Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020, NUBAR OZANYAN TERÖR ÖRGÜTÜ
…
6 pages
1 file
Suriye'de iç savaşın başladığı günden itibaren hem ülkedeki, hem bölgedeki hem de uluslararası alandaki fırsatları değerlendiren PKK/PYD terör örgütü, bu ülke toprakları içerisinde kendisine bir alan yaratırken aynı zamanda ABD'nin de desteğiyle silah, malzeme ve teçhizat kazanımı da elde etti. Bu kazanımın ötesinde PKK/PYD DEAŞ terör örgütüyle çatışmalarda ön saflara "sürülerek" kendisine "meşruiyet kazandırılmaya" çalışıldı. Bu çerçevede DEAŞ'la mücadele "örtüsü" adı altında çok sayıda Markist ve Leninist görüşlere bağlı birey ve örgütlenme, PKK/PYD saflarına katılmak üzere Suriye'ye gitti.
Azeri Türkleri tarih boyunca Aras nehrinin her iki tarafında meskunlaşmış, büyük devletler kurmuş, zengin medeniyet oluşturmuş bir halktır. Bu gün dünyada 50 milyona kadar Azerbaycanlı (Azeri Türkü) yaşamaktadır ki, bunların da yaklaşık 8 milyonu Azerbaycan Cumhuriyetinin, 30 milyonu ise İran İslam Cumhuriyetinin vatandaşlarıdır. Yüzyıllardır ki Azerbaycan ismi coğrafî bir kavram olarak Hemedan’dan Derbend’e kadar uzanan geniş topraklara ait edilmektedir. Şimdiki İran Azerbaycanı ve Azerbaycan Cumhuriyetinin yanı sıra çağdaş Ermenistan Cumhuriyetinin tüm arazisi ve Güney Kafkasya’nın bazı diğer bölgeleri de uzun süre Azerbaycan ülkesinin bir parçası olmuştur. Ama maalesef tarihimizi tahrif etmek için çaba gösteren bazı yabançı “bilim adamları”, özellikle de kimi Ermeni, Rus ve İran tarihçileri Aras nehrinden kuzeyde yer alan topraklarımızın, buradaki Arran, Şirvan, Karabağ, Çukur-Sa’d vs. vilayetlerin tarihen Azerbaycan’a ait olmadığını ve Azerbaycan adının sadece Aras’tan güneydeki arazilerin ismi olduğunu iddia etmişler. Onlar Aras nehirden kuzeyde bulunan bölgelere yalnız 1918 yılından sonra Azerbaycan isminin takıldığını ileri sürmüşler. Bu makale çerçevesinde okurları son dönemde yayımlanmış olan bazı bu tür açıklamalarla tanıştırmayı ve bu görüşleri bilimsel deliller esasında eleştirmeyi amaçlıyoruz.
Azerbaycan, mûsikîmizin önemli üstatlarının yetiştiği bir saha olup mûsikî derinliği hadsizdir. Azerbaycan edebiyatının ve kültürünün ayrılmaz bir parçası olan âşıklar ise bu mûsikîye katkı üstüne katkı sağlamışlardır. Edebiyat ve kültür için çalışan bu âşıkların ellerinde daima saz bulunmaktadır. Azerbaycan’ın Türkistan ve Türkiye sazlarından kimi küçük farklarla ayrılan sazı herkesin kabul ettiği ve tasdik ettiği üzere kopuzun soyundan gelmektedir. Peki, kopuz nedir? Azerbaycan sazının kopuzla olan benzerlikleri ve farklılıkları nelerdir? Biz, bu derin konuyu incelemeyi gerekli gördük. İşte bundan ötürü, bu makalede Azerbaycan sazının kopuzla olan ilişkisi anlatılmaya çalışılacaktır.
Otoriter Rejim Soğuk Savaş'ın bitmesiyle birlikte başlayan süreçte yarı-başkanlık rejimleri Doğu Avrupa'ya doğru yayılmıştır. Doğu Avrupa'daki bu yayılma Avrupa Birliği üyesi olduktan sonra daha çok Finlandiya ve Fransa uygulamasını andıran bir görüntü vermiştir. AB sürecinde ilerleyemeyen devletlerde daha çok bireyci, özgürlükleri bastıran bir rejime dönüşmüştür. Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan gibi pek çok devlet zaman zaman bu tür otoriter rejimlerle idare olunmuştur. Bu ülkelerde serbest ve hakça olarak kabul edilen seçimler yapılmış olsa bile bu durum seçimsellik diye adlandırabileceğimiz bir sonuç doğurmakta, bu da demokrasi ile bağdaşmamaktadır. 1 Seçimsel otoriter dediğimiz rejimlere bakacak olursak belli aralıklarla yapılan seçimlere katılan partiler arasında sağlıklı bir yarış ortamı yoktur. Belli aralıklarla seçim yapılmakta halkoyu sayesinde otoritenin meşruiyeti sağlanmaktadır. " Seçilen " lider kendisini milli iradenin temsilcisi sayarak meşru bir otorite haline geliyor. Otoriter Rejim, sınırlı, fakat sorumlu olmayan bir siyasal plüralizme yer veren; işlenmiş ve yol gösterici bir ideolojiye değil, kendine özgü zihniyetlere sahip olan; gelişimlerinin bazı aşamaları dışında, yaygın ve yoğun siyasal mobilizasyon yaratmayan; bir liderin veya bazen küçük bir grubun, biçimsel yönden iyi belirlenmemiş fakat fiiliyatta oldukça tahmin edilebilir sınırlar içinde iktidarı kullandıkları siyasal sistemlerdir.2 Otoriter rejimlerde siyasal katılma sınırlıdır. Kapsamlı bir ideolojik yapı görülmemektedir, yani halkı siyasal olarak seferber edecek ve sistemi bir arada tutacak bir yapı yoktur. İktidardaki kişi veya grupların erkinin görece olarak sınırlı ve tahmin edilebilir olması görülen diğer bir özelliğidir. Otoriter rejimlerde karizma düşük, rol olarak bireysel lider öne çıkar ve 6 1 * Bu metin Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde gerçekleştirilen Otoriter Rejim İncelemesi: Azerbaycan başlıklı sunumun genişletilmiş ve yeniden düzenlenmiş halidir.
2020
Gazi Zahîrüddîn Muhammed Bâbür Şah'ın Aydınlık Üslûbundan Ali Şir Nevaî...
AZERBAYCAN'DA BİR ATEŞGAH ULUSLARARASI .. .. . TURK DUNYASI INANÇ . . . MERKEZLERI KONGRESI . . BILDIRILERI, 2004
ARGUVAN YÖRESİNİN ÖNEMLİ OZANLARINDAN OLAN VE 1994 YILINDA VEFAT EDEN ABBAS EKİCİ'NİN ALMANYA'DA DAĞINIK BİR BİÇİMDE BULUNAN ŞİİR VE SES KAYITLARI İNCELENMİŞTİR.
Bu çalışmada, Nûrî adlı/ mahlaslı biri tarafından manzum olarak yazılmış, 1308/1891 yılında taşbaskısı yapılmış 24 sayfalık Manzûme-i Âdâb-ı Zikr adlı eserin tanıtımı, incelenmesi ve metnin transkripsiyonlu aktarımı yapılmıştır. Edirneli Mehmed Nûrî’ye ait olabileceğini düşündüğümüz “Manzûme-i Âdâb-ı Zikr” adlı eser; iki manzum risaleden meydana gelmektedir. Eserin sonunda yedi beyitlik bir Na’t-ı Şerif ve Hatm-ı Hâce duası da yer almaktadır. İlk risale; “Haza er-Risâletü’l-Manzûme Fî Âdâbi‘z-Zikri‘n-Nakşibendiyyi‘l-Hâlidî” başlıklı 160 beyitlik bir mesnevidir. Bu mesnevi, Hâlid-i Bagdâdî’nin “Risâle Fî Âdâbi’zZikr”inde yer alan, zikirde gerekli yirmi adabı açıklayan manzum bir Türkçe tercümedir. Nasihat-nâme türündeki ikinci risale; 92 beyitlik “Haza Risâletü‘lManzûme Fî Hakkı‘n-Nasîha ve Musâbabetü’l-İhvân” başlıklı bir kaside olup, tarikat ehlinin kendi içerisinde ve toplum içinde dikkat etmesi gereken hususları, bazı uyarı ve öğütleri ihtiva etmektedir. İSAM Osmanlıca Risaleler Veri Tabanı’nda kayıtlı olan bu eserin tanıtılıp gün yüzüne çıkarılması, bu alanda yapılacak olan yeni çalışmalara katkı sağlayacaktır.
İran İslam Cumhuriyeti'nde her ne kadar Fars ulusu esas unsuru teşkil ediyorsa da, ülkede varlıkları reddedilemeyecek mühim bir Türk azınlığının mevcut olduğu bir gerçektir. Bu Türk unsurunun dışında bir hayli Fars olmayan unsurlar da bulunmaktadır. Bu azınlıklar rejimin bütün gayretlerine rağmen İran potasında eritilememiş, ancak olağanüstü hallerin dışında (mesela yabancı güçlerin ülkeyi işgali) ülkenin bütünlüğü sağlanmıştır. İslam rejimi de Irak'la uzun süren savaşa rağmen ülkenin bütünlüğünü koruyabilme başarısını göstermiştir. Ayrıca şuanda bu azınlıkların bir taleple ortaya çıktığını gösteren güçlü delillere rastlanmakla birlikte, geçmişteki bazı örnekler geleceğe yönelik birtakım sinyaller olarak yorumlanabilir.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
ORTA TOROSLARIN ZİRVESİNDE BİR KUTSAL MEKÂN: BULGAR BOZOĞLAN, 2023
INTERNATIONAL ACADEMIC RESEARCH CONGRESS 2018, 2018
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi. Doğumunun 150. Yılı Anısına: ANAMIN KİTABI PİYESİNDE AZERBAYCAN İDEALİ, 2019
DİNİ İLİMLER PERSPEKTİFİNDEN AHZAB SURESİ, 2023
Journal of International Social Research