Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
333 pages
1 file
İslamiyet; "silm" kökünden, "barış" demektir. Cumhuriyet ise; farklı kültür ve kökenden, bütün insanların birlikte, barış ve bereket içerisinde yaşayacakları ve en etkin biçimde yönetime katılacakları yeni bir medeniyet dönemidir. Adil ve evrensel hukuk kurallarının uygulanacağı... Temel insan haklarına saygı duyulacağı ve sahip çıkılacağı... Dinle devletin barışacağı ve hayırda yarışacağı... Hür düşünce ile düzenin birbirinden yararlanacağı... Özelliğini ve güzelliğini asla yitirmeyen manevi ve ahlaki değerlerle, mutlu değişimlerin birlikte yaşanacağı bir kutlu süreç beklenmektedir. Cumhuriyet deyince, geçmişte ve günümüzde islam adına ortaya çıkan bazı kötü ve ürkütücü örneklerin hatıra gelmemesi için ve "asla bir arada bulunmaz ve barışmaz" zannedilen Din, Devlet, Laiklik ve Demokrasi gibi kurum ve kavramların, aslında rahatlıkla uyuşabileceği gerçeğini ortaya koymak üzere bu kitap hazırlandı. Değişik zamanlardaki hazırlıklar, ilmi konferans ve sempozyumlardaki sunumlar bir araya getirilerek ve gerekli yazı ve yorumlar da eklenerek bu eser meydana çıktı. ...
Bitmeyen Kavga Laiklik: Türkiye'de Din-Devlet-Diyanet, 2013
Kitabın birinci bölümünde, genel çizgileriyle laik iktidarın hangi koşullar içinden ve nasıl ortaya çıktığı açıklanmaktadır. İkinci bölümde , laikliğin kavramsal açıdan incelenmesine geçilmektedir. Hem Türkiye’deki yazında hem de Türkiye dışında çeşitli ülkelerdeki yazında yer alan muhtelif görüşlere yer verildikten sonra laikliğe ilişkin kavramsal bir çerçeve oluşturulmaya çalışılmaktadır. Üçüncü bölümde, laikliğin Türkiye’de kazandığı anlam ve içerik incelenmektedir.
Cumhuriyet Dönemi Din Devlet İlişkisi, 2018
Din, tarih boyunca en ilkel insan topluluklarında bile neşv-ü nemâ bulan bir olgu olup, insanoğlunun yaşamı içindeki ehemmiyeti inkâr edilemez. Hadd-i zâtında dinin devlet ile ilişkileri, çok daha geniş kapsamlı, bazen de tatbikatta bir takım çatışmalara sebebiyet vermesi hasebiyle çetrefilli bir meseledir. Bu bağlamda, din ve devlet beynindeki alâkayı tecessüs ederken, meseleyi akl-i selim bir şekilde ele almak daha sahîh olacaktır. Zirâ bu konu, ancak hâlis niyet ve derûn-i bilgi ile araştırılabilir. Din ile siyasal iktidar arasındaki muâmelât, bilhassa, Türkiye'nin cumhuriyet dönemi terakkisinde önemli bir yere hâizdir. Osmanlı İmparatorluğu'nun teokratik yapısının, cumhuriyet döneminde laik bir yapıya iklâbı hiç te kolay olmamış, oldukça sancılı bir sürecin geçmesi gerekmiştir. Biz bu çalışmamızda, İslâm dini ve Türkiye Devleti arasındaki ilişkileri sorgulamadan önce, bu meselenin tecrübe edildiği Osmanlı dünyasındaki tarihî seyrine kısa bir göz atacağız. Akabinde, din ve devlet ilişkilerinin nasıl nev'-i şahsına münhasır bir form alarak Türkiye'nin çağdaş demokrasiyi benimsediği üzerinde duracağız.
Toplum Bilimleri Dergisi, 2019
Muhittin IMIL-İktidar İlişkileri Çerçevesinde Din ve Devlet 385 İktidar İlişkileri Çerçevesinde Din ve Devlet Öz: Din kurumunun topluma temel katkısı, yüksek bir değerler manzumesinin üretimidir. Bu üretim, devrinin muktedirlerine karşı bir meydan okuyuştur aynı zamanda. Sosyolojik literatürde din kurucu karizma olarak ifade edilen peygamber, tanrısal sözüvahyi-toplumla paylaşmaya başladığında eşzamanlı olarak dünyevi otorite ile çatışma da başlar. Yönetim erki, toplumu kendisine rağmen etkisi altına alan potansiyel güç merkezini henüz mümkünken bastırmak isteyecektir. Bu çaba çoğunlukla başarısızlıkla sonuçlandığı için zamanla kurumsal dinin temsilcileriyle yönetici erk arasında çatışma ya da işbirliği temelinde şekillenen uzun soluklu bir ilişki gelişir. Dinin ürettiği değerler manzumesi, söz konusu mücadele boyunca kurumsal dinin temsilcileri tarafından dünyevi iktidar, yönetim tarafından ise uhrevi meşrulaştırma uğruna araçsallaştırılarak içi boşaltılır. Nitel araştırma yöntemlerinden doküman inceleme yoluyla gerçekleştirilen çalışma, güncel görüngüleriyle farklı coğrafya ve kültürlerde söz konusu mücadelenin gösterdiği gelişimi incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırma sonucunda incelenen örneklerden yola çıkmak suretiyle genellikle en kadim yönetimlerden modern devlet yapılarına kadar dini değerler bütününün otorite tarafından araçsallaştırıldığı, kurumsallaşan dinin ise farklı tezahürlerle dünyevi iktidara talip olduğu ortaya çıkmıştır.
Yeni Yasam Gazetesi, 2019
Bu yazı dizisi Yeni Yaşam Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Din, ahlak, siyaset, ekonomi, eğitim, devlet, aile, toplum vb. sosyal kurumlar birbirleriyle karşılıklı etkileşim içindedir. 1 Bu ilişkiler içerisinde en çok önem arz edenlerden birisi Din-Siyaset ilişkisidir. Fransız anayasa hukuku uzmanı ve siyaset bilimci Maurice Duverger bu durumu "Her şey ya da hemen hemen her şey kısmen siyasaldır, hiçbir şey ya da hemen hemen hiçbir şey tümüyle siyasal değildir." 2 Diyerek vurgular.
Ankara: Yeni Turkiye Yayinlari, 2002
Din ile Devlet Kardeştir" Nazariyesi Üzerine Bir Değerlendirme Öz Türk-İslâm dünyasında "din ve devlet kardeştir" nazariyesinin yer aldığı siyaset/nasihat-nâmeler XI. yüzyıl sonları XII. yüzyıl başlarında kaleme alınmıştır. Daha çok devlet yöneticilerine nasihat etmek maksadıyla yazılan bu eserler; döneminin siyasî, dinî, fikrî, iktisadî ve içtimaî özelliklerini aksettirmesi bakımından mühim birer vesikadır. Siyaset/nasihat-namelerde yöneticilere devletin olası bir tehlikeyle karşı karşıya kalmaması için dikkat edilmesi gereken hususlar anlatılmıştır. İlim, fikir ve devlet adamları olan Mâverdî, Nizâmülmülk ve Gazzâlî de eserlerinde din ve devlet kardeştir nazariyesine sıkça yer vermişlerdir. Bu nazariye ile dinin devlete, devletin dine muhtaç olduğu, biri diğeri olmaksızın eksik kalacağı, hem bireysel hem de sosyal düzenin ikisi bir arada olursa sağlanabileceğini ifade etmişlerdir. Onlara göre din toplumsal yapıyı belirleyen en önemli etmenlerden biri, devlet de toplumsal yaşamdaki tüm sosyal ilişkilerin gerçekleştiği yapıdır. Din bireysel hayatı, devlet toplumsal hayatı düzenlemektedir. Fert ve toplum iç içe olduğuna göre din ve devlet de iç içe olmalıdır. Çünkü din ve devlet birbirini tamamlamakta, biri olmadan diğeri eksik kalmaktadır. Din de devlet de toplumu oluşturan bireylerden ahlâklı olmayı, kural ve kaidelere riayet etmeyi ve toplum menfaatine çalışmayı istemektedir. Öyleyse devlet başkanı iktidar gücünü, gerektiğinde dinî amaçlar için kullanmalı fakat dini, siyasî amaçları ve Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi Cilt:11 / Sayı:1 Kaya-Yeşildere / 541-571 Şubat 2024 542 emelleri için kullanmamalıdır. Devlet başkanı dini, özellikle de devlete meşrûiyet kazandırdığı için korumalıdır. Din ve devlet kardeştir nazariyesi tarihi süreçte Türk İslâm devletlerinde doğrusuyla yanlışıyla uygulanmıştır. Bu nazariyenin zıddı olan din ile devlet ayrımı fikri, sekülerizm etkisinde ortaya çıkan bir düşünce olarak değerlendirilmelidir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Din ve Milliyet - II. Meşrutiyet ve Milli Mücadele Dönemlerinde Milliyetçilik Tartışmaları I (1904-1914), 2023
Akademisyen Kitabevi, 2020
Barış Araştırmaları ve Çatışma Çözümleri Dergisi, 2014
Journal of International Social Research
Kayseri Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2021
CUMHURİYET DÖNEMİ DEVRİMLER VE DİNDARLAR, 2019