Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2013, Journal of International Social Research
Bu çalışmada Türk dilinin ve tasavvufunun müstesna şahsiyetlerinden biri olan Yunus Emre'nin şiirlerinde 'gönül' kavramı irdelenecektir. İnsan kalkışlı bir düşünce sistemi olan tasavvuf, gönlü merkeze alan bir yaklaşımı benimser ve bu yönüyle hedefi gönül terbiyesi ve imarıdır. Tanrının tecelligâhı ve nazargâhı olarak kabul edilen gönle tasavvuf düşüncesinde hususi bir yer ve önem atfedilmiştir. Bu anlamda Türk dilinin söz üstadı Yunus Emre de, ruh dünyası ve tasavvuf anlayışı doğrultusunda 'gönlü' şiirlerine ziyadesi ile konuk etmiş bir şairdir. Şiirlerinde nicelik açısından anlamlı bir yekûn oluşturan 'gönül' kavramı çeşitli anlam ilişkileri çerçevesinde kullanılmıştır. Bu doğrultuda Yunus'un şiirlerinin önemli bir cephesini oluşturan gönül kavramına ve anlam çerçevesine odaklanılarak onun 'gönül dünyası' okunmaya çalışılacaktır.
Yunus Emre (Hayatı-Düşünceleri-Eserleri), TBMM Yayınları - Ankara, 2022
The Journal of Academic Social Science Studies
Dönemlerin özelliklerini tespit etmek, ancak o dönemden kalan eserlerin varlığıyla mümkün olmaktadır. Türk dili tarihi içerisinde de Orhun Kitabeleri, Kutadgu Bilig, Divanü Lugati't-Türk, Dede Korkut Hikâyeleri, Divan-ı Hikmet gibi kök eserler bulunmaktadır. Bu kök eserlerden bir tanesi de söylemiş olduğu şiirlerle Türkçenin gücünü gösteren Yunus Emre ve Divanı'dır. Sözün en doyurucu imkânlarını kullanarak, şiirini güzel söylemek kaygısı güden Yunus Emre, sözün kifayetsiz kaldığı durumlarda da şiirlerini başka araçlarla destekleme yoluna gitmiştir. Etkili bir iletişimde sözlü ifadeyle birlikte sözsüz iletişim olarak adlandırılan beden dili de kullanılmalıdır. Beden dili hiç konuşulmadan kullanılan bir anlaşma şekli değildir. Sözlü iletişimi destekleyen bir tamamlayıcı ögedir. Yunus Emre'nin şiirlerinde yer alan kişiler/nesneler/kavramlar çoğu kez beden dilinin tamamlayıcı özelliğinden yararlanılarak ifade edilmektedir. "El bağlamıştır çoğusu hep Allah'tandır umusu", "Gördüm Pir'imin yüzünü ol kaygıyı sildi bugün", "Âşık oldum ol ay yüze nisar oldum bal ağıza/ Nazar kıldım kara göze, siyah olup kaşa geldim", "Kudret ününü işittim, kaynayarak coşa geldim", "Ey aşk eri aç gözünü yer yüzüne eyle nazar", "Onun körklü nazarı gönlümüz aynasıdır" vb. mısralarda örneklerini gördüğümüz sözlü anlatımın beden diliyle desteklenerek ortaya konulması şiirlerin genelinde çok sayıda karşımıza çıkmaktadır. Yunus Divanı'nda beden dili açısından belirgin ifadeler olan "baş, yüz, el, kol hareketleri, göz ve bakış, giyim, kuşam, dış görünüş, davranış ve adap vb. unsurlar destekleyici öge olarak yer almaktadır.
Vakıf İnsanı Prof. Dr. Hikmet Özdemir Armağanı, 2019
Yunus, gönülleri birleştirmeye, gönül yapmaya gelmiş bir sufidir. Ona göre Cenâb-ı Hak gönüle tecelli edeceği için gönülleri imar etmek gerekir. Bundan dolayı, o, gönlü Hakk'ın tecellisine mazhar olacak bir olgunluğa eriştirmenin yollarını insanlara öğretmek için çalışmıştır. Ona göre hastalar yoklanıp gönüller alınmalı, sıkıntıda olanlar, düşkünler ayağa kaldırılmalıdır.
X. Uluslararası Türkoloji Kongresi, 2023
2021
Gönül mü iyi, Kâbe mi iyi? Söyle bana aklı eren! Gönül yeğdir çünkü gönüldedir dost durağı-Yunus Emre Özet Bu çalışmamızdaki amacımız, Türk filozof Yunus Emre'de en çok karşılaştığımız kavramlardan biri olan Gönül kavramının felsefi bir kavram olarak ne olduğunu sorgulayarak Yunus Emre'nin genel olarak hakikat anlayışını bu kavram çerçevesinde ortaya koymaktır. Böyle bir çalışmanın ortaya çıkışında en temel etmen, 'Gönül kavramı neden felsefi bir kavramdır?' sorusudur. Bu soruyu felsefi bilinçle birlikte entelektüel ve kültürel kökenimizde izi sürülen felsefenin en zengin örneklerden biri olan Yunus Emre'de ele almaya çalışacağız.
YUNUS EMRE’NİN VEFATININ 700. YIL DÖNÜMÜ ANISINA ULUSLARARASI TÜRKÇENİN ANADOLU’DA YAZI DİLİ OLUŞU SEMPOZYUMU, 2021
Journal of Turkish Research Institute
This word that was used through the entire history took a stand against cultural alienation in time and showed us that it has a routine usage in the Turkish language. The values of linguistic signs occur individually by the existence of the vocabulary as well as syncretism performed. "Soul" as a word has been used as a special sign in nearly every literal work created through the history of Turkish language when considered from this point of view and had an extensive conceptual field appearing in each level of it. In this study, we tried to determine the use of "soul" as a word in the most important works in the Turkish language, and we investigated the value in use through the examples. We dwelled on the emotional and associative value of this word considered as a divine gift for the Turkish language in a specific period where the language becomes the real speech. In this study, some basic literal works like Orkhon Script, Dîvânü Lûgati-t Türk, Kutadgu Bilig, Atebetü'l Hakâyık, Divan-ı Hikmet and the Dede Korkut Kitabı were assessed upon vocabulary and various usage forms of this word were revealed through the different discourse of Turkish language.
Oğuz Bitig, 2021
İletişim ve Toplum Araştırmaları Dergisi (İTAMDER), 2021
Especially the 13th century is a very important period for Anatolian history. Because in this century, Anatolia had a period of depression in its full sense. Following the collapse of the Anatolian Seljuk State, the political, military, economic and religious order was disrupted by the Mongols' invasion of Anatolia. The arrival of communities of different faiths to Anatolia further spread and deepened the existing chaos. Yunus Emre, who is among the leaders of belief and thought in Anatolia, sought ways to end the current depression. In this regard, many other belief and thought leaders are in a similar search. Yunus Emre gave importance to the concept of peace and confidence (dirlik) and focused on peace and confidence (dirlik) in order to rebuild the unity and solidarity that was broken. In order to build dirlik, he directed towards people and made an effort to organize their feelings and thoughts.
Mahalle Mektebi, 2020
İlk adum Yûnus’ıdı adumı ‘âşık dakdum Terk itdüm od u edeb şöyle haber bırakdum Yunus Emre’nin kendini âşık olarak nitelediği ve ilan ettiği şiiri, divanında geçmesine rağmen ön plana çıkmadı, maalesef dikkatlerden kaçtı. Her ne kadar âşık olarak bilinen Yunus Emre’nin “adumı ‘âşık dakdum” diyerekten kendisini âşık olarak ilan etmesi; irdeleme, inceleme ve değerlendirme gerektirecek kadar önemli bir konu. Çünkü bu unvanın geçtiği beyitte, nefs ve ruh düzeyinde bir niteleme, bir olgunluk seviyesi ve tarifi zor aşkın zirvesi var.
Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dergisi, 2021
YÛNUS EMRE'NİN ŞİİRLERİNDE YARATILIŞ FİKRİ Namık AÇIKGÖZ ÖZ Yûnus Emre, İslam tasavvuf düşüncesi çerçevesinden şiirler söylemiş bir şahsiyettir. Dinî gelenek itibariyle "mutasavvıf", edebî gelenekte de "şair" olarak kabul edilir. Bu iki hususiyetin birleşmesiyle Yûnus Emre, İslamî inanç ve kabulleri şiir diliyle ifade eden bir şahsiyet olarak Türk tasavvuf ve şiir tarihi açısından önemli bir şahsiyettir. Yûnus Emre şiirlerinde insan, toplum, tabiat, inanç sistemleri gibi konular aracılığıyla vahdaniyetçi bir tasavvuf sistemini anlatmıştır. Muhyiddin-i Arabî'de bir sisteme kavuşan "vahdet-i vücud" anlayışı çerçevesinde "oluş, yaratılış ve vücûd bulma" konularını işleyen Yûnus Emre, şiirlerinde yaratılışın merkezinde bir "cevher"in olduğunu söyler ve her şeyin bu cevherin tezahürü ile ortaya çıktığını söyler. İlk yaratılan insan da Âdem'dir. Yûnus'a göre ilk yaratılan insandır ve diğer mevcudat sonra yaratılmıştır. Yer ve gök yaratılmadan aşk yaratılmış ve mahlûkat da aşk için yaratılmıştır; insan meleklerden önce yaratılmıştır. Çünkü Yûnus Emre'ye göre insan Yaradan'ın mülkünde idi ve onun cevherinden yaratılmıştı; melekler daha sonra yaratılmıştır. Divan'ında 13 şiirde doğrudan "yaratılış" konusundaki görüşlerini dile getiren Yûnus Emre, pek çok şiirinde de aynı konuya temas etmiştir. Onun şiirlerindeki yaratılış düşüncesinin izini takip ederek, klasik Türk şiirindeki yaratılış düşüncesini ortaya çıkarmak mümkündür; çünkü bu konuda ilk sistematik bilgiyi o vermiştir. Anahtar kelimeler: Yûnus Emre, şiir, yaratılış, cevher, insan, dünya. Yazar; çalışmanın hazırlanması esnasında bilimsel ve etik ilkelere uyulduğunu ve yararlanılan tüm kaynakların kaynakçada belirtildiğini, çalışmanın maddi açıdan fonlanmadığını, çıkar çatışması bulunmadığını beyan etmektedir.
Journal Of History School, 2016
Türkçenin büyük şairi, sevgi ve hoşgörü timsali Yunus Emre, XIII. yüzyılın son yarısı ile XIV. yüzyılın başlarında yaşamıştır. Halkı doğru yola çağıran Yunus Emre barışın, sevginin, cömertliğin, kardeşliğin, deyim yerindeyse insanlığın timsali olmuştur. Bu yönü ile Yunus'un şiirlerini okuyanlar ondan büyük zevk almışlardır. Öyle ki Yunus Emre yedi yüz yılı aşkın bir zamandır sadece bu topraklarda değil evrensel anlamda bütün dünyada sevilerek okunmaktadır. Bu durum Yunus'un şiirlerinin iç yapısıyla ilgilidir. Yunus Emre'nin söyledikleri ilk defa onun tarafından söylenmiş sözler değildir elbette. Fakat Yunus Emre'nin söyleyiş tarzı ve yolu halkın söyleyişi ve duyuşu ile yakınlık göstermektedir. Yunus Emre herkesin koyla kolay anlayamayacağı Arapça veya Farsça dinî terimleri çok güzel Türkçe karşılıklarla dile getirmiştir. Bu çalışmamızda şimdiye kadar üzerinde birçok inceleme yapılmış olan Yunus Emre'nin dizelerinden yola çıkılarak peygamberlere yapılan göndergeler incelenmiştir. Yunus Emre, özellikle Cumhuriyet'ten itibaren araştırmacıların dikkatini çekmiştir. Sadece tasavvuf edebiyatında değil halk, divan ve yenileşme dönemi Türk edebiyatlarında da incelemeye konu olmuştur. Bu çalışma Yunus'un dizelerinin daha iyi anlaşılması, kültür seviyesinin farkına varılmasına yardımcı olacak gönderge kavramına dikkat çekmek amacıyla hazırlanmıştır. Yunus'un neredeyse tüm dizelerinin anlaşılmasında göndergeler anahtar durumundadır.
Ey Dost... Yunus Emre Kitabı, 2022
OĞUZTAD (Oğuz Türkçesi Araştırmaları Dergisi), 2021
Kelime grupları uzun anlatım imkânı sağlayan yapılardır. Belli bir düzen içinde sıralanan bu yapılar, ayrılmaz bir bütün hâlindedirler. Bu yapılardan biri de fiilimsi grubudur. Fiilimsiler, asıl fiil gibi özne, nesne ve tümleç alabilirler. Cümleler tahlil edilirken fiilimsilerin aldığı unsurlar, sonraki aşamalarda incelenirler. Bu aşamalarda bir fiilimsinin, bir zarf-fiilce nitelendiği / belirtildiği durumlarla karşılaşılır. Bahsi geçen yapı, iç içe fiilimsi grubu adı verilen bir söz öbeğidir. İç içe fiilimsi grubunda iki temel unsur vardır ve bu unsurlar kurallı bir dizilişe sahiptir. İstisnasız olarak her zaman ilk unsurda bir zarf-fiil eki, ikinci unsurda ise fiilimsi eklerinden (isim-fiil, sıfat-fiil, zarf-fiil) herhangi biri bulunur. İkinci unsur, aynı zamanda söz konusu yapının ana unsurudur. Birinci unsur, yardımcı unsur konumunda olup ikinci yani ana unsuru biçim, sebep, zaman gibi yönlerden niteler / belirtir. Ana unsur da yardımcı unsurla birlikte asıl fiilin oluşma biçimini, sebebini, zamanını ve buna benzer çeşitli yönlerini ifade eder. Bununla birlikte bir ismi de niteleyebilir. İç içe fiilimsi grubu, ana unsurda bulunan fiilimsi ekine göre iç fiilimsili isim-fiil grubu, iç fiilimsili sıfat-fiil grubu ve iç fiilimsili zarf-fiil grubu olarak adlandırılmak üzere üç gruba ayrılır. Türkiye Türkçesinde sık kullanıma sahip olan iç içe fiilimsi grubunun örnekleri, Türkçenin Anadolu’da yazı dili olmasında etkin rolü bulunan Yunus Emre’nin eserlerinde de bulunmaktadır. Makalede, iç içe fiilimsi grubunun Yunus Emre Divanı’ndaki kullanımları ele alınarak Eski Anadolu Türkçesindeki varlığı izah edilmektedir.
Dil araştırmaları dergisi, 2022
Yunus Emre, eserleriyle Türkiye Türkçesinin temellerini atmış ve edebî bir dil olarak gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır. Bir anlatıcı olarak karmaşık tasavvufi konuları, insana ve hayata dair anlaşılması zor hakikatleri, gayet açık bir üslupla ortaya koymayı başarmıştır. Eserlerine yansıttığı coşkulu samimiyeti, engin gönül dünyası ve olağanüstü üslubuyla etkisi yüzyıllarca sürecek bir Yunus Emre karakteri ve tipi ortaya koymuştur. Onun şiirlerinde kendi dilinden kendi benine yüklediği anlamı, seçtiği kelimeler ve özellikle zamirlere kazandırdığı işlevler üzerinden izlemek mümkündür. Ayrıca vahdet-i vücut düşüncesi ve derviş tipi, eserlerine yansıyan ben kavramının merkezinde yer almaktadır. Yunus Emre'de ben kavramının ilahi ben, beşerî ben ve derviş / âşık olmak üzere üç farklı görünümde tezahür ettiği tespit edilmiştir. Ayrıca ben kavramının ben zamiri yanında özellikle sen ve diğer zamirlerle hatta derviş, âşık gibi adlarla ifadelendirildiği görülmektedir Anahtar Kelimeler: Yunus Emre, ben, şahıs zamirleri, sembolik anlatım ABSTRACT Yunus Emre laid the foundations of Turkey Turkish with his works and made significant contributions to its development as a literary language. As a narrator, he succeeded in revealing complex mystical subjects, elusive truths about man and life, in a very clear style. With the enthusiastic sincerity, wide world of heart and extraordinary style he reflects on his works, he has revealed a Yunus Emre character and type whose influence will last for centuries. In his poems, it is possible to follow the meaning that he attributed to himself from his own language, through the words he chose and especially the functions he brought to pronouns. In addition, the idea of unity of body and dervish type are at the center of the concept of self that is reflected in his works. It has been determined that the concept of self in Yunus Emre manifests in three different appearances as divine self, human self and dervish / lover. In 1 Yunus Emre'nin şiirlerinden seçilen metin örneklerinin alındığı Mustafa Tatcı yayınında bu ses için n harfi kullanılmıştır. addition, it is seen that the concept of I is expressed with other pronouns, especially you and other pronouns, and even with names such as dervish, lover.
Dil ve edebiyat araştırmaları dergisi, 2024
Bu çalışmada Yunus Emre Divanı'nda yer alan ateş ve ateşle bağlantılı kavramlar, simya kapsamında değerlendirilmektedir. Simya, manevi anlamda nefsi dönüştürme sanatıdır. Isıtma, aydınlatma ve yakma özellikleriyle ateş, iki farklı anlamda ele alınmaktadır. İlk olarak ateş yaratılışın temel unsuru olan tüm varlıkların bünyesinde bulunan, en içteki hayati gücü temsil eden içsel ateş veya nurdur. İkinci anlamda ateş; dört unsurda yer alan ateştir. İçsel ateş tüm yaratılmışın bünyesinde muhafaza edilen ilahi bir kıvılcım, tutuşturulması hâlinde şahsi benliği yakıp, nefiste dönüşümü sağlayan büyük bir potansiyeldir. Bu şekliyle ateş unsuru Yunus Emre'nin şiirlerinde de yer almaktadır. Dört unsur, benliği saran ve aralarında oluşan karşıtlık sayesinde benlik algısını diri tutan bir işleve sahiptir. Dört unsurda meydana gelen karşıtlığın uzlaşmaya dönüşmesi, unsurların birbirleri ile etkileşimini sağlayarak nefsin bütün güçlerinin birleşmesini temin etmekte ve dönüşümü başlatmaktadır. Ateş, ısı etkisiyle unsurlar arasındaki etkileşimi sağlaması ve nihai tutuşmayı temin etmesi anlamında büyük önem arz etmektedir. Nitekim simyada iksirin hazırlandığı fırın, insan bedenini temsil eder, bu beden ise sembolik anlamda nefis güçleri ağıdır. Ateş bu fırında en etkin unsurdur ve üretici güce denk gelir. İçsel ateşin uyanmasıyla harekete geçen aşk ateşi; tütmeyen ateş, tüten ateş ve küllenen ateş aşamalarından geçerek nefsin dönüşümünü sağlamaktadır. Yanma ile temsil edilen nihai gaye ise ruhsal ikinci doğumun gerçekleştirilmesi ve nefsin dönüşümünün sağlanmasıdır. Sonuç olarak bu çalışmada simyanın sembolik anlamını içeren nefsin arınması, çözünmesi, kristalleşmesi, erimesi ve yanması süreçlerindeki ateş etkisi Yunus Emre'de yer alan kullanımları ile birlikte çözümlenmektedir.
Paradigma Akademi Yayınları, 2021
Kadim medeniyetimizin inşasına ve tekâmülüne katkı sağlayan isimlerden biri de Yunus Emre’dir. O, şiirleriyle bir taraftan insanları iyiye, güzele davet ederken diğer taraftan Türkçenin yazı dili olarak gelişimine hizmet etmiştir. Geriye dönüp bakıldığında, kültür ve medeniyetimize sanat, mimari, bilim, felsefe vb. alanlarda katkı sağlayan pek çok bilim insanı, sanatçı, düşünür, tarihçi, ozan arasından Yunus’u ayıran en belirgin özellik, Türkçe hassasiyeti ve bu konuda kazandığı zafer olmuştur. Bugüne kadar Türk edebiyatının pek çok mensubu Yunus’u konu alan edebî ürünler ortaya koymuş, onun yaşayış tarzını ve felsefesini kendince yorumlamıştır. Elinizdeki bu çalışma âşık şiirinden tekke şiirine, divan şiirinden günümüz şiirine kadar geniş bir alanda manzumeler kaleme almış şairlerin Yunus Emre’ye adadığı şiirleri kapsamaktadır. Vefatının 700. yıl dönümü olması münasebetiyle UNESCO, 2021 yılındaki anma programlarının arasına Yunus Emre’yi de almıştır. Cumhurbaşkanlığımız da bu seneyi “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” olarak ilan etmiştir. Böylesine önemli bir yılda yayımlanan bu eserin, Yunus Emre çalışmalarına katkı sağlayacağı ümidini taşımaktayız.
Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2018
Fuzûlî XVI. yüzyılda yaşamış, Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biridir. Şiirlerinde duygusallığı ön planda tutan şair, devrinde kıymetinin bilinmemesi, yoksulluk ve kimsesizlikten şikâyet etmiştir. Bu ilgisizlik şairin ruh dünyasını derinden etkilemiş ve bu durum onun şiir dünyasına da yansımıştır. Fuzûlî, şiirlerini kendine has üslubuyla ve ince hayallerle süslemiştir. Bu çalışmaya konu olan “gönül” kavramı Fuzûlî Divanı’nda beşerî ve ilahi aşkın kaynağı olarak işlenmiştir. Şair divanında gönül etrafında şekillenmiş çeşitli beyitler kaleme almış ve gönül kelimesi ile ilgili olarak çeşitli mecaz ve mazmunlar kullanmıştır. Fuzûlî Divanı’nda tecrit ve teşhis yoluyla âdeta ikinci bir âşık olarak ele alınmış olan gönül de tıpkı âşık gibi ağlar, kanlı gözyaşı döker, dert ve üzüntüyü arar, acı çekmekten hoşlanır. Bu anlam ilgileri çoğaltılabilir. Çalışmada, gönül kavramının çeşitli kaynaklardaki tanımı, bilim insanlarının kavram ile ilgili görüşleri, sufilere göre gönül kavramı ve ...
Yunus Emre’nin Şiirlerinde Anlamca Kaynaşmış (Deyimleşmiş) Birleşik Fiiller, 2022
Anlamca kaynaĢmıĢ birleĢik fiiller, hem milli kültürümüzün hem de söz varlığımızın ne kadar büyük ve zengin olduğunun bir göstergesidir. Anlamca kaynaĢmıĢ birleĢik fiillerde kullanılan sözcükler temel anlamlarından uzaklaĢarak yani mecazlaĢarak yeni ve farklı bir anlam kazanırlar. Yunus Emre Anadolu‟da yazı dili haline gelen Türkçenin en önemli ses bayraklarından biridir. O, Anadolu insanın sadece gönlüne hitap etmekle kalmamıĢ aynı zamanda sade ve anlaĢılır diliyle Anadolu insanının da tercümanı olmuĢtur. Yunus Emre gönül insanı olarak tanınıp Eski Anadolu Türkçesinin gerek dili gerek eserleriyle en önemli Ģahsiyetlerinden biri olmuĢtur. Sadece Anadolu sahasında değil tüm Türk Dünyası‟nda ve Balkanlar‟da da Ģiirleri ile ses getirmiĢ bir isimdir. Eski Anadolu Türkçesi, Oğuz Türkçesinin ilk defa yazı dili haline gelmiĢ halidir. Yunus Emre‟nin bugün bilinen iki tane eseri bulunmaktadır. Bunlar, Risâletü‟n-Nushiyye ve Divân adlı eserleridir. Yunus Emre‟nin eserleri kendi yaĢadığı döneme ve bilhassa da günümüze ıĢık tutabilecek az söz ile çok Ģey anlatabilen özgün Ģiirlerden oluĢur. Yunus Emre ile ilgili çalıĢmalar incelendiği zaman onun Ģiirlerindeki tasavvuf ve dinî motiflerin konu olarak iĢlendiği ancak dil bilgisel yönünün eksik kalmıĢ olduğunu görürüz. ĠĢte bu çalıĢmada XIII. yüzyılda yaĢamıĢ ve eserler vermiĢ Yunus Emre‟nin, Risâletü‟n-Nushiyye ve Divân adlı eserlerinde geçen anlamca kaynaĢmıĢ birleĢik fiiller üzerinde durulup bunlar gün yüzüne çıkarılmaya çalıĢılmıĢtır. Bu doğrultuda Yunus Emre‟nin Ģiirlerinde geçen bütün anlamca kaynaĢmıĢ birleĢik fiiller fiĢlenmiĢ, yapıları ve anlamları yönünden incelenmiĢtir. Aradan geçen 700 yılı aĢkın sürede Ģiirlerde tespit edilen anlamca kaynaĢmıĢ birleĢik fiillerin kullanımındaki değiĢmeler, günümüz Türkçesiyle mukayeseli olarak ele alınmıĢtır. Böylece çalıĢmada Yunus Emre‟nin Ģiirlerinde anlamca kaynaĢmıĢ birleĢik fiillere nasıl mecaz anlam kattığı ve Yunus Emre‟nin mecaz dünyası belirlenerek, Türkçenin ifade gücüne yaptığı katkı gözler önüne serilmeye çalıĢılmıĢtır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.