Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Mecmua
İslâm Peygamberi Hz. Muhammed’e duyulan muhabbet ve onun şefaatine nail olma arzusuyla Müslüman toplumlarda sayısız edebî eser kaleme alınmıştır. Bunlardan biri de Mısırlı sûfî şair İmam Bûsîrî’nin 13. yüzyılda Arapça kaleme almış olduğu ve “Kasîde-i Bürde” olarak meşhur olan kasidedir. Diğer Müslüman toplumlarda olduğu gibi Türkler tarafından da çok beğenilen bu kaside, daha iyi anlaşılıp istifade edilmesi için birçok şarih tarafından şerh edilmiş; başta Kemalpaşazâde, Leâlî, Ahmed-i Rıdvan, Şemseddin Sivâsî ve Nahîfî olmak üzere onlarca şair tarafından da nazmen tercüme edilmiştir. Mütercimi belli olan manzum Kasîde-i Bürde tercümeleri dışında mütercimi meçhul bazı tercümelerin varlığı da bilinmektedir. Bunlardan biri de bu çalışmanın konusunu teşkil eden ve şimdiye kadar üzerinde herhangi bir bilimsel çalışmanın yapılmadığı tercümedir. Mütercimi gibi tercüme tarihi de meçhul olan bu manzum tercüme, 159 beyitten müteşekkil olup Busîrî’nin kasidesindeki iki beytin tercümesinden mah...
2022
Hz. Peygamber'e duyulan derin muhabbet; mevlid, siyer, miraciye, mucize-nâme, gazavat-nâme, hilye, kırk hadis ve na't gibi birçok edebî türün ortaya çıkışına vesile olmuş ve İslami edebiyatta onu merkeze alan manzum ya da mensur pek çok eser vücuda getirilmiştir. Ka'b b. Züheyr'in (ö. 24/645?) Bânet Su'âd ifadesiyle başlayan ve Hz. Peygamber'in hediye ettiği hırkaya istinaden literatürde Kasîde-i Bürde olarak tanınan meşhur şiiri, na't türüne öncülük etmesi açısından kayda değer öneme sahiptir. Ka'b'dan yaklaşık altı asır sonra yaşayan Mısırlı şair Bûsîrî'nin (ö. 696/1297?) söz konusu kasideden ilham alarak nazma döktüğü el-Kevâkibü'd-Dürriyye fî Medhi Hayri'l-Beriyye adlı şiiri de İslami edebiyatta aynı adla anılmış ve gerek dikkat çeken yazılış hikâyesi gerekse edebî gücü açısından Ka'b'ın manzumesini aşmayı başarmıştır. Kasîde-i Bürde, zengin muhtevası ve lirik üslubu sayesinde oldukça sevilmiş ve birçok millet tarafından kendi dillerine çevrilmiştir. Bu meşhur kaside, Türk edebiyatında da büyük ilgi görmüş ve pek çok şair Hz. Peygamber'in şefaatine nail olabilmek ümidiyle bu vadide kalem oynatmıştır. Sözü edilen şiir; Abdurrahim Karahisarî, Ahmed-i Rıdvan, Kemal Paşa-zâde, Le'âlî, Şemseddin Sivasî ve Nahîfî gibi meşhur şairlerin yanı sıra belli bir şöhreti yakalayamamış birçok şair tarafından da Türkçeye tercüme edilmiştir. Bununla birlikte Kasîde-i Bürde'nin mütercimi belirsiz çevirileri de mevcuttur. Bu çalışmada Bûsîrî'nin Kasîde-i Bürde'sine kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmeyen manzum bir tercüme ele alınacaktır. Tespit edilebilen tek nüshası Beyazıt Devlet Kütüphanesi B3535'te yer alan eserde kaynak şiirden farklı olarak fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilün kalıbı kullanılmıştır. Mütercim, kafiye kelimelerinin önemli bir kısmını kaynak metinden almasına rağmen emsaline göre daha anlaşılır bir üslup kullanmıştır. Bu makalede öncelikle Ka'b b. Züheyr ile Bûsîrî'nin Kasîde-i Bürde'leri hakkında genel bilgi verilecek, ardından söz konusu tercümenin şekil ve muhteva özellikleri üzerinde durulacak ve çeviri yazılı metni sunulacaktır.
2023
ÖZET Hz. Peygamber'in hayatının her safhası başta na't olmak üzere siyer, mevlid, hilye, mirâciyye, gazavât-nâme ve kırk hadis gibi çeşitli türlerle ele alınmış ve ona duyulan sonsuz muhabbetin tezahürü olarak bu türlerde manzum ya da mensur pek çok eser vücuda getirilmiştir. Hz. Muhammed ile alakalı konuların tümünü içine alan ve bilhassa onun övgüsüne yer veren na'tlar, dinî literatürde en fazla örneği olan edebî tür hüviyetindedir. Resulullah'ı methetmek amacıyla kaleme alınan na'tlar içerisinde Ka'b b. Züheyr'in (ö. 24/645?) kasidesinin ayrı bir yeri ve önemi vardır. İlk beytinin başında geçen Bânet Su'âd ifadesiyle veya Hz. Peygamber'in kendisine hediye ettiği hırkaya istinaden Kasîde-i Bürde adıyla anılan bu manzume, söz konusu türe öncülük etmiş ve Bûsîrî'nin (ö. 696/1297?) kasidesine de ilham kaynağı olmuştur. Bûsîrî'nin Arapça tanzim ettiği ve el-Kevâkibü'd-Dürriyye fî Medhi Hayri'l-Beriyye adını verdiği bu şiir, kafiye harfinden dolayı el-Kasîdetü'l-Mîmiyye, şairin yakalandığı hastalıktan kurtulmasına vesile olduğu için Kasîde-i Bür'e ve söz konusu olayın rüyasında Resulullah'ın elinden hırka giyerek gerçekleşmesi rivayetine dayanarak da Kasîde-i Bürde olarak tanınmıştır. Tüm İslam dünyasında olduğu gibi Türk kültür ve edebiyatında da çok geniş ve derin yansımaları olan Kasîde-i Bürde, manzum veya mensur biçimde defalarca dilimize tercüme edilmiş, hakkında şerhler yazılmış ve sözü edilen kaside için tahmis ve tezyiller kaleme alınmıştır. Abdurrahim Karahisarî, Ahmedi Rıdvân, Kemal Paşa-zâde, Le'âlî, Şemseddin Sivasî ve Nahîfî gibi tanınmış şairlerin yanında belli bir şöhrete ulaşamamış birçok şair tarafından Türkçeye nazmen tercüme edilen bu meşhur na'tın mütercimi belirsiz çevirileri de oldukça fazladır. Bu makalede Bûsîrî'nin Kasîde-i Bürde'sine kim tarafından ve ne zaman yapıldığı meçhul olan manzum bir tercüme ele alınacaktır. Çalışmada öncelikle Ka'b b. Züheyr ile Bûsîrî'nin Kasîde-i Bürde'leri hakkında genel bilgi verilecek, ardından 160 beyitten müteşekkil olan tercümenin şekil ve muhteva özellikleri üzerinde durulacak ve İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi TY 1990 ve TY 3277 numaralarda kayıtlı iki nüshasından hareketle hazırlanan tenkitli metni sunulacaktır.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türkoloji Dergisi, 2021
Kaside-i Bürde that is formed by the deep love felt for the Prophet. In our literature, one of those who translated this work into Turkish by showing the translation of poems by dozens of poets such as Kemal Pashazade, Leâlî, Ahmed-i Rıdvan, Şemseddin Sivâsî and Nahîfî is Fazli, known as the Pasha Palace teacher. In this study, firstly, information about Kaside-i Bürde was given, then written text of the translation is included based on the five copies determined after focusing on the form and content features of the translation, which consists of 161 couplets written by Fazlî, who attracted attention with its more literary identity compared to the translations that are preceded.
Dede Korkut Dergisi, 2021
Mısırlı sûfî şair İmam Bûsîrî'nin Hz. Peygamber'e duyduğu muhabbetin tezahürü olarak 13. yüzyılda Arapça kaleme aldığı Kasîde-i Bürde, Arap ve Fars edebiyatlarında olduğu kadar Türk edebiyatında da büyük bir ilgi görmüştür. Bu ilginin bir neticesi olarak özellikle klasik Türk edebiyatında bu kaside, birçok şarih tarafından şerh edilmiş; Kemalpaşazâde, Leâlî, Ahmed-i Rıdvan, Şemseddin Sivâsî ve Nahîfî gibi meşhur şairlerin yanı sıra belli bir şöhreti yakalayamamış birçok şair tarafından da Türkçeye nazmen tercüme edilmiştir. Bu kasideye nazmen tercümede bulunan şairlerden biri de hayatı hakkında elde herhangi bir malumatın olmadığı Nihâdî'dir. Elde şimdilik tek nüshası bulunan ve tercüme/istinsah tarihi de belli olmayan Nihâdî'nin manzum tercümesi, 160 beyitten müteşekkildir. Mütercim, bu türde kaleme alınan birçok eserde olduğu gibi büyük oranda birebir tercüme yolunu tercih etmiş; samimi bir eda içinde dile olan hâkimiyetini metin üzerinde hissettirmesini bilmiştir. Bu çalışmada Nihâdî'nin manzum Kasîde-i Bürde tercümesinin çeviri yazılı metni mihvere alınarak bu eserin sahip olduğu şekil ve muhteva özelliklerinin yanı sıra; bu türde tanzim edilmiş olan farklı tercümeler içindeki yeri de tespit edilmeye çalışılmıştır.
Bu çalışmada, Muhammed b. Saʿid el-Bûsirî’nin hicrî 7. yüzyılda Arapça olarak kaleme aldığı el-Kevâkibü’d-dürriyye fî medhi hayri’l-beriyye adlı manzumesinin Türkçe tercümelerinden biri ele alınacaktır. İmam Bûsirî’nin Hz. Muhammed’e duyduğu derin muhabbetin ürünü olan ve literatürde Kasîde-i Bürde olarak tanınan 161 beyitlik kasîdesi, bu eksende yazılmış en güzel naat örneklerinden biri olarak kabul edilmiştir. Tüm İslam dünyasında müstesna bir yere sahip olan Kasîde-i Bürde; İngilizce, Farsça, Fransızca ve Urduca gibi pek çok dile çevrilmiş, Türk kültür ve edebiyatına da derinden tesir ederek manzum veya mensur olarak defalarca tercüme ve şerh edilmiştir. Üzerinde çalıştığımız Milli Kütüphane 06 Yz. A 859/9 numaralı mecmuada 31b-44a varakları arasında bulunan manzum Kasîde-i Bürde nüshası da bu tercümelerden biridir. Eserin mütercimi, Zâtî mahlaslı bir şairdir. Ancak bu Bürde tercümesinin, XVI. yüzyılın ünlü şairi Zâtî’ye mi yoksa asıl adı Süleymân olan Keşanlı Zâtî’ye mi ait olduğu hakkında kesin bir hüküm verilememektedir. Bununla birlikte makalede temas edilen bazı hususlardan ötürü Süleymân Zâtî’ye ait olduğu fikri ağır basmaktadır. Bu makalede öncelikle Bûsirî ile Kasîde-i Bürde’sine ve kasîdenin Türkçe şerh ve tercümelerine değinilmiştir. Ardından söz konusu müelliflerin hayatları, sanatları ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Son olarak şekil ve çeviri özellikleri açısından değerlendirilerek tercümenin metni sunulmuştur.
International journal of filologia, 2020
Şiir gerek içerik, öz, gerekse söze dönüştürme, sunuluş açısından özgün, etkilemeye, duygulandırmaya yönelik, yaratı niteliği taşıyan bir söz sanatı ürünüdür (Aksan, 2013: 14). Özgün yapısı, kelimelere kimi zaman bilindik anlamlarından öte yeni anlamlar yüklemesi, ses ve anlamın bütünleştiği bir yapı oluşu sebebiyle de diğer edebî türlerden ayrılmaktadır. Hatta T.S. Eliot'a göre şiir, en ulusal sanat dalıdır; çünkü bir ulusu başka uluslar gibi düşündürmek kolay olduğu hâlde ona başka uluslar gibi hissetmeyi öğretmek olanaklı değildir (Eliot, 1990: XIX"dan aktaran Aksan, 2013: 13). Tüm bu özelliklerinden dolayı da edebî çeviri alanının çevrilebilirliği/çevrilemezliği en çok tartışılan yönünü şiir çevirileri oluşturur.
Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 2021
Ö Z E T Hz. Muhammed'in dünyayı teşrifinden ebedî âleme irtihaline kadar hayatının her safhası edebiyata yansımış ve doğumunu, hicretini, savaşlarını, mucizelerini, miracını, hadislerini ve örnek ahlakını konu edinen mevlid, hicret-nâme, gazavât-ı nebî, mucizât-ı nebî, mirac-nâme, kırk hadis, hilye ve na't gibi çeşitli türlerde manzum-mensur birçok eser kaleme alınmıştır. Ka'b b. Züheyr (ö. 24/645?)'in "Bânet Su'âd" ifadesiyle başlayan ve Hz. Peygamber'in hırkasıyla taltif edilmesine vesile olduğu için literatürde Kasîde-i Bürde olarak tanınan meşhur şiiri, na't türüne öncülük etmesi bakımından ayrı bir öneme sahiptir. Ka'b'dan yaklaşık altı asır sonra yaşayan Bûsîrî (ö. 696/1297?)'nin asıl ismi el-Kevâkibü'd-Dürriyye fî Medhi Hayri'l-Beriyye olan methiyesi, gerek yazılış hikâyesi gerekse edebî gücü açısından Ka'b'ın şiirini gölgede bırakmayı başarmış ve tercüme, şerh, tahmis, taştir, tesbi' gibi farklı şekillerle edebiyatımıza kazandırılmıştır. Kasîde-i Bürde'yi manzum biçimde tercüme eden şairlerden biri de Paşasaraylı Fazlî Efendi'dir. Tezkirelerde ve diğer biyografik kaynaklarda adına rastlayamadığımız şairin, çalışmamıza konu olan eserinin mensur mukaddimesinden hareketle 1036/1626-27 yılında hayatta olduğu anlaşılmaktadır. Kaside nazım şekliyle yazılan tercüme, kaynak metinde karşılığı olmayan bir beyitle birlikte toplam 162 beyitten oluşmaktadır. Fazlî, vezin bakımından çoğu mütercim gibi kaynak şiirden farklı bir yol izlemiş ve eserini "mefâ'îlün mefâ'îlün mefâ'îlün mefâ'îlün" kalıbıyla kaleme almıştır. Çevirinin bazı beyitlerinde kaynak metne bağlı kalan şair, anlamı yansıtmaya gayret etmiş; ancak zaman zaman şairane bir söyleyiş yakalamaya çalışmıştır. Tercümenin, biri Milli Kütüphane diğer ikisi Süleymaniye Kütüphanesi'nde olmak üzere toplam üç nüshası tespit A B S T R A C T Every stage of the Prophet Muhammad's life, from his blessed entry into this world to his journey to the eternal world, has been reflected in literature, including many poetic and prosaic works, such as mawlid, hijranâma, ghazavat-i nabi, mu'jizat-i nabi, mi'rajnâma, the forty hadith, hilya, and na'at (eulogy), which narrate his birth, migration, his holy wars, miracles, holy journey to the heavens, his physical description, his hadiths, and exemplary ethics, have been penned. The famous poem, by Ka'b bin Zuhair (d. 24/645?) with its opening line "Banat Su'âd", is known as Qasida al-Burda (Ode of the Mantle) because it praises Mohammad with his mantle and holds special importance in Islamic literature as a pioneering work in the development of eulogies written to honor the Prophet. The eulogy written by Busiri (d. 696/1297?), who lived about six centuries after Ka'b, whose real name was Al-Kawākib ad-Durrīya fī Madģ Khayr al-Barīya, would over time come to overshadow Ka'b's poem due to its narration style and literary power. This work has been introduced to Turkish literature in different forms, including translations, interpretations, and pentastichs, heptastichs, and distiches or tristiches inserted between the verses of poems. One of the poets credited with translating Qasida al-Burda in verse is Paşasaraylı Fazlî Efendi. It is understood from his prose, which is the subject of this study, that the poet, whose name could not be found in bibliographical dictionaries or other biographical sources, must have been alive in 1036/1626-27. His translation, written in the qasida (ode) style, consists of a total of 162 couplets, including a style of couplet that has no equivalent
Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 2025
Hz. Peygamber'in hayatı, İslam coğrafyasının sosyal ve kültürel hayatında her zaman örnek teşkil etmiştir. Bu durum, onun etrafında şekillenen bir kültür coğrafyasının oluşmasına vesile olmuştur. Böylece, İslam toplumlarının edebiyat sahasında Hz. Peygamber'i konu alan türler ortaya çıkmıştır. Na't, siyer, mevlid, mu'cizât-ı Nebî, esmâ-i Nebî, evsâf-ı Nebî, şemâil, hilye, mi'râciye, regâibiye, gazavât-ı Nebî, hicretnâme, şefâatnâme, fazîletnâme ve kırk hadis olarak adlandırılan bu türler içinde en çok rağbet göreni şüphesiz na't türüdür. Na't, bir edebî tür olarak Hz. Peygamber'i öven şiirlere verilen addır. Ancak zamanla Hz. Peygamber dışında farklı din büyükleri için de na'tlar kaleme alınmıştır. Bu çalışmanın konusu İmâm Bûsîrî'nin Kasîde-i Bürde'sine, Yâhyâ b.Abdullâh tarafından yazılan manzum tercümedir. Çalışmada esas alınan eser Tercümetü'l-Esrâr fî Medhi Seyyidi'l-Ebrâr adlı Kasîde-i Bürde şerhidir. Şerhte yer alan manzum tercümeler, söz konusu çalışmanın çerçevesini oluşturmaktadır. Çalışmada öncelikle, Yahyâ b. Abdullâh'ın hayatı ile ilgili metinden elde edilen verilerden hareketle bilgi verilmiştir. Sonrasında manzum tercüme şekil ve muhteva bakımından incelenmiştir. Çalışmanın sonraki bölümünde eserin nüshalarının tavsifi yapılmış olup çeviri yazılı metinle çalışma tamamlanmıştır. Çalışma sonunda şârihin manzum tercümesinin, şekilden çok kaynak metnin anlamını aktarmaya öncelik verdiği, tercümede belli oranda farklı mütercimlerden etkilendiği tespit edilmiş olup eserin müellifi olan Yahyâ b. Abdullâh'ın hayatına dair önemli ipuçları elde edilmiştir.
Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi, 2018
Öz: Hz. Peygamber’e duyulan derin muhabbet, birçok edebî türün gelişmesine vesile olmuş ve O’nu öven, çeşitli hasletlerini, örnek ahlakını ve eşsiz yaratılışını konu alan manzum ve mensur sayısız eser kaleme alınmıştır. Ka’b bin Züheyr ile Bûsîrî’nin Hz. Peygamber sevgisi ekseninde yazdıkları ve literatürde Kasîde-i Bürde olarak tanınan meşhur şiirleri, en güzel na’t örnekleri olarak kabul edilir. Ka’b bin Züheyr’in Bânet Su’âd ifadesiyle başlayan ve Hz. Peygamber’in mübarek hırkasıyla takdir edilmesine vesile olan kasidesi, kendisinden sonra yazılan na’tlara öncülük etmiştir. Fakat Bûsîrî’nin Hz. Peygamber’e olan samimi aşkını dile getirdiği el-Kevâkibü’d-dürriye fî medhi hayri’l-beriyye adlı şiiri, gerek edebî değeri gerekse yazılış hikâyesi bakımından Ka’b bin Züheyr’in eserini gölgede bırakmayı başarmış ve tercüme, şerh, tahmis, taştir, tesdis, tesbi’ ve nazire gibi çeşitli formatlarla edebiyatımıza kazandırılmıştır. Altı mesnevi ve hacimli bir Divan sahibi olan Ahmed-i Rıdvan da Hz. Peygamber’in şefaatine mazhar olabilmek ümidiyle Kasîde-i Bürde’ye 105 beyitlik manzum bir tercüme kaleme almış ve bu sahada kalem oynatan şairler kervanına katılmıştır. Bu çalışmada öncelikle Ka’b bin Züheyr ile Bûsîrî’nin kasideleri genel hatlarıyla tanıtılmış ve Ahmed-i Rıdvan’ın hayatı ve eserleri hakkında geniş çaplı bilgi verilmiştir. Ardından manzum Kasîde-i Bürde tercümesinin şekil ve muhteva özellikleri üzerinde durulmuş ve tespit edilebilen dört nüshasından istifade edilerek tenkitli metninin sunumu yapılmıştır. Anahtar Kelimeler: Bûsîrî, Kasîde-i Bürde, Ahmed-i Rıdvan, Tercüme Abstract: Countless works of poetry and prose praising the qualities of the Prophet Muhammed (e.g., his moral character and his divinity) have been penned in the name of Sufic literature. The intense love shown by Ka’b bin Zuhayr of Arabia and Al-Busiri of Egypt towards The Prophet are no exception to this rule, with their poetry being accepted as some of the finest examples of na’t including the famous Qasīdat al-Burda (The Poem of the Mantle). Bin Zuhayr, continuously outdoes himself with each successive poem, starting with his ode to the Prophet exalting his holiness, Banat Su’ad. However, Al-Busiri had succeeded in rivaling Bin Zuhayr through his ode Al- Kawākib ad-Durrīya fī Madḥ Khayr al-Barīya (The Celestial Lights in Praise of the Best of Creation), both in terms of its literary value and its content. Moreover, Al-Busiri’s masterwork has earned its way into Turkish literature through various formats such as translation, exegesis, tetralogy, quintet, hexalogy, septology, and parallelism. Ahmed-i Rıdvan, who himself had composed a voluminous six mesnevi divan, had quilled a translation of 105 couplets of Al-Busiri’s Qasīdat al-Burda from Arabic into Turkish, with the hope of honouring The Prophet’s intercession. Doing so had furthermore entered Rıdvan an esteemed place amongst the poets of the day. The first part of this paper takes brief but broad look at odes of Bin Zuhayr and Al-Busiri, alongside the life and works of Rıdvan. The second part goes on to both examine the form and content of Rıdvan’s translation of Qasīdat al-Burda, as well as provides a textual criticism of four different handwritten manuscript versions of the same text. Keywords: Al-Busiri, Qasīdat al-Burda, Ahmed-i Rıdvan, Translation
Darulfunun İlahiyat, 2023
İslami edebiyat mahsulleri arasında, üzerine en fazla ikincil metin (şerh, tercüme, nazire, tahmis vb.) yazılan eserlerden biri Kâ‘b b. Züheyr’in Kasîde-i Bürde’sidir. İlk kelimelerinden ötürü Kasîde-i Bânet Su‘âd olarak da tanınan bu eserin cazibesi, bizzat Hz. Peygamber’e sunulup onun övgü ve ihsanına mazhar olmasından ileri gelmektedir. Gerek bu manevi özelliği gerekse edebî kıymeti dolayısıyla bütün İslam devletlerinde büyük bir ilgiyle karşılanan bu manzume, Osmanlı devrinde de edebî muhitlerin takip ettiği bir metin olmayı sürdürmüştür. Bu vesileyle tercüme ve şerh geleneğine Türkçe olarak da konu edilmeye başlanan Kasîde-i Bürde, devletin son yıllarına kadar, hatta Cumhuriyet döneminde dahi ihmale uğramadan gündemdeki yerini korumayı başarmıştır. Bu çalışma kapsamında söz konusu kasidenin Arap harfleriyle basılan ilk ve tek müstakil Türkçe tercümesi hüviyetindeki bir eserin, Ispartalı Zeynelâbidin Bey’in Hadîka-i Semeretü’l-Fuâd (1928) isimli mensur tercümesinin bir tanıtımı yapılarak eserin metni neşredilmiş, ilgili literatür dâhilindeki bir eser daha istifadeye sunulmuştur. Bu esnada, iki devri idrak etmiş velud ancak meçhul bir müellifin hâl tercümesi, kaleme aldığı Ben Kimim? isimli ilgi çekici otobiyografisi üzerinden takdim edilmeye çalışılmıştır. One of the most widely commented upon and translated works of Islamic literature is Kaʿb ibn Zuhayr’s (d. 24/645?) Qasīdah al-Burdah, also known as Bānat Suʿād [Suʿād has departed] due to its opening words. Kaʿb ibn Zuhayr presented this poem to Prophet Muhammad (peace be upon him) in person and received his praise and benevolence, and this poem has been highly regarded for its spiritual and literary value by all Islamic states. It remained a prominent text in literary circles during the Ottoman period, consistently being translated and commented upon in Turkish. In this regard, Qasīdah al-Burdah had started to being the subject of the translation and commentary tradition in Turkish and managed to maintain its place of interest without being neglected until the final years of the Empire and even into Türkiye’s Republican Period. This study introduces Ispartalı Zeynelābidin Bey’s 1928 prose translation of Qasīdah al-Burdah, which he titled Hadīqa-i Samaratu’l-Fuʾād [garden of the fruit of the heart], the first and only printed Turkish translation of the ode in Arabic script, and publishes the text in order to make it available within the relevant literature. Additionally, the study attempts to present the biography of a prolific but lesser-known writer who lived through both the Ottoman and Republican periods through his interesting autobiography titled Ben Kimim? [Who Am I?].
Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 2024
Osmanlı kültür ve edebiyat geleneğinde etkisi oldukça derin ve yoğun olan metinlerden biri Bûsîrî’nin nazmettiği ve Kasîde-i Bürde diye meşhur olan kasidedir. Farklı biçim ve içerikte tezahür eden bu etkinin önemli bir görünüm biçimi de kasidenin Türkçe şerh ve tercümeleridir. Son yirmi yılda tedrici olarak artan bilimsel çalışmalar sayesinde, bu şerh ve tercümelerin literatürü büyük oranda ortaya çıkarılmış olsa da bu literatürü oluşturan metinlerin neşri konusundaki çalışmalar devam etmektedir. Bu çalışmada da Kasîde-i Bürde’ye yazılan manzum tercümelerden biri olarak 18. yüzyılda yaşadığı tespit edilen Koçhisârîzâde Süleymân Tâlib’in yaptığı manzum tercüme ele alınacaktır. Bu bağlamda öncelikle tercümenin yazımı/yazarına dair bir tashih yapılarak konuyla ilgili birkaç çalışmada tercümenin Sükûtî mahlaslı Mehmed b. Şeyh Mustafâ’ya aidiyetinin hatalı olduğu ortaya konmuştur. Akabinde, neredeyse sadece Zeyl-i Siyer-i Veysî isimli eseri ile ancak son bir iki yılda gündeme gelen Koçhisârîzâde Süleymân Tâlib’in biyografisi oluşturulmaya çalışılmıştır. Klasik biyografik kaynaklarda yer almadığı için onun biyografisi için temel olarak bu çalışma ile birlikte tespit edilen eserleri, oluşturduğu mecmuası ve sahip olduğu kitaplar ile bunlardaki kayıtlar kaynak alınmıştır. Yazarın tespit edilen eserlerine dair bilgiler verildikten sonra çalışmanın asıl konusu olan manzum Bürde tercümesi ayrıntılı olarak tanıtılıp üç nüshası üzerinden kurulan çeviri yazı metni sunulacaktır
Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 2021
Ö Z E T Ka˘b b. Züheyr'in (ö. 24?/645?) "Bânet Su˘âd" ifadesiyle başlayan ve Hz. Peygamber'in mübarek hırkasıyla ödüllendirilmesine vesile olduğu için literatürde Kasîde-i Bürde olarak tanınan meşhur şiiri, kendisinden sonra kaleme alınan na˘tlara öncülük etmesi açısından ayrı bir öneme sahiptir. Ka˘b'dan yaklaşık altı asır sonra yaşayan Bûsîrî'nin (ö. 696?/1297?) Hz. Peygamber'e olan derin muhabbetini nazma döktüğü el-Kevâkibü'd-Dürriyye fî Medhi Hayri'l-Beriyye adlı kasidesi de İslami edebiyatta aynı adla bilinmektedir. Ka˘b'ın manzumesi her ne kadar ilk örnek olsa da Bûsîrî'nin eseri, gerek yazılış hikâyesi ve edebî hüviyeti gerekse lirik üslubu bakımından klasik Türk şairlerinin ilgisine daha fazla mazhar olmuş ve 15. yüzyıldan itibaren tercüme, şerh ve tahmis gibi farklı şekillerle edebiyatımıza kazandırılmıştır. Âşıkane ve arifane pek çok şiiri ve Münyetü's-Sâlik adlı tasavvufi bir yapıtı olan Mustafa Maksûd Resâ Efendi (ö. 1269/1852-53) de Hz. Peygamber'in şefaatini umarak söz konusu kasideyi tahmis eden şairlerden biridir. Aruzun mefâ˘ilün fe˘ilâtün mefâ˘ilün fe˘ilün kalıbıyla yazılan eser, toplam 160 bendden oluşmaktadır. Resâ, diğer birçok şair gibi on bölüme ayırdığı tahmisini serbest bir söyleyişle kaleme almış ancak kaynak beyitlerin anlamını hissettirmeyi başarmıştır. Diğer bir ifadeyle kaynak metinden aldığı manayı kendi şairlik yeteneğiyle süslemiş ve özgün bir tarzla söylemeye çalışmıştır. Zaman zaman ayet ve hadislerden yaptığı iktibaslarla eserini zenginleştiren şair, kaynak şiirin otuz yedi beytini Arapça, on bir beytini ise Farsça tahmis etmiştir. Bu çalışmada öncelikle Ka˘b b. Züheyr ile Bûsîrî'nin kasideleri genel hatlarıyla tanıtılmış ve Mustafa Maksûd Resâ'nın hayatı ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Ardından Kasîde-i Bürde tahmisinin şekil ve muhteva özellikleri üzerinde A B S T R A C T Ka˘b bin Zuhair's (d. 24/645?) famous poem, whose opening line is Banat Su˘âd, is referred to as Qasida al-Burda (Ode of the Mantle) in the literature because the poet was awarded with the Prophet's blessed mantle in his dream, and it holds special importance for being a pioneering work for the eulogies of its type. Busiri (d. 696/1297?), who lived about six centuries after Ka˘b, wrote Al-Kawākib ad-Durrīya fī Madģ Khayr al-Barīya, a eulogy that expresses his deep love for the Prophet, and the poem is known with the same title in Islamic literature. Although Ka˘b's poem is the first example of its type, Busiri's work has attracted greater attention from classical Turkish poets for its story, literary identity, and lyrical style. Since the 15th century, Busiri's work has been brought to Turkish literature in different forms, such as translations, commentaries and quintuplets. Mustafa Maksûd Resâ Efendi (d. 1269/1852-53), who wrote many poems on the themes of love and wisdom, as well as a mystical work, titled Münyetü's-Sâlik, was one of the poets who hoped for the intercession of the Prophet in writing eulogies in the form of quintuplets. Written in the aruz prosody of mefâ˘ilün fe˘ilâtün mefâ˘ilün fe˘ilün, the work consists of 160 cantos. Resâ, like many other poets, wrote his quintuplet, which he divided into ten parts, in a free style, and he succeeded in making the meaning of the source couplets felt. In other words, he embellished the meaning he got from the source text with his own poetic talent and tried to express it in an original style. Enriching his work from time to time with quotations from verses from the Qur'an and hadiths, the poet wrote thirty-seven
Journal of Turkish Research Institute, 2005
Hicrı IV. yüzyılın sonlannda ve Gazneliler devrinde yaşayan Ebu'l-Feth el-Bustı, tevhid ve maarif hakkında Arapça ve Farsça şiirleri, darbımesel niteliğindeki secili hikmetli sözleri ile ünlüdür. Adı geçen şairin, ahlakı öğütler içeren 'UnvQnu'l-hikem adlı Arapça bir ka,>idesi vardır. Bu makalede, sözkonusu kasidenin, Diyarbakırlı Saıd Paşa tarafından yapılmış manzum Türkçe tercümesine yer verilmiştir.
Türkoloji Dergisi, 2001
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, 2019
Öz: Türkçe tasavvufî şiirler dâhil olmak üzere Klasik Türk Edebiyatında genel hatlarıyla; Mesnevî ve Kasîde-i Bürde, Arapça ve Farsça gazel, kasîde, mesnevî vb. nazım şekliyle söylenmiş manzûmeler, lugazlar, özellikle Hâfız, Şevket-i Buhârî, Örfî-i Şirâzî gibi İranlı şairlerin Dîvân'ları gibi pek çok tür ve şekildeki kaynak metinlere şerhler yapılmıştır. Bunun yanı sıra özellikle XIX. yüzyıl ve sonrasında şerh olgusunun bazı problemli, tartışmalı ya da aydınlatılması gerekli yönleri ilmî/bilimsel olarak da ele alınmıştır. Bu bağlamda değerlendirmeye tabi tutulan eser, yazarının kendine has dil ve üslubuyla; Türk Edebiyatı Şerh Geleneğinin başat aktörü "şârih" ve belâğat ve fesâhat açısından onun "üslûbu" konusuna, Bûsîrî'nin defalarca şerh ve tercüme edilen Kasîde-i Bürde adlı na't-ı şerîfi örnekleminde ışık tutmaktadır.
Rumeli İslam Araştırmaları Dergisi, 2021
İntihal: Bu makale, iThenticate yazılımınca taranmıştır. İntihal tespit edilmemiştir. Plagiarism: This article has been scanned by iThenticate. No plagiarism detected.
Korkut Ata Türkiyat araştırmaları dergisi :, 2024
Kasîde-i Bürde, Hz. Muhammed'i (sav) methetmek için yazılmış, on bölümden ve yüz altmış beyitten oluşan, üzerine onlarca tahmîs, tesdîs, tesbî', taştîr, nazîre nazmedilen ve yüzlerce şerh-hâşiye ile anlaşılmaya çalışılan Mısırlı şair Bûsîrî'nin zamanları aşan şiiridir. Kasîde-i Bürde, pek çok dünya diline tercüme edilerek çoğu şiirin ulaşamadığı bir paye edinmiştir. Kasîde-i Bürde, Türk edebiyatında da çok rağbet görmüştür ve ona tahmis yazan Türk şairlerden biri de Salâhî mahlasıyla şiirler yazan Abdullâh Salâhaddîn'dir. Yüze yakın eserin sahibi Abdullâh Salâhaddîn-i Uşşakî'nin Arapça, Farsça ve Türkçe olarak yazdığı şiirleri içerisinde nadide bir yeri haiz olan tahmîsinde önce Kasîde-i Bürde'nin her beyti Arapça olarak beşlenmiş daha sonra da manzum olarak Türkçeye tercüme edilmiştir. Söz konusu tahmîsin Arapçası tahkik edilmiştir. Hem Kasîde-i Bürde hem de Salâhî üzerine pek çok yayın yapılmıştır. Bu çalışma ise Türkçe tahmîsin incelemesini, edisyon kritiğini, transkripsiyonlu metnini ve tahmîste geçen kelimelerin derkenarda yer alan Arapça açıklamalarının tercümesini içermektedir. Müstakil ve ayrıntılı çalışmalar bulunduğu için İmam Bûsîrî ve Kasîde-i Bürde, Kasîde-i Bürde'nin Türkçe Şerh ve Tercümeleri, Abdullâh Salâhaddîn-i Uşşâkî'nin hayatı ve eserleri ile ilgili bilgilere bu çalışmada yer verilmemiştir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.