Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
7 pages
1 file
İNSAMER, 2021
AB, daha güçlü yeni bir strateji tasarlamanın zamanının geldiğini fark ederek 2019’da bölgenin ana aktörleriyle iş birliği ve ortaklık politikası benimsemiş, onlarla jeopolitik rekabet içinde olmamayı tercih etmiştir.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, uzun zamandır beklenen yeni AB küresel strateji belgesini, 29 Haziran 2016’da yapılan AB Konseyi toplantısında AB liderlerine sundu. Strateji belgesi Paylaşılan Vizyon, Ortak Eylem: Daha Güçlü Bir Avrupa - Avrupa Birliği’nin Dış ve Güvenlik Politikası İçin Küresel Bir Strateji başlığını taşıyordu. Bu Konsey toplantısının asıl gündeminde ise AB’yi derinden sarsan hayati önemdeki sıcak bir gelişme, İngiltere’deki halkoylamasında AB’den çıkma kararının alınması vardı. Yüksek Temsilci Mogherini’nin hazırladığı küresel strateji belgesi, AB zirvesinde ele alınmamış olsa da “Brexit” kararının şokuyla çalkalanan Avrupa’da, Avrupa ordusu tartışmasını yeniden canlandırdı. İngiltere’nin Avrupa ordusu düşüncesine karşı çıkan bir ülke olması da tartışmaya yeni bir boyut kazandırdı. Bu önemli gelişmeler, İngiltere’nin AB’den çıkışının Avrupa ordusu tartışmasına nasıl bir yön vereceğiyle ilgili bazı soruları da akıllara getiriyor: Yumuşak gücüyle bilinen AB’nin kendine ait birleşik ve daimi bir orduya ihtiyacı var mı? Bundan sonraki süreçte, İngiltere’siz bir AB kendi ordusuna sahip olabilir mi ya da olmalı mı? AB’nin sonunu hazırlayacağı şeklinde yorumlar yapılan Brexit kararı, tam tersine Avrupa ordusunu kurmak için bir fırsat olarak değerlendirilebilir mi? Bütün bu soruların cevabı, AB ülkeleri ve yetkililerinin AB’deki mevcut askeri yapılanmaya ve Avrupa ordusu düşüncesine nasıl yaklaştığında saklıdır ve AB’nin stratejik hedefleriyle yakından ilgilidir.
Akademi 1. Uluslararası Göç Araştırmaları Kongresi Conference Book, 2023
Türkiye, 1987 yılında Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyelik başvurusunda bulunmuş ve 1999 yılında aday olarak kabul edilmiştir. 2005 yılında ise tam üyelik müzakerelerine başlamıştır. 2016 yılına kadar 35 fasıldan 16’sı açılmış ve sadece bilim ve araştırma fasılı geçici olarak kapatılmıştır. Göç konusu ise henüz açılmamış olan 24. adalet, özgürlük ve güvenlik fasılı altında önemli bir yer tutmaktadır. Bu sebeple 2003 yılında İltica ve Göç Ulusal Eylem Planı hazırlanmıştır. Bunun amacı, Türkiye’nin göç mevzuatını AB müktesebatına uyumlu hale getirmektir. Bunun üzerine 11.04.2013 tarihli ve 28615 sayılı resmî gazete ile Göç İdaresi kurulmuştur ve 6458 sayılı Yabacılar ve Uluslararası Koruma Kanununa dayanarak Türkiye’deki göç sistemi yürütülmeye başlanmıştır. Ülkede artan düzensiz göçlerle kurumun önemi daha da artmıştır. Bu çalışmada Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve 2019 ile 2023 yılları arasını kapsayan 2. stratejik plan ile AB Göç ve İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 2020 ile 2024 yılları arasını kapsayan stratejik planlar karşılaştırılmıştır. Bu karşılaştırmanın sonucunda Türkiye’nin göç stratejik planının Avrupa Birliği ile kısmen uyumlu olduğu ve benzer amaç ve hedefler benimsediği görülmüştür. Ayrıca Türkiye göç stratejik planının Avrupa Birliği temel değerlerinden insan haklarına yüksek önem verdiği görülmüştür.
Avrupa 2023, 2023
Avrupa 2023 başlığını taşıyan bu kitapta, alanında uzman akademisyenler tarafından Avrupa Kıtası'na uluslararası ilişkiler disiplini bakış açısından mümkün olduğunca güncel ve bilimsel bir yaklaşım geliştirilmeye çalışılmıştır. Bölümlerde; iç gelişmelere, güncel siyasete, hukuk sistemlerine, göç konusuna, kıtanın küresel ve bölgesel stratejilerine, Rusya ile ilişkilere, Ukrayna Krizi'ne, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Kuzey Amerika, Çin, Türkiye, NATO ile ilişkilere ve terörizm konularına derinlemesine değinilmektedir.
Çalışmada, Avrupa Birliği’nin günümüzdeki haline gelene kadar geçirdiği tarihsel süreç, genişleme stratejileri bağlamında incelenecektir. Bu bağlamda, Avrupa Birliği’nin kuruluş felsefesinin değerlendirilmesi, bu felsefenin ışığında yeni dünya konjoktüründe yerini bulma sancıları ve bu sancılar içerisinde Avrupa Toplulukları adıyla başlayan sürecin, günümüzde Avrupa Birliği olarak ifade edilmesine kadar geçen zaman, genişleme özelinde açıklanacaktır. AB’nin genişleme politikasının genel hedeflerinin neler olduğu ve bu hedeflerin gerçekleştirilmesindeki stratejiler de değerlendirme kapsamında olacaktır.
İKV DEĞERLENDİRME NOTU , 2016
Avrupa havacılık sektörü, toplam 400'ün üzerinde havalimanını, 60'tan fazla hava trafik hizmet sağlayıcısını ve 150'in üzerinde hava yolu şirketini bünyesinde barındıran dev bir sektörü oluşturuyor; Son 20 yılda, AB'de iç pazarda hava hizmetlerinin liberalizasyonu ile beraber hava taşımacılığına olan talepte kayda değer bir büyüme görülmüştür; Avrupa ekonomisine yaklaşık 365 milyar avro katkı sağladığı tahmin edilen Avrupa havacılık sektörü, yaklaşık 5,1 milyondan fazla kişi için istihdam olanağı yaratıyor; Hava yolu işletmelerinin 2008 krizinden ötürü uğradıkları toplam zarar 16,8 milyar dolar. 2009 yılında ise, uğradığı 11 milyar dolar zarara rağmen sektör, verimliliğini ve dayanıklılığını korumuştur; Havacılık Stratejisi, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in açıkladığı Yatırım Planının çerçevesinde yürütülmektedir. Havacılık Stratejisi, Yatırım Planının üç temel amacına katkı sağlamayı hedeflemektedir.
Ömer Halisdemir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dergisi, 2021
European Union (EU) which represents a dynamic composition with its constantly improving and innovating structure published its latest goals and policies in Europe 2020 Strategy. The aim of this study is to comparatively analyse Turkey which is among the candidate countries of the EU to the 5 indicators which are evaluated within the scope of Europe 2020 Strategy (environment, education, employment, R&D, and poverty). As part of this analysis, countries in relatively advantageous and disadvantageous positions are identified with the help of indices created from indicator values, and the areas that the countries involved in the analysis should give priority to are identified and solution proposals are presented. As a result of the conducted analyses, it is possible to state that although there is an absolute monetary union, the EU which contains a socioeconomically heterogeneous structure consists of countries that have different development levels according to the discussed indicators and the data of years of 2017-2018. The findings of the study indicate that Sweden is advantageous in the environment, employment, and R&D indicators, Lithuania is advantageous in education, and Luxembourg is advantageous in poverty. On the other hand, it can be emphasized that Turkey, Bulgaria, and Romania dissociate negatively among all the countries in the above-mentioned indicators. In terms of the 5 basic indicators included in the analysis, it was determined that Sweden was the most advantageous country among all countries, while Turkey was the most disadvantaged country. Also,
AVRUPA BİRLİĞİ’NİN DIŞ İLİŞKİLERİ: Bölgesel Politikalar, Bölgeler ve Uluslararası Aktörler ile İlişkiler, Ed. Uğur Burç Yıldız, Nobel Akademik Yayıncılık, 2015. , 2015
Avrupa Birliği (AB), 2009 yılında yürürlüğe giren Lizbon Antlaşması ile Avrupa Dış Eylem Birimi’ni kurarak dış ilişkilerinde küresel bir aktör olarak varlığını ve etkisini artırma yönünde adım atmıştır. Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan’dan oluşan Orta Asya bölgesi, AB’nin dış ilişkilerinde Avrupa Komşuluk Politikası ülkelerine yönelik politikaların bir uzantısı niteliğinde “komşuların komşuları” olarak değerlendirilmektedir. “Komşuların komşuları” kavramı ile AB, komşu bölgelerde oluşturmayı hedeflediği güvenlik, istikrar ve refah ortamını söz konusu bölgeyi etkileyen ülkelere de yaymak istemektedir. Bu bağlamda AB, siyasi, ekonomik ve teknik anlamda bölgesel işbirliği programları ve bu programların yürütülmesine yönelik politika araçları oluşturmaktadır. Avrupa Birliği, 2007 yılında oluşturduğu AB ve Orta Asya Ortaklık Stratejisi ile birlikte Orta Asya ile ilişkilerini bölgesel düzeyde geliştirmeye başlamıştır. Bu Stratejide enerji, insan hakları, hukukun üstünlüğü, ulaştırma, çevre, eğitim, araştırma, sınır yönetimi ve ekonomik ilişkiler alanlarında işbirliği yapılması hedeflenmiştir. Böylece AB, bölgede mali yardım ve ticareti kolaylaştırma gibi teşvikler kullanarak kapsamlı bir politika uygulamayı amaçlamaktadır. AB, diğer dış ilişkiler politikalarında gözlemlendiği gibi, işbirliği mekanizmaları uygularken hukukun üstünlüğü, insan hakları, iyi yönetişim, demokrasi ve piyasa ekonomisi gibi değerleri yaymak üzere normatif bir aktör olarak hareket etmektedir. Bu değer-odaklı yaklaşımı ile AB, Orta Asya bölgesinde etkili olan Rusya ve Çin gibi diğer küresel ve bölgesel aktörlerden farklılık göstermektedir. Bu bölümde, ilk olarak dış ilişkilerinde normatif güç olarak hareket eden AB’nin Orta Asya’ya yönelik politikalarının tarihsel gelişimi ve bu böge ile işbirliği alanları incelenecektir. Sonrasında ise ticari ve mali ilişkilere değinilecek ve “komşuların komşuları” olarak anılan bölgenin AB’nin dış ilişkilerindeki yeri, fırsatlar ve meydan okumalar temelinde değerlendirilecektir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
The Journal of Social Sciences, 2017
İKV DEĞERLENDİRME NOTU, 2016
MARMARA AVRUPA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2023
Ekonomide Yeni Arayışlar ve Maliye, 2022
TÜRK DIŞ POLITIKASI YILLIĞI 2020, 2021
Tesam Akademi Dergisi, 2015
KARADENİZ: 2020 Gelişmeleri Işığında Bölgesel Değerlendirmeler, 2021
İKV DEĞERLENDİRME NOTU, 2014
TÜRKİYE'YE YÖNELİK YENİ STRATEJİ YOLDA, 2023
Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dergisi, 2011
Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2015