yazarlar tarafından idari yargılama yönteminin niteliğine uymadığı belirtiliyor ise de, esasında vergi yargılamasında kullanılan yöntemlere aykırı değildir. Hatta Vergi Usul Kanunu madde 3 ve mükerrer madde 378'deki özel düzenlemeler karşısında vergi yargılamasında duruşmalı davalarda tanık delilinin kullanılabilmesi gerekmektedir.
M U Iktisadi ve Idari Bilimler Dergisi
Özet 1982 Anayasamızın 73/3. maddesinde ifadesini bulan "vergi, resim, harç" kavramları teoride tanımlanabiliyor olmasına rağmen, uygulamada söz konusu mali mükellefiyetlerin kavramsal bir kargaşaya sebep olduğu, hem yargı kararlarında hem de öğretide görülmektedir. Nitekim söz konusu kavramlar tarihsel evrim ve değişimlere paralel olarak değişikliklere uğramış, uygulamada bazılarının kullanım alanı ve işlevi neredeyse kalmamıştır. Bu durum da karışık ve hatta hatalı kullanımlara sebep olagelmiştir. Çalışmada söz konusu bu kavram ve kullanım karmaşasına, kronolojik süreç bağlamında, kavramlara yüklenen farklı anlamların sebep olduğu tespiti yapılmaktadır. Yine kavramların geçmişten günümüze miras kalarak, tarihsel süreçte geçirdikleri evrimin de katkısıyla, bir alışkanlığın devamı niteliğinde kullanıldığı yine çalışmada ortaya konulmaktadır. Bu tespit ve değerlendirmelere, kavramların gerek Osmanlı Dönemi tazminat öncesi ve sonrası, gerekse Cumhuriyetin ilk yıllarından 1970'li yıllara kadar olan dönemde kaleme alınmış eserlerdeki tanımlamalardan ve kullanımlarından faydalanılarak ulaşılmıştır. Nihayetinde eski eserlerde genel bir üst mükellefiyetin adı olarak kullanılmakta olan ve günümüzde tek örneği kalan "resim" kavramının, günümüzde tamamıyla önemini yitirdiği, ve kaldırılarak harç kavramı içinde yeniden tesis edilmesi gerektiği değerlendirmesi yapılmaktadır.
Prof.Dr. Nevzat TOROSLU'YA ARMAĞAN Cilt-1, 2015
İncelemenin konusu vergi hukuku ve ceza hukuku bakımından "zamanaşımı" kavramıdır. "Zaman" kavramı soyuttur ve doğal bir olayı, akışı ifade etmekle birlikte, aynı zamanda hukukun kendisine hukuki sonuçlar bağladığı bir olaydır. "Süre" kavramıysa soyut olan zamanın somut bir kesimini ifade eder. Zira süreler belirli olarak sınırlandırılan ve tespit edilebilen zaman dilimleridir. Zamanaşımı da bu anlamda bir süredir...
Selcuk Universitesi Hukuk Fakultesi Dergisi, 2006
Vergi hukuku ile idare hukuku arasında çok sıkı bir iliĢki vardır. Ġdare hukukuna ait birçok kavram vergi hukukunda da geçerlidir. Bu kavramlardan biri de takdir yetkisidir. Vergi hukukunun temel ilkelerinden biri vergilerin kanunîliği ilkesidir. Bu ilke vergilerin ancak kanunla konulmasını, vergilendirme yetkisine yasama organının sahip olmasını ifade eder. Bu ilke aynı zamanda vergi idaresinin vergilendirme alanında oldukça sınırlı bir takdir yetkisine sahip olabileceği anlamına da gelmektedir. Anayasaya göre Bakanlar Kuruluna vergi oranları konusunda aĢağı ve yukarı sınırları belirtilmek Ģartıyla değiĢiklik yapma yetkisi verilebilir. Ayrıca Maliye Bakanlığı da çeĢitli izinlerin verilmesi ve belli kararların alınmasında takdir yetkisine sahiptir.
OVERVIEW OF TAXES IN TURKEY: A METAPHORICAL ANALYSIS Taxes levied on individuals by the state forcefully and based on their financial strength have many effects on economy at macro and micro levels. Taxes are very important fiscal policy tools that have a direct or/and indirect influence on savings and investment decisions, financial markets, labor supply and demand as well as on economic policy objectives when used accordingly. Furthermore, being crucial for economic and social life as well, taxes have a potential impact on the lifestyles of individuals, their dietary habits and even their family planning. Moreover, as taxes have a regulatory function on the environment, they can also affect the quality of life and health. When a concept, a situation or an object is described not directly but indirectly through another concept, situation or object, it is called as a metaphor. Metaphors are considered important in influencing the attitudes and behaviors of individuals as they provide the transmission of information in regard to cognitive, affective and social experiences and processes. With their monetary effect on taxpayers, taxes weaken the financial status of individuals and transfer their purchasing power to the state. For this reason, the impacts of taxes on the decisions and behaviors of economic agents can be even effective in their perception level towards taxes. Also, these perceptions are determinative in metaphors of individuals in relation to taxes. There are many instruments within the framework of the state's economic policy and these instruments needed to be used in harmony so as to achieve specific objectives. This study examines the impacts of taxation and evaluates tax policy tool on the assumption that other conditions are stable. The first part of the study discusses the concepts on tax, the purposes of tax, the concept of tax perception and the economic effects of taxes, the history of taxation, the concept of tax, the place and importance of tax revenues in economy in Turkey and the concept of metaphor, the different dimensions of metaphors, the functions of metaphors, business, economics, political ideas, metaphors in the field of tax. The second part of the study includes the research on the tax metaphors of the participants (taxpayers) in a total of 61 districts in the seven geographical regions of Turkey by means of computer-assisted qualitative analysis program (NVivo). The section of general review provides evaluations on the enhancement of the efficiency of tax policies and of the levels of the taxpayers’ voluntary compliance to tax through metaphors. Metafor; bir kavram, olgu ya da durumun bir başka kavram, olgu ya da duruma benzetilerek açıklanmasıdır. Metaforlar yoluyla bilişsel, duyuşsal ve sosyal deneyimlere ait oluşmuş bilgilerin aktarımı sağlanmaktadır. Metaforları önemli kılan; deneyimleri, bilinçli ve bilinçaltı öğrenmeleri yansıtmasıdır.Yapılan Türkçe alanyazın taramasında “vergi” kavramına ilişkin metaforları inceleyen bir çalışmaya rastlanmamıştır. Yabancı alanyazın taramasında ise vergi ve metafor konulu çalışmaların politik söylemlerde, seçim kampanyalarında kullanılan metaforik dil ve vergi kavramıyla ilgili oluşturulmaya çalışılan çerçeve anlayışıyla sınırlı olduğu belirlenmiştir. Bu durum, özgün bir çalışma fırsatı olarak görülmüş ve alanyazına katkı sağlanabileceği düşünülmüştür. Bu kitapta, vergi kavramının özelliklerini açıklamaktan çok metaforlar yoluyla katılımcıların “vergi” kavramını nasıl anlamlandırdıklarını ve bu kavrama ilişkin bakış açılarını belirlemek hedeflenmiştir. Mükelleflerin vergilemeye karşı olumlu algı geliştirmeleri, uzun vadede hem bireylerin kendisine hem ülke ekonomisine olumlu dönüşler sağlayacaktır. Kitapta Türkiye’de bireylerin vergiler konusunda kişisel olarak belirledikleri metaforlar, nitel veri analizi yapılarak incelenmektedir.
2017
Vergilendirme sureci, vergiyi doguran olay ile baslayip tarh, teblig, tahakkuk ve tahsil asamalarindan gecerek nihayetlenen bir dizi islemi ifade etmektedir. Vergiyi doguran olayla baslayan bu dinamik surecin nihai amaci, verginin tahsil edilerek hazine hesaplarina aktarilmasidir. Idari islem acisindan vergilendirme sureci degerlendirildiginde dava konusu yapilabilecek bazi islemler karsimiza cikmaktadir. Bu noktada hukuk teknigi acisindan tipik bir idari islem ozelligi tasiyan ve mukelleflerin hukuki konumlarini degistirerek sonuc doguran tarh ve tahsil islemleri onem arz etmektedir. Calismada, vergilendirme sureci bir butun olarak ele alinacak ancak tarh ve tahsil islemleri, idari islem turleri ve unsurlari acisindan ayrica incelenerek konuya iliskin genel bir cerceve cizilecektir.
Barış Arıkan Yayınları, 2017
Barış Arıkan Yayınları, 2020
Bu kitabın her türlü yayım hakkı bahsi geçen yazarlara aittir. 5846 Fikir ve Sanat Eserleri Yasası ile 2936 sayılı Yasa hükümleri gereğince, bu kitap kısmen veya tamamen, her ne surette olursa olsun yazarların yazılı izni olmadan çoğaltılamaz, genel ağ ve diğer elektronik ortamlarda yayımlanamaz. Ancak atıf yapmak kaydıyla kitaptan alıntılanabilir.
Vergi Dünyası Dergisi, 2020
Vergi hukuku kuralları birbirine ilişki ağıyla bağlanmış kavramlarla yorumlanmalıdır. İlişki ağı, kavramın diğer kavramların önünde, arkasında, içinde ve dışında oluşu ile ilgilidir. İlişki ağı, kısmen hukuk, kısmen değerler sistemi, kısmen felsefe, kısmen de bazı ezberler ileri sürülerek açıklanabilir. İlişki ağının kuralları vardır. Yorumcu bu kurallar vasıtasıyla somut durumun ilişki ağı karşısındaki konumunu açıklar. Bu bakış açısı bizi "kavram ailesi" olarak ifade edebileceğimiz yönteme yönlendirmektedir. Bu kapsamda bir yöntem önerisi makalenin konusunu oluşturmaktadır.
Maliye Çalışmaları Dergisi / Journal of Public Finance Studies
ÖZ "Türk Vergi Hukukunda İhtirazi Kayıt" konusuna ilişkin bu çalışmayla, ihtirazi kayıt kurumunun vergi hukukunda ortaya çıkış nedenleri, işlevleri ve hukuki niteliği ele alınarak gerek idari aşamaya gerekse yargı aşamasına yansımalarının incelenmesi amaçlanmıştır. İhtirazi kayıt kurumunun uygulamada oldukça geniş ve önemli bir yeri olmasına karşın, vergi hukuku yazınında bu konuda kapsamlı bir çalışmanın bulunmadığı tespit edilmiştir. Çalışmada, ihtirazi kaydın farklı hukuk disiplinlerindeki ve vergi hukukundaki yeri, kapsamı, uygulanma yöntemleri ve vergi yükümlüsünün bazı temel hakları ile ilişkisi ele alınmıştır. İhtirazi kayıt uygulamasına ilişkin olarak verilmiş önemli ve zaman zaman çelişkili yargı kararları ve konunun temel hak ve özgürlüklere ilişkin boyutunu irdeleyen T.C. Anayasa Mahkemesi kararları incelenerek değerlendirme ve görüşlerimize yer verilmiştir. İhtirazi kaydın tanımına ve kapsamına ilişkin kurallara vergi hukuku mevzuatında dağınık şekilde yer verilmesi ve yasada saptanması gereken bazı hususların vergi hukukunun bağlayıcı bir kaynağı olmayan bir yönergede belirlenmesi eleştirilmiştir. Konuya ilişkin uygulamada ortaya çıkan aksaklık ve çelişkilerin temel olarak, mevcut durumda ihtirazi kayda ilişkin yeterli ve öngörülebilir yasal düzenlemelerin eksikliğinden kaynaklandığı sonucuna varılmış ve bu aksaklık ve eksikliklerin giderilmesine yönelik bazı önerilerde bulunulmuştur.
7th International Mardin Artuklu Scientific Researches Conference, 2021
Hukukun temelinin İslam hukuku olduğu Osmanlı Devletinde Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar ceza ve vergilerin temelini şer’i hukuk oluşturmakta idi. Osmanlı Devletinde vergi ihdası anlamıyla örfi hukuk uygulamasına ilk olarak Fatih Sultan Mehmet döneminde rastlanılmaktadır. Anlaşılan Kuruluş döneminde vergiler şer’i hukuka göre alınmış, Osmanlı Devletinin fetihlerle büyümesi ve topraklarına gayrimüslim topraklarının katılmasıyla vergi tarhında ve toplanma usulünde farklılıklar ortaya çıkmıştır. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi ile birlikte Osmanlı Devletinde vergi tarhı işleri yeniden ele alınmış bu amaçla yapılan kanunnamelerle ilk kez örfi hükümler ihdas edilmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in reaya ve vergi uygulamalarıyla ilgili kanunnamesini kendinden sonraki padişahlar da genişleterek, zamanın ihtiyaçlarına göre güncelleyerek uygulamışlardır. Fatih Kanunnamesi dört fasıldan ve toplam altmış sekiz maddeden oluşmaktadır. Birinci fasıl zina suçu işleyenlere uygulanacak cezaları, ikinci fasıl dövüşme ve sövüşme suçlarında uygulanacak cezaları, üçüncü fasıl içki içme, hırsızlık, iftira ile ilgili cezaları, dördüncü fasıl ise reayadan alınan vergiler, gümrük vergileri ve Tımarların düzeniyle alakalı maddeleri içermektedir. Ceza kanunları Müslüman ve gayrimüslim bütün tebaa için geçerlidir. Dördüncü faslın birinci kısmı Müslümanlara ikinci kısmı Yörüklere üçüncü kısmı ise Hristiyan reayaya aittir. Anlaşılan Fatihin kanunnamesinin içeriği ceza kanunları ile vergi kanunlarından oluşmaktadır. Bu tebliğde bu kanunnameleri incelenerek genelde vergi daha spesifik olarak da çift resmi ile alakalı hükümler ele alınmıştır. Şüphesiz Fatih Kanunnamesinin gerek geneli gerekse çeşitli konulardaki hükümleri ile ilgili birçok çalışma yapılmıştır. Ancak bu çalışmalar bahse konu vergi kısmı dâhil yeterli miktarda değildir ve yapılan çalışmalar genelde birbirinin tekrarı şeklinde olmuştur. Bu çalışmada ana kaynaklar kullanılıp diğer kaynaklarla sentezleme yapılarak konu ele alınmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Fatih Kanunnamesi, Vergi, Çift Resmi, Şer’i Hukuk, Örfi Hukuk.
2019
2019 yilinda asgari ucretin tutari ve uzerindeki vergi yuku kamuoyunca tartisilmakta ve elestirilmektedir. Bu calismanin konusu, asgari ucret uzerindeki vergi takozunun tespit etmek ve vergilendirme ilkeleri acisindan degerlendirilmektir. Calisma; asgari ucret uzerindeki vergi yukunun arindirilmasini, dolayisiyla vergi takozu oraninin dusurulmesini, asgari ucretlilerin ucret haklarinin iyilestirilmesini saglayacak onerilerde bulunmasindan oturu onem tasimaktadir. Bu calismayla, asgari ucret uzerindeki vergi takozu oraninin, diger kamu calisanlarina ait ucret uzerindeki vergi takozu oranindan yuksek ciktigi sonucuna ulasilmistir. Asgari ucretli calisanlarin vergilendirilmesinde; tasidiklari vergi takozu oranlari ya da diger deyisle vergi yukleri, odeme gucleri ile katlandiklari fedakârlik gibi unsurlar acisindan, vergilemenin adalet ilkelerine aykiriliklar tespit edilmistir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.